Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 22 OCAK 2002 SALI
OLAlLAİİ V-CJ [email protected]
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bu yaşa geldim hiç böyle
bir utanç duymadım. Insan
keşke bu kadar yaşamasay-
dım da bunları görmesey-
dim diyecek oluyor!
ABD'ye gıden Başbakan
Ecevit'e sormuşlar.
ABD'den "cash " para aldık
mı? Yani Başkan Bush elı-
ni cebine atıp "alın size pa-
ra" demişmi.dememişmı?
Hayal, uydurma hiç değil,
birTürk gazetecısı sonmuş!..
Başbakan nasıl yanıt ver-
miş: "Cepten para çtkanp
cash olarak ödemek görül-
müş şey değildir, biliyorsu-
nuz. Keşke olsa..."
Bırakın bir Türk gazetecı-
nin böyle ayıp, çirkin, hay-
siyetsiz birsoru sormasının
yersizliğini,saçmalığını... Şu
'keşke" sözcüğü üzerinde
durmak daha da önemli!..
Keşke olsa. keşke Bush ce-
binden çek defterini çıkarıp
Ecevit'e "al bakayım" diye
uzatsa! Şaka olsa bile böy-
le bir sorunun sorulabilme-
si, Türkiye'nin başbakanınca
"keşke" diye yanıtlanabil-
mesi yetmiş milyon yurtta-
şın utanç çukuruna düşme-
si değil midir?
Menderes'ter, Demirei'ler,
Özal'lar, Mesut lar. Tan-
su'lar, neyazıkki Ecevit'ler!..
Son elli yıldır bizleri yöne-
tenler, hem de ellerimızle at-
tığımız oylarla seçtiklerimiz!..
Ülkeyi nerden nereye getir-
mişler. Birde hiç sıkılmadan
"Dünya devleti olduk" diye
övünenler bile var... Bu na-
sıl bir dünya devleti ki
Bush'un cebinden para bek-
liyor!.. Keşke böyle bir şey
olsa da sıkıntılardan kurtul-
sak diye umutlar besler du-
rumda. Hepimizi de düşür-
müş utancın en alt çukuru-
na...
Cumhurbaşkanı Sezer'in
yerinde olmak ister miydi-
niz? Hukukçu başkan hepi-
mizin adına nelere katlanıyor
görüyorsunuz! Açık kapalı
suçlamalar, kimilerinin gö-
zünde "demokrasiye, ülke
çıkarlarına ters düşen işler
yaptığı sözleri", neler neler!..
Oysa Sezer'in istediği, bu
ülkede anayasaya, hukuk
düzenineyaraşan işlerin ya-
pılması, yapılabilmesi için
uğraş verilmesi...
Bakıyor ki hükümet aldı-
rışsız, her parti daha kuru-
luşta kendine özel yarar alan-
lan sağlamış, senin bankan
bu, benimki bu. Derken, bu
bankalar batmış. Trilyonlar
onun bunun, daha da çok
yandaşların cebine akmış.
Dürüst birileri çıkıp bu soy-
gunlardan sorumlu olanlan
yakalamış, adalete vermiş...
Öte yandan ABD'den gelen
biri de IMF'lerin Türkiye'den
alacaklarını koparması için
yeni yeni borçlar almakla gö-
revlendirilmiş... Halkaçlıks)-
nınnda çırpınırken, kalkıp iki
yuz kişilik bir kalabalıkia Was-
hıngton'agidilmış, "bizepa-
ra verin" çığlıkları atılmış...
Biz halkız, hepimiz bu yur-
dun yazgısından sorumlu-
yuz... Içimizden biri, Sayın
Sezer, bizlerin adına görev
yapıyor. Türlü suçlamalar,
çirkin davranışlar arasında
hepimizin adına ülkenin ge-
leceğinı korumakla görev-
li... Bız ne yapıyoruz, çirkin
politikacılara karşı?
Halktan, gerçekten, onur-
dan yana bir cumhurbaşka-
nının yanında bütün gücü-
müzle yer alıyor muyuz?
Sonra da üzülüyor, sokaklar-
da bağınp halay çekmekle
yetiniyoruz!..
Evet, bu yaşa geldim böy-
le utanç duymadım.
Keşke birkaç kez bugün-
kü başbakanın 'eski' parti-
sine oy vermeseydim; keş-
ke o kışıyi savunan bunca ya-
zı yazmasaydım! Keşke, keş-
ke bugünleri görmeseydim.
Keşke!
Bankacılık: Dünya Uygulaması Ornekleri
Prof. Orhan ŞENER
B
ukonudadün
çıkan yazımı
aynntılanyla
sürdürüyo-
rumHalkka-
pitalizmi son otuz yılda
dünyanın çok sayıdaki ül-
kesinde giderek yaygın bir
uygulama alanı buldu. An-
cak, uygulama biçimi ül-
keden ülkeye değişmekte-
dir. Öraeğin, ABD'de ça-
lışanlara kârdan pay ver-
meye ya da paylaşılması-
na yönelik olarak, pay sa-
hipliği hakkı verilmektedir.
Japonya ve Çin'de ise ça-
lışanlara prodüktiviteye
yaptıklan katkıya uygun
olarak prim ödemesi ya-
pılmaktadır. Bazı firmalar
ise üretim arttşuıda katkı-
sı olanlara maaşlanna ek
olarak ayrıca ikramiye
öderler.
Ancak halk kapitalizmi-
nin özüne uygun en yay-
gın olan uygulama biçimi,
finansal güçlük içine dü-
şen firmalann çalışanlan-
na satılması biçiminde ol-
maktadır. Daha 1976 yı-
lında ABD"de 6000 firma
10 milyon kadar çalışanla-
nna satıldı. Günümüzde
ise bu sayının birkaç katı-
na yükseldiği tahmin edil-
mektedir. Çahşanlanna sa-
tılan bazı firmalar arasın-
da Philips Petroleum, He-
althtrust, Weirton Steel,
Dan River, Fastern Air-
ways, US Sugar Corpora-
tion, Cone Milles Corpo-
ration ve Rath Packing yer
almaktadır.
Fransa'da Paribas, Saint
Gobain, Agency Havas,
elektrik şirketi ve daha 75
kadar kamu kuruluşu ça-
lışanlanna satılmıştır. tn-
Kadir Has Üniversitesi
giltere'de ise özelleştirme
yolu ile çahşanlanna satı-
lan kamu ve özel şirket sa-
yısı daha da fazladır. Ingi-
liz uygulama örneklerini
ise British Telecom, Brito-
il, Ferranti, British Sugar,
Cable and Wireless ve Bri-
tish Airvvays olarak sırala-
yabiliriz.
Sistemin yararlan
Dünya uygulamalan zor
durumda kalan kamu ve
özel sektör firmalannın
çalışanlanna satılması so-
nucu aşağıdaki faydalann
realize edildiğini göster-
mektedir.
1. Ücretler, üretim plan-
laması ve fiyatlama gibi
önemli konularda çahşan-
lar alınan kararlara katıl-
dıklanndan, yetki ve so-
rumlulukları dengelen-
mektedir.
2. Çahşanlann firmanm
kendılerine ait olduğu duy-
gusuyla hareket etmeleri
doğrudan doğruya verim-
lerini arttırmaktadır.
3. Verim artışı üretimi,
üretim artışı ise çahşanla-
rm gelirini arttırmaktadır.
4. Çahşanlann gelirin-
deki artış nedeniyle firma-
lann fmansmam için ayı-
racaklan fonu daha da sağ-
lamlaşacağından, başka
fırmalarca ele geçirilmele-
ri de önlenecektir.
5. Uygulamada çahşan-
lannın oluşturulan emek-
li sandığı fonuna ve fir-
malannın finansman fo-
nuna yaptıklan ödemele-
rin faiz gelirleri sırasıyla
yüzde 25 ve yüzde 50 oran-
lannda gelir vergisinden
bağışık tutulmaktadır. Böy-
lece, bu firmalar yüksek
faizle bankalardan kredi
alma zorunda kalmamak-
tadır.
6. Sistemin en önemli
faydası ise devletin zor du-
rumda kalan özel sektör
ve kamu bankalannı kur-
tarmak zorunda kalmama-
sıdır. Böylece vergi mü-
kelleflerinin kurtarma ope-
rasyonlannın finansmanı-
nın yükünü çekmeleri de
önlenmektedir.
7. Sistemin uygulaması
yaygınlaştıkça, prodükti-
vite ve üretim artışı nede-
niyle enflasyonun önlen-
mesi de kolaylaşacaktır.
Sonuç
Türkiye'de son yıllarda
baskı gruplannın etkisiy-
le, bazı siyasi partilerin
tercihleri doğrultusunda
ve özelleştirme lobisinin
de yönlendirmesiyle çok
sayıda özel ve kamu ban-
kası kurtarma operasyon-
lanna tabi tutulmuşlardır.
Fonda özelleştirme ama-
cıyla bekletilen bankala-
nn Hazine'ye olan artan
maliyeti yeni krizler için
uygun bir ortam yaratmak-
tadır.
Sayın Mustafa Balbay' ın
da vurguladığı gibi, fon-
daki bankalann topluma
olan bir günlük maliyeti,
Köy Işleri Genel Müdür-
lüğü'nün bir aylık gideri-
ne eşit olmaktadır.
Bu nedenle yeni bir kriz
ortamının yaşanmaması
için fondaki bankalann en
kısa zamanda çahşanlanna
satıhnası, ekonomik buna-
lımdan hızla çıkıhnasuıda
önemli katkıda bulunacak-
tır. Öte yandan, özelleştir-
menin çok sayıda çahşanı
işsiz brrakmasının yol aça-
cağı ekonomik ve sosyal
sorunlan da kendiliğinden
çözüme kavuşturulacaktır.
Bankalann çahşanlanna
satıhnası, aynca bu kuru-
luşlann değerlerinin çok
altında, özellikle yabancı
firmalara sanlmasının, bun-
lan geçmişte ödedıkleri ver-
gilerle finanse eden vergi
mükelleflerinin srrtmdan
yapılacağmı da vurgula-
makta yarar vardır. Kaldı ki
doğal olarak bu bankala-
nn yeterli bilgi ve deneyim
kazanmış olan bugünkü ça-
hşanlarına satılmasıyla,
hem ekonomik etkinlik ve
hem de sosyal adalet sağ-
lanacaktır.
Bankalann kurtanhna-
sma ilişkin olarak yukan-
da sunduğumuz çözüm
önerimiz, bir yandan daha
etkin işleyen bir piyasa
ekonomisine olanak verir-
ken öte yandan, IMF kre-
dilerinin toplum refahını
arttıncı projelerde kulla-
nımını sğlayacaktır.
Örneğin, bankalan kur-
tarmada kullanılacak fon-
lann metro, tüp geçit ve
hızh tren projelerinde kul-
lanılması bir yandan işgü-
cününverimini arttınrken,
kötü hava koşullannda fir-
malann ve okullann ka-
patıhnası söz konusu ol-
mayacak, dışanya akarya-
kıt için döviz ödenmeye-
cek, çevre kirhliği azalacak
ve trafik kazalan önlene-
cektir.
Bu çözüm önerimizin
devlete ve vergi mükellef-
lerine olan maliyeti ise sı-
fırlanmakta olup, Derviş
uygulamalannm gelecek-
te yaratacağı sosyo-eko-
nomik riskleri de ortadan
kaldıracaktır.
KULTÜK • SANAT (0212) 293 «9 78
Berraklık... -
B U B i R T ü R K F i L M i D i R
LEVENT KIRCA OYA BASAR
FJhanGULÇURFelsefeÖğretmeni '*" "
T
Nesnellik (objektiflik), en çok karşılaştığımız bir başka durum dade-
inandıklanmızı irdelemek de- ğişik nedenlerden dolayı düşünceleri-
mektir. ni, eleştirilerini, kırgınlıklannı bastu*-
SERMİN HÜRMERK
HAKANALTMER
SUMER TİLMAC
ATACAN ARSEVH*
YtwT.a LEVENT KIRCA w . w OYA BAŞAR m HODRİ MEYDAN «rm SON
LEVENT KIRCA OYA BASAR SERMİN HÜRMERİÇ HAKAN Aİ.TINER SÜMER TİLMAC ATACAN ARSEVEN ALİ SÖRMEÜ
DURSUN ALİ SARI06LU DİLEK TÜRKER LALE ORAL06LU ÂTİLLA PEKDEMİR Ö. NURİ ERCAN ALİ ERKAZAN
«METİNSEREZLİ CÜNEYT TÜREL
«Mnc«MA-* LEVENT KIRCA stwro YAŞAR ARAK MÜFİT CAN SAÇINT1 HÜSNÜ ÖZCETİN
«»MmiYO«™E»ıERTUNCŞENKAY ALİ UTKU KS SERTER ALKAYA suurrM™™! BİROLYÜCEL S . U » Y A N N İ S S O U Ü S
üe.0. EROL KASAPOĞLU KOSU» SEVİL NURSAN »O.^ EREN TEOMAN SEROAR OĞUZ
ALİ SURMELI
BEVOĞLUE
BEVOSLUA
OAZI
OTTıinrnrı
1
nnTT »nnn T
ŞtşÜKBfT
ZCCİDİVİKOY ODEOM CMEPLEX
PEUOEOT OHtCTTY
K>£KKO¥ TAMIAŞ AFU
KADtKOY AS
FBAHÇE AniFtRMltT
BAKKAL ÇAHJI İ««34A
C2v«T*(yClİftPOl.
TAŞEHİR APM
MAOEPE KAflVA OIUMOHAU9
CCA~EPE M I
293 6*39
292 1 1 "
2** 58 86
22*05 05
247 96 65
2*' 96 65
241 62 03
216 37 9C
283 06 05
285 06 96
286 44-2
633 *! 2
«13 1
580 72 86
571 «3 K
583 46 02
572ft*36
572 6*3»
441 21 09
«41 21 OS
443 13*6
442 13 M
«1620 06
«16 20 06
«62 20 21
42i 08 55
696 36 45
•52 01 90
«60 64 00
736 01 64
42S 19 15
3S1 1035
336 06 82
336 06 82
44» 56 67
336 00 50
41490 00
467 48 56
362 V OC
456 30 94
442 «0 30
46S06 66
390 oe-a
DO-13 30-1
00-13 45-i
30-15 »
DO-13 30-1
00-13 30-1
1.00-15 00-
00-13 3C-1
20-13 06-
00-13 3G-1
DO-13 45-1
0O-13 3C--
0O-13 3C-1
3O-13 3C-1
15-14 45 '
3O-13 3C-
1
30-14OC--
00-1330-1
0O-133O-1
15-14 48-
0O-1330-'
00-14 X 1
»-»5 3O--
30-16.00-1
45-14 15-*
15-14 45-1
45-13 90-1
05-1450-1
00 1*45 1
3O-14O0--
3O-14 00--
3O-I330--
00-14 30-1
aO-l3 3O--
30-1400--
55-1340-1
00-1346-'
30-15 00 1
15-14 00--
30-14 00--
30-13 15-1
0O-1330--
00-1330-"
00-13 30-"
30-14 O0--
45-13 30 1
30 '400--
6 15-19 00-21 45
5 30-19 15-22 00
18 30-21 3OGCTE3U4 30
6.15-19 00-21 45 C^TESS 24 15
6 15-19 00-2*1 «5
1730-20 DO
6 15-19 00-21 46
*6 00-18 5O-2- *C CKCTESİ24 351
6 -5-19 00-21 45 C-CTESU4 30
6 3O-19 15-22 00 C-CTES',24 45
6 15-19 00 21 45 C-CTESJ.24 '5
6 00-19 00-21 «5-22 15 OC-ESİ.24 15
6 00-16 30-21 00
Sİ-23 0C
CCTES'24 30
CCTESJİ4.30
3020 5 C
S iS-19 00 2
63O-1B 00-21 30
6.15-1900-21 *5
615-190O-21 «5
7 15-20 15
0O-1
7 0O
1 30
2 X
60O18 3O2 30
7 0O--9 3O-22 X
B.O0-2- 00
630
6 45-1» 15-21 *S GCTESJ24.00
7 15-19 46-22 15
8 15-19.00-21 45
735-20 20
30-21 15
3O-19O0 21 30
3O-19 00-21 30
'5-19 00-21 45
00-19 30-22 00
1519 00-21 45C
3O-19 00-21 3OC
30-1920-22 15
15-19 00-21 45
45-20 30
46-19 30-22 '
-30-1» 00-21 30
00-18 45-21 30
3O-16.3O-21 00 C
4C»aO2 *4C
5 9 00 21 «5
30-19 00-21 30
15 19 00 21 «5 C
30 19 00 21 »
ZMİTBEL3A
2M(T OUTLET
BOtU _ S—
AOAPUARI
ADAPUAf*
BUPSA ALT
BURSA " ~
AAJCOM
ANKAAAH
ANKAHA &
ANKAAA CME UAOK
ANKARA C8NK UAOIC 2-»^O
ANKARA MOVH^OL
ANKARAOM
ANKARA. TEPE C M Q U X X
ANKAAA KOHU
ANKARA OALER1A CMEPOL
ZMİR 8
ADAMAT1
ADANA TEFE CMEMAXX *_ _
ACANAAMPt-O REflATBEY
ADAMAtKTKO
ADANAMTmOIKM.
AKTAKVAKONAK
DlYAflflAKlR DJLAN
â AN^EP PNunac
OMYA*n
323 0' 67
335 39 36
215 09 V
274 73'7
274 73 17
221 23 50
225 4S6C
224 90 39
26- S->
«7
23* 20 63
225 35 91
427 76 56
541 13 33
43' 85 "5
229 96 -S
320 15 87
44t 1-4C
44- T 4 C
241 11 00
235 45 M
403 75 Ti
381 84 61
373 73 20
324 42 64
306 56 88
386 51 88
230 14 14
312 62 96
312 05 43
237 01 31
241 16 50
271 02 00
t 271 02 60
467 t «3
4*4 «s a.
233 27 00
216 30 08
222 31 60
220 76 56
23^81 17
321 1222
331 00 77
231 »8 90
431 2* -1
_ _45-i6 15-1845-21 _
30-14 0O--B 30-14 00-21 30
00-* 3.20-14 OC 16 00-18 40 21 30
3O-14 00-16 30-19 00-21 30
L46-15-IS-17 «5-20 15-22 45
00-13 30-18 15-19 00-21 46
00-13 30-16 15-19 00-21 *S
00-I330-1615-1İOO-21 45
30-14 00-16 30-19 00-21 30
3 O - ' 8 » 2 * 3C ^««-paz ' 2 00
45-'3 30-16 '5-18 0O-2- 30
00-13 30-16 15-19 00-21 «5
^O--315-16 C 19 05-22 00 CCTESJ 24 55
15-13 45-1* «5-16 30-19 00-21JO
ao-i4 3O-1~" -5-20 00
6 00-18 3C-21 00
4OO-163O-1900-21 45
5 15-'7 «5-20 30 CCTESı.23.30
OO-1S30-190O-21 30
3 45-16 30-19 10-21 46 CCTESI24 00
I3-15-I8OO-18.4S-2-30 &-CTtS*24i5
„ .400-1630-1900-21 30
30-1300-15 45-18-30-2- 15
LOO-14 30-17 00-19 15-2- 30
" 0O-143O-'7O0-19 DO-2- X
*5-13X-'545-i83O-2" '5
15-13 00-15 45-'8.3O-2-1
«5 C CTESI 23 30
00-13 30-16 15-19 00-21 45 C-'CTESl 24 30
15-14 45-T730-20 15
15-15 00-18 00-21 OO CJCTESlâS «S
45-13 30-'fl i5-*9CO-2* 45
30-14 0O--63O-190O-21 30
" s 15-17*5-20 15
6 30-18 45-21 30 CTESvPAZAR 11 00
330-16 00-18 45-21 30 C-'CTES .24 00
]« 45-17-30-20 15
14 00-16 30-19 00-21 30C-CTES.24-.5
4 00-16 30-19 00-21 3O
15 15-1745-20 15-22 45
__ '6 30 19 00-21 30 CTtS
00-133O--SOO-1S3O-21 5
15-14 OO--9 45-19 30-22 00
. 30-13 0O-15 3O-'8 3O-2O3G
0.30-13 00-' 3 30- *6 00-20 30
3O-1400-183O-190O-21 30
3O-14 00-'6 3O-19 0C-21 30
30 14 00 '630-19 0&-21 30
I mektir.
Nesnellik, kendimize biryabancı gi-
bi dışandan bakabilmek demektir.
Nesnellik, bütün eleştirilere açık ola-
bilmek demektir.
Nesnellik, sevgilimizi eleştirebilmek
demektir.
Nesnellik, herkese ve her şeye aynı
uzaklıkta olabilmek demektir.
Nesnellik, en yakınına sanki yaban-
cıymış gibi, en uzaktakine yakırunmış
gibi bakabilmeyi gerektirir. Bir başka
deyişle, duygulanmızı aklın denetimi-
ne almak demektir; Ö23\elliğin (sübjek-
tifliğin) karşıtıdır. Onun için yürek is-
ter, cesaret ister, bilgi ister, kendine gü-
ven ister, sorumluluk ister, duyarhlık
ister, adalet duygusunun gelişmiş ohna-
sını ister; en önemlisı de aklada^ahbi-
hnçli bir düşünme yöntemi ister.
Bilimsel ve felsefesel düşüncenin
tt
ohna2saohnaz"lanndandır; "gerçek"
ve "doğnTyu arayan aklın hareket nok-
tasıdır. Do^ıı bilgiye, gerçeğe nlaşmak
isteyen akfan, bütün ataşkanhldan, ön-
yargüan,duygulan nesneDikölçüleriy-
k damrtması, berraklaşürması, denet-
kmesigerekir. "Sorun" çözmek isteyen
özgür düşüncenin kendini nesnel öl-
çülerle ifade edebilmesi için her türlü
kaygıdan uzak, özgür bir ortam, bir tar-
tışma zemini önkoşuldur.
Suskunluk: Ne yazık ki, toplumu-
muzda Saroluşumuz', "geçerli kabul
edilmiş" değerler sistemine bağlıdır.
Düşünme bağlamında resmi düşünce-
den, iş hayatında amirden, üniversite-
de hocadan, evde baskın eşten ya da sev-
giliden farklı düşünemezsiniz; hele he-
le eleştirmeye hiç cesaret edemezsiniz.
Tersini (aksini) deneyen kendisini dü-
şünce suçlusu, işinden atılmış, üniver-
siteden uzaklaştınlmış, aşkı bitmiş,
dostunu yitirmiş olarak bulur. "Varo-
luş" ve hayatta her şeyde "devamlılık'';
"susmakla-j-ağohk" arasuıdaidkişilik-
sizlik paletindeki renklerin seçimine
bağbdir. Bu durum, aileden iş yaşamı-
na, ilkokuldan üniversiteye kadar ya-
şamın her alanında gözlemlenmektedir.
Gedkmişlik: Son zamanlarda sıkça
mak zorunda kalmış olan insanlann,
geçmişe dönük yaptıklan yargılamalar;
dahadoğrusu "gecikmiş eJeştiriIer!
n
dir.
Bunlar, belgeleme bağlamında ve za-
manlama açısından ne yazık ki nesnel-
likten uzak, öznellık (duygusallık) ta-
şımaktadır.
Ukalahk: Bir üçüncü durum ise ken-
disini, alanında "en iyi" duyumsayan
(hisseden) bazı insanlann, nesnel ölçüt-
lerden uzak özensiz bir yaklaşımla,
meslektaşlanna ya da başka alanlara öz-
nel eleştiriler sergilemesidir. Burada
Gasset'i anmamak olası değil; "İhtisas-
taşmaBarbarbğı''nda kendi alanında iyi
olanın, sanki başka alanlann iyileri
yokmuş gibi her alanda ukalalık yap-
tıgını anlatır(l).
Keyfıhk, öznellık öylesine önsa kalk-
mıştırki en ummadığınız kişilerin, ku-
rumlann eleştiri adına, bilgi adına, doğ-
ru adına, gerçek adına, sanat adına ser-
giledikleri düşünce ve davranışlar şa-
şırtıcıdır. Oysa, bilgi toplumuna, "bfl-
gi edinmenin zorunlu koşulu olan nes-
nellikleulaşdabilir" (2 ı. Insanlık bunu
Aydınlama DevTİmi ile sağladı. "Aydm-
buuna: tnsanminsanhğadönüşiL. Top-
huno, insan akb ve doğası>1a düzenle-
meamaonıizier." Aydın ise "çağdaşbü-
gidüzeyindedUşünceleri\e davTanışla-
n tutarh olandır. Beffi bir öğrenim, bil-
gi, görgü aydın olmaya yetmez" (3).
"lyi'yikötü'den,doğru'yu eğri'den aynt
etme çabasmı yaşanun bütün alanla-
rmdatitizlikleuygubyTdnevrensdsorum-
luluk duygnsuyla davranan kişidir (4).
Toplum olaraksorunlara, kişilere yaşa-
nun her alanına nesnel öiçükrte yakla-
şabüdiğimiz oranda "AyHmlanmaHan"
pay almış olacağız.
(1) Jose Ortega, Y. Gasset; The Re-
volt of the Masses, Bölüm XII, The
Barbarism of "Specialisation "dan.
(2) Orhan Hançerlioğlu, FelsefeAn-
siklopedisi.
(3) Orhan Hançerlioğlu, FelsefeAn-
siklopedisi.
(4) Attila Tokatlı, Felsefe Sözlüğü.
KOCAELİ2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2000-690
KararNo: 2001/1273
Davacı Mustafa Akbaba tarafindan davalı Müberra Akbaba aleyhine açılan boşan-
ma davasının yapılan açık duruşması sonunda:
Kocaeli Izmit Mehmetali Paşa Mahallesı, cilt 17, hane 1039'da nüfusa kayıtlı Ham-
za ve Seher'den 5.5./ 1928'de dünyaya gelme Mustafa Akbaba ile Yusuf Nıyazı ve
Ayşe Hüsnıye'den 2.4.1939'da dünyaya gelme Müberra Akbaba'nın geçımsizlık ne-
deni ile boşanmalanna dair mahkememizce verilen 25.12.2001 tarih 2000 690 esas
ve 2001/1273 karar sayılı boşanma karan davalı Müberra Akbaba açısından karar
teblıği yerine geçmek üzere ilan olunur.
Basın: 2304
-t-
PENCERE
Susarak Olmeye
Yatmak.
Sincan (Ankara) F Tipi Cezaevi'nden mektup her
zamanki gibi avuç içi kadar kâğıtlara karınca du-
ası benzeri küçücük harflerte yazılmış...
Yazan: Özgür Işık!..
Negüzel ad!..
Kim bılir Işık ailesi neler düşünerek özgür'e bu
ısmi yakıştırmışlardı...
Nereden nereye?..
özgür Işık 16 Eylül 2001 gününden başlayarak
ölüm orucunda...
•
Mektuptaki konu nedir?..
Irdeleniyor, buna ilişkin gerçekler özgür'e ileti-
lecek, konu çok önemli değil, özgür önemli...
Diyor ki:
"Sayın Selçuk merhaba!..
Bağımsız, demokratik ve IMF'siz bir Türkiye di-
leğiyle şahsınızda tüm Cumhuriyet gazetesi cami-
asının yeniyılını kutluyorum, çalışmalannızda ba-
şartlar diliyorum.
Size Sincan F Tipi Hapishanesi'nden yazıyo-
rum. Ayrıca 26 Eylül 2001 tarihinden itibaren ölüm
orucundayım, ama, size yazdığım bu satırlann ne-
deni ne F tipi hapishaneleri ne de ölüm orvcudur."
Peki, nedir?..
•
Işık, Meclis Adalet Komisyonu'nda üye bir mil-
letvekilinin Cumhuriyet'te çıkan demecini okuyup
öfkelenmiş, bir mektupla politikacıya veryansın et-
mış, politikacı da bir yanıt mektubu yazarak Öz-
gür'e özetle demiş kı: "Ben öyle konuşmadım, za-
ten 1985'ten beri Cumhuriyet okumam, sen bu ga-
zetelere bakma, doğru yazmazlar!.."
özgür diyor ki:
"Sayın Selçuk,
ölüm orucunun 103'üncü günündeyim. Dünya
ile tüm hesabımı kesip yolculuk biletimi almış, ka-
ra trenle ölüm yolculuğuna çıkmışım. ömrümün
son günlerinde kimse hakkında gerçek olmayan
bir ithamda bulunmak istemiyorum, eğer millet-
vekilı sayın ... 'nın mektubunda dedikleri doğruy-
sa kendisinden özür dileyeceğim.
Mektubumu aldığınızı ve konu ile ilgileneceği-
nizi veya ilgilenmeyeceğinizi bin\aç satırla da ol-
sa yazarsanız sevinirim.
Tekrar çalışmalannızda başanlar diliyor, sevgi
ve saygılanmı iletiyorum."
•
F tipi cezaevlerinden mektuplar alırım; kimi za-
man bunlar çogalır, kimi zaman azalır (komutla
mı?..), tekertekerokurum, her zaman kahrolurum.
özgür Işık'ın özel sorununu aydınlatacağız; o bir
başka konu...
Amaasıl aydınlatılması gereken soru, ölüm oruç-
lannın nedeni, içeriği, hangı amaçlayapıldığı... Ey-
lemin emir kumanda zincirinde nasıl yürütüldü-
ğü?.. Sosyalizm, Marksizm. Leninizm, Maoizmesı-
ğıp sığmadığı?.. Komünizmle nasıl bağdaştığı?
Strateji ve taktik açısından işe yarayıp yaramadı-
ğı?..
•
Ne ölüm yolculuğuna çıkanlarda ne de onlan
ölüme gönderenlerde böyle bir tartışma eğilimi
var!.. Sosyalizm dünyada böyle mi kurulacak?..
Hakça düzen sus-pus düzeni midir?..
ölüm oruçları yalnız halktan değil, akıldan da
kopuk bir eylem...
Yazık...
Uğııjr Mumciı Sesleniyor
« 2002^
"BUGUN NE YAZSAM'
(Tek Perdelik Müzikli Gösteri)
24 Ocak 2002 Perfembe, ANKARA
Saat 20.00 - Yer Büyük Tiyatro / Opera Sahnesi
25 Ocak 2002 Cuma, DEVREK
Saat 19.30 - Yer: Kültür Merkezi
26 Ocak 2002 Cumaıtesi, POLATLI
Saat: 20.00 - Yer: 13 Eylül Kültür Merkezi
27 Ocak 2002 Pazar, ESKİŞEHİR
Saat 20.00 - Yer: Anadolu Üniversitesi Sinema Salonu
28 Ocak 2002 Pazartesi, BURSA
Saat 20.00 - Yer: Tayyare Kültür Merkezi
30 Ocak 2002 Çaifamba, İSTANBUL 1
Saat 20.00 - Yer: Barış Manço Kültür Merkezi |
MACI
İIİK
Cumhuriyet
(T.C Kûltûr Bakanlıjının Katkılanyta)
BEHÎÇ AK
"TEK KİŞİLİK ŞEHİR"
Oyun, 2 Bölüm
Büyükkent insanımn "tek kişilik aile" haline
gelişinin traji-komik öyküsü.
[Mitos&Boyut Tiyatro Yayınlan, 88 sayfa ]