Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S4YFA CUMHURİYET 6 EKİM 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Yaz Sinemaları
ANTALYA - Sevgili,
Gözünü açtığında yağmuria karşılaştığın, "Yaz
bi-ti görüyorsun!" diyen bir günden, birden on bin
rretreye havalanıp bir saat sonra tekrar masmavi
bir goğe, guneşe, uzatmalan oynadığının farkına var-
san bile yenıden yaza dönmenin keyfini yaşadım An-
taıya'da.
/ıllardır süren Antalya Film Festivali'ne ilk katılı-
şırn.
-estivallerin ön 70211 görkemli gösteriler, arkayü-
zü ise keyifli bir karmaşadır.
Eski dostlaria d a karşılaştım burada, en eskisi
ise tanışıklığımızın yanm yüzyılı aştığı, artık benim
kentimde tarihe karışan, çocukluk ve gençlik yaz-
larmızda seçkın yeri olan yaz bahçe sineması ol-
du.
Bırzamanlann deniz kenti istanbul'da bahçe si-
nenalan, bahçelerle birlikte televızyonun çıkışının
da etkisıyle tarihe kanştı.
Bıldiğım kadarıyla, hâlâ sayfiye yeri özelliğini ko-
rumakta olan Büyükada'da kaldı kentin tek bahçe
sineması.
Arabalarla gidilip, büyük alanlarda dev ekranlar-
dafilm seyrediien Drive in dedikleri türden açık ha-
va sınemalannın ABD'de hâlâ var olup olmadığını
da bilmıyorum. Onlardan birine, 23 yıl önce bir kez
gitmiştim.
• • •
Yazsınemalanm içinde.Eskişehır'deKöpnjbaşı'na
doğru giderken, Porsuk kıyısındaki şimdi adını unut-
tuğum sinemanın ayn bir yeri vardı.
Oradayerli Tarzan filmini izlemıştim. Çekiç atma-
da Türkiye şampîyonu olan Tamer (Toma) Bal-
cı'nın oynadığı film, Belgrad ormanlarında çekil-
mişti ve biz bacaksızJar, bizim de bir Tarzanımız var
diye çok sevinmiştik.
0 günlerde çocuklann en önemli oyuncaklan ara-
sında, kurşundan döküldükleri için kurşun asker
diye adlandırılan askerier vardı. Ama özellikle Ka-
dıköy Bahariye meydanının kıyısındaki köhne bak-
kal dükkânındasatılan birde kurşundan dökme, ün-
lü narasını atmak üzere, elini ağzına, yanağına koy-
muş büyük boy bir Tarzan vardı ki, fiyatı yirmi beş
kuruş olduğu için hiçbirimiz alamaz, gidip gidip ona
bakmaklayetinirdik.
Uzun süre onu kimsenin alamaması iyi oldu, çün-
kü böylelikle bütün çocuklar, zaman zaman gidip
ona bakar ve alabileceğimiz günü düşleyerek avu-
nurduk.
0 sıralarda bizler hepimiz, erik ağaçlannın dalla-
nna tırmanan küçük birer Tarzan'dık ve komşu ve-
ya konuk kızlannı bizimle aynı oyunda Jane'i oyna-
maları için ikna etmek amacıyla ne diller dökerdik...
Bizim Bademaltı sokağında, Madam Kalyopi'nin
kuleli kâgir binasının karşısındaki 14 numaralı evi-
mizin bahçesinde, üzerine tırmandığımız erik ağa-
cından başka bir de köşede bulunan ve artık kulla-
nılamaz hale gelmiş olan bir eski çamaşırhane var-
dı ki, damını korsan gemisi olarak kullanırdık.
Burnumdaki çarpıklık, bizim korsan gemisinden
tepe aşağı düşmemin ürünüdür.
Ve kanlar içinde, annemin koşa koşa götürdüğü
Nejat Bey'in eczanesinde, sonradan dost olacağı-
mız şair-yazar dostum Melih Bey'in bana iğne yap-
masın diye elini ısırdığımı anlattığında, artık yaşım
elliye varmıştı.
• • •
Filmlerin pek rahat olmayan tahta sandalyeler
üzerinden seyredildiği, bol çekirdek çıtlatılıp, 0 za-
manlarCola'nınyerinitutan, amaonun kadarmeb-
zul tüketilmeyen, Ankara veya Çırçırgazozlannın içil-
diği yaz sınemalannda, zamanla filmlerin yanı sıra
göz koyduğumuz ve belki de kendilerinin göz koy-
duğumuzdan haberieri bile olmayan dilberler veya
anne babalannın yahut da teyze veya halalannın ya-
nında bizlere ancak yan gözle bakan yaz aşklan-
mız olan, etek altına jüpon giyen genç kızlar da yü-
regimızi hoplatır oldular.
Onlar için kıştan gördüğümüz filmlere yeniden
gider, yakınlannda bir yere oturmaya çalışır, beyaz-
perdeden çok sevdalılanmızı gözlerdik.
Eylül başlannda havalarserinlemeye başlayınca,
afıyle sırtımıza attığımız kazağımızı giymeye başlar-
dık.. onlar yani yaz aşklanmız ise san, mavi veya nar-
çiçeği rengi hırkalarla gelirlerdi.
Sonra, yağmurlar da başlayınca, yaz cennetinin
sonuna geldiğimizi anlar, kentin karşı yakasındaki
yatılı okulun, bana hiç de hoş gelmeyen görüntüsü
ruhumu kaplar, hüzün yavaş yavaş benliğime ege-
men olur ve sonbahar yağmuru ile birlikte Süreyya
Bahçesi, Şaşkınbakkal Kulüp ve Çınar bahçe sine-
malan, kısa ömürlü yaz aşklanmızla birlikte, bitive-
rirlerdi.
Romanya'da yakalandı
DHKP-C'li Genç
Türkiye'yegetirildi
ALPERTURGUT
Romanya'da gözal-
tına alınan cezaevi fi-
rarisi Semih Genç, îs-
tanbul 'a getirilerek sor-
guya alındı.
DHKP/C'ninRoman-
ya sorumlusu olduğu
savlanan Genç, "tstan-
bul'da lavf
silahı>1a ya-
pılan saldınlan orga-
nize etmek" ve "Kara-
deniz'de gerilla örgüt-
lenmesi gerçekleştir-
mek" iddiasıylaaranı-
yordu.
Romanya polisince
yakalanan Genç, önce-
ki akşam THY'nin ta-
rifeli uçağıyla Istan-
bul'a getirildi. Istanbul
Terörle Mücadele Şu-
be Müdürlüğü ekiple-
rine teslim edilen
Genç'in sorgusunun
bir-iki gün daha süre-
ceği belirtildi. Emni-
yetyetkilileri,DHKP-
C'nin Romanya so-
rumlusu olduğu öne sü-
rülen Genç'in yurtiçi
ve yurtdışındaki bağ-
lantılan ile eylemleri-
nin belirlenmesine ça-
lışıldığını, sorgusunun
ardından Istanbul
DGM'ye se\'k edilece-
ğini açıkladılar.
Bayrampaşa Ceza-
evi'nden 18 Temmuz
1994'te TKP (ML)
TtKKO ve Devrimci
Sol davası tutuklu ve
hükümlüsü 7 kişi, infaz
koruma memuru kıya-
feti giyerek firar etti.
Genç de bu firarilerin
arasındaydı. Genç'le
birlikte firar eden Me-
te Nezihi Alöııay Tun-
celide, îbrahim Yalçın
istanbul'da, MuratGüI
ise Ankara'daki ope-
rasyonlarda yaşamla-
nnı yitirdiler.
Ecevit, bu partiyi kuranlann laik demokratik rejimle bağdaşamayacağını herkesin bildiğini söyledi
AKP gerçekkimliğini saldıyor• AKP'nin
seçime
giderken
hemen hiçbir
görüş dile
getirmediğini
belirten Ecevit,
"Çünkü gerçek
düşüncelerini
açıklarlarsa,
kamuoyunda güç
durumda
kahrlar" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Bû-
lent Ecevit, kanldığı bir televizyon
programında yine Kemal Derviş'i
eleştirdi. Ecevit, "Birnoktadanson-
ra kendisini ekonomiden çok tatsız
bir şekilde siyasete vermeye başladı.
Bu, bende hayal lankhğı uyandırdı""
dedi.
Başbakan Ecevit, Flas TV'de ya-
yuılanan "23. Saaf programında
son gelişmelere ilişkin sorulan yanıt-
ladı. Ecevit, 57. hükümetin özellik-
le ekonomide yıllardır ihtiyaç duyu-
lan bütün yasal düzenlemeleri gerçek-
leştirdiğuıi belirtti. Ancak bunlann se-
meresini almadan seçimlerin günde-
me geldiğini anlatan Ecevit, enflas-
yonun düşmeye, dışsanmın ve üreti-
min de canlanmaya başladığını söy-
ledi. Ecevit şöyle devam etti:
"Aldığımız tedbirler tarnşılmryor.
'işte hayatı pahalılaştırdımz' filan
deniyor. Fakat 'bu tedbir yanlış' de-
nemiyor. Biz adım adını ekonomiyi
düzJügeçıkarmayabaşladık.0bakım-
dan viedanımız rahat. Halkın çekti-
ği sıknralardan dola>ı elbette büyük
üzüntü çekhorduk ama bunlar yakın
geçmişin bize devrettiğı sorunlar."
Ecevit, ekonomisi krize düşen her
ülkenin IMF ve Dünya Bankası'nuı
desteğine ihtiyaç duyduğunu söyle-
di. Bu alandaki deneyimi dolayısıy-
la Kemal Derviş'i Türkiye'ye çağır-
dığını anlatan Ecevit, "Bir noktadan
sonra kendisini ekonomiden çok tat-
sız bir şekilde siyasete vermeye baş-
ladı. Bu, bende hayal kınkhğı uyan-
dnTh" diye konuştu.
Bir soruyu yanıtlarken de "Eğer 3
Kasını'da yapılacak seçimlerde hal-
kunız bize umduğum dcsteği verirse
ben çok başanh bir çahşma dönemi.
uygulama dönemi yapabüeceğimize
inanıyorum" diyen Ecevit, DSP'nin
iktidara gelmesini istemeyenlerin ka-
muoyunu telkin altmda tutmaya ça-
lışhğını söyledi.
Ecevit, "Sohınbirleşmesiyohında
gelen önerikri eiddiye almadmız mı?
Bir çaü altmda toplanmak gerekiyor
muydu" sorusu üzerine, düşünce tu-
tarlıhğına büyük önem verdiklerini,
bu sayede güçlendiklerini, bu neden-
le ittifak yapmayı doğru bulmadık-
lannı vurguladı.
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal'ın solda birleşme için yaptığı öne-
rilerin anımsatılması üzerine Başba-
kan Ecevit, "Sayın BaykaTmbizeyö-
neltüği telkinler ashnda aşagılayıcı
davramşiardı. Bunlan ashnda solda
büieşmenin somut kanıdan olarak
görmek mümkün değiT diye konuş-
tu. Ecevit, solun toparlanması olası-
lığını değerlendirirken "Soldan sola
büyük farklar var. O bakundan bu
mümkün değü" dedi.
AKP'yi niçin rejim açısından teh-
like olarak gördüğüne ilişkin soruyu
yanıtlarken de Ecevit şunlan söyle-
di: "Bu partiyi kuranlann laiktiğe
çok uzak durduklan. laik demokra-
tik rejimle kolay bağdaşamayacakla-
n, ashnda herkesin bikügi fakat bir-
çok kknsenin bflmezden gekfiği bo- ger-
çek. O partiyi kuranlann tavnian,
üsluplan belK. Bunlan saklamadılar.
Şimdi de seçimlere giderken hemen
hiçbir görüş dile getirmiyorlar. Çok
suskun haldder. Çünkü gerçekdüşün-
celerini açıklarlarsa kamuoyunda güç
durumda kahrlar. Tabii haklandır,
kendi gerçek görüşlerini de terketme-
ye mecbur degillerdir ama saklama
ihtiyacını duyduklanna inanr>orum.
Bunda da şaşüacak bir şey gör-
müyorum.'*
İsmail Cem:
Seçüme
yaşı25'e
inecekANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-YTP seçim bildir-
gesini bugün açıklayacak
ve tüm adaylannı kamu-
oyuna tanıtacak. Bildirge-
de, "Yeni Türkiye iktidan-
nın temel hedefleri" vurgu-
lanırken
U
IMF ile yapdan
programm kimi ırv^ulama-
lan Türkhe'nin gerçekleri,
çalışan kesimler ve üretici-
lerin ihü'yaçlan doğrultu-
sunda yeniden de ahnarak
ince ayar >apuacakbr" de-
nildi.
YTP Genel Başkanı Is-
mail Cem, ikndarprogram-
lannın 7 temel hedefini
"kendisiyle banşık, akdcı,
verimli, büyüyen, adaletn,
eşit vatandaşına güvenen,
kişilikli, dürüst yönetflen,
saydam, kadını ve erkeği
eşit Türkiye'' diye sıraladı.
Bugün saat 13.00'teBil-
kent Otel'de acıklanacak
YTP'nin "tktidar Progra-
mı"nda yer alan bazı vaat-
ler şöyle:
j^Devlet yeniden yapı-
landınlacak. Bakanlık sa-
yısı 22'ye inecek.
V Seçilme yaşı 25'e in-
dirilecek, baraj en çok yüz-
de 5 olacak. ittifak yasağı
kalkacak, seçimlerde halka
tercih hakkı tanınacak. Mil-
letvekili dokunulmazlığı
kürsü dokunulmazlığı ola-
rak sınırlandınlacak.
«^ Bir uygarlık projesi
olan AB'ye Türkiye'yi biz
taşıyacagız.
j ^ IMF ile yapılan prog-
ramın kimi uygulamalan
Türkiye'nin gerçekleri (fa-
kirleşme, işsizlik gibi) ça-
lışan kesimler ve üreticile-
rin ihtiyaçlan doğrultusun-
da yeniden ele alınarak in-
ce ayar yapılacak.
Cem, yaptığı yazılı
açıklamada, seçimin en
iddialı partilerinden biri
olduklannı belirtti. Cem,
"Malum sh aset çe\Tesmin
en büvük kozu olan oyiar
bölünür kandırmacasının
etkisi kaimamışor. Bilakis,
bu gktişle, asıl YTP oviannı
öteki partinin böleceği
anlaşılnıaktadır" dedi.
İĞNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇİN 12 yıl önce öldürülmüştü
Doç. Bahriye
Uçok anıhyor
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-îslam
tarihi bilgini
Doç. Dr. Bah-
riye Üçok, öl-
dürülüşünün
12. yılında anı-
hyor. Cumhu-
riyetçi Demok-
rasi Partisi Ge-
nel Başkanı
Yekta Güngör Özden,
Üçok'un ölüm yıldönü-
münde tüm siyasi parti-
lerin laikliğe bağlılık an-
dı içmelerini istedi.
Cumhuriyet ve Ata-
türkçülük düşmanlann-
ca 12 yıl önce hain bir
saldınyla katledilen aka-
demisyen Üçok, bugün
etkinliklerle anılacak.
Üçok'un ölüm yıldönü-
mü nedeniyle bir mesaj
yayımlayan Özden.
Üçok'u gerçek öldüren-
lerin hâlâ bulunamadığı-
na dikkat çekti.
Bahriye Üçok.
Üçok gibi de-
ğerlerin öldürül-
mesinde, de-
mokrasi düş-
manlığı yapan
siyasi örgütlerin
veonlannkamu-
sal mevkilere
yerleştirilmiş
uzantılannın bi-
rinci derecede
payı olduğunu
belirten Yekta Güngör
Özden şunlan söyledi:
"Özeffilde, demokrasi,
Avnıpa Biıüği ve Kopen-
hang öiçütieri sözcükleri-
ni ağıdanndan düşürme-
yen partiler ve siyaset
adamlaruun, demokrasi
şehidi Bahriye Üçok'un
ölüm yıldönümünde, la-
ikliğe bağhhk andı içme-
leri. demokrasi\çonunte-
mcK olan laiktik düşman-
hğma hiçbir hoşgörii gös-
terilmeyeceğini ulus
önünde açıkça bUdirme-
leri gerekir.''
DYP Genel Başkanı şimdi de, ne sağla ne de solla koalisyonu düşünmediklerini söyledi
Çfller CHP'den de vazgeçtîYtrSUFÖZKAN
tZMİR - DYP Genel Başka-
m Tansu ÇiDer, koalisyonu ka-
falanndan tümüyle çıkardıkla-
raıı belirterek "Hiçbir parnyle
koalisyonu düşünmüyoruz. Ne
sağla,ne soDa. Her ikisinin de sı-
kuıtüan var. DYP tek başma ik-
tidara gefccek" dedi. Çiller, "Sa-
ğa bakıyorsun, başbakanı olma-
yan bir ekoL Ne olacağı belli de-
giL Sola bakıyoruz, Türkiye'yi
buraya getirnüş dördüncü or-
takorada. Derv^orada" diye ko-
nuştu.
Ülkenin çok büyük sıkıntısı
olduğunu belirten Çiller, parti-
sinin il başkanlığında şunlan
söyledi:
"Tekçıkjş DYP'dir. Sfesmiz. Si-
zin gücünüz ve bizim gücümüz-
le, biıükve berabertik içinde ya-
pamav^cagımız bir şey yoktur.
Sinndir gibi geçeceğiz.
Bir ay boyunca tüm paıtOuer
her şeyi bir kenara bırakarak
omuz omuza mücadele etmelL
D\T çok ciddi bir vüksetiş tren-
dine girecek. Yakmda yeni ka-
muoyu araşörmalan yeniden
gündeme geiecek."
Herkes el birliğiyle çahşacak.
Önemli olan dışa karşı el birfi-
ğiyie mücadele etmektir.
Eğer eksik varsa. yanbş var-
sa; olabiUr ama netice itibanv-
la biz oradavız. Bu tür savaşlar-
da içe dönük değil dışa dönük
olarakdüşüneceğiz. Sonradoğ-
DYP üderi il merkezinden ay-
nlırken bazı partili kadmlar,
"kendfleriyle topland yapılma-
d^ı" iddıasıyla tepki gösterdi-
ler. Seçim çalışmalannda her
yere kendilerinin koştuğunu be-
lirten kadınlar, "Genel başkanı-
nuzı bizden kaçmnaym" dedi-
• DYP lideri Çiller, Aliağa'da CHP ilçe örgütü
binasındaki gençlerin sırtmı dönerek protesto ettiği
konuşmasında, "Sağa bakıyorsun, başbakanı olmayan bir
ekol. Ne olacağı belli değil. Sola bakıyoruz, Türkiye'yi
buraya getirmiş dördüncü ortak orada. Derviş orada" dedi.
Izmir'in "Kırat'ın Kaka" ol-
duğunu kaydeden Çiller, bura-
da en önemli sorunun 'güç bir-
Bği' olduğuna dikkat çekerek
şu görüşleri dile getirdi:
"Biz bugün herkesi kucaklar-
ken kendi aranuzda ayn gayn-
mızın olması mümkün değildir.
rulan tekrar konuşacağız ara-
nuzda. Bugün yanuşlan konuş-
ma zamanı değildir. Bugün, sa-
dece dışanva karşı >apacağumz
mücadelede güç birliği içinde el
ele olma zamanıdır. Türkiye,
kurtuluş savaşına doğru süriîk-
leniyor. Tek aftematifDYP'dir.''
ler. Çiller, helikopterle geldiği
Aliağa'da az da olsa moral bul-
du. Yaklaşık 100 araçlık konvoy-
la Aliağa Demokrasi Meyda-
nı'na giren Çiller, Turgutlu Be-
lediyesi Mehteran Takımı ve
partililerin yaphrdığı lokmalar-
la karşılandı. Çiller, CHP ilçe ör-
gütü binasındaki gençlenn sır-
tmı dönerek protesto ettiği ko-
nuşmasında, ağırlıklı olarak yi-
ne CHP ve genel başkanı Bay-
kal'a yüklendi. Tüm girişimle-
rine karşın Baykal'ın kendisiy-
le TV programlannda tartış-
maktan kaçhğını öne sürdü. Çil-
ler, kendisine sırtını dönen
CHP'h gençlere seslenerek "Si-
zin huzurunuzda kaçan genel
başkanlan da\et edrvorum. Gel-
sinler, ka\ naklannu projelerini
açıklasuüar. Savın Ba\1^al,panel-
lerden, televizyon programla-
rmdan,Uğur Dündar'm progra-
mından kaçmasm. Gelsin hesa-
bmıversin"dedi.
Çiller, bu arada Kemal Der-
viş'i de eleştirerek "Bir 0 sol-
dan bu sola geçiyor. Altı oka ta-
kılmış gidrvor. Oklann da ne-
reye saplanacağı beffi değü" di-
ye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
CNNTürk'te önceki akşam Soru-
Cevap programında Yavuz Baydar'ın
konugu Hasan Cemal'di. Hasan Ce-
mal, Kuzey Irak'tatoplanan Kürt Par-
lamentosu'na ilişkin gelişmeleri de-
ğerlendiriyor ve olası birABD müda-
halesi halinde bölgede neler olabile-
ceğini yorumlamaya çalışıyordu. Böl-
gedekı Türkmenlerın haklarının Tür-
kiye açısından çok önem taşıdığını da
özellikle vurguluyordu.
Bu konuşması sırasında "soydaşı-
mız Türkmenler" deyişini kullandı.
Yavuz Baydar programm akışı içinde
Hasan CemaPe sordu, "Türkmenler
için soydaşımız dediniz, Kürtlersoy-
daşımız değil mi?" Bu soru Yavuz'un
mu aklına geldi, yoksa izleyicilerden
binsi tarafından mı yöneltildi kaçırdım.
Hasan Cemal, soruya şaşırdı, cevap
vermekte zoriandı. Zor bir soruydu.
Gerçekten ben de o sorudan son-
ra düşündüm: Kuzey Irak'taki Türk-
menler bizim soydaşlarımız mıydı?
Kürtler soydaşımız değil miydi? Bir-
den aklıma MHP'den istifa eden Ba-
Kürtler ve 'Soydaşımız Türkmenler
9
kan Profesör Doktor Abdülhaluk
Çay'ın söyledikleri geldi. Çay, sanı-
rım doktorasını Kürtlerin Türk oldu-
ğu tezi üzerine yapmıştı. Bir televiz-
yon programında da bu tezlerini ay-
rıntısıyla anlatmıştı.
Türkiye'de çok uzun zamandan
beri öne sürülen tezlerden birisi "Kürt-
lerin dağ Türkleh olduğu, karda yü-
rürken ayaklan 'kart, kurt' diye ses-
ler çıkardığı için" onlara böyle den-
diğiydi. Hatta buna benzer düşün-
celer resmi tezler olarak da savunul-
muştu. Bu arada köprülerin altından
çok sularaktı. Kürtler kendi kimlikle-
rini ciddi bir siyasi mesele olarak ka-
muoyunun gündemine taşıdılar.
Aşırı milliyetçı eğilim, bu kimlikta-
lebini hiçbir zaman kabul etmedi. Son
olarak AB'ye uyum yasaları içinde
çıkanlan anadilde eğitim ve yayın ko-
nusu da hâlâ tam anlamıyla bir so-
nuca bağlanmış değil. MHP'nin bu ko-
nularda direndiği ve mümkün oldu-
ğunca Kürtçe eğitimini ve Kürtçe ya-
yını anlamsız hale getirmeye çalıştı-
ğı biliniyor.
•••
Saddam sonrası Kuzey Irak ko-
nusu, Türkiye'nin olduğu gibi bölge
ülkelerinin de sıkıntısı olarak günde-
me geliyor. Kuzey Irak'ta bir Kürt dev-
leti kurulması, Türkiye'nin yanında
Suriye'yi, Iran'ı ve Irak'ı ilgilendiriyor.
Böyle bir devletin bölge ülkelerınde
yaşayan Kürtleri de etkileyeceği dü-
şünülüyor. Bu konuda henüzyarala-
n soğumamış bir dönemden geçen
Türkiye en fazla duyarlılık gösteriyor.
ABD, böyle bir devlete yeşil ışık
yakar mı? Bunu tahlil etmek gerekir.
ABD, bütün bölge ülkelerini kızdıra-
cak ve özellikle de Türkiye'yi kızdıra-
cak bir girişimde bulunabilir mi? De-
neyimli diplomat llter Türkmen bu
konuda şunlan söylüyor: "ABD'nin
böyle biroluşumu desteklemesi için
hiçbir neden yok. ABD niçin jeopo-
litiğine bu kadar önem verdiği bir
Türkiye'yizayıflatmaya kalksın? Tür-
kiye'yi bir tarafa bırakalım, kendi çı-
karları ve zaaflan açısından bölgede
ioprak bütünlüğü ilkesine sımsıkı sa-
rılmış Arap ülkelerinin tümünü niye
karşısına alsın?"
llter Türkmen bir başka endişesini
de şöyle dile getirıyor: "Kuzey Irak'ta
bölgesel meclis kurulması nedeniy-
le ABD'den önce müdahale tasav-
vurları ise umanm fanteziden ibaret-
tir! Maceraya ihtiyacımız yok." ön-
ceki gün toplanan devletin zirvesi de
anlaşıldığı kadarıyla bu konuda da-
ha temkinli davranmayı tercih ediyor.
• • •
Sonuç olarak bugün Türkiye'yi yö-
neten kadro, Irak'a birABD müdaha-
lesınden yana olmadığını açıkça vur-
guluyor. Savaş yerine barışçı yön-
temlerte sorunun çözülmesinı istedi-
ğini net bir şekilde dile getiriyor. AB
ülkeleriyle Türkiye'nin ve Arap ülke-
lerinin tutumu ABD'nin bir savaş çı-
karma konusundaki eğilimini frenle-
yicı bir etki yapıyor.
Ancak ABD'deki savaş lobisi çok
güçlü. Silah ve petrol üreticisi firma-
ların savaşı kışkırttığı da bir gerçek.
Bush iktidan onlara dayandığı ve on-
ların gücüyle ayakta durduğu için sa-
vaş eğiliminden vazgeçmek istemi-
yor. ABD bastınyor, dünyanın önem-
li bir çoğunluğu direniyor. Bu denge
durumu ne zamana kadar sürebilir?
Kuzey Irak'ta toplanan Kürt paria-
mentosu da ABD'nin yaktığı yeşil ışık-
tan güç alıyor. Sorun giderek karma-
şıklaşıyor ve bölgede sular ısınıyor. Di-
leğimiz, bütün bölgeyi kana bulaya-
cak bir savaşın olmaması. Sonrası-
nın ne getireceğini kestirmek o kadar
kolay değil.