22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2002 PERŞEMBE 18 SPOR spor(âcumhuriyet.com.tr Liechtenstein'ı farklı yenen ay-yıldızlı ekip îngiltere maçı öncesi 9 puan hedefini yakaladı UlusaJtakım2002'yi 5golleuğurladıTürkiye: 5 - Iiechtenstein: 0 STAT: AIı Sami Yen HAKEMLER: Yuri Baskakov (6), Vladimir Eniutin (6), Andrey Lukashin (6) (Rusya) TÜRKTYE: Rüştü (7j - Ümit Davala (5), Alpav (S), Bü- lent (5) (dk. 46 Fatih 5) - Okan (6) (dk. 60 Hakan C'nsal 4), Tugav (4), Emre Belözoğlu (6), Ergün (6j - \ihat (6). llhan (6) (dk. 79 Serhat 6). Arif (5) LICEHTENSTELN:7e/ı/e (5). Telser (3), Hasler(3), Mic- hael Stocklasa (3). D elia (3), \'igg (4) (dk 72 Burgmeier 2). Martin Stocklasa (3) (dk. 78 M. Beck), Gerster (3). Buc- hel (3) (dk 85 Ospelt). Beck (5), Frick (5) GOLLER: Dk. 7 Okan, dk. 14 Cmiî Davala, dk. 23 llhan. dk 82 ve 90+1 Serhat SARI KARTLAR: Beck (Liechtenstein). Ümit Davala ARİFKIZILYALrV Ulusal takım 2002'yi 5 golle kapadı. 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası Eleme ma- çında grubun averaj takımı Liechtenstein'ı fark- lı bir skorla yenen ay-yıldızlı ekip hem lıderh- ğini pekiştirdı hem de îngiltere maçı öncesi 9 puan barajını yakaladı. Güç dengeleri ve ftıtbol kültürleri göz önün- de bulundurulduğunda; bırbırlenyle ters oran- tılı bir görüntü çizen Dünya Kupası üçüncüsü Türkiye ile Avrupa'nın 'nokta ülkesi' Liech- tenstein arasındaki 90 dakika, beklenildiği gi- bi golle başladı. Kronometreler 7'yi gösterirken sol kanatta Emre'nin pasıyla buluşan Okan, perdeyi açan isim oldu. 1 -0' ın ardından Ali Sa- mi Yen'i dolduran on bınlerle TV'leri başında- ki milyonlar fark ve güzel futbol beklemeye başladı. NevarkiÜsküp'tekı'gölgeoyununun' bir benzen bu kez Mecidiyeköy'de sahnelenin- ce, hevesler kursakta kaldı. Gerçi 14. dakikada Arif ın ortasına çok iyi yükselen Ümit Dava- la'nın golü 2-0'ı getiriyordu ama tempolu fut- bol, hırs, istenç; dünya üçüncüsü ulusal takı- mdan çok uzaklardaydı. Öyle ki 23. dakikada Arif in taşıyıp karambolde tlhan'la gole dönü- şen şık asist bıle insanlan fazla heyecanlandır- madı. Çünkü sahada sergilenen 'şey' futbol ola- mazdı. Futbol oynayanlar bilir; zayıf rakibe kar- şı ıyi oynamak zordur ama bır takımın kartvi- zitinizde 'Uzakdoğu fatihi' yazıyorsa, Liech- tenstein gibi ekiplere en azmdan maçm bazı bö- lümlerinde soluk bıle aldırmamanız gerekir. Ancak ulusal takım bu kimliğini bıle hatırlaya- madı. Maçm neredeyse kafa kafaya geldiği bu dakikalarda eğer kalede formda bir Rüştü ol- masa, Avrupa'nın en zayıf ülkesi ilk bölüme 1 belki 2 gol sığdırabilirdi. Sadece golün atıldığı ilk yannın ardından ikinci bölüme Bülent - Fatih değişikliğiyle gi- ren ay-yıldızlı ekip biraz toparlanır, en azmdan 5-10 dakika iyi top oynar diye düşündük, an- cak yine umutlar boşa çıktı. Biraz Emre koşu- yor, Nihat ona ara sıra ayak uyduruyor, Ergün'le Alpay da garantiye kaçıyordu. Neredeyse tribünleri uyutan durgun futbol, Serhat'm oyuna girişiyle son bulunca maç da yeniden hareketlendi. O andan itibaren kanat- lardan gelen ortalarla etkili olmaya başlayan ulusal ekip, 82. dakikada Fenerbahçe'nin genç golcüsüyle 4-0'ı yakaladı. Maç bitti bıtiyor de- niyordu ki Serhat bir kez daha ortaya çıktı ve skoru 5-0 yaptı. Maçın uzatma saniyelerinde Ümıt Davala "nın rakibini ceza alanı ıçinde düşürmesi, Liechtens- tein'ı 'şeref sa>ısı' için umutlandırdı. Ancak Frick'in Miruşu Rüşrü'den döndü; gerilerden gelen M. Beck'in şutu ağlarla kucaklaştıysa da hakemin 'temdit penaltısıydı' yonımu, skorun 5-0 olarak tescihnı sağladı. A L Î S A M Î Y E N S T A D I ' N D A N N O T L A R Ö Z G Ü R Ö Z K Ü Tugay'dan veda sinyali80. kez ulusal formayı giyerek Hakan Şükür'ün 'en fazla ulusal nıtboku' rekoruna ortak olan Tugay Keri- moğlusürpnz biraçıklama yaparak ulusal takımı îngil- tere maçından sonra bırakacağını söyledi. Ancak tek- nik direktör Şenol Güneş. Tugay'ın DÎinya Kupası sıra- sında da böyle bir karar aldığmı ancak yıİdız futbolcuyu iknaettığini belirterek, **Heroyuncuzirvedebıraknıak ister. Şimdilik böyle bir şey yok" diye konuştu. Şenol Güneş zirveye çıktı Ulusal Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, 32. maçında 17. galibiyetini elde ederek Fatih Terim'in en fazla maç kazanma rekoruna ortak oldu. Güneş'in ulu- sal takım tarihinde 'en fazla puan toplayan teknik di- rektör' unvanını yakalaması ıçin sadece 1 puan daha elde etmesi gerekli. Terim 33 maçta 59 puan toplarken. Güneş 32 maçta 58 puan elde ettı. Şenol Güneş, gali- biyet ve puan ortalamalannda ise en başanlı teknik di- rektör oldu. Kadroda revizyon Makedonya deplasmanındaki körü futbol nedenivle Şenol Güneş, kadroda revizyon yaptı. 2 Nisan'daki în- giltere maçını düşünen Güneş. san kart sınmnda bulu- nan Vıldıray ve Hasan Şaş'ı ilk ll'e almadı. Başanlı çalıştmcı defansta ise Fatih AkyeTı kesip Ümit Dava- ta'yı. sol kanatta da Hakan Ünsal'ın yerine Ergün'ü oy- nattı. Sakatlığı nedeniyle forma gi>Tnemesi gündeme gelen Rüştü. fedakârlık yapıp kalesıne geçti. 10 numarah DhaıTdan 500. gol 2002 Dünya Kupası finaltennde ve Avrupa Şampi- yonası elemelerindeki maçlarda 10 numarayı giyen Yd- dıray formasını devretti. Yedek kulübesinde oturan Yıl- dıray'ın formasını llhan giyerken yıldız futbolcu Ulu- sal Takım'ın 500. golüne imza attı. Ulusal takım nerede Japonlar orada 'tlhan Mansız hayranT Japonlar, ulusal takımı adım adım ızlemeye devam ediyor. Makedonya deplasmanı- na bile giden Japonlar, dünkü maçta da yerlerini aldı. Liechtenstein'dan 3, Fransa'dan 2. îngiltere'den 5 olmak üzere toplam 10 yabancı basın mensubu da dünkü kar- şılaşmayı izledi. İngilizlerden yakuı takip Türkiye'nin gruptaki en büyük rakibi Ingiltere'nin casuslan tribündeydi. ingiltere Teknik Direktörü Sven Goran Ericsson'un görevlendirdiği istatistikçiler Boby SmaD ve Neü CanftvalL bol bol not tutarak takımımızı gözlemlediler. Medyaya Umit Davala tepkisi Ali Sami Yen Stadı'nda medyaya Ümit Davala tep- kisi vardı. tzmir'de bar çıkışında kendisini görüntüle- mek isteyen gazetecleri döven ve bu yüzden Ankara'da- ki 'üstün hizmet madalyasr töreninde medyanın ambar- go uyguladığı Ümıt'e seyirciler sahip çıktı. Ümit attığı gol sonrasında Şenol Güneş'e koşarken, taraftarlar da "Basuı bunu da yazm" diye bağırdı. TV'nin sevılen dizısi 'Çocuklar Duymasın'ın y ıldızı 'Havuç Emre' dünkü maçı izledi. Hamdi Alkan ve 'LightSelaıni' ile birlikte oturan Emre, şeref tribününün maçın neşe kaynağı oldu. 0 G B M A Y P 1 Türkıye 3 3 - - 10 ! 9 2 lngıhere 2 1 1 - 4 3 4 3 Makedon>a 3 - 2 1 4 5 2 4 Liechtenstein 2 - 1 1 1 6 S k n a k y ı 2 - - 1 1 5 tlhan Mansız, ulusal takımın 500. golüne imzasını atarken sonradan oyuna giren Serhat 2 kez fileleri havalandırdı. (NEVZAT DtNDAR) Tahkim Kurulu EBahçe'nin itaazınaret Spor Servisi - Futbol Federasyonu Tahkim Ku- rulu. Fenerbahçe'nin 1 maç seyircisiz oynama ce- zasına yaptığı itirazı red- detti. Kurul, federasyonun Levent'teki binasmda bu konuyu görüşmek üzere özel bir toplantı yapö. İki saati aşkın süren toplantı sonunda yapılan açıkla- mada; Profesyonel Futbol Dısiplin Kurulu'nun (PFDK) Fenerbahçe'ye verdiği 1 maç seyircisiz oynama karanmn uygu- lanması yönünde karar alındığı bildirildi. PFDK, Fenerbahçe - Elazığspor maçında küfür ve kötü tezahürattan dola- yı 1 ve 2 numarah anons- lann yapıhnası nedeniyle, Futbol Müsabaka Talima- tı'nın 29. maddesı uyann- ca San - Lacivertlı kulübe 1 maç seyircisiz oynama cezası vermış, Fenerbah- çeli yöneticıler de cezanın ıptali ıçin Tahkim Kuru- hı"na başvurmuşru. Ulusal Takım TeknikDirektörü, tüm hazırlıklarını îngiltere maçı için yapacaklannı söyledi Güneş: îlk hedefe ulaştıkNEVZAT DtNDAR Ulusal Takım Teknik Direktö- rü Şenol Güneş, maç sonrası yap- tığı açıklamada, 3 maçta 9 puan hedeflediklerini ve bunu başar- dıklannı söyledi. Güneş, "Güzel goüerle3 pnanaulaştk. Nisan a>> na kadar akhmızda İngiltere oİa- cak. Liechtenstein bekJediğimden de rvi oynadı" diye konuştu. Teknik direktör Güneş, tngilte- re maçı için dostluk çağnsında bulunurken "Biz İngUtere, Al- manya. Brezüva ve tüm ülkelerle banşık bir ülkeyiz. Fanatizmi dü- şünmek istemiyoruz ve herkesi banşa davet ediyoruz. Fanatizm çağnşunını gündeme getirmekis- temrvıoruz" dedi İNGtLTERE'YE BÜYÜK SÜRPRİZ Spor Servisi - Ulusal takımın grubunda yer alan Makedonya, tngiltere'yle Southampton ken- tindeki Saint jVfary Stadı'nda 2-2 berabere kala- rak herkesi şaşırtn. Diğersonuçlar/1. Grup: Mal- ta-Fransa: 0-4,2. Grup: Noneç-B.Hersek: 2-0. Lüksemburg-Romanya: 0-7,3.Grup: Avusturya- Hollanda: 0-3, Çek C-Belarus: 2-0,4.Grup: Ma- caristan-S.Marino: 3-0,5.Grup: Almanya-Faroe \ Adalan: 2-1, İzlanda-Lıtvanya: 3-0,6. Grup: Yu- nanistan-Ermenistan: 2-0. K.trlanda-Ukrayna: 0- 0, 8. Grup: Estonya-Belçika: 0-1, Bulgaristan- Andorra: 2-I,9.Grup:Galler-îtalya: 2-1, Yugos- la\ya-Fınlandiya: 2-İ, 10. Grup: trlanda Cum.- Isviçre: 1-2, Rusya-Arnavutluk: 4-1. G Ö R Ü Ş D O Ğ A N H A S O L E-Posıa merke:(a hasmımarlık com.tr-Faks 1212) 21S3420 Geçen hafta Istanbul'un üç stadına, özellikle de Beşiktaş-lnönü Stadı'na de- ğinmiştik. Bu hafta da Fenerbahçe Şük- rü Saracoğlu'na bakalım. F.Bahçe öteki büyük kuluplerden daha becerikli çıktı; stadının büyük bir bölü- münü yeniden inşa etti. Bilindiği gibi Fe- nerbahçe Ştadı da şehrin yoğun nokta- lanndan birinde bulunuyor. Daha önce de yazdığım gibi kent merkezindekı stat- lar kulüp ve seyırcilere bazı kolayhklar sağlıyor, ama özellikle de çevrede yaşa- yanlan bunaltıyor. Bu konuda, bir okuyu- cumdan, mimar Güven Birkan'dan ge- len yazıdan bölümler aktanyorum: Bildiğımızgıbi, Fenerbahçe Stadı'nın kapasitesi arttınlıyor. Henüz kapasitesi 50 binlerde. Maç günlen, öğle saatlerın- den başlayarak Kadıköy Merkezi ve ya- kın çevresınde (kı burası birkaç yüz bin kişinin konut alanı, birkaç milyon kışınin Fenerbahçe Stadı Uzerinede alışveriş merkezi) şunlar oluyor: 1. Taşıt trafiği kilitleniyor; cankurtaran ve ıtfaiye araçlan bile, maç saatinde hiç- bir hizmet veremiyor. (Akşamlan, işim- den evime dönemiyorum, arabamı bıra- kacak bir yer bulursam, yaya olarak ya- nm saatyürûmem, ertesigün de taksi ile gidip arabamı almam gerekiyor.) 2. Önemli maç günlennde, stadın gü- neyinden geçen yol yayalara da kapatı- lıyor (yaşlı annemin ani bir rahatsızlığın- da, Moda'dan Kızıltoprak'a yaya gitme- me izin verilmedıği bir durum bile yaşa- dım). 3. Zaman zaman yaşanan futbol şıd- detı dolayısıyla, dışan çıkmaya çekıniyo- ruz, bazı günler arabalara ve bınalara bi- le zarar veıiliyor. 4. Gürültuden evde huzurumuz kaçı- yor, çalışarnıyoruz, dinlenemiyoruz." Birkan'ın, stadın büyütülmesi konu- sunda da kaygılan ve uyanlan var: u Uzun vadede daha da beter olacağının ipuç- lan dolaşıyor: 1. Nihaikapasite ÎObınkı- şiye çıkacak şekilde inşaat sürûyor. 2. Stat bitişiğındeki tarihi lise binasının yıkılarak otopark yapılması çabalan var. Böylece, bu bölgeye daha fazla kişi özel arabası ile gelecek ve daha büyük sıkın- tılar yaşanacak. 3. Bağdat Caddesi yönüne gıden tra- fik ıçin zorunlu alternatrfyol yapılacak ve bunun bedelı bizim cebımızden çıkacak. 4. Futbol kulüplerinın kural tanımaz tu- tumuna verilen bu taviz, yenilerine yol açacağı için, aynı kulübün stat yakının- dakı arsalannda da, plan tadilatı yapıla- rak bölgeyeyeni trafıkyükü getirecekya- pılaşmalar başlayacak, böylece. rekre- asyona aynlmış bu alanlar, amacı dışın- da kullanılacak. Bütün bunlan, bu kulüp, çoğunluğu kendisini destekleyen insanlann oturdu- ğu bır semte reva görüyor. Ve bu insan- lar, bu ışkenceyı yaşarken bile kulüpleri desteklemeye devam ediyor. Bu ne sev- gidir böyle? Aşkolsun vallahi." Stadın kapasitesinın 70 bin seyirciye çıkanlacağını ilk defa duyuyorum. Şayet öyle bır niyet varsa bu. maç günlennde Kadıköy'ün tam perışanlığı demektir. Kent içindeki stada izin verilebilır betkı, a- ma kapasiteleri çok önemlıdir. Beledi- ye'ye soralım: Acaba Kadıköy'ün imar planı bu stat için ne öngörüyor? Şu an ya- pılmakta olan inşaatın ruhsatı kaç kişilık stat yapımına olanak veriyor? M A Ç I N E L E Ş T İ R İ S İ Kazanacağını Bilmek Güzel Bir Duygu ABDÜLKADtRYÜCELMAN Isviçre'den Avusturya'ya gidiyoruz. Liechtens- tein sınınna geldik. Ne sınır var ne kapı... Görevli bile yok. Sadece 'Liechtenstein'a hoş geldiniz' diye bir duvar afişı karşılıyor bizi. Arabamızı sürü- yoruz, geniş caddede... Ancak öyle otoban ya da bulvar falan değil; bildiğiniz iki gidiş - iki gelişli bir cadde. lleriiyoruz, pek fazla kimse yok. Bir otobüs durağı ve gazete, sigara ve çikolata satan bir kü- çük büfe. Ve durakta otobüs bekleyen 3 kişi. Ne yalan söyleyeyim; pasaportumuza ne bakan oldu ne de damga vuran... Girdiğimiz caddenin öbür boyundan çıktık. Baktık ki Liechtenstein'ı geride bırakmış ve Avusturya'ya girmişiz. Işte bizim yendiğimiz takımın ülkesi bu. Sayma- dık ama, polisi ve askeri parmakla sayılacak ka- dar azmış. Nüfusu zaten 32 binmiş. Ancak zengin- liklerine diyecek yok. Kişi başına GSMH 23 bin do- lar. Biz hâlâ 2 binlerde oynuyoruz. Gelelim maça... Kolay bir karşılaşmaydı. Hiç sık- madık kendimizı. Ulusal takım da zaten seyircile- ri sıkmadı. Çünkü stada gelenlerin istediği futbol değil goldü. Mutlaka kazanacağın bir maçı izlemek gerçekten çok güzelmiş. Takımının kazanacağın- dan emin olmak, futbolcusuna güvenmek, "Bu maçı alacağız başka yolu yok" denilecek bir ma- çı rahat rahat seyretmek, bambaşka bir duyguy- muş. Rüştü'ye bu maçta gerek var mıydı diye düşü- nüyorum. Pisi pisine sakatlanabilirdi. Ancak ina- nıyorum ki oynamayı kendi istemiştir. Oyuna gelince; ulusal takım kendi arasında çift kale maç yapsa belki çok daha fazla yorulurdu. ikinci yanda gol gecikince seyirci ıshklarla pro- testoya başladı. Galiba rahat kazanmak bizi rahat- sız ediyor. llle de savaşır gibi oynamak, savaşır gi- bi kazanmak bizim insanımıza özgü bir duygu. Futbolcularımız maçın rahatlığına, kafalardaki lıg maçlannın belirsizliğine adapte olmuşsa onlar- dan fazla bır şey beklemenin bir anlamı yok. Ka- zanmaksa kazandılar, gol ise golü de attılar, üç puansa onu da başardılar. Ishklarla futbolcuların morallerinı sıfıra indirmek bana göre haksızlık. Futbol öyle bir oyun ki karşında iyi bir takım, sa- vaşan bir takım bulamazsan kendi bildiğince oy- narsın, kendince keyif alırsın. Islıklarla bir takımın keyfini kaçırmak yanlıştır. Buna karşın millı takım yine de seyircinin isteğıne uyarak Serhat'la iki gol daha kazandı. Rüştü'nünkurtardığıpenaltıda ikinci vuruşuya- pan Frick'in golü bence normaldi. Ancak hakem maçı brtirmiş ve eğer penaltı maçın bitişinden son- ra verilmişse golün iptali gerekir. Goller Güzel MAHMÜT SERT Ulusal Takımırnız 25 dakikada 3-0'ı bulunca karşı- laşma bizim için bir antrenman havasına büründü. Şe- nol Güneş, zayıf Liechtenstein karşısında atak özelli- ği fazla olan bir kadroyla oyuna başladı. Dizilış olarak gol bölgelerınde Nihat, Arif, llhan gözüküyordu ama kenarlardan Okan, Ergün ve Emre her atakta onlan destekleyerek rakibi bunalttılar. İki ekip arasındaki bü- yük nitelik farkı -kötü oynadığımız ikinci yarı da dahil- oyunun her anında hissedildi. Liechtenstein gerçekten bize rakip olacak bir ekip değil; ülkelerinin küçüklüğüy- le orantıiı amatör bir takımları var. Dün geceki karşılaşmada Emre Belözoğlu tek kişi- lik bir gösteri yaptı. Ayağına aldığı hertopta Hagi'yi ha- tıriatan hareketleriyle izleyenteri büyüledi. Özellikle Ulu- sal Takım'ın tüm ataklannın başlangıcmda ve bıçim- lenmesinde beyin görevinı başarıyla yaptı. Emreltal- ya'da futbolunu oldukça geliştirmiş. Oyunun atak ve savunma bölümlerinde ateş gibi... Top çalarken gös- terdiği beceriyi ataklarda da gol paslanyla süslüyor. Bu gelişimıni sürdürürse çok yakında yalnız Italya'da de- ğil Avrupa'da da 1 numara olur. Dün gece uzun bir aradan sonra ilk kez forma bu- lan llhan Mansız hazır olmadığı halde umut verdı. Man- sız, henüz fiziksel olarak yeterli düzeyde değil ama gol noktalarına gidişiyle, arkadaşlarına duvar oluşuyla ka- litesini belli ediyor. Okan, Tugay, Ergün, Bülent ve Rüştü gecenin göze batan isimleriydi. Dikkat edilirse ulusal ekibimizin taktiksel takım dü- şüncesinden çok, oyuncularımızın bıreysel perfor- manslarından söz ettik. İlk yarım saatte 3-0'ı bulan bir takımın oyun disiplininden uzaklaşması belki normal kabul edilebilir. Ancak bu, 90 dakikanın buyük bölü- müneyayıldığındason derecetehlikelıdir. Farklı kazan- dığımız gecede Ulusal Takımımızda dikkati çeken ek- siklikler özellikle kenar ataklannın sonucunda gol pa- sı olması gereken topların birtürlü üretılememesi. Bun- da gol noktasındaki oyuncularımızın alan paylaşımın- dazamanlamayanlışları yapmalarının payı buyük. Öte yandan orta alandakı savunma kurgumuzun yardım- laşmalarda yetersiz kalması rakip takımlara kolay yol- dan pozisyon bırakıyor. Dün gece maçı izleyenler goller ve birkaç bireysel hareket dışında takım oyunu olarak fazla bır şey gore- mediler. Şenol Güneş, farklı kazanılmış maçlardan son- ra eleştirilerı pek dıkkate almıyor ama Ulusal Takım'ın bu denli takım oyunundan kopuk bir performans gös- termesi kazanmanın sevinciyle göz ardı edilmemeli. El- bette Güneş kadar oyuncuların da sorumluluk anlayış- larının bu durumda rolü var.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear