01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2002 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfadır lanna alır almaz zaten alr-yapısını tamamladıklan top- raklarda bağımsız Kürt cJevletini ilan etmekte bir an bile duraksamayacaklar. Daha bugünden kormjşmalarında bağımsız bir devlet adamı havası, edası seziliyor. örneğin; düşjncelerir» i gizlemeyi beceren, yalan söylerken Talabani gibi gfösterişli hareketleryapma- yan Barzani, parlamentoda bir devlet başkanı eda- sıyla konuştu; Türkiye, Iran ve Suriye'nin adını ver- meden "komşuıarla kardcşçe yaşamaktan" söz aç- tı. Türkiye'nin haklannı sawunduğu Türkmenler konu- sunadeğinirken; "Onlar lcardeşlerimiz, kimseninon- lann sahibi imiş gibi davrmnmasına gerekyok" diyor. Ama kardeş saydığı, haklarını savunacağını söy- lediği Türkmenlerin bölg-esel parlamentoda temsil edilmesine karşı. Ama, TCJrkmenlerin parlamentoda yüzde 15 temsil hakkını kabul etmemekte direniyor. Sıra bir Alman gazetesinde başkent ilan ettiği Ker- kük'e gelince; tabii, Türkiye'nin sert tepkisi karşısın- da doğasına uygun bir kı vırmayla Kerkük'ün Arap- ların, Kürtlerin, Türkmenlerin birlikte yaşayacaklan bir kent olacağını söyleyiveri-yor. Iki aşiret reisi, ABD ağzı yla konuşuyor. Altı yıl son- ra birlikte kurduklan "bölçpesel" parlamentoyu yeni- den açtılar. Hedeflerine, yüzyıllardır düşledikleri ba- ğımsız Kürt devletini gerçekleştirmeye doğru aşama aşama ileriiyorlar. Kuzey Irak Kürtlerine inaınmanın olanaksızlığını ön- ceki gün Cumhurbaşkanı Sezer'in çağrısıyla topla- nan dar çerçevelı Mılli Güwenlik Kurulu kanrtlamıyor mu? ABD ile iki aşiretin ağzı aynı. Irak konusunda "şa- /ı/n'Richard Perie, "Sad&amsonrasında Iraklı Kürt- lerin kendi kendilerini yön&tmede belli haklan olaca- ğını" söyledi. Dışişleri Bakanı Colin Rowell, Kürt Pariamento- su'na gönderdiği kutlama telgrafında, "Savaşta AB- D'nin ortaklan arasında ofmanızdan gunır duyuyo- nım" dedi. Bu iki resmi kanaldan gelen söylem; VVashing- ton'daki Kürt-ABD toplantı larında 'birşeylerin kota- nldığını, ancakbugün içın bJrbirine koşut böylesi söy- lemlerle yetinildiği izlenimini" vermiyor mu? Bu sözlere ne kadar inanı labilir? ABD'nin Irak ope- rasyonundan sonra bağımsız Kürt devletine yeşil ışık yakmayacağını kım bilebilir. Kuzey Irak'ta kurulması olası Kürt devleti, Güney- doğu ve çoğu Doğu illerirnize komşu, Türkiye'nin bütünlüğü açısından sürekli bir tehdit, bir tehlike oluşturması olası! • *-* New York'tan, Kofi Ann-an'ın çabalanyla tünelin ucunda belli belirsiz bir ışık göründüğüne ilişkin işa- retler alınıyor. BM Genel Sekreteri; TCîrkler egemenlik, Rumlar cumhuriyet lafını biryana bıraksın, çözüm yollan ara- yalım" diyesiymiş? Brüksel'den dönen Mesut Yılmaz, hem umutlu hem umutsuz. Dönem başkanı Danimarka'nın Başbakanı Ras- mussen, tarih almamızı "siyasal kriterieriyerine ge- tirmeyişimize" bağlıyor. Umut, kalıyor 2004'e. AB çevreleriyle yakın ilişkisi olduğu söylenen Yük- sek Strateji Merkezi ise; 20O4 Aralık zirvesinde Rus- ya ve Israil'le birlikte Türkiye'nin de "özellikli üyeli- ği"n\n gündeme gelebileceğini öne sürüyor. AB, tarih vereceğiz ama siyasal ölçütleri yerine getirin diyor. ABD desteğindeki Kuzey Irak Kürtteri devlet kurmayacaklarını söylüyor, inandırıcı değil. New York'taki çabalar dikkate alınmıyor. Ister çö- züm bulunsun ister bulunmasın Güney Kıbrıs'ın Ada'nın ikiye bölünmesi pahasına AB'ye üye alına- cağı açıklanıyor. Düşman demeyelim ama, dost yok! AL GÖZÜM SEYREYIJB flŞIL ÖZGENTÜRK Hakiki bir insan, biryurtsever • Baştarafı Arka Sayfada lan vardı, bu ülkenin an- cak bir tanm ülkesi olur- sa kurtulacağına inanan Sadullah Hoca. Hocam kulaklannız çınlasın, bu- günlerde Türkiye'nin en zengin işverenleri, "Tan- mı gerekli teknolojiyle birleştirip yeniden ka- zançh hale getinneu'yiz" dıyorlar. Siz bunu yıllarca söylediniz. Acı haberler de var. GAP bölgesinde aşın su- lamadan dolayı tuzlanma başladı. Koricum o ki, GAP Hazar gibi olacak, tuzlanmadan ötürü çorak- laşacak ve ölecek. Neyse ki, bazılanmızın aklı başı- na gelmiş durumda. Bu ekonomik krizin faydala- n da oldu. Ülkenin ne tür kaynaklan var, herkes sa- ğına soluna bakınmaya başladı. Türk zeytinyağı üreticileri, uluslararası pi- yasada artık kendi ürünle- rini kendi markalanyla satmak istiyorlar, biliyor- sunuz yıllardır Türk zey- tinyağı Yunan ve Italyan markası yapılarak satıldı. Nedeni açık, çünkü Tür- kiye'de bazılan gerçekten vatan haini! Hocam, bu tanm işine girince beni bir öfkedir bayyor. Yani sizi o kadar iyi anlıyorum ki, kim bilir yıllarca ne kadar acı çeke- rek yok olan pamuğa, tü- tüne, şekerpancanna bak- tınız. Kaç yazı yazdınız, "Beyler yapmayın!" di- ye. Hiçbir zaman kavgacı olmadınız, ama benim ehmde değil öfkeleniyo- rum. Son olarak biliyorsu- nuz, Türkiye topraklan genleri değiştirilen üriin- ler için bir laboratuvar olarak kullanılıyor.. bunu daha da arttırmak istiyor- lar. Çünkü 42 uygarlığın geçtiği bu topraklar dün- yanın her türlü ürününün yerişebileceği en değerli topraklar. Seyyar satıcıla- nn tepeleme kivi dolu ara- balannı görünce hep me- rak ederdim, "Yahu biz bu kiviyi su parasına mı ithal ediyonız" diye, me- ğer ithal kivi çoktan bit- miş, bizim topraklarda ki- vi yetişmeye başlamış. Bir de gördünüz mü, Urfa çi- leği var. Kocaman koca- man, ben önce hormonlu- dur dedim, ama açıklandı hormonlu değilmiş, çilek Urfa toprağında böyle ol- muş. Vallahi kokusu da güzel, tadı da. Hadi hayır- lısı. Ben size iyi haberler vermek istiyorum. Bakın hocam, yakında seçün var ve partilerin tanm politi- kalan nasıl olacak hep bir- likte göreceğiz. Bu kez bu konu es geçilemeyecek, çünkü Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, açlık sı- run iyice düştü, yakında Afrika'ya benzeyebiliriz. Evet bu zenginlikte bu yoksulluk... Ama sürme- yecek, eninde sonunda ül- ke çıkarlanna uygun bir tanm politikası gelecek. Hem sağ partiler hem sol partiler bu konuda kafa yormaya başladılar bile. Bir de çok güzel çiçekJer yetiştirmeye başladık, it- hal edip duruyoruz ve ül- ke karanfil kokuyor, tıpkı sizin cenazenizin karanfıl koktuğu gibi, karanfıller size selam yolluyor ho- cam, huzurla uyuyun. [email protected] ABD Kürderi cesaretlendiriyor SERKAN DEMtRTAŞ ANKARA - Türkiye, Sad- dam Hüseyin yönetimini devir- meye kararlı ABD yönetiminin, operasyon sürecinde destek is- tediği Kürt gruplanna "ileride bağımsızhğa yol açabilecek fe- derasyon" için cesaretlendir- mesinden büyük rahatsızlık du- yuyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin PowelJın Kürt Parlamen- tosu'nun açılışına mesaj gönder- mesi ve geçen aylarda "'Guam Kürtleri" olarak bilinen yalda- şık 5 bin peşmergenin yeniden Ku2ey Irak'a yerleştirilmesi An- kara'da sıkıntı yarattı. Sıkmtı Cumhurbaşkanlığı 'ndan yapılan açıklamaya da "Uluslararası yasalhk temeline dayanmayan bir operasyon kabul edilemez" ifadesiyle yansıdı. Cumhurbaşkanlığı'nda önceki gün yapılan zirvede. geçen haf- ta içinde yaşanan Irak ve Kuzey Irak gelişmeleri masaya yatınl- dı. Edinilen bilgilere göre yapı- lan değerlendirmeler şöyle: • ABD, Irak konusunda karar- lı görünüyor. Bu kararlılığını, as- keri müdahalenin çeşitli boyutla- n da dahil olmak üzere her yolu kullanarak gerçekleştırebilir. Ancak bölgeye ilişkin değerlen- dirmelerini rejim değişikliğiyle sınırlaması ve ötesi konusunda plan sunamaması dikkat çekiyor. Bölge ülkelerinin duyarhlıklan- m anlamakla yetinen ABD'nin bölgesel dengelere dikkat ehne- mesı sıkıntı yaratıyor. • ABD, olası bir operasyonda Kuzey Irak'taki Kürt gruplannı Afganistan'daki "Kuzey tttifa- kı" gibi kullanmayı öngörüyor. Kürt gruplannm silahlı güçleri- ni böyle bir operasyonda kullan- mak amacmdaki ABD'nin son dönemde Guam Adası 'nda tuttu- ğu yaklaşık 5 bin kişilik Kürt peşmergesini de 5 yıl aradan sonra Suriye ve Ürdün üzerin- den Kuzey Irak'a gönderdiği öğ- renildi. ABD'mn bu amaç için Suri- ye'yi kullanması dikkat çekiyor. Washington ile Şam yönetimle- rinin olası bir Irak operasyonu için bazı görüşmeler yaptıklan biliniyor. • Kürt gruplannı, aralannda- ki sorunlan çözmeleri için teşvik eden ABD, bölgesel Kürt parla- mentosunun kurulmasında da pay sahibi. Kürt gruplannın anayasa ça- lışmalannı demokratik bir gele- cek için yapılan fikir egzersizi R E N Z E ^ Ş 'da protestolar Floransa Sosyal Forumu, 15 bin kişinin katıldığı bir gösteriyle ABD'nin Irak'a olası saldırısını protesto ederken Milano'da da on binlerce öğren- ci sokakları doldurdu. Floransa'daki göstericiler, "Savaşı durdurmak için BM ile veya BM'siz" şeklinde slogan atıp ABD karşıtı pankart açtılar. Gösteriye öğrencilerin yanı sıra dernek, sendika ve muhaleferte yer alan KomünistYeniden Oluşum Partisi ile Yeşiller'in temsücileri de katüdı. Mi- i gösteride ise öğrenciler Bush ve Berlusconi'nin maketlerini ya- t attılar. (Fotoğraf: AP) olarak gördüğünü açıklayan Washington. Barzani ve Taba- lani'yi engelleyecek girişimler- de bulunmadı. Kürt Parlamen- tosu'na ilişkin çahşmalann 1998 Washington Anlaşması uyann- ca geliştiği, bu sürecin de bağmı- sız devlet arayışının temelini oluşturdugu kaydediliyor. ABD'nin, Türkiye'nin kaygılan- nın giderildiği Ankara Süreci' ne atıfta bulunmayarak Washington Anlaşması üzerinde desteğini sürdürdüğüne dikkat çekiliyor. • ABD Dışişleri Bakanı Colin Povvell, parlamento açılışma me- saj göndererek Washington yö- netiminin desteğini açıkça orta- ya koydu. Powell'ın "Irak'ın toprak bürünlüğüne" vıırguda bulunmakla birlikte tek başına mesaj göndermesi bile anlam ta- şıyor. • ABD ile yapılan te- """J maslarda, Türkiye'nin, sorunun banşçı yollarla çözülmesi gerektiği me- sajı iletildi. Ancak asken bir müdahale yapılması durumunda müttefik Tür zararlannın tazmin edil- mesi gerektiği iletildi. Washington yönetimi bu yönde hiçbir güvence ya da söz vermezken "Saddam Hüseyin yöne- timi yıkılınca Türkiye hedeflerini gerçekleştı- rebilir" yanıtmı verdi. ABD'nin bu yanıtı Anka- ra'da büyük düş kınklığı yarattı. • Türkiye ile ABD ara- suıdaki bu sıkıntı Cum- hurbaşkanlığı'ndan yapı- lan açıklamaya da yansı- dı. Açıldamada şöyle de- nildi. "Türkiye'nin bu- güne kadar Irak konu- sunda savunageldiği te- mel ilkeler geçerliliğini korumaktadır. Öte yan- dan banşçı çözüm çaba- larına fırsat tanınması gereğine inanmaktayız. Temennimiz Irak'ın uluslararası toplumla iş- birüğini somut adımlar- la sergilemesi ve askeri bir harekât başlatılması gereğinin ortaya çıkma- masıdır. Uluslararası yasallık temeline dayan- mayan bir operasyon kabul edilemez." Ecevit: ABD'nin üs talebi yokANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, ABD'nin Irak'a yönelik olası ope- rasyonuna karşı Türki- ye'nin her türlü hazırlığı yaptığını vurgulayarak "Dünkü (önceki gün) toplantı da bu çerçevede gerçekleşririldi. Her ola- sıbğın üzerinde durarak çahşmalar yapıyoruz" dedi. ABD'nin, şu ana kadar Türkiye'deki üslerin kul- lanırru dahil hiçbir konu- da talepte bulunmadığını belirten Ecevit. Kuzey Irak'taki gelişmelerden duyduğu rahatsızhğı da ifade etti. Ecevit, "Sınır- lanmızın hemen yanı- başında bağımsız bir devlet kurulmasını ka- bul etmemiz mümkün değil. Bu konuda alma- mız gereken önlemleri zamanı geldiğinde so- mut olarak açıklanz" diye konuştu. Başbakan Ecevit, tstan- bul'a gitmeden önce Esenboğa Havalima- nı'nda gazetecilerin dış politikadaki gelışmelere ilişkin sorulannı yanıtla- dı. Ecevit, şu ana kadar ABD'nin Türkiye"den bir üs talebinde bulunmadı- ğını belirtirken, Önceki gün Çankaya Köşkü'nde yapılan toplantının da Türkiye'nin olası bir ope- rasyona karşı alacağı ön- lemleri tartışmak için ger- çekieştiğini söyledi. Ecevit, uzun zamandır Amerikan yönetiminin Irak'a yönelik harekât eğiliminde olduğunu, bu- nu açıkça da ifade ettiği- nı belırtti. ABD'nin böyle bir as- keri harekâttan \azgeç- mesini ve Irak'a yönelik banşçıl önlemler ahnası- nı isteyen Ecevit, ancak her olasıhğa karşı çahş- malar yaptıklannı belirttı. Ecevit, "Üs talebi olursa Türkiye'nin tavrı ne olur" sorusuna, "Onu o zaman düşünürüz" diye yanıtlarken, ister Kuzey Irak'ta olsun ister başka konularda olsun Türki- ye'nin, bölgesinde kesin- likle bir askeri harekât is- temediğinin altını çizdi. Ecevit, "Irak'a bir ha- rekât düzenlenirse ve Türkiye'nin asker gön- dermesi söz konusu olursa bunun için Mec- lis'in mi, Bakanlar Ku- rulu'nun mu ona>ı gere- kiyor" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Biz şimdi bu olasılıkları düşün- mek bile istemiyoruz. Düşünmemiz bile sakın- cab olur. Toplumda, ka- muoyunda tedirginlik uyanır. Kaygılar uyanır. Bu da özellikle ekono- mimizi çok olumsuz yönde etkiler. Onun için bu gibi varsayımları, olasılıkları şu sırada so- mut bir şekilde dile ge- tirmek istemiyoruz." Ecevit, olası bir operas- yon sonrasmda Türki- ye'nin uğradığı zararlann karşılanması içın talepler- de bulunup bulunmayaca- ğına ilişkin soruya da şu yamtı verdi: "Amerika- b tüm yetkiUlere bu ko- nudaki olumsuz görüş- lerimizi belirtiyoruz. Kuveyt harekâtından sonra Türkiye'ye yapıl- ması vaat edilmiş olan katkılar çok sınırlı bir ölçüde yerine geririldi. Onun için Türkiye'nin ekonomisine yük teşkil edebilecek eylemler olursa, harekât olursa elbette Türkiye'nin bu yüzden uğrayacağı za- rarlann karşılanması için gerekli girişimleri kararlı bir şekilde yeri- ne getireceğiz," Kuzey Irak'ta 6 yıl ara- dan sonra toplanan Kürt Parlamentosu'na ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başbakan Ecevit, bu parlamentonun ne amaçla oluşturulduğunun ileriki günlerde açıklığa kavuşacağını söyledi. Kürdistan Anayasası'ran kaynağı Sevr • Baştarafı 1. Sayfada çıktı. Anayasanın giriş bölümün- de Kürdistan'ın, Sevr Antlaşma- sı'na konulan maddelerin tersi- ne, Kürt halkının iradesi dikkate alınmadan 1925'te Irak devletine müsadere edildiği belirtiliyor. Kerkük'ün başkent olarak belir- lendiği anayasada "federa- Uzm"in Irak toplumu için ideal bir çözüm olduğu savunuluyor. 77 maddeden oluşan anayasa- da Kürtler, Araplar,Asuriler, Kel- daniler ve Türkmenler, Kürdistan bölgesinin halklan arasında sayı- lıyor. Anayasaya göre Irak Fede- ral Cumhuriyeti'nin yanı sıra Kürdistan Bölgesi özel bir bayra- ğa sahip olacak. Kürtçe resmi dil olacak, bölgesel yazışmalar Kürtçe ve Arapça yapılacak, an- cakTürkmenler, egitimlerinde ve kültürel faaliyetlerinde kendi dil- lerini kullanabilecek. llköğretim zorunlu olacak. Devlet başkanı halk tarafindan seçilecek, parlamento 5 yıllık dö- nemlerde oluşturulacak. Meclis üçte iki çoğunlukla bölgesel ana- yasayı değiştirebilecek, aynı oranla kendini feshedebilecek. Devlet başkanı, silahlı kuvvet- leri ve iç güvenlik kuvvetlerinı bölge içinde seferber edebilecek. Kürdistan Bölgesi Bakanlar Ku- rulu'nun bileşiminde ulusal azın- hklar olan Türkmen, Asuri \e Keldanilerin de temsil edihnesi- ne özen gösterilecek. Kürdistan Bölgesel Mecli- si'nin onayı alınmadan lıak Fede- re Cumhuriyeti'nin mevcudiyeti ve siyasal sistemi değiştirileme- yecek. Buna ters düşen herhangi bir uygulama Kürdistan halkı için "Self-determinasyon hakkı" doğuracak. Anayasanın giriş bö- lümünde ise Kürtlenn dünyanın diğer uluslan ve halklan gibi "Self-determinasyon" (kendi kaderini tayin) hakkun kullanabi- leceği vurgulandı. Bu haklan 1. Dünya Savaşı so- nunda çıkanlan ve ilkeleri ulus- lararası hukukun temeli haline gelen 'Woodrow Wilson'ın 14 maddelik prensiplerinde kabul edıldiğı anımsatıldı. İSTANBUL POLİSİNDEN OPERASYON 23 çete mensubu yakalandı Istanbul Haber Servisi - tstanbul polisi, Ala- attin Çakıcı ile Cengiz Nurçin liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütlerine yönelik olarak ger- çekleştirdiği seri operasyonlarda 23 kişiyi gözal- tma aldı. Çakıcı'nın grubuna yönelik gerçekleştirilen operasyonda 5 kişinin gözaltına alındığı kayde- dildi. Açıklamada, bu kişilerin üzerlerinde ve gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, 3'ü ruhsatsız 4 tabanca ve bu silahlara ait 163 adet mermi ele geçirildiği ifade edildi. Polis yetkili- leri, bu kişilerin, bazı işadamlanna yönelik teh- dit ve şantaj hazırhğı içinde olduklannın belir- lendiği söylediler. Açıklamada, bir başka ope- rasyonda ise Nurçin'in de aralannda bulunduğu 18 kişinin gözaltma alındığı vurgulandı. Emni- yet açıklamasında, bu kişilerle birlikte, 1 adet Kalaşnikof marka otomatik tüfek, 5 adet taban- ca, 1 adet av tüfeği, 3 adet kelebek tabir edilen bıçak ele geçirildiği ifade edildi. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lerden sonra en çok sevdiğim kuşlar arasında... A- ma doğrusunu söylemek gerekirse bunu herkese de anlatamıyordum. 31 Ağustos'taki Cumhuriyet Bilim Teknik (CBT) ekindeki Erdal Atabek'in yazısının ar- dından, 28 Eylül'de de kargaların CBT'ye kapak ol- duğunu görünce yalnız olmadığımı anladım... Kargalann en çok kanatlarını seviyorum. Bir gün, salkımsöğütün dallarındaki serçelerle saklambaç oynarken bir üst dala konan karga dikkatimi çekti. Kargalann davranış biçimlerinden renklerine kadar her şeylerine önyargılıyız. Ne renktir karga? Bu so- ru mu canım, simsiyah işte... Hiç de değil... Uzun ince kuyruklannı arada bir aç- tıklannda, maviyle yeşil arasında gidip gelen pek çok tonla karşılaştım. Sonrasmda da fırsat buldukça izledim onlan. En iyi çam ağacının dallarına konunca renkleniyorlar. Koyu gölgede, kuyruk tümüyle siyah duruyor. Ama ışık yansıyınca, yeryüzünün yeşiliyle gökyüzünün mavisiyle yarışan iki renk birbirine kanşıyor. Kargalar uçarken tam alttan bakınca, iki kanadın simetrik beyazlan nefis bir görüntü oluşturur. Mı- sır'da Tutankamon'un mezarından çıkanlan takılan anımsatan çizgiler... Belki de Mısırlılar, onlann kanat- lanndan esinlenerek o desenleri yarattılar... Bir de yürüyüşleri... Koşup ayaklanndan öpmeli. Yan yan, tin tin... Oradan hooop bir dala. Daldan da- la atlayışlarını izlerken mırıldanmadan edemem: Hoop o daldan bu dala.. Bunu göremeyen budala... La Fontaine'in kargaları Gökyüzüne çıkışları bir bebeğın anne eteğinden kucağına tırmanışı gibidir. Kanatlar hamle hamle yükselir. Süzülürken de öyle güzel bir yay çizerter ki, yaylanıp fırlayasınız gelir. Sesine gelince... En azından, sanatçı olarak izle- diğimiz pek çok kişininkinden güzel... Erdal Atabek, masallanmızdan deyimlerimize hep olumsuz özellikler yüklediğimiz kargalara haksızlık edenler arasında La Fontaine'in de geldiğini söy- lüyor. Laf aramızda La Fontaine'le iyi bir diyaloğu- muz vardır. Aramız iyidir demiyorum, diyaloğumuz iyidir. Çünkü ben de onun pek çok görüşüne katıl- madığımı, açık açık yüzüne söyledim. Sohbetlerimiz sırasında sık sık karganın da kulağını çınlatıyo- ruz.Bunlardan birini paylaşmadan geçemeyece- ğim... Bir gün La Fontaine'le oturuyoruz. Sofradara- kının yanında peynir de olunca, ikimizin de aklına ilk "Karga ile Tilki" masalı geldi. Usta dedim, senin ma- saldaki ders değişti. "Bu masalı da mı yamulttun" dedi. Yok dedim, anlatayım: Karga, ağzında peynirle dalda gezınirken alttan til- ki bağırmış: - Karga kardeş, o güzel sesini duysak, mışıl mışıl uyusak! Zaten karnı tokmuş karganın, gereği yokmuş bir şarkıyüzündenkavganın. Bir güzel ötmüş... Oradan geçen bir ayı, duyunca karganın sesini, zortutmuş nefesini. Hemen getirmiş önerisini: - Karga kardeş gel bize bir konser ver. Klip de ya- parız, CD doldururuz... Karga öneriyi kabul etmiş. Bunu duyan danalar, öküzler, menajer ayıya gitmiş: "Ne yardan geçeriz ne serden, biz de isteriz bu konserden!" Derken bizim karga yıldız olmuş, başına da "sü- per" konmuş! La Fontaine masala biraz bozuldu ama, olup bi- tenleri anlatınca da hak verdi. Masaldan gerçeğe dönersek... Atabek'in de çok güzel vurguladığı gibi insanın kargalardan öğreneceği çok şey var. Belki de onlara başlıktaki göndermeyle siperstar demek de olası. Insanoğlu, doğanın kendisine ait olmadı- ğını, kendisinin doğanın birparçası olduğunu kabul ettiği gün birazcık karga düzeyine çıkabilecek! [email protected] Tek ordu karam • Baştarafı 1. Sayfada ler Birligi'nin(IKYB) si- lahlı güçlerinin birleştiril- mesi için çalışmalara baş- lanması karan aldı. IKDP ve IKYB'nin 6 yıl aradan sonra ilk kez topladığı Kürdistan Parlamentosu aldığı bir dizi karan yaşa- ma geçirmek için komis- yonlar kurdu. 51'i IKD- P'li, 49'u IKYB'li ve 5'i Asuri olmak üzere toplam 105 milletvekilinin görev yapacağı parlamentoda 6 kadın miller\ekilinin 2'si kabinede bakan olarak y- er aldı. 4 grubun oluşturuldu- ğu parlamentoda birinci grup, IKDP ile DCYB ara- sındaki siyasi mesaj lan birleştirmekle görevlen- dirildi. îkinci grup iç gü- venliği sağlamak, üçüncü grup Irak ile federalizmin altyapısını oluşturmak, dördüncü grup da IKDP ile IKYB arasında nor- malleşmeyi sağlamak için çalışacak. 10 gün içinde EKYB denetimindeki Sü- leymaniye kenrinde ikin- ci toplantısını yapacak olan parlamentonun 6-9 ay arasında seçime gide- rek yeni yönetimi seçme- si bekleniyor. Seçimlere kadar iki grubun askeri güçlerinin tek çatı altında toplanma- sı için hazırlıklann bitiril- mesi ve "Kürt Ordu- su"nun kurulması hedef- leniyor. Bu aradaABD'nin sağ- ladığı silahlann da iki gruba eşit şekilde dağıtı- lacağı ve güçlerin birleş- tirilmesi sırasında ABD'li askeri uzmanlann yardım edeceği öğrenildi. BM karan beklenecek VVASHINGTON/ MOSKOVA(Ajanslar) - BM Silah Denetim Ko- misyonu (UNMOVIC) Başkanı Hans Blix. ABD yönetimiyle, Irak'ta silah denetimle- rinin başlaması için ye- ni BM karannın beklen- mesi gerektiği konusun- da anlaşmaya vardı. Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ve diğer Ameri- kalı yetkililerle görüşen Blix, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin, denetimin şartlannı be- lirleyen daha sıkı bir ka- rar alınması yönünde harekete geçmesinin beklenmesi gerektiğini belirtti. Blix, "Irak'a girdik- ten sonra yeni bir ka- rar alındığını öğren- memiz, bizim için çok utanç verici olurdu" diye konuştu. BM silah denetçilerinin. engellen- meden tüm bölgelerde silah araması yapılması sözü alınmadan Irak'a gitmelerine sıcak bak- madığı bilinen Powell ise bu gelişmeyi mem- nuniyetle karşıladığım kaydetti. Silah denetçileriyle, yeni ve daha sıkı kural- İar konulmasının silah denetimlerinin yapılma- sına yardımcı olacağı konusunda anlaşmaya vardıklannı belirten Po- well, Rusya, Fransa ve diğer ülkelerle bu konu- da ortaya çıkan fikir ay- nhklannm giderilebile- ceğinden emin olduğu- nu sözlerine ekledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear