Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2002 ÇARŞAMBA
DIZI
Bir çığlığı anlamaya çahşmak
I "V izi başhğını okıtyan bazı kimseler
I I ianmlamayıyadırgayabUir. Alevüik üe
M-*S Alevüeri özdeş görebiürler. Alevüik,
\slam ıçindeki bir inanan adi. Elbette
Aleviağin etnik khnliği olanuc, Her etnik
Idmükten insan Alevüiği veya Sünnüiği
benimseyebUir. Ama Sünnüiği
benimseyenlerin etnik kimliklerinden söz
edilebüeceği gibi, Alevüiğe inanatüann da
etnik kimiiğinden söz edilebilir. Alevüiğe
inanan toplumsal kesimlerinetnisitesi
irdelenmek istenirse, işte o zaman yapdan
çahşmaya Aleviliğe inananlann, yani
"Alevüerin Etnik Kimliği" çahşması adı da
verUebüir. İslam'ıyeünfarkubiryorumu
sayıian Aleviliğe ülkemizdeki çeşitli müuyetten
insanlar inanabilir. Bu sosyolojik olarak
mümkündür. \itekim; Arap Aleviden,
Arnavut Aleviden, TürkAleviden vehattaKürt
Akviden söz etmek sosyolojik olarak
mümkündür. Ama tarihsel olarak, Gürcü
Aleviden, Çerkes Aleviden vs. söz etmek söz
konusu değildir. Çünkü Gürcü ve Çerkes olup
İslam içinde Hanefi/Şafii Çerkes ve Gürcü
vardtr ama Çerkes ve Gürcü Aleviyoktur.
Ülkemizde; kendisini müliyet olarak Arap
ifade edipAlevüiğe inanan Arap Alevüer var.
Kendini müliyet olarak Arnavut ifade edip
inanç olarak Bektaşiya da Alevi olduğunu
ifade eden Atnavıtt Alevüer var. Kendini Türk
olarak ifade edip (Tahtaa, Çepni, Amuca,
Sıraç. Manav vs.) Aleviliğe inanan Türk
Alevüer var. Bu toplumsal kesimlerin kendini
Alevi olarak ifade etmesinde bir ifade zoıiuğu
yasanmtyor. Ama ülkemizde coğrafi olaruk
Orta Anadobı 'nun kuzeydoğusu üe Güney
DoğuAnadoluveDoğuAnadohı'nunbau
hsnunaa yaşayan; yani Stvas, Erzincan,
Tunceü, Malatya, \îaras vs. iüerinde bulunan
Alevüerin bir hsmı tarihsel-toplumsal
gelişmeler sonucu Kürtçeya da Zazaca
konuştuklanhalde özeüikle 6Qyas ve
üstündeküer kendilerinin ısraria, ama ısrarla
Kürtya da Zaza olmadJdaruu, Türk
olduklannı ifade edtyor. Bu bölgedeyaşayan
bazı Alevüerin bu etnik kantik tanunlamalan
uzunyülardan beri tarihçilerin ilgisiniçekmiş
vetemdaraşürma konulan halinegelmişür.
Ben dearasttrmamdabu konuyu irdelemeye
çahştan. Alevi olup Türkçeninyanında ildnci
dil olarak Kürtçeya da Zazaca konuşanlann
veya Kürtçe ve Zazacanın yanında ikinci dil
olarak Türkçe konuşan Alevüerin ısrarla
neden Türk olduklannı ifade ettüderini
anlamaya çahştan. Bu çalışma bu çığbğt
anlamayayöneSk bir çabadır.
Araştırmacılar Alevüerin zamanla Kürtçe ve Zazacayı konuşmaya başladığını ortaya koyuyor
tlk dilleriTürkçeydi
A levilik, Sünnılik, Hıristiyanlık,
/ l Musevilik. Katolik, Ortodoks vs.
, / J . aynmlan dinsel aynmlardır. Tüık,
Kürt, Ermenı, Arap, Arna\aıt vs. aynm-
lar ise etnik aynmlardır. Alevılerin din-
sel kimlikleri gibi etnik kimlikleri de ko-
nu ıle ılgili araştırmacılan oldukça ılgı-
lendirmiştir. MartinVanBruinessende
bunlardan birısıdır. "Alevi Kürtier'in
EtnikKimliği İ zerine Tardşma"( 1) baş-
lıklı yazısmda Bruınessen şoyle \ azıyor.
"Ririiel dili olarak neredeyse tamamen
yalnız Türkçe kullanan ve hatta çoğu
Türkçe aşiret adlanna sahip olan Kürt-
çe ve Zazaca konuşan Alevüerin varnğı
birçok yazann izahat kabilinde hayal
gücünü meşgul etmiş bir \akadır. Hem
Türk hem de Kürt nıilli>etçilerinin bu
gruptarm muğlak kimlikJcrini kabul et-
mekte güçlükieri ohnuş ve bunlar sılocı
ayruıülan örtbas etmeye çahşmışlannrf
Bruınessen'in yukanda yazdıklann-
dan şu sonuçlar çıkıyor:
a) Kürtçe ve Zazaca konuşan Alevi-
lerin neredeyse tamamı ıbadet dıli ola-
rak Türkçe konuşuyorlar; b) Kürtçe ve
Zazaca konuşan Alevüerin çoğu Türk-
çe aşiret adlan taşıyorlar: c) Kürtçe ve
Zazaca konuşan Alevüerin bu ikili kim-
lik belirtılen Kürt milliyetçilen ve Türk
müliyetçilerinin kendilennın kaygılan
yönünde ılgısını çekmıştir.
Alevllerln Türklerle tanısması
Bu yazılanlardan bazı çıkarsamalar
yapmak gerekirse; Alevilığin Türklerle
tanısması Islamla tanıştığı yıllara, yani
10.-11. Yüzyıla dayanır. Demek ki bu
kıtle Alevilikle tanıştığı yıllarda Türk-
çe konuşuyormuş. Ritüel dıli, yani iba-
det dilı o yıllardan kalmış olabılir. Da-
ha sonra Kürtçe ya da Zazaca öğrense.
de Türkçenin yerini alamamış. Türkle-
rin Anadolu'daki Osmanlı ıle ilişkıleri
düşünüldüğünde Osmanlfnın Kürdü
ya da Ermeniyi Türkleştırmesi olasılı-
ğı yok. Tam tersine.. Osmanlı, Türk ve
Alevi karşıtı olduğu için Alevı Türk-
menin malını kurtarması için Kürtçe ya
da Zazaca konuşan bölgeye sığınması
daha büyük olasılıktır. Bruınessen'in
Kürtçe ve Zazaca konuşan Aleviler için
"muğlak ldmlik" nitelemesi bu durum-
dan kaynaklanıyor olabüir.
Araştırmacı bu kesıme: Muş, Varto ve
Hınıs bölgelennde yaşayan; Kurmancı
konuşan Hormek Aşıretını, Zazaca ko-
nuşan Lolanhlan saydıktan sonra bun-
lara; Dersim Şeyh Hasan Aşiretı ile ak-
raba olduklannı kabul eden Koçgiri Aşi-
reti'ni de ilave ediyor.
Dersim Alevilerl
Bruinessen; Tunceli yöresindeki Ale-
vüerin dinsel ayinlerde kullandığı dille
ilgüi olarak ise; "Bununla birükte da-
ha özgül Alevi dinsel âdederi, DersimM-
leri, Alevi Türkler'e yakınlaşnnr. Gül-
bankya da nefeslerinin çoğu Türkçe'dir;
ve 1920'den önce de kesinlikle öyleydi.
Dersim AlevOerini Türkler'e yakmlaş-
tiran bir diğer âdet merkezi Hacı Bek-
taş Tekkesi ile olan iKşküerdir" dıyor.
Osmanlı belgelerinde Cevdet Tür-
kay'ın(2); "Konar-göçer Türkmen Er-
kaifi" taifesinden, "göçmen Türkmen
Kürtfer" olarak. yani Kürtleşmiş Türk-
ler'den sözetmesıne de değınen Bru-
inessen; Dersim'in kimliği üe Ugili ola-
rak şu tespıtleri de yazıyor:
"Dersimlüerin nereden geldikleri so-
rusunu akla getiren ve hem resmi tarih
ekolüne bağb olanlar hem de liberaller
ohnak üzerebirçok Türk akademisyen-
Aleviliğin Türklerie tanısması İslamla tanıştığı yıllara, yani 10.-11. yüzydlara dayanır. Alevüerin ibadet dUinin
Türkçe olması bu kMenin o yıllarda Tûrkçeyi konuşruğunu gösterir.
ce bu soruya \erilen cevap, bunlann
Kürtleştirilmiş (ya da Zazalaşnnlnuş)
Kralbaş Türk aşiretleri olduğudur. Bu
varsayım o kadar mannklı görünür ki
bazı Batılı akademisyenlerce de hiç sor-
gulanmadan kabul edilmiştir. (Örneğin
Melikoff 1982, a:145y
Bruinessen'ın; Dersimlilenn nereden
geldiğı varsayımında; bunlara, Kürtleş-
tirilmiş veya Zazalaştınlmış Kızılbaş
Türk aşiretleri denmesinin, Osmanlı
belgelerinde olduğu gibi Batılı akade-
misyenlerce hatta kendi kanaatimce:
Alevi olduğu, ama buna karşın Zazaca
konuştuğu anlaşılıyor.
Tavlordan alınan bHgi
Bruinessen; konu ile ilgih yazısına,
araştırmacı Tayior'dan da saptamalar
almış. Yazıda denıyor ki; "Taylor'a
(1868:318) HaühazırdaŞeyt Hasan Aşi-
reti'nin aslen Horasan'dan olduğu ve
Dersim'eyakın zamanda Malatya yala-
nındaki Âlacadağ bölgesinden geldiği
söytenmiştirr
biyüzyülarca önce Horasan'dan gefaniş
okhıkİannı iddia ederler" dıyor
Bruinessen; Bingöl, Muş. Varto'da
yaşayan çoğu Hormek, Lolan ve Bala-
ban aşiretıne mensup Aleviler ıçın "Ken-
dflerini Kürt addetmeye daha az meyil-
Bdirler" dedikten sonra "geteneksel düş-
manlan. hem millnetçi hem Sünni Kürt
nitelikli Şeyh Sait Isyanı'nda yer akhk-
lan zaman bu aşiretler. özelÜkle Hor-
mekve Lolan, Kürüere karşı çıkarak Ke-
nıalist hükümetk kaderlerini birleştir-
dfler." (ŞJırat 1570-1945) Bu aşıretle-
A
levilikte dedelik, ocak geleneği ile yaşar. Babadan oğula geçerek yaşar.
Sahte dede veya ocakzadeler türemediği sürece dede ocaklannın
bozulma şansı çok azdır. Bu nedenle Dersim bölgesinde dede
ocaklannın tümü kendilerinin Horasan'dan gelen Türkmen aşireti olduğunu
savunur. Dede ocaklannın Enneni veya Kürt olma olasılığı hiç yok denecek
kadar küçük bir olasılıktır. Ama çeşitli tarihsel karmaşa dönemlerinde
Hıristiyan topluluklar (Ermeni, Kafkas, Rum, Rus vs.) Dersim'e veya herhangi
bir Alevi bölgesine yerleşmiş olanların yanına sığınmış olabüir.
u
Bu varsayım o kadar mannklı görünür
ki* demesı cıddıye alınmayacak tesbit-
ler değildir Bruinessen, "YüzviDarbo-
yunca izleri sürükbilecek olan bazı aşi-
retler dillerini Türkçe'den Kürtçe'ye ya
da tam aksi şekUde değiştirdiler; bu aşi-
retlerin mensuplanmn kompozis>onla-
n da zamanla kaymış olabüir" dedikten
sonra: *Ş^lnız bir tekbüyük Dersim aşi-
retinin, Balabanın Türk olduğu. Yörü-
kan taifesinden olduğu söylenir. Bala-
ban aşiretu Zazaca konuşmalanna rağ-
men. bugünkü komşulannın kabul eder
göründükieri bir ad" diyor. Bu tespit-
ten de; Balaban aşıretınin Türk olduğu.
Ta\ lor'un verdığı bu bılgı başka kav -
naklar tarafindan da doğrulamyor. Şeyh
Hasan'ın Arapgir Onar köyünden Der-
sim'e geldiğı ve halen geldiği köyü ya-
şadığı. köydeki belge ve bügılerin bu-
nu doğruladığı bılinıyor.
Başka bir şey de bıliniyor. Dersim'de
Zazaca konuşan Şeyh Hasan Aşireti'nin
Malatya'daki köyünde Zazaca konuşan
bir tek kdşi yoktur. Bu da Zazaca'nın son-
radan öğrenildiğinı gösterebilir. Yazının
de\amında Bruınessen •'Yamızca Şeyh
Hasan degü ama bazı başka Dersim aşi-
retleri(İzoL HormekveŞadiflf) de. temel
seyit so> lan Kureyşü ve Bamasoran gi-
nn önde gelenlennın kendılerını tanun-
lama biçimi için ise. "Bu asiretierin ege-
men seçkinlerinin bir lasmı, en azmdan
1930lardan bu yana kesin olarak ken-
dOeriniTürkolarak tanımladılar'' diyor.
Jandarma raporu
Bruinessen; Jandarma Genel Komu-
tanlığı tarafindan hazırlanan bir rapor-
da şu bilgüerin yer aldığını yazıyor:
"Zaza Alevilere gelince: Bunlarda mez-
hep ve ibadet dili Türkçe'dir. Av inlere iş-
tirak edenler Türkçe konuşmak mec-
buriyetindedir. Bu mecburiyeoedir ki,Ale-
vi Zazahk asıriardan beri ihmal edildi-
ği halde, Türklük'ten pek de uzaklaşma-
mış Dersim .\levileri arasmda ce\ap is-
tememekşaıiı ile Türkçe meram anlat-
mak mümkündür" dedikten sonra ra-
porda 20-30 yaşlanndan yukan olanlar-
la Türkçe ile anlaşmak mümkün iken 10
yaşından küçük çocuklarla Türkçe ko-
nuşmak imkânı ortadan kalkmak üze-
redır dendıği yazıyor.
Türkçe unutuldu
Bruınessen'in yazdıklanndan ve Jan-
darma Genel Komutanlığı raporundan
çıkan sonuç; Türkçe'nin unutulduğu,
onun yenne Zazaca veya Kurmanci 'nin
hâkımiyet kurduğudur. Demek ki; Ale-
viler önce Türkçe biliyorlar. Türkçe'nin
yerini zamanla Kürtçe ya da Zazaca alı-
yor Bu durum, Türk tarihi, Osmanlı
Alevi üişküeri. Osmanlı Kürt ilişküeri
ıle de koşut sayılır. Osmanh'da kuruluş
yıllannda Türkmen ağırlığı \-ardi. Bu Fa-
tih Sultan Mehmet dönemıne kadar de-
vam etti. Dönme-Devşirme geleneği
Osmanh'da hâkim oldukça Türkmen
düşmanhğına koşut olarak Alevi düş-
manlığı daarttı. Türkmen'in önünde iki
yol vardı. Ya Sünnıleşip ümmetçüeşe-
cekti veya "Kafli \3cip"tı. tşte Osman-
h'ya karşı bitip tukenmeyen CelaüAyak-
lanmalan böyle başladı. Merkezi oto-
ntenin güçlen karşısında yenilen Türk-
men'in canını kurtarmak için tek yol
kalmıştı. Kuş uçmaz kervan geçmez
dağ köylenne yerleşmek. Türkçey i der-
hal unutup Kürtçe ya da Zazacayı öğ-
renıp canını kurtarmak. İşte Horasan
Türkleri'nın Kürtleşme macerası böy-
le başhyor.
Hırlstlyan toplulukları
Bruınessen, yazısının bir yerinde;
"Tajlor'a göre Dersimliler, aslen pagan
bir Ermeni neslin ardıllandır'" diyor.
Dersim'de Doğu Anadolu'nun çeşitli
yörelerınde olduğu gibi Türklerin gel-
mesmden önce çeşitli Hıristiyan toplu-
luklar yaşıyordu. Bu farklı kültürler yüz-
yülarca yan yana yaşadı.
Alevilikte dedelüc ocak geleneği ile
yaşar. Babadan oğula geçerek yaşar.
Sahte dede veya ocakzadeler türemedi-
ği sürece dede ocaklannın bozulma şan-
sı çok azdır. Bu nedenle Dersim bölge-
sinde dede ocaklannın tümü kendileri-
nin Horasan'dan gelen Türkmen Aşire-
ti olduğunu savunur.
Dede ocaklannın Ermeni veya Kürt
olma olasılığı hiç yok denecek kadar
küçük bir olasılıktır. Ama çeşitli tarih-
sel karmaşa dönemlerinde Hıristiyan
topluluklar (Ermeni, Kafkas. Rum, Rus
vs.) Dersim'e veya herhangi bir Alevi
yerleşmeye yerleşmiş olanlann yanına
sığınmış olabüir.
Alevllerln Türklerle tanısması
Araştırmacı Ali Kaya; Dersim Tari-
hi(4) adlı kitabında; tbni Baruta'nın
1333-34 yıllannda Kuzey Dersım'e uğ-
radığında iki Türkmen kabüesi olan Ka-
rakoyunlu ve Akkoyunlular'ın birlikte
Moğollarla sürekli savaştıklannı belir-
tıyor. (s. 125)
Bu kalıntılan bugün Dersim yöresin-
de mezar taşlanndaki koç resimlennde
izlemek mümkün. Yine Ali Kaya aynı
araştırmasında; "Alaamn Keykubat,Ba-
ğın'ı ziyaretinde Şeyh Mansur'a bir se-
cere vermiştir. Bu secere, Mazgirt Uçe-
sinin Şöbek köjünde Seyyit Cafer oğul-
lannın e>inde muhafaza edilmektedir"
dedikten sonra secere ile ilgüi ise oku-
yucuya şu bilgıyi vermektedir: "Bu se-
cerede 12 aşiretin Türk aşirederi oldu-
ğu söylenmektedir. Bunlardan Hu-an
(Cafer'in kardeşi olup Ali dost oğullan-
dır) Koçgiri, tzol aşirederinin yani sıra
Hormek aşiretinin de Şöbek köyünde
olduklan söylenmektedir" dıyerek Ali
Kaya bu konuda verilen bügileri doğ-
rulamaktadır.
Yarın: Koçgiri aslreti
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
0 Utana YaşamamakIçta
Artık savaşı onlemekten soz etmenın zamanı
geçti.
Çünkü ABD asken birtikleri, egemen olduğu söy-
lenen bırdevletın sınırlan içinde, şu birtürlü seve-
mediöim, ısınamadığım kelimeyle, "konuşlandı-
lar". Ingiliz ve Amerikan uçaklan, o "egemen" ül-
kenin kuzeyınde ve güneyinde egemen olamadı-
ğı topraklar üzerindekı birtakım "hedefleri" bom-
balayıp duruyor.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana savaş görme-
miş, o savaşta da geçen yüzyılın lanet bombası-
na iki kentini ve yüz binlerce ınsanını vermiş olan
Japonya, pürtelaş bir savaş gemisıni yolladı Arap
denizine. O "bağımsız ve egemen" ülkenin, Bir-
leşmış Milletler'in gözlemcılerıne sınırlannı açtığı-
nı, her şeyini, tüm ıç organlarını gösterdiğini, ama
buna rağmen ABD'nin ve onun en sadık yardım-
cısı Ingiltere'nin tatmın olmadığını da okuyoruz
gazetelerden. TV kanallarında spikerler uzman-
lardan çok "zarif" sorularia durumu açıklayacak
sozler, kapsamlı tahliller ıstıyorlar.
Uzmanlarsavaşın öncesini ve sonrasını enine bo-
yuna anlatıyorlar.
Anlatmadıkları ya da yan çızdıklerı tek konu sa-
vaşın nedenidir.
• • •
Savaşın nedenı yalnız o egemen ülkeyi değil, da-
ha pek çok egemen ulkeyi de korkutması gereken
bir nedendır aslında.
Savaşın nedeni, Sovyetler Birliği yıkıldıktan, Var-
şova Paktı dağıldıktan sonra resmen ılan edilen ye-
ni dünya düzeni ve bu düzenın patronu, jandar-
ması, her şeyi olan ABD'nin ta kendısıdır.
Kurt, her fırsatta ya da fırsat yaratarak ya da her-
hangi bir nedenle ya da nedensiz yenı dunya du-
zeninin önündeki engellerı temızlemek, uyumsuz,
hırçın, egemenlığine duşkün ve güçsüz ülkelerı
yemek niyetindedir. Artık sınır tanımak istemiyor.
Kendisine destek olmayanlara, ayak sürüyenlere
kızıyor, "Sizsiz de olur, ama sakın paylaşmaya
gelmeyin" dıye efelenıyor.
• • •
En etkili sözlerınden bırisidir bu "paylaşma
1
'
sözü.
Ganimeti paylaşmak isteyenler savaş gemileri-
ni yolluyor.
Bizse şu sıralarda bir utancı paylaşmak üzere-
yiz. "Üs verelim, ama bedeli ne olacak" dıye so-
ruyor bizim uzmanlar ve yetkililer. "Askerler bu top-
raklardan geçsin, ama zararımızı kim karşıla-
yacak" pazarlamasında tuccar sıyasetçı takımı.
Peki biz çok uzaklardan komşuyu bombalama-
ya gelenlere kucak açmanın utancını nasıl silece-
ğiz yüzümüzden?
Arada birçok akıllı yazar, bılim adamı ve strate-
jist, "Savaş zaten çıkacak, karşı koymanın hiç-
bir anlamı yok" diye ahkâm kesiyor.
Hayır, var!
Savaşa, ortak olmanın utancını yaşamamak için
karşı çıkmak gerek. Ikiyüzlülüğe, hemen her ko-
nuda çifte standarda sahıp olanlara ısyan etme-
nin onurunu paylaşmanın başka yolu yoktur.
• * •
Bu savaşjn nedeni komşunun zenginlikleridir.
Bu savaşın nedeni, ABD ve ortaklannın bölge-
mizde egemenliklerini pekiştirme niyetleridir. Tüm
dünyada dünyanın efendisi olduklannı gösterme
heveslerıdir.
Bu savaşın nedeni, ne Saddam'ın diktatörlüğü,
ne de var olduğu bir türiü kanıtlanamayan kitte
imha silahlandır.
Kıtle ımha silahlanna kimlenn sahıp olduğunu dün-
ya âlem bıliyor. Böyle büyük ve utanmadan söy-
lenen yalanlara kanmak aptalca bir şey olmaz mı?
Yeryüzünün bugüne kadar gördüğu en etkili kitle
imha silahı atom bombasıdır. Şimdi bu sılaha sa-
hip olan, hemen heryerdedarbelerplanlamış, hü-
kümetler devirmiş, cumhurbaşkanlarının öldürül-
mesine ortaklık etmiş ülke, egemen bir ülkeye, kit-
le imha silahlanna sahıp olduğu gerekçesiyle sal-
dınyor.
Tüm dünya seyrediyor ve onun yardımına ko-
şan ülke de çok değil, 57 yıl önce o kitle imha si-
lahıyla diz çöktürülmüş ve yüz binlerce insanını yi-
tirmiş olan ülkedir.
Tarihin bir ironisi olabüir mi bu?
Hayır...
Sadece utanmazlığın kanıtı olabilir.
e-posta:cumhuriyetCn t-online.de
ACIKAYBIMIZ
Gazeteci-Yazar
SEYFETTİN
TURHAN
16.12.2002 günü vefat etmiştir. Cenazesi
18.12.2002 Çarşamba günü (bugün)
Kadıköy Söğütlüçeşme Camii'nde
kılınacak öğle namazından sonra
Ihlamurkuyu Mezarlığı'nda defnedilecektir.
0 BUNDAN BÖYLE
KALBİMİZDE YA$AYACAKTIR.
Turhan-Haştemoğlu-Temren-Gülemıan-
Gürol-Şenman veAslan Aileleri
KİTAP DESTEĞİ
Yeni kurulan Tefenni/BURDUR
"Başpınar Köyü Kitaplığı"
kitap desteğinizi bekliyor.
Başpınar Köyü Muhîan
İBRAHİM GÜVEN
Tel: 0 248 497 40 67
AJcü'lü, Joystick kumandalı
ÖzUrlü Arabası
O 542 727 66 17