01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S2 OCAK 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA tNTERNET GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK ETMElıVlM; KARAKTERI KARAKTERSIZLİK OLAN MÜJ-ETÎ 5î - GOZLUKLU SAMİNTN HARİKULÂDE KIVIRTMALARI ÎEKHILI BİRMN Başbakan Ecevit'ten ANAP lideri Yılmaz'a, birçok siyasinin adı 'e-tacirleri' tarafmdan kullanılıyor Sanalâlemde siyasiticaretGÜLŞAH KARADAĞ Türkiye'de hukuksal altyapısı hâlâ oturtulamayan internette, siyasetçilerin isimleri ticari amaçlı "sanal işler" için kullanılıyor. Gerçek kimlik bilgilerinin verilmesine gerek kalmadan yalnızca 28 dolar karşılığında, bir kredı kartı numarasıyla satın alınabilen alan adlan, "e-tacirlerin" ya da "şakacı kjşilerin" eline geçince "sanal âlemde" ortalık kanşıyor. Örneğin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' in ya da Başbakan Bülent Ecevit'in adlan, internette "Alaattin ÇakıcT adına satın alınmış görünüyor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın ismi "23 bin dolara" satıhğa çıkartılmış. DYP adına alınan "dyp.org" adresi ise ANAP'ın resmi web sitesine çıkıyor. Geçen hafta "hacker"lann saldınsına uğradığı ıçin yayınına bır süre ara veren Habercinin Sitesi'nin (www.habercininsitesi.net) araştırmasına göre, ismi satın ahnanlann listesi hemen tüm siyasetçileri kapsıyor. Alan adı satan temel kuruluş networksolutions.com sitesinin "whois" (kime ait) bölümünden öğrenilebilen bilgilere göre. "www.ahmetnecdetsezer.net, www.ahmernecdetsezer.org, bulentecevitorg ve bulentecevitnet" adresleri "Alaartin Çalacı" adına "Mafia" ön adıyla satın alınmış. www.bulentecevit.org adresi porno ve erotik görüntülerin de yer aldığı bir web sitesine çıkıyor. Yılmaz'a 23 bin dolar ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın adı ise satılık. "raesurvilmaz.org" alan adını • Hukuki yetersizlikler, intemet üzerinden ticaret yapmak isteyenlenlerin işine yanyor. Siyasilerin adını kullanarak para kazanmak isteyen e-tacirleri, Bülent Ecevit ismiyle porno site açtı. Mesut Yılmaz ismi ise satılık. satın alan kişi ya da kişiler, adlannı "esnaf" olarak kaydettirmışler. Sitede "cumhurbaskanLmesutyilmaz. org" da dahil olmak üzere onlarca satılık Mesut Yılmaz alan adı ile Yılmaz'ın fotoğraflanyla süslenmiş şu yazı çıkıyor: "Bİı YVeb Sayfasi Satilikdr. 23.000 dolar> DYP'ye ANAP çalımı DYP lideri Tansu Çiller'in org ve net'le biten adresleri de satılmak üzere alınmış. Ancak DYP'ye asıl oyun "adres yönlendirme" ile oynanmış. dyp.org yazdığınız zaman karşınıza ANAP'ın resmi web sitesi çıkıyor. dyp.org adresini satın alan kişinin ismi ve adresi ise kayıth değil. MHP lideri Devlet Bahçeli adına da com, org ve net adresleri satın alınmış. 3 adreste de sitelerin "tamiratta" olduğu belirtiliyor. Aynca, suleymandemirel.com alan adı ABD'de yaşayan turizmci Recep Alrunok tarafından, necmettinerbakan.com adı ise Ekrem Dibaboğlu tarafından satın alınmış. CHP lideri Deniz Baykal adına com, org ve net adresleri de, adlan doğru olan kişiler ya da şirketler tarafından satın alınmış. Hediyelik alanlar da var isimleri satın alanlann tümü bu işi ticaret amacıyla yapmıyor. Örneğin ahmernecdetsezer.com adresini satın alan Selçuk Osman Sifahi. ismi, Sezer henüz cumhurbaşkanı adayı iken aldığını söylüyor. Siteyi Cumhurbaşkanı'na hedıye ermek üzere aldığını belırten Sifahi, isimlerin hem Türkler hem de yabancılar tarafından pazarlandığını belirtiyor. Sifahi daha önce Ismail Cem, Turgut Ozal ve Kemal Derviş isimlerini de satın almış. Ismail Cem'e ismini hediye eden Sifahi, Kemal Derviş'in ismi ıçin Superon-line şirketinin 2 bin dolar öneri getirdiğini, ancak ismi satmadığını belirtiyor. ahmetnecdetsezer.com lentecevit.com w^.mesutyilmaz; c www.devletbahceli.com www.kemaidervis.com W ww.ismailcem.com www.tansucillcr.com www.denizbaykal.com Birçok siyasinin adına internet sitesi >ar. Ancak, e-tacirlerinin elinde olan bu sitelerden onlann haberi bilc yok. İnternette anket Zorunlu eğitim Hyûolsun ANKARA (AA) - Bir internetsite^ sinde düzenlenen ankete göre ögren- ci, öğretmen ve veliler, zorunlu eği- tim süresinin 12 yıla çıkanlmasını is- tiyor. "www.ehna.nettr" adresindeki si- tede düzenlenea eğitim sisteminde ya- pılan ve yapılması düşünülen değışık- hklere ilişkin ankette. zorunlu eğiti- min 12 yıla çıkanlmasına ilişkin so- ruyu yanıtlayan 6 bin 241 kişiden 3 bin 989'u "uygun buluyonım" yaru- tını verirken, 2 bin 252 kişi soruya olumsuz yanıt verdi. Sayılar yüzde- ye vurulduğunda 12 yıllık zorunlu egitimi savunanlann yüzdesinın 64, karşı olanlann ise 36 olduğu görülü- yor. Lise eğitiminin 4 yıla çıkanlması konusuna da kahlımcılann yüzde 6 l'i olumlu, yüzde 39'u olumsuz yaklaş- tı. 8 yıllık zorunlu eğitim programı- nın başansına ilişkin yapılan anket ise uygulamayla ilgili bazı kaygılan yan- sıtıyor. Ankete katılan bin 529 kişi- nin yüzde 66'sı, "program başanta obnadı" görüşünü savunurken yüzde 34'ü, uygulamayı başanlı bulduğunu belirtiyor. Eğitim sisteminde, yılda 188 tatil gününe ilişkin soru üzerine kurulan anket ise bin 604 kişinin (yüzde 47) "çokfazia tatilvar", 849 kişinin (yüz- de 25) "yeterli", 836 kişinin (yüzde 24.5) "yeteraz", 114 kişinin (yüzde 3.5) ise "hiç tatil obnasm" görüşünü savunduğunu ortaya koyuyor. "Okulunuzun ÖSS ortalamasmm, üniversiteye giriş puammzı etkfleme- sini nasıl değeriendiriyorsunuz?" so- rusunu yanıtlayan öğrencılerin yüz- de 62 ! si uygulamayı "yanhşbuktuğu- nu" belirtirken yüzde 32 si olumlu karşıladığını kaydediyor. Katılımcılann yüzde 6'sı ise konu hakkında bilgi sahibı olmadığını ıfa- de ediyor. " ENTERNET /MEHMETSUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr Bır büyük günlükga- zetemiz geçen hafta genç bir kızın intihannı şöyle duyurdu: Bu oyun değil. FRP'yinatııiadınızmı? Hani Liseli C'nin intiharıyla gündeme gelen oyun. Şimdi L... intihar etti ve yine FRP konu- şuluyor. Haberde sozü edilen FRP aslında bır oyun de- ğil. Bir bilgisayar oyunu türünün tümüne verilen isim (Fantasy Role Playing). Bu oyun- da siz bir sanal karakter oluyorsunuz. Daha sonra oyunun çeşitli aşamalann- da bu karaktere yön veriyorsunuz. Bu haberi okuyunca kafamda ıki değişık fikıruyandı. 1- Şimdi derin korkular içindeyim: - Acaba ben ne zaman intihar ede- cegim. - Ya da intihar etmeyip etrafımda- kieri mi öldürsem? 2- Veya bu haberi şöyle yorumlaya- bHır miyiz acaba? Bu oyun değil... Televizyonlan yasak- la.ın... Köprüden atlayan 16 yaşındaki L... gczyaşlan arasında toprağa verildi. L... he" akşam düzenlı olarak televızyon iz- liyordu... Son 10 sene ıçinde meyda- na gelen intihar olayları üzerinde ya- pıan araştırmalar, kurbanlann tümünün teevizyon izlediğini ortaya çıkardı. Uz- manlarergenlık çağındaki gençlerin, te- le.ızyon izlemelerinın yasaklanması Bu Oyun Değil gerektığini söylüyor. Gazeteciliğin önemli kuralların- dan bıri de haberi nasıl sunduğunuzdur. Milyonlarca insanın oy- nadığı bir bilgisayar oyununu suçlayarak, bir ölüm olayına yaklaşmak işin kolayına kaçmak olmu- yor mu? Liseli L'nin intihannı bilgisayar oyununabağ- layan gazetenin genel yayın müdürünün yazı- sı ise haberin içine kutu olarak konmuş. Genel yayın müdürü bu olayı köşesınde bakın nasıl değerlendiriyor: "öykülerin neredey- se tümünde çocukların hiçbir sorunu olmadı- ğını düşünüyor insan. lyı okullarda okuycriar, maddi sıkıntılan yok, arkadaşlanndan oluşan geniş bir çevreleri var. Büyük çoğunluğunun neden intiharı seçtiği hiçbir şekilde anlaşılamı- yor... En kolayı bu türolaylan 'satanizm' gibi fantezilerle biıieştirip içimizi rahatlatmak. Oy- sa o yaşta bir çocuğun intihar kararı vermesi- nin hiç düşünemeyeceğimiz yüzlerce neaeni olabilir. Bunlar arasındaki ilişkiyi çözmek, ço- cuklaha nasıl bir iletişim kurulabileceğine ka- rar vermek sadece konunun uzmanlannın ba- şarabileceği güç bir iş." Ancak bu üzücü olayı aynı gazete birinci say- fasında duyururken işin kolayına kaçmış ve bir bilgisayar oyununa bağlamış. Sayın genel ya- yın müdürünün yazdıkları ile gazetesinin yayı- nı arasında ciddi bir çelişkı var gıbi görünüyor. Internetteki porno ve çocuk por- nosu sitelerinin yasaklanması, ga- zeteleri çokça meşgul eden konu- lann başındaydı. Bursa'daki biröğ- retmenin internet üzerinden çocuk pornosu pazarlaması üzerine bir anda Türkiye'nin gündemine yeni- den gelen konu, her zamanki gibi polisiye önlemlerin yetersizliği gibi nedenlere bağlandı. Halbuki Türkiye'nin en etkin inter- net polisi bu ildeydi. İnternet cafe- lere baskınlar düzenleyen polisler, çc- cukları buralardan çıkartıp önce ka- rakola götürüyor, sonra da okulla- nna yolluyordu. Polisler internet ca- felerdeki bilgisayarlann belleklerine bakıp "zarâriı" sitelere girildiği tes- pit edilen cafeleri mühürlüyordu. Ancak görüldü ki bu polisiye önlem Çocuk pornosunun çözümü çok kolay yeterli olmuyor. Olayin ortaya çıkmasının ardından bu zararlı sitelerin nasıl yasaklana- cağı tartışıldı uzun süre. Hatta yer yer internetin çocuklar üzerinde za- rarlı etkiler yarattığından bile söz edildi. Çocuklanmızın dünyaya açı- lan penceresinin kapatılmasından bile söz edildi. İnternet Kurulu üyesi Mustafa Akgül, konunun çok fazJa abartıl- dığını söylüyor. Çocuk pornografi- sinin işin marjinal boyutu olduğunu söyleyen Akgül, tüm dünyanın bu konuda hassas olduğunu belirterek °Bu heryerde suçtur. Türkiye'de ço- cuk pornografisi, diğer pomogra- fiden ayn değehendirilmiyor. Bunun en iyi önlemi toplumun bilinçlenme- si ve ana babanın duyarlı olmasın- dan geçer" görüşünü dile getiriyor. Internetteki pornografiden rahat- sızlık duyuyorsak bunun çözümü aslında çok basit. Sonuçta pornog- rafık siteler internet üzerinde yayın yaparken kendilerini diğer sitelerden ayırmak ve izleyici toplamak için belirleyici birişaret kullanıyor XXX. Bu üç tane x harfinin yan yana bu- lunduğu sitelere girmezsiniz olur biter. Aslında tabii iş bu kadar basit de- ğil. Getecek soruyu biliyorum. Ya ço- cuklar. Onlar ne olacak? Bunun çö- zümü ise daha da basrt. İnternet üzerinde parasız olarak dağıtılan yüzlerce programdan bırisini bilgi- sayannıza yükieyeceksinız. Bu prog- ramlar isteseniz de bu sitelere gir- menizi engelliyor. Ve bilgisayar di- linde büyük programlar değil. Yani çok kısa bir süre içinde bılgisaya- nnıza çekip kurabileceğiniz program- lar. Bunlardan bir tanesi Net Nanny isimli program. Evet iş aslında bu kadar basit. İnternet Üst Kurulu üyesi Fikret llkiz, internet polislerinin baskınla- n ve çocuk pornosu ile mücadele konusundaki uygulamalara kuşku ile yaklaşıyor. llkiz'in sözleri şöyle: "Çocuk pornosu ile mücadele et- mek herkesin görevi. Görevyerine getırilirken de hukuk sınırları için- de kalınmatı. Çözüm internette. In- terneti kullanmayı öğrenmekte ve bilmekte. Ama çözüm yerine, inter- nette nasıl yasaklama yapabiliriz zihniyeti ağır basıyor." DUZYAZI ORHAN BİRGİT Afganistan'da Yeniden Yapılanmada Suudi Gölgesi Afganistan'ın yeniden yapılandınlmasını düzen- leyecek uluslararası konferansa katılmak için Tok- yo'ya hareket etmeden önce. Başbakan Karzai. ilginç bir çıkış yapıyor ve ülkesindeki Banş Gücü Komutanlığı'nı bırakacak olan Ingiltere'den nöbe- ti Almanya'nın almasını istiyor. Karzai. isteğine gerekçe olarak da, "Ostenpo- litik" doktrinin vazgeçilmez sahibi Almanya'nın öte- den beri Afganistan'a yardımcı olduğunu söylü- yor. Ne diye saklayayım. Afgan Başbakanı'nın bu açıklamasının, Türkiye için bir soğuk duş etkisi yap- tığını sanıyorum. Ikisi de Müslüman olan bu iki dev- letin, daha Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık sa- vaşımını zaferle noktalamadan önce, hep uzağı görme başansını göstermiş Mustafa Kemal'in is- temi ile daha 0 tarihlerde Afganistan'ın yeniden yapılanması için yürüttükleri işbirliğinin bugün da- ha da pekışmesinın tek engeîi, Türkiye'nin ne ya- zık kı ekonomik kriz içinde olması mı? Bence hayır. Çünkü, zaten yıkılıp yerle bir ol- muş bır büyük coğrafya parçasını ayağa kaldır- mak için, tek bir ülkenin bütün gücünü koymuş olsa bile, bir küçük kaya parçasını bile yerinden oynatamayacağı gerçeği karşısında, Afganistan için Japonya'da toplanan konferansta, ev sahibi Japonya'nın yanı sıra Avrupalı katılımcılar var, ay- nca AB ülkelerinın konsorsiyumu var. Elbette ABD var. Hindistan, Avustralya ve dahası Suudi Ara- bistan var. El Kaide'yi ve onunla bırtikte Usame bin La- din'i, Taleban destekçiliği için Afganistan'ın ba- şına çöreklendiren Suudi Arabıstan'ın, yeni Afgan rejimi ile de iyi ilişkiler içine gırmesini ne kadar do- ğal karşılasak da, bu rejimin başbakanı Karzai'nin ılk resmi ziyaretini Kral Fahd'a yapmış olmasımn nedenlerini merak etmeliyiz. Demek kı yeni Afgan rejimi, bizim anladığımız ölçülerde laik bir Müslüman ülke politikası izleme- yı düşünmüyor. Ve Usame bin Ladin'in, El Kaide örgütünün ötekı ileri gelenlerinin ve Molla Ömer'in hâlâ ele geçmeyişi karşısında da fazla tedirgin gö- rünmüyor. Hem Usame'nin hem Molla Ömer'in bu dört ayı aşkın kovalamaca sırasında sanki yer ya- rılıp da kaybolmasını, ABD de yavaş yavaş içine sındirmeye başlamış olmalı ki, Savunma Bakanı Ramsfeld dün NBC televizyonuna verdiği de- meçte, "Bin Ladin kaçmış olabilir; kaçtıysa sığı- nabileceği birçok ülke var" diyor ve bu ülkeleri Sudan, Somali, Keşmir, Çeçenistan olarak sıralı- yordu. Niye bilmem, ABD Savunma Bakanı'nın Usa- me'nin arandığı ülkeler listesinde Suudi Arabis- tan yer almıyor? Karzai, Türkleri Seviyor mu? Bence bu sorunun yanıtı "hayır" olmalı. Isma- il Cem, Kâbil'e giden ilk dışişleri bakanı oldu. Uçağının tekerlekleri Kâbil Havaalanı'nın pistine değmeden biraz önce Karzai'nin özel uçağı da Ro- ma'daki sürgün kralı ziyarete giden başbakanı götürmek için havalanmıştı. Protokol görevlileri, Türk Dışişleri Bakanı'na bu mazereti hoş karşıla- ması için bir dızi özür beyanında bulundular. Oy- sa Karzai isteseydi, özel uçağını bir iki saatlik bir gecikme ile havalandırtabilirdi. Sadece bu da değil. Afgan liderlerinin, savaş sürerken ılk toplantı ıçin Tstanbul'u seçtıklerini öne çıkartan haberin tüm katılımcılann görüşünü içermediği kısa surede anlaşıldı. Güvenlık ya da parasal kaynak gibi nedenlerle Karzai'nin başını çektiğibirgrup, ağırlığınıAlmanya'danyanakoy- du ve konferans Alman Dışişleri Bakanlığı'nın gö- zetiminde gerçekleşti. Taleban'ın devrilmesinde ağırlığı tartışılmayacak Kuzey Ittifakı'nın asıl vurucu gücü Özbek ve Türk- menlerin hatta Taciklerin, yeni hükümette varia yok arasında temsil edilmesi için yapılan el çabuklu- ğu da, bu zincirin öteki halkalan olarak öne çıkı- yor. Bu yuzden, Türkiye'nin özellikle bundan son- raki Afganistan rejiminde, Müslüman ama laik ve demokratik bir görüşün ağırlığını koyup kollaya- cak bir silahlı kuvvetlerin yapılanması için oyna- yacağı etkin rolün. bu ülkedeki birçok politikacı ıçin adeta kâbus olduğu anlaşılıyor. Ertuğrul Özkök dünkü Hürriyet'te, Rusya Fe- derasyonu Genelkurmay Başkanı Anatoliy Kvaş- nin'in Ankara'daki temaslan sırasında, Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin mutlaka Afganistan BarışGü- cü'nde yer almasını istediklerini anlatıyordu. Bu önerisini de, Afganların Rusları sevmemesi gibi pek de haksız sayılmayacak bir gerekçeye da- yandırmış Rus komutan. Peki ya biz? Bizi niçin ülkesindeki (Banş Gü- cü'ndeki) Alman miğferlerinin gölgesinde görmek istiyor Afgan Başbakanı? Kâbil'de Taleban döne- minde bile okulu ile, hastaneleri ile, küçük ölçü- deki köyleri ile elınden geleni ardına koymayan Tür- kiye'ye, "Paran kadar konuş" mu demek istiyor Karzai? Bu gerçekler, birkaç günden beri Türk hüküme- ti yetkilileri ile göruşmeler yapmak amacı ile An- kara'da bulunan General Dostum'un ziyaretini da- ha da öne çıkarmış olmuyor mu? Generalin görevleri arasına iğne ile tutturulmuş türden bir savunma bakan yardımcısı etiketinin zo- raki eklenmiş olması değil; temsil ettiği toplumun sağladığı güç bu önemi veriyor. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(« e-kolay.net VEFAT Gazetemiz emektarlarından ZİYA ŞENTÜRK vefat etmiştir. Cenazesi 22.01.2002 (bugün) Kırklareli Koyunbaba köyünde toprağa verilecektir. Yolu aydınlık, toprağı bol olsun. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear