22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYRC 4- CUMHURİYET 13ARALIK2002CUMA 14 JV.LJ.Lil LJJx kultur@cumhuriyet.com.tr TÜRSAK Sinema - Tarih buluşması bu akşam Costa Gavras'm 'Amen' filmiyle başlıyor Cehennem gASLI SELÇUK Ünlü yönetmen Costa Gavras son çalışması "Amenr> le seyircıye yine düşündürücü, önemli mesaj- lar veriyor, insanlık dersleri iletı- yor. Arnen'ın senaryosunu Rolf Hochhuth un 1963'teki "Le Vka- ire" (Piskopos Naibi) adlı tiyatro oyunundan Jean-Claude Grum- berg'le oiuşturmuş. Bıze 2. Dün- ya Savaşı'ndaki antma teknısye- ni, SS subayı KurtGerstein'ın (Ul- rich Tukur) şaşırtıcı ve gerçek öy- küsünü çarpıcı bir ustalıkla akta- nyor. Gerstein dehşetle Yahudileri yok eden gaz odalan gerçeğini arüayın- ca kaçmak yerine toplama kamp- lannda kalarak onlara yardım et- me karannı verir. Amacı, bu insanlık dışı inanıl- maz katlıamı bır an evvel durdu- rabilmek, kamplardaki dehşetı tüm dünyaya duyurarak kamuoyunun öfkesinı, ilgısini buraya çekerek soykırımı engellemektir. Bu tüyler ürpertıci, inanılması güç gerçeği dünyanın önüne ser- mek onun birincil görevi olmuşfur. "Bundan böyle Cehennem'deTan- n'nın Gözü olacağım" diyerek za- man zaman ufak, sonuçsuz çaba- lanyla da, kullanılan zehirlı gaz "ziklon B"nin alımlarını sabote eder. Hochhuttı'un tiyatro oyunu Gerstein, ilk önce kendi Protes- tan kılisesıne gıder, tsveç Elçili- ği'ne ulaşmaya çalışır. En sonun- da Hıristıyanhğın en yüksek tem- silcisi olarak aklına Papa gelır. Pa- pa, onun gözünde tüm dünyaya bu insanlık suçunu haber verebile- cek, herkesı uyarabilecek, yapı- lanlara son verebilecek bır konum- dadır. Gerstein'a Ricardo Fontana (Mathieu Kassovitz) adlı bir genç rahip yardım eder. Fontana karak- teri oyunda yer almaz, Gavras onu filmi için yaratmıştır. Genç rahip, Vatikan'ın. Papa'nın tutumu, ses- sizliği karşısında şaşırmış, eli ko- lu bağlanmıştır. Yüksek makamlar kamplardaki soykınmı, katliamı açıkça bilmek- te, üstelik hiçbir şey yapmamak- tadırlar. "1963'te Hochhuth buoyu- nuyla 2. Dünya Savaşı sırasında i bilmektir • "Nazizm ve 2. Dünya Savaşı insanlık tarihinde suçluluğun bir doruk noktası. Tüm sinemacılar bu savaşı bıkmadan kendi bakış açılanyla anlatmalılar" diyen Costa Gavras. 2002 yılında da bizi dinler üstüne, özellikle Vatikan'la, Papa'yla ilgili düşünmeye, iyi ve kötü kavramlan için sorular sormaya çağınyor. Papa'nın rnrumunu ortaya sererek onu açıkça suçlamışü" diyor. Cos- ta Gavras ve devam edıyor: "Böy- lece eseriyle çok olumlu, yapıcı bir skandal yaratnuş oldu. Onun caba- sıyla bazı gerçekkr de ortaya çık- ü." Tiyatro oyununda Hochhuth, soykınm karşısında Hıristiyanla- rın, özellikle de Katoliklerin ve Papa'nın rurumlannı derinleme- sıne ortaya koyuyor. Yüzyıhn sonunda, Vatikan bir aklanma komisyonu oluşturarak arşivlerini açmış, aynntılı açıkla- malara girişmişse de sonuçta bu genç Alman Hıristiyan yazarın 1963 'te açıkladığı gerçeklere hiçbir değişiklik getirememıştir. Gavras, Amen'e sert, ödünsüz bir bıçimde giriyor. Hemen başlan- gıçta "Milletler Cemiyeri w nin sa- lonuna beklenmedik bır adam dalıveriyor. Oradakilerin önünde kendini öl- dürmeden önce "Biliyormusunuz, şu anda Yahudileri katlediyorlar" diye bağırıyor. Iki saat sonra da başka bir intıhar olayı gerçekleşı- yor: Bu kişi de SS subayı, kimya mühendisi Kurt Gerstein'dır. Caz odalan gerçeğl Yalıtım odalanna zehırli gaz ve- ren bu adam da kendini öldürü- yor. Arkasından da bır itiraf mek- tubu bırakıyor: "Bıuıca canavarhk ve gaddarhk yapıp insan sonra na- sıl inançlı bir Hıristiyanım diyebi- Br...". GavTas, hem amansız bir Na- z;, hem de Hıristiyan olmanın na- sıl bağdaştınlacağı sorusunu böy- lece yeniden soruyor. Gerstein'ın turumunun o döne- min yüksek rütbelı Hıristiyan din adamlarından çok daha onurlu, saygılı olduğunu vurguluyor. "Gaz odalannı göstermemem gerektiği- ni ga\et iyi biliyordum, bazı eksilt- meler yapmam gerekBydi" diyor Gavras. "Felsefi olarak gaz odala- nndaki dehşet hiçbir yolla yaratı- lamaz. Orada yaşanan korku, in- sanlann acısı, ısürabı, tüm bunla- rı yansıtmak olası değil bence. Oyunculara, haydi soyunun. ço- cuklannızı kucakla>ın. Yahudi gi- bi davranuı, zehirii gazdan gerçek- miş gibi etkilenin denemez". Gavras'ın Nazıleri, savaş suçlu- lannı perdeye ilk yansıtışı değil bu. 1990'da Berlin Festivali'nde Altın Ayı kazanan "Music Box"ta (Müzik Kurusu) da ABD'ye sür- gün edilmiş eski bir Nazi'yi, savaş katilini anlatmıştı. "Benim politikaya saplantım ol- duğu sanıbyor. Genellikle o anil- guni çeken konulara yönenrim. Ör- neğin 'Clair de femme' (1979/Ka- dın Işütısı) bir aşk öyküsüdür. Po- litika seçimlerde oy vermekle özet- lenemez. Bir yaşam biçimidir. Yap- mak istedigim filmleri çekiyorum. Poh'tik fdmi kısaca tanımlamak ge- rekirse bence içinde hem lirik, hem de hırsh bir yön taşır ve ikisinin kanşımıdır" diye kendi sineması- nı tanımlıyor Gavras. "Simone Signoret. yaşhhğunda utanç duymayacağım fılmlerdeyer almaya çalışıyorum demişti. Onun bu sözü beni derinden etkÛedi. Ben de Simone gibi başka türlü davra- namam". Bugüne kadarki çalışmalannda teknik hatalann olduğunu, fakat etik anlamda hiçbir hata yapmadı- ğını da belirtiyor Gavras: "Aksine 'L'aveu' (lrlraf71970) ya da 'Mis- sing'teki (Kayıp/1987) yaklaşımla- nm zaman içinde benim nasıl hak- h olduğumu gösterdi." Tüm dünyanın sesslzllğl "Nazizm ve 2. Dünya Savaşı in- sanhk tarihinde suçluluğun bir do- ruk noktası. Tüm sinemacılar bu savaşı bıkmadan kendi bakış açı- lanyla anlatmalılar. Daha geçen- lerde 40.000 askerin toplama kamplarmda görev aldığını öğren- dim. 40.000 kişi oradaki katliama gözkrini kapamışlar, görmezlikten gelmişlerdi. Beni asıl ilgilendiren şey olaylann içindekilerm sessizh- ği. Papa'nın, Vatikan'ın. Kilisele- rin, Almanlann, lngilizlerin, Polon- yalıların. Amerikalıların, daha doğrusu tüm dünyanın. Orada bu- rada bir iki açıklama yapıldı ama hiç kimse bu yoketmeyi, katliamı durdurmak için somut bir şey yap- madı." "Amen"le Costa-Gavras, 2002 yılında da bizi dinler üstüne, özel- likle Vatikan'la, Papa'yla ilgili dü- şünmeye, iyi ve kötü kavramlan için sorular sormaya çağınyor, salt seyırci kalmamanın altını da çiziyor... İstanbul Uluslararası Kitap Fuan'nın Kültür Bakanı'nın da katılacağı açılışı bugün Ne kitapsız, ne şenliksiz kalınKühürServistCNRUluslara- rasıFuarahk ve TürkiyeYaym- afar Birfiği'nin düzenledikleri İs- tanbul Uluslararası Kitap Fu- an Kültür Bakanı Dr.Hüseyin Çetik taranndan bugün saat 16. OO'da açılacak. Açılışta, İstanbul DevletOpe- ra ve Baksi Orkestrası Ya>t Çal- gılar Dörtiüsü (l.keman Seda Subaşı, l keman Lx>l viyola Cenk Sökmen, viyolon- sel Şafak Sökmen) birkonser ve- recek. Ana teması Banş olan fuara 250 yayınevi ve sıvil toplum ku- nıluşu katılacak. 22 Aralıka dek sürecek olan fuarda toplam 85 panel, söyleşi ve konferans yapılacak. Banş ödfllü Chomsky'nin Türkiye Yayıncılar Birliği'nin 2002 yılı Banş Ödülü, insan haklan ihlalleri karşısındakı ak- tiftutumu ve sa\ r aş karşıtı düşün- ce ve yazılan ile dünya banşı- na hizmet eden ABD'li siyaset bilimci Noam Chomsky'ye ve- rilecek. Tören pazar günü saat 16.00 yapılacak. Türkiye Yayıncılar Birhği bu yıl 12 dalda Yaymcıhk Emek Ödülü veriliyor. Vedat TürkaM (Roman), Oktay Akbal(Öykü), VedatGünyol(Deneme). Mefih Ce>det Anday (Şıır), tsmetKür (Çocuk Edebiyah) ve Fethi Na- d (Eleştiri), Mehmet Harman- cı (Çeviri) ile Remzi Kitapevi po'nun yöneticisi Christos Geroukis ile birlikte düzen- leyeceklen basın toplantısın- da, Mayıs 2003 'te Selanik'te yapılacak olan yeni Ulusla- rarası Kitap Fuan hakkında bilgi verecekler. Aynca Ege'nin tki Yakasuıda Banş ve tletişün panelinde Türk ve Yunan yazarlar bir araya ge- 1- Fethi Naci, 2- İsmet Kür, 3- Melih Cevdet Anday, 4- Oktay Akbal, 5- Vedat Türkali, 6- Noam Chomsky, 7- Vedat Gunyol (Yayınevi), Varhk Dergisi(Edebiyat Dergisı), CumhuriyetKitap Eld(Gazete), TKT-2Oku- dukça Programı (Televizyon) ve îdeefbse (in- ternet) temsilcileri ödüllerini yann 14.00 - 15.45 saatleri arasında yapılacak bir törenle alacaklar. Yayıncılık Emek ödülleri bundan sonra her yıl verilecek. Fuara bu yıl Japonya, Yunanistan, Makedon- ya ve Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nden ko- nuk yazarlar katılacak. Fuara katılacak yabancı yazarlardan Noam Chomsky, Banşve YayınlamaÖzgüriüğü: Ta- nk AK. Bitmeyen Savaş ve Amerikan İrnpara- torluğu; Mark Lieberman da Silahsız ,\sker- ler konulu panellere konuşmacı olarak katıla- caklar. Ana teması banş olan fuarda aynca savaş, küreselleşme, Kıbns sorunu gibi konularla ıl- gilı pek çok etkinlik de yer alıyor. Kitap Fuan'na istanbul ilk kez gelen Yu- nan yazarlar Takis ThedoropoulosJPetros Tat- sopoukıs ve Maria Eustathiadi Yunan LTusal Kitap Merkezi'nden yayıncılar da katılacak. 18 Aralık Çarşamba günü fuar çerçevesın- de Yunan yazarlannda katılımıyla bir yuvar- lak masa toplantısıyapılacak. 19 Aralık perşembe günü ise Yunan Ulusal Kitap Merkezi başkanı Christos G. Lazos, Yu- nanistan fuar organızasyon kuruluşu Helex- 4- 20 Aralık cuma günü saat 18.45 - 20.00 saatleri arasın- da düzenlenecek Yunanis- tan Kültür Gecesi'nde ise Thomas Korovinis Orkest- rasıveMaria Fotiou bir kon- ser verecek. Nazım etkinlikkri Fuar da, Nâzım Hikmet'in doğumunun 100. yılı dolayısıyla Türkiye Yazar- lar Sendikasf nın düzenlediği Doğumunun 100. Yıknda Nâ- znn Hikmet ve Papirüs Ya- yınlan'nın düzenlediği Nâ- znn Hikmet'te İnsan Anla- yışı başlıklı iki de konferans yapılacak. tstanbul Uluslararası Kitap Fuan'na gelen kıtapseverler savaş muhabirlerinden Coş- kun Aral,Hakan Denker, Ir- fan Sapmaz, FarukZapçı ve Bengü Çözerdem'in savaş fotoğraflarından derlenen Başka Bir Dünya Afganistan sergisınin yanısıra savaş konulu paneli izleme şansına da sahip olacaklar. 21 Aralık Cumartesi günü saat 13.00 -15.00 saatleri nde ilkokullar arasında düzenlenen banş konulu resim ve şıir yanşmasının ödül töreni yapılacak. Fuara ulaşımı kolaylaştırmak için, Şehir için- den 12 ayn merkezden, hafta içi saat başı, haf- ta sonlan yanm saatte bir otobüs seferleri yapılacak. Öğrenci ve öğretmenler ise fuan ücretsız ziyaret edebilecekler. YAZIODASI SELtM tLERİ Refik Halid ve İstanbul (1) Karakayışoğullan soyundan gelen, 1888 do- ğumlu Refık Halid Karay, çocukluğunu, kışlan Vez- neciler'de, yazlan Goztepe'de geçirdi. Veznecıler ba- zı yazılannda kariı kışlı görünümlerie belirir. Gözte- pe daima sereserpedir. 1900-1906 arası Mekteb-i Sultani'de (Galatasa- ray Lisesi) okudu. Buradaki öğrenimini bitirmedi, 1908! de sınavla Hukuk Mektebi'ne girdi. Beyoğlu, hemen hemen bütün yazılannda bir ko- ketri bucağıdır. Ne var ki, Fatıh-Harbiye'nin alafran- gaya yönelik endişelerı Refik Halid'de belinmez. Tam tersine, Beyoğlu'nun şuhluklarının tadı çıkar- tılır. Refik Halid, II. Meşrutiyet'inilanındaöğrenimha- yatını bıraktı, gazetecilığe başladı. 1909'da Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. Kalem dergisinde "Kirpi" takma adıyla hiciv ya- zılan yazdı. Bu yazılarını Cem mizah dergisinde başyazar sıfatıyla sürdürdü (1910-1911). ittihad ve Terakkı Fırkası'nı cesaretle eleştiren, hatta yeren yazılan halk katında büyuk ilgi ve gızlıden gizlıye des- tek gördü. Hüniyet ve Itilaf Fırkası yandaşı olma sebebiyle, 1913'tekı Mahmud Şevket Paşa suikastından son- ra Sinop'a sürüldü. Sürgün, Sinop, Çorum, Anka- ra ve Bilecik'te sürdü (1913-1918). O dönem içinde hemen hiçbir yazı yayımlamadı. Ziya Gökaîp'in aracılığıyla istanbul'a döndü. Ro- bert Kolej'ın Türkçe öğretmeni oldu. Imparatorlukyıkımadoğru sürükleniyordu. Refik Halid Anadolu hareketine uzak durdu. Mütareke devrinde, üyesi olduğu Hüniyet ve Itilaf Fırkası'nca Posta-Telgraf Umum Mudüriüğü'ne getirildi (1919). Milli Mücadele'ye kayıtsızdı. Gazetelerde yazdı, Aydede dergisıni kurdu (1922). Aynı yıl, Kasım ayında, yurtdışına gitti. Daha sonra "yüz ellilikler" listesinde yer alarak Türkıye'ye dö- nüşü yasaklandı. Mınelbab llelmihrab'da (1946) ve Bir ömür Bo- yunca'da (kitap olarak yayımlanışı 1990) hayatının bu fırtınalı günlerinı, yer yer çok nesnel, yer yer de iğneleyici bır anlatımla kaleme getirdi. Deli adlı kıtabında (1939) yer alan "Ankara" ya- zısında Atatürk'e saygısını ve Türkiye Cumhuriye- ti'ne bağlılığını açıkça dıle getirdi. Beyrut ve Halep'te geçen sürgün yıllan 1922- 1938 arasıydı. Bazı eserleri Halep'te basıldı. Yakup Kadri'nin Gençlik ve Edebiyat Hatırala- n'nda incelikle anlattığı gıbı; Atatürk, çok sevdigi eser- leri sebebiyle, Refik Halıd'in yurda dönmesıni ıste- yince, en yakın sınır karakoluna sığınması ve mem- leket özlemı çektiğini söylemesi formülü bulundu. Refik Halid bu öneriyi yazarlık haysiyetine sığdı- ramayarak reddetti. Böylesi bir formülden Ata- türk'ün haberi yoktu; öğrenince üzüldü. Bunun üze- rine af kanunu çıktı. Inkılaplara duyulabilecek şaşkınlığı hicveden pi- yesi Deli'ye Atatürk büyük bir hoşgörüyle yaklaş- mıştı. Refik Halid eserinı yayımlarken ilk sayfaya şu sözleri ekledi: "Bu eser hakkında, 'Inkılabımızı hicvetmiyor, te- barüz ettiriyor' diyen, lütfunun minnettan oldu- ğum Atatürk'tür." Yurda döndükten sonra, Refik Halid, yaradılışı- nın yansıması sayılabilecek 'murta//riiktedaha ılım- lı bir tutum sergilemesine karşın, ölünceye kadar eleştiri ve yergıden vazgeçmedi, inanmadığı siya- salara karşı çıktı. İsmet Paşa dönemi, Demokrat Parti iktidan, ni- hayet 27 Mayıs, romancının eserierinde, satır ara- sı söylemlerle ve hep bıreyin özgürlüğü açısından iğneiendi. Refik Halid, 18 Temmuz 1965'te Istanbul'da öl- dü. Zincirlikuyu Mezariığı'na gömüldü. Takvimde Iz Bırakan: "Bırakırsınız. Bedene dokunmaz olursunuz." Marguerite Duras, Ölüm Hastalığı, Çev.: N. Gün- görmüş-H. Bayrı, Metis Yayınları, 1990. Çılgın Haftasonu devam ediyor • Kültür Servisi-Marc Camoletti'nin yazıp Gencay Gürün'ün sahneye koyduğu, geçtiğimiz sezonda sahnelenen 'Çılgın Haftasonu' aralık ayında da sahnelenmeye devam edecek. Metin Serezli, Can Gürzap, Nilgün Belgün, Şahnaz Çakıralp, Metin Arslan ve Ebru Tekgündüz'ün rol aldığı oyun, bugün, yann ve 15, 26,27,28,29 Aralık tarihlerinde Tiyatro Istanbul'un Profilo sahnesinde izlenebilecek. (0 212 216 40 70) K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear