22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 2 MAVIS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DtZİ DEVRİMOEN, EVRİME. TURHAN SELÇUK M0LLAİ-AK.L 5A.LLAK DURUST TABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ MÜ JZTTHCÎLER TUTüK - "İSTÎK1ÂL MA"HKc_ HARIKÜLADE MACERALARI 32 KİSIM TEKMİLİ BİRDEN Liberal Demokratik Daily Newspaper Genel Yayın Yönetmeni Hagop Avedikyan Ermenistan'da bağımsız bir gazete çıkarmanın son derece güç olduğunu söyledi ZorlıMarla savaşıyoruzE r m e n i s t a n iz l e n i m l e r i GÛRdSl>N Vakındakı TÜRKİYE Tekin SÖNMEZ f T~agop Avedikyan, Erivan "da çıkan Liberal ğ—t Demokratik Daily Nevvspaper gazetesinde A. JL genel yayın yönetmeniiği görevini yapıyor. Ermenistan'da bağımsız çalışmanın çok zor olduğunu belirten Avedikyan, üzerlerinde bir baskı olmadığını, ancak dağıtım sorunlannın sürdiiğünü söyledi. Ermenistan'da günlük gazetelerin sorunlan üzerine Avedıkyan'a sorulanmız ve aldığ^mız yanıtlar şöyle: - Ermenistan'da gazeteierin durumu nedir? - Eımenıstan'daki gazeteler SSCB'nın uzunca bir döneminde yıllarca devletin propaganda organlan olarak çahştılar. 1991 'de yapılan yeru anayasaya göre basın organlan, gazeteler ortaya çıktı. Bunlan da şöyle sıralayabiliriz: 1) Devlet yayın organı ve onlann sözcüsü olanlar. 2) Sponsorlara bağlı gazeteler. Sponsorlara sahip gazeteler kaçınılmaz olarak sponsorlann müdahalelerine muhatap olmak zorundadırlar. 3) Bağımsız gazeteler. Bağımsız gazetelerin maddi imkânlan bir haylı kısıth; reklamlardan yeterince yararlanamıyorlar. Bağımsız gazeteler için önemli bir sorun da devlet basımevleridir. Basımev lerinin müdahaleleri var, yani kendi görüşleri doğrultusunda yayın yaptırmak istiyorlar. Kâğıt ve malzeme bulma zorluklan. dağıtım zorluklan bağımsız gazetelerin üstesinden gelmek zorunda kaldıkJan belli başlı engellerdir. - "Bağımsız gazeteler"in sorunlan daha mı çok Ermenistan'da? - Gazetemız "AZG", günlük liberal demokratik bir gazete olarak, herhangı bir kurumun ya da sponsorun hımayesinde değil. tki yıl önce, diğer gazetelerle, Ermenistan'da özel bir basımevının kurulmasını sağladık. Kâğıt giderlerini henüz çözemedik. Çevremizdeki devletler tarafindan yıllardır uygulanan ambargo, bizleri günlük basım kâğîtlanmızı bıle Rusya'dan uçakla getirmek zorunda bırakmıştı. Bugün üzerimizde baskı yok. Fakat dağıtım sorunumuz hâlâ var. Devlet dağıtım kuruluşlan iyi çahşmıyor. Özel bir dağıtım örgütü kurmak isriyoruz, ancak bunun için yeterlı maddi imkâna sahip değiliz. Ermenistan'da reklam piyasası ise henüz oluşmuş değil. Fakat bütün bu zorluklan da aşacağımıza olan inancımız tamdır. -Gazeteniz AZG'nin durumunu ve konumunu biraz acar mısınız? - Ukemizde yayımlanan de\ let orgam gazeteden sonra en büyük tiraja gazetemiz sahip ki bu da ancak bu alanda yüzde 12'lık bir sayıdır. Ekonomik sıkıntılanmızı, çeşıtlı ülkelerdeki diyaspora toplantılannda elde ettiğimiz bagış kampanyalan ile aşmaya çalışıyoruz. Diyasporalar, polıtikamıza yön \ermiyorlar. Fakat diyaspora ile ilgili haberlere gazetemız geniş yer vermektedir. Gazetemiz, "Demokratik Liberal Siyasi PartT ile ideolojik bağa sahip olmakla birlikte, yayın politikamızda tam bir özgürlük içindeyiz. Bu ideolojik bağ da bizzat benden bvnaklanıyor. -fürkiye'deki meslek kuruluşlanvlattişküerinizyeteıii ni size göre? -Türkiye'deki basın organlanyla 1994'e kadar canlı bir ılişkimiz vardı. Örneğin Cumhuriyet gazetesi ile karşılıkJı haber değiştokuşu içindeydik. Buraya zıyarete gelen gazeteciler için lojistik destek verdik; lonaklama, rande\u refakat konusunda yardımcı clduk. Fakat 1994'te bir türlü anlamadığımız nedenlerle bütün ilişkiler kesildi. Bir yıl sonrayapüacak başkanlıkseçimleri öncesi hazırlıklar sürüyor Kadınlar anahtar rolde olacak Hagop Avedikyan Ermenistan halkının çoğunluğunu kadınlaroluşturuyor. Ermeni tanıürn grubunda çabşanlar i^vabancılanîulkelerinienmşekiJdetanıtma>ıamaçiı>or.(Fotoğratlar: TEKİN SÖNMEZ) Ermenistan başkanlık sıstemine sahip olduğu için doğrudan bir iktidarpartisinden söz etmek zor. Fakat "Cumhuriyetçi Parti". başbakanlık ve ba- kanlıklan elinde tutuyor. Dört en önemli bakanlık; dışışleri. savunma, içışleri. ulusal güvenlik, Cum- hunyetçi Parti'ye«t. Robert Koçaryan partilerüs- tü konumda. Levon Ter Petrosyan,"Ulusal Ermeni Partisi" başkanı iken de\ let başkanı oldu. Onun döneminde hükümet sadece kendi partisindendi. Bu parti şimdi "ana muhalefet" partisi. Bir yıl sonra Ermenistan'da devlet başkanı seçim- leri var. Levon Ter Petrosyan. başkanlığa adaylığı- nı. yaklaşık bundan iki ay önce resmen açıkladı. Bu açıklama ile birlikte 1 -2 Nisan 2002 'de Ame- rika'ya gidip bir konferans verecekti. Önceden ya- pılan bu gezı programı. Petrosvan'ın "grip" oldu- ğu açıklaması ile son dakikada ıptal edildı. Bu ge- zı. Ermenistan'da yaklaşan başkanlık seçimleri için Petrosyan'ın. özellikle 11 Eylül New York saldın- sı sonrası. Amerika'da polıtik destek arayışı gezısı olacağına dair kamuoyunda görüşler ortaya atıl- mıştı. Fakat tuhaf bir şey oldu: Petrosyan'ın konfe- rans v ereceği daha önceden açıklanan yere. hemen hemen aynı günlerde bugünkü Savunma Başkanı Serj Saridsyan gitti \ e bizzat kendisi konferans ver- dı. ABD Savunma Bakanı'yla buluştu. Kamuoyuna göre Le\on Petrosyan'ın kazanma şansı hemen hemen yok. Buna ragmen kendısini aday gösterme isteği. acaba ilerisı için 11 Eylül \e Af- ganistan Savaşı sonrası oluşan bugünkü hoşnutsuz gruplan. muhalefet bayrağı altında toplama girişi- mi olarak düşünülebılir mi? Ermenistan'da yaklaşan seçimler. bu kez önce- kılerine oranla: a) 11 Eylül 2001 New York'taki te- rör saldınsı. b) Afganistan Savaşı. c) Hazar Bölge- sı'nin güncelleşen önemi nedenleriyle çok farklı bir küresel ortamda cereyan edecek. Bunlardan ötürü. daha önce mevcut olan küresel "satranç" oyunundakı taşlann yerleri değişmiş gö- rünüyor. Sayın Robert Koçaryan ile karşısındakı mu- halefet temsılcisi Saym Levon Ter Petrosyan. bu "kök- ten" değişmelen fark ettikleri oranda. seçim kazan- ma şanslannı arttırabilecekler... Fakat bugün için göze görünmeyen Ermeni "ka- dın hareketterT. bir yıl sonraki seçimde özellikle "anahtar rolıT üstlenebilir... Ermeniler, Türkçenin kendilerine zenginlik kattığmı söylüyor Türkçenin egemenliği rürkçe. Rusçadan sonra en \ aygın konusma dilidır Erme- nistan'da. Şuolay karşısında gözlerim yaşardı Vernısaj ısmiy le tanınmış açık pazar alışveriş alanmda bir şeylere bakarken Sevan Be\ ba- na dilmaçlık yaptı. Konuşma sıra- sında Türkçey i ışıten kadın erkek ne kadar çok ınsan toplandı çev remı- ze. tahmın edemezsinız. Bunlann arasında ikınci. üçüncü kuşak "teh- cir" göçmeni olanlar da benimle Türkçe konuşmaya kalkışmasınlar mı! Görseniz şaşarsınız... Eri\ an 'a yolunuz düştüğünde çe- kinmeyin, korkmay ın \ e Türkçe ko- nuşun.. Ben bu konuyu bırkaç an- lamda araştırdım. Bu toplum üze- rine bende oluşan sosyal ızlenim sonucu olarak bunu söyleyebıliyo- rum. Ermeniler ile Kürtler arasın- da yansız bir mukayese yapılacak ol- sa, aradaki fark görülebılir. Stock- holm'de. gittikleri dil kurslarında Türkçe konuşma olursa. sınıfı terk eden genç kuşak Kürtler de tanı- dım. Ermeniler ise Türkçenin ken- dilerine zenginlik kattığını söyler- ken ıçtenlik ıçındedirlerçokluk. Bu nedenle Erıvan Üniversite- si'nde yıllarca Türkçe öğretmenli- ğı yapmış Bayan VJari Arisdagesyan ile de buluştum. "Genç kuşak Ermeniler neden Türkçeöğrenmek istiyorlar" dedim. "Bundan kola\ı ne var~ dedı. Ulusal Ermenistan Rad>o Sendika- sı Şefi olarak bulunduğu odadaki koltuğuna otururken. **Her şejden önceTürkçeyi bilmemiz gerekhor di- yedüşünü\orum. Eğer birgün sınır- lar açılırsa ve Türkçe bilmnorsak ne yapacağE?" "Bunu ben de merak ediyonım" dive söyleşiye dum "Hani" dedım. "hepsi bu ka- dar mı? Türkiye üzerinde her /aman bazı oyunlar çevrildiği konusunda. sonunda hezevanlar sahibi olduk! Sözgelimi Japonlar Türkçe öğrene- cekolsalar. biz ulus olarak kuşkula- nıyoruz ve bunun arkasında hangi 'cınlık' ^rdiyeerkenuyansistem- lerimizi hareketegeçiri>oruz!_" "Ha- can" diye söze başladı Mana Ha- nım. ben irkildım, "hacan" da ne- reden çıktı diye içimden geçirirken o bir adım ileri gitti, "Tekincan" dedi. Donup kaldım. Çocukluğum- da bu tarz hıtap çevremde sık sık ta- nık olduğum sıcak bir iletişim bağı kurmaya yarardı. Fakat şımdı ve Envan'da \e daha yeni tanıştığım bir bayan tarafindan.. O benim şaşkınlığıma hiç aldır- madan. yineledi: "Tekin Beycan, biz Ermeniler olarak komşulanmı/ın dillerini öğreniyoruz. Komşulan- mı/Ja banş içinde yaşamak ve daha iyi durumlar yaratmak için Farsça ve ,4rapça da öğreniyoruz..." Ben derin bir nefes aldım bu söz- leri işitince... Hani "Türkiye'yi isti- la etme niyeti olan ku\~\etlerin de Türkçeve ihtiyacı olabilir" diye sap- lantılanmdan uzaklaştım bir an. O sakin sakin de\am erti: "Do- ğu'daki Kars Kapısı 1992'de kapa- tıldı. Ya yeniden hem de alelacele açdırsaLNeyapacağız? Kapılar açı- lınca ticaret olacak aramızda, değil mi? Türkçe olmadan. sizinle ne ya- pabileceğiz?Hiçbirşe) yapamayız-" Yarın: Cenel değerlendirme GEÇMtŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Çalışanlar Bayramı Neden Olmasın? Kimı gelenekselleşmış katılıkları yumuşatmak ve korkulan aşmak için yılların geçmesini bekle- dığımiz ortada. Özellikle kendi kendimize ürettığimiz korkular yuzünden insanlanmızı damgalamaya kalkışma- nın kaybettirdiğı değerlerle zamanın önemı bugün daha iyi anlaşılıyor. Yıllardır "Amele Bayramı" diye küçümsenen ve "komünistlerin işi" sayılan 1 Mayıs, gerçek anla- mına, geride bırakılan kanlı 1 Mayıs'lann da bilinç- lendirmesiyle kavuşuyor. Yaşadığımız günlerde 1 Mayıs'ın "Emek Bayra- mı" yada "ÇalışanlarBayramı" olarak nitelendı- rilmesı, geçmişe gore bir hayli yol aldığımızı gös- teriyor. Önce kamu çalışanlarının dışlandığı bir dönem yaşadık. Sonra Devrımci Işçi Sendıkaları Konfederasyo- nu (DİSK) önculüğünde alanlarda kutlamadöne- mi başladı. Ama salınan korkulann etkisıyle olsa gerek, Türkiye Işçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-lş) alanlaryerine kendi başına salonlarda kut- lamayı yeğledi. Ancak Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Ban- kası'nın (DB), yaşanan ekonomik sorunların çozü- münü çalışanlann sırtına yukleme baskılan ve bu dayatmalan tek kurtuluş yolu olarak algılayan sı- yasal iktidarın tutumu, tüm çalışanlann ve örgüt- lerinin birtikteliğini gerçekleştirmenin dayanak nok- tası oldu. Dünkü 1 Mayıs kutlamaları, bu biriiktelığin, sen- dikal deyişiyle "kafa bıriiği "n\n en kapsamlı biçim- de alanlara yansımasının gostergesine dönüştü. Hatta, siyasal yelpazenin sağında yer alan par- tilerin yöneticıleri bile alanlara çıkmaktan çekinme- diler. Peki bu biıiikteliğin gücü, çalışma yaşamını dü- zenleyen yasalara ve demokratik hukuk devleti düzenine yansıyabilır mi? Siyasal iktidann yaklaşımını göz önüne alınca, bu soruya olumlu yanıt vermek zor görünüyor. Çünkü şimdiye kadar çalışanlann üzerinde iste- diklen baskıyı kurmayı başaran işverenlerin bü- yük bolumü ekonomik güçlerinı bu kez, siyasal ik- tidar üzerine baskı uygulamak için kullanıyorlar. En somut örnek de işten çıkarmalara yargı de- netiml öngören Iş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın bir türlü Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemıne alı- namaması. Bir başka nokta da gazetecilerin çalışma koşul- lannı ve haklarını düzenleyen 212 sayılı Basın Iş Yasası'nın, tasan kapsamınaalınması için yapılan girişımlerın sonuçsuz kalması. Mantıklı bir açıklaması bulunmuyor, ama Basın Iş Yasası'nın kapsam dışında bırakılması konu- sundaki direnç kırılamıyor. • • • Türkiye'deki 1 Mayıs kutlamalarının 71 yıllık bir geçmişı var. Resmı tatıl günleri aras/na alınması ise 67 yıl öncesınde gerçekleşmış. Ancak adı "Bahar Bayramı" olarak konulmuş. 12 Eylül sonrasında23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile birlikte kaldınlan bayramlar- dan biri de Bahar Bayramı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kapattığı için ulusal egemenliğin de önemsizleştiğini sanan 12 Eylül yönetimi, yapılan protestolar sonunda 23 Nisan'ı yeniden bayram olarak ılan etmek zorunda kaldı. Ama o korkulu dönemde 1 Mayıs'a sahip çıkan olmadı. Karar, tatil günlerinın çokluğundan çalışacak sü- renin kısaltılması gerekçesine dayandırılmıştı. Ancak bugün o anlayış çoktan değişmiş bulu- nuyor. öyle olmasa, Bakanlar Kurulu'nun tatillere tatıl günleri eklenmesi için aldığı "ıdari tatil" karar- lanyla karşılaşmazdık. 1 Mayıslar ülkemizde de "Çalışanlar Bayramı" olarak resmen kutlanabilse, Avrupa Birliği ülkele- rıne uyum konusunda bir başka adım daha atmış oluruz. Bu uygulamayı uyum konusunda kendi kendi- mızı kandırmadığımız tek ornek olarak da gös- terebilir ve rahatlarız. oerinc(S cumhuriyet.com.tr. Tarih 21 Haziran Emekli Tümgeneral Özbekparti kuruyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Emekli Tümgeneral Osman Özbek, Yekta Güngör Özden ve Vural Savaş ile birlikte hareket ettik- leri siyasi oluşumun 21 Haziran"da partisini ku- racağını açıkladı. "Amasya Tamimi"nin 83. yıldönümünde ku- rulacak parti için 41 il ve ilçede teşkilatlanma çalışmalannı sürdür- düklerini kaydeden Öz- bek, "Yepyeni yüzler, tertemiz elierle doğnı- lan söylemek ve yap- mak üzere geliyoruz. Hırsızlardan, hortunı- culardan hesap soraca- gız. Atatürk Ukelerine sahip çıkacağız" diye konuştu. Flash TV'de katıldı- ğı programda yeru siya- sal oluşum ile "11 Ey- lül 2001'in Düşündür- dükfcri" kitabı hakkın- da bilgi veren Özbek, çarpıcı açıklamalarda da bulundu. Fransa'da Jean Marie Le Pen ola- yının 28 Şubat'ın hak- lılığını gösterdigine işa- ret eden Özbek, "Ba- kın şimdi Le Pen'e ek- ran ve basın sınırlama- sı kendısini göstermeye başladı. Bizde de o dö- nemki iktidann düşün- cesi demokrasi, laiklik, çağdaş hukuku ve ya- şanı tarzını reddeden bir düşünce idi. Kâbus yaşadık, sonuçta döne- nıin başbakanı demok- ratik güçlerin toplum- sal baskısına davana- ma\ıp istifa etmek zo- runda kaldr görüşünü kaydetti. Le Pen olayın- dan Türkiye'nin de dersler aknası gerekti- ğini kaydeden Özbek, "Artık laik, demokra- tik oylar böiünmemeU. Başansız liderler der- hal istifa etnıeK. tki tur- lu seçim diişünülmeli" diye konuştu. Emeldı Tümgeneral Özbek, yeni kuracak- lan partinin Atatürk il- kelerine sahip çıkacağı- nı vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear