Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 OCAK2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Milfetvekilleri
memur değil
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Bülent
Ecevit'in talimatıyla
kurulan İnsan Haklan
Eşgüdüm Kurulu dün
toplandı. Toplantıya
katılan Içişleri Bakanı
Rüştü Kâzım Yücelen,
TCY'nin 312. maddesi
çerçevesınde yapılan
tartışmalann
Türkıye'nin insan
haklan ve demokrasi
alanındaki
ilerlemelerinin bir
parçası olduğunu
belirterek
"Milletvekılleri memur
değil. Dolayısıyla
demokratik platformda
görüşlerini ifade
ediyorlar" diye
konuştu. Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk ise
"Paket mütevazı ama
önemlı bir adımdır"
dedi. & _ _ _
SelçuK Uyım
Yasatfnı eteştirdl
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM'de, her partiden
milletvekillerinin
oluşturduğu Düşünce
Platformu'nun dünkü
basına kapalı
toplantısında,
"Demokrasi
Bağlamında Hukuk
Reformu" konusunda
görüşlerini dıle getiren
Yargıtay Başkanı Sami
Selçuk, Uyum Yasa
Tasansı'nı eleştırdi.
Selçuk. tasannın
gerekçesini "'iyi niyetli
ve demokrasiye
uygun" diye nitelerken,
tasannın Adalet
Komisyonu'ndan
çıktığı şekliyle kabul
edilmesi halinde
Türkiye "nin sıkıntıya
düşeceğıni söyledi.
Kutan'dan
312'yetepki
• İstanbul Haber
Servisi - Eminönü
Belediyesi'nin ISO
9001 Kalıte Belgesı
alması nedenıyle
düzenlenen törene
katılan Saadet Partisi
(SP)Genel Başkanı
Recai Kutan,
"TCK'nın312.
maddesinde öngörülen
değişiklığin yapılması
durumunda
Türkiye'nin, Avrupa
Birliği'ne girmeyı
hayal bıle etmemesi
gerektiğini. çünkü tüm
yolun kapanacağını
iddia etti. Kutan.
•'Terörle Mücadele
Yasası'nı çağdaş
standartlara uyduralım
derken adeta Mussolini
ya da Hitler yönetimini
hatırlatacak çalışmalar
yapılıyor" dedi.
Yargıtay'a
üye seçimi
• ANKARA <AA) -
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu
(HSYK), Yargıtay'ın
boş bulunan 15 üyeliği
ıçın seçim yaptı.
Kurulun, Yargıtay'a
seçtiği yeni üyeler
şunlar: İdris
Çobanoğlu. Ahmet
Ustel, Hüsnü Çağlayan,
Gülşen Erdoğan, Seyıt
Çavdar, Abdurrahim
Özer. M. Hulusi Özek
Mehmet Uyumaz,
Cumali Demirkaya,
tsmaıl Hakkı
Asarlıoğlu, Necati Söz,
Faruk Dertli. Özden
Tönük. Akın Demir,
Vehbı Aksov.
ANAP paketin yeniden değerlendirilmesi için diretiyor, MHP ise geri adım atmıyor
Uyumsuzluksürüyor
•• w • •
ANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - TBMM Adalet Komis-
yonu'ndan geçen uyum yasa-
lan paketinın yeniden değer-
lendirilmesi konusunda ANAP
diretirken, MHP karşı tutumu-
nu sürdürüyor. Hükümetin
ANAP kanadı, liderler zirvesi-
nin toplanmasını ve pakette de-
ğişiklikler yapılmasını istiyor.
ANAP Genel Başkanvekili Er-
kan Mumcu, tasanda netlığın
sağlanması gerektiğini, 312.
maddedeki "olasıhk''kelimesı-
nin yerine "tehBke''nın konu-
labileceğini söyledi. ANAP
Grup Başkanvekili BeyhanAs-
lan. tasannın gelecek hafta gö-
rüşülmesinin mümkün görün-
mediğıni söyledi.
Türk Ceza Yasası'nın 312.
maddesi ile Terörle Mücadele
• Adalet Komisyonu Başkanı Emin Karaa. bir değişikliğe gidileceğini
sanmadığmı söylerken ANAP Genel Başkanvekili Erkan Mumcu'nun
komisyona gelip partisinin grup toplantısındaymış gibi konuşma
yapmasının doğru olmadığmı bildirdi.
Yasası'nın 7 ve 8. maddelerinin
de aralannda bulunduğu uyum
yasalan paketi üzerinde hükü-
met ortaklan arasındaki görüş
aynlığı sürüyor. ANAP, paket-
te değişiklik yapılması ıçin li-
derler zirvesinin toplanmasını
istiyor. MHP ise geri adım at-
mıyor.
ANAP Genel Başkanvekili
Mumcu, tasan üzerinde tartış-
ma olmasmın doğal olduğunu,
aksi durumda TBMM'nin işlev-
sizleşeceğini söyledi.
Yasalann tahsis edildıği ala-
nın netleştirilmesi gerektiğini
belirten Mumcu, TCY'nın312.
maddesinde yer alan "olasıhk"
kelimesinin "tehfike" ile de-
ğiştirilebileceğini söyledi.
Mumcu, "'Olasılık istatistiki,
tehöke hukuki bir terinT diye
konuştu. Netliğin sağlanama-
ması nedeniyle devlet kurum-
lanna yöneltılecek eleştırilerin
de suç kapsamına girebileceği-
ne dikkat çeken Mumcu, yasa-
ya "manevi şahsryet" ifadesinin
de konması gerektığini dile ge-
tirdi.
ANAP Grup Başkanvekili
Aslan ise Adalet Komisyo-
nu'ndan geçen tasannın önü-
müzdeki hafta Genel Kurul gün-
demine alınamayacağını savun-
du. Aslan, hafta içinde yapılan
Danışma Kurulu toplantısında
kararlaştınlan gündemin henüz
tamamlanamadığını, bu top-
lantının iki haftalık yapıldığı-
nı söyledi. Aslan, bu sürenin
de tasan üzerinde yeniden de-
ğerlendirme firsatı vereceğini
savundu.
Adalet Komisyonu Başkanı
Emin Karaa, tasannın aylarca sü-
ren beklemeden sonra
TBMM'ye göndenldiğine dik-
kat çekerektt
Geç gehnesinin al-
tmda yatan neden, uzlaşma ça-
hşmalannınuzamagydL Medis'e
gden metin. uzlaşma metnidir.
Aruk. bundan sonra üzerinde
değişiklik yapmakşık da olmaz.
Koaüsyon partilerinin çekince-
leri\>
arsa. Meclis'e geüneden ön-
cebiMimderigerekirdLBuaşa-
madan sonra bir değişikliğe gi-
dileceğini sanmıyorunr dedi.
Karaa, ANAP Genel Başkan-
vekili Erkan Mumcu'nun ko-
misyona gelerek tasanyı eleştir-
mesine de tepki gösterdi. Karaa,
şunlan söyledi:
"Sayın Mumcu'nun bu gö-
rüşlerini, daha önce uzlaşma
sürecinde dile getirmesi gere-
kirdL EğerANAP çekincelerin-
deısrariıolsaydı. bakanlanim-
za koymazdı. Komisyona geKp
bir grup toptanasmdakigibiko-
nuşma yapılması doğru oima-
dı ve tepkflere maruz kakh."
Hukukçuların 159 ve 312 yorumu
Düşiincede
değişiklik yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Adalet Komisyonu'nda kabul edilen TCY'nin
159 ve 312. maddelerindeki değişikliklerin, sa-
vunulanın tersine özgürlüklen daha da kısıtla-
yacağı ve düşüncenin suç olarak devam edece-
ğı vurgulandı. 312. maddedeki "bir cürmü"
— ifadesiyle neyin kastedildiğinin anlaşılmadığı-
na işaret eden hukukçular, anlahlmak istenenin
gerekçede yer aldığını, bu nedenle de uygula-
mada boşluk > aşanacağına dikkat çektiler.
A\^ıkat Şenal Sanhan, Mehmet Cengizve Ay-
han Sanhan'ın TC Y'nin 159 ve 312. maddesın-
dekı değişikliklere ilişkin belirlemeleri şöyle:
tdeolojik mücadele yürütüJüyor: 159. mad-
deye eklenen Türk milleti ve Türk devleti iba-
relen var. Bugüne değin uygulamada böyle bir
eksiklik ya da ıhtiyaç hissedildiğini söylemek
olanaksızdır. Türklük kavramının yanına Türk
milleti ve Türk devleti ibarelerinin eklenmesi
ya da bu kavramlara yer verilmişken Türklük
ibaresinin de korunmasını, ya-
salar üzennden ideolojik mü-
cadele yürütülmesini anlamak
mümkün değıldir.
Uygulamalar eleştirüemeye-
cek: Maddeyle koruma altına
alınan kurumlann belirlenme-
sıyle yetinilmemiş, "bunlan
temsil eden bir ktsmı"nın tah-
kir (hakaret) ve tezyifi de (alay
etmek) aynı yaptınma bağlan-
mıştır. Düzenleme, suçun uy-
gulama alanını daha da geniş-
letecektir. Örneğin Ceza ve
Tevldfevleri Genel Müdürlü-
ğü'nün bir uygulamasının eleştirilmesi. Ada-
let Bakanlığı'nı tahkir ya da tezyif kabul edi-
lebılecektır. "AnkaraEmniyetMüdürlüğü'nde
işkence yapıhyor~ denilmesi. emniyet ve mu-
hafaza kımetlerinin tamamına yönelık kabul
edilip. bu madde kapsamında suç sayılacak.
Karmaşaya neden olacak: 312. maddenin
değiştinlmesi önerilirken gerekçesinde "su-
çun unsurian daha beürgüı hale getirflerek top-
hımsal savunnıanın sağlannıasının yanında ifa-
de özgürlüğünün güçlendirilmesi"nin amaç-
landığı belirtıliyor. Tasan. önerdiği yeni şek-
liyle yıllardır yerleşik yargısal içtihatlarla be-
lirgınleşmiş olan kıstaslan ortadan kaldırmak-
ta, bu açık bir yaklaşımla ele alınmadığı için
yeni belırsızliklere ve bundan doğan karmaşa-
lara neden olacağa benzemektedir.
Kapsamdarahyor Yasanın cürüm saydığı bir
fiıl yerine, yalnızca "bir cürmü" ibaresi geti-
rildi. Bunun yaratacağı pratik değişiklik ne
olur, kanun koyucu neyi kastetmektedir mad-
de metnınden anlaşılmamaktadır.
• Hukukçular,
Adalet
Komisyonu'nda
kabul edilen
159 ve 312.
maddelerdeki
değişikliklerin
özgürlüklen
dahada
kısıtlayacağmı
vurguluyor.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
^
m.kart(a superonline.com.tr
Eleştirdiği düzenlemeleri daha önce TBMMBaşkanlığı 'na sunmuştu
ANAP kendisiyle çeliştiANKAR\ (Cumhuriyet Büro-
su) - ANAP Genel Başkanı Mesut
Yümaz ile parti yöneticileri paketi
yetersiz olmakla suçlarken; Yıl-
maz'uı TBMM Başkanı Ömer İz-
gi'ye sunduğu pakette de benzer
düzenlemeler yer alıyor. AB Genel
Sekreterliği'nce hazırlanan paket-
te TCY'nin 159 ve 312. maddeleri
konusunda seçenekli öneriler yer
almıştı. Bu önerilerden bazılan Ada-
let Komisyonu'nda kabul edilen ta-
sanyla aynı düzenlemeleri içeriyor.
Yılmaz'ınpaketindeki 159 ve 312.
maddeyle ilgili birinci seçenek ola-
rak gösterilen öneriler şöyle:
159. madde: Türklüğü, Türk mil-
letini. Türkiye devletini, TBMM'yi,
Bakanlar Kurulu'nu, bakanlıklan,
devletin askeri ve emniyet ve mu-
hafaza kuvvetlerini veya adliyeyi
alenen tahrik ve tezyif eden kimse-
ye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ceza-
sı verilir. Devletin askeri veya em-
niyet ve muhafaza kuwetlerinin tü-
münü temsil edici bir kısmının tah-
kiri ve tezyifi halinde de birinci fık-
ra hükmü uygulanır.
312. madde: Sosyal sınıf, ırk, din.
mezhep veya bölge farklılığına da-
yanarak insanlan bırbirine karşı ka-
mu düzemni bozma olasılığını or-
taya çıkaracak surette düşmanlığa
veyakin beslemeye tahrik eden kim-
seye 1 yıldan 5 yıla kadar hapıs ce-
zası venlır.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin« doruk.net.tr
Ahhh!.. Ahh ki ah ah!..
Işte şimdi. şu anda bir foto
muhabiri olmalı. iki uç karefo-
toğrafımı çekmelı. Anlattıkla-
rıma ınanmayacak kotü kalp-
liler için şu ''an"ı belgelemelı.
Hani Ben tüyüyorum" de-
miştim; ardından "Gideyim bir
bakayım, Almanyayerinde du-
ruyor mu, durmuyor mu" di-
ye eklemiştim ya, geldim bak-
tım: Yerinde duruyormuş.
Ülkenin kuzeyindeki "ince-
lemelerimi" bitirdim. Şimdi gü-
neye doğru dörtnala kalkmış
bir trendeyım ve...
...Ve evet foto muhabırleri-
nin saptamasını ıstedığim gö-
rüntü de işte bu. Rayların üs-
tünde sallanmadan, her on
metrede bir "trakk, trakk,
trakkk" diye sesler çıkarmadan
yumuşacık akan giden trenin
rahat koltuğunda bilgisayarı-
mıaçtım, "Tırmık"yaz\yarum.
Kendimi filmlerde gördüğü-
müz gazetecilere benzetiyo-
rum.
Nasıl benzetmem. Önümde
güleç yüzlü bir garsonun ge-
tirdiği koca bir tas kahve. Tre-
nin sigara içilen bölümıınde
DM Ülkesinden Euro Anakarasma...
olduğum ıçin, tellendirılmiş bir
cigara, açılmış bir bilgisayar...
Şu fıyakamı Türkiye'deki,
ozellıkle Cumhurıyet'teki med-
ya amelesine gösteremediğim
için pek hayıflanıyorum. Ka-
famda "Salt şu tren yolculu-
ğunu anlatan bir Tırmık yaz-
sam ne olur" gibi tuhaf dü-
şünceler uçuşuyor.
Batı Avrupa'nın refah toplu-
mundanbılgıtoplumunaevrı-
len bir ülkesınde rahatın ve re-
fahın ve teknolojinin tadını çı-
karıyorum. Az sonra yazı bite-
cek ve cep telefonunun kızı-
lötesı fonksiyonunu aktifleşti-
rip Tırmık'\ doğrudan Istan-
bul'a geçeceğim ve o sırada
tren hâlâ Bielefeld - Bonn ara-
sında dörtnala koşuyor ola-
cak...
Vay be...
Bunca fiyakadan sonra gel
de bırkaç gün sonra Türki-
ye'ye dön; Cumhurıyet'in ka-
pısını örtsen penceresinden
ruzgâr üfuren "ıpten kazıktan
kurtulmuşlar odas/"nda, çek-
meceleri işlemeyen masana
yerleş; telefonu susmayan, ışin
en sıkı zamanında "muhab-
betetmeye" gelmiş zıyaretçı-
si eksik olmayan, elektrikler
sık sık kesıldiği ıçin devreye gi-
ren jeneratörün kulak zannı tit-
reten gümburtüsünde, birfin-
can kahvenın çaycı Hüseyin'ın
insafına kaldığı koşullarda Tır-
mıkyaz....
Vay be...
•••
Hani, Almanya'nın yerinde
durup durmadığına bakacak-
tım da "Baktım, yerinde duru-
yormuş" dedim ya, bu hiç de-
ğişiklik olmamış anlamına gel-
miyor.
En azından paralar değiş-
miş.
"Deutsche Mark ülkesi" brt-
miş, "Euro Anakarası "na ge-
çilmiş. Portekız'den Yunanis-
tan'a, Sicilya'dan Klagenfurt'a,
aldığın da sartığın da bundan
böyle "Euro" ile.
Satacak malım olmadığın-
dan bir tas kahve, bir duble
konyak, bir Frikadelle (yağda
kızarmış, yumruk büyüklüğün-
de, bol soğanlı Alman köfte-
si), bir bardak bira filan satın
almaktayım ve para hesabıy-
la başım dertte.
Kendime bir köfte, bir bira
ısmarladım. "Borcum ne ka-
dar" diye sordum, süpürge
saçlı tezgahtâr kız "3 Euro, 60
Cent" dedi.
Buyur bakalım. Ayaküstü bir
büfenin önünde ağırdan ala-
mazsın. Kızın dediğini hemen
ödemen gerek. Biryandan ta-
nımadığın paralardan 3 Euro
60 Cent'i seçmeye çabalıyor-
sun. (Tutup "Sen de ver bir
10 Euroluk kâğıt para, kız üs-
tünü versin, acemiliğin çakıl-
masın" diye akıl öğretmeyin.
Günlerdir öyle yapmaktan ce-
bim bozuk parayla doldu.) Üs-
telik sorun salt para seçmek
değil. Bir yandan da "Acep
kazık mı yedim" gibisınden,
yabancı ülkelere gitmış her
Türk'ün genlerıne işlemış so-
ruyu da yanıtlaman gerek. E
hesaplayın bakalım: 3 Euro 60
Cent kaç Türk Lirası yapar?
Almanların da hali benden
farklı değil. Onlar da Euro ile
ilişkilerınde hâlâ turist gibi dav-
ranıyorlar. Alacakları malın fi-
yatını önce 1.95 ile çarpıp Eu-
ro'dan Mark'a çeviriyorlar; he-
saplı olup olmadığmı anlayıp
ondan sonra alıyor ya da ai-
mıyorlar.
Dün yaşh bir ninecik, "Ne
alırsan 5.89 Euro" diye yığıl-
mış kazaklann önünde 5 Eu-
ro 89 Cent'in kaç Mark oldu-
ğunu anlamak için 1.95'le
çarpmak üzere parmak hesa-
bına yatmıştı ve durumu umut-
suzdu. (Bir de siz deneyın is-
terseniz. 5.89 çarpı 1.95 ne
yapar?)
•••
Bu Tırmık burada biter. Sa-
kın "Bomboş bir yazı bu. Hiç
yazmasan da olurdu" deme-
yin. Akıp giden birtrende, bil-
gisayan açıp, kendıni filmler-
dekı gazetecilere benzetıp Tır-
mık yazan gazeteciden daha
iyi bir yazı beklenmez.
Fıyakamı bozmayın ve bu-
günlük bununla ıdare edın.
POLTITKA GüNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Ergenlik Çağı
Iş iyice çığırından çıktı!..
Intıhareden liseoğrencısi Lara Falay'ın bılgisa-
yarından ölü kedi, tavşan ve şeytan resimlerı çık-
mış...
Lara günlerce arkadaşlanna şu mesajı çekmış:
"ölmek istiyorum; satanıstliği kuru kuru yaşa-
mak ıstemiyorum..."
Medyamızın bir bölümü genç bir kızın ıntihannı
bile 'televole' türu vermekten kaçınmıyor!..
Pazartesı günü Erdal Atabek köşesinde soru-
yordu:
"Gençlere ne oluyor?"
Erdal Atabek, kendi canına kıyan gençleri anla-
tırken ilginç noktalara değıniyor. ergenlik döne-
minde kuşaklar arası çatışmaya dek sorunlarzin-
cirinı gozler önüne seriyordu...
O sırada polıs, siyah tışortlü, sakallı, uzun saçlı
gençlerimızi 'satanıst' olarak gorduğü ıçin Akmar
veAtlaspasajlanndantoplayıpgozaltınaalıyordu...
Aıleler tedırgindi!..
Sabah lıse ya da üniversiteye giden kız ve erkek
çocuklarının gözlenne bakıp "Aman siyah birşey
giymeyin" diye uyarıyordu...
Tedirginlik bununla da bitmiyordu!..
Aıleler kendılerıni öyle bir havaya kaptırmışlardı
ki, çocuklarından "Bizimkideintiharedermi?"di-
ye kuşkulanmaya başlamışlardı...
Erdal Atabek'in değındıği gıbı çocukluktan genç-
lığe geçen insan, gelışmedönemınde 'kimlik' ara-
yışındadır. Bu arayışın ötekı ayağında ise 'bağım-
sızlık' tutkusu bulunmaktadır...
O yaşlarda olan insan aılesıni beğenmez, okulu
ise sıkıcı bulur...
Örneğin şoyle der:
"Sen tek başıma yaşamak istiyorum. Çünkü
eve belirtı saatlerde gelmek zorunda değılsin. Za-
ten bu eğitim sistemi de bana bir şey vermiyor,
okulu bırakıyorum..."
• • •
Benım ülkemde çocuklann ergenlik dönemi ai-
leleri tarafından pek önemsenmiyor!..
Erdal Atabek diyor kı:
"Gûnümüz gençlerinin ergenlik sınavları, ken-
di arkadaş sınavları içinde geçmektedir. Başarı-
nın ödüllen ya da başansızlığın cezalan bu grup-
lann değer yargılannda aranmaktadır. Ergenlik
döneminin başlarında aile etkısi zayıflamakta, ar-
kadaşlann etkisi artmaktadır..."
Aıle bıreylerı 2002 yılında çocuklannı nasıl eği-
tiyorlar? Okullarda 16-17 yaşındaki çocuklara öğ-
retmenler ne verebılıyorlar?
Bu iki sorunun doğru olarak yanıtlanması gere-
kır!..
Aıleler çocuklarının sorunlarını çağdışı yöntem-
lerle kendi içlerinde çözmeye çalışıyorlar...
Çocuklarına cep telefonu, otomobil, bilgisayar
almayı, cüzdanlarına kredı kartı koymayı anne ve
babalık sayıyorlar!..
Işte yanılgı burada başlıyor!..
Eğitimde ise geçerli olan şu:
"Sınav kazanmak!"
Çocuklar böylece yanlış bir yola itiliyor ve kişi-
lıksizleştiriliyor!..
Uyuşturucu burada başlıyor, çözümü arkadaş
gruplannda görmekte!...
Ergenlik çağını yaşayan genç insanlar sorunlar
yumağı içinde yürürken mutluluğu değil mut-
suzluğu yakalıyor!..
Mutsuzluk gençler için biryaşam biçimi oluyor!..
Kimisı ailesinden kurtulmak için 18 yaşını dol-
durunca evleniyor, evlendiği kişiyleyaşam boyu bir-
likte olacağını sanıyor!..
Aradan iki-üç yıl geçince durumu fark edıyor
ama aılesınden gelecek "Biz sana demedik mi" so-
rusuna yanıt vermemek için o ilışkiyi sürdürmeye
çalışıyor!..
Böylece mutsuzluk bir yaşam biçimi oluyor!..
•••
Özkıyımın nedeni, gençlerin sorunlannı çöze-
memelerinden, ortada sıkışıp kalmalanndan kay-
naklanıyor!..
"Gençlere neler oluyor" sorusunun altında bu
gerçekler yatıyor!..
Bağımsızlık ve kimlik arayışı iki buyük etken,
gençlerin sorunların ıçinden çıkamamasına!..
Elbet bunda kuşaklar arası çatışmanın, oğretmen-
lerin, arkadaş gruplarının etkısi de var!.. Medya-
mız ise olayı saptırıyor!..
Polıs Eric Clapton ve Pink Floyd CD'lerine el
koyuyor, medyamız da bilgisayarlara girip 'sata-
nist aw'naçıkıyor!..
Cehaletın böylesine ne denir bilmiyorum!..
hikmet.cetinkaya • cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Fogg uyum yasalarını sordu
Ecevit:Liderler
zirvesinitopkyocağız
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Bülent Ecevit ile
görüşen AB Komisyo-
nu Türkiye Temsilcisi
Karen Fogg. uyum ya-
salan konusunda hü-
kümet ortaklan arasın-
da sorun olup olmadı-
ğmı Ecevit'e sordu.
Başbakan Ecevit,
dün Dışişleri Bakanlı-
ğı Müsteşan Uğur Zi-
yal, Karen Fogg ve AB
Parlamentosu Dönem
Başkanlığı'm yürüten
İspanya'nın Ankara
Büyükelçisi Manuelde
laCamara'yı kabul et-
tı. TCY'nin 159 ve 312.
maddelerini değıştiren
Mini Demokrasi Pake-
tı'nin ifade özgürlüğü-
nü daha da kısıtlayaca-
ğı yönünde endişeler
ve eleştiriler olduğunu
söyleyen Fogg. "Ka-
muo>ıındaki tartışma-
lardan anlaşıldığı üze-
re bu konuda koaUsvon
partiJeriarasmdada bir
görüş aynlığı olduğu
görülüyor. Bu doğru
mu" diye sordu.
Paketin ileri ve
önemli adımlar oldu-
ğunu ve anayasada ya-
pılan değişiklikler çer-
vesinde biçimlendiril-
diğini söyleyen Ecevit,
Fogg'a liderler zirve-
sım toplayarak koalis-
yon partileri arasında
görüş aynlığı olup ol-
madığını soracağını
söyledi.