01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13AFVLK2002CUMA CUMHURİYET SAYFA AVRUPA BİRLİGİ İNSANIN SERÜVENİ .m TURHANSELÇUK Mift f3fFfc.NAHUMv A ÎMft,. . HAvtyDA flılUDAMyApPl fcuHU Dİ<$û ONU BlRAKTi VE KADiN f l t M E N İ ETTÛ, ABDJİCAN2AZ1 IN IİAPJKCUD3 KACZEALA3I Türkiye'nin tarih için AB üzerinde dört koldan sürdürdüğü 'pres'in üslubu ve biçimi tepki topladı Bushbizeemirveremez• Baştarafi I. Sayfada Türkiye'nin "tarih" için AB üze- rinde dört koldan sürdürdüğü "pres"in üslubu ve biçimi bu arada AB çe\Teleri ve Iiderleri arasında "tepîd" topluyor. Bunlardan ilk ve en önemlisi, Erdoğan'ın Kopenhag öncesinde yaphğı "Washington" ko- naklaması. AB yetkililen bunu *Was- hington kapısından Biıüğe girme ça- basının grafik örneği" olarak görü- yor ve bu baskıya "tepki'' gösteriyor- lar. ABD *pres"inden bunalan lider- lerin başını Danimarkah dönem baş- kanı Rasmussen çekiyor. Önceki ge- ce ABD Başkanf ndan "Hadi! EBni- n çabuk tutun" şeklinde bir telefon alan Danimarka Başbakanı Rasmus- sen, bu telefonun ardından Danimar- ka Parlamentosu'nda yaptığı konuş- ERDOĞAN'INİSTEMl NAFTA Batı'yı güldürdü Dış Haberler Servisi - AKP li- den Recep Tayyip Erdoğan'm NAFTA'ya (Kuzey Amerika Ser- best Ticaret Bölgesi) girme ta- lebi AB çevrelerini güldürdü. "Bir kulübe üye olmaya. üyele- re hakaret ederek, üye olnıayan birine, kulübebaskı yapması için başvıırarak ya da seni davet et- meyen başka bir kulübe kaol- mayı önererek mi başlarsın?" sorusunu soran AB dıplomatla- n, "İşte, Törkiye'ııin müzakere tarihi almak için yapüğı tam ola- rak bu" diyorlar. Ingiliz haber ajansı Reuters, AB diplomatlanna dayanarak derlediği haberde, ülke içindeki baskılann veya AKP hükümeti- nin deneyimsizliğinin Türk dip- lomasisinin keskin tavnna yön verdiğini kaydetti. Reuters'e gö- re bu tavır, Avrupa içinde yeni mada Bush'a dolaylı yanıtını "Bu du- rumdabizdeABD VeMeksika'yage- nişleme teklifedetim" diyerek vermiş oluyor. Fransa Sanayı Bakanı Nicole Fontaine ıse "Gerçekte Avrupahlan flgilendiren bir konuya kanşmak. ke- süıUldeABD Başkani'nm işi değüdir" sözleriyle tepkisini ortaya koydu. Kopenhag koridorlannda bu arada bir "Meksika muhabbeti"dir gidiyor. AB'nin dış ılişkilerinden sorumlu ko- miseri ChrisPattendanitekimCNN'e verdiği söyleşide "Washingtonpresi- neMeksikanın ABD'yekabbnaanıta- lep ederek cevap vereceğK" şeklinde konuşarak aynı espriyi tekrarlıyor. Esprinin patenti gerçekte Prodi'ye ait. Bu parlak fikir Prodi'nin başm- dan çıkmış meğer. Helsinki öncesin- de bu kez de "adaybk" için bastıran Ctinton'a Prodi, "Sevgfli Bfll" diyerek yanıt vermiş vaktiyle: "ABDSenato- su'nda Meksika senatörlerinin otur- duğu gün, biz de Türk mflletvekflleri- niAvrupa pariamenterieri arasma da- hil etmeye hazır ohıruz!" Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye-AB restleşmesinin yanında bir de AB- ABD restleşmesi açılmış oluyor böy- lece. AB yetkilileri ve siyasi liderler, "Birliğin ABD'den emir abnayacağı- nı" ispatlamak için şımdi "ABD'ye kafa tutma yanşT içine giriyor. Türklye Inandırıcı deflll' Kopenhag"daki "rahatsıdık" ABD baskısından ibaret degil. AB'ye uyum paketinin son diliminin TBMM'den geçmemesi ve Brüksel'e yapılan "mi- siDeme" havasında son anda ertelen- mesine ihşkin haberier de zirve kori- dorlanna "bomba" gibi düşen geliş- meler arasında Sözkonusugelışme- yi "Istediğimiztarihiveremezseniz biz de düediğûniz gibi zevlde insan hak- lan ihlaOeri ve işkenceye devam ede- riz!" şeklinde yorumlayan AB'li ba- sın mensuplan, Ankara'dan geçen ajans haberlerini "Türkiye'nin inan- dıncdığııu baltalayan son örnek" ola- rak damgahyorlar. Türkiye'nin istediği tarihin önünde engel oluşturan ülkeleri "askeri ve si- vil ihalelerden muaf tutmak şantajı" da gene aynı şekilde tepki alıyor. AB Komisyon Başkanı Prodi: "Bunlar kızgınlıkla söylenen şeyler. Siyasi akıl emininı bu pozisyonun üstüne çıkar" şeklındekı demecıyle "Türkiye'yi si- yasi akıl kuilanmaya" davet ediyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaşı lbniSina Hastanesi'nde ziyaret etti. Sezer, gazetecUerin AB ile Ugjli sorulan üzerine, "Sanki Kıbns konusunda bir getişme ohırsa tarihi öne çekebfleceklerini söylüyorlar" dedi. ' (Fotoğraf: AA) Kopenhag'da Türkiye için olumsuz bir karar çıkabileceğini söyledi Sezer: Samimi değiller—ANKARA (Cumhtlrîyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AB ülkelerinin "samimi" ol- madıklannı yineleyerek "Sanki Kıbns konusunda bir gefişmeohır- sa tarihi öne çekebileceklerini söy- lüyoriar. Samimi değiller" dedi. TBMM Başkam Bülent Annç da Kopenhag'da iyi bir sonucun Tür- kiye'nin hakkı olduğunu, ancak tarih verilmemesinin de dünyanın sonu olmadığım söyledi. Sezer, dün KK1 L Lumhurbaş- kanı RaufDenktaş'ı ziyaret ettiği Ib- ni Sina Hastanesi'nde bir gazeteci- nin, "Kopenhag'da olumsuz bir ka- rar çıkarsa sizin için hayal kuıkhğı oturmu"'sorusuna, "Onutahminedi- JTOTIZ, Samimidepkr" yanıtını ver- di. Sezer, "Tarih için tarih verifirse kabul edüebilir mi" sorusu üzerine de "O tarihe bakmak laam" dedi. Annç, dün TÜŞIAD Başkanı Tun- cav Özflhan ve TÜSÎAD Yüksek Is- tişare Konseyı başkanı Munarrem Kayiıan üe işadamı Sakıp Sabana'yı kabul etti. Sabancı."Netice neolur- sa olsun izbıraktık. bu^kacağız. İn- şallah güzel neticeler olsun, gelmez- se yola devam edeceğiz" dedi. f ISK'in 40. kuruluş yıldönümü- ne katılan Başbakan Yardımcısı Meh- met AU Şahin, Türkiye'nin diğer adaylardan ileride bulunduğunu be- lırterek "Sonuç öyle de olsa, bövie de olsabaşmuzdikolacaknr" dedi. Son dakikada gazetelere verilen ve Türkiye'yi bir "diş macunu" gibi AB'ye "pazarlamayaçahşanilanlar" da, Kopenhag kulislerinde anlanlan de- dikodularagörehoşagitmemiş. Özel- likle Schröder'in bunu "se\imsiz bir emrhaki" olarak gördüğurivayetedi- liyor. Diplomatik bir soruna yol aça- cak düze> r de olmasa da ilanlann "sem- pati" yenne "antipati" topladığı an- îaşıhyor. AB kamuoyu tarafindan gör- mezden gelinen "Bize AB yolunu açm!" ilanlan kısaca "fiyasko" olarak nitelendiriliyor. Erdoğan'ın Bush'a yaptığı "Bizi NAFTA'ya ahn!" tekli- fi de dış basın mensuplan arasında "alayh gülümsemelere" yol açıyor. AB çevreleri bunu da gene "inandı- ncı ohnayan bir başka misiDeme ça- bası" olarak nitelendiriyorlar. YUNANİSTAN BASINI Baskı geri tepebilir MLTlATtLEiM ATİNA - Kopenhag'da Türkiye'ye verilecek olan tarih konusunda en il- ginç yaklaşım Yunan basm organlann- dan geldi. Danimarka'mn başkentin- de gerçekleştirilen zirveye damgasını vııran Türkiye-AB ilişkileri konusuna değinen gazeteler, ABD'nin AB üze- rinde yaptığı baskının geri tepebilece- ğine dikkat çekiyorlar. ABD Başkanı George Bush'un Fran- sa, Almanya ve AB dönem başkanı Da- nimarka dahil birçok AB ülkesi lide- ri ile gerçekleştirdiği telefon diploma- sisinin, söz konusu ülkeler ile AB or- ganlan nezdinde tepki aldığım vurgu- layan yunan basın organlan, bu durum- dazinedençıkacak sonucun "ABD'ye tepkf olarak kabul edilmesi gerekti- ğiııi ifade ediyorlar. istediği tarihin verilmemesi durumunda, bundan Tür- kiye'nin sorumlu olmayacağını belir- ten gazeteler, "Ankara göre\ini yapa- rak A B kriterieri olan demokratikîeş- me pakederini kabul ernıiş. \ürürlüğe DUZYAZI kunulması yününde önemli adımlar atnuşnr. Buna rağmen istenen kısa dö- nemdeki tarihin verilmemesi duru- munda, ABD'nin olaya kanşarak ra- hatsız edici şekilde baskı yolunu seçme- si Türkiye'nin beklentilerine önemli darbe vurmuş olacaknr" yorumunu yapıyorlar. Başta Almanya ve Fransa ile bazı AB ülkelerine baskı yapan ABD yönetiminin tutumunun Türki- ye'nin umutlannı yıkabileceğini gaze- teler, "Bu durumda tek suçhı ABD olacaktır" yorumunu yapıyorlar. ORHAN BtRGİT SiiPt Sınavı... Siirt seçiminin yenilenme kararı alınırken, Yük- sek Seçim Kuruiu'nun deneyimli üyelerinin baya- ğı zorlandıklan anlaştlıyor. Hikmet Çetinkaya, üç gün önce Pervari ilçesi- ne bağlı Doğanköylü seçmenlerin sandığa gitme- me nedeninin altında, DEHAP'a oy verme yönün- deki kararlılığın bulunduğunu anlatıyordu. Köy halkının oy verdiği parti, o akşam sandıklaraçıldı- ğında elbette resmi tutanaklara yazılacağı için, Doğanlılılar, kendi akıllarınca boykot yöntemini seçmişler. Bence doğru yapmamışlar. Seçmenin, bir partiye oy verdiği için cezalandı- rılma garabeti, Türkiye'de çok şükür 1957'den bu yana geçmişin o demokrasiyi tüm kurallan ile uy- gulamayı hazmedememe yıllanyla birlikte, tarihin acemilik ömekleri arasında kaldı. 1957'de Kırşe- hiıiiler, Osman Bölükbaşı'nın partisine oy verdik- leri için "//" olma haklarını yitirmişlerdi. 2002 Türkiyesi, seçim sandığının milli iradenin rahmi olduğunun tartışılmaz kanıtını 3 Kasım gü- nü bir kez daha sergiledi. Ona rağmen Doğanköy'de yaşayan 706 seçme- nin tam bir "çarıklı erkânıharp" mantığı ile uygu- ladıkları boykot stratejisinde, yüzde yüz haksız ol- duklan da ileri sürülemez. "Çarıklı erkânıharp" mantığı, köy muhtarının hem sandığa gitmeyenler arasında bulunması, hem de seçim kurulu üyelerine ifade verirken hem- şerilerini seçmenlik görevlerini yapmaları konu- sunda bir türlü ikna edemediğinden söz etmesiy- le kendisini gösteriyor. Seçimi boykot, yurttaşın demokratik bir hakkı ol- duğu için, zaten yasa koyucu, mazeretsiz olarak oy verme görevini yerine getirmeyen seçmene ha- fif bir para cezası yaptırımı uygulanmasını düşün- müş. Ne var ki, o demokratik hakkı kullanması isteni- len seçmenin ülkesinde, 12 Eylül döneminin arma- ğanı olarak, seçimlere katılmaya kalkışan partile- re tuhaf bir baraj engeli uyguluyorsunuz. Ve işin ga- ribi, bu uygulamanın en hararetlı savunucusu olan bir siyaset adamını, Turgut Özal'ı Türk demokra- sisinin altın çerçeveli şeref listesinde en baş sıra- lara koymak isteğinı de her fırsatta dile getiriyor- sunuz. 3 Kasım seçimleri, baraj sistemini başından be- ri savunanlann hal-i pürmelalini göstermekle kal- madı; bu sistem nedeniyle bugünün iktidannın na- sıl bir milli irade çarpıklığı ile parlamento koltukla- rını doldurduğunu da ortaya koydu. Bari ders alabildik mi? Siirt seçimlennin yenilenme karan alınırken, uza- yan görüşmeler sırasında AKP ve CHP'ye yağ çekmek isteyen onlarca aklı evvel, yenilenecek seçimde de baraj uygulamasının süreceği yönün- de kuruldan bir sonuç çıkacağını ileri sürdü. Hat- ta bazılanna göre, yenilenecek seçimde yine 3 Ka- sım'daki yanşmaya katılan partiler yer alabilirdi, ama akşam saat 17.00'de sandıklar açıldığı zaman, AKP ve CHP ile Akgündüz'e verilenlerin dışında- ki oyları saymaya bile gerek yoktu! Türkiye'nin Kopenhag doruğu kapısında sınav için bekletildiği bir günde, üstelik kendilerine se- çim uzmanı kimliği verilmesine de "estağfurullah" diyemeyen şu kişilerin mantığına bakınız. On bin- lerce seçmen, 3 Kasım'daki antidemokratik baraj uygulamasında bogulmuş olan partilerine yine oy verebilecekler, ama akşam sandıklar açıldığı za- man o oylar çöplüğe dökülecek. Ve mesel! O gece Siirt Seçim Kurulu, bu yön- tem sonunda milli iradenin, Tayyip Erdoğan'ın ilk sırasını onurlandırdığı AKP lıstesinin seçimin gali- bi olduğunu ılan edecek! Hatta aynı parkurdan yü- rüyerek Erdoğan, başbakanlık koltuğuna oturtu- lacak! öyle bir mantığın 9 Şubat akşamı Türkiye'yi ne- reye götüreceğini elbette hesap ettiği için Yüksek Seçim Kurulu, Siirt seçimlerinin yenilenmesi ile il- gili kararında, resmen bazı hususları kaytanyor. Topu parlamentonun çıkarması beklenilen Uyum Paketleri içinde yer alacağı söylenilen seçim ve par- tiler kanunlarına bırakmayı yeğliyor. Belki de en doğruyu değilse bile, en akılcı yolu uyguluyor. Zira YSK, 3 Kasım genel seçımlerine katılmış olan partilerden barajı geçemeyenler 9 Şubat listesin- de yer alamaz demeye kalksa, "kazanılmış hak- lar"\ yok saymış olacak! Yok yer alsınlar, ama ken- dilerine verilecek oylar sayım döküm listesine gir- , çiinkii 3 Kasım'ria harajda hnğı ılrjı ılar man- dostlar edinmeyi veya Ankara'nın Avrupa'daki davasında kazanım- lar elde etmesini sağlamıyor. Bu volla AB'ye glrllmez Erdoğan'ın, AB"nin Türkiye'ye çifte standart uyguladığını ve bir Hıristiyan kulübü gibi davrandı- ğını söylemesine çok sinirlenen bir diplomat, ajansa yaptığı açık- lamada, bu yolla birliğe girile- meyeceğini sa\'undu. Habere gö- re, AB hükümetleri, AKP'nin si- yasi reform paketinden ve Kıb- ns sorunundaki daha uzlaşmacı tavnndanetkilendi. Haberde, Er- doğan'ın Fransa ve Almanya Ii- derleri tarafindan geçen hafta or- taya atılan öneriyi kabul edile- mez bulduğu da hatırlatıldı. Ger- hard Schöreder ve Jacques Chi- rac geçen hafta yaptıklan top- lanüda, "Türkiye'nin, beklentile- ri 20O4'te yerine getirmesi duru- munda, 2005 için müzakere tari- hi verflebileceğr konusunda an- laştı.Türkiye'ye tarih verilmesi- ni destekleyen Ingiltere'den bir diplomat, "Türkiye'nin açıkla- malan, dostiannın işini her za- man kola>1aşürmıyorr dedi. Bir başka AB diplomatıysa, "Anka- ra, beklentilene yeterince karşıbk vermedi Bu yüzden, Türkijeiçin 'geri' gibi gözükenolasıbirsonuç, ashnda 'ileri' birsonuçtur" şek- linde konuştu. tığı zorlansa, gerek birincisı ve gerekse ikincisi şimdiden belli tam bir komedi seçim oyunu sah- neye konulacak! O zaman, en kestirme yöntem demokratikleş- me yolundaki iddiaları adeta böbürlenme aracı haline getiren AKP ile onun sadık uydusu CHP'ye bu kördüğümü çözme fırsatını vermek. Alın size hem de kritik Kopenhag toplantısı gü- nüne rast gelen çok bilinmeyenli bir denklem. Bu sınav, biraz da Sayın Tayyip Erdoğan'ın lider- lik sınavı olacak! Baykal, Erdoğan'ın Irak'la ilgili açıklamalannı eleştirdi. Yalçınbayır ise yine 'düzeltmeye' çalıştı Savaş için referandnm olıııaz Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP lideri Recep Ta\r yip Erdoğan'ın, Irak'a müdahale konusunda bir refe- randumdan söz etmesinin. sorumlu- luğu halka bırakmak anlamına geldi- ğini söyledi. Baykal, "Erdoğan'danne- yinistendiğini,neyekendisinin"hayır diyemeyip milletin 'hayır' demesini bekledigini bflmemiz gerekü-" dedi. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Ba- kanı Ertuğrul Yalçmbayır da AKP li- derının açıklamalannı düzeltmeye ça- lışarak "Sa%^şm y^apıhp yapıhnayaca- ğı konusunda referandum olmaz" de- di. Yalçmbayır, Erdoğan'm Türk hal- kının savaşı istemediği mesajını ver- • CHP lideri Baykal, referandum olasılığının gündeme getirilmesinin, parlamentonun taşıyamayacağı kadar ağır taleplerle karşılaşıldığı izlenimini verdiğini söyledi. Yalçınbayır ise Erdoğan'ın Türk halkının savaşı istemediği mesajını vermeye çalıştığım savundu. meye çahştığım sa\ımdu. Baykal dün Türkiye Inşaat Sanayi- cileri tşveren Sendikası ile görüşme- sinde, gazetecilerin AKP Genel Baş- kam Erdoğan'ın Irak'a müdahale ko- nusunda referanduma gidilebileceği yönündeki açıklamasını ammsatma- lan üzerine, konuyu iyi anlamadan, bu aşamada kesın bir şey söylemek iste- mediğini belirtti. Referandum olası- lığınm gündeme getirilmesinin, çok ciddi, parlamentonun taşıyamayaca- ğı kadar ağır taleplerle karşılaşıldığı izlenimini verdiğini savunan Baykal, şöyle konuştu: "Öyle mi değO mi bi- lemem. Ancak normal olarak Türld- ye'nm uhıslararası iUşküeri TBMM kanafaytagötürülür. Referandum öne- risi, olaym düşünülenden daha ağır oldugu üdenimi veriy or. İşj referandu- ma havale etmek, sonımluhığu halka bırakmakanlamına geiir. Erdoğan'dan neyin istendiğini. neye kendisinin'ha- yır' diyemeyip milletin hayır' deme- _ sini beklediğmi bflmemiz gerekir.'" Yalçmbayır da dün Türkıye Insan Haklan Vakfi (TÎHV) Başkanı Yavuz Önen'i ziyareti su^smda gazetecile- rin sorulannı yanıtladı. AKP lideri Erdoğan'ın sözleri anımsatılan Yalçın- bayır, savaş konusunda referanduma gidilemeyeceğıni söyledi. Erdoğan'ın sözlerinin sadece bir mesaj olduğunu savunan Yalçmbayır, "Temel hak ve özgihiülder konusunda referandum ol- maz. Bunlarreferandum dtşı hadisekr- dir; o sadece bir mesajdır. Halknnızın savaş istemediğine dair önemli bir mesajdır. Biz, kamuoyu yoklamalan ile halkımızın savaş istemediğini bfliyonız'' dedi. ÖLÜM ve TEŞEKKÜR Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine adanmış onurlu yaşamı bize örnek olacak aile büyüğümüz HAKKI ERTURAN (1909-2002) 23 Kasım 2002 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Acımızı paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz. Eşi: Ayşe Erturan Çocuklan: Beyhan Savran, Gönül Erturan, Osman Nuri Erturan Damadı: Hüseyin Savran Getını: Mürvet Erturan Torunlan: Kerim Onur - Hakkı Savran, Hakkı Çağdaş - Güleç Erturan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear