Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 26 OCAK 2002 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLERolay.gorusacumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Anadilînde Eğitim
RESMİ dili Türkçe olan Türk devletinin önem-
li kusurlanndan biri, anadili Türkçe olmayan ka-
dın-erkek vatandaşlarının büyükçe bir bölümü-
ne doğru dürüst Türkçe öğretememiş olmasıdır.
Hatta, kimi kadın vatandaşlar hiç Türkçe bilmi-
yor. Oysa. ortak ıletişim aracı olması gereken bir
dili bütün vatandaşlarına öğretmek devletin te-
mel görevlerinden biridir.
Bunu devletinden istemek de her vatandaşın
temel haklarından biri. Özellikle anadilleri Türk-
çe olmayan vatandaşlann.
Kürt kökenli insanlarımızın, daha doğrusu on-
lann oylarıyla Ankara'ya gelenlerin büyük hata-
lanndan biri. bunu ısrarla istememiş olmak.
Sonuç, vatandaşlardan bir bölümünün Türk-
çe eksikliğı yüzünden toplumda handikaplı du-
ruma düşmesi, istedikleri yeriere gelemeyişidir.
Anadili, adı üstünde annenin dilidir; daha doğ-
rusu evde, ailede konuşulan dil. O dili be-
nimsemek, sevmek ve kendinı onunla ıfade ede-
bilmek kişi özgürtüğünün birparçası sayılır. Dev-
let, kişinin bu özgürlüğünü tanımak, ona saygılı
olmak zorundadır. Vatandaşlann anadillerine ya-
saklar koymak kadar büyük yanlış olamaz.
Türk devleti zaman zaman bu yanlışı yaptı.
Yanlış, artık çok şükur, hıç değilse kışi özgürlü-
ğü düzeyinde giderilmiş durumda. Kala kala, bu
bireysel özgürlüğün topluca kullanımını düzen-
lemek, örneğin isteyenlerin bir araya gelip özel
radyo ve televizyon şirketleri kurarak anadillerin-
de yayın yapabilme özgürlüğünü yasal çerçeve-
lere oturtmak kalmıştır.
Yasak kaidırmakla gelen rahatlık, yasaktaki
yanlışlığın kanrtıdır.
Ama, bütün bunlardan sonra bazı ınsanlan-
mıza Türkçeden başka bir dilde eğitim ve-
rilmesı istenince, şöyle birdurup birkaç soru sor-
mak gerekir.
Genel eğitimın Türkçe yapıldığı, örneğin yük-
seköğrenime ya da kamu kuruluşlarına girişte
Türkçenin arandığı birülkede, ilköğretimden baş-
layarak Kürtçe eğitim vermek Kürt kökenli vatan-
daşlara iyilik mi etmektir, yoksa handikaplarına
bir yenisini ekleyerek kötülük mü?
Kürtçelerın hangisiyle eğitim? Kim verecek?
Hangi kitaplarla?
Çocuklarının toplumda yükselmesini isteyen ai-
letere sorulsa, onlarda mı Kürtçe eğitim ısteye-
cektir? Hatta, toplumun bir başka kesimi gibi
Türkçeyi bile yeterli bulmayıp "Ingilizce olsa da-
ha iyi!" diyenler çıkmaz mı?
Şu sırada böyle bir sorunu kitle eylemleriyle gün-
deme getirmek, bu konularda karacahil Avrupa-
lılan kandırıp Türkiye'nin üzerine bir de bu konu-
da çullandırmaktan başka amaç taşıyor olamaz.
Ne vatandaşlığa sığar, ne kendi insanını sev-
meye, ne de ilericiliğe.
Japonlar Neden Gelmiyor, Nasıl Gelirler?..
KemaJ SUMAN Turizmti
1
1 Eylül 200 lgünü,ma-
sum insanlann uçakla-
rım kaçırarak, New
York flciz Kuleleri'ne
dalan ve onlan çöker-
ten terörist saldın, o gün yerle bir
ettiği binalardan sonra birçok ti-
cari sektörün de çökmesine ne-
den oldu. Dünya üzerinde bu du-
rumdan en çok etkilenen sektör-
lerden biri de turizm .. Uçak ula-
şunının korku veren son durumu,
uçakla taşınan turistlerle besle-
nen birçok turizm kolunu. başta
uçak şirketleri olmak üzere felç
efti? Son yıllarda, birbiri ardına
suya indirilen >üzen şehır nite-
lığinde, her biri 2500-2800 kişi
taşıyabilen dev kruvazyer gemi-
leri (*) bir anda boşalıverdiler?
Birkaç yıl önce bırisi çıkıp da
Svvissair, ardından Sabena bata-
cak deseydi. ona deli gözüyle
bakardık? Bazı Avrupa ülkelerin-
de durum böyleyken, Singapur.
New York, Tokyo gibi büyük tu-
ristik merkezler sinek avlarken
uzmanlanrruz açıkladılar: An-
talya yöresi ölçü alınarak ve ge-
len turistin niteüğini önemseme-
den yapılan açıklamaya göre ül-
kemize gelen turist sayısında
olumsuz bir değişme olmamış-
tı! Yıllardır bu işin içinde olan bız-
ler de bu açıklamalara bakarak
kabahatin bizde olduğuna inan-
maya başlamıştık... Anlaşılan
yurda gelen turist sayısında bir
azalma olmuyor, ama biz öyle
sanıyorduk!
Oysa gerçek öyle değil: Antal-
ya bölgesıni hesaba katmadan
durumu ıncelersek öbür yöreler-
de azalan turist sayısını net ola-
rak görmek olasıdır. Sonbahar
aylan Istanbul turizminin en par-
lak ayıdır. Geçen eylül ve ekım
aylannda İstanbul'a gelen turist
sayısı, geçmış yılın aynı dönemi-
ne oranlandığında, bizim ölçüm-
lemelerimize göre yandan fazla
bir düşme söz konusudur. İstan-
bul 'u seçen yabancı turistin mil-
liyet ve niteliklen son derece
önemlıdir.
Istanbul ve Kuşadası son yıl-
larda çok büyük kapasiteli dev
'kruvazyer gemileri'nin vazge-
çilmez limanlan arasındaydılar.
Bu gemilerin yolcu değiştirme-
leri sırasında îstanbuKda da ko-
naklayan müşterileri çok zengin
bir sınıftan olup en iyi para bı-
rakan turist bölümünü oluşturur-
lar. Japon turistler ise gerek Is-
tanbul, gerekse gezi yolları üze-
nnde bulunan diğer yörelerimiz
açısından çok önemli turist sını-
fina girerler. Son günlerde Ja-
pon turist sayısının azalması ko-
nusunda işin uzmanlan konuşmaz
ya da konuştuklan duyulmazken
aralannda her şeyi bilen gazete-
ciler de olan birçok kişi bu ko-
nuda fıkir beyan etmeye başla-
dılar.
Oneriler
Yaklaşık 36 yıllık turizm dene-
yimimın yandan fazlası, ülke-
me Japon turisti getirmeye yöne-
lik olduğundan, bu konuda benim
de yararlı önerilerim olabilir.
Özellikle Japon turistini yeniden
ülkeye çekmek için ne yapmalı-
yız? llk yapılacak iş, hükümeti-
mizin elindeki tüm olanaklan
kullanması ve Türkiye'nin ABD
ve Japon Dışişlerfnce dahil edil-
diği sakıncalı ülkeler listesinden
çıkartılması olmalıdır.
Eski Turizm ve Tanıtma ba-
kanlanndan Sayın Bataartin Yü-
cel'in, Japonya'da sevilen birfut-
bolcunun ülkemize transfer edil-
mesi Önerisinin üzerinde durul-
malıdır. Japonlann çok meraklı
olduklan 'golf turnuvalan'nın
ülkemizde düzenlenmesi, bu et-
kinlikleri izleyecek Japon med-
ya mensuplannı konuk etmek.
Türkiye konulu belgesel ya da de-
ğişik temalı fılm çekimleri ıçın
Japon filmcilere zorluk çıkar-
mak yerine büyük kolaylıklar,
gerekirse maddi destek sağla-
mak, Japon resim ve heykel sa-
natçılannın ülkemizde sergi aç-
malannı, müzik sanatçılannın
konserler vermelerirü ve bunla-
nn karşılığı olarak bizim sanat-
çılanmızın, tiyatro oyuncumuz
Taner Birsel ömeğinde olduğu
gibi Japonya'da izlenmelerinin
sağlanması, bu işin ardından ya-
pılması gerekenler arasmda sa-
yılabilir. Japon kızı Kuni'nın ül-
kemize koca namzedı aramak
için gelmesi bile Japonya "da bü-
yük bir heyecan dalgası yarattı.
Uygun bir aday bulsaydı. işin so-
nu belirsiz olmakla beraber, bi-
zim için şu aralar daha iyi olur-
du.
Saydıklanm ve benzerleri ya-
pıldıktan sonra, başanh yıllarda
ne yaptıysak onu tekrar etmek
yeterli olacaktır. Türk Milli Fut-
bol Takımı 'nın 2002 'de Japonya
ve Koretie yapılacak Dünya Ku-
pası sonul (final) maçlanna ka-
tılma şansını yakalaması bize ka-
çınlmayacak bir firsat oluştura-
cak. Tarutmamızın, Japonya'da
başanh olduğu 1987-1994 yılla-
n arasında bu faaliyetimiz, ora-
da çok başanh bir çalışma yapan
ve anadili gibi Japonca bilen İl-
han Oğuz tarafından yürütül-
mekteydi. Japonya. çok değişik
değer ölçülerine sahip bir ülke-
dir. "GerâyansıEkspresi'' fılmi-
nin Japonya içinde gösterimi, II-
han Oğuz zamanında engellene-
bilmiştı. Bu nedenle, Japonya'da
yürütülecek tanıtma çalışmalan
tam bir uzmanlık ve bu ülkenin
özelliklerini çok iyi tanımayı ge-
rektiriyor. Bugün gerek bu ülke-
de, gerek başka ülkelerde bulu-
nan tanıtma görevlilerimizin bir-
kaçı dışında kalanlar, neyi tanı-
tacaklanru dahı bilmemektedir.
Bu memurlargenellikle, ülkele-
rinde bulunduklan sırada bir kez
tiyatroya, müzeye, bir klasik ya
da caz konserine gitmemiş, beş
yıldızlı otellerimiz. kalbur üstü
İokantalanmızın kapısından geç-
memiş insanlardan oluşur. Onla-
nn uyum sağlamakta güçlük çek-
tikleri ve dillerini hiç ya da ya-
nm yamalak konuştuklan bir ya-
bancı ülkede, zaten doğru dürüst
tanımadıklan Türkiye 'yi tanıt-
mayı başarmalannı beklemek
hayal olur. Ancak, şimdilik "Sa-
dece Japon turistJeri nasıl çeke-
riz?" diye düşünüyorsak, yuka-
nda ancak bir bölümünü sırala-
yabildiğim önlemlerin yanında,
Japonca konuşan ve tüm Japon
acentelerinı tanıyan görevlıleri
yeniden Japonya'ya atayarak kı-
sa sürede başanh olabiliriz.
(*) Kruvayzer gemi: Çıkış
yerinden, progmmını tamam-
layarak çılaşyerine dönen büyük
gemiler.
Hazine Arsalarmı Satma Yanlışlığı...
Ahmet ENON Marmara Adası Belediye Başkam
A
ylardır hüküme-
nnvebasınıngün-
demındendüşme-
yen Hazine taşınmazlan-
nın satışı ile ilgüi çalışma-
lar bugünlerde geçen Ka-
sun ayından beri hızkaza-
narak son aşamasına gel-
di.
Cumhunyetın ilk yılla-
nnda Yunanlılarla aramız-
da mübadele yı izleyen
günlerde, mübadiTlerin
yerleşmeleri tamamlan-
dıktan sonra kaian Piazine
taşınmazlannın Milli Em-
lakeliyle hızla satışlan ya-
pıhnıştır. Halk arasında
"Metruke MaDan" (ter-
kedilmiş, bırakümış mal)
dıye tarumlanan bu taşın-
mazlardan kamu yöneti-
mi kendine gerekli olanla-
n ayırmamışür. Tapuya ye-
DEVLERIN HER ADIMINDA
2003 Avrupa Basketbol Şampiyonası Eleme Grubu maçları devam ediyor.
12 Dev Adam Avrupa yolundaki 5. maçında Litvanya ile karşılacak.
Murat Kosova ve Mehmet Baturalp'in yorumları ile
LİTVANYA - TÜRKİYE
BU AKŞAM 18:10 CANLI
NTY Radyo
aynı anaa
TAKIM
TÜRKİYE
UKRAYNA
LİTVANYA
BULGARİSTAN
HOLLANDA
İSVIÇRE
4
4
4
4
4
4
_P_
8
7
7
6
4
4
www.ntvmsnbc.com
niden tescil ettirdiği yerle-
ri haraç mezat sarmıştır.
Anadolu'nun içlerinden
Batı kıyılanna kadar tüm
yerleşimlerden giden
Rumlardan manastırve ki-
lıselerkamuda kalması ge-
rekirken yok pahasına el-
den çıkanlmıştır.
O zamanlar "Kûltür
Vaıiıkbn", «Kûltür Mi-
raa" gibi kavramlar oluş-
madıgından gidenlerden
kalanbumallann değeri bi-
linmemiş, 1960'h yülara
kadar halk arasında "Gâ-
vur Mah" deyimi yakıştı-
nhp ne yazık ki her şey si-
lip süpürülmüştür. Bu ara-
da, talan, yalnız bu mallar-
da kalmamış, yerli halkın
kendi kalıtı (mirası) olan
ve tarihin röperi, bir ken-
tin tapusu sayılabilecek
Müslüman mezarhklan da
bu yağmadan nasibini al-
mıştır. Yol açma, park yap-
ma ve başka gereksınme-
ler için daha önceden yer
aynlmamıştır. Kültür ka-
lıb olan mezar taşlan, ki her
biri sanat eseridır, bır dö-
nemin sosyal yaşantısını
kişilerin mesleğine vann-
caya kadar sımgelemiş taş
başhklar, ya kınlmış duvar
taşı yapümış ya da yol dö-
şemesi olarak kullanılmış-
ür. Hatta bazı yerlerde ya-
kınlanndaki kireç finnla-
nnda, kireç haline getiril-
miştir. Tahta (ahşap) mi-
mari örnekleri ise, bakun-
sızhktan >Tİalmış, yıktınl-
mış, yaktınlnuş, yerine be-
ton bloklar dikilmiştir.
Şimdi yeniden bir kaht
tasfıyesi ile karşı karşıya-
yız: Büyük kentlerde satı-
şa çıkanlanlar esasen işgal
altındadır. Ancak özeUik-
le Batı Anadolu ve Mar-
mara Bölgesi'ndekı küçük
yerleşmelerde bu böyle de-
ğildir. Gelecek kuşaklar
için gerekli, bizde emanet
duran ve bir daha asla ele
geçmeyecek olan Hazine-
ce satışı yapılacak bu yer-
leri, belediyelerin ımar
planlannın el verdıği ölçü-
de elden çıkarmaya çalışı-
yoruz. Ne var ki satışa su-
nulan bu arsa ve arazilerin
herhangi bir arkeolojık en-
vanteri yapılmamıştır ve
altında ne olduğu büınme-
mektedir. Daha doğrusu
taşınmazlann kımhği bel-
li değildir. Ama arsadır,
arazidir. Bir taş ocağı ruh-
satı için en az on kuruma
sorulup izin alınması ge-
rekirken tarihı ve arkeolo-
jık degen gözden kaçnuş
olabüecek bu yerler için
Kültür ve Tabiat Varükla-
nnı Koruma Kurullann-
dan ya da müzelerin mü-
dürlüklerinden, satışı ya-
pan Hazine'den izin alma-
sına gerek görülmeyişi vur-
dumduymazhğı içindeyiz.
Birçok yerde makinelerle
temel kazmaya başlandı-
ğında heykeller ya da la-
hitler çıktıgı zaman gece
karanlığında hem temiz-
lıği yapılır hem de bazen
satılıp arsa değerinin üze-
rinde para kazanılır.
Kamunun gereksinimi
olan yeşıl alanlardan, o>'un
alanlanndan sağhk ocağı-
na, mesire yerlerinden ören
yerlerine ve hatta trafo bı-
nasının kurulacağı yerle-
re kadar düşünülmeden ne
var ne yok satıyoruz. Ön-
ce merkezi yönerimle ye-
rel yönetimler, illerde her
ay toplanan koordinasyon
toplantılannda bir araya
geldiklerinde en az elli yıl-
lık bir gereksinim planı
yapmalılar, kamuya ge-
rekli olan yerleri ayırma-
ü ve belediyeler imarplan-
lannda değişıklik yaparak
bu yerleri plana işledikten
sonra satış düşünülmeli-
dir. Daha önceki yıllarda
bu planlamalar yapılma-
dığı için, orta ölçeklı yer-
leşım buimlennde Adliye
ile Hükümet Konağı ara-
sı bırkılometre, Mahye ile
Tapunun arası beş yüz met-
re, Kadastro ve Nüfus gi-
bi halk için lüzumlu yer-
leri sokak sokak dolaşa-
rak bulmakta güçlük çekil-
mektedir. Hata üzerineha-
ta yaparak halkımız ceza-
landınlmaktadır. Yarm
kendımize gerekh olanla-
n ayırmadan ehmizdekile-
rini satarsak ileride yapa-
cağımız kamulaşnrmalar-
la Hazine"nın ve beledi-
yelerin zaran bugün gelir
arturıcı gibi görünendeğer-
lerin kat kat üzerinde
olacaktır.
İLAN
llçemiz Beyoğlu Belediye Başkan Yardımcısı
Mustafa Taşbaşı ile Personel Müdürü Ferah Şar-
man hakkında 4483 sayılı kanuna göre \erilen
07.12.2001 gün ve 2001/70 sayılı soruşturma izni
verilmemesine dair karar. müşteki Vicdan Baykara
adresinde bulunmadığından ilanen tebliğ olunur.
Beyoğlu Kaymakamlığı
Basın: 4295
PENCERE
Küreselleşmenin
10 Yıldakî Başarısı!..
Sağa sola bakıyorum, sanki Türkiye'de dar ge-
lirii ve de yoksul kalmadı...
Ne küçük memur var..
Ne köylü var..
Neişçi var..
Yer yarılmış alınteri erbabı içine girmiş, ortalık-
tan kaybolmuş..
Canına okunuyor halkın, ama sesi çıkmıyor,
medyada bağırıp çağıranlar kimler?..
Etnikçiler..
Dinciler.
Neden?..
•
Çünkü Küreselleşme Ideolojisi emekçi halkın
icabına baktı..
Dünya patronlan istiyorlarki, emekçi halklardin-
cilikle, etnikçilikle birbirlerini yesinler; yoksullaşı-
yorlanmış, işsizlikten kınlıyoriarmış, açlıktan ölüyor-
larmış, kime ne?.. Zavallı, bilinçsiz, zahmet keşan
kitleler birbirleriyle uğraşıyorlar...
Şimdi Türkiye'de olmadık bir utanç süreci ya-
şanıyor, yoksul ile zengin arasındaki uçuruma ba-
kınca insanın başı dönüyor...
Ama güncel kavga ne?.. Etnikçilik ve dincilik
üzerine kıyamet kopuyor...
Küreselleşme başan kazandı!..
Birleşmiş Milletler'den ve başka yansız kaynak-
lardan ortaya dökülen sayısal bilgiler Küreselleş-
me'nin başansını açık seçik vurgulayan sonuçla-
rı sergiliyor...
"Küreselleşme'nin egemenleştiği 1990'lıyıllar-
da beş milyon insan savaş yüzünden öldü. Dün-
ya nüfusunun yarısının, yani üç milyar insanın
günlük geliri iki doların altında. Dünyadaki askeri
harcamalar 800 milyar dolan aştı. Kalkınmış ülke-
lerin dünya silah satışındakı payı yüzde 90'ın üs-
tünde. BM verilerine göre, en yoksul ülkeler gru-
bunda 7990 'da 36 ülke varken 2000 yılında busa-
yı 48'eyükseldi. BM Ticaret ve Kalkınma Örgütü
(UNCTAD) verilerine göre ÇUŞ'lar (Çok Uluslu
Şirketler) tarafından gerçekleştirilen doğrudan ya-
bancı sermaye yatırımlan 865 milyar dolara çıktı;
Batı bu yatınmlardan 700 milyar dolar pay alırken
tümAfhka'ya 10milyardolardüştü. Dünya Ban-
kası verilerine göre, dünya nüfusunun yansından
faztasını oluşturan düşük gelirti ülkelenn milli ge-
lirieri toplamı dünya toplamının yüzde 6 'sında ka-
lırken dünya nüfusunun altıda bin'ni oluşturan ge-
lişmiş ülkelerin payı yüzde 80'e erişiyor. Dünya-
nın en zengin 200 kişisinin sahip olduğu toplam
servet yeryüzündekiyoksul2.5 milyarinsanın top-
lam gelirinden fazla. Bu en zengin kişinin 112'si
Amerikalı. Dünyanın en zengin üç Amerikalı pat-
ronunun servetlerinin toplamı, en yoksul 48 ülke-
sinin toplamından yüksek. Dünyadaki 89 ülke,
son 10 yıl içinde 23 kat yoksullaştı. En yoksul 83
ülkesinin son 7 yıl içinde ödedikleh dış borç faizi,
ana paranın 5 katına ulaştı. Her yıl açlık yüzünden
dünyada 38 milyon insan ölmekte..."
Usteyi uzat uzatabildiğince...
•
Peki, yoksullar bu arada neyle uğraşıyorlar?.. Et-
nikçilik ve dincilikle uyutuluyorlar...
Emekçi halkların üstüne ölü toprağı mı serpildi?..
İNŞAAT MÜHENDlSLERİNE
ÇAĞRI
DAHA ETKİN-LTIETKEN-DEMOKRATİK
BİR ODA YAPILANMASIİÇİN...
26-27 OCAK 2002 tarıhlenndeyapılacak TMMOB Inşaat Mû-
hendıslen Odası Istanbul Şubesı 38. Dönem Genel Kurulu le
Seçımlerine tüm meslektaşlanmızı çaeırıvoruz
ÇAĞDAŞ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
GENEL KURl L
26 Ocak 2002 Cumartesi Saat: 10.00-17.00
Yıldız Teknik Ürmersıtesı Oditoryumu. Beşiktaş'lSTANBL'L
SEÇtMLER
27 OcaJi 2002 PazarStat: 9.00-17.00
Karagözyan llköŞretım Okulu Abıde-ı Hümyet Cad.
(Şişlı Adlıvesı Karşısı). Şışlı tSTANBUL
YÖNETtM KURULU ADAYLARIMIZ
ASIL
1. CemaJ GÖKÇE
2. Tevfik ESKİMUMCl
3. Nusret Sl'NA
4. Haydar VILDIZ
5. Rız« HA^'AT
6. Oktaj GÜLAĞACI
7. RezanBLLlT
YEDEK
l.Cemalt.NAN
2. H. Ibrahim AKPINAR
3. M. HulU ERDİNE
4. tsmail IZUNOĞLU
5. M. Cevat ARZIK
6. Sefa AKIN
7. İsmet DOĞAN
ANMA
ÎLKERAKMAN
1950-
Uluyan uçurumların karanlıgına >-u\arlandı
Şafagın bögrünü dişleyen çakal sesleri
Sözlügünü o kadar daraltma artık ey şair
Kanavajı yarasıyla agartıyor gökyüzünü şafak
Uguldayan rüzgâr kınlan dal devrilen ağaç
Patlaması yakın bır fırtınanın
Ayak seslerıdir
\'e zulum korkak bır bezirgan gibi
Çekıp gıdecektır hayatımızdan
Sevgı. saygı ve özlemle anıyonız
Ruhlannız şad olsun
AİLEN
ELEMAN ARANIYOR
tletişimin çağımızın mesleği olduğuna inanan ve
mesleğin inceliklerini konunun uzmanlanndan
öğrenmek isteyen elemanlara ihtıyacırruz var.
iyi derecede Ingilizce bilen, araştırmayı seven,
bilgisayar programlanndan anlayanlann
yavuzcy(Şpraktif.com.tr'ye özgeçmışlenni
göndermelen rica olunur.
Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞI