Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 MAYIS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Okuyan: Tehdit
afayoruz
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
ÇalışmaveSosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan, SSK'ye sarf
malzemelerinin 1992
yılından bu yana ıhalesiz
alındığının saptandığını
belirterek "'Her halükârda
sarf malzemesini ihale
yoluyla temın edeceğız.
Gerekirse yurtdışından
ithal edeceğız" dedı.
SSK'de sarf
malzemelerinin ıhalesiz
olarak çok fahiş fıyatlarla
alındığını vnrgulayan
Okuyan, 50 bın çeşit sarf
malzemesı alındığını,
bunlann yüzde 20-
30'unun büyük
miktarlarda olduğunu
belirtti. Okuyan,
malzemeleri veren bazı
fırmalardan çeşıtli
tehditler aldıklannı
söyledi.
Pankart
sorgusu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
IHD Genel Başkanı
Hüsnü Öndül'ün de
aralannda bulunduğu 11
kişi, "Kürtçe eğitim"
talebini içeren pankartlan
IHD şubelerine astırarak
"'terör örgütüne yardım
\e yataklık ettikleri"
iddiasıyla haklannda
başlahlan soruşturma
kapsamında ifade verdı.
Ankara DGM'de sabah
saatlerinde Cumhuriyet
Savcısı Hakan
Kızılarslan'a ifade veren
Öndül, gazetecilere
"Kültürel hak
çerçevesinde herkes için
ana dilde eğitim hakkını
savunuyoruz"
açıklamasını yaptı.
lnönü:Solzop
birleşip
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Erdal İnönü, solda yenı
partikurma
çalışmalannın uzun
süredir devam ettiğine
dıkkat çekerek "'Sosyal
demokratlann bir özellığı
de bir araya
gelememeleri. Sağdaki
partılerle soldaki partiler
arasındaki fark bu. Daha
çok kendini düşünenler
sağdaki partilerde,
başkalanm düşünenler
soldaki partilerde yer
ahyorlar" dedi. İnönü,
dün AÜ Siyasal Bilgıler
Fakültesi Mülkiye
Gençlık Kulübü'nce
düzenlenen konferansta
oğrencilere, "hem özgür
hem de sorumlu nasıl
olunur"u öğTenmeleri
gerektiğıni söyledi.
Azerbaycania
ia
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
îçişleri Bakanı Rüştü
Kazım Yücelen ve
Azerbaycan Içişleri
Bakanı Ramil Usubov
arasında, uluslararası
terör, kara para aklama.
insan kaçakçılığı, silah ve
uyuşturucu madde
kaçakçılığı ile terörist
saldın ve faaliyetlerle
mücadele işbirliğinin
devam ettirilmesi
konusunda protokol
ımzalandı. Içişleri
Bakanlığı'ndadün
düzenlenen imza
törenınde konuşan
Yücelen. her türlü suçla
mücadelede daha etkili
tedbirlerin alınması ve
işbirlıği faaliyetlerinin
geliştirilmesi
hususlannda görüş
bırligine vanldığını, bu
kanaatin de imzalanan bir
protokolle teyit edildiğıni
söyledi.
Türkiye, terör listesine isim değişikliğine giden örgütün de almmasını istiyor
KADEK için AB'ye baskıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye, AB terör
örgütleri listesine PKK alı-
nırken KADEKin göz ardı
edilmemesi için girişim baş-
lattı. Dışişleri Bakanlığı söz-
cüsü Hüseyin Diriöz, PKK-
KADEK"in listeye alınması
için "'Terör örgütünün isim
değişikliğinin kararda etki
yapması söz konusu olmama-
hdn*" dedi. AB. terör listesi için
son hazırlığı yaparken Anka-
ra'ya ulaşan bilgiler, listeye
PKK'nin dahıl edılmesinin
netleştiği, KADEK'in kapsa-
maalınmadığı. DHKP-C'nin
durumunun ise bugün netle-
şeceği yönünde oldu. Anka-
ra'da terör listesi tartışılırken
Dışişleri Bakaru IsmaflCem'in
vvashington Times
• Terör listesine PKK'nin dahil edilmesinin netleştiği, KADEK'in kapsama
alırrmadığı, DHKP-C'nin durumunun ise bugün netleşeceği öğrenildi. Ankara,
DHKP-C'nin faaliyetlerinin durdurulması için girişimlerde bulundu. Dışişleri
Bakanı Cem'in Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyareti dikkat çekti.
Genelkurmay Başkanhğını
ziyareti dikkat çekti. Ankara,
terör örgütü DHKP-C'nin fa-
aliyetlerinin durdurulması için
de Brüksel nezdinde girişim-
lerde bulundu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü
Hüseyin Diriöz, haftalık ola-
ğan bilgilendirme toplantısın-
da AB terör örgütleri listesi-
ne ilişkin sorulan yanıtladı.
PKK-KADEK ve DHKP-
C'nin listeye dahil edilmesi
konusunun belirsizliğini ko-
ruduğunu kaydeden Diriöz,
bu konuda girişimlerin ise sür-
dügünü belirtti.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü
Hüseyin Diriöz, terör örgütü
PKK'nin ismini değiştirerek
KADEK adını almasının söz
konusu liste üzerindeki etki-
sinin ne olabileceğinin sorul-
ması üzerine de "tsündeğişik-
hğininetkiyapması söz konu-
su olmamabdır. AB uygula-
malannıizkyeceğiz'" yanıtım
verdi.
Terör örgütü DHKP-C'nin
Brüksel'deki faaliyetleri ve
bayrak asmasına ilişkin ola-
rak da gerekli girişimlerin baş-
latıldığı bilgisini veren Diri-
öz, bu çerçevede Belçika Dı-
şişleri Bakanlığı, Brüksel Be-
lediyesi ve Belçika'nın Anka-
ra Büyükelçiliği ile temasa
geçildiğirü kaydetti.
Türkiye'nın PKK- KADEK
ve DHKP-C'nin listeye alın-
ması için ABD'den destek alıp
almadığının sorulması üzeri-
ne de Diriöz, "ABD'nin,terör-
le mücadelede uluslararası iş-
birtiği sağlanmasmda önemM
destekçi ülkelerden biri oklu-
ğu gerçektir" yanıtını verdi.
Içişleri Bakanı Rüştü Kâzım
Yücelen, dün gazetecilere ko-
nuyla ilgili değerlendırmede
bulunurken önce AB'yi kut-
ladı, sonra açıklamasını dü-
zeltti. AB'nin PKK- KADEK
ve DHKP-C'yi terör listesine
dahil ederek geç kalınmış bir
karar aldığını belirten Yüce-
len, "Zarann neresinden dö-
nülse kârdır. Çok teşekkür
ediyoruz" dedi. Yücelen.
AB den resmı bir karann ken-
dilerine ulaşıp ulaşmadığının
sorulması üzerine de, gaze-
telerde yer alan haberler üze-
rine değerlendirmede bulun-
duğunu belirterek açıklama-
sını düzeltmeye çahştı.
İran kaynaklı
terörün hedefi
Türkiye
• Gazete. Lefkoşa kaynaklı
haberinde, Türkiye'nın
Ortadoğu kökenli olup
İran'da kamplarda eğitilen
ajanlann gerçekleştireceği
terörist saldınlann hedefi
olacağını ileri sürdü.
WASHINGTON (ANKA) -
Türkiye'nin tran'daki
kamplannda eğitilen unsurlann
gerçekleştıreceği terörist
saldınlar için "yüksek öncelikfi"
bir hedef olduğu öne sürüldü.
Washington Times gazetesı.
Lefkoşa kaynaklı bir haberinde
Türkiyenın Ortadoğu kökenli
olup îran da kamplarda eğitilen
ajanlann gerçekleştireceği
terörist saldınlann hedef
olacağını belirterek "İran'ın
planının amacu VVashington'un
bölgedeki kilit müttefıki olan
ekonomik zoıiuklar ve Kürt
ayrüıkçılannın gerilla savaşı ile
boğuşan Türkiye'yi
istikrarsızlaştırmaktır" dedi.
Terorizmin sponsoru
ABD'nin tranı uluslararası
terorizmin sponsorluğunu yapan
ülkelerden biri olarak gördüğü
kaydedilen haberde son
haftalarda Iran'ın. Israil'e verdiği
destekten dolayı ABD'ye yönelik
sözlü saldınlan arttırdığı
belirtildi. Washington Times,
Türkiye'nin hedef alındığı
yolundaki bılgilerin, sürgündeki
İran muhalefet unsurlan, ABD'ye
vize başvurusunda bulunan
tranlılar ve İranın en büyük
muhalefet örgütü olan Halkın
Mücahitleri Örgütü"nden
geldiğini bildirdi. Halkın
Mücahitleri Örgütü'nün Iran'ın
teröristleri eğitmeye 11 Eylül'ün
ardından da devam ettiğini
belirttiğini aktaran gazete,
örgütün lran'daki kamplarda
Pakistan ve Fas gibi ülkelerden
50 gönüllünün de terörist
eylemlere hazırlık amacıyla
eğitildiğini duyurduğuna da
dikkat çekti.
ANAP Hderi Yıhnaz, Türkiye'nin AB hedefine ulaşmasındaki en büyük engeBn "biri abnazJar" anlayışı olduğunu savundu.
Yılmaz, AB'ye yönelik yeni engellemeler çıkabileceğini savundu:
Toplum yılgnüığa düşmemeliANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP lideri ve Başbakan Yardımcı-
sı Mesut Yümaz, Türkiye'nin AB he-
define ulaşmasındaki en büyük enge-
lin, "Ne yaparsak yapahm AB'ye bizi
ahnazlar anlayışı" olduğunu söyledi.
Yılmaz, toplumdaki ilk heyecanın ye-
rini kayıtsızhğın aldığını belirterek
"Bunun yugmhğa dönüşmesini önle-
mefiyiz" diye konuşru
ANAP'ın dün TBMM'de gerçek-
leştirilen grup toplantısında konuşan
Yılmaz, AB ile ilgili gelişmelere de-
ğindi. Mevcut devlet yapısırun Türki-
ye'ye dar geldiğini anlatan Yılmaz,
u
Biryandandabirilerininkorkutma-
sryİa bu değişimin nelere mal olacağı-
nı, acaba 'Dünyat'a pirince giderken
evdeki bulgurdan da mı olacağı' en-
dişesi yaşanmaktadnr" dedi.
Türkiye'nin mevcut haliyle AB he-
deflerine ulaşmasının münikün olma-
dığını, AB'nin sağlayacağı alryapıya
ihtıyaç duyulduğunu belirten Yılmaz
şöyle devam etti:
"Türtdye'yibu birkşmenin dışmda
btrakmak Türk halkına yapılacak en
büyük haksızhk ve kötülüktür. Bir şey
ejdeetrnekistiyorsanızriskalrnalısınız.
ÖnemM olan bu riskin göze ahnabüir
olmasıdır. Eğer biraz kendinize güve-
niniz varsa, o zaman bu değişiklikkri
yapmabsuuz."
ÇHD, güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacak
Postanede 'Riirtçe' mektup ararayor
DtYARBAKIR (Cumhuriyet Büro-
su)- Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD)
Diyarbakır Şubesi'nce başlatılan Kürt-
çe eğitim istemli kampanya kapsamın-
da devlet büyüklerine mektup gönde-
ren yurttaşlann gözaltına ahndığı ileri sü-
rüldü. Polisin kampanyaya katılanlan
saptamak için PTT'deki mektuplan aç-
tığı iddia edildi.
Güvenlik güçleri, BingörünKarlıova
ilçesi başta olmak üzere çeşitli ilçeler-
de Cumhurbaşkanlığı, Başbakanhk, Ada-
let Bakanlığı ve diğer bakanlıklar ile si-
yası parti başkanlanna Kürtçe eğitim
istemli mektup gönderenlere karşı ope-
rasyon başlattı. Operasyon kapsamında
HADEP Karhova ilçe başkanı Zeld Fı-
rat ile yönetim kurulu üyeleri Ferit Ka-
rabağ, tsmet Dilsiz, Tuncay Bingöl, Ser-
vet Karabağ. Mehmet Emin Seven ön-
ceki gün gözaltına alındı. Karhova'da
kampanyaya katılan 40 kişinin de aran-
dığı öğrenildi.
Gözaltına alınanlann adlan ve adres-
lerinin PTT şubelerinde mektuplann
açılmasıyla saptandığı ileri sürüldü.
ÎHD Bingöl Şube Başkanı Rıdvan KE-
gm, yurttaşlann mektuplannın polisler-
ce açılmasını haberleşme mahremiyeti-
nin ihlalı olarak değerlendirdi.
ÇHD Diyarbakır Şube Başkanı Avu-
kat Mehmet Kaya ise güvenlik güçleri-
nin mektuplara el koyma yetkilerinin
olmadığını belirterek, "Bu görevliler
hakkuıda yasal işlemlerin başlablması
için suç duyurusunda bulunacağH" dedi.
TıIRMIKI AYDIN ENGİN aengin(a doruk.net.tr
Nısanın son günü Eskişe-
hir'deydim. Anadolu Üniversi-
tesı'nın görgülü, sade ve ba-
kımlı kampusunda, iletişim fa-
kültesınin öğrencileri arasınday-
dım.
Yanı genç meslektaşlanm ara-
sında... Yani gencecik gazete-
ciler arasında...
Onlar, özellikle öğretmenleri,
benım onlara bir kıyak attığımı,
onca yolu tepip geldiğımı düşü-
nuyorlardı.
Oysa ben mesleğimızin gitgı-
de daha da iç karartan zehırlı ha-
vasından bıraz uzaklaşmak. bı-
raz soluklanmak, kirlenmemiş,
en azından henüz kirlenmemiş.
profesyonel çarkın diştileri ara-
sında henüz örselenmemış gen-
cecik meslektaşlarımdan yayı-
lan temiz havayı solumak için
gidış geliş 400 kılometreyi gö-
ze almıştım.
Ama bunu onlara söyleme-
dim. Nemegerek. "Öyleysehaf-
taya, ondan sonraki haftaya yi-
negeleceksın" fılan derler.
Hayır, korkum o kadar yolu her
hafta gidıp gelmek değil.
Alışmaktan korkuyorum.
Genç arkadaşlarımın gözlerin-
dekı ışıltının ve medya sektörü-
nün geçerlı kurallarına itirazla-
nnın benı fena halde silkeleme-
Gencecik Gazeteciler Arasında...
sinden; meslek ilkelerini ınatla
hatırlatmalannın dengemi altüst
etmesinden korkuyorum.
Nemegerek. Şunun şurasın-
da televole. ekovole program-
lan ile, kovboy tabancasına dön-
müş köşelerle, yazmaktan çok
"yazanm haaaa", göstermekten
çok "gösteririm /?aaa"tehditle-
ri ile şaşı, kör, topal (yani hem
şaşı, hem kör, hem topal) yürü-
yen medya sektörünün biryer-
lerine sığınmış, yuvarlanıp gi-
diyoruzişte...
• • •
Öğleden sonra bir söyleşiye
katılacaktım.
Ama öğleden önce de bir
ödevim vardı. "Medya ve Hu-
kuk" dersinde konu mankenli-
ği yapmam gerekiyordu.
Dersın öğretmenı Fikret ll-
kiz. Evet evet, Cumhuriyet'in
"sorumlu yazıişlen müdürü" ve
benim müebbet avukatım Fik-
ret tlkız. Gencecik gazetecilere
meslekleri ile hukukun ilişkisini
o anlatıyor. Tabiı genel geçer
hukuk ilkelerini kısa kesip Türk
Ceza Yasası ile gazetecinin bı-
tip tükenmek bilmeyen ve bıt-
meyecege benzeyen kapışma-
sını kendi zengin deneyim da-
ğarcığından seçtiğı örneklerle
anlatıyor, Adeta "Bu mesleğe
profesyonel olarak başlama-
dan önce iyi düşünün taşını-
nın. Başınıza gelecekleri iyi bel-
leyin. Belki vakit varken vaz-
geçme akıllılığını gösterirsiniz"
dergibi...
Eh, konu mankeni olarak da
benim gibi kıdemli bir "basın
sanığını" seçmesi doğal.
Konumuz 159. madde. Hani
meslekte biraz kıdem kazan-
mış her gazetecinin ezbere bil-
diğı, şu "Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin ve hükümetin ve
devletin güvenlik kuvvetlehnin,
manevişahsiyetini tahkir (-ha-
karet) ve tezyif (=zayıflatma)
edenler.." diye başlayan kara
ünlü madde...
Ders başiadı. Fikret llkız uzun-
ca bir giriş yapıyor. Ben de sır-
tımı öğretmene, yuzümü öğ-
rencilere döndüm, seyrediyo-
rum.
Vay canına...
Kafka bile bu kadar gerçe-
küstü bir sahne tasarlayamaz-
dı...
öyle ya anayasasında "de-
mokratik hukuk devleti" yazan
bir ülkede, iletişim fakültesi ög-
rencilerine, yannın genç gaze-
tecilerine meslekleri öğretilir-
ken yazdıklan yazılardan dola-
yı er ya da geç yargılanacakla-
n ceza kanununun en işlek mad-
desi belletiliyor. Savcı sorgu-
sundan başlanıp ağır ceza yar-
gıçlarının karşısınaçıkılmasına,
iddianameye cevaptan savun-
maya kadar bütün aşamalar ay-
rıntılı olarak belletiliyor..
Belletiliyor ki çocuklar mes-
leğe girdiklerinde şaşırmasın-
lar, bocalamasınlar, savcı kar-
şısında açık vermesin, yargıç-
lara "Kimseye hakaret etme-
diklerini; basın özgüriüğü çer-
çevesinde kalarak eleştıri hak-
lannı kullandıklarını" iyi anlata-
bilsinler...
Vay be!..
Gizlilik koşullannda (da) çalı-
şan sol örgütlerin yayın organ-
larında "poliste ışkence görür-
ken takınılacak tavır ve dikkat
edilecek noktalar" ayrıntılı ola-
rak yazıltr, anlatılır. Yani polıs ta-
rafından yakalananlann, yargıç
karşısına çıkmadan önce polis
merkezindeki sorguda esaslı bir
işkenceden geçecekleri "kaçı-
nılmaz kader"ü\r de buna kar-
şı hazırlıklı olunması için önlem
alınmaktadır
Işkencenin "verilidurum" ola-
rak ele alınması elbette kendi
içinde bir saçmalık taşır. Ama
burada suçlanacak olan gizlilik
koşullarında çalışmak zorunda
bırakılan sol örgüt müdür, yok-
sa işkenceli sorguyu sıradan bir
uygulamaya dönüştürmüş po-
lis mi?
Haydi, işin içine gizlilik, illega-
litefilan girdiğinden bu saçma-
lığı "bir Türkiye gerçeği" olarak
benımseyelım.
Ama tümüyle yasal bir düz-
lemde mesleğini yurütecek gen-
cecik oğrencilere Turk Ceza Ya-
sası'nın 159,311,312 diye sü-
rüp giden maddelerinden nasıl
sakınacaklarını öğretmek gibi
bir saçmalığı da benımsemeli
miyiz?
Ve....
Ve dersinde bunlan öğrettiğı
için, bürosundakiarşivindeyüz-
lerce TCK159, 311,312, TMY
8 dosyası sıralanan Fikret llkiz'i
mi kınamalıyız, yoksa "demok-
ratik hukuk devleti" Türkiye
Cumhuriyetı'nde gazetecilerın
tepesinde bu maddelerin salla-
nıyor olmasını mı?
POLİTİKA GUINLUGU
HİKMET ÇETtNKAYA
1 Mayıs...
Birfırtınaöncesi sessizlik mi, yağmurlagök gü-
rültüsü sonrası gizemli hüzünleri kenara bıra-
kıp coşkuyu mu kucaklıyorsunuz?
Biliyorum dünyanın her yerinde kentler ço-
cuklar gibi titredi dün sabah, meydanlar doldu,
yitik zamanlann ortak dayanışmasında yürek-
ler hızlı hızlı çarptı...
Yorgunduk biraz.. alaca bir şafakta uyandığı-
mız 1 Mayıs sabahında!..
Bir köşeye oturmuş eski mevsimlerin bize dön-
mesini bekliyorduk; kanadı kırık kuşların yarım
kaimış aşklardan haber getirmesini istiyorduk...
1 Mayıs sabahında Malezya'da, Avustral-
ya'da, Filipinler'de emekçiler yürüyordu; küre-
selleşme karşrtlan sömürüye karşı bir yumak
oluyorlardı!..
Bir ırmağın harfi gibiydiler, kaçak dalgalann
ıçindeydiler onlar!..
Ankara'da, Istanbul'da, Izmir'de, Adana'da,
Bursa'da meydanlar dolmuştu!..
Ama yasak kentier vardı Türkiye'de...
Mersin, Diyarbakır, Kars, Muş, Tunceli, Bit-
lis. Bingöl, Siirt, Osmaniye, Batman, Milas ve
Muğla'da 1 Mayıs kutlamaları yasaklanmıştı...
• • •
Dun sabah mavi göğün altında yürürken ga-
zeteleregözattım...
Cumhuriyet'in dışında hiçbir büyük gazete '1
Mayıs'ı binnci sayfasından görmemişti!..
ÜzüldümL
Kendi kendıme şöyle dedim:
"Cumhuriyet'i günde beş kez eleştiren bizim
solcular bu ışe ne diyecekler?"
Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız sö-
ze girdi:
"Hiç o/mazsa, hangı yollar kapalı, hangi yol-
lar açık onu verselerdi..."
Tüm dünyada 1 Mayıs kutlanıyor!..
Küreselleşme karşrtlan yürüyor!..
Türkiye'de 1 Mayıs kutlamalan on iki kentte ya-
sak!..
Tam bu sırada, Alain Touraine'nin anlattıkla-
rı (KavramlarBağlamlar Arasında-20. Yüzyıl Dü-
şünürleriyle Soyleşiler-Cem Akaş-Yapı Kredi
Yayınları-Nisan 2002) geliyor aklıma:
"Demokrası ilkbaharda kırtarda açan çiçekler
gibi kendi kendine doğmaz..."
Touraine, tüm dünyada pazar ekonomisine,
temsili demokrasiye, kültürel hoşgörüye yani
tek modele doğru ilerliyor görüşüne de karşı
çıkıyor...
Diyor ki:
"Çünkü globalleşen ekonominin egemenliği
devasa görünüyor. Dolayısıyla, bugün haklı ya
da haksız bir nedenle bu globalleşmeye karşı
çıkan her şeyin bugün olumlu bir anlamı vardır.
Ama bu da bunlan ilerici olarak görmek için
bir neden değildir; stratejik olarak olumludur..."
1 Mayıs'ta meydanlar doldu...
Ama 1 Mayıs bazı kentlerde yasak Türkiye'de...
Oysa, pek çok ülkede 1 Mayıs coşkuyla kut-
lanıyor!..
Oralarda 1 Mayıs resmi tatil!..
Türkiye hâlâ 12 Eylül 1980in baskısını kıra-
madı!..
• • •
Demokratik toplumlar devlet tarafından bas-
kı altında tutulabilır mi?
Küreselleşmenın azgınlaştığı bir dünyada et-
nık ve dinsel kimlikler ortaya çıkıyor. işçi sını-
fının örgütlenmesi ülkeyi yönetenler tarafın-
dan engellenıyor!..
Fransa'da faşıst Le Pen, maden ve çelik işçi-
lerine hayal kurduruyor, Türkiye'de bazı sendi-
ka yönetımleri ırkçı-dinci kadroların eline geçi-
yor!..
Bugün demokratikleşmeyi engelleyen güçler,
küreselleşmenin yarattığı gerici-faşist dal-
galanmayı nedense göremiyor!..
1 Mayıs korkusu Türkiye'de yıllardır sürerken
Fransa'da alanlar emeğin gücüyle sarsılıyorL
Erkek ve kadın işçiler alanlara sığmıyor Fran-
sa'da: Le Pen'e karşı öfke ırmak olup akıyor!..
Oysa Fransa'da kadınlaroyhaklarını1948'de,
Türkiye'de ise 1934'te aldılar...
Alevlerin alacakaranlığında vahşi birorman gi-
bi soluyan öfkemiz bizi yannlara götürmüyor!..
Aydınlık bir coşkunun türküsünü söyleye-
miyoruz. 1 Mayıs'tan korktuğumuz için!..
Meydanlar yorgun, meydanlar eski şarkılarla
avunuyor!..
Üstelik bir bahar sevincinden yoksun!..
hikmet.cetinkayaCacumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
kadınlaryağmurvekuşiar
* 1
&üm ve
<• u n i z i ı A Y ı n c ı L ı •<
Tcl: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 7"
1