23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2002 ÇARŞAMBA 14 -I LJxî. kuttur@cumhuriyet.com.tr İskenderPaydaş 2003 yılının ortalannda yepyeni bir albümle müzikseverlerin karşısında olacak Iyi melodiher zamaniyidir• "Melodisi iyi olup sözü olmayan pek çok çalışma var. Sözsüz müzik yapmak zor bir şey. însanlar melodi ile birlikte bir mesaj duymak istiyorlar. Mesajın olmadığı yerde melodinin güçlü olması şart. Bu beni kamçılıyor. Iyi bir melodi ile yaratılan atmosfer insanı belli bir noktaya getiriyor". NENA ÇA1İDİS EsmerGünkr, Mor Menekşe, Ar- ük Kısa Cümleler Kuruyonım, Unu- tulmaz gibi Türk pop müziğinin dil- lerden düşmeyen parçalannın aran- jörü İskenderPaydaş 2003 yılının ilk yansında kendi albümüyle müzik dünyasına 'merhaba' diyecek. Pay- daş aynca Emre Altuğ'un ve Kaya- han'ın yeni albümlerinde de çalış- malanyla yer ahyor. - 2003'ün ilk yansmda yeni albü- münüz çıkacak. Bu albümde ne tür bir müzik olacak? İSKENDER PAYDAŞ - Kaya- hanın albümüyle birlikte kendi al- bümümü de tamamlayacağım. Kendi albümüm enstrümantal bir çalışma olacak, ama diğer albümüm- le hiçbir ilgisi olmayacak. Sahne ağırlıklı bir albüm olacak. Bir tür Jean Michelle gibi tanımlanabilir. Görselliği ön planda tutulacak olan bu sahne şovunda davullanmı çala- cağım. Fazla müzisyenin yer alma- yacağı bu projede aynca bir koro da bana eşlik edecek. Anlaşılması zor olan bir şey yap- mak istemiyorum, içine sanat katmak istıyonım. Bu alanla pek ilgilenme- yen bir kişinin dahi kulağına takıla- cak, herkese bir şeyler söyleyecek bir albüm yapmak ıstiyorum. Bu çalış- mayı büyük ve geniş mekânlarda sergileyeceğim. Sponsor bulundu- ğu takdırde ücretsiz, halka açık kon- serler vermek istiyorum. Yaptıklan- mı Türkiye'deki tüm insanlarla pay- (Fotoğraf: SERKAN Y1LDIZ) laşmaktan yanayım. -Kendinizeait bir tarzunzvar.Bu- nu siz nasü tanımhyorsunuz? PAYDAŞ - Hedeflediğim müzik tarzında, sözlü olsun, enstrümantal olsun Türkiye'nin sıcak ezgilerinin yam sıra. tüm müzikal aletlerini me- lodik olarak kullanmak ıstiyorum. Bazı kontrastları kullanarak ortaya bir şeyler çıkarmak istiyorum. Be- nımki iki şeyi bir arada harmanla- maktan ziyade ikisi birbirine geç- meyecek şekilde alt kontrastı yaka- layarak başka bir yapı ortaya çıkar- mak. Doğu müziğinin kendine has za- rafetiyle Batı pop müziğinin iyi bir harman anlayışı var. Insana bu tarz kokteyl gibi bir his venyor. Keramet Inanç ve emekte -Peki bu tarzTürldye'de ne kadar uzun ömüriü olabilecek? PAYDAŞ - tyi bir melodi her za- man iyidir. Rodrigo'nun gitar kon- çertosunu herkes bilir. Melodisi ıyi olup sözü olmayan pek çok çalışma var. Sözsüz müzik yapmak zor bir şey. Însanlar melodiyle birlikte bır mesaj duymak istiyorlar. Mesajın olmadığı yerde melodinin güçlü ol- ması şart. Bu beni kamçılıyor İyi bir melodiyle yaratılan atmosfer insanı belli bir noktaya getinyor. Birçok enstrümantal parça ya bir televiz- yon dizisinden, ya bir belgeselden yo- İa çıkıp yapılıyor. Fahir Atakoğ- hı'nun 'İpekyolu' gibi. Insan o mü- zikle kendinden bir şey hatırlamak istiyor. Bunlara gerek kalmadan ba- şanlı olabilmek için çok iyi melodi- ler yazabilmek gerekli. Bu da tabii çok zor bir şey. Insan yaşamında bu- nu ya bir, ya iki kez yapabiliyor. - Çalışüğuuz genç isiınler var ve onlarla bağııuzkopuncaonlarda ini- şe geçiyor, bunun sebebi nedir? PAYDAŞ-Müzik anlayışımla uyu- şabilen aynı tarzda insanlarla çalış- mayı tercıh ediyorum. Bu birlikte- lik çok iyi oturduğu zaman mutlaka iyi bir şey çıkıyor. Çalışma arkada- şını seçmek ve onu hissetmek çok önemli... Türkhe'deyapdan çahşmalan na- sd değerlendimorsunz? PAYDAŞ - Türkiye'deki müzik, ti- caret anlayışının tam yansıması. Ay- ru şey dünyada da yapılıyor. Türki- ye'de yılda en fazla dört tane başa- nlı iş yapılıyor, bu 80'lerde de ay- nıydı. Şöyle bir şey var: Bu adam ya- kışıklı, sesi de var, gitar da çalıyor deniliyor. Keramet, inanç ve emekle çalış- makta, tabii kı şansın da önemli bir payı var. 'Uğurlar Olsun'a yeni düzenleme - Türkiye'de özgün olduğunu dü- şündüğûnüz sesler hangOeri? PAYDAŞ - Tarkan'ın şarkıcılığı- nı çok beğenirım. Ne anlatmak is- tediğini çok iyi biliyor, bazen abart- tığı noktalar da oluyor. Aynca Ku- bat ve Emre Altuğ'un seslen çok güzel ve orijinal. - Emre Aİtuğ'un yeni aibümünde büükte çataşdıuz, bu da bir tür Mir- keiam projesi mi olacak? PAYDAŞ - Emre yeni bir Mirke- lam değil. Her yapılan iş kendi için- de başka bir şey. Emre ile demin söz ettiğim gibi istediğim müzik zevki- ni uygulama şansını buluyorum. So- nuçta Mirkelam gibi olmasa da çok ilgisız bır albüm olmayacak. - Selda Bağcan'ın seslendirdiği 'Uğurlar Olsun1 şariasının yeni bir düzenlemesini de vapnnız» PAYDAŞ - Şarkıyı Dr. Mişa Sidi Sarfati Uğur Mumcu Vakfı ıçin ses- lendirdi. ilk aranjman SuatSuna ile yapıldı, sonra da stüdyomda üzeri- ne ben bir şeyler çaldım. Şarkının an- lamını ortaya koyan bir şeyler olsun ıstedık. ZONGULDAK SANAT GÜNLERl Ana tema yabancılaşma Kültür Servisi- Zonguldak Kültür ve EğMın Vakfi (ZOKEV) bünyesinde faaliyet yürüten Sanat Günleri Girişim Grubu tarafından düzenlenen 3. Zonguldak Sanat Günleri 21 - 29 Aralık 2002 tarihlen arasında yapılacak. Ana teması Yabancılaşma olarak belırlenen sanat günlerinde sergiler, yerel tarih ve edebıyat söyleşıleri, tiyatro ve belgesel fılm gösterileri, müzik dinletileri, paneller gerçekleşecek. Zonguldak Atatürk Kültür Merkezı, Belediye Kültür Merkezi salonlanyla, Dünyaevi Kültür Forum'da gerçekleşecek olan etkınliklerin sergiler bölümünde, geleneksel oyma hat sergisı, Ferit Avcı'nın Zonguldak kuşlan illüstrasyon sergisi, el sanatlan ve kitap sergisi, ahşap yontu sergisi, Zonguldak kırsalında açan çiçekler fotoğraf sergisi ile 'Cemal Nadir 100. Yaşmda' karikatür sergisi yer abyor. Dr.Can Canver, Erol Çatma ve E. Murat Zaman'ın konuşmacı olarak katılacaklan Kurtuluş Savaşı'nda Zonguldak, Esen Abş ve Hasan Ataman'ın konuşmacı olarak katılacaklan 'Cumhuriyeüe yaşrt gazete: Bartm', başlıklı söyleşiler yerel tarih söyleşileri içinde yer alırken; edebiyat söyleşileri bölümünde, şair Mefamet Yılmaz'ın konuşmacı olarak katılacağı 'Edebiyatta Zonguldak ve maden inıgesi', TYS başkanı Cengiz Bektaş'ın konuşmacı olarak katılacağı 'Kentve Yabancılaşma', GiUsüm Cengiz Akyüz'ün konuşmacı olarak katılacağı 'Çocuklar, gençler ve yabancılaşma', başlıklı söyleşiler gerçekleşecek. Etkinlıklerde aynca; Kankatürcüler Demeği Zonguldak temsilciliğince, Semih Poroy ve Cihan Demirci"nın konuşmacı olarak katılacağı 'Doğumunun 100. yıtanda Cemal Nadir', Zonguldak'ta faaliyet yürüten halkoyunlan derneklerüıce düzenlenen Yener Alûntaş, Ahmet Çakur ve Abdürrahim Karademir'in konuşmacı olarak katılacağı 'Halkoyunlannda yabancılaşma ve yozlaşma', Dünyaevı Kültür Forum'ca düzenlenen ve Belgesel Sinemacılar Derneği yöneticilennin konuşmacı olarak katılacağı 'Sinema ve yabancılaşma' başlıklı söyleşiler de gerçekleşecek. Etkinliklenn gösteriler bölümünde; TTyatro Ann tarafından sergılenen 'AşkGrevi' ve 'Zengin Mutfağı ile Çaycuma Sanat Tiyatrosu'nun sergilediğı AşkGrevi göstensi yer alacak. Bu bölümde aynca Bartın Kültür Müdürlüğü Bölge Tiyatrosu tarafından sergilenen Savaş Düşlerimi Çaldı adlı çocuk tiyatrosu da göstenlecek. Göstenler bölümünün diğer bir alanı da sinema. Belgesel Sinemacılar Birliği ile Dünyaevi Kültür Forum ışbirliğiyle gerçekleşecek olan belgesel film gösterilerinde de 3 gün boyunca 17 adet kısa film gösterilecek. Z>uyıl üçüncüsü düzenlenen 'Türk Dünyası Sinema Günleri' 20 Aralık günü saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda başlayacak. Etkinlikkapsamında sergi ve konserlerinyanı sıra söyleşiler deyer alacak Sinema tarihinde TürkfilmleriKültür Servisi - tstanbul Büyükşehir Belediyesı'nce düzenlenen 'Türk Dünyası Sinema Günkri'nin üçüncüsü 20-26 Aralık tarihleri arasında yapılacak. 20 Aralık 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda tstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası konseri ve 'Türk Sinema Tarihi' belgeseli ile 'O da Beni Seviyor' (Türkiye) adlı fümin gösterimiyle açdacak. Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Tataristan. Özbekistan, KKTC ve Türkiye'den elliye yakın konulu ve belgesel türde yapunı sinemaseverlerle buluşturacak olan etkinlik, gösterimlerle sınırlı değil... Aynı gün CRR'de 19.00'da 'Fotoğraflaıia Türkiye ve TürkDünyası Sinemalaıi' ve 'Türk Dünyası Etknuikleri Afiş Sergisi' açılırken sinema günleri kapsamındaki etkinliklenn tümü, sergi, açıkoturum, sinema sanatçılanyla söyleşiler ve gösterimler, CRR Konser Salonu, Muammer Karaca Tiyatrosu, MSÜ Smema-TV Merkezi, Atatürk Kitaplığı ve Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde yer alacak. Her günü bır ülkeye aynlacak ve o ülkeye ait film ve belgesel gösterimleri yapılacak olan etkinlikle, adı geçen ülkelerin sinema sektörleri arasında iletişım sağlanması ve ışbirhğı geliştirilmesi amaçlanıyor. 'UDce Sineması Günleri' olarak adlandınlan festivalin bu bölümü, her gün 19.00'da Muammer Karaca Tîyatrosu'nda gerçekleştinlecek. Ülkelerden bir belgesel ve film örneğının gösterileceği bu bölümün ilk konuğu, açılış kapsamındaki 'O da Beni Sevivor' adlı fıbnin ve 'Türk Kırgızistan Sinema Günü kapsamında Aktan AbdikaBköv 'un 'Maynnın' adlı filmi (solda), Tataristan Sinema Günü kapsamında ise Bolat Mansurov'un yönettiği 'BuJgaıiarm Sıcak Rüzgârlan' gösterilecek. (üstte) Sinema Tarihi' adlı belgeselin gösterimiyle Türkiye olacak. Festivalin bu bölümü, 21 Aralık Cumartesı 'Özbekistan Sineması Günü', 22 Aralık Pazar 'Kırgızistan Sineması Günü' ve 16.00'da TZT'de yer almak üzere 'KKTC Belgesel Sinema Günü', 23 Aralık Pazartesi 'Tataristan Sineması Günü', 24 Aralık Salı 'Kazakistan Sineması Günü', 25 Aralık Çarşamba 'Türkmenistan Sineması Günü', 26 Aralık Perşembe 'Azerbaycan Sineması Günü' olarak sürdürülecek. 'ÜçÖykü' (Kırgızistan), 'Anneciğim' (Özbekistan), 'Dar Alanda Kısa Paslaşmalar' (Türkiye), 'Batur Bayan' (Kazakistan), 'Zühre ile Tahir' (Türkmenistan), 'Feffini' (Özbekistan), 'Maymun' (Kırgızistan), Istanbullu sinemaseverlerle buluşacak yapımlardan bazılan. Katılımcı ülkelerden sinema insanlanm da ağırlıyor ve sinemaseverleri ve sinemayla profeyonel boyutta ügılenenleri buluşturuyor sinema günleri. TZT'de 21 Aralık Cumartesi 15.00'te yer alacak olan "Türk Dünyası Sinemasının Ortak Hareket Edememesinin Sebepleri Nelerdir'' konulu açıkoturumun yanı sıra 25 Aralık Çarşamba saat 10.00'da MSÜ Sinema-T\^ Merkezi'nde konuk olan sinema adamlan, MSÜ sinema öğretim üyeleri ve öğrencileri etkinlik çerçevesinde ortak dilleri sinemayla bır-araya gelecekler. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Soğuklar llık kasım günlerinden sonra birdenbire bas- tırdı kış havası. Soğuklar göz açtırmıyor. Yoksul ülkemizde, dahası dünyamızda kim bilir ne çok insan, yeterli korunma, bannma, enerji gereksi- niminden yoksun, üşüyordurşu günlerde. Bertolt Brecht'in sevdiğim birşiiri vardır: "On Birinci Sone". Kımı oyunlannı birlikte yazdığı Margarete Steffin, Brecht'le birlikte Hitler Al- manyası'ndan kaçıp Danimarka ve Finlandiya'da geçirdikleri uzun sürgün yıllannın sonunda ve- rem olmuştur. Tedavi için Moskova'ya gidecek- tir. Brecht, onu yolcu edeceği sırada yazmıştır bu şiiri: Seni bu yabancı ülkeye gönderirken En kalın pantolonlan (güzelim) bacaklanna Iyi örülmüş çoraplan ayaklanna Çok soğuk kışlan düşünerek aradım. Göğsün, kalçaların Ve sırtın içtn saf yün aradım Sevdiğim o şeyler ısınsın Bana da biraz sıcaklık kalsın. Bu kez seni sevgıyle ben giydirdim Bazen (çok seyrek) soyduğum gibi (Oysa ne çok isterdim) Yine de giydirmem sana soyuyormuşum gibi gelsin Her yanın iyice örtündu diye düşündüm şım- di İyice örtündü, üşütmemesi için. Bu şiıri, şairin sevdiğini giydirişini, bir babanın çocugunu giydirişine, onu soğuktan koruma duygulanna benzettiğim ıçın severim biraz da. Sevginin nerede aşk, nerede ana babalık, ner- deçocukluk, nerede insanlık sevgısi olduğu na- sıl ayırt edilebılir? ••• Nâzım Hikmet'in 25 Aralık 1937 günü yazdı- ğı "Karanlıkta Kar Yağıyor" adlı şıiri de, Ispanya Iç Savaşı'nda, yenilgiye çok az kala soğukta son gücüne dek savaşan Cumhunyetçiyi anlatır: Yüzünü hiç görmedim ve görmeyeceğim, adımı duymadın ve hiç duymayacaksın. Aramızda denizler, dağlar ve benim kahrolası aczim var. Ben ne senin yanına gelebilir, ne sana bir kasa kurşun, bir sandık taze yumurta, bir çift çorap getirebilirim. Halbuki biliyorum, bu soğuk karit havalarda iki çıplak çocuk gibi üşümektedir Madrid kapısını bekleyen ıslak ayakların. Bu şiirde evrensel bir şairin ilgi genişliği görü- lüyor. Kendi Istanbul'datürlü baskılaraltındaya- şarken, kısa bir süre sonra 17 Ocak 1938 gece- si gözaltına alınıp ancak 15 Temmuz 1950 günü serbest kalacağı uzun hapislik dönemine üç haf- ta kala aklı, Ispanya Iç Savaşı'nda çarpışanlann sorunlarında, onlara şıirler yazabiliyor. • • • Insanoğlu enerji kaynaklannı kullanmayı öğre- nene dek hep üşüyordu. Içimizde kimi zaman ne- densiz yere duyduğumuz ürpertiler, belki atala- nmızdan bizlere birer kalıttır. İnsan enerjiyı kullanmayı, soğuğu sıcağa dö- nüştürmeyi öğrendi ama hakça bölüşümü öğ- renemedi. Insanlığın büyük çoğunluğu soğuk havalarda yine üşüyor. Bir de insanın, toplumlann içini ısıtan sevgi ve bilinç yoksunluğu üşütüyor insanları. Bilinçli ol- mak, yani dünyayı ve insanlığı anlamak, nereden gelip nereye gittiğimizi bilmek, sevgi içinde, pay- laşma duygusu içinde olmak da tek başına ısı- tabilir insanın içini. Çağdaş bir eğitim ısıtabilir içini üşüyen çocuk- lann. Çağdaş bir bilinç ısıtabilir içini toplumlann ve ilerleme gücü verebilir. K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear