23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 2 EKİM 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kurtur(5 cumhuriyet.com.tr 15 BeppeDe Tomasi'mn sahneye koyduğu 'La Traviata'mn ilk gösterimi bugün AKM'de şk acısıyla gelen ölümGAMZE AKDEMİR Paris'in en eski mezarlıldanndan Montmartre'da kamelyalarla süslü bir mezarda 1847'de 23 yaşınday- ken ölmüş Alfonsine Plessis, bili- nen adıyla Kamelyalı Kadın yat- maktadır. Alexander Dumas'nın, gerçek yaşamında âşık oldugu bu kadının anısına yazdığı, klasikle- şen romanı 'Kamelyalı Kadın'dan çok etkilenen Giuseppe Verdi, bu yapıttan esinlenerek unutulmaz operası 'La Traviata'yı 1853'te bestelemiş. Gerçek yaşamdaki Alfonsine Plessis, romanda Marguerite Ga- utier, operada ise Violetta Valery adını almış. Soylu görünüşlü güzel kadın Violetta Valery, döneminde 'Demi-Mondain' (bir tür metres) kadınlardandır. Vereme yakalanan ve giderek ölûme yaklaşan Violet- ta, evindeki davete gelen Alfredo Germont adlı gence âşık olur. Alfredo ile kır evinde büyük bir aşk yaşamaya başlayan Violetta gizlice mücevherlerini satarak gi- derlerini karşılamaya çalışır. Dedi- kodulardan bıkan Alfredo'nun ba- bası Violetta'dan oğlunu bırakma- sını ister. Bunun üzerine Alfredo'yu terk eden Violetta bir süre sonra yeni sevgilisi baron ile gittiği bir parti- de Alfredo'yla karşılaşır. Alfre- do'nun elindeki paralan yüzüne fırlatmasıyla zaten veremin pençe- sinde çırpınan Violetta fenalaşır. Sonrasında Alfredo'nun babasıyla birlikte ziyaret ettiği Violetta için artık çok geçtir. Içinde fotoğrafi- nın olduğu bir madalyonu, evlene- ceği kıza iletmek üzere Alfredo'ya veren Violetta son nefesinde "Ya- şayacağım" diye haykınr. Violetta ilk sahnede ölfiyor Istanbul Devlet Opera ve Bale- si'nde (İDOB) 2002-2003 mevsi- minin ilk yeni yapımı olarak ilk gösterimi bugün saat 15.30'da ya- pılacak olan 'La Traviata'yı ünlü Italyan yönetmen Beppe De To- masi sahneye koyuyor. Yapıtın ge- nel provalan sırasında görüştüğü- müz Beppe De Tomasi, La Travi- ata'daki giderek artan dramatik yo- ğunluğu yanlış ellerde klişeleşebi- lecek bir risk olarak yorumlayarak hızlı bir geri dönüşle Violetta'nın öldüğünü daha ilk sahnede göster- meyi yeğlemiş. Yönetmen böylece, izleyenlerin yapıta doğrudan sonucu gören, de- ğerlendiren bırbakışla yaklaşmala- nnı hedeflemiş. Bu noktada yapıta kendi dokunuşunu, durum değer- lendirmelerini ve geçişleri klişeleş- tirmeyen bir yaklaşım olarak ta- nımlıyor De Tomasi. Aynca bu ba- kışının temellerini Maria Cal- las'ın La Scala'daki yorumuna da- yandıran yönetmen, "Bir zaman- İar Violetta yorumlanırken soy- lu tabakadan bir kadın olarak gösterilirdi. Sanki kimilerince kabahat görülen birtakım nokta- lar soyluluk kisvesi altında eri- tilmeye çalışıiıyor gibiydi. Daha sonra Maria Callas bu yorumu yıkarak hafifmeşrep bir Violetta yarattı. Yapıt gerçekliğine, derin- liğine kavuşmuştu. Buradaki dört Violetta'ya da Callas'ın La Scala'daki yorumlarını aynntı- larıyla açıklamaya çalıştım" di- yor. Violetta'nın hafifmeşrep bir ka- dm olarak yorumlanması opera sahnesinde böylesi bir portreye alı- şık olmayan bazı çevrelerce pek hoş karşılanmamış. Hatta Vene- dik'te ilk sahnelenişinde ıslıklarla protesto bile edilmiş. De Tomasi bunu günümüzden bir örnekle ör- tüştürerek şöyle açıklıyor. "Bir ho- moseksüelin yaşamını operaya taşısak belki yine benzer tepkiler alınabilir. Gûnümüzde bile olsa." İnsanın acıya, aşka yatkınlığı tnsanın her şeye karşm acıya, aş- ka olan yatkınlığı... Ve bir o kadar hazırlıksızhğı... Seçimleriyle çok mutlu olduğunu sanırken birdenbi- re büyük bir acıya düşüşü... Tüm bu noktalar düşünüldüğünde La Traviatayı "Romanrizm ile acıyı olduğu gibi veren bir gerçekçili- ğin arenası. Gerçek bir öyküden esinlenilmiş olması bağlamında da tüm zamanlara ait bir başya- talyan yönetmen Beppe De Tomasi, Verdi'nin ünlü operası 'La Traviata'yı romantizm ile acıyı olduğu gibi veren bir gerçekçiliğin birleştiği arena olarak niteliyor. pıt" sözleriyle yorumlayan Beppe De Tomasi. aynca yapıtın olgun- laştıncı bir serüven olduğuna da dikkat çekiyor. Orkestrayı şef Antonio Pirel- li'nin. koroyu ise Caner Ruhsel- man'ın yönettiğı yapıtın koreog- rafisi Selçuk Borak'a, ışığı Metin Koçtürk'e, dekorlan Tomasi'ye, kostümleri ise Serdar Başbuğ'a ait. Yapıtta Violetta Valery'i Otil- ya M. Aydın, Aytül Büyüksaraç, Nursel Oncül, Ayşe Sezerman; Alfredo Germont'u Biilent Külek- çi, Hüseyin Likos, Ayhan Uştuk, Ari Edirne: Giorgio Germont'u Gökhan Akyüz, Eralp Kıyıcı, Se- dat Öztoprak, Kevork Tavityan dönüşümlü olarak canlandırıyorlar. (0212 243 2011) Can YücelErten mudzesi Izmit Şehir Tiyatrosu sezona 'Bahar Noktası' ile başladı SEVGt SANLI Türkçem, anadilim, bir ustanın elinde nasıl da güzelle- şirsin! Olanca zenginliğin, olanca renkliliğin nasıl da çı- kar meydana. tyi oyunculann dilinden aktanlıyorsa bu güzellik, can evimizden yakalar bizi. Yönetmen Yücel Erten şöyle diyor: "Can Yücel, Ba- har Noktası'nı çevirirken sadece kelimelerin Türkçe karşılıklannı düşürmekle kalmayıp, sanki Shakespe- are'in koluna girmiş, onu yüzlerce yıl ötesinden yüzyıl başına, bizim topraklanmı- za getirivermiş." Erten, olayı îzrnir'in hemen karşısında du- ran Ege adalanndan birine al- mayı önerince, Yücel basmış kahkahayı: "Yassu!" Adada şenlik var! Müslüman-Hıristiyan ayn- mının yapılmadığı, Türklerle Rumlann banş içinde bir ara- da yaşadıkları bir adada şenlik vardır. Sakız Adası'ndan gö- çen ana-babamdan çok işittim iki halkın nasıl barışık ve bir- birleriyle kaynaşmış olduğu- nu. Ada Valisi Kopas Paşa ile sözlüsü tpolita'mn düğünü 22 Haziran gün dönümü nok- tasında yapılacak, baharla ya- zın, erkekle kadının birleşme- si kutlanacak, kutsanacaktır. Birbirine kavuşmak için çe- şitli engellerle boğuşan iki genç çift daha vardır görünür- de. Ortada bir düğün vardır, ama katılanlar arasında cınler mi istersiniz, periler mi? Issız koy- larda in cin top oynar. Aşkın si- hirli iksiri perilerin de aklını ba- şından alır, insanlann da. Oyun baştan başa bir gerçek ve düş karmasıdır. Adanın paşası ile penler şahı Babaron'u (Oberon) ve îpolita ile periler ecesi Müzeyyen'i (Tita- nia) genellikle aynı oyuncular oynar. Babacan Bican (Puck) da oyunun önemli kişilerindendir. Paşanın düğünü onuru- na bir seyirlik oyun hazırlayan esnaf takımı komedyanın te- mel direklerinden sayılır. Yüceller'in çılguılıklan, Polonios'un dediği gibi adam- laruı çılgınlığında bir yöntem var, öyle güzel örtüşüyor, öyle canlı, öyle heyecanlı bir gösteriye dönüşüyor ki, ak- lın yükünü koyalım bir yana, deliliğe övgüler düzelim bu akşam. Yücel Erten Ankara'da aynı oyunu, aynı çeviriden 1992- 1993 sezonunda büyük bir başanyla sergilemişti. Kadro- su, Sönmez Atasoy, Tülay Bursa, Alpay tzbırak, Müm- taz Sevinç, Mustafa Uğuriu, Günaydın Yaltrak, Savaş Tamer gibi deneyimli oyunculardan oluşuyordu. îzmit Ti- yatrosu'ndakı genç kadro işlerine dört elle sanlarak iyi, ye- tenekli ve inançlı olduklannı kanıtlıyorlar. Aydın Sigab hem valide, hem Babaron'da sahneyi dolduruyor. Belld za- manla iki rolde ince farklar geliştirebilir. Esra Bezen Bil- gin'in îpolita'sı zarif ama keşke periler ecesine Müzeyyen adı verilmeseydi. Ad deyip geçmeyelim Titania diye çağ- nlmak bir kadına biraz büyü, biraz alım, biraz revnak ka- tar. Babacan Bican, namı di- ğer Puck'da Serhat Tutum- luer, yattığı tekne güverte- sinden kalkıp yüzünü bize doğru çevirince, in misin cin misın diye sormak gerekmi- yor. Bu dünyaya ait değil bes- belli. Ne makyaj, ne maske, ne herhangi bir aksesuvar. bu dünyanın adamı değil. Biri ufak tefek, esmerim- trak, öbürü boylu poslu, ak- ça pakça iki kızı yan yana ge- tirmekten hoşlanır Shakes- peare, "Kuru Gürültü" ve "Hırçın Kız"da da olduğu gibi. Eleni'de Betül Çoba- noğiu, Hediye'de Funda tl- han, Tank Keskiner ve Ba- nş Falay ile akıüannı ve akıllanmızı kanştıran köşe kapmacalar oynamaktan, su- lara dalıp çıkmaktan yorul- muyorlar. Serde gençlik var, aşkta perilerin parmağı. V A. önetmen Yücel Erten, Can Yücel'in 'Bahar Noktası'nı çevirirken sanki Shakespeare'in koluna girip onu yüzlerce yıl ötesinden bizim topraklanmıza getiriverdiğini söylüyor. Açüış Shakespeare'le Yücel Erten'in tzmit Şehir Tiyatrosu Genel Yönetmenli- ği'ni üstlenmesi bu kent için büyük bir şans. iki saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra bu tiyatroya ulaşabilecek olan biz- ler için de perdesıni bir Shakes- peare oyunu ile açması gönen- dirici. Araoyunda önsüzü, o tomar tomar önsözü okuyan A. Yaşar Ozveri'yi anmadan sö- zümü bağlamayacağun. Gerçekten yetenekli bir oyuncu. tstanbul Şehir Tiyatrolan'nda ara sıra başanlı azınlık tak- litleri yapanlar çıkar. Devlet Tiyatrolan'nda "tipota". Özveri şivesini bir an bile aksatmadı. Bir de Işıl Kasapoğln'nun bu tiyatroyu "Hamlef'le açtığını ve beş yıl boyunca büyük emekler verdiğini hiç- bir zaman unutmayacağız. Kasapoğlu yeni tiyatrosu Se- maver'i de "On tkinci Gece"yle açmak yürekliliğini gös- teriyor. Önü açık, geceleri aydınlık, semaveri yüreği gibi sıcacık olsun. Bugün Manning1n dinletisiyle açılıyor Jason Moran ve Juan Martin's Musica Alhambra Flamenko Eskişehir festivalle aydmlanacak Külrür Servisi - 8. Uluslarara- sı Eskişehir FestivaU bugün baş- lıyor. 20 Ekim'e kadar sürecek olan festivalde, bu yıldan başlaya- rak. 'konuk ülke programı' adı altında, her yıl farklı bir ülkenin kültür ve sanat ürünlerinden ör- nekler sergilenecek. ilk konuk ül- kenin Ispanya olduğu festivalin bir özelliği de çocuklara yönelik etkinliklere yer verilmesi. Festival, bugün saat 20.00'de Peter Manning'in, Erol Er- dinç'in yönettiği Eskişehir Bü- yükşehir Belediyesi Senfoni Or- kestrası eşliğindeki keman dinle- tisiyle başlayacak. Klasik müzik sevenler festival boyunca; Dilbağ Önvural (viyo- lonsel), Emine Serdaroğlu (pi- yano) ve Nilgün Yüksel'den fke- man) oluşan 'Saphir Üçlüsü'nün dinletisini; Cem Duruöz'ün gitar resitalini; Şirin Pancaroğlu - Tat- jana Masurenko arp-viyola bu- luşmasını; Silvia Sanz Torre'nin yöneteceği Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası eş- liğinde Cihat Aşkın dinletisini; Anadolu Cniversitesi Piyano Ya- nşması birincileri Kemal Yılmaz ile Gökhan Aybulus'un piyano resitalini; Sergei Gavrilov'un pı- yanosu eşliğinde, bariton Mesut Iktu'nun Türk bestecıleri konse- rini dinleyebilecekler. Caz meraklılanna Focan Trio, Randy Brecker, Jason Moran ve Mike Stern'in konserleriyle ke- yifli anlar geçirtmeyi amaçlayan festivalin Türk halk müziği konu- ğu ise Sabahat Akkiraz 'Konuk ülke' Ispanya'nın sim- gesi olan flamenko gruplan 'Fes- tival Nacional del Cante de las Minas Flamenko' ile 'Juan Martin's Musica Alhambra Flamenko' da festivale renk ka- tacak. KentOyunculan'nın 'Çözüm', Ankara Devlet Tiyatrosu'nun 'Git Gel Dolap' ve Eskişehir Şehir Ti- yatrosu'nun 'Söz Veriyorum' ad- lı oyunlannın yanı sıra, Ispan- ya'nın dönem başkanlığı dolayı- sıyla 2002'de Avrupa Birliği ül- kelerini dolaşan ve tanınmış Is- panyol ressamlannın yapıtlannın yer aldığı 'Suite Europa' sergisi ekim sonuna kadar açık kalacak. Çocuk etkinlikleri kapsamında, 'Eskişehirli Genç Ressamlar'ın konuk ülke Ispanya'yı konu alan resim sergisi, tiyatro, dans, resim, müzık atölyeleri ve Istanbul Dev- let Opera ve Balesi ile Aksanat Çocuk Tiyatrosu'nun gösterileri izlenebilecek. Ve festival, her yıl olduğu gibi, Nâzım Rızaev yöne- timindeki Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası'nın Toros Can ile Serla Balkarlı Can a eş- lik edeceği konserle kapanacak. (0222 237 2704) ESİNTtLER ZEYNEP ORAL Herkese Mektuplar... "Annen gazeteci. Gerçi sen buna itiraz ediyor- sun. 'Hayır' diyorsun, 'sen gazeteci değilsin, ya- zar da değilsin. Sen sadece güzel bir annesin!' Yüreğimin yağlannın eridiği an bu işte! Sana an- latmam gerekiyor küçüğüm..." Ve anlatıyor... Küçücükçocuğuna -henüz 3 ya- şında-, ileride okuması için yazdığı 19 mektup- ta anlatıyor. Ders vermeden, nutuk atmadan, ba- ğırıp çağırmadan, kimsenin kafasına vurmadan, ukalalık etmeden anlatıyor. Yılların birikimiyle an- latıyor. Yıllar boyu süren inceleme, araştırma, di- dinme, çalışma sonucunda edindiği donanımla aniatıyor. Ayakları sağlam yere basarak ama düş gücünü de elden bırakmadan anlatıyor. Bilerek, açık seçik anlatıyor. Okşayarak, gülümseyerek, sevgi dolu anlatıyor. Zeynep Göğüş'ün "Oğluma Avrupa Mektup- lan" adlı kitabını (Can Yayınları) bir solukta oku- dum. Yalnız çok şey öğrenmekle kalmadım, he- yecanlandım, duygulandım, kimi saptamalarına tepki gösterdım, kimine katıldım, kimiyle tartış- tım, kiminde "Ah işte ben de bunu söylemek is- tiyordum" diye coştum... Zeynep Göğüş Avrupa Birlıği'ne, Türkiye'nin Avrupa Biriiği'yle ilişkilerine dair konuları irdeler- ken bir yandan kendi kültürüne sımsıkı sahip çı- kıyor, bir yandan da çağdaşlaşma hedefine ulaş- mak için izlenecek yolu işaret ediyor. Izlanda'dan Çin'e, yüzyıllar öncesinden geleceğe, sınırsız bir tarih ve coğrafyada, Dede Korkut öykülerinden feminizme, tarım politikalarından küreselleşme- ye, Euro'dan basınımızın hastalıklarına, çeşitli konularda bir yolculuğa çıkarıyor bizi. Gazeteci, yazar, sivil toplum kuruluşlarının ça- lışkan neferi, kadın ve ınsan hakları savunucu- su, Ali'nin "güzel annesi" kimliklerine, son za- manlarda CHP milletvekili adaylığını ekleyen Zeynep Göğüş, bu kitabıyla da okurlan düşün- meye, tartışmaya, seçim yapmaya, taraf olma- ya zorluyor. Teşekkürler Zeynep Göğüş. • • • Geçen haftaki "Sanat ve Edebiyat Kurumlan Neredesiniz?" başlıklı yazım üzerine ITI (Ulusla- rarası Tiyatro Enstitüsü) Türkiye Başkanı Refik Erduran aradı. Evet söylediklerime sonuna dek katılıyordu. Ancak... Ancak, öyle bir örnek verdi ki dehşete düşme- mek imkânsızdı: 47 yıldır Türkiye'nin aktif üyesi olduğu, yillar- ca yönetiminde görev ve sorumluluk aldığı I- TI'nin.önümüzdekıhaflaAtina'da yapılacak Ge- nel Kurul Toplantısı'na katılamıyorduk. Nedeni, Kültür Bakanlığı'nın ilgisizliği. (Haberi 3 gün ön- ce aynntılarıyla bu sayfalarda okudunuz. Tekrar- lamıyorum.) Bir yandan Avrupa Biriiği'yle ilişkileri düzeltme çabası, öte yandan bu ilgisiz tavır... Anlaşılacak gibi değildi. Neyse ki, Cumhuriyet'in yayını üzerine, Kültür Bakanlığıderhal harekete geçti ve "yanlışlık" dü- zeltildi. Şimdi üç temsilciyle Türkiye de toplan- tıya katılıyor. Uluslararası platformlarda sesimizi duyurma- ya en çok gereksınimimiz olduğu bir dönemde böyle "görünmez kaza"\ara yer verilmemesi di- leğiyle... e-posta: zeynep(a zeyrteporal.com Faks:(0212)25716 50 BLGUN • TÜRKÎYE TARİHt EVLERİ KORUMA DERNEĞl'nde 'Mesud Cemil Bey' adlı söyleşi ve dinleti. Konuk: Necdet Yaşar. (0 212 352 05 19) • ATATÜRK KÎTAPLIĞI'nda 18.00'de Gillo Pontecorvo'nun yönetmenliğini yaptığı 'Ada'da İsyan' adlı fibnin gösterimi. (0 212 249 09 45) • ALTUNtZADE KÜLTLR MERKEZt'nde 20.00'de 'tstanbul Sazendeleri' konseri. Konuk Sanatçı: Yinon Muallem (perküsyon). (0 216 341 05 00) AVRUPA FkJMLERİ FESTtVAÜ-NDE BUGÖN • ANKAPOL SİNEMASI'nda 10.30'da 'VGIK Toplu Gösterimi', 12.15'te 'Tristana', 14.30'da 'Ayazda Bir Yürek', 17.00'de 'Aşka Övgü',19.00'da 'Geçmişi Olmayan Adam' ve 21.15'te 'Tito ve Ben'. (0 312 419 39 59) 12. AKBANK CAZ FESTİVALİ'NDE BU6ÜN • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda 19.00'da Dave Douglas Tiny Bell Trio konseri. 21.45'te 'Kenny Garret quartet' konseri. (0 212 240 50 12) • BABYLON'da 23.00'te Patricia Barber konseri. (0 212 292 73 68) • MASLAK VENUE'de 23.00'te LTJ BLKEM & MC CONRAD & NOOKBE PROGRESSION SESSIONS konseri. (0 212 328 05 00) KİTAP DÜNYASI FUAM'NDA BUGÜN • 13.00 - 14.00 'Doğu-Batı' Konuşmacı: Halit Refiğ. Düzenleyen: Ufuk Yayınlan. • 14.15 - 1530 'Mizah' Konuşmacı: Metin Üstündağ. Düzenleyen: Sel Yayıncılık. • 15.45 -16.45 'Edebiyatta Otosansür Konuşmacılar: Erdal Öz, Oya Baydar, Özcan Karabulut, Pınar Kür, Cemil Kavukçu. Düzenleyen: Can Yayınlan. • 17.00 -18.30 'Siyasette tdeoloji Sorunu' Konuşmacılar: Mehmet Barlas, Mehmet Altan. Düzenleyen: Birey Yayınlan. • 18.45 - 20.00 'Fakirin Aydınlığmda, Özyaşamı ve Toplumumuzun Nehir Romanı'. Konuşmacılar: Vedat Günyol, Mehmet Başaran, Birnur Şener, Öner Yağcı, Bertan Onaran. Düzenleyen: Papirüs Yayınlan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear