23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
A OCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 « aavÇsfyassttan vazgeçmemş... Teptiaü luzrl Bektrorrik posta: defltzso0t@cutntHsiyelcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ecevit'e göre emlak vergisinde ölçü kaçmış.. "Kim kaçırmtş. Amerikalılar mı!" Hisarcıklı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklı, başlatacaklan "Yerii Mah" kampanyası için Amerika'nın 1936'daki "Amerikan (Malı) Satın Al" kampanyasından esinlendiklerini söylemişti... Hisarcıklı, Atatürk'ün 1929'da başlattığı kampanyayı unırtmuşa benzryordu... Ulusal Sanayici ve Işadamları Derneği Başkanı <emal Özden, Hisarcıklı'yı eleştirmişti... Hisarcıklı eleştirilere yanıt vermedi; "Ülkeme yabancı" değilim bile diyemedi... Ne dryelim... Kim bu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Amerikan hayranı yeni başkanı Rıfat Hisarcıklı derken öğrendik ki aslen MÜSİAD'hymış... 1992'de MÜSlAD'ın Ankara şubesini kuranlardanmış... 0 zaman kendisine hak verdik; Atatürk'ün yerii malı kampanyasını unutması normaldir dedik! B ugün daktilomun başında, yıllardan beri ilk kez ne yazacağımı düşünerek, dakikalarca durdum. Elim bir türlü tuşlara varmadı. Ne yazayım bugün? Insan, içindeki sıkıntılarla boğuştu mu, sözcükler bir dönme dolap gibi beyni- nizde döner durur. Öyle ki, sözcükleri beyninizden, yüreğinizden ve dilinizden, çekip daktilo şeridine va- ramaz, ak kâğıt üzerine siyah harfleri, siyah sözcük- leri dizemez. noktaları, virgülleri koyamazsınız... Çünkü, sözcüklerin kendi dünyalan vardır; bu dün- yalar, güneş çevresinde dönen kürelergibi beynimiz- de, vicdanımızda, yüregimizde döner dururlar... Sözcükler, gün olur uzanamadığımız yıldızlar kadar uzak, gün olur hayratça ezip geçtiğimiz kır çiçekleri gibi bezlere yakın olurlar. Ve biz çoğu kez bu uzaklı- ğı da, bu yakınlığı da öiçüp biçemeyiz. Ve sözcükler yüreklerimizde, vicdanlarımızda, beyinlerimizde ve de atardamarlarımızda döner, dururlar. Bugün hiç yazı yazmasam diyorum, gitsem bir dağ başına, gitsem, kır çiçekleri toplasam, bunlan bir de- Kır Çiçeklerimet yapsam: desem ki, bu çiçeğin adı "Erdem", bu- nun "Onur", bunun "Inanç"... Ne yazayım bugün? Çevrenize şöyle bir bakın. Bir bakın akıp geçen olaylara, bir bakın tanık olduğunuz ya da duyduğunuz olaylara, bakın. Kimi zaman, onur çiçekleri ile, inanç çiçekleri ile bezenmiş insanlarla karşılaşırız. Kimi zaman da binbir yalanın belini bük- müş, yolsuzlukların saçaklarına tutunup, sirk cam- bazian gibi sıçrayıp durmuş ınsan müsveddeleri ile... Ve hep onlar kazanmış; hep onlar günlerini gün et- miş. Para mı? Onlarda, Pul mu? Onlarda. Hep bir el- leri balda, bir elleri yağda, öyle yaşamışlar. Kaplum- bağa gibi, binbir yalanın sığdığı başlannı, gerekince kalın kabuklarının içine çekerek, yılan gibi kıvrılarak, bukalemun gibi kondukları, yerieştikleri yere uyarak yaşamışlardır. Ne yazsam bugün? Eski dosyalan mı çıkarsam? Hayır çıkarmayaca- ğım! Geçmiş olaylardan vicdan muhasebelerine say- falar mı açsam? Hayır açmayacağım.' Düne, önceki güne, daha öncesine mi uzansam? Hayır uzanma- yacağım! Ne yazsam bugün? Canım bir dağ başında kır çi- çekleri toplamak istiyor. Kıbrıs'tan kopup gelen ılık güney rüzgârları ile, Ege'nin güneşli sabahlanndan kaçamak gelen ışıklarla, ülkemin dört bir yanından toplayacağım kırçiçeklerini bir vazoyayerleştirip, "Iş- te" desem, işte yıllarca yazmak isteyip de yazama- dığım bunlar, işte bunlar. Çiçekler yanyana, çiçekler aynı topraktan gelme ve aynı suyun içinde; biri "Inanç", biri "Erdem", biri "Onur"... Bugün ne yazsam, ne yazsam acaba? Bir dağ başına gitsem, kır çiçekleri toplasam ve sonra, evet ve sonra... ve... ve... ve... Bugün ne yazsam? (Uğur Mumcu. Cumhuriyet, 5 Aralık 1981) SESSÎZSEDASIZ(f) NURÎKURTCEBE BF Yüksek Yerilim Hatt erdincutkUf; yahoo.com IMF gibi sahte dost acı reçete söyler! Yunanların hediyesi: Troia gerçeği önce konuyu anımsatıyoruz: Ati- na'daki arkadaşımız Murat llem, Başbakan Bülent Ecevit'in ABD gezisini, Yunanistan'daki gazeteler- den birinin "Hediye getirseler dahi, Türklerden kork" başlığı ile verdiğini duyurunca, Antalya'daki dostumuz Yılmaz Dikbaş, bu başlığın Ingilizlerin "Hediye getiren Yunanlara karşı dik- katli ol" atasözünden uyariandığını bil- dirmişti... Ankara'dan Özgen Acar ağabeyi- miz vaziyete müdahale etti: "Hediye olayının kökeni Troia'nın tahta atına uzanır!" Bir okurumuz da uyardı... "Hediye getiren Yunanlara karşı dik- katli ol" sözünün Troia savaşı sırasın- da Troialılar tarafından Yunanlar için i* kullanıldığını bildirdi... Evet... Anadolu halkının, Yunanlara karşı Truva'dan beri uygun gördüğü bir ya- kıştırma var... Fakat bu yakıştırma sonunda Ingiliz- lere de atasözü olmuş... Yunan ise fırsatını bulduğunda bu sözü Türklere uyarlamaktan kendini alamamış... Vaziyet bundan ibaret... Bu arada... Bu yazıda "Yunanlı" sözcüğünün ye- rine "Yunan" sözcüğünün özellikle kul- lanıldığını belirtmekte de yarar var... Çünkü özgen Acar uyarıyor: "Bul- garlı diye yazıyor musun!" Prof. Dr. Tunaya'nın kitabı için toplantı Laiklik, bağımsızlık karşıtlan ve tutucular için önlem tstanbul Haber Senisi - Ga- latasaray Üniversitesi Rektörü ve Anayasa Hukuku Profesörü Enio^Teziç,TankZafer Tu- naya'ya göre laikliğin "bağnn- sıdık için mücadele edenlerin tutuculan devreden çıkarmak için başvurdukJarı bir önlem oİduğunu" söyledi. Prof. Te- ziç, "1961 Anayasası. bugün uyabilmek için yıründığımız Kopenhag kriterleriyle tam olarak uyuşan bir anayasaydı" dedi. Prof. Tezıç, 1982 Anaya- sası'nın ise bugün birtakım de- ğişikliklerle "yamah bobçaya benzer bir şetdJde" ıslah edil- meye çalışıldığmı belırterek "Kopenhag kriterleri falan derken bizden sonrald kuşak 1961'de ka> bcttigimiz o hukuk düzenine belki ulaşabilecek" diye konuştu. Istanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kurucu De- kanı Prof. Dr. Tank Zafer Tu- naya'nın "Türldye'de Siyasi PartiJer" kitabının yayımlanı- şının 50. yılı dolayısıyla dün Bilgi Üniversitesi tarafından üniversitenin Kuştepe Kampu- su'nda birtoplantı düzenlendi. Toplantıya Galatasaray Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Te- ziç, Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyesi Prof Dr. İKer Türan. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üye- si Prof. Dr. Rona Aybay. Ana- yasa Hukuku uzmanı Erol Şa- diErdinç, Bogaziçi Üniversite- si tktisadi ve Fdari Büimler Fa- kültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Kaİaycıoğhı, BÜ Atatürk Enstitüsü Müdürü ve iktisat ta- rihçisı Prof. Dr. Zafer Toprak ve Tank Zafer Tunaya'nın eşi MelahatTunayakatıldı Prof Dr. Teziç, Prof. Dr. Tunaya'nın "halka rağmen devTİmcilik yapmak" sözüne karşı çıktığı- nı belirterek u Hoca,mücadele- nin taraflannın devrimci kad- royia halk değü, bu kadroyla dinciük iddiasında olan gerici- ler arasında okhığunu söyler- di" dedi. Tunaya'ya göre tutu- culann Cumhuriyet hareketine karşı olmasının Batı'nuı da işi- ne geldığıne dikkat çeken Te- ziç, "Böylece diıtcilerin zihni- yeti, işgalcilerin dayandıklan ideolojiyle birleşiyordu"' dedi. Erol Şadi Erdinç de Tuna- ya'nın devamlı gerçeğin peşin- de koşruğunu ve gerçeği orta- ya çıkarmaya çalıştığını anla- tarak şöyle konuştu: "Tank Beyaz getişmiş zihniyet ile az - getişmiş ülkelerin getişemeye- ceğnıi söylerdi Tunaya. değış- meyen kafalara karşm baş dön- dürücü bir hxda adetakabuğu- nu terkeden bir dünyadayaşa- dığımızı düşünürdü." Kitap yeniden basddı Prof. Dr. Tunaya'nın "Tûrld- ye'de Siyasi ParüTer" adlı kita- bı, Bilgi Üniversitesi Yayınlan tarafından yeniden yayımlan- dı. BÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toprak, yaphğı konuşmada, "Hocanuzm kitabındaki nıaka- leler, güncelliğini hiçbir zaman yitirmejen makakler. Bu kitap adeta bir başvuru eseri" dedi. KİM KtlIE DUM DL^IA BEHÎÇAK behicak'a turk.net ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(Q yahoo.com Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı 6 HAFTALIK FİLM ÇEKİM ATÖLYESİ 2 Şubat-16 Mart 2002 Cumartesi Günleri 16.00-20.00 *Universitelerin ilgili bölümlerinin 2. sınıf öğrencilerine *Türsak \akfı Sinema Seminerlerini bitirmiş olanlara ve *Sektörden deneyimli kişilerin katılımına açıktır. *Kontenjanımız 20 kişidir. \<lıvs: G. Erol Dıın.-k Sok. Nı>: 11/2 Efc-yoglıı İSTANBUL TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ AJUKAN 24 Ocak AHMBT NAMD/ 7ANP/NAR.. 1362'pe 8U6ÖN, ÜNLÜ OZAN VE VA2A/Z AHMET HAMDÎ TANPINAR, 61 YAŞtNPA ÖLDÜ. YAÇAMl BOYUNCA £Ğİ- TİMCİUKLE EDE8İYATÇILIĞI İ İ Ü Ü H TANPINAR, &ENÇ YAŞT* ŞİİR YAZMAYA DAHA İLX YIUARDA, OZAN YAHYA K£A NIN Ö6R£UCİ£İ OLMÜŞ, ŞfİKLEeİHDEKÎ TİTIZ /?ÇİLİ~\ 6İ V£ MuZıĞi ONPAN MietfiS ALMIŞTI- TAUPINAR'IN p. İRLBRİ, SİM6ELER,ÇAĞRlŞtMLAg/ PSİKOLOTİK AN/Ç- TIRMALAR l/£ ÖZ£LLİKl£ D£ ZAM4N TSMASf Ü2E- &NDE YOĞUNLAÇMAKTnPtg. DÜZ YAZILAKI PA,ŞİİÇ~ P eR ' KAD*& ÜNLÛ OLAN m KARTAL 5. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dos>aNo. 2001 202 Davacı Kamuran Meriç tarafından da^alı Mehmet Merıç aleyhine açılan boşanma davastnın yapılan yargılamasında. Davalı Mehmet Me- riç'ın adresı meçhul olduğündan davetiye yerıne kaım olmak üzere ila- nen teblıgat yapılmasına mahkememızce karar \erıldıgmden, karar ge- reğince davalı Mehmet Merıç'in Kartal 5. Aslıye Hukuk Mahkeme- si'nin 2001202 esas sayılı dosyasının duruşma günü olan 13./ 3.2002 günü saat 11.00de mahkememizde hazır bulundurulması veya vekil göndermelerı ılanen tebliğ olunur. 12.12.2001 Basın: 3386 BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2001 1060 Karar No: 2002/12 Jstanbul. Gaziosmanpaşa ilçesi. Yeni Mah. Cilt: 12, H: 132'de nüfusa kayıtlı bulunan Ahmet ve Huriye'den olma 1341 d.lu Ali Ihsan Amıncio|lu'nun 4621 sayılı MK'nun 405 mad. gereğince kı- sıtlanmasına, kendjsıne MK'nun 413 mad. gereğince Ahmet Amincıoğlu'nun vasi olarak atanmasına karar verilmiş olup işbu karara ıtirazı olanlann kanuni süresi olan 10 gün içinde mahkeme- mıze müracaat etmelen, bu süre içinde herhangı bır ıtıraz vaki ol- madığı takdırde hükmün aynen kesinleşmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 3393 DÜZ ÇÎZGÎ UMÎT ZtLELİ Terli Misyonerler' Demek ki bu Amerikalılar cahilL Üstelik kavrama yetenekleri de sıfır!.. Baksanıza, Başbakanımızın ABD gezisinin ulaştığı büyük başa- rıyı, Başkan Yardımcısı Cheney'in güvenlik durumu- nu hiçe sayıp sırf Ecevit için ortaya çıkışını, Başkan Bush'un Türk Başbakanı'na tam 55 dakikasını ayı- rışını tamamen atladılar... Aslına bakarsanız, Amerikan medyası Ecevit'in ABD'yi ziyaret edişini bile atladı!.. Hiçbir gazete ve televizyondaTürk Başbakanı'nın çok önemli temas- ları tek sütun, iki saniyelik görüntü olarak bile yer al- madıL Ah. haksızlık etmeyelim; ABD finans dünyasının etkin gazetesi Wall Street Journal bu geziye hem de başyazısında yer ayırdı. Şöyle: - IMF'ninTürkiye'yi katletmesine izin verilmesin!.. Pes doğrusu, cehalete bakın!.. Yok efendim, Tür- kiye IMF'nin eline bırakılmayacak kadar önemli bir ülkeymiş, IMF'nin Arjantin'de yaşanan faciadan sonra ABD'nin en hayati müttefiklerinden biri olan Türkiye'yi neden aynı yola sürüklemek istediği sor- gulanmalıymış... Aynca Türkiye her zaman olduğu gibi yine eli boş dönüyormuş... - Daha neler!.. Bunlar bizim medyanın, işadamlannın, siyasetçi- lerin, koca koca bürokratlann, televoleci ekonomi uzmanlannın tırnağı bile olamazlar!.. - Onlara mı inanacağız, yoksa içimizden çıkmış, heykeli dikilesice kendi değerlerimize mi?!. • • • Yani bizim medyanın yazdığı, "Istediğimizialdık", "Bush'tan tam destek"yollu manşetler yalan mı?.. •Başbakan Ecevit'in söylediği "Dünya devletiyiz", "Tünelin ucunda ışıkgöründü" demeçleri kandırma- camı?.. Ekonomi profesörlerinin ekranlarda söylediği, "IMFpolitikalannı milim sapmadan uygularsak kö- şeyi döneriz" telkinleri koskoca bir uyutmaca mı?.. Pek önemli işadamlannın ABD gezisine on üze- rinden sekiz puan vermeleri kocaman bir palavra mı?.. Yoksa, bu ülkenin en önemli mevkilerine yüksel- miş siyasetçileri, en itibarlı ve de zengin işadamla- n, Prof. srfatını gururlataşıyan aydınlan, yazarları, hu- kukçulan, televizyon programcıları halkın gözünün içine baka baka gerçekleri tersyüz mü ediyor?.. - ölsem inanmam!.. • • • Bugünlerde Vural Savaş'ın "Militan Atatürkçü- lük" isimli kitabını okuyorum. Kitabın 35. sayfasında değerine paha biçilemeye- cek bir belge yer alıyor. Fransız Maliye Bakanlığı Müşaviri ve 1889 yılında Osmanlı devletinden ala- cağı olan devletlerin Hesap Komisyonlan Başkanı Daniel Ducoste, bakın alacaklılara nasıl bir öneri- de bulunuyor: - Türkiye, ekonomik bakımdan tam birperi- şanlık manzarası arz etmektedir. Türklehn öz- variıkları, iki asırdan bu tarafa, sürekli şekilde imparatorluğun Türk olmayan unsuıiaria mes- kûn bölgelerine akmaktadır. Bu büyük biravan- taj teşkil eder. Zira imparatorluğun çekirdeği olan Anadolu, bu suretle her gün daha gayri ik- tisadi şartlara mahkûm olmaktadır. Şimdi, Türk- lerin borçlanmalannın hızla gelişmekte olduğu bir dönem yaşanmaktadır. Ancak ortalama 25 yıl sonra bu borçlanmaların Osmanlı bünyesin- de muhalifleri çıkacak ve gerek alacaklar gerek- se borçlar ve faizJeh tehlike içine düşmüş ola- caktır. O halde, Osmanlı maliyesi, ekonomisive ser- vetleri hakkındaki kararlılığımızı müdafaa ede- bilecek Türk yöneticilere ihtiyacımız olacaktır. Ben bu 'Yerli Misyoner'lerin, bizlerden ve siya- si ve benzeri baskılardan çok daha müspet so- nuçlar vereceği kanaatindeyim!.. Bunlar, onlara (Osmanlılara) kendi dilleri, ken- di ikna metotlan ile hitap etmek imkânı bula- caklardır ki, hiç değilse alacaklanmızın bir ve- ya ikiyüzyıllık teminat unsurtanndan birisimey- dana gelebilmiş olsun... (Daniel Ducoste, Refor- me Prakticable en Turquie - Türkiye İçin Uygu- lanabilir Reform, sayfa 141.) Şimdi diyeceksiniz ki; "113 yıl önce yazılmış ki- taptan bize ne, nealakası var?.." - Çok haklısınız!.. E-posta: uzileliıa superonline.com 1 2 3 4 5 6 7 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAJS SOLDANSAĞA. 1/ Bataklık- lardayaşayan iri bir kuş. 2/ 2 Çorum'un 3 bir ilçesi... Oyunda ce- zalı çocuk. 3/ Lantan ele- 6 mentinin simgesi... Yolsuz ya da emeksiz elde 9 edilen şey. 4/ Atıl- gan, gözü pek... Bi- sikletin oturulacak yeri. 5/ Osmanlılar döneminde Maca- ristan ve Slovenya dolaylarmdaki san- cak beylerine ve kü- çük prenslere veri- lensan... Ormanlara zararlı bir böcek. 6/ Salâh Birsel'in bir şiir kitabı... Eski Mısır'da gü- neş tannsı. II Tekke edebiyatı şiir türlerinden bi- ri... Uzun konçlu ayakkabı. 8/ Ağır ritimli bir Is- panyol dansı ve müziği. 9/Vücudun herhangı bir yerinde oluşan çürük... Kâğıtlan bir arada tutmak için kullanılan çengel. YUKARIDAN AŞAĞIY\: 1/Gezdirilip oynatılan ayı. 2/Birkaç renkli iplik- ten yapılmış dokuma... Doğum işini yaptıran ka- dın. 3/Bir nota... Bir engelle karşılaşan su ya da havanın dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrin- ti. 4/"Kuzgun —": Heykelcimiz... Yayvansepet. 5/Sıcak bölgelerde yetişen yağlı bir ağaç... Kısa ve kestirme yol. 6/Osmanlılarda gece bekçisi... Arjantin'in plaka işareti. II Soluk... Küçük gemi. 8/ Kısa ve kolsuz kadın ceketi. 9/ Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık... Mersin yakınlannda kurulu petrol antım tesisi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear