25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2002 PAZAR 14 J V U i j J . LJJY kultur(â cumhuriyet.com.tr Yavuz Turgul her tür iyi filmi izlemekten 'çocukçasına' bir keyif alıyor 6ğu kültürünün insanıyım• Başkaldınnın da, anarşizmin de, masalın da.. sineması yapılabilmeli diyen yönetmen, sinemayı zenginleştiren ve güzelleştirenin- ınsanlann içlerinden gelen herşeyi yapabilmesi olduğımu düşünüyor. GAMZE AKDEMİR Tanımlamalardan hoşlanmayan, her tür iyi filmi izlemekten 'çocMkçasma' bır keyif duyan bir sinema audamı Ya- vuz Turgul. Başkaldınnın da, anarşizmin de, masalın da, sineması yapılabilmeli diyor. Ona göre, boş Hollywood film- leri yerine, akıllı bir Haneke filmi seyretmek, bır Hint filminde aıle so- runuyla karşılaşmak, sonra bir Spiel- berg filminde gökyüzüne çıkmak, oradan bir korku filminin labirentle- rine dalmak varken, sinemanın ta- nımlar içine sıkıştınlması ajılamsız. Insan içinden gelen her şeyi yapma- lı. Sinemayı zenginleştiren, güzelleş- tiren de bu çünkü. Şeyh Bedrettin, uzun süredir tasar- ladığı, ama çekecek parayı bulmanın şu anda olanaksız olduğunu düşündü- ğü projelerinden biri. 96'dan bu ya- na film yapmıyor. Filmini ancak 'der- Gtophı' bir senaryo yazıp yeterli mad- di kaynak bulduğunda çekecek. Senaryo 'kabir azabı* Senaryoculuğunu ihmal ettiği ka- nısında. Her ne kadar nefes alıp ve- ren karakterler yaratma çabasını, o savaşımı çok sevse de uzun zaman- dır senaryo yazmıyor. Senaryo onun için gerçek bir 'kabir azabı'- Gittik- çe zor gelmeye başlamış. Nedeni es- ki •pervasızugını' yitirmiş, düşündü- günün doğru olup olmadığını daha derin sorgulamaya başlamış olması. "Bir hareket yüzlerce etfci, bir etki yüzlerce tepki oluşturabiliyor. Her davranışın karşısmda yüzlerce kontr davranış oluşuyor ve her biriııi ince- uansür bir karşı atakSon zamanlarda yeniden hortlayan sansür çılgınlıgı, sinema yaşamı boyunca sansürle tanışma 'a>ncahğı!'na erişmiş yönetmenlerden biri olan YavuzTurguTu, ta eskilere götürüyor. "1975 - 1980 arasında Arzu Fîlm'de olduğum sıralarda ve öncesinde de sansür sorunu vardı. Ne dolaplar çeviriyorduk sansürü kandırmak için. Bintsiniz, bütün Türk filmlerinin son sahnesinde polis gelirdi ve herkes de çok güJerdi. Şimdi bu polis dunıp dururken gebniyordu elbette. Sansürü kandırmak için konmuş sahnelerdi onlar. Arzu FilnTde de 'sansür senaryosu' yanürdı. Sansürden onay o senaryo üzerinden. Ardından asıl senaryo çekilirdi. Sonralan sansür lağvedildi güya. Buna rağnıen, düşüncelerin üzerinde baskı kurulduğu o kadar ortada ki.. sansür işte yine yüzünü gösterdi, daha da gösterecektir. Bu bir karşı atak. Avi-upa Birliği'nin taleplerine karşı bir atak olarak Türkiye. biz de bunlara geçit vermiyoruz gibi, bir sürü gizü mesaj iletip duruvor. Olavın bir de bu vönü var." lemek, anlamak istiyorsunuz. İşte bu insanı soluksuz bırakryor, vazgeçebi- Kvorsunıız. Bu kadar uzun zamandır senaryo yazamamamın nedenierin- den biri bu. O kadar fazla koridora girip çıkıyorsunuz ki berbat bir şey. Tam bir çılgınlık. O nedenle 'Eş- kıya" nm arkasmdan kendime bir din- lenme süresi tanıdım. Ortahk biraz sakinleşsin diye düşündünı. Fakat ver- diğim ara biraz uzun sürdü gatiba." Senaryoculuğun Türkiye'de iyi bir yerde olduğunu düşünmüyor Yavuz Turgul. iyi senaryo yazarlanmızın sa- yısı çok olsa da, seyirciyi sinemaya toplayarak çok keyifli bir 90 dakiİca yaşatabilecek, sektör olarak sinema- yı uç noktalara taşıyabilecek senar- yo yazarlanmızın sayısının çok az ol- duğunu vurguluyor. Bunu, Türk sine- masının en büyük sorunlanndan bi- ri, uluslararası boyutlara taşınmasının en büyük engeli olarak yorumluyor. Festivalleri ise, sinemamızı tanıtmak gibi bir işlevleri olsa da. ölçüt olarak almadığını söylüyor. "FestivaDersine- manuı sanayi yapBma karşı oluşturul- muştur. Oysa sinema bir yandan tica- retiön piaıia alan bir sanayi olarak var- dır. Bir sanayideğilsenizfestivaliniz ol- sa ne olur. olmasa ne olur. sanat filmi yjapsamz ne olur, yapmasanız ne olur. Once nıaddenin kendisinin oluşması gerekir. Öyle bir şey yok ortada. De- rinükE insanınuz eksikokhığundan de- ğü meydanın boş bırakılnıasından. O zaman. kalitesiz insanlar son de- rece sulu, berbat filmleryapıyorlarti- carisinema admaveövünüp duruyor- lar. Oysa ticari sinema keyifö bir alan- dır. Fıcari sinema yapmak sanat sine- ması yapmaktan daha zordur." Bu açıdan, genç sinemacılara da, on- lan eğiten insanlara da güvenmiyor Turgul. Kendisine birpay çıkardığm- dan değil. Kendisine de güvenmiyor. Ama bir farkı olduğunu düşünüyor. O da bir ış üzerinde çok fazla kafa yor- ması ve titizlenmesi. Toplu ayiıT sürecek Yedinci sanatın Türkiye ve dünya- daki geleceğinden hiç umutsuz değil. Sinemaya inancı tam. Toplu ayin' şeklinde bir salonda oturup ızlendi- ğı günlerin geride kaldığı ve DVD, VCD gibi gelişmelerin gelecekte si- nemayı olumsuz etkileyeceği savına tümden karşı. Sinema salonlannın daha da genişleyeceği, teknolojinin ha- yal gücünü zorlayan sıçramalanyla ek- ran, ses, efektler gibi öğelerin daha etkili olacagı ve böylelikle 'ayin'in ina- nılmaz boyutlara taşınacağı inancın- da. 'Gölge Oyunu'ndaki kızuı silinişi, 'Eşkıya'daki yıldızlar, o sezişler aıum- sandığında. yönetmenin filmlerinde yoğun bir duygusallığa yer veriyor olması ve sezdirilen bir mistisizmin varlığı ortak nokta olarak karşımıza çıkıyor. Olabildiğince kendı toplu- mu, insanı, dünyasını paylaşan kışi- ler üzerine bır şeyler yapmak istıyor. Çünkü duyumsadığı, onlardan biri olduğu gerçeği. "Doğu toplumunun bir insanı ol- duğuma inanıy orunı. Banhlaşma sii- reci. üzerinde çok tartışılması gere- ken bir konu. Dogu, insan karakteri. düşünme biçimi, masallan. felsefesL ber şeyiyle benim içüıde var olduğum coğrafyayı oluşturan temel düşünce. Pümkrinıde şarkuar, o felsefenin yan- sıması gelenekler, duvgular, davranış biçimleri şeklinde dışavuruyor. O mis- tisizm tadını da bu besliyor. Bugüne kadar abartı derecesinde karşınıza çı- karnıanıış olabilirinı. ama bugünden sonra çıkarabilirim de." Sinemada kim bağunlı., kirtı bağunsız? Daha az maliyetle kaliteli yapıtlar üre- tilebileceğı tezınden hareketle 'Bağımsız Sinema' kavramını getiren, kendilerini de bağımsız sinemacılar olarak nıteleyen sinemacılan ve bu tür sinemayı değer- lendiren Yavuz Turgul esprili bir dille "Yeşilçam uzun yiflardır bağımsız sine- ma yapıyor" diyerek başlıyor söze. "Bu, parayla ölçülebilecek bir şey değil. Yeşilçam, bağunta bir sinemaydı ve çok az paraya film yapmak zorundaydı. Zaten bağımülık ne demek. kime karşı bağımlı- sınız? Stüdyolara karşı bagınılısınızdır. Bence, bağunlı ya da bağımsız değil, de- ğerfi ya da değersiz vardır. Bağunlı sine- ma olarak adlandırabileceğimizöyle Hitc- hock filmleri vaıthr ki, bağımsız denen tonlafîfane>iiz basar. Çünkü resmen stüd- yolara, seyirci adına yapılmıştır. Ama öy- le de bağımsızdenen fîlmier vardır ki dün- yanın en güzelfîlmleridir.Burada önenı- h olan zekânız, yaraOcılığınız ve elinizde- ki kaynakla neler yapabildiğinizdir. Tüm zamanlarda bir numaraolan' Yurt- taş Kane'filmitamamen bağunta bir fOm- dir. Avnı zamanda dehşet bir tiyatrocu olan Orson Welles'e, büyük stüdyolar 'Gel, bize çek bu filmi" diyor.Orson\Vel- les, her ne kadar bağunsızlığuu koruyabil- mek için eünden geleni yapmış olsa da bir yere kadar başarabümiştir. Her alanda çarkuı dişHlerine girmek söz konusu. Bu bağmıh. bağunsız konusu bir kere da- ha ortaya koymuştur ki biz kalıplarla ya- şıyoruz. Baü'nuı o klasifiye etnıe hastâb- gı hepimize sıçramış durumda. Bir Doğu- lubağmıMTnış,bagmısımıtşilgiienmez.Bir Nuri Bilge Ceylan'm bağımsız olup ol- maması umurumda bfledeğil. Yapoğı film çok güzeldi ve çok sevdün, o kadar. 'Vi- zontele' de bağımsız bir film. Ama bağım- b film sayıyorlar. \iye? Yılmaz Erdoğan oturmuş senaryosunu yaznuş, kendisi de yönetmen olmuş, parayı buhnuş. içinden böyle bir film yapmak gelmiş ve yapmış. Bütün rekorlan da kırdj çocuk. Ne diye- ceğiz buna şimdi. Açıp bakacağız bağun- ta niL değil mi?. Film vapöğınızda bir düşünceye. sana- ta belli bir biçimde bakan insanlara, sev- gilerinize bağtasınız bir kere. Sizinle pay- laşabileceğim birfilmyapmak üzere yola çıkmışsam. bağımlılık başlamışnr zaten. Tek kişilik bir şey değil bu. Hiçbir yönet- men düşünülebüir mi ki filmi oynarken in- sanlann tepkflerini izlemesin? Peki bu ne- dir? Nerede kaldı bağımsızhk!'" Bir fümin bağunh ya da bağunsızdeğil,iyi olmasuıı önemseyen Yavuz Turgul'un en iyi filmlerinden biri 'Eşkıya'. SİLİVRİ tCRA VE İFLAS MÜDÜRLÇĞC GAYTÜMENKIJL ŞATIŞ İLANI SİLİVRİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1998 520 Tal. Hacizlı olup satışına karar alınan Silivii Pırimehmetpaşa Mahallesı Yemınıcıler Mevkıı 19 ada 44 parselde kayıtlı 2S2.21 m2. yüzölçümündekı parsel üzerinde kurulu 24 282 arsa paviı zemin kat 3 nolu bağımsız bölüm yaklaşık 120 m2. >-üzölçümündeki mesken takdır olunan 30 000.000 000-TL bedelle saat 14.00-14.15 arası. 2 - Sılıvrı Volçatı kö>ü Aşağıça>ırlar mevkiı 448 parselde kayıtlı 3680 m2. yüzölçümündeki tasınmazın borçluya ait'2-64 hissesi takdir olunan 172 500.000.- TL. bedelle ^aat 14.30-14.45 arası. 3 - Silivri Yolçatı köyû Arküstû mevkii 496 parselde kayıtlı 1400 m2. yıizölçümündekı ta- şınmazın borçluya ait 2'64 hissesi takdir olunan 65.625.000 TL. bedelle saat 15 00-15.15 arası Sıi\n lcra Mûdurlüğü'nde aşağıdaki koşullarda satılacaktır. tMAR Dl'RUML 1 : 44 parselin uygulama imar planı içinde 5 kat imarının bulunduğu. Ycl- çaa köyünde ımar planları olmadıgından 3194 sayılı _\asanın 63. maddesi gereğınce inşaat alanı %5 250 m2'yı geçmeyen tek bir bağımsız bölüm şeklınde yapı yapılabıleceğı bıldinlmıştir. Satış ılanı adresı meçhul olan hissedarlara teblığ hükmündedir. Satış şartlan: 1 - Satış 04 06'2002 günö yTikarıda yazılı saatlerde Silhri lcra Müdürlüğü'nde açık artırma suretıvle yapılacaktır Bu artırmada tahmin edilen kıymerin °« ~"5'nı ve rüçhanlı alacaklılar \ar- saalacakİan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle :hale olunur. Böyle bır bedelle alı:ı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyle 1406 2002 Cuma günü aynı yer vesaatte ikincı artırmava çıkarılacakür. Bu artırmada da bu miktar elde edılememışse gayri- mtnkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ılanında gösterilen müddet sonun- daen çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar kı, artırma bedelınin malın tahmin edilen kıymeti- niı% 40'ını bulması ve satış isteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla ol- mısı ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle farla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. . - Artırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kışmetın % 20'sı nispetinde pey akçesı veya bumıfstar kadar milli bir bankanın temınat mekfubunu vermelerı lazımdır. Satış peşın para ile- di:. alıcı istedığinde 20 günü geçmemek üzere mehil venlebilır. KDV, resım. ıhale pulu. tapu han; ve masrafİan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelınden ödenır. Tellalıve bedeh ve tafu satış harcı ihale bedelınden ödenecektir. 3 - Ipotek sahibi alacaklılarla dığer ilgilılerin (*) bu gaynmenkul üzerindeki haklannı husu- si;le faiz \e masrafa daır olan ıddialanm dayanağı belgeler ile on beş gıin içinde daıremize bil- diımelen lazımdır. Aksi takdırde hakları tapu sıcılı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan harıç bıra- kıacaklardır 4 - Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshıne sebep olan rün alıcılar \e kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedelı arasındakı farktan ve dığer za- raîardan ve anca temerrüt faızinden müteselsılen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt fazi a>Tica hükme hacet kalmaksızın Daıremizce tahsil olunacak. bu fark. var:>a öncelikle temi- rıa bedelınden alınacaktır 5 - Şartname, ılan tarıhınden itibaren herkesın görebılmesi için daırede açık olup masrafı ve- nluği takdırde isteyen alıcıya bır örneğı gönderilebilir. -> - Satışa iştirak edenlerın şartnameyı görmüş ve münderecatmı kabul etmış sayılacakları bakaca bilgı almak ısteyenlerin 1998/520 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze baş- v-ırmalan ilan olunur. i 1.04 2002 • l llgililer tabirıne irtifak hakkı sahiplen de dahildır. Basm: 21903 AFYON 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇBK ARTTIRMA İLANI 2000 ^824 Satılmasına karar venlen gayrimenkulün cinsi. kıymeti. adedi. evsafı: 1- AfŞon Merkez Kışlacık köyü köviçi mevkıinde kâin tapunun 1 1 pafta 664 parselinde kayıtlı 431 m2 mıktanndaki mülkiyeti Halil oğlu Ali Taşkın'a ait ıkı yola cephesi bulunan köy yerleşık alanı içerisinde arsa üzennde iki katlı betonar- me karkas. zemin katı kahvehane. üst katı konut binanın arkasında tek katlı yığma kagırden yapılmış besıhane 9x10 m ebatlannda 90 m2 ınşaat alanlı iki katlı bınanm çatı örtüsü kiremit. elektrik ve suyu mevcut. zemin ve birinci katın toplam inşaat alanı 180 m2 cıvannda. iki katlı binanın arkasındaki besıhanenin 8x20 m ebadında 160 m2 inşaat alanının bulundu- ğu besıhane binasının kapı ve pencereleri demir doğrama. içerisinde beton yemlıklen mevcut, ulaşım \e altyapı sorununun bulunmadığı, gayrimenkulün arsası ile üzenndeki binalarla birlikte 17.500.000.000.-TL bedelle açık arttırma suretı ıle satı- lacaktır. 2- Afyon Merkez Mareşal Fevzi Çakmal; Mahallesı'nde kâın. tapunun 18L.4.a pafta 3900 ada 1 parselinde kayıtlı, 496 m2 yüzölçümündekı mülkiyetınin Halil oğlu Alı Taşkın'a ait taşınmaz üzerinde yığma kagir sistemde ınşa edilmiş 7x8 m ebatlannda her katı 56'şar m2'den 112 m2 inşaat alanlı. 2 katlı, 2 oda bır salon. bir mutfak. bir banvo. bır tuvalet. bir giriş holü mevcut. ahşap çatılı üzen kıremitle örtülü mesken olan kullanılan sobalı konut, elektrik ve suyu mevcut. kapı ve pen- cere doğramalan ahşap. tasınmazın arsa üzerinde binalann dışında yaklaşık 250 adet 5-6 yaşlannda kavak ağacı mevcut, sondaj kuyusu mevcut. aynca taşınmaz üennde 10x7 m ebatlannda 70 m2 inşaat alanlı besihanenın bulunduğu. tasınmazın yanında sağırlar okulu. AK.Ü lşletme Fakültesi, kooperatıf evieri mevcut. şehır merkezıne 3.5 km mesafede gayrimenkulün arsası ıle ımar hudutlan içerisinde üzenndeki müştemilatla birlikte 20.000.000.000 -TL bedelle açık arttırma suretı ile satı- lacaktır. 1- Birinci sıradaki taşınmazın birinci satışı 3.6.2002 günü saat 10.20-10.25 arasında. 2- İkinci biradaki tasınmazın birinci satışı 3.6.2002 günü saat 10.30-10 35 arasında Afyon Belediyesi Müzayede Salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacaktır 1- Bu arttırmada tahmin edilen kıvmetın yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraf- larını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranm taahhüdü bakı kalmak şartıyla 13.6.2002 günü aynı yerde aynı saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayri- menkul en çok arttıranm taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir Şu kadar kı arttırma bedelınin malın tahmin edilen kıymetınin yüzde 40"ını bulması ve satış ısteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi la- zımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar mılli bir bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır Satış, peşin para ıledir. alıcı istedığinde 20 günü geçmemek üzere me- hıl verilebılir. Tellaliye resmi. ıhale pulu. tapu harç ve masrafiarı alıcıya aittir. Birikmiş vergıler satış bedelinden ödenir. 3- tpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgılilerin (*) bu gayrimenkul üzenndeki haklannı hususıyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bıldirmeleri lazımdır. Aksi takdırde haklan tapu sicili ile sa- bıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ıhalenın feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri. teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındakı farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizınden müteselsılen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizı aynca hükme hacet kalmaksızın daıremizce tahsil olunacak. bu fark. varsa öncelikle temınat bedelınden alınacaktır 5- Şartname, ılan tarihınden itibaren herkesın görebilmesi için dairede açık olup masrafı verıldığı takdirde isteyen alıcı- ya bırörneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan. başkaca bilgı almak isteyenle- rin 2000 7824 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 4 2 2002 (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahıplerı de dahildir. Işbu ilan Halil oğlu Ali Taşkın'a tebligat yerine geçerlidir. Basın: 21953 OKUMALAMBASI ENİS BATUR Lütfen 'Centuria'yı Okuyun! Bir edebiyat adamının başına gelebilecek en kötü durum, meslektaşlarının onu ciddiye al- mamasıdır; en gurur verici durumsa, bir yazar için, meslektaşlan tarafından önemsendiğini, sayıldığını bilmektir. Bazı şairlerin, yazarların okur gözünde öne çıkması zaman alır; buna kar- şılık, onlar başka şairler, yazarlar açısından özellikleri görülmüş, taçlandınlmış bir yazı se- rüveni kurarlar. Mallarme böyleydi örneğin: XX. yüzyıl Dünya Şıirinın birkaç kılavuzundan biri sayılmasına karşın, yaşarken çok dar bir okur çevresi tarafından keşfedilebilmişti. Gene de yal- nız sayılmazdı: Etrafında, döneminin bütün şa- irleri toplanmıştı, genç kuşağın atak temsilci- leri (Gide, Valery, Claudel) ateşinin pervane- si olmuşlardı. Bizde de, sözgelımi Bilge Kara- su'nun durumu benzer boyutlar taşımıştır. Dilimizde iki kez ağırlanan, Italyan yazarı Gi- orgio Manganelli (1922-1990) bir başka ör- nek. Umberto Eco ile aynı toplulukta yer alı- yor olmasına karşın, hem Italya'da, hem de Italya dışında ağır ağır okurla buluşabilen bu benzersiz yazar, altbaşlığı "Yüzküçükırmakro- man" olan ve gerçekten de her biri iki sayfa- dan oluşan müthiş romanlarını bir araya geti- ren "Centuria" ile artık karşımızda (Tavanara- sı Yayınları, Sema Rifat çevinsi). Umuyorum, bu olağandışı üslûplu, olağa- nüstü zeki ve esprili yazar, hak ettiği sıcak ilgi- yi burada da bulacaktır. Yaşıtı olmakla birlikte, genç yaşta haklı bir üne kavuşan Italo Calvi- no, ondan "Italyan yazını yirmi yıldır benzer- siz biryazara, her tümcesiyle eşsiz, dil ve dü- şünce oyunlannda tükenmez ve dayanılması güç bir yaratıcıya sahip artık" diye söz ediyor- du. Manganelli, bundan fazlası: Tutkuluları. çoktan Italya sınırlarını aştı ve onun son dönem edebiyatının en derin yazarları arasında yerleş- mesini sağlayacak nüfusa ulaştı. Ben, Manganellı'yi "Gece" başlıklı öykü ki- tabı, "Nesrin Incelikli Gürültüsü" ve "Armayla Gölgenin Söylemi" adlı, edebiyatın en tekin- siz bölgelerine yolculuklar düzenleyen iki ne- sir kitabıyla tanıdım. Asıl doğru başlangıç "Cen- turia" olur ama: Bu bıribirinden parlak yüz "ro- man", okuru düpedüz sarhoş edecek nitelik- tebirformüledayanıyor; insan, kitapçabukbit- mesin duygusuyla ağırdan almak istiyor bir yandan, bir yandan da sayfalan yutmak için sa- bırsızlıktan kıvranıyor. Dahadaönemlisi: Man- ganelli'nin, her okurda bir yazarın kıpırdama- sına yol açacak kışkırtıcılığı üstlenmesi - kısa- cası, bir başyapıt "Centuria". Borges'in modern dönemde yazılan uzun romanları hafife aldığı, kısa'ya övgü düzdüğü bilinir. "Centuria", bu savı sanki doğrulamak için kaleme alınmış gibidir: Ekonominin en üst dü- zeyde tutulduğu, eksiltmenin doruğa tırman- dığı bu mikroskopik romanlarda "dolgu "nun kı- rıntısına olsun rastlanmaz. Mallarme, bir yüz- yıl önce, böyle yazmanın, her durumda bir 'mıs- ralama çalışması' olduğunu ileri sürmüştü. Manganelli'nin en çarpıcı özelliği bu yoğunluk değildir gene de: Onun 'trajik' ile 'ironik' ara- sında kurduğu kıl payı denge. bana kalırsa, vu- rucu yanını oluşturur. Orhan Veli'nin pek sev- diği Tristan Corbiere'in anmaya dayanama- dığım "gülerken canı acımak" koşulu Manga- nclli'nin hiçbir metninden eksik olmaz: Denile- bilir ki, kakavan ciddiyet başdüşmanj olmuştur. Rabelais'den Swift'e, muhteşem Tristram Shandy'den muhteşem Levvis Carroll'a, va- kın dönemde Perec'e, Eeo'>'a, Cahino'ya uza- nan bu delibozuk geleneğin en taze halkalarm- dan biri olarak da görülebilir "Centuria ". Giorgio Manganelli'yi seçmek, çevirmek, ya- yımlamak gözüpek kararlar. Dilerim, bu sıra dı- şı kitap, "Gözden Kaçanlar" listesinde seçkin bir yer tutmaz. Bazı kitapların etrafında kopan gürültü, bazı kitapların hepten görülmemesine yol açtığında insanın canı yanıyor. Sözgelimi Ni- lüferGüngörmüş'ün "Büyük A"s\ (Patika Ya- yınları, 1999) - okumaya doyamadığım o nefis öykü toplamının üzerinde hiç durulmadığını fark ettıgimde içimi isyan duyguları kapladıy- dı. Lütfen "Centuria"y\ okuyun. ENGLISH CENTRE L a n g u a g e S c h o o Genef İngiHzce Programran :j 1 Şirketler ve Kuruluşlar İçin Özei Programlar İş İngilizcesi TOEFL-IELTS-KPDS Sınavlanna Hazırlık Programlart Çocuklara Özel Programlar Bire-bir İngilizce Egitimleri Ev Hanımlanna Özel Hafta Içi Gündûz İngilizce Programlan Öğrencilerimize Ûcretsiz Aktfviteter taos'ufiz ız&iûlifet obmınuı onuzuifla... BAŞARINIZI ZİRVEyE TAŞIMAyA hAZIRIZ... GLISH CENTRE g u
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear