Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
329 MSAN 20O2 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Af Yasası'nın veto edilmesinin ardmdan hukuki tartışmalar sürüyor
Hükümette 'af' kavgasıZ^KÜSE KAPLAN
-AJVKARA - Cumhurbaşkanı Ahmet
IVecdet Sezer'in. faşist kariller HaJuk Kır-
a A. e MehmetAM Ağca'yı kapsayan af ya-
sasııu -eto etmesı. hükümetortaklan ara-
sında lartışma yarattı. ^IHP Grup Baş-
karrvekili MennrıetŞanckr, Başbakan Bü-
Jent Ecevifin "•Içime sjıdjremiyorum"
açüdaınasını yadırgadıllannı belirterek
"Bundan sonra bu yasayiailgüi bizdenkat-
kı bekJemesînJer. Nehalkri \arsa görsün-
ler" dedi. DSP Grup Baskanvekili Aydm
Tümen, vetoyla bırlikte boşluk doğdu-
ğunu, yasanın yeniden 2İe alınması ge-
rektiğini belirterek Kırcı'yla ılgıli soru
ışaretlerini giderici bir cüzenleme yapı-
tebileceğinı bıJdirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer'in veto erriği
• MHP'li Şandır, yasa tasansı hazırlatan Ecevit'in sonra da 'fçime
sindiremiyorum' demesini yadırgadıkJannı belirterek "Ne halleri
varsa görsünler. Bizden bir katkı beklemesinler" dedi. DSP: Kırcı
tartışmasını giderecek bir düzenleme yapılabilir.
ikincı af yasasıyla ilgili tartışmaJar sûrii-
yor. Yasanın Meclıs'ten aynen mı, yok-
sa veto gerekçelen doğrultusunda yeni-
den düzenlenerek mi geçiriJeceği konu-
sunda hükümet ortaklan arasuıda henüz
bir karar alınmazken bazı savcılar Ana-
yasa Mahkemesi'nın iptai gerekçeleri
doğrultusunda mahkûmlan serbest bı-
rakmaya başladı. DSP Grup Baskanve-
kili Aydın Tümen, yasanın veto edilme-
siyle bir boşluk doğduğunu. bu durumun
da kargaşaya neden olacağını belirterek
yeni birdüzenlemenin gerekli olduğunu
söyledı. Tartışmalann Haluk Kırcı ve
Mehmet Ah Ağca boyutuna odaklandı-
ğını anlatan Tümen, Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk'ün kendilenne yasanın
söz konusu kişilerin durumunu etkıle-
mediğini söyledığıni bildirdi. Tümen,
u
Eğer o konuda kafalarda baa soru işa-
rederi varsa, onlan giderici bir düzenJe-
me yapılabilir" dedi.
Hükümetın MHP kanadı ise veto ne-
deniyle ortaklanna sert tepki gösterdi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan-
dır, ^Saym HikmetSami Türk. hukukpro-
fesörü. Anayasa Mahkemesi, yüksekyar-
gı organı, Cumhurbaşkanı, hukuk ada-
mu eski Anayasa Mahkemesi başkaıu.
Bukadarhukukadarnjbirarayagetipdog-
nıyu birdefada yapanuyoriar" dedi. Baş-
bakan Ecevit'in yasayla ılgilı olarak "tçi-
me sindiremiyorum" açıklamasını anla-
manın mümkün olmadığıru belirten Şan-
dır. sözlerini şöyle sürdürdü:
"•Parlamentoyu bu şekilde uyumlu ça-
hşürmak çokzorolmaktatfar. Böyle içini-
ze sinmeye sinmeye ne mecburiyetiniz
vanh? Yasa tasansı hazırlayıp hüküme-
tin diğer üveJerinidesizeduyduklan say-
gıdan dolayı istisnıar ederek böyle toplu-
mu meşgul etmenin ne anlamı vardı? So-
rumlu siyaset bomu? MHP'yi, üd Lsim
üzerinden suçlama niyetlerini şiddetk lo-
nıyoruz."
Bolu Başsavcısı Karabeyoğlu:
Tahliye Anayasa
Mahkemesikararma
göre yapıldı
BOLU / ÇANAKKALE (Cumhuriyet) -
Anayasa Mahkemes:'nin 4616 sayılı yasada
yeni düzenlerne yapılması için verdiği 6 aylık
sürenin sona ermesiyle, Cumhurbaşkanı
Ahmet JVecdet Sezer in yeni Af Yasası'nı veto
etmesinin aynı güne denk gelmesi
karmaşalara yol açtı. Bolu Cumhuriyet
Başsavcısı Ünal Karabeyoğlu, tahliye edilen
23 kişinin Anayasa Mahkemesi karan
doğrultusunda yapılcıgmı belirtirken,
Çanakkale Cumhurijet Başsavcısı
Abdülkadir İlfıan da, ay içinde 100 kişinin
tahliye edildigini ifade etti. tlhan.
M
Bu
konuda bir sorun çıkarsa, şartlı tahliye oiduğu
için çıkanlan tekrar içeri atanak o kadar zor
değydir" dedi. Bolu Cumhuriyet Başsavcısı
Ünal Karabeyoğlu, 9 u açık, 14'ü kapalı
cezaevinden olmak üzere 23 mahkûmun
tahliyesinde anormal bir durum olmadığını
vurguladı. Karabeyoğlu şöyle konuştu:
"Anayasa Mahkemesi, 4616 sayılı '23 Nisan
1999 Tarihine Kadar Işlenen Suçlardan
Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve
Cezalann Ertelenmesine Dair Kanunda
Değişiklik Yapıünasına tiışkin Kanun'da yer
alan 'toplam hükümJûlük süresi' yerine
•çekilecek cezadan' 10 yü indirilmesi
yönünde karar verdL Yeni düzenleme
yapılması için verdiği 6 ayuk siire de
cumartesi günü doldu. Tahüyeler de buua
göre yapıldı. Bu kişilerin mağduriyetini
önlemek için tahüyeJer yapıkh." 6 ay içinde
dığer kentlerde de çok sayıda kişinin tahliye
edildigini, ancak kendilerinin TBMM ve
Anayasa Mahkemesi iradesinin dışına
çıkmamak için bu sürenin dolmasını
beklediklerini anlatan Karabeyoğlu,
"Yapdan işlemüı Cumhurbaşkanı Sezer
tarafindan veto edilen yasayla ilgisi
bulunmuvor" dedi.
6aydal00kişi
Çanakkale Cezaevi Savcısı Faruk Gülercan
da geçen 6 aylık süre içinde Anayasa
Mahkemesi'nin kararına dayanılarak,
Çınakkale E Tipi Kapalı Cezaevi'nden 70,
A;ık Cezaevi'nden 30 hükümlüyü tahliye
etiklerini belirtti. Bu uygulamayı
bîşlatmalannın arduıdan, Türkiye'nin çeşitli
cezaevlerinden Çanakkale'ye yaklaşık 40
rmhkûm nakledildiğinı ifade eden Savcı
Gdlercan, bu dosyalann da incelenerek
taöliyelerin yapıldığını, nakillerle birlikte
taİJİiye sayısının 100'ü bulduğunu söyledi.
Bakan Türk, vetoyu eleştirdi
Adaler Bakanı Hikmet Sami Türk, Bolu F Tipi Cezaevi"nde incelemeler yaptL (Fotoğraf: AA)
Sezer'in karan yanlış
RUJHATAVŞAR
BOLU - Adalet Bakanı Hikmet
SamiTürk, Cumhurbaşkanı Ahmef
NecdetSezer'in, Af Yasası'nı iade-
siyle ilgılı olarak "Sayın Cumhur-
başkanı daha önce .Anayasa Mah-
kemesi Başkanhğı yapüğı için Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı gibi da% -
randı" dedi. Türk. Sezer'ın basın-
da çıkan haberlerden etki-
lenerek yanlış bir karar
verdifini ileri sürdü. •
Abanftakı "TürkTıca-
ret Kanunu Komisyonu"
toplantılanna katılan Ba-
kan Türk burada gazeteci-
lerin sorulannı yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Sezer'in "Şartia
Sah\«rmeye, Dava v« Cezalann Er-
tefcnmesine DairKanun'da değişik-
Kk Yapılmasma İlişkin Jvanun'un
iadesiyle ilgili soru üzerine Bakan
Türk. "Sa>in Cumhurbaşkanı Ana-
yasaMahkemesi'negidebiliniL An-
cak Cumhurbaşkanı herhalde da-
ha önce Anayasa Mahkemesi Baş-
kanhğı yapögı için Anayasa Mah-
kemesi Başkanı gibi davrandT de-
di. Cumhurbaşkanı Sezer'in "bir-
kaç gazetenin tepkisivie hareket et-
tiğuu" iddia eden Türk şöyle ko-
nuştu:
"Eski Cumhurbaşkanımız Sa-
ym Demirel de daha önceki .\f Ka-
nunu'nu, Cumhurbaşkanı Sezer
gibi davranarak basuıdan çıkan
haberierdenetkfleıuı>TCK
1
nin313.
• Bakan Türk "Sayın Cumhurbaşkanı
daha önce Anayasa Mahkemesi
Başkanhğı yaptığı için Anayasa
Mahkemesi Başkanı gibi davrandı" dedi.
maddesini gerekçe gösterip iadeet-
miş, gerekçeli karannda kanunun
'eşitlik ilkesine aykın olduğunu' id-
dia etmişri. Bana göre, af modeli
başka, şartlı sahverme baskadır.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın yapüğı
doğru degjldir. Hukuki ka\ranı)a-
n ayırmak laanı. Aksi takdirde.
yetldler anayasaya aykın şekilde
kuilanılır. \etkiler anavasaya uy-
gun kuUamlnıahdır."
Sezer'in vetosu nedeniyle *ya-
sal boşluk" oluştuğunu ifade eden
Türk, yasanın yeniden Meclis'te
ele alınması gerektigini söyiedi.
Türk, bir gazetecinın, "330 ve-
ya 5'te 3 çoğunluk sağlanması için
bir çabşma olacak mı" sorusu üze-
rine de "Bu çoğunluğun sağlan-
masına gerek yok. Bu Af Kanunu
değfl,Şartia Sahverihne Ka-
nunu'dur. Şartla Sabveril-
me Kanunu'nun özelliği,
karar verdikten sonra suç
işlendiğinde kalan cezalann
da çekihnesini gerektirir.
Anayasa 5'te 3 çoğunluğu
genel ve özel af da öngö-
rür" dedi. Bazı basın yayın organ-
lannın. "birkaç şahıstan bahsede-
rek kamuoyunu yanhş bilgilendir-
diğini" savunan Bakan Türk. "Hiç
Idmse dosyalan incelemeden, bu
konuda hüküm veremez. Bazı ga-
zeteler kendilerini infaz savcısı ye-
rine koyuyoıiar. Bu yanhş. Basın,
infaz savcısı veya hâkimi değil" dı-
ye konuştu.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin y doruk.net.tr
BıfâBaykuş'u kiminiztanır. iki
yıl ksdar önce Açık Radyo'da
her cjmartesi saat 13'te mikro-
fonajeçer, akşam karanlığında
tüneriği bir yıkıntının üstünden
baktgı dünyadaki olup bitenler
üstü'e inciler saçardı. Sesinin
banasenzediğine, aykın düşün-
celenin benimki ile çakıştığına
ilişkirşiddetlı söylentiler vardı.
Kesinkle yalandır. Bunu büyük
olasiKİa Açık Radyo'nun kalın
seslı «avuklu "su Ömer Madra
ileor.n ayrılmazparçasına dö-
nüşrjş "Pişekâr"\ Şerif Erol
ya/rrşlardır.
Dir bütün günü o"Baykuş "\a
geçicım. Durmadan konuştu.
Daidn dala atladı.
O aylediklerine "aforizma-
lar" fan gibi "entelektüel" ni-
teterîler yakıştırıyor. Bana so-
rarsa-z daldan dala uçuşan saç-
ma soan düşünceler. Ayıp ol-
ması'diye "inciler" diyelim.
SL'un. Söz BilgeBaykuş'un...
• • •
- Gıba Bertolt Brecht söy-
lemiş "Bu halk, bu partamen-
toya?rs düşüyor. Halk derhal
fesheılmelidir" demişti, anım-
Bilge Baykuş'la Sohbet
Eet.
- Peki Türkıye'de parlamen-
to halkın önemlibirçoğunluğu-
nun birebir, tıpa tıp aynısı. Sen-
ce ne yapmalı?
- ikisini bırden mi feshetmeli?
- Saçmalama. Demokrasıler-
de çoğunluğun dediğı olur. O
yüzden partamentoya uyumsuz
kalan azınlık feshedilmeli...
- Türkiye'ye iftira ediyorsun.
Fransa'da da her beş seçmen-
den biri Le Pen'e oy vermedi
mi?
- Doğnj. Fransız seçmenlerı-
nin neredeyse yüzde 20'sı Vol-
taire'e, Rousseau'ya, Sartre'a
ters düşüyor. Öyleyse...
- Öyleyse o Fransızlar feshe-
dilmelidir!.,
- Ona cankınm, kitlesel cına-
yet derier, Doğru îutum Volta-
ıre'i, Rousseau'yu, Sartre'ı fesh
ve iptal etmek olmalı.
- Fesh ve ıptal?..
- Yanı yapıtlan okul kitapla-
nndan, onlar da Fransız yurt-
taşlığından çıkarılır ve bir daha
asla Fransız yurttaşlığına alın-
mazlar...
- Ama... Ama onlar yaşamıyor
ki artık. Ölü onlar...
- Nâzım Hikmet diri mi?
- Türkiye'ye dönelim en iyisi.
Şu Af Yasası son örnek. Cum-
hurbaşkanı ile hükümet de ters
düşüyor birbirine.
- Doğru. Ama çözüm de ko-
lay.
- Cumhurbaşkanlığı kurumu
mu feshedilecek?
- Saçmalama. O zaman dev-
let çöker.
- Öyleyse hükümet gittı gider?
- Yine devlet çöker.
- O zaman tek çare hukuku
feshetmek mı oluyor?
- Devletı çökertmekten vaz-
ğeç... Demokrasi uzlaşma kül-
türü demektir.
- Uzlaşmıyor ve uzlaşamıyor-
lar ki?
- Daha denn düşün, daha kök-
lü çözümler ara... Hapıshane-
terdekı bütün îutuklu ve hüküm-
lüleri eksiksiz, ıstisnasız ve ko-
şulsuz olarak serbest bırakma-
ya ne dersin? Onlannyerine suç
işlememış ve hortumculann, hır-
sızlann, katillerin, siyasal katılle-
rin, ırzdüşmanlannın, vurguncu-
lann, rüşvetçılerin affedilmesine
itiraz edenlerı hapishaneye ko-
yarsın; sorun çözülür.
- O kadar kişiyi koyacak ha-
pishane var mı bizde?
- Zavallı sen... Sen bu ülkede
çalmayan, cinayetişlemeyenya
da cinayet ışlemeyı duşünme-
yen, hortumlamayan ya da fır-
sat bulsa hortumlamayacak. ır-
za geçmeyen ya da geçmeyı
düşünmeyen, vurgunculukyap-
mamış ya da yapmayacak, rüş-
vet almayan ya da vermeyenle-
nn sayısının çok olduğunu mu
düşünüyorsun? Hepsine yeter
hapishanelerinız. Hatta kapasi-
te açığı bile kalır.
- Vazgeçtim Türkiye'ye dön-
mekten. Çıkalım burdan... Filıs-
tin?
- Tek çözüm var.
- Yani bir çözüm var?
- Elbette. Fılistin 'le Israil de-
diğin küçücükbir toprakparça-
sı. Fılistin 'de bağımsızlık ve öz-
gürtük isteyen Araplarla Israil'de
bitıp tükenmekbılmeyen savaş-
lardan tıksinen, teröre başvur-
maksızın ve teröre uğramaksı-
zın yaşamak isteyen Yahudileri
bırarayatopla. Savaş kendiliğin-
den bitmez mi?
- Şaron ve Israil'in akbabala-
n, çözümü tankların paletlenn-
de ve sılahların namlularında
arayanlar ne olacak?
- Sözüm bitmemişti ki... Şa-
ron ve izinde yürüyenlerie Fılis-
tin 'de gencecikçocuklan intihar
bombacısı yapıp Israil kentleri-
ne süren Hamas ve Hizbullah'ın
elebaşılannı ve onlara soru sor-
maksızın bağlanmışlan da bir
başka yerde toplarsın...
- Bırbirlerini öldürürler...
- Biliyorum. Ama öldüre öldü-
re birbi/ierinı de tüketirler. Böy-
lece ortada savaş isteyen, terö-
re başvuran kimse kalmaz...
• • •
Baykuş keskin gözlerini bana
dikip alayla gülümsedı. Sordum;
- 6u dediklerinin gerçekleşe-
meyeceğini sen de biliyorsun.
Saçma busözler...
Yine gülumsedi:
- Bütün bilgelerin kaderıdır
bu. Bilgeliğe karşı herzaman iş-
te böyle, senın şımdi dediğin
gibi aptalca biryanıt gelir.
Bana söz bırakmadan uçtu
gittı...
Demirel: Çankaya'nın damı
aksın, diyemezdim...
9. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e, Çankaya Köşku'ne
alınan perdeler ve jakuzıyle ılgıli
eieştiriler konusunda fıkrıni sorduk.
Demirel, tadilatlann bir bölümünün
kendi döneminde başlatıldığına
yönelık açıklamaları
ammsattığımızda, şu görüşlerı dile
getirdı: "Ben oraya birgarnizon
yaptırdım. Türkıye'nin engüzel
garnizonu. Ben oraya bir
misafirhane yaptırdım, devletın
kullanacağı binalar yaptırdım.
Hizmet binasını tamamladım.
Cumhurbaşkanının oturduğu eski
köşk dedigimîz binada hiçbir şey
yaptırmadım. Ama, bana birgün
gelıp dediler ki bu binanın üstü
akıyor. Bırak aksın, diyemem. 'Ben
gidiyorum, gelen yaptırsın' da
diyemem. Devlette devamlılık
esastır. Akan binayı tamir ettirin,
dedim. Bundan dolayı bana diğer
eleştirılen şeylerın sorumluğu
düşüyorsa ben o sorumluluğu
alayım. İçinde oturduğu binayı
tamir ettirmekten acizyönetici olur
mu? Bir binanın çatısını tamir
ettiremiyorsa o insanlar devletin
işlerinı nasıl görür? Yoksa, aman
kardeşım içinde yaşadığı binaya
şunu yaptırıyor, bunu yaptırıyor
dıye bir korkum hiç olmadı. Oraya
eşyalar alınmış, lazımsa alınmıştır,
diyebilmeli alanlar. Ben niye
bulaşıyorum bu işe anlamıyorum."
Demirel, Çankaya Köşku'ne alınan
perdeler konusunda da şunları
söytüyor:
"Eğer, Perde alalım mı' diye
gelselerdi bana, perde de alın,
derdim..."
MHP'yi Cem Karaca
anladı, DSP anlamadı!
TBMM Adalet Komisyonu'nda
af tasansı görüşülürken MHP'li
üyeler Haluk Kırcı ve Mehmet
Aii Ağca için cansiperane bir
mesai yürüttü. MHP'li Orhan
Bıçakçıoğlu, Kırcı'nın
durumunu anlatarak Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk'ten
net bir açıklama koparmaya
çalışırken sonuçtan memnundu.
SP'li Fahrettin Kukaracı,
görüşmelerden sonra
Bıçakçıoğlu'na "Tahliyeyi
aldınız" diye seslendi...
MHP'liler görüşmeler sırasında
gerilimi yükselttiler ve ortaklan
DSP'den şikâyetlerini dile
getirdiler. Orhan Bıçakçıoğlu,
Türk'e şu soruyu yöneltti:
"Ankara 3 No'lu Ağır Ceza
Mahkemesi'nın vermiş oiduğu
kararın gerekçesinde şöyle
yazıyor: Işte, bu örgütlerden biri
de sağda yer alan legal
görünümü altında siyasi
amaçlan için örgütlü, sistemli,
sürekli terör kullanmayı yöntem
olarak benimseyen strateji
anlayışına sahip ve MHP Genel
Merkezi'ne bağlı Ülkücü
Gençlik Demekleri adlı silahlı
teşekküldür. Şimdi size
soruyorum, ben terörist miyim?
Ben bu demeklerin üyesi olan
bir kardeşinizim. Siz bu partiyle
koalisyon ortağı olan birpartinin
bakanısınız. Siz teröristlede mi
hükümet kurdunuz?"
MHP'li Mehmet Gül de
"MHP'yi terörist sınıfına sokan
Mehmet Koçak isimli hâkimin
hâlâ Adalet Bakanlığı'nda taltif
edilerek görevde bulunduğunu"
söyiedi. Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, "iddianamede yer
alan ifadeleri düzenleyenler
hakkında inceleme,
gerektiğinde soruşturmanın
baş/atıldığını" söyledi.
DSP Genel Başkan Yardımcısı
Rahşan Ecevit'in "Bu, benim
affım değil" sözlehne de tepki
gösteren Bıçakçıoğlu, şöyte
yakındı:
"Bizi Cem Karaca anladı ama
bazı bakanlarımız, bazı genel
başkan yardımcılanmız hâlâ bizi
anlayamadı..."
Şemsiyenin sapı kısa...
Mehmet Ali Bayar'ın DTP'ye
genel başkan olacağmın
açıkfanmasının ardmdan partınin
adının ve amblemınin
değiştirileceğı yönündekı haberler
de kulislerde tartışılmaya başlandı.
Partınin genel merkezıni ziyaret
eden bir partıli, Genel Başkan
Yardımcısı Yılmaz Hastürk'ün
odasındaki tartışmaya katıldı.
Hastürk, amblem ve ad
değişikliğinın malıyetinin yüksek
olması nedeniyle gereksız
olduğunu söylerken; partili söze
karıştı:
"Başkanım, şemsiye iyi de
sapında eğilen kısmı sola mı
dönüyor, sağa mı?"
Hastürk, karşısında asılı olan
takvimı göstererek "Buradaki
amblemı Istanbul'dan bir arkadaş
bastırarak göndermiş, o bızım
amblem değil. Bak bizimkinde
tutacak yer yok, sapı kısa" yanıtını
verdi.
Bu arada, Bayar'ın Türkiye'ye
gelerek aktıf siyasete başlaması,
en çok DYP'lilerı rahatsız etti. DYP
Genel Başkanı Çiller, gençlere
partısinde toplanmaları çağnsında
bulundu. DYP'liler, resmi
açıklamalarında Bayar'ı pek
önemsemediklerini söylerken
"Ondan bir şey çıkmaz. Tansu
Hanım onu 23 Nisan'da genel
başkanlık koltuğuna oturtacak, o
kadar..." dıye espri yapıyor.
DTP'lıler ise Bayar'a da çağn
yapan Tansu Çiller'e şu yanıtı
veriyor:
"Tansu Hanım partiyi
gençleştireceğim, diyor ama o
sadece partiyi Kamer
Genç 'leştiriyor."
By-pass olan vekil...
Esprili kişiliğiyle
tanınan ANAP
Istanbul Milletvekilı
Şadan Tuzcu, geçen
günlerde by-pass
ameliyatı oldu. Tuzcu
by-pass olunca,
kulislerde de by-pass
sonrası değişim
öyküleri dolaşmaya
başladı. Anlatılanlara
göre Tuzcu, kendine
geldiği zaman
başucunda eşi
Armağan Tuzcu'yu
Armağan Tuzcu
bulmuş. Ama kendisini kontrole
gelen güzel hemşireyi görünce
eşini bırakıp
hemşireyle sohbete başlamış.
Uzun bir sohbete dalan Tuzcu,
hemşirenin nereli olduğuna
kadar her şeyi
sormuş, hayatı
hakkında ayrıntılı
bilgi almış...
Eşinin bu tavnna
içerleyen Armağan
Hanım, Ağn gezisi
dönüşünde uçakta
ANAP Genel
Başkanı Mesut
Yılmaz'a espriyle
kanşık yakınmış:
"Sayın genel
başkan, by-pass
geçiren insanlann
değiştiğini söylerierdi, ama bu
kadar süratli bir değişikJik
beklemiyordum."
Yılmaz'ın yanıtı, uçaktakileri
kahkahalara boğmuş:
"Hiç değişmemiş ki..."
Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcum(âttnetnettr