25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2002 PA 14 LJ-K. kulturfccurnhuriyet.com.tr Saime Göksu ve Edward Timms'in kitabı on yıllık kapsamlı bir araştırmanın ürünü Şiire adanmışbir yaşamGAMZE AKDEMİR Saime Göksu ve Edward Timms'in yazdıklan 'Romantik Komünist - Nâzım Hücmet'in Ya- samı ve Eseri' adlı kitap, Banş Gümiişbaş'ın çevûrisiyle Doğan Kitap'tançıktı. Kitapta, Memet Fııat ve Yevge- ni Yevtusenko'nun önsözleri de yer alıyor. Kitabın çıkış noktası, önsözde de belirtildiği gibi yetiş- me yılJan 1940'lar Türkiyesi'ne. Nâzmı Hikmet'in v e birçok yol- daşının hapishanede olduğu, ya- pıtlannın yasaklandığı dönerne denkgelen birgenç krzın deneyim- lerine kadar uzanıyor. Geniş kapsamlı, bilimsel bir bi- yografi niteliğindeki kitapta Nâ- zım Hikmet'in tüm yaşamı ço- cukluğundan başlayan bir süreç- te, tarihsel bir çerçevede ele alı- nıyor. Tanıkiıklar, arşrv araştırma- lan, söyleşiler, belgelergibi sayı- sız kaynaktan yararlanan Göksu ve Timms, kitabı on yıllık bir süre- de tamamlamışlar. Çok yönlii bir araştırma "Daha önce yazılan biyografi- ler,amlarveNâzmı'ırı kendi eser- leri dışında Türkiye, Moskova. Amsterdam ve Macaristan'da ar- şiv kaynaklanna inerek şairin bi- linen ve bilinmeyen yönlerini bel- gelerde bulmaya çahştıJt Nâzım'la yedi yıl birlikte yaşayan Rus dok- toru Galinva'yla ilişİcisi hakkında bilgilerimiz çok az. Galinya'nın anılannı yaymladığı *Nâznn ile Yedi Yü' adlı Rusça kitap da he- nüz elimize geçmedi- Nâzım 'ın bazı yolculuklannı Galinya'nın filme aldıgını da biliyoruz. Bu filmler önemli birer belge olacak- tır. Son günlerde Rusya *da basılan ve Ekber Babayev'in eşinin yaz- dığı 'Biiinen ve Bilinmeyen Yön- leriyk Nâzun Hikmet' adlı kitap da şairin tiyatrolan hakkında ol- dukça önemli bilgileri içeriyor. Bu arada kayıplar da var elbet- te: Piraye'nin Nâzım*a yazdığı mektuplar kayıp. On yil boyunca Münevver'Ie Nâzım'ın on yıl sü- ren mektuplaşması var, ama bun- lar da henüz basılmadı. KGB ar- şivlerinde araştırma olanağımız olmadı. Aynca Nâzım'la Adele veya Adile Guseynova ilişkisinin kısa bir özetini kitabımızda ilk de- fa biz belirtmiştik," Devrimd sanat anJayışı Kitapta, Nâzan Hikmet'in sa- naö, srvasaldüşünce ve etkiniikJe- rinin birtürevi, bu süreçte süzdük- ierinin bir toplamı olarak karşunı- zaçıknx>r. Nâzun'm sanaüyla siya- seti arasmdaki sıkı bağı değerlen- dirir misiniz? SAİME GÖKSU / EDWARD TTMMS-Nâzım'ın düşünce dün- yasını yapıtlanndan ayırmak im- kansızdır. Nâzım sanatıyla oku- vucuyu ve toplumu etkilemek ve değiştirmek amacını güder. Bu- cun en güzel örnekJerinden biri clan 'Jokond ile SiYaU'da sanatı v: politikayı devTİmin hizmetine kullanır. Jokond pasif bir sanat eseri ve pasif bir kadın olmaktan çkar ve devrimde yerini alır. Nâ- ztm'ın düşüncelerinin sanatını et- fclemesinin gelişimine bakarsak ŞJDU görürüz: Daha 13 yaşında şiir yazmaya fcaşladığında birinci dünya sava- şndan etkilenmişti. 1921 'de Sov- yftler'e gittiğinde Sovyet ilerici saıatıyla tanışuıca şiirlerinin ko- ıtsuyla biçiminde uyum sağla- mya çalıştı. AçlannGözbebekJeri', 'Mald- nbşmak', 'Meyerhold Tîyatro- sınagibi şiirlerininkonulan ge- nfflikle politiktir. Sovyet ilerici saıatının önde gelenlerinden Me- ytrbold'un etkisiyle, 1925 sonra- siiiirlerine dramatik öğeler ekle- d Benerci', 'Taranta Babu', 'fcdrettin', 'Memleketimden In- san Manzaralan' bu tür şiirlerdir. 1951 'de Sovyetler'e vannca *Thaw' ('çözülme') diye adlann- dınlan gelişmeden sonra oyun ya- zarlığına önem veren Nâzım'ın 'FeriıadileŞirin'inin basansını bu dönemde sanatta, aşka ve duygu- lara yer verilmesindeki gevşeme- ye borçluyuz. Şiirlerinde de vatan hasreti, yalnızlık, yaşlanma kor- kulan gibi birçok duygusallık ar- tıkyeralabiliyordu. 'KarnKaym Ormanı', 'KadmnnBresteKadar Geldi' bunun en güzel örnekleri- dır yarafacıhgı adanmışlığında -Nâznn'ınyarabsmdakiivnıe- yiarnran tetnd öğeJeriözedermi- siniz? GÖKSU / THVEVIS - Yaratıcı- lığı kendisini, her ne koşulda olursa olsun, şiirine adamışh- ğında. Kemal Tahir'e mektupla- nnda şiirlerini yazarken göster- diği çabalann sancılannı oku- ruz. 'Memleketimden Insan Manzaralan 'nı hapiste yazdığı- nı düşünürsek bu şartlar dahi onun yaratıcılığına ivme katmış olabilir. Nâzım'ın yaratıcıhğında öz- lem ve sevgi konulan önemli bir yertutar. Yaratıcıhğındaki rvme- yi artıran yalnızca kadın için de- ğil, annesiyle başlayıp, güzel günler, vatan, kavgası, banş, ge- niş anlamda erişilmesi zor olan şeyler için duyduğu sevgi ve öz- lemdir. Nâzım'ın şiiri birtür ile- rişim aracı olarak birleştirici bir görev yapar ve köprü kurar ay- nhklara. Hapishane dönemi sancılan - Nâzım Hikmet'in romantik, iosancılyönünün kendisinesanat- sai veözel yaşamı açılanndan kat- kılannın yanjsıra, onn zanuuı za- man zoriamasuu nasıl değerien- dirfvorsunuz? GÖKSÜ / TEVIMS - Nâzım 1949 da, hapishanede ciddi bir bu- nalım dönemi geçirdi. Biryandan karacığerlerinden ve kalbinden hastalığı, öte yandan yıllarca ha- pisliğin verdiği özlemler, Münev- ver'le karşılasmasıyla doruğa çık- tı. Yıllardır sevdiği, şiirleriyle bü- tünleşmış Piraye ile yeni aşkı Mü- nevver arasında bocalıyordu. Bu- na on altı yıl daha mahkumluk da eklenince yaşamının kabusa dö- nüşmesi normal bir tepki. fkincı ciddi bunalım dönemi 1956'ya raslar. îki bunalım arasın- da birçok benzerlik var: Yine sağ- hğı çok bozulmuştu ve yeni bir kadına (Vera) aşık ohnuştu. Bu dönem Sovyetler'deki politik bo- calama dönemiyle de çakışmak- taydı. Ben vatan hainiyim! - Tüm dünyada Nâzun Hikmet >ıholarakkutianacakolan2002'de, Nâzun büiakun çevrelerce nala vatan hainliğiyle suçlamyor. GÖKSU / TEVIMS - Bu çevre- lere en güzel cevabı 1962'de yaz- dığı 'Vatan Haini' şiiriyle kendi- si verdi. Şairin çoğu yapıtlannda emperyalizme, kapitalizme, eme- ğin sömürüsüne, ırkçılığa, savaşa karşı olan bir mesaj vardır. 'Bun- iar vatan haini olmak ise ben va- tan hainhim' dedi. Ozaman bu va- tan haini kavramında bir çeüşki var demektir. Vatanı satanlann kim- Kitabın çıkış noktası, yetişmeyılları Nâzım 'ın hapiste olduğu, yapıtlarının yasaklandığı döneme denk gelen bir genç kızın deneyimlerine kadar uzanıyor. Geniş kapsamlı, bilimsel bir biyografı niteliğindeki kitapta Nâzım Hikmet 'in tüm yaşamı, çocukluğundan başiayan bir süreçte tarihi bir çerçevede ele alınıyor. ler olduğu o gün de biliniyordu, bu gün de öyle. Her yapıtında vatan sevgisi, insan sevgisi vardır. Vatan haini diyenler 'Memleketimden Insan Manzaralan'nı veya 'Kurtuluş Savası Destanı 'nı okusunlar ye- ter. Kardeşlik, banş ve tüm in- sanlık için güzel günler özle- miyle bıraktı Nâzım bu dünya- y 2002 ölümsüz bir yıl olacak. Tıpkı adını aldığı Nâzım Hikmet gibi... "Kardeşlerim, biliyorum, yine deyaşamakta devam edeceğim yanıbaşınızda: Aragon 'un mısratnda ola- cağım -gelecekgüzel gün- lerin mısraında - vebeyazgüvercinindePi- casso 'nun ve Robeson 'un türküle- rinde ve asıl ve en güzeli: Marsilyadokişçüerinden yoldaşımın muzaffer gülü- sünde olacağım " Nâzım Hikmet'in en az biiinenyönü sinemacıhğı Ustanın yedincisanat yolculuğu Nâznn Hikmet denince akla, şiirieri, oyunlan, davası, hapiste geçirdiği uzun yıllan ve aşklanyla cesur bir yaşamın, bir dönemin panaromasının gehiıesi kaçmılmaz. 'Romantik Komünist'te, şairin yaşamının'bu başlıklar altında avnntılanyla incelenmesinin yaru sıra, belki de en az biiinen yönüne, sinemasına da değiniliyor. • 1930'lar ve 1940'larda çekilen en az yirmi fibne katkıda bulunan Nâzım, yakın arkadaşı Muhsin Ertuğrul ile üretken bir ortaklık kurarak özgün senaryolar yazıyor, yabancı kaynaklardan uyarlamalar ve seslendirme yapıyor. • Birkaç müzikal komedi için senaryolar yazarken Ertuğrui'a da, Türk Kurtuluş Savaşı'nı konu alan 'Bir Mfllet Uyanıvor'da (1932) asistanlık yapıyor. Bu çalışması, Ueride yazacağı 'Memleketimden İnsan Manzaralan'ndaki sinematık etkiye katkıda buiunacaktır. • Bursa Hapisbanesi donemınde diğer tutukluJann katkılanyla Nobel Edebiyat Ödüllü Sebna Lagertof ün bir öyküsünden uyarlayarak yazdığı 'AyseJ/Batakh Damin Kta' adlı senaryosu, 1934'te daha Nâzım hapisteyken Ertuğrul tarafından sinemaya uyarlanır. • Aynı tarihte söz konusu şehirlerdeki gündelik yaşamı ele alan 'İstanbul Senfonisi' ve 'Bursa Senfonisi' adlı iki kısa belgesel film çeker. • Senaryosunu yazdığı, Kemalist devrimin başanlan çerçevesinde değişen modera Türkiye'nin tarihine eğildiği, setlerini Abkön Dino'nun hazırladığı. ilk uzun konulu filmi 'Güneşe Doğru'yu (1937) çeker. 1938'de tutuklanmasaydı yönetmen olarak daha başka başanlara da imza atabilecekti. • Siyasi nedenlerden dolayı adı belirtilmeden, 'Üçüncü SeBm'in Gözdesi ve Aşkian' ve 'Babkçı Güzeli' gibi yapımlara önemli katkılarda bulunur. Yazarları tanıyalım Saime Göksu'nun Nâzım Hikmet serüveni, o yıllarda Malatya'da sağJık görevlisi olan babası İbrahim Göksu nun. Malarya Cezaevi'nde tutuklu olan Kemal Tahir'le tanıştıktan sonra evlerine getirdiği yasaldı Nâzım şiirleriyle başlamış. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde fizik konusunda konferanslar verdikten sonra Ednard Thnmsle evlenerek Ingiltere'ye yerieşen ve terapist olan Göksu'nun, 1988'de Nâzun'la ilgili yine Timms'le ortaklaşa imza attıklan bir çalışmalan da 'Visions and Bhıeprints - Avant- Garde Culture and Radical Poütks' adıyla yayımlanmış. Avrupa edebiyatı ve siyaseti konusunda çeşitli kitaplan ve makaleleri bulunan edebiyatçı Edward Timms, Sussex Üniversitesi'nde Almanca bölümünde araştırma profesörü. Timms, Türk kültürüyle ilgilenmeye 197O'te Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde konferanslar verdiği dönemde başlamış. Timms'in en biiinen yapıtlan arasında, çeşitli dillere çevrilen 'KarlKraus- ApocalyptkSatirBt 1 . Edinburgh Üniversitesi'nce basılan 'Avusturya Çahşmalan' adiı serinin yanı sıra en son yapıtlanndan Wales Üniversitesi'nce basılan 'Wrhnıg after Hitfcr: Tbe Work of Jakovlind' yer alıyor. Genç kalemler Cumhuriyet'te... j P e r a Palas'ta müzayede: 'Zabit' YALNIZLIK PINARI Gümüs semalar görürdüm, gözyaşlanmda... Nedenini asla bîlmediğimdı bu, Ciğerlerinde şimşekler çakan bir varoş, Bir duman daha katar o yalanlara... Yokuşa çıkan bir fayton bilirim; Rüzgânn uğultusuyia sohbet eden, Bir parça ekmeğine, yağmuru katk eden, Bir çift kanaüa semaya yükselen, Gece yarısı dönerken eve, Bir iç çekjşi anımsanm. Sisli rüyalar görürüm mahmur Ufak btr tekerteme söyledim. HatJfianm "Muamma bir yerdeydim Gözlerirni alıp götürurdü bir boşluk! Namert ölümlerde bilirim, Suçsuz birini, boynu bûkük masumtyeti. Tomurcuklanan bir papatyayı Kendimi görürüm yalnızıık pınariannda... SEV&ÇETİN YÜREĞİNİ SESİNE VER Yüreğini sesine ver, ver ki anlatsın bana seni, seygini dillendirsin özlemlerini, dindirsin acılannı yüreğini sesine ver, ver ki rüzgarlar seni fısıldastn kulağıma yağmuriar seni yağsın damla damla savgısızca düşsıin alnımın ortasına her damla yavaş, ıslak ve narin ve toprak kokusu sarsın benliğimizi yarim yüreğini sesine ver, ver ki sevdamıza gün ışığı olsun varalım umutlanmıza yüreğini sesine ver, ver ki türkuler seni soylesin ben ise türkülen ve sevgili yarim yaşamaksa seninle olsun. AŞKINCEYLAN -LibrairiedePera, bugün saat 14.30'da Pera PalasOtelı'nde'Zabit' adlı 37. müzayedesini yapacak. Jbrahim JVIanavtarafindan sunulacak müzayedede mimarlık, mimarlık tarihi, arkeoloji, Türkiye florası, yakın tarih, folklor, Osmanlfnın toplumsal, siyasal ve ekonomik yapısı gibi konularla ilgili 500'ün üstünde parça yer aiacak. Müzayedede sunulacak eserler arasında Mustafa Kemal'in yasaklanan ımzalı kitabı 'Zabitve Kumandan ile Hasbıhal' da bulunuyor. Mayıs 1914'te Sofya'da yazılan 'Zabit ve Kumandan ileHasbıhal', 1918 yılına kadar yayımlanamadı. Daha sonra Istanbul'da 4 >Iinber' gazetesinin matbaasuıda bin nüsha olarak basılan kitap, Danıat Ferit hükümeti tarafindan toplatılarak yok edildi. Pera Palas Oteli'nde yapılacak müzayedede aynca ünlü oryantalist ressam Brindisi'nin OsmanJı kıyafetleri albümü, Hz. Muhammet'in yaşarrunı anlatan Etienne Dinet'nin desenleri ve Vlopammed Racim'in tezhıpleriyle süslü 560 yıllıkbir yazma kitap, Fransızca yayımlanan 'Djumhouriet' (Cumhuriyet) gazetesinin ilk sayısı, Erzurum'dan Edirne'ye Anadolu'nun farklı yerlerinde basihnış kitaplar, Latin harfleriyle yapılmış ilk baskılar, yüzlerce yıllıkhanta ve gravürler yer alacak. (0 212 253 80 80) OKÜMALAMBAS ENIS BATUR Yazınm Kendi Musikîsi Ahmet Hamdi Tanpınar ın yapıtında Musikînin j ri, payı, birbakımaölçülebilirbüyüklüktedir; ölçülrr si en hafifinden çok güç olan, Tanpınar'ın kendi m sikîsid/r, bu aynma dikkat kesilmek gerektiği kanısı dayım. Zeynep Bayramoğlu'nun "Huzur" üzerinde yaj tığı tez çalışmasına değinmiştim; söz konusu aynı açısından somut ipuçlan getiren bir okuma denem< si bu: Tanpınar'ın yapıtında "Ferâhfeza"n\n ya d "MahurBeste"ri\n yeri ilk düzlemi oluşturur. Pek ço anlatı metninin, roman ya da öyku. "konu "su olmuş turmusikî, musikîyapıtları: Thomas Mann'ın "Dok tor Faustus"undan Pascal Quignarda, Gert Jon ke'ye sayısız agır top örnek s/ralanabılir dünya ede biyatından, özellikle modern çağdan. Tolstoy, HuX' ley, Cortazar gibi farklı dönem ve küftür coğrafya- lanndan seçilecek yazarisimleri, sorunun evrensel bo- yutunu göstermeye yetecekt/r. Bizim edebiyatımızdan da, ama "Piyano Çalmak" ama "Dutlar", yabana atılamayacak sayıda örnek sı- ralanabilir, musıkîyi konu edinen anlatılar dendi mi. Benim gözde "model"\m, geçen yüzyılın en yetkin öykülerinden biri olarak gördüğüm, okumaya doya- madığım "Dönüşüm"dür. TahsinYücel'm "Dokuzun- cu"yu (elbette Beethoven'i) merkezine alan o gör- kemli metninin aynca "Huzur"\a koşut bıçimde de okunması gerektiğini düşünüyorum. Ikinci düztemde, musıkînin anlatı formu, formatı açı- sından one çıktığı anlatılar yer alıyor. "Huzur" bağla- mında, sık sık Beethoven modeli üzerinde durulmuş, senfoni yakıştırmasını yeğleyen yorumlarda, sözge- limi Berna Moran'da. "Dokuzuncu Senfonı"ye as- lan payının aynldığı göze çarpmıştır. Zeynep Bayra- moğlu, başka biryaprta dikkat çekıyor, hafifseneme- yecek dayanaklarla: Tanpınar'ın "Huzur"un çatı olu- şumunda Beethoven'ın Opus 132, la minör Yaylı Dör- dül'ünü esas aldığı yollu görüş üzerinde durulmalı. Bu oylumda bırdenemede, konunun teknik ayrın- tılarına daha fazla açılmanın olanağı da, anlamı da yok açıkçası. Ana tasam, bırden fazla yazımda çev- renıni taramaya kalkıştığım şiir-musikî ilişkisinin ya- zınla doğrudan ya da dolaylı ilgilenen herkes tarafin- dan doğal bulunmasına karşın, sorun gelip "nesir" kavramına dayandığında, bu merkezden uzak durul- masından kaynaklanıyor. Aklı başında kimse, her anlatı yazannın bir biçim- de musıkîyi konu edinen yaprtlar kurmas/ndan bir gerekirfik, bir zorunluluk olarak söz edilemeyeceği- ni bilir, kabul edersanırım.. neden böyleb/rzorunlu- luk olsun ki? Savsa, benim savım başka: Kendi musikîsi olma- yan, musikîye kulağı tıkalı pek çok yazar olabilir bel- ki, ama hiçbirecte£>/yaracfe/77/ için bunu söyleyeme- yiz. Bir "yaza/)"ın, bir "yazıcı"nın ürunlerinde bu özel- liği aramayız şüphesiz, gelgelelim her "etf/p"in, ya- zın adamının, hangi yazı türünde ürün verirse versin, yazı ezgisinin özellikleri bana öyfe geliyor kı belirle- yici önemdedir: Musikî terbiyesinden bütün bütüne uzak birinden iyi metinler çıkamayacağı görüşünde- yim. Yanlış anlaşılmak istemem: Bire bir bağlantılardan, bir yazın yaprtının omuriliğine yerleşmiş somut mu- sikî örnekleri olması gerekıriiğinden söz etmiyorum elbette. Nesrin rftim, tempo. tınısal dengelerarayışı, üstün- de durduğum. Yazın adamı, dilini ve üslûbunu kurar- ken bir kulak bilgisi geliştirir. Her metin "kompozis- yon" esasına dayanır sonuçta. Bu kavramamusikî- de, plastik sanatlarda sıkça rastlarız ya, adı sanı geç- sin geçmesin, yazı sanatlannda da aynı ışlemlenn öne çıktığını unutmamak gerekir. Şiir gelenegı, şiir sanatı bilgisi gelişkin bir edebi- yatımız olduğunu biliyoruz. Nesir alanında aynı hâ- kimiyete kavuşmuş olmanın henüz uzağındayız. Biralaytak/rtukurdili, üslûbu, anlatımıolan sözüm ona yazın yaprtıyla karşılaşmamızın temelinde, özel- likle son çeyrek yüzyılda, has musikîden yoz musi- kîye geçmış olmamızın payı acaba az mıdır? Vertaine haklıydı: Her şeyden önce musikî. "Boncuk Oyunu"nu okuyun. BUGÜN • BEKSAVda saat 17.30'da Mohsen Makhmalbafın Bisikletçi 1 . saat 19.00'da Samira Makhnıalbaf ın 'Karatabta' filmlerinin gösterimi. (0216349 91 55) • tSTA\BUL AKMde saat 20.00'de Anadohı Musild Derneği konseri. Şef: Bülent TûrkeK. Konuk sanatçı: Nilgün Aygül Bingöl (0212251 56 00) • TARK ZAFER TUNAY:4 KÜLTÜR MERKEZÎ'nde saat 15.00'te Muanuner Ketencoghınundüzenlediği 'LüJeburgazOyun Havalan 1 . (0 212317 77 00) • MUAMMER KARACA TflATROSU'nda saat 11. 00'de Orhan Kurt'un oynattığı kukla gösterisi. (0212317 7700) • BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZÎ'nde saat 13.30'da S. Kaygusuz, H, Yaşar, E. Ercan, L. Erbfl, t Aral, J. Sancak, t Topçu, M Cengiz, A. Öktem, R Odabaş, G. tnal, \. Tuğcu, O. Şahin, A. Muthı, ıV Barbarosoğlu, B. Asiltürk, M. Köz, K Aydemir, D. Durukan. H. Ergulen, t Basruğ, A. Ergfin, M. Zaman Saçlıoğlunun katılacağı 'Kendi Seslerinden Şür ve Öykü'. (0216418 95 49) • TOHUM KÜLTÜR MERKEZÎ Kartal şubesinde saat 14.00'te 'Su Damlasına Sığdıniao Yaşam' belgesel gösterimi ve merkez şubesinde saat 15.00'te Hasan Knireık (TMMOB), Ünal Kuş (Açılım Hukuk Bürosu), Baro Cezaevi kont, ÖO direnişçisi, TKM'nin katılacağı 'Üç Kapı Üç Kilit' önerisi tartışması. (0 212 644 46 54) • ÎSTANBUL AKM SİNEMA SALONU'nda saat 13.00, 15.30, 19.00'da JoenCoen'üı 'Fargo' filminin gösterimi. (0 212 251 56 00) • MRIVnZI BALEK ÇOCUK YUVASI'nda saat 12.00de Dr.Erdal Atabek'in sunacağı 'ErgenJik Sorunlaruıda 0 - 6 Yaş Eğhiminin Rolü' konulu katılımlı anne baba forumu. (0216414 62 92) • NÂZEVlKÜLTÜREVİ'nde saat 17 30da Michaei Haneke nın 'Tesadüü Bir Kronolojinin 71 Parçaa' filminin gösterimi. (0 212 245 04 81} • ANTALYA KÜLTÜR MERKEZt PERGE SALONU'nda saat 17.00'de Girav Ercenk'in konuşmacı olarak katılacağı 'Çevre ve Kent' konulu konferans. (0 242 243 12 68) • SALİH ZEKÎ KOLAT KÜLTÜR MERKEZÎ'nde saat 15.00'te Güiseren Engin'ın 'Cehennemde Bir AdV kitabının söyleşi ve imza günü. (0 21644918 84)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear