25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
«7HAYIS2002CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güvenpark'taki oturma eylemi sona erdi. Türk-İş bugün yeni eylem takvimini belirleyecek DÜZ YAZI Siyasilerden işgüvencesi sözü.ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk- İş'in yaklaşık bin sendikacıyla Güvenpark"ta gerçekleştirdıği oturma eylem: sona erdi. Türk-Iş Başkanlar Kurulu bugün toplanarak durum dejerlendırmesi yapacak ve yeni eylem cakuminı belirleyecek. Genel olarak sakın geçen eylem sırasında Tüm Motorlu Taşıt tşçileri Sendikası (TtJMTlS) Ankara Şube Başkanı ^unettin Kıhçdoğan ve TÜMTÎS Genel Sekreteri Abidin Kandeğerin gözaltına alınması gergınliğe yol açtı. Sendkacılann eylemine, siyasi partilerin verdiği destek dikkat çekti. Eylem kapsamında ^ — — — ^ ^ Türkiye'nin dört bir yanından gelen sendikacılar, hükümete yönelik istemleriıü halay ve türküler eşhğinde duyurma yolunu tercih etti. Geceyi Güvenpark'ta geçjen emekçilerin en büyük yardımcılan, beraberinde getirdıklen battanıyeler oldu. Genel olarak sakin geçen • Eylem kapsamında Türk-lş Başkanlar Kurulu TBMM Başkanı Ömer Izgi ve MHP'yi ziyaret etti. İş güvencesinin yasalaşmasmı isteyen Türk-tş heyetine Izgi, "İş Güvencesi Yasası'nı komisyona göndermek bizim görevimiz ama bu zaman alabilir" dedi. eyleme. saat 18.00"den sonra, ışten çıkan çalışanlar da destek verdi. TÜMTÎS üyesi işçılerin, eylem alanına girişte üstlerini aratmak istememesi nedeniyle yaşanan arbedede ise bir emniyet mensubunun burnu kınldı. Konuyla ilgili olarak TÜMTİS Ankara Şuba Başkanı Kıhçdoğan ile TÜMTlS Genel Sekreten Kandeğer'ın gözaltına alınması, eylem alanında kısa süreli bir gerginliğe yol açtı. Sendikacılar, çıkanldıklan suçüstü savcılığında ifadelen alındıktan sonra serbest bırakıldı. Eyleme, Memur-Sen, BASK, DİSK, Türkiye Insan Haklan Vakfi, Mülkiyelıler Birliği Vakfi ve Türkiye İşçi EmekJilen Derneği de destek \erdi. Türk-tş'in oturma eylemi, siyasi partilerin de yoğun ilgısine sahne oldu. Eylemın ilk gününde. SP, EMEP, tP, ÖDP ve CHP Güvenpark'a gelerek emekçılere destek verdi. Güvenpark'a gelen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "Ohışumuna hiçbir katkı vermedikkri krizin büyük ölçüde yükünü işçiler omuzladı" dedi. Baykal, "İşsiz kalan onlardır. İşlerinden çıkanlan onlardır. — ^ ^ — Ücrederi düşen onlardır. Güvenpark'taki Tiirk işçisinin sorumlu sesioe iktidarlar kulak vermeBdir. Bu sese sahip çıkmak lazmuhr" dedi. Oturma eylemi kapsamında, Türk-tş Başkanlar Kurulu'nun gerçekJeştirdiği siyasi partı ziyaretleri de devam etti. Türk-îş Başkanlar Kurulu dün, TBMM Başkanı Ömer Başkanlar Kurulu. genel merkezde olağanüstü toplanarak durum değerlendirmesi yapacak ve bundan sonraki eylem takvimini belirleyecek. Izgi ve MHP'yi ziyaret etti. İş güvencesinin yasalaşmasmı isteyen Türk-İş heyetine Izgi, "tş Güvencesi Yasası'nı komisyona göndermek bizim görevimiz ama bu zaman alabifir" yanıtını verdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Şükran Soner'ın iş güvencesi kapsamına basın çalışanlannın da alınması istemine ise tzgı destek verdi. Türk-lş Başkanlar Kurulu, Güvenpark'ta iki günlük oturma eyleminin sona ermesini kararlaştırdı. ORHAN BİRGİT Geceyi Güvenpark'ta geçiren emekçilerin en büyük yardımcılan, beraberinde getirdikleri battaniyeler oldu. (KEREM GEZER) KÜLTUK • SANAT (0212) 2*3 *• 71 56225711H$-IM5W7«-1S«-2'«CC1H«W PEUGKT CMECiry UCKÇYNM _ 'XKV MıTW6AŞ EYLEMDEN NOTLAR Türk-Iş'in işi zor ,%?2000 CANNES UN CERTAIN R E G A R D ^ , 2000 HAVANA EN İYİ ŞENARYO 2000 KARTACA EN İYİ AKTÖR OTOBÜS DURAĞI The VVaiting List A film by Juan Carlos Tabio ŞÜKRAN SONER ANKARA-Türk-Iş'in "EVIFjçha- yır,işsizeiş, işçiyeişgüvencesT slogan- İı eylemi her zamanki gibi içeriği bo- şaltılmış olarak medya aracılığı ile topluma ulaşıyor. Doğal olarak yüz binlerce işçının, en büyük konfederal örgütünün birkaç yüz kışılik oturma eylemi toplumun duyarsızlık duvarla- nna çarpıyor. Oysa Türk-Iş'in, unutulmuş sendı- kal geleneklere göre, eylemlerin doğ- rudan tarafi olmayan merkez ve şube- ler profesyonel yöneticileriydı Gü- venpark'ta protesto eyleminı yapanlar. Elbette kaytaran başkanlar da vardı. Ama çoğunluk kendıleri, alışkanlık- lan için çok büyük bir özven sayıla- bilecek bir eylemi gerçekleştiriyorlar- dı. Koca koca başkanlar, Ankara'nın göbeğinde, gündüz güneşten korunmaya çakştıklan kaskeüer. gece ayazında kafa- lannı ısıtan yün be- reler, üstlennde en kalınından paltolar, battanıyeler altında, uyku rulumlannın ıçınde, taşlann üze- rine döşenen min- derlerde uyumaya çalışırken türküler okur, slogan atarlar- ken çok farklı, çok il- ginç görüntüleroluş- turuyorlardı. Biraz yüzme bilmeden su- ya atümış, bogulma- mak içın çırpınan ın- san görüntüleri oluş- tursalar da yiğitliğe toz kondurmamak üzere oradaydılar. orada olmak zorun- daydılar. Sendikal alanda. ışçi haklarında işler çok fazla sarpa sar- mıştı. Küresel saldı- n, 12 Eylül düzeni dar gerçekleştiremeyen sendika yö- neticileri imajı yerleşmiştı. Çaresizlik içinde çare aranırken sendikalann pro- fesyonel yönetim kadrolannın ışın içinde olacağı ve öne çıkacağı bir ey- lem türü gündeme geldi. Çözüm bekleyen sorunlar çok faz- la olduğu için de işçi güvencesinı öne çıkaracak, ama diğerlerinin de altının çizileceği bir eylem karan alındı. Bel- ki de kımi sendikacılann kafasında bu eylem karan öne süriilerek hükü- metle kımi sorunlann çözülmesi ön- celiği vardı. Aslında biraz öyle de ol- du. Hükümet büyük olasılıkla eylemi kırmak üzere kamuda ışten atılacak ış- çılere ilişkin kararlannda önemli ge- ri dönüşler yaptı. Üsrüne geçici işçi- lerin kadroya alınmasında işçi lehine önemli ek kararlar geldi. Ancak işçiler, Türk-Iş'in bu eylemi Türk-İş başkanlannın siyasi parti liderlerini ziyaretieri sırasında med- yaya açık söyienen güzel sözlere aldanmayuı. Siyaset sermayeye ödünü vermiş, kapalı kapılar arkasında. sendika liderlerine işverenlerle an- laşmalan, kıdem tazminaü karşıhğı iş güvencesi teUdni yapüryordu. VLADİMİR CRUZ. TAHİMİ ALVARİNO. JORGE PERUGORRIA B U B İ R B E L G E F İ L M İ Ş L E T M E S İ D İ R 24 MAYIS'TA ALKAZAR SINEMASINDA ile çakışıp Türkiye; IMF, Dünya Ban- kası reçetelerine bağımlı kılındığında, emekhaklan "out* olmuştu. Ydlar, sü- rekli hak ve üye kaybı hanesine artı- lan yazıyordu. Hele kriz sonrası olum- suzluklar, sorunlan katmerlemışti. Si- yasi iktidariar karşısında masada yum- ruk vurup hak koparabilecek Türk- Iş'in gücü, agırlığından eserkalmamış- tı. Aslına bakılırsa belki geçmışten çok daha fazla eylem, direnış yapılı- yordu. Ama siyasi iktidariar için cay- dıncı olamıyordu. Siyasi irade sermayenın emrine, IMF, Dünya Bankası reçetelerinin gü- dümüne gırmışti. Sonuç alınmayan eylemler sendikal tabanda yorgunluk, yılgınlık, özellikle de sendikal yöne- tim kadrolanna güvensizlik getirmiş- ri. Kimi sınırlı kazanımlarla yetinen ve alınmış eylem kararlannı sonuna ka- ıçin öncelik, iş güvencesi idi. Alınmış eylem karanndan geri dönüşün formü- lü yoktu. Üstüne üstlük, eylem prog- ramı kapsamına aknan, profesyonel yö- netıciler Güvenpark'ta beklerken baş- kanlann siyasi parti liderleri ile yapa- caklan görüşmelerin sonuçlan yara- nuı üstüne tuz biber ekti. işçiler, sen- dikalar ış güvencesine hiç bu kadar ya- kın ve uzak olmamışlardı. Başkanlar siyasi liderleri ziyaret ederlerken kameralann, gazetecılenn önünde söylenen parlak sözlenn arka- sından, kapılar kapandıktan sonra sa- tır aralannda söylenenler önemlıydı. Bakanlar Kurulu'ndan geçmış, ANAP'lı Çalışma Bakanı'nın hazırla- dıgı ış güvencesi yasası ıçın, MesutYıl- maz "işverenlerle anlaşuT diyordu Açıkçası kıdem tazminatı haklannda geriye gıdiş, ödün istiyor, ancak bu koşulla kendı yasa tasanlannın Mec- lis gündemme gelebileceğinı, grupla- nnda tersıne alınmış karar olduğunu söylüyordu. Çiller'ın ~AB normlan" sözcüğü ile süslenmiş söylemi de ay- nı anlama, kıdem tazminatlannın ge- riye çekılmesıne, gelıyordu. Sendika- cılann halen üyelen olmayan yeni iş- çiler için kıdem tazminatlannın 15 gü- ne düşürülmesı, eskıler için korunma- sı karşıhğı iş güvencesine razı gelecek- len varsayılıyordu. Özel sektörde örgütlü üyesı kalma- mış, kamuda kadroîan koparmış kımi sendika yöneticılen ıçın sonuç alına- bilmesı çok zor eylemİer yenne uzlaş- ma, profesyonellik kültürüne de uygun düşebılirdı. Ama özelleşürme arifesin- de ya da özel sektörde örgütlü sendi- kalar büyük bir düş kınklığı içindey- diler. Bıryandan sendikal örgütlenme, ayakta kalabilme için iş güvencesi çok önemliydi. Diğer yandan yeni işçiler için kıdem tazmina- rmın 15 güne indiril- mesi, bırakınız yeni işçiler adına ödün vermek gibi bir etik sorunu, varlıklan ile özdeş bir darbe nite- liği taşıyordu. Özel sektörde kı- dem tazminatı yeni işçiler için yan yan- ya düşerkenhangi iş- veren yüksek tazmi- natlı işçi çalıştırma- yı sürdürürdü ki? Sendika başkanlan "bütiin üyeierimizi birkaç a\ içindeisten atariar,yokoturgkk- riz"dıye hayıflanı- yorlardı. Öte yandan ikti- dar, emniyet cephe- sinden gelen büyük bir baskı söz konusu ıdi. Işin şakası mı var- dı? Kızılay Meyda- nın'da, Güvenpark'ta eylem, ana cad- delerde eylemin amacına yönelik ya- zılı grev önlükleri, başhklarla, batta- niyelerle dolaşan sendika liderleri çok ciddi bir uyan ışle\i yapabilir, yol ola- bilirdi. Ilk gece kalınmasına bile, an- cak Türk-lş olduğu için zarzor izin ve- rildı. Hemen profesyonel sendikacıla- nn protesto, oturma eyleminin başla- ması ile, dayanışma hareketleri gün- deme gelmıştı. Işyerlennden işçiler, demokratık kitle örgütlen oluşturduklan gruplar- la, sloganlar ve pankartlarla dayanış- ma ziyaretleri yapmak üzere, kısa ara- lıklarla, o cadde senın, bu cadde be- nim diyerek Güvenpark'a gelmeye başlamışlardı. Medya sansürlese bıle, kalabalık caddelerin sakinleri bu ey- lemlere, atılan sloganlara, pankartlar- da yazılanlara tanıklık ediyorlardı. Ya Datça'da! Prusyalı değirmencinin, "Berlin'de hâkimler var" sözü nıce yüzyıldır, kuşaktan kuşağa gele- dursun, acaba dünkü Hürnyet'te Gülden Ay- dın'ın haberini okuyanlar. Muğla'nın Datça ilçesi için benzer bir yargıya vicdan huzuru ile varabi- lecekler midir? Haberi okuyanlar Datça Kaymakamı'nın ken- disini "devlet gibi" gördüğünü, daha ilk satırtar- da anlıyorlar. llçenin yerel gazetesi "Datça Haber'in sahibi Sinan Kara. bu "Devlet benim" kafasın- daki kaymakam beyin, haram yaratıklar saydığı köpeklerin denize girmesini yasakladığını duyu- rarak ne yaman bir kayaya çarptığını, ancak hak- kında ardı ardına açılan davalar birer jet hızı ile so- nuçlandığı zaman fark ediyoıi Kaymakam Savaş Tuncer ile Sinan Kara ara- sındaki ılk sürtüşme, Sosyal Yardımlaşma Fo- nu'ndan fakirlere verildiği bildirilen bir iftar yeme- ğinin haber yapılması ile başlıyor. 40 konuğun garnizon ve jandarma komutanları, emniyet mü- dürü, savcılar ve hâkimler ile siyasi parti yöneti- cilerinden oluşması, yenilip içilenin fak-fuk fo- nundan karşılanması açısından elbetts önemli. Ama gelin görün kı, kaymakam bey, gazeteciyi bir briç turnuvasının izleyicilerınin önünde, "Devleti yıp- ratıyorsun!" diye paylayabiliyor. Çağımızda. cumhurbaşkanlarından başbakan- lara, bakan ve üst düzey yargı mensuplarına kar- şı hangı tür eleştirilerin elbette özgürce yapılabil- dığinin bıle farkında olmayan bir kaymakamın hışmı, anlaşılan gazeteciyi azarlaması iledegeç- miyor! Yaptığı suç duyurularının ilçe savcılarınca öte- ki tüm dosyalardan öncelikle ele alınması sonun- da, ardı ardına açılan davalar çok ilginç bir biçim- de ya aynı gün ya da peş peşe sonuçlandınlıyor. Ve 2001 yılında bir gazeteci... Gülden Aydın. usta bir gazetecinin mahareti ile dünkü haberinde, "Datça, küçücük bir kasaba. Bütün devlet erkânı birbiriyle arkadaş. Datça Cumhunyet Başsavcısı Bestami Tezcan, 8 ay ön- ce Yargıtay'a atanan Cumhunyet Başsavcısı Ke- rim Tosun, Hâkim Mustafa Akmaz, sevgili ar- kadaşları kaymakam beyin keyfinı kaçıran buga- zeteciye karşı ittifak içinde. Hem de görülmemiş jet hızıyla: Kaymakam şikâyet dilekçesi yazıyor, birkaç gün içinde savcı ve arkadaşları Datça As- liye Ceza Mahkemesi'nde tek celsede cezayı ke- siyor!" diyor. 1 Mayıs 2002 günü, gazeteci Sinan Kara'nın üç davası birden mahkûmiyetle sonuçlanmış. Yük- sek Hâkimler ve Savcılar Kurulu, bu hızlı duruş- ma seyir defterinin, Datça'daki öteki davalar için de geçerli olup olmadığını elbette araştırmalıdır. Biz gazeteciler yıllardır hep basın kanunlann- dan şikâyet ederiz. Ama Datça savcıları, Gülden Aydın'ın tanımlaması ile "sevgiliarkadaşlan"kay- makam beyin gazeteci hakkındaki suç duyuru- larını, Basın Kanunu ile ilgısi olmadan da mecra- sına sokuyorlar. Yargıtay aşaması henüz bitmemiş dosyalar için, hüküm yürütmeyecek, eleştiri yapmayacağım. Ama, Datça'daki sayın savcı ve hâkimin, şayet doğru ise "Evinin bir odasını, yerel gazetesinin idare yeri oiarak gösterdiği için" Sinan Kara hak- kında niçin kovuşturma başlattıklannı ve niçin 13 ay hapis cezası verdiklerini anlayamadığımı söy- lemeliyim. Sayın savcının ve yargıcın, çağımızda özellikle gazetelerin masa üstü yayıncılık denilen sistem- ler ile hazırlanıp yayımlandığından her halde ye- terli bilgileri olmamalı. Datça karartarının, Yargıtay'dan bozularak dö- neceğine güvenmek istiyorum. Ama fak-fuk fonundan ilçe bürokratlanna iftar ağıriaması yapan bir kaymakamın, gerçekleri ya- zan bir gazeteciye karşı kurduğu bu öç alma cep- hesınin, 2001 Türkiyesi'ne hiç yakışmadığını da söyleyerek... Düzeltme: Çarşambagünküyazıda, "...Likud'a rağmen Şaron gibi bir fanatik bile Israil devleti gerçeğini içine sindirirken" tümcesindeki "Isra- il" sözcüğü elbette "Filistin" olmalıydı. Okurlanm- dan özür dilerim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtıo e-kolay.net MUHTEŞEM İRAN 24 Mayıs - 3 Hazıran tanhlerinde Tahran. Kirman, Bam, Yezd, Pasargad, Şıraz. Persepolis ve Isfahan'ı gezıyoruz. tlgılenenler için sözel, görsel bilgılendırme toplantısı 20 Mayıs Pazartesi akşamı saat 19.00'da Taksım Plaza Oteli'nde... BRT-BİRLEŞİK REHBERLER TURİZM Tel: (212) 252 65 79 www.kulturgezileri.com BAKTRKÖY 9. ASLİYE HUKUK M4HKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2001 924 Davacı Türkan Şahın tarafından mahkememize açılan Gaıplık davasının vapılan açık yargılaması sırasında ve- nlen ara karan gereğince. Istanbul ili. Beyoğlu ilçesi, Pınpaşa Mah., C:33. HN: 229l"de nüftısa kayıtlı, Mustafa oğlu. Zehra'dan olma, 21.04.1940 d.hı Ceyhan Felek'in 1978 yıhndan beri ga- ıp olması nedeniyle gaıphğine karar venlmesı ıstemiyle kardeşı Türkan Şahin (Felek) tarafından mahkememize açıldığından Ceyhan Felek halckında bılgisi bulunan kımselerin ilan tarihınden itibaren 6 (Altı) ay ıçerisinde mahkememize başv-urmalan, aksi takdirde Ceyhan Fe- lek'in gaıphğine karar venleceği hususunun bilinmesi ilanen teblığ olunur Basın: 28659 İSTANBUL 1. ŞULH HUKUK HAldMLİĞİ'NDEN Dosya No: 2002-228 Vası T. Hastalığı sebebiyle mahkememızce 8.5.2002 tanh. 2002 228 esas. 2002,207 karan ile vesayet altına alı- nan Servın Ersoy'a Yıldız Caddesı, Göker Apartma- nı, 408 Beşiktaş-lstanbul adresinde ikamet eden ba- bası Arman Ersoy \asi tayın edilmıştir. tlan olunur. 8.5.2002 Bâsın-29171
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear