01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EKİM 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay Gök( karanm • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Ankara Anakent Beledi>e Başkanı Melih Gökçek ve Başkanvekili Cengiz Ocakçı'ya "Memunyet vazifelenni yerine getirmedilderi' gerekçesiyle verilen ve ertelenen cezalan onadı. Yargıtay 4. Ceza Dairesi. Gökçek ve Ocakçı'yı. 5 ay 25'şer gün hapis cezasına mahkûm etmiş ve sanıkJan bu ceza sûresi kadar kamu hizmetlerinden yasaklamıştı. 4. Ceza Dairesi, daha sonra verilen bu hapis cezasını, 350'şer milyon lira ağır para cezasına çevırmiş ve bu cezayı da erlelemışti. Gökçek ve Ocakçı. 5 yıl içerisınde aynı türden bir suçtan mahkûmiyet cezası alırsa ertelenen ceza da aynen infaz edilecek. CHPörgütü topbmacak • ANKARA (Cumhuriyet) -CHP. ıl. ilçe ve beledıye başkanlan ile tüm milletvekili adaylannı yann Ankara'da bir araya getirerek. "Tek başına iktidar" için çalışmalannı isteyecek. CHP'nin 550 milletvekili adayının yanı sıra Parti Meclisi üyeleri, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri. il ve ilçe başkanlan ile partili belediye başkanlannın katılacağı toplantı, Deniz Baykal'ın konuşmasıyla saat 10.00'da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda başlayacak. AKPdeliste tartışması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP grubunda. milletvekili aday listelerine ilişkin rahatstzlık nedeniyle tartışma çıktı. Alınan bilgiye göre, grubun basına kapalı bölümünde. bazı milletvekilleri genel kuruldaki oylama için bağlayıcı grup karan alınmasına karşı çıktı. Listeye alınmayan Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın, "Bız şerefli insanlanz, böyle töhmet altında görünmek istemiyoruz" dediği öğrenildi. Muş Milletvekili Sebahattin Yıldız'ın da Muş'ta 3. sıraya atılmasmın nedenini sorması üzerine AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Muş mitinginde seni yuhaladılar, farkında değil misin?" diye tepki gösterdiği öğrenildi. Şen'den AB'ye baskıçağpısı • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörii Prof. Dr. Faruk Şen. son günJerde AB yetkılileri ile yaptığı görüşmelerde. Türkiye'ye, aralık ayında yapılacak Kopenhag Zirvesi'nde tam üyelik görüşmeleri için tarih verilmeyeceğinin ifade edildiğini söyledi. Şen. bu konuda tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine görev düştüğünü vurgulayarak AB merkezlerinde baskı kurulmasını istedi. Başkan Calban ve miıdürüne dava • İstanbul Haber Servisi- Kâğıthane Belediye Başkanı Arif Calban ile lmar Müdürü Adnan Zeki Bostancı hakkında. bir binanın yıkımı için alınan karan uygulamadıklan iddiasıyla görevi kötüye kullanmak suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın görülmesine. önümüzdeki günlerde İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Erteleme cephesi yeni bir olağanüstü toplantı çağnsını şimdilik düşünmüyor Küskünlerin umudu bittiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM'nin tatil karan alması üzerine başansızhğa uğrayan seçim karşıtı par- tiler, yeni bir olağanüstü toplantı çağn- sını gündeme almayı tasarlamıyor. Erteleme için imzalann toplanması- na öncülük eden ve erteleme önerisini hazırlayan bağımsız milletvekili AB Gö- ren, karann hemen ardından "Yeni bir girişimde buhınacak mısınız" sorusuna "Hayır, arnk bitti. Biz doğru bfldikleri- mizi söyledik, gerisi MecKs'in iradesi- «fir" yanıtını verdi. Imzacılann diğer öncüsü SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğju da, "MecHs'in ira- desi böyle tecetti etti, sonuç böyle çıktı. Bundan sonra, 'Elektronik oylama ya- • Erteleme için imzalann toplanmasına öncülük eden bağımsız milletvekili Ali Gören yeni girişimde bulunmayacaklannı belirterek "Biz doğru bildiklerimizi söyledik, gerisi Meclis'in iradesidir" dedi. pılsaydı, yanlı davranıldı' demenin bir anlarruyok. Kişisel olarakyeni bir çaba- mız olmaz. arükpartilerin yetküi organ- larmda karar alınırsa değerlendirme- mizohır" açıklamasını yaptı. YTP Aryon Milletv ekdli GaftarYakm, TBMM Başkanı tzgi'nin oylama biçi- mini eleştirdi. YaJan, tzgi'nin taraflı ol- duğunu savunurken "Mecfis'i olağanüs- tü toplantrya çağırmayı düşünüyor mu- sunuz" sorusuna -Şu aşamada bir şey söyleyemem'' yanıtını verdi. ANAP Genel Başkanı MesutYıhnaz. w Bize göre tatfle girmesi yerine çabşma- sı daha doğu olurdu. Lmanm tekrar açıimasına gerek kalmaz" diye konuş- tu. "Küskünlerin'' yeniden toplantı çag- nsında bulunması durumunda tavırlan- nın ne olacağı sorusuna Yılmaz, "Şiro- diye kadarki tavnmızdevam eder" kar- şılığını verdi. SP Genel Başkam Recai Kutan ise Meclis Başkanı'mn oylama yöntemine tepki gösterdi. Elektronik cihazla oyla- ma yapılmamasını eleştiren Kutan, "Üzn- lerek ifade edeyim ki Meclis Başkanı, Başkanhk Divanı teşkihnde tamamen yanh hareketetmiş, aynıgörüşte olan ild kâtip üyeyi drvana gearmiştir. Bu sayım- lann da sağnkta okhığuna inanmıvonız. Sonuçtaadaletsizbirnetkeçıkrnıştır''gö- rüşünü dile getirdi. YTP Grup Başkanvekili OğuzAygün de, Izgi'nin yanlı tutum sergilediğini ileri sürdü. Aygün, "Divana bizim arka- daşlanmızdan kimseyi alnıadı. oylama- yı elektronik sistemle yapnrmadt. Böy- le şey olmaz" dedi. Aygün, yeni bir gi- rişimde bulunup bulunmayacaklan so- nısuna "Şu anda bir şey söyleyemem, de- ğerlendireceğiz'' demekle yetindi. Gümrük kapılarında kullanılacak Dkoybugün sandığa giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- 3 Kasım millerve- kili genel seçimi için güm- rük kapılarında oy verrne iş- lemi bugünbaşhyor. Yurtdı- şuıda yaşayan yurttaşlarbu- gün saat 17.00'den itibaren Kapıkule Gümrük Kapısı ile Atatürk, Esenboğa. Antal- ya, Adnan Menderes ve Şa- kirpaşa havaalanlannda oy kullanmaya başlayacaklar. Oy verme işlemleri 3 Ka- sım Pazar günü, Yüksek Se- çim Kurulu'nun (YSK) o çevre için tespit ettiği saat olan 16.00'da sona erecek. Bu kapdarda oy kullanma, ta- til günlen dahil 24 saat ara- lıksız sürecek. Gümrük kapılarında, seç- men kütüğünde yazılı olma- yan, yurtdışında 6 aydan faz- la ikamet eden, 3 Kasım 2002 tarihi itibariyle 18 yaşını dol- duran Türk vatandaşlan, yur- da giriş veya çıkış yaparken Türkiye Cumhuriyeti pasa- portu ile oy kullanabilecek. Bu seçmenler, sadece siya- si partilere oy verebilecekler, bağımsız adaylar için oy kul- lanamayacaklar. 199 i'. 1995 ve 1999 se- çimlerinde gümrük kapılann- dan en fazla oyu, sırasıyla, Anayasa Mahkemesi'nce ka- patılan RP ile ANAP ve DSP aldı. 1991 seçimlerinde güm- rük kapılannda kullanılan 46 bin 408 oydan 45 bin 192 'si geçerli sayıldı. Bu oy- lardan 17 bin 468'i RP'ye, 13 bin 64'ü ANAP'a verildi. 1995 seçimlerinde ise ge- çerli sayılan 86 bin 601 oy- dan 32 bin 98'ıni RP. 13 bin 48'iniANAP,12bin947'sı- nı DYR 9 bin 822'sini DSP, 8 bin 46'sını MHP, 6 bin 727'sini CHP, 2 bin 680'ini de HADEP aldı. 18 Nisan seçimlerinde oy kullanan 66 bin 97 seçme- nin 65 bin 255'inin oyu ge- çerli sayıldı. Buoylardan 19 bin 349'unu DSP. 14 bin 951'ini FP, 12 bin 208'ini MHP, 8 bin 224'ünü ANAP, 3 bin 100'ünü DYP, 4 bin 43'ünü CHP ve bin 079'unu HADEP aldı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART [email protected] Tatil karan seçimlerin 3 Kasım'da yapılmasını isteyen cepheyi memnun etti Meclis kendine yakışanı yaptıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Meclis'in tatil karan almasını değer- lendiren Başbakan Bülent Ecevit, "Se- çim ve seçünle ilgfli tarnşmalar da her- halde sona ermiş olacaknr. Milletinıize ha>Trhokun" dedi. CHP lideri DenizBay- kaİ, TBMM'nin kendine yakışan kara- n aldığını belirterek "Ortaya çıkan mil- li iradenin durdurulması mümkün de- ğiL Bu iş bitti, kimse Türkiye*) i yorma- an* dedi. DYP liden Tansu Çüer ise Baş- bakan Bülent Ecevit in "düzgün bir ta- vır sergilediğini'' söyledi. TBMM'nin tatile girmesi, seçimlerin 3 Kasım'da yapümasını isteyen cephe- yi memnun etti. Tansu Çiller. TBMM^pin tatile girmesiyle, Türkiye'nin de seçim atmosferine girdiğini belirterek "Arük sandığı konuşma zamanı" dedi. TBMM'nin karannı gazetemize değer- lendiren Çiller "Çok örgütlü bir hare- keüe karşı karşıyaydık. Saym Yılmaz, Meclis'in açık olmasından yana açıkça tavır koydu. Tabii bunda amaç belüydi ANAP'm kurumsal olarak, tümüyle bu hareketin içinde olduğu ottadaydi. An- cak bizim çabalarunız, kamuoyu baskı- sı, sağduyuyu getirdi'' diye konuştu. Ecevit'in ta\Tuıa da dikkat çeken Çil- ler, şunlan söyledi: "Saym Ecevit ger- Erdoğan. kararla ilgili "Haynt otsun" demekle yetinırken. Genel Başkan Yar- dımcısı AbduDah Gül" Türkiye biiyük bir kaostan kurtuldu. Büyük bir belir- südikhâkimolacaktı,faizleryükselecek- ti, ekonomi krize girecektL Şimdi istik- rar gefir" görüşünü dile getirdi. ECGVİt: Seçimle ilgili tartışmalar herhalde sona erecektir. Baykal: Ortaya çıkan milli iradenin durdurulması mümkün değil. : Türkiye atmosfere girdi. Artık sandığı konuşma zamanı. CeiTI: Bu iş artık bitti. Son sürat seçimlere gidiyoruz. çekten de kendine yakışan bir biçunde, düzgün hareket etti. Oylamayı taroş- mah hale getirmek isteyen partilerin de bunda haklı olduğu bir taraf yok. Mec- lis içtüzüğü çok açık. Bu tür oylamalar işari yapuu-." Çiller, TBMM'nin bu ka- ranyİa "itibar kaybmdan son dakikada döndüğünü" ifade etti. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip CHP liden Baykal ise TBMM'nin karannın, kamuoyunu tedirgin eden bir tartışmaya noktayı koyduğunu söyledi. TBMM'nin kendine yakışan karan al- dığını belirten Baykal, şunlan söyledi: "Biz CHP olarak sabırla Meclis'in sağ- duyuhı bir kararabnasmı bekkdik. Eğer küskünlerin dedigi olsaydu hiçbiri seç- menin karştana çıkamazdı. Hepimizedü- şen görev- bu seçimden ülkemiz için en ryi sonucu verecekyöndeçabşmalar yap- maknr. Cumhurbaşkanı, Mecfis Başka- nı ve Başbakan üzeıierine düşen görevi layüayla yapmıştır. Bu saatten sonra TBM\l'nin olağanüstü toplanöya çağ- nhnasmm hiçbir anlamu değeri yok." MHP Genel Başkan Yardımcısı Şev- ket BülentYahnici, geçen süreçteki tar- tışmalara değinerek şunlan söyledi: "Si- yasi rüşvet de döndü; birbirlerine Baş- bakanhk ikram edildi. AKP'ye, 312 üe flgfli bir siyasi rüşvet tabağı götürüldü, Erdoğan eHnin tersryleitti. Saym Başba- kan'a aanlık hükümeti tabağı götürül- dü, odaetinintersiyleitti Sandık3Ka- sun'dachr, kimse oradan götüremez." YTP Genel Başkanı İsmail Cem, se- çimi erteletme girişımlerinin sona erdi- ğini belirterek "Bu iş arük bitti. Son sü- ratseçimleregkny'oruz'' dedi. Cem, par- ti olarak tüm çabalannı seçim hazırlık- lan için kullanacakJannı kaydetti. IRMIK / AYDM [email protected] Biliyorum, "Yine mi" diyeceksiniz; "Sıktın ama"diyeceksiniz... N'apalım, deyin... 3 Kasım'ı birtürlü önemseyemiyo- rum. Türkiye'nin gündeminin 3 Kasım seçimlerinin sonucu olduğuna aklımı birtürlü yatıramıyorum. TV ekranında birileri seçim üstüne, seçimin ülkenin geleceğine etkisi üs- tüne konuştukça; gazete köşelerinde seçimin ertelenmesi olasılığı, küskün- lerin sayısal gücü üstüne ağır ince yorumlar okudukça içimi sıkıntı bası- yor. örneğin bu satırlar 1 Ekim günü öğle saatlerinde yazılıyor. öğleden sonra Meclis toplanacak ve "3 Ka- sım'da seçim var mı, yok mu" soru- su yanıtını bulacak. Gel gör ki sonucu zerre kadar merak etmiyorum; kendimi ne kadar zortasam ciddiye aiamıyor, yazılıp çizildiği kadar yüklü bir önem biçemiyorum. 3 Kasım'ı ve sonrasını düşünmeye çalıştıkça 3 Kasım'dan bağımsız ola- rak ya kapımızın önünde gümbürdeyen "Irak savaşı" davulları beynımi zonkla- tıyor ya da 240 milyar dolan aşkın iç ve dış borç yığınağı üstüme çöküyor... Haksız mıyım? Yağmur Yağsa da Yağmasa da... Abartıyor muyum? • • • Irak savaşı bugünlük bir yanda dur- sun. (Lafa bakın siz! Sanki ben "dursun" deyince...) Seçimin sonucu ne olursa olsun. Is- ter kravath mollalar tek başlanna iktidar olsun, ister Baykal - Derviş ikilisinin sü- rükledıği CHP oy patlaması yapıp hü- kümet kursun. önlerinde 240 milyar dolarlık borcu bulacaklarmı? Toplanan vergilerin borç- lann faızinı bile karşılayamadığı bir ma- li miras devralacaklar mı? Peki şimdi seçim öncesinde AK Par- ti'nin ekonomik programını, onunla do- laysız bağı olması gereken sosyal, kül- türel, siyasal, bilmemnesel programını didiklemeye; Derviş katkılı CHP seçim bildirgesinde "sosyal-liberal senfez"in ayrıntılan üstüne kafa patlatmaya, "ör- nekseçmen" rolüne bürünüp "Hımmm, AK Parti'ye oy venrsem şunlan şöyle, bunlan böyle yapacak; CHP ise öyle de- ğil böyle, şöyle değil öyle yapacakmış. Demek ki oyumu kişisel çıkarlanm ve ülke çıkariarı açıstndan ona değil bu- na, şuna değilötekine vermeliyim" di- ye ukalalık etmeye gerek, avanakça umut beslemeye sebep var mı? Besbelli ki 3 Kasım sonrası iktidan- nın başarısı, 240 milyar dolarlık borcu (daha doğrusu o borcun faizlerini) öde- mek için dışandan ve içeriden borç bu- lup bulamayacağı, bulduğu borçları ödemek için bir süre sonra yeniden borç bulup bulamayacağı ile ölçüle- cek... Dışarıdan ve içeriden borç bulma olanakları daha şimdiden pek pek kı- sıtlı olduğuna, eninde sonunda bize dönüp "Haydi bakalım pamuk eller cebe" diyeceklerine ve bizim eller ce- be gire çıka çoktan "pamuk eller" ol- maktan istifa edip yaralı bereli, nasırlı ellere dönüştüğüne göre, 3 Kasım son- rası iktidar koltuğuna oturacak partiyi seçerken elimizde mümkün olan tek ölçüt hangisınin. canımızı daha az acıtacağından ibaret. Ben ekonomiden anlamam. Yukarı- da çizdığim tabloda bir yanlış varsa ve aranızda bu yanlışı bulup gösterecek, böylece yüreğimi(zi) serinletecek bir babayığit varsa e-posta adresim yuka- nda, gazetenin faksı ve posta adresi ise en arka sayfanın tepesinde duruyor. ••• Fıkrayı bilirsiniz. Hoca kızlannı ziyarete gitmış. Büyük kız babasını görünce başlamış: - Baba benim herif kerpiç döktü. Yağmuryağmaz, kerpiçler kurursa sa- tacak, kamımızı doyuracak. Ama bir yağmuryağarsa gücü bana yettiğinden anamı belleyecek... Küçük kız bir başka telden çalmış: - Babacığım, ben/mki dan ekti. Allah yağmur verir, danlar büyürse ne âlâ; sa- tıp karnımızı doyururuz. Ama bir de yağmazsa, gücü bana yettiğinden ana- mı belleyecek... Hoca eve dönmüş. Karısı "Herif ne var ne yok? Kızlanmız iyi midir ? Hal- leri nicedir" diye sorunca gülmüş: - Valla avrat demiş. Kızlann haliyağ- mura bağlı. Ama benim anladığım, yağ- mur yağsa da yağmasa da damatlar se- ni belleyecek... Halimiz hocanın kansından daha mı iyi? 3 Kasım seçimi, bizi "belleyecek" da- matlardan birini seçmekten pek mi fark- lı? POLflİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Milli Görüş'e 35 Milyon Dolar... Dünya hızla değişırken laik ve demokratik sis- temin içinde yer alan Türkiye'de niçin dini motif- li bir siyasi parti 2002 yılında iktidar yolunda yürü- yor? Aslında tartışılması gereken soru bu!.. 1970'lerde bugünkü çarpık ekonomik yapıyla 'solpartiier' mücadele ederken, önce Milli Nizam ardından Milli Selamet Partisi Necmettin Erba- kan'ın önderliğinde sisteme karşı bayrak açıp, si- yasal zeminde seslerini duyurmaya başladılar... Erbakan Hoca, Türkiye'de laik demokratik sis- temi sandıkta bitirecekti ama bunu bir türlü başa- ramadı... Başarmak için yola çıktığında ekonomik siste- mi 'adil düzen'\e çözecekti. Onun için de RP ikti- dannda 'yeşil sermaye'ye destek verip, palazlan- masını sağladı... Eh, şimdilerde kazığı kendisi yedi!.. Bu işten en kârlı çıkan ise Fethullah Gülen'in çevresindekı Nurcular oldu... Yani Fethullahçılar!.. Erbakan'ın 'adil düzeni' 1994 yılında belediye- ler RP'nin eline geçinceye kadar kımilerınce 'ma- sal olarak' tanımlanıyordu ama 1998'e gelinince işin rengi değişti... Denildi ki: "Yeşil sermaye bir daha gitmemek üzere iktida- ra oynuyor, Erbakan Hoca 'yı yenilikçi hareket yok edip, sosyal liberal kimlikle sistemi delecekler..." • • • Aslında 'yeşil sermaye' Turgut Özal dönemin- de desteklendı bir hayli... Özal, Işıkçılann Ihlas'ını koruyup kolladı, daha son- ra da Tansu Çiller Fethullahçılann Asya Finans'ı için elinden geleni yaptı... İşin ilginç yanı, Asya Finans'ın görkemli açılış töreninde Tansu Çiller, Fethullah Gülen ve Abdul- lah Gül yan yanaydı... Otarihte(1998)RefahPartisi'nin 'merkezsağ'a yerleşip yetieşmeyeceğı tartışılırken Recep Tay- yip Erdoğan, Abdullah Gül'le birlikte Erbakan Ho- ca'nın altını oymaya başlamıştı bile... Fethullah Gülen henüz ABD'ye kaçmamıştı!.. Fethullah Hoca, Altunizade de bazı ışadamla- nnı davet edip Recep Tayyip Erdoğan için şöyle diyordu: "Erbakan'ı devirse devirse Tayyip devirır!" Hoca, salt 'yeşil sermaye' gruplanyla değil, si- yasilerle de görüşüyordu. Ecevit'ten Çiller'e dek bazı siyasetçiler Fethullah Gülen'in her söylediği- ni neredeyse buyruk olarak kabul ediyordu... Necmettin Erbakan durumu fark etmişti!.. Yakm çevresini topladı... Anlatılanlara göre, yurtdışından toplanan para- lar 'yenilikçiler' diye adlandırılan gruba gidecekti bir süre sonra... Adını vermeyeceğim bir 'Milli Görüş' yetkilisiy- le geçtiğimiz aylarda Berlin'de görüşürken şu bil- giyi vermişti bana: "Ben bir ay içinde 200 bin mark toplamıştım 1998 yılında. Adını vermeyeceğim bu holding Konya'da faaliyet gösteriyordu. 200 markın 20 bini benim cebime, 14 bin markı da Milli Görüş 'ün kasasına giriyordu... Holding ise 200 bin mark üze- rinden kâr payı ödüyordu. özellikle Almanya'da işleripara toplama olan bir dinci grup oluştu. Ha- yali kârlaria saf Müslümanlar dolandınldı." "Bu işi tezgâhlayanlar, yani siz, Erbakan'a ya- km kışiler miydiniz?" Yanrt: "O zaman Erbakan 'a yakındım." Soru: "Ya şimdi?" Yanrt: "Recep Tayyip Erdoğan'a..." • • • Son yedi yılda 'yeşilsermaye' Avrupa'daki Müs- lüman Türkler'den 10 milyar mark (yaklaşık 5 mil- yar dolar) topladı... Milli Görüş'ün kasasına ise 70 milyon mark pa- ra girdi. Bu da yaklaşık 35 milyon dolar ediyor... Yeme de yanında yat!.. Para toplayan 'yeşil sermaye' gruplannın sade- ce 6O'ı Erbakan'ın seçim bölgesi Konya'daydıL Holdinglerin çoğu kapandı bugün. Holdingler ise devlet tarafından denetlenmedi!.. 'Yeşilsermaye' şimdi, AKP'nin peşinde!.. Yeni oyunlan sahneye koymaya hazırianıyorlarl. hikmet.cetinkayafucumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 IMF, kredi için ön kosullarda ısrarlı Deppler: Seçim belirsizliği dağıtır WASHINGTON(AA) -Uluslararası Para Fonu (IMF) A\Tupa Direktö- rüMichaelDeppler, IMF Icra Du-ektörleri Kuru- lu'nun ancak Türki- ye'nin 4. gözden geçir- me dönemine ilişkin bü- tün ön koşullan yerine getirmesinin ardından 1.6 milyar dolarhk yeni kredi dilimini onaylaya- cağını belirtirken bunun gelecek hükümet döne- mine rastgelebileceğine işaret etti. Deppler, TBMM'nin dünkü ka- ranyla tatile girmesini çok olumlu olarak de- ğerlendirerek "Bundan sonra seçim yapılacak. Yeni hükümet kurula- cakvebeürsizlikortadan kalkacak" dedi. Deep- ler, IMF'nin ortaya çı- kacak her hükümetle ça- lışmaya hazu- olduğunu kaydetti. Deppler, Washing- ton'daCNBC-Eteleviz- yonuna verdiği özel de- meçte, olası Irak operas- yonunun Türkiye'yi sa- nıldığından daha az etki- leyeceğini, normal ko- şullarda gelecek yıl fı- nans açığı çıkmasmı bek- lemediklerini ve Türki- ye'nin borçlannın öden- mesinde sorun olmadığı- nı belirtti. Türkiye'nin bazı ön şartların yerine getirilmesini seçim son- rasuıa brrakabileceğinin hatırlatılması üzerine Deppler, "Ön koşullar EVIF tcra Direktörleri Kurulu'nun toplantıla- nna ilişkindir. Dolayıay- la ön koşullar yerine ge- tirildiğinde toplantı ya- pıhr. Yerine getirilmezse toplantı ertelenir'' diye konuştu. Irak konusu- nun siyasi bir olgu oldu- ğunu kaydeden Deppler, IMF'nin bu tür siyasi şoklarla ilgili finansman sağlama sorumluluğu bu- lunmadığrnı \oirguladi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear