01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2002 PAZAR HABERLER Sandığa gitmemek nedeni bulunmayan 4 milyon kadar yurttaşın bu tavrı, dolaylı bir cezalandırma oldu Seçmen sessizliğini bozduERHAN KARAESMEN Cumhuriyet'te yayımla- nan "Seçim Öncesi Duru- muna Yönetik" yazı dizi- mizde 2002 seçimlerine damgasını \iiran donuklu- ğun ve aşın sükûnetin ürkü- tücü bir yönü bulunduğuna ısrarla dikkat çekilmiştir. Cezalarm \ e ödüllenn da- ğıtılmasıyla ilgili karanru, bir zamandır vermiş olup bunu açıklamak için firsat kollayan yurttaşa hiç bekle- mediğı bir "erken" olanak sağlanıvermiştir. Hem de ağır ceza alaca- ğı belli olan ve türlü çeşitli öngörüsüzlüğünü bu alan- da da sergileyen MHP'nin bir armağanı olarak. Belli bir kararlılığa ulaş- mış yurttaşın bu olanağı ya- kalayınca içinden derin memnuniyet duyduğu, ancak sevinç çığlıklan at- mayagerekgörmediğı seziliyordu. Bu, birkaç ay geçmişi olan kararlılık, ses- siz bir kampanyaya ancak izin verdi. Dikkatsiz köşe yazarlan ve ünlü (!) bazı medyayorumculan "Böyle seçim mi olur?" teranesini tutturdular. Coş- kusuzluktan yakmıyorlardı. Oysa, seç- menın gönlünde ve vıcdarunda kıvıl- cımlanmıştır olay. Dışa ateşini vurmu- yordu. Karartılık sergllendl Bir bölüm seçmenin oy kullanmaya- cağının sinyalleri de alınıyordu. Oy kullanmama taMi bir "kararszlık'' de- ğildi.. aksıne, değişik bir kararlılığın ser- gilenişiydi. Orada da belli bir parçası sol cena- hın tek büyük temsilcisi CHP'ye yönelik olarak, bir tür dolaylı cezalandırma söz konusuydu. Bu da sessiz ve bazılannı ürkütmesi gereken birtavırdı. Busatırlannya- zannın da dahıl olduğu çok az sayıda uzmanın oluştur- duğu bir küçük grup tara- findan sessizliğın kükreme- si bekleniyordu. Ödüllenn AKP'ye gideceği rahatlık- la tahrnin ediliyordu. Geri kalan hepsinin, CHP de da- hil, cezalandınlacağı he- men belli oluyordu. • Cezalarm ve ödüllerin dağıtılmasıyla ilgili karannı veren ve bunu açıklamak için firsat kollayan yurttaşa 3 Kasım seçimleri, hiç beklemediği olanağı sağladı. • Hem de ağır ceza alacağı belli olan ve türlü çeşitli öngörüsüzlüğünü bu alanda da sergileyen MHP'nin bir armağanı olarak... 3 Kasım seçimlerinin sonuçlanna göre seçmenin CHP'ye muhakfet görevi kestiği kesindir™ çimden ezici bir zaferle çık- mıştır. DYP ise, dramatik bir 140 bin kadar oy eksiği (yüzde 0.45'lik bir oy ora- nı farkı) ile kâbus barajına tatalmıştır. CHP, bu iki uç arasında bir yerlere yerleşmiştir. Bu yer- leşme konumu parti üst yö- netiminin fazlaca ıyımser- likle beklediğinin epey al- tında bir mevkidir. Ancak, bu satırlann yazarının dos- tane bir ısrarla dile getire- geldıği gibi. seçmenin CHP'ye bir muhalefet gö- kestiği açıktır. ğunluğunun belirgin bir göstergesidir. 1980 öncesinde yüzde 75'in altında kalagelmış bu oran 80"li ve 90"lı yıl- larda önemlı bir sıçrama ile yüksel- mişti. *1983*teyüzde92,sonrakiyıllar- da da yüzde 85'in civannda ve üstün- de kalarak, en son 1999'dayüzde 87 dü- zeyini bulmuştur." 3 Kasım 2002'de de yüzde 85'in al- üna inecek bir katılma ile yaklaşık 41.4 milyon seçmenin 35.2 milyon kadan- nın sandık başına gitmesi bekleniyor- du. Buradan da 34 milyonu biraz aşan bir geçerli oy bekleniyordu. Bu kestirmeler yüzde 10 barajı sını- n oy miktanru tahrnin edebilmek için büyük pratik önem taşıyordu. Ancak, kahlım oranı uzun yıllardır ilk kez yüzde 80'in altına inmiş bulun- maktadır. Bunun sonucu olarak da, 31 milyonu çok az aşan bir geçerli oy top- lamı ortaya çıkmıştır. Bu mıktar top- lam seçmen sayısının sadece 37.5 mil- yon (yani bugünkünden 4 milyon da- ha aşağı düzeyde) olduğu 1999 seçım- lerindeki geçerli oy sayısının bile al- tındadır. Sandığa gitmemesi için özel sebebi bulunmayan 4 milyon kadar yurttaşın, bir biçimde, bu hakkını kul- lanmadığı gözlenmektedir. Dolaylı bir cezalandırma Yukanda sözü edildiği gibi, bunla- nn bir bölümü (belki bir yansı) umur- samazlıktan değil. aksine tam bir ka- rarlılık ıçinde oy kullanmama yolunu seçmiş gibidırler. Bu olgu gerçekten do- laylı bir cezalandırma mekanizmasını düşündürtmektedir. Oylann her yönden gelıp oluk gibi aktığı AKP'nın kulak çekmeden nasi- bıni alması beklenemezdi. DYP'nin muhafazakârtabam ile MHP'nin ateş- li ideolojik yandaşlanndan da gidip açıkça AKP'ye oy vermek yerine ev- de oturma protestosunun gösterilme- si hiç beklenmezdi. Geriye, CHP'nin potansiyel seçme- ninin bir bölümünün kararlı bir oy kul- lanmama tavnna kaymış olup olama- yacağının irdelenmesi kalıyor. Bu tar- tışmaya yazı dızisınin sonraki yazısın- da partilerin ayn ayn durumlan ele ahndığında yeniden dönülmek kay- dıyla, CHP'nin bu yolla dolayh bir oy kaybına uğramış bulunması olasıhğı- nın yüksek bulunduğunu dile getirehm. Sayısal açıklama ve yorumlar, fazla girintı - çıkınti sergilemiyor görüntü- sünüvermektedirilkbakışta. 10.6mil- yon kadar oy toplayan ve yüzde 34.2 7 'lik bir oy oranına ulaşan AKP se- CHP've onurlu görev Bu, iyi ve akıllı kullanı- lırsa topluma ve kamuya büyük yararlar sağlayabile- cek hoş bir görevdir. CHP üst cenahında ve tabandaki yandaşla- nnda kaçımlmaz olarak izlenen kınk- lık ve burukluk havasının ı\ edilikle da- ğıtılmasını dıleyelim. Bu onurlu mu- halefet görevi, soğukkanlılıkla ele alı- nıp, en verimli biçimde kullanılma ko- şullannı belırleyıcı arayışlara hemen gi- rilmesinde büyük yarar vardır. Sayılara soğukkanlılıkla bakanlar için, 3 Kasım'm sonuçlan yukarda da söylendiğı gibi, hiç şaşırtıcı değildir. Bu arada ıddialı biçimde "kamuoyu araştirmasr olarak adlandınlan an- ketsel gözlemlerin ciddiyetsizliği ve yetersizliği bir kez daha kötü biçimde sıntmıştır. En güvenilir bilinen göz- lemciler arasında bile, bireğlence kum- panyasını andıran çok yeni yetme bir partinin barajı geçip sanal koalisyon- lara ortak olabilecek bir konuma vara- bileceği yolunda bulgular üretilmiştir. Sayısal anımsatmalar Bu satırlann yazan, 330- 215 ve bir miktar bağımsız milletvekili gibilerden bir sonucu hiç sürpriz görmü- yordu. Oy kullanmayacak- lann öncelikle CHP'ye re- va gördüğü dolaylı ve ek cezalandırma ile bunun 360- 280 biçiminde ürün verişi- ne de, bir yurttaş olarak üzülmekle birlikte, açıkça- sı bir sürpriz gözüyle bak- madı. Bu olayın kaynakla- nna aşağıdaki satırlarda da- ha geniş değinilecektir. Seçime katılma oranı, •yurttaşlann demokratık ka- tılım ve paylaşım arayış yo- 1991 seçlmlerlnden bu yana sfyasal partilerin değlşen oy oranları A nketlerin sayısal bul- JM.gulanna güvenmeyen uzmanlann, eziyetli bir ista- tistıksel etüdü göze alıp. fark- lı bir mantık ıçinde, çok da faz- la iç tutarlılığı olan sayısal be- lirlemeleri tercih edegeldikle- ri bılınmektedir. Bu tür istatistiksel gösterge- lerin bir dilimi. yazann, Cum- huriyet'te seçim öncesinde yayımlanmış yazı dızısinde diyagramlaştınlarak verilmiş- ti. Bu kez, seçim sonuçlan, ek bilgiler olarak, aynı dıyag- ram üzerinde gösterilerek ye- niden verilmektedir (Bkz. yandaki şekil). Sayısal göstergelenn seçim öncesi tahrnin edılen ve son- rasmda oluşan değerleri böy- lece karşılaştırmalı biçimde yan yana yer almaktadır. Bu grafikte. 1991 seçimlerinden bu yana siyasal partilerin oy oraîüarının değişımleri özet- lenmiştir. Partilerin kendi ara- lannda gruplaştınlması yo- luna gidilmiş olup bu küme- ler şöylece belirlenmiştir: • Orta sol eğılimli CHP ile DSP. • Liberal ya da muhafaza- Bir seçimin anatomîsi ORANLARI 51 31.6 45 3 (1) a 42 9(1) 25.3 (2) 22.5 (2) a 16.9 16(3) 1990 1992 1994 1996 1998 YILLAR 2000 2002 2004 -CHP+DSP(ORTASOL) H*-(RP)FP+MHPOJÇSAâ) » ANAP+DYP (ORTA SAĞ) kâr olarak tanımlanabilen or- ta sağ eğilimlerin komşulu- ğunu yansıtan ANAP ve DYP. • Daha ideolojik temelli uç sağ görüntülerin temsilci- si RP-FP çizgisinin devamı olan AKP ve SP ile MHP'nin bu son kümede yer alabile- ceği tasarlanmıştır. Diyagramda (1) noktasına yüzde 42.9'luk bir tahmini oy oranı ile böylece vanlıyordu. Diyagramdaki (1-a) noktası ise seçimlerde bu üç partinin toplam olarak ulaştığı yüzde 45.3"lük oy oranının konu- munu göstermektedir. tstatis- tiksel mantıkla ulaşılabilen 3 Kasım öncesinde yayımlanan yazı dizimizde q> oranlannı gösteren yandaki grafîğe yer verildi Grafik küçük bir yanılma pa\ı> la seçim sonuçlanru doğruladj. tahmini bulgulann gerçek du- rumu bir hayli iyi yansıttığı so- nucuna vanlabilir. Diyagramda (2) noktası CHP-DSP toplamımn (YTP ile birlikte) ulaşağı tahmin edilen yüzde 25'lik oy oranı- nın ölçekli konumunu göster- mektedir. Bu değer ilk bakış- ta 1999'a göre çok aşağıda kalıyor gibi gözüküp yanlış bir sayısal değerlendirme ya- pıldığı ızlenimini verebilirdi. Ancak, CHP+DSP oylarmuı 1990 düzeyi ile karşılaştınl- ması hatalı olacaktrr. Çünkü 1999 ilkbahanna özgü "Öca- lan yakalandi" duygusallığı bu gruptaki oylara ani olarak öylesine yapay bir pompala- ma getirmişti ki istatistiksel gösterge değerine artık güve- nilemezdi. 1995'teki yüzde 25.3'lük değer baz alınarak bir sayısal kestırmeye gidilmiş bulun- maktaydı. Burada DSP ve YTP toplamımn yüzde 5'i bulmasıyla CHPye yüzde 75 (çok hafif üzerinde) bir oy düşebıleceğı tasarlanmıştı. DYP+ANAP toplamı için yapılan kestirmede, 1995'ten bu yana gözlenegelmiş hızlı düşüşün aynen devam edece- ği tasarlanmıştı. Bu düşünce, o partiler adına maalesef, doğ- ru çıkmıştır. Böylece sayısal tahmin yanılmasına da düşül- memıştir. Yarın: Oyların analizi TÜSES'TEN SEÇlM DEĞERLENDÎRMESÎ: Türkiye bir meşruiyet krizî yaşayabilir 68'liler oluşan durumun Batı'nın isteğine uygun olduğunu ileri sürdü Sol bir kez daha yenildi tstanbul Haber Servisi - 3 Kasım genel seçimlerinin hem merkez sol hem de merkez sağ için ciddi bir uya- n olduğu vurgulanarak AKP'nin dik- katli ve özenli davranmaması duru- munda. Türkiye'yi ciddi sorunlann beklediği belirtildı. Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı' nca (TÜSES)SürmelıOte- li'nde düzenlenen pa- nelde, 3 Kasım seçim- lerinin sonuçlan tartı- şıldı.TÜSESVakfıBaş- kanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar'ın yönettiğı panele, aralannda SHP Genel Sekreteri Flkri Sağlar, Esenyurt Bele- diye Başkanı Gürbüz Çapan, DlSK Genel Başkanı Süley- man ÇelebL'nin debulunduğu kala- balık bir izleyici topluluğu katıldı. Eski CHP Genel Başkanı, gazete- cı-yazar Altan Öjmen. AKP'nin de, CHP'nin de, aldıklan o>iın çok üstün- de bir güçle TBMM'ye girdiğine dik- kat çekerek temsilde adaletin daha • Altan Öymen, temsilde adaletin daha fazla zedelenmemesi için AKP'nin çok özenli davranması gerektiğini söyledi. fazla zedelenmemesi için AKP'nin çok özenli davranması gerektiğini söyledi. Kamuoyu araştırmalannda- ki doğru tahminlenyle bilinen, araş- tırmacı-yazarTarhanErdem de, ba- rajm olumsuz sonuçlanna dikkat çe- kerek "Güneydoğu'daküniyerlerde >üzde 46, yüzde 51 aş alan bir parti ^ _ _ ^ _ _ TBMM'ye giremez- ken yüzde 6 oyla mil- lervekili çıkaran parti- ler var" dedi. Toplumsal Ekono- mik Siyasal Araştırma- lar Vakfı (TESAV) Başkanı Erol Tuncer de 3 Kasım'da seçme- nin yenilere yol açarken eskıleri de tasfiye etti- ğini anımsatarak "'Se- çim ve Si>asi Partileryasalan değişme- li. Temsfl bunalımı iktidann icraatla- nyla azalabilir, anıa işler zoıiaşükça, temsil bunalımı. meşruiyet tarüşma- lanna kadar gidebilir. AKP1 nin çekir- dek tabanı da parti yönetimini zoria- yarak bazı sıkuitüara neden olabiür" diye konuştu. • Seçim sonuçlanru değerlendiren 68'liler Birliği Vakfı solun parlamentoda temsil edilmeyeceğini çünkü CHP'nin sol parti olmadığını öne sürdü. İstanbul Haber Servisi - 68'liler Birliği Başkanı GökalpEren. 3 Ka- sım seçimlerinin ardından Türki- ye"de oluşan durumun, ABD ve Av- rupa'nın istekleri dogrultusunda ol- duğunu söyledi. vakıf yönetim ku- rulu üyesi SönmezTargan da seçim- lerde solun bir kez daha yenildiği- ni belırtti. 68'liler Birliği Vakfi, Türkiye Ga- zeteciler Cemiyeti'nde ABD'nin olası Irak saldınsı \e 3 Kasım seçim sonuçlanru değerlendirdi. Vakıfbaş- kanı Gökalp Eren, "Seçimlerlegeli- nen nokta, uhıs bilinci geüşmemiş, cumhuriyet devTİmlerini algılaya- manuş bir pariamentow Baü'nm is- teklerine uygun neredeyse ülkenin jüzde 65'ini temsil erme> en bir ikti- dann, emperyaHzme uşakbk yap- ması durumudur'' dedi. Vakıf yö- netiminden Sönmez Targan da "Son seçimlerde sol bir kez daha yenildi. paıiarnentoda soltemsiledfln»eyecek. Gazeteciler Cemiyeti'nde bir arava gelen 68'liler seçim sonuçlannı tartjşü. Çünkü, CHPsolparti sayrimaz. CHP, olaylara çok popüKst yaklaşnıakta- dff" dedi. Gerici her gnıbun bir ya- yın orgam olduğunu belirten Sön- mez Targan, solun da en kısa za- manda mutlaka merkez çekim gü- cü oluşturan bir yayın organına ge- rek olduğunu belirtti. Vakıf yöneticisi ve Marmara Üni- versitesi tletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Cüneyt Akahn da 2000 'li yıl- larla birlikte ABD emr^tyali düşüşe geçtiğini ve bununla birlik- te Latin Amerika'da hızlı bir ulusal- cılık akımının başladığını belirtti. Akalın, aynca Vietnam Sava- şı'ndan sonra ilk defa Amerika'da halkın sa\aş karşıtı söylemlerde bu- lunduğunu ifade etti. Ulusal güçlerin birleşmesi ve güç- lenmesi gerektiğini vTjrgulayan 68'li- ler, Kıbns'ın ABD ve Batı ülkele- rinin ınısiyatıfıne bırakıhnayacağı- m yineledıler. PAZAR ORHAN BURSALI Hangi Açı? Seçim sonuçlanna farklı bakışlar, değeHendirmetervar. Seçım sabahı çok sayıda dostum telefon ederek ar- tık bu ulkenin yaşanmaz olduğunu söyledi; kımi büyük felaketlen beklememız gerektiğini söyledi, kimi de en azın- dan ulkeyı terk etmenın zamanının gelip gelmediğini anlamaya çalıştı! Kimı, keşke DYP de barajı aşabilseydı, hatta ANAP veMHPdegırebilseydı Meclıs'e.diyehayıflandı. "Oza- man AKP bu kadar çok sayıda milletvekili ile Meclis'e gıremeyecek, ıktidannı da belki paylaşmak durumun- da kalacaktı." Endişelerini paylaşmadım, ama seçımın genel so- nuçlanndan duyduğum ıçımdekı giziı sevıncı de, yanlış anlarlar veya ozeilikle o anda hiç anlamazlar dıye, on- lara hıssettirmedım. ••• Düşunceme gore, ulkem ve uzun vadeli gelecek ıçın önemli olan, AKP'nın tek başına ıktidar olabilecek bırço- ğunluğu yakalamış olması değıldi. Her şeyden önemlı bir tek konu vardı: Türkiye'yi onyıllardıryönetemeyen; öncelikle Avrupa ekonomik zengınlik ve refah bakımından alıp başını gi- diyorken hemen hemen 10 yıldır ulkemızı durmadan aşağı iten, batınp IMF paralanyla çıkmayı alışkanlık edın- miş, çapsız, yalancı. palavracı, korkak, eyyamcı, bıra- kın beş yil ötesinı, bir ıkı yıl ötesini bile düşleyebilecek ekonomik, sosyal ve toplumsal vızyondan yoksun bir siyasal yapının tasfiyesiydi. Konu, 57. hükümet değil. bir siyasal yapıydı. Bu hükümet zamanında kımisi büyük ölçüde dayat- malarla da olsa iyi şeyler yapılmıştır. Örneğın Cumhur- başkanı seçımı... AB ıçın uyum yasalan... Ekonomiyi si- yasal baskılardan anndırma çabaları... Ama, bu hükümet de eskj yapının devamıydı. Hele Tur- kıye'nın batmasında her dönem önemlı bir payı bulu- nanANAP!.. Hükümet içinde patlak veren Enerji ve Bayındırlık ba- kanlıklanndakı hortumlatma krizlennın büyük ölçüde ortbas edılmesıni kımler unuttu? Bu hükümet de, bun- dan öncekiler gibi. ekonomik knzın üstesınden gelebıl- mek ıçın ulusal ekonomi polrtikalan ve yenı stratejık eko- nomik yönelışler olabileceğini aklının ucundan bile ge- çıremedi. Türkiye'ye saf 25 mılyar dolara, katma değer kayıp- lan ile birlikte belki de ıkı katı kayıplara yol açan politi- kalann bürokratik ve sıyasi sorumlulanna dokunulma- dı. Onlar hep yerierinde kaldılar ve Turkıye'yı yeni batı- nşlara taşımak için bekleyışe girdiler. Bu durumun do- ğal sonucu da, üçlü sac ayağının işveren kesımınde de aklanma dönemı başladı. ••• Susurluk'laıia ve tarihsel olarak en büyük yolsuzluk ve hortumlama dönemleriyle ıç içe girmış bir siyasal yu- mağı, ana eksenleriyle birlikte tasfiye etmeden ülkenin yapısının yenılenmesı ve ılenye bakılabilmesı, sosyolo- |ik olarak söz konusu bile değildir. Böyle radıkal bir değişiklik. ancak ciddi ve alternatif bir devrimle olabilirdı Çok akıllı bir halk hareketı, kendi sıyasetini de oluşturarak, belki böyle bir sonuç yarata- bilirdi. Ancak tanhsel açıdan böyle bir deneyim ve örgütlü- lukten yoksun seçmen kıtlesı, elindeki tek sılah olan "oy"uyla üç dönemdır bir çıkış yolu arıyordu. Nihayet son seçımde bunu gerçekleştırdi. Benim için seçım sonuçlannın önceliklı büyük anla- mı, bu eski yapının tasfiye isteğinın dile gelmesi ve si- yasal anlamda gerçekleşmesidir. Bu açıdan seçım sonuçlan devrimci bir özellik taşı- yor ve bu ozelliği ile de beni heyecanlandınyor! Sevincimin dayandığı temel buydu. Keşke MHP, DYP .. de barajı aşıp Meclis'e girebil- selerde, dıleğı ve ısteği, gelecekten korkmak, Türkiye'yi batıran anlayış ve politikaların devamını ıstemek ve çık- mazlarda sürünmeyı kabul etmektır. ••• AKP'ye gelince... AKP ıktidarının laik ve demokratik toplum için yara- tabıleceğı sorunlar bundan sonrasının gündem konu- sudur. AKP ve siyasi kadrolan zemzemle yıkanıp gelmiş de- ğildir. 28 Şubat girişimi olmasaydı AKP olmazdı; 28 Şubat Erbakan hareketini aynştırdı ve AKP bu sureçte doğ- du. Şüphesiz önemlı dersler çıkarmışlardır. Ne kadar Er- bakancılıktan aynşmış olduklannı yaşayarak göreceğız. Eski yolsuzluk ve hortumlama duzenınden ne kadar kopmuş olduklannı da... Hele şu İstanbul davalan... Bu davalarda sanık olan, milletvekili dokunulmazlığı kazanmış üyeleri konusun- da tutumlan... Ekonomiyi, tasfiye olan siyasal lıderierin yaptıklan gibi, bu defa kendi kıtlelennın, taraftarlannın, kendi yarariannın boyunduruğu altına alıp almayacak- lan konusundakı tutumlan.... Bütün bunlar bize, AKP ve yönelışleri hakkında bilgi verecektir. llhan Selçuk'un geçenlerde bir yazısında naklettiğı bir soz vardı: Bir mılletın hayatı bir insanın yaşamına sığ- maz... Bir ülkenin hayatını da hele bir seçım sonucuna sığ- dırmayı düşunmek hiç mumkun değildir. Bu seçimlerin, üzerinde yurüyeceğimiz temel taşla- nnın yeniden ve daha sağlıklı bir şekilde döşenmesı için bir vesile veya bir başlangıç olmasını dilıyorum. obursalifa cumhuriyet.com.tr. VTFAT-BAŞSAĞLIĞI Aıle büvüğümüz, dayımız, ağabeyimiz, emeklı de\ let memuru NEVZAT TÜRKER Bursa'da yaşamını yitirdi. Tüm aile bireylerimize ve sevenlerine başsağlığı dileriz. KIZILYALIN AİLESİ ÇORUM 2. SLXH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esab No: 2002 275 Da\acı Gazı Ceylan sekılı Av Tahsın Balkar tarafından da\alılar Adevıye Halaçoğlu \e aricadaşlan hakkında mah- kememizde açılan ortaklığın gıdenlmesı dasasının \enlen ara karan gereğince. Dava konusu Çorum ili. Kunduzhan Mahallesı, Ada 27 06. parsel 4'te kayıtlı bulunan taşınmazın satılarak ortaklığının gıdenlmesı ıçın mahkememızde açı- lan da\ada, tapu malıklen olan Hüse>in kızı Ade\ı>e Hala- çoğlu. Hüseyın kızı Refıa Halaçoğlu, Hüseyin kızı Guldane Halaçoğlu. Hüseyin kızı Şerıfe Halaçoğlu. Hüseyın kızı Su- ade Halaçoğlu ve Mustafa Burhan'ın uzun aramalara rağ- men adreslen tespıt edılemedığınden, ışbu dosyarun duruş- ması olan 21.11.2002 gunu saat 10 50'de duruşmaya bızzat gelmenız \eva kendınizı bir \ekılle temsil ettırmenız. du- ruşmaya gelmedığınız veya kendınizı bir \ekılle temsil et- tırmedığınız takdirde duruşmanın yokluğunuada yapılacağı hususu ılanen teblığ olunur. Basın. 68697
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear