Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2002 PA
14 LJ-K. kulturfccurnhuriyet.com.tr
Saime Göksu ve Edward Timms'in kitabı on yıllık kapsamlı bir araştırmanın ürünü
Şiire adanmışbir yaşamGAMZE AKDEMİR
Saime Göksu ve Edward
Timms'in yazdıklan 'Romantik
Komünist - Nâzım Hücmet'in Ya-
samı ve Eseri' adlı kitap, Banş
Gümiişbaş'ın çevûrisiyle Doğan
Kitap'tançıktı.
Kitapta, Memet Fııat ve Yevge-
ni Yevtusenko'nun önsözleri de
yer alıyor. Kitabın çıkış noktası,
önsözde de belirtildiği gibi yetiş-
me yılJan 1940'lar Türkiyesi'ne.
Nâzmı Hikmet'in v e birçok yol-
daşının hapishanede olduğu, ya-
pıtlannın yasaklandığı dönerne
denkgelen birgenç krzın deneyim-
lerine kadar uzanıyor.
Geniş kapsamlı, bilimsel bir bi-
yografi niteliğindeki kitapta Nâ-
zım Hikmet'in tüm yaşamı ço-
cukluğundan başlayan bir süreç-
te, tarihsel bir çerçevede ele alı-
nıyor. Tanıkiıklar, arşrv araştırma-
lan, söyleşiler, belgelergibi sayı-
sız kaynaktan yararlanan Göksu ve
Timms, kitabı on yıllık bir süre-
de tamamlamışlar.
Çok yönlii bir araştırma
"Daha önce yazılan biyografi-
ler,amlarveNâzmı'ırı kendi eser-
leri dışında Türkiye, Moskova.
Amsterdam ve Macaristan'da ar-
şiv kaynaklanna inerek şairin bi-
linen ve bilinmeyen yönlerini bel-
gelerde bulmaya çahştıJt Nâzım'la
yedi yıl birlikte yaşayan Rus dok-
toru Galinva'yla ilişİcisi hakkında
bilgilerimiz çok az. Galinya'nın
anılannı yaymladığı *Nâznn ile
Yedi Yü' adlı Rusça kitap da he-
nüz elimize geçmedi- Nâzım 'ın
bazı yolculuklannı Galinya'nın
filme aldıgını da biliyoruz. Bu
filmler önemli birer belge olacak-
tır.
Son günlerde Rusya *da basılan
ve Ekber Babayev'in eşinin yaz-
dığı 'Biiinen ve Bilinmeyen Yön-
leriyk Nâzun Hikmet' adlı kitap
da şairin tiyatrolan hakkında ol-
dukça önemli bilgileri içeriyor.
Bu arada kayıplar da var elbet-
te: Piraye'nin Nâzım*a yazdığı
mektuplar kayıp. On yil boyunca
Münevver'Ie Nâzım'ın on yıl sü-
ren mektuplaşması var, ama bun-
lar da henüz basılmadı. KGB ar-
şivlerinde araştırma olanağımız
olmadı. Aynca Nâzım'la Adele
veya Adile Guseynova ilişkisinin
kısa bir özetini kitabımızda ilk de-
fa biz belirtmiştik,"
Devrimd sanat anJayışı
Kitapta, Nâzan Hikmet'in sa-
naö, srvasaldüşünce ve etkiniikJe-
rinin birtürevi, bu süreçte süzdük-
ierinin bir toplamı olarak karşunı-
zaçıknx>r. Nâzun'm sanaüyla siya-
seti arasmdaki sıkı bağı değerlen-
dirir misiniz?
SAİME GÖKSU / EDWARD
TTMMS-Nâzım'ın düşünce dün-
yasını yapıtlanndan ayırmak im-
kansızdır. Nâzım sanatıyla oku-
vucuyu ve toplumu etkilemek ve
değiştirmek amacını güder. Bu-
cun en güzel örnekJerinden biri
clan 'Jokond ile SiYaU'da sanatı
v: politikayı devTİmin hizmetine
kullanır. Jokond pasif bir sanat
eseri ve pasif bir kadın olmaktan
çkar ve devrimde yerini alır. Nâ-
ztm'ın düşüncelerinin sanatını et-
fclemesinin gelişimine bakarsak
ŞJDU görürüz:
Daha 13 yaşında şiir yazmaya
fcaşladığında birinci dünya sava-
şndan etkilenmişti. 1921 'de Sov-
yftler'e gittiğinde Sovyet ilerici
saıatıyla tanışuıca şiirlerinin ko-
ıtsuyla biçiminde uyum sağla-
mya çalıştı.
AçlannGözbebekJeri', 'Mald-
nbşmak', 'Meyerhold Tîyatro-
sınagibi şiirlerininkonulan ge-
nfflikle politiktir. Sovyet ilerici
saıatının önde gelenlerinden Me-
ytrbold'un etkisiyle, 1925 sonra-
siiiirlerine dramatik öğeler ekle-
d Benerci', 'Taranta Babu',
'fcdrettin', 'Memleketimden In-
san Manzaralan' bu tür şiirlerdir.
1951 'de Sovyetler'e vannca
*Thaw' ('çözülme') diye adlann-
dınlan gelişmeden sonra oyun ya-
zarlığına önem veren Nâzım'ın
'FeriıadileŞirin'inin basansını bu
dönemde sanatta, aşka ve duygu-
lara yer verilmesindeki gevşeme-
ye borçluyuz. Şiirlerinde de vatan
hasreti, yalnızlık, yaşlanma kor-
kulan gibi birçok duygusallık ar-
tıkyeralabiliyordu. 'KarnKaym
Ormanı', 'KadmnnBresteKadar
Geldi' bunun en güzel örnekleri-
dır
yarafacıhgı adanmışlığında
-Nâznn'ınyarabsmdakiivnıe-
yiarnran tetnd öğeJeriözedermi-
siniz?
GÖKSU / THVEVIS - Yaratıcı-
lığı kendisini, her ne koşulda
olursa olsun, şiirine adamışh-
ğında. Kemal Tahir'e mektupla-
nnda şiirlerini yazarken göster-
diği çabalann sancılannı oku-
ruz. 'Memleketimden Insan
Manzaralan 'nı hapiste yazdığı-
nı düşünürsek bu şartlar dahi
onun yaratıcılığına ivme katmış
olabilir.
Nâzım'ın yaratıcıhğında öz-
lem ve sevgi konulan önemli bir
yertutar. Yaratıcıhğındaki rvme-
yi artıran yalnızca kadın için de-
ğil, annesiyle başlayıp, güzel
günler, vatan, kavgası, banş, ge-
niş anlamda erişilmesi zor olan
şeyler için duyduğu sevgi ve öz-
lemdir. Nâzım'ın şiiri birtür ile-
rişim aracı olarak birleştirici bir
görev yapar ve köprü kurar ay-
nhklara.
Hapishane dönemi sancılan
- Nâzım Hikmet'in romantik,
iosancılyönünün kendisinesanat-
sai veözel yaşamı açılanndan kat-
kılannın yanjsıra, onn zanuuı za-
man zoriamasuu nasıl değerien-
dirfvorsunuz?
GÖKSÜ / TEVIMS - Nâzım
1949 da, hapishanede ciddi bir bu-
nalım dönemi geçirdi. Biryandan
karacığerlerinden ve kalbinden
hastalığı, öte yandan yıllarca ha-
pisliğin verdiği özlemler, Münev-
ver'le karşılasmasıyla doruğa çık-
tı. Yıllardır sevdiği, şiirleriyle bü-
tünleşmış Piraye ile yeni aşkı Mü-
nevver arasında bocalıyordu. Bu-
na on altı yıl daha mahkumluk da
eklenince yaşamının kabusa dö-
nüşmesi normal bir tepki.
fkincı ciddi bunalım dönemi
1956'ya raslar. îki bunalım arasın-
da birçok benzerlik var: Yine sağ-
hğı çok bozulmuştu ve yeni bir
kadına (Vera) aşık ohnuştu. Bu
dönem Sovyetler'deki politik bo-
calama dönemiyle de çakışmak-
taydı.
Ben vatan hainiyim!
- Tüm dünyada Nâzun Hikmet
>ıholarakkutianacakolan2002'de,
Nâzun büiakun çevrelerce nala
vatan hainliğiyle suçlamyor.
GÖKSU / TEVIMS - Bu çevre-
lere en güzel cevabı 1962'de yaz-
dığı 'Vatan Haini' şiiriyle kendi-
si verdi. Şairin çoğu yapıtlannda
emperyalizme, kapitalizme, eme-
ğin sömürüsüne, ırkçılığa, savaşa
karşı olan bir mesaj vardır. 'Bun-
iar vatan haini olmak ise ben va-
tan hainhim' dedi. Ozaman bu va-
tan haini kavramında bir çeüşki var
demektir. Vatanı satanlann kim-
Kitabın çıkış noktası, yetişmeyılları
Nâzım 'ın hapiste olduğu,
yapıtlarının yasaklandığı döneme
denk gelen bir genç kızın
deneyimlerine kadar uzanıyor.
Geniş kapsamlı, bilimsel bir
biyografı niteliğindeki kitapta
Nâzım Hikmet 'in tüm yaşamı,
çocukluğundan başiayan bir
süreçte tarihi bir
çerçevede ele alınıyor.
ler olduğu o gün de biliniyordu,
bu gün de öyle.
Her yapıtında vatan sevgisi,
insan sevgisi vardır. Vatan haini
diyenler 'Memleketimden Insan
Manzaralan'nı veya 'Kurtuluş
Savası Destanı 'nı okusunlar ye-
ter. Kardeşlik, banş ve tüm in-
sanlık için güzel günler özle-
miyle bıraktı Nâzım bu dünya-
y
2002 ölümsüz bir yıl olacak.
Tıpkı adını aldığı Nâzım Hikmet
gibi...
"Kardeşlerim,
biliyorum,
yine deyaşamakta devam
edeceğim yanıbaşınızda:
Aragon 'un mısratnda ola-
cağım -gelecekgüzel gün-
lerin mısraında -
vebeyazgüvercinindePi-
casso 'nun
ve Robeson 'un türküle-
rinde
ve asıl
ve en güzeli:
Marsilyadokişçüerinden
yoldaşımın muzaffer gülü-
sünde olacağım "
Nâzım Hikmet'in en az
biiinenyönü sinemacıhğı
Ustanın
yedincisanat
yolculuğu
Nâznn Hikmet denince akla, şiirieri,
oyunlan, davası, hapiste geçirdiği uzun
yıllan ve aşklanyla cesur bir yaşamın,
bir dönemin panaromasının gehiıesi
kaçmılmaz. 'Romantik Komünist'te,
şairin yaşamının'bu başlıklar altında
avnntılanyla incelenmesinin yaru sıra,
belki de en az biiinen yönüne,
sinemasına da değiniliyor.
• 1930'lar ve 1940'larda çekilen en az
yirmi fibne katkıda bulunan Nâzım,
yakın arkadaşı Muhsin Ertuğrul ile
üretken bir ortaklık kurarak özgün
senaryolar yazıyor, yabancı
kaynaklardan uyarlamalar ve
seslendirme yapıyor.
• Birkaç müzikal komedi için
senaryolar yazarken Ertuğrui'a da,
Türk Kurtuluş Savaşı'nı konu alan 'Bir
Mfllet Uyanıvor'da (1932) asistanlık
yapıyor. Bu çalışması, Ueride yazacağı
'Memleketimden İnsan
Manzaralan'ndaki sinematık etkiye
katkıda buiunacaktır.
• Bursa Hapisbanesi donemınde diğer
tutukluJann katkılanyla Nobel
Edebiyat Ödüllü Sebna Lagertof ün bir
öyküsünden uyarlayarak yazdığı
'AyseJ/Batakh Damin Kta' adlı
senaryosu, 1934'te daha Nâzım
hapisteyken Ertuğrul tarafından
sinemaya uyarlanır.
• Aynı tarihte söz konusu şehirlerdeki
gündelik yaşamı ele alan 'İstanbul
Senfonisi' ve 'Bursa Senfonisi' adlı iki
kısa belgesel film çeker.
• Senaryosunu yazdığı, Kemalist
devrimin başanlan çerçevesinde
değişen modera Türkiye'nin tarihine
eğildiği, setlerini Abkön Dino'nun
hazırladığı. ilk uzun konulu filmi
'Güneşe Doğru'yu (1937) çeker.
1938'de tutuklanmasaydı yönetmen
olarak daha başka başanlara da imza
atabilecekti.
• Siyasi nedenlerden dolayı adı
belirtilmeden, 'Üçüncü SeBm'in
Gözdesi ve Aşkian' ve 'Babkçı Güzeli'
gibi yapımlara önemli katkılarda
bulunur.
Yazarları
tanıyalım
Saime Göksu'nun Nâzım Hikmet
serüveni, o yıllarda Malatya'da sağJık
görevlisi olan babası İbrahim
Göksu nun. Malarya Cezaevi'nde
tutuklu olan Kemal Tahir'le tanıştıktan
sonra evlerine getirdiği yasaldı Nâzım
şiirleriyle başlamış. Bir süre Orta Doğu
Teknik Üniversitesi'nde fizik konusunda
konferanslar verdikten sonra Ednard
Thnmsle evlenerek Ingiltere'ye yerieşen
ve terapist olan Göksu'nun, 1988'de
Nâzun'la ilgili yine Timms'le ortaklaşa
imza attıklan bir çalışmalan da 'Visions
and Bhıeprints - Avant- Garde Culture
and Radical Poütks' adıyla yayımlanmış.
Avrupa edebiyatı ve siyaseti konusunda
çeşitli kitaplan ve makaleleri bulunan
edebiyatçı Edward Timms, Sussex
Üniversitesi'nde Almanca bölümünde
araştırma profesörü.
Timms, Türk kültürüyle ilgilenmeye
197O'te Orta Doğu Teknik
Üniversitesi'nde konferanslar verdiği
dönemde başlamış.
Timms'in en biiinen yapıtlan arasında,
çeşitli dillere çevrilen 'KarlKraus-
ApocalyptkSatirBt
1
. Edinburgh
Üniversitesi'nce basılan 'Avusturya
Çahşmalan' adiı serinin yanı sıra en son
yapıtlanndan Wales Üniversitesi'nce
basılan 'Wrhnıg after Hitfcr: Tbe Work
of Jakovlind' yer alıyor.
Genç kalemler Cumhuriyet'te... j
P e r a
Palas'ta müzayede: 'Zabit'
YALNIZLIK PINARI
Gümüs semalar görürdüm, gözyaşlanmda...
Nedenini asla bîlmediğimdı bu,
Ciğerlerinde şimşekler çakan bir varoş,
Bir duman daha katar o yalanlara...
Yokuşa çıkan bir fayton bilirim;
Rüzgânn uğultusuyia sohbet eden,
Bir parça ekmeğine, yağmuru katk eden,
Bir çift kanaüa semaya yükselen,
Gece yarısı dönerken eve,
Bir iç çekjşi anımsanm.
Sisli rüyalar görürüm mahmur
Ufak btr tekerteme söyledim.
HatJfianm "Muamma bir yerdeydim
Gözlerirni alıp götürurdü bir boşluk!
Namert ölümlerde bilirim,
Suçsuz birini, boynu bûkük masumtyeti.
Tomurcuklanan bir papatyayı
Kendimi görürüm yalnızıık pınariannda...
SEV&ÇETİN
YÜREĞİNİ SESİNE VER
Yüreğini sesine ver, ver ki
anlatsın bana seni, seygini
dillendirsin özlemlerini, dindirsin acılannı
yüreğini sesine ver, ver ki
rüzgarlar seni fısıldastn kulağıma
yağmuriar seni yağsın damla damla
savgısızca düşsıin alnımın ortasına
her damla
yavaş, ıslak ve narin
ve toprak kokusu
sarsın benliğimizi yarim
yüreğini sesine ver, ver ki
sevdamıza gün ışığı olsun
varalım umutlanmıza
yüreğini sesine ver, ver ki
türkuler seni soylesin
ben ise türkülen
ve sevgili yarim
yaşamaksa seninle olsun.
AŞKINCEYLAN
-LibrairiedePera, bugün
saat 14.30'da Pera PalasOtelı'nde'Zabit'
adlı 37. müzayedesini yapacak. Jbrahim
JVIanavtarafindan sunulacak müzayedede
mimarlık, mimarlık tarihi, arkeoloji,
Türkiye florası, yakın tarih, folklor,
Osmanlfnın toplumsal, siyasal ve
ekonomik yapısı gibi konularla ilgili
500'ün üstünde parça yer aiacak.
Müzayedede sunulacak eserler arasında
Mustafa Kemal'in yasaklanan ımzalı
kitabı 'Zabitve Kumandan ile Hasbıhal'
da bulunuyor. Mayıs 1914'te Sofya'da
yazılan 'Zabit ve Kumandan ileHasbıhal',
1918 yılına kadar yayımlanamadı. Daha
sonra Istanbul'da 4
>Iinber' gazetesinin
matbaasuıda bin nüsha olarak basılan
kitap, Danıat Ferit hükümeti tarafindan
toplatılarak yok edildi. Pera Palas
Oteli'nde yapılacak müzayedede aynca
ünlü oryantalist ressam Brindisi'nin
OsmanJı kıyafetleri albümü, Hz.
Muhammet'in yaşarrunı anlatan Etienne
Dinet'nin desenleri ve Vlopammed
Racim'in tezhıpleriyle süslü 560 yıllıkbir
yazma kitap, Fransızca yayımlanan
'Djumhouriet' (Cumhuriyet) gazetesinin
ilk sayısı, Erzurum'dan Edirne'ye
Anadolu'nun farklı yerlerinde basihnış
kitaplar, Latin harfleriyle yapılmış ilk
baskılar, yüzlerce yıllıkhanta ve gravürler
yer alacak. (0 212 253 80 80)
OKÜMALAMBAS
ENIS BATUR
Yazınm Kendi Musikîsi
Ahmet Hamdi Tanpınar ın yapıtında Musikînin j
ri, payı, birbakımaölçülebilirbüyüklüktedir; ölçülrr
si en hafifinden çok güç olan, Tanpınar'ın kendi m
sikîsid/r, bu aynma dikkat kesilmek gerektiği kanısı
dayım.
Zeynep Bayramoğlu'nun "Huzur" üzerinde yaj
tığı tez çalışmasına değinmiştim; söz konusu aynı
açısından somut ipuçlan getiren bir okuma denem<
si bu: Tanpınar'ın yapıtında "Ferâhfeza"n\n ya d
"MahurBeste"ri\n yeri ilk düzlemi oluşturur. Pek ço
anlatı metninin, roman ya da öyku. "konu "su olmuş
turmusikî, musikîyapıtları: Thomas Mann'ın "Dok
tor Faustus"undan Pascal Quignarda, Gert Jon
ke'ye sayısız agır top örnek s/ralanabılir dünya ede
biyatından, özellikle modern çağdan. Tolstoy, HuX'
ley, Cortazar gibi farklı dönem ve küftür coğrafya-
lanndan seçilecek yazarisimleri, sorunun evrensel bo-
yutunu göstermeye yetecekt/r.
Bizim edebiyatımızdan da, ama "Piyano Çalmak"
ama "Dutlar", yabana atılamayacak sayıda örnek sı-
ralanabilir, musıkîyi konu edinen anlatılar dendi mi.
Benim gözde "model"\m, geçen yüzyılın en yetkin
öykülerinden biri olarak gördüğüm, okumaya doya-
madığım "Dönüşüm"dür. TahsinYücel'm "Dokuzun-
cu"yu (elbette Beethoven'i) merkezine alan o gör-
kemli metninin aynca "Huzur"\a koşut bıçimde de
okunması gerektiğini düşünüyorum.
Ikinci düztemde, musıkînin anlatı formu, formatı açı-
sından one çıktığı anlatılar yer alıyor. "Huzur" bağla-
mında, sık sık Beethoven modeli üzerinde durulmuş,
senfoni yakıştırmasını yeğleyen yorumlarda, sözge-
limi Berna Moran'da. "Dokuzuncu Senfonı"ye as-
lan payının aynldığı göze çarpmıştır. Zeynep Bayra-
moğlu, başka biryaprta dikkat çekıyor, hafifseneme-
yecek dayanaklarla: Tanpınar'ın "Huzur"un çatı olu-
şumunda Beethoven'ın Opus 132, la minör Yaylı Dör-
dül'ünü esas aldığı yollu görüş üzerinde durulmalı.
Bu oylumda bırdenemede, konunun teknik ayrın-
tılarına daha fazla açılmanın olanağı da, anlamı da
yok açıkçası. Ana tasam, bırden fazla yazımda çev-
renıni taramaya kalkıştığım şiir-musikî ilişkisinin ya-
zınla doğrudan ya da dolaylı ilgilenen herkes tarafin-
dan doğal bulunmasına karşın, sorun gelip "nesir"
kavramına dayandığında, bu merkezden uzak durul-
masından kaynaklanıyor.
Aklı başında kimse, her anlatı yazannın bir biçim-
de musıkîyi konu edinen yaprtlar kurmas/ndan bir
gerekirfik, bir zorunluluk olarak söz edilemeyeceği-
ni bilir, kabul edersanırım.. neden böyleb/rzorunlu-
luk olsun ki?
Savsa, benim savım başka: Kendi musikîsi olma-
yan, musikîye kulağı tıkalı pek çok yazar olabilir bel-
ki, ama hiçbirecte£>/yaracfe/77/ için bunu söyleyeme-
yiz. Bir "yaza/)"ın, bir "yazıcı"nın ürunlerinde bu özel-
liği aramayız şüphesiz, gelgelelim her "etf/p"in, ya-
zın adamının, hangi yazı türünde ürün verirse versin,
yazı ezgisinin özellikleri bana öyfe geliyor kı belirle-
yici önemdedir: Musikî terbiyesinden bütün bütüne
uzak birinden iyi metinler çıkamayacağı görüşünde-
yim.
Yanlış anlaşılmak istemem: Bire bir bağlantılardan,
bir yazın yaprtının omuriliğine yerleşmiş somut mu-
sikî örnekleri olması gerekıriiğinden söz etmiyorum
elbette.
Nesrin rftim, tempo. tınısal dengelerarayışı, üstün-
de durduğum. Yazın adamı, dilini ve üslûbunu kurar-
ken bir kulak bilgisi geliştirir. Her metin "kompozis-
yon" esasına dayanır sonuçta. Bu kavramamusikî-
de, plastik sanatlarda sıkça rastlarız ya, adı sanı geç-
sin geçmesin, yazı sanatlannda da aynı ışlemlenn öne
çıktığını unutmamak gerekir.
Şiir gelenegı, şiir sanatı bilgisi gelişkin bir edebi-
yatımız olduğunu biliyoruz. Nesir alanında aynı hâ-
kimiyete kavuşmuş olmanın henüz uzağındayız.
Biralaytak/rtukurdili, üslûbu, anlatımıolan sözüm
ona yazın yaprtıyla karşılaşmamızın temelinde, özel-
likle son çeyrek yüzyılda, has musikîden yoz musi-
kîye geçmış olmamızın payı acaba az mıdır?
Vertaine haklıydı: Her şeyden önce musikî.
"Boncuk Oyunu"nu okuyun.
BUGÜN
• BEKSAVda saat 17.30'da Mohsen
Makhmalbafın Bisikletçi
1
. saat 19.00'da Samira
Makhnıalbaf ın 'Karatabta' filmlerinin gösterimi.
(0216349 91 55)
• tSTA\BUL AKMde saat 20.00'de Anadohı
Musild Derneği konseri. Şef: Bülent TûrkeK.
Konuk sanatçı: Nilgün Aygül Bingöl
(0212251 56 00)
• TARK ZAFER TUNAY:4 KÜLTÜR
MERKEZÎ'nde saat 15.00'te Muanuner
Ketencoghınundüzenlediği 'LüJeburgazOyun
Havalan
1
. (0 212317 77 00)
• MUAMMER KARACA TflATROSU'nda saat
11. 00'de Orhan Kurt'un oynattığı kukla gösterisi.
(0212317 7700)
• BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZÎ'nde
saat 13.30'da S. Kaygusuz, H, Yaşar, E. Ercan, L.
Erbfl, t Aral, J. Sancak, t Topçu, M Cengiz, A.
Öktem, R Odabaş, G. tnal, \. Tuğcu, O. Şahin, A.
Muthı, ıV Barbarosoğlu, B. Asiltürk, M. Köz, K
Aydemir, D. Durukan. H. Ergulen, t Basruğ, A.
Ergfin, M. Zaman Saçlıoğlunun katılacağı 'Kendi
Seslerinden Şür ve Öykü'.
(0216418 95 49)
• TOHUM KÜLTÜR MERKEZÎ Kartal
şubesinde saat 14.00'te 'Su Damlasına Sığdıniao
Yaşam' belgesel gösterimi ve merkez şubesinde
saat 15.00'te Hasan Knireık (TMMOB), Ünal
Kuş (Açılım Hukuk Bürosu), Baro Cezaevi kont,
ÖO direnişçisi, TKM'nin katılacağı 'Üç Kapı Üç
Kilit' önerisi tartışması. (0 212 644 46 54)
• ÎSTANBUL AKM SİNEMA SALONU'nda
saat 13.00, 15.30, 19.00'da JoenCoen'üı 'Fargo'
filminin gösterimi. (0 212 251 56 00)
• MRIVnZI BALEK ÇOCUK YUVASI'nda saat
12.00de Dr.Erdal Atabek'in sunacağı 'ErgenJik
Sorunlaruıda 0 - 6 Yaş Eğhiminin Rolü' konulu
katılımlı anne baba forumu.
(0216414 62 92)
• NÂZEVlKÜLTÜREVİ'nde saat 17 30da
Michaei Haneke nın 'Tesadüü Bir Kronolojinin 71
Parçaa' filminin gösterimi.
(0 212 245 04 81}
• ANTALYA KÜLTÜR MERKEZt PERGE
SALONU'nda saat 17.00'de Girav Ercenk'in
konuşmacı olarak katılacağı 'Çevre ve Kent'
konulu konferans. (0 242 243 12 68)
• SALİH ZEKÎ KOLAT KÜLTÜR
MERKEZÎ'nde saat 15.00'te Güiseren Engin'ın
'Cehennemde Bir AdV kitabının söyleşi ve imza
günü. (0 21644918 84)