Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 OCAK 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
I
Bir yandan mahkeme karanna meydan okuyan Erdoğan, diğer yandan hükümete seslendi:
Bankalara varbana yok mu?ANKARA/ DİYARBAKIR (Cum-
huriyet) - AKP yönetimi, Recep Tay-
yip Erdogan'a milletvekilliği yolu
açabilmek için Türk Ceza Yasası'nın
312. maddesindeki değişiklik konu-
sunda hükümetle pazarlığa başladı.
AKP yöneticileri, Başbakan Yardım-
cısı Hüsamettin Özkan'dan söz aldık-
lannı belırtirken; Tayyip Erdoğan hü-
kümete "Kanunlar değişir. Bankala-
n kurtanyorsunuz, beni niye kurtar-
mıyorsunuz" diye seslendi. Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk. AKP Ge-
nel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ın
milletvekili seçilmesinin olanaksız
olduğunu vurguladı. Tayyip Erdo-
ğan'a milletvekilliği yolunu kapatan
• Erdoğan'a milletvekilliği yolunu açabilmek için hükümetle 312 pazarlığına başlayan AKP
yöneticileri, Hüsamettin Özkan'dan söz aldıklannı belirtti. Mahkeme karannı 'boyun eğmeyeceğiz'
diye değerlendiren Erdoğan ise hükümetten bankalar gibi kendisini de kurtarmasını istedi.
ve genel başkanhğını tartışmalı duru-
ma getiren Anayasa Mahkemesi ka-
ran, dün AKP Merkez Karar Yöne-
tim Kurulu ve Kurucular Kurulu top-
lantısında değerlendirildi. Parti yö-
neticileri, AKP Grup Başkanvekili
Salih Kapusuz'un Başbakan Yardım-
cısı Hüsamettin Özkan'la görüşmesi-
ne dayanarak 312. madde değişikliği
için hükümetten söz aldıklannı sa-
vundular. Özkan'ın, yeni 312. mad-
deyi Bakanlar Kurulu'ndan geçire-
ceİderine dikkat çekerek "Zamanlabir
çözüm bulunacağmT söyIedıği belir-
tildi. Erdoğan da yakın çevresine,
"Devietk, kurumlarla çanşmayaca-
ğız.Dahaönümüzdebirkaç ytrfvar. Bir
geçiş yohı bulacağs" degerlendırme-
sini yaptı. Erdoğan, dün partisinin
Ankara il başkanlığı binasının açılı-
şında bir yandan mahkeme karanna
meydan okurken diğer yandan hükü-
metten yardım istedi. "Türkiyebiziz.
AKP, bu miDetintaüriradesini baskı
altma almak isteyenlere boyun eğen-
lerin kurduğu birpartideğü"dıyen Er-
doğan. sözlennı şoyle sürdürdü: "Bun-
lar emir alan bir takan. Aktaldarı emir-
leri yerine getiriyoıiar. Ben de şirkrt
sahibiyim, beni kurtarmıyorsun da
niye bu batan bankalarla isbirtiği ya-
pryorsunuz.Çünkübuniarkimink or-
faJdık yapılacağını çok iyi biüyorlar.
Zulnı ile bir yere vanlmaz." Uzım so-
luklu bir mücadeleye hazır olduğunu
söyleyen Erdoğan, "GeneJ başkanb-
ğnnı çekemeyenkr, ideolojileri çerçe-
vesinde hukuku şekillendiren kişiler-
dir. Kanunlar değişir, ama bukuk de-
ğişmez. Türkiye bir kanun devieti de-
ğildir. Türkiye bir hukuk devletidir.
Bu hukuk yarm onlara da lazun ola-
cakür" diye konuştu. Mahkeme ka-
rannın partiye olumsuz etkisini gi-
dermeye çalışan Erdoğan. teşkilatına
"Tayyip Erdoğan'nı önü ükanırsa bir
başka Tayyip Erdoğan var. Bizde sis-
tem yüriiyor. tnsana yaslanma, fani-
dir,öliir; ağaca yaslanma,çürür,ölür;
AOah'a yaslan ki ayakta kalaan" di-
ye seslendi.
AKP Grup Başkanı BûlentAnnç da
parti otobüsü üzerindeki konuşma-
sında "Önümüzde durmaya çalışan
hiçbirbeşerigüçeogdoiaınaystcaktır"
dedı.
Sezer çifti
ahşveriş yaptı
• ANKARA(AA)-
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, eşi Semra
Sezer ile birlikte dün
alışveriş yaptı. Sezer
çifti, sivil plakalı bir araç
ve az sayıda korumayla
öğle saatlerinde
Bilkent'teki bir alışveriş
merkezine geldi. Sezer
çifti, çeşitli yiyeceklerin
yanı sıra maden suyu ve
kola aldılar.
Öğretmenlere
Ktter semineri
• ANKARA (ANKA)-
Öğretmenler, Hitler ve
ideolojisini öğrenecek.
Avrupa Konseyi
Kültürel Işbirliği
Kurulu. Türk
öğretmenlere de açık
olan 2002 yılı birinci
dönem seminer
konulannı belırledi.
Avusturya'da
düzenlenecek
seminerlerden biri
"Nasyonal Sosyalizmin
Ideolojisi ve Gerçekliği"
konusunda olacak ve 6
Türk öğretmen de
seminere katılabilecek.
Avrupa Konseyi"ne üye
ülkelerin eğitim
personeline yönelik
olarak düzenlenen
seminerlerin amacı bilgi
ve görüş alışverişi
sağlamak, karşılıklı
deneyımlerden
yararlanmak.
CHP:Ecevit1
emekiiedeüm
• ANKARAfANKA)-
Erken seçim çağnsuıı
yineleyen CHP, tüm
halka, emekçilere,
escafa, memura,
köylüye seslenerek,
"2İX)2'de halkın
oylanyla Başbakan
Ecevit'i emekli etme"
çağnsı yaptı. CHP'nin
resni yayın organı
niteliğındeki Gün-Dem
adlf bültende, bu yıl
içinde erken seçim
yapılması gerektiğine
işa-etedilerek,"CHP
olarak, tüm halka,
errekçilere, esnafa,
menura, köylüye
sesieniyoruz.. gelin el
eleverelim ve görevıni
yaramayan, hepimizi
batran Başbakan Bülent
EcMt'i ilk seçimde
oybnmızla emekli
eddim" denildi.
Tenı sayısı çıktı
| l - | iiKfirimiiflyatıyia
11 3.000.000 TL
pslltika
Kjpak: Sıyasal Islam'ın sonu
S n i Selçuk'la söyleşi:
Onokratıkleşme, hemen!
Bahceli hukuki cözüm istedi
Türban tehlikeli
mecraya giriyor
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-MHP Ge-
nel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Devlet
Bahçeti, türbanla ilgilı
tartışmalann tehlikeli
bir yola girdiğini kay-
detti. Bahçeli, öğrenci-
lerin türbanla okuma is-
teklerini siyasi kulvara
çekmek isteyen bazı
çevTelerin bulunduğu-
nu, ancak bunun tek
yanlı değil iki boyutlu
bir tavır olduğunu be-
lirtti.
Bahçeli, AKP Adıya-
man Milletvekili Mah-
mut Göksu'nun türban-
la ilgili sonı önergesini
yanıtladı. Yasalarda
yükseköğretimdeki öğ-
rencilerin kılık kıyafeti
konusunda açık bir hü-
küm bulunmamakla bir-
likte YÖK'ün bu konu-
da geçmiş yıllarda bazı
kararlar aldığını kayde-
den Bahçeli, şu görüş-
leri dile getirdi:
"Türkiye'de öğrenci-
lerin başörtüsü ik oku-
ma isteklerini siyasi kul-
vara çeken birtaİamçev-
relerin olduğu doğru-
dur, ancak bu tek yanh
değil iki boyutlu bir ta-
vırdır. Mevcut dunım
göstermektedir ki birin-
ci görüşte olanlar her
başörtüsü takanımürte-
d obrakgönne vedeğer-
lendinneyanhşfağınadü-
şerkea, ikinci görüşün
sahipleri de başörtüsü
ve türbanla ilgili tarüş-
malardan kendilerine
siyasi menfaat sağjama-
va çalışmaktadırlar.
Inanç gibi son derece
önenüi ve nazik bir ko-
nudatakmıianbuDd tav-
nn da demokrasinin
özüne aykm olduğu, de-
mokratik ruhu yozlaş-
anbgı ve tartişmayı teh-
Bkeliolabüecek bir mec-
raya sürükkdigi açıknr.
Meselenin hukuki ze-
minde sağlıkb bir
çözüme kavuşturuhnası
gerekmektedir.''
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
m.kart@superonline.com.tr
Ciller hükiimeti elestirdi:
Koalisyon suç
ortaklığı yapıyor
Örgütten kopmamalan için üyelerini birbiriyle evlendiriyor
Çöpçatan Hizbullah
tstanbul Haber Servi-
si-DYP Genel Başkanı
TansuÇiller, Bankacılık
Yasası'nı eleştirerek
"Koalisyon ortakhgı suç
ortakhğına dönüşmüş-
tür" dedi. Zorda olan
bankalara kaynak akta-
nlmasıyla ilgili olarak
çıkartılan yasanın, cum-
hurbaşkanı tarafından
veto edilmesini umduk-
lannıbeurtenÇUler"Ve-
to etmezse, DYT olarak
özel sektöre aktanlacak
olan bu kavuaklanndoğ-
ru obnavacagnıa inan-
dığımız için bu yasa\ı
AnayasaMahkemesi'ne
en tea zamandagötüre-
cegE" diye konuştu.
Çiller, partisinin Is-
tanbul il başkanlığında
düzenlediği basın top-
lanüsında, doğalgaz, tüp-
gaz ve otogazdaki bü-
tün vergilerin ve kâr
oranlannın kaldınlması
için yasa teklifi verdik-
Ierini anunsattı.
Hükümete yüklendi
Bu arada, Çiller dün
yaptığı yaalı açıklama-
da, 4 yıldan bu yana ku-
rulan hükümetlerin, hal-
kın ihtiyaçlanna cevap
verecek yatınmlan ger-
çekleştiremediğini be-
lirterek, "sorunlan mer-
kez sağ bir iktidann çö-
zümleyebileceği kamu-
oyu taranndan gayet iyi
anlaşdnuşür1
" dedi.
GÜRKANA1A
ERZURUM -Şeriatçı terör ör-
gütü Hizbullah'a yardım ve ya-
taklık yapmak suçundan yargı-
lanan kadrolu imam Mehmet Ak-
baş, örgütün tabanını güçlendir-
mek için sempatizanlan
birbiriyle evlendirdiğini
söyledi.
Diyanet Işleri Başkan-
hğı'nın 1997 yılındaaç-
tığı sınav sonucu imam
kadrosuna alınan Meh-
met Akbaş (22), Ağn'nın
Hamur ilçesine bağlı Beklemez
köyünün Kardeşler Mahalle-
si 'ndeki camide görevlendirildi.
Bir süre sonra Ağn merkez Ha-
nibaba Camii imamlığına atanan
Akbaş, Hizbullah'a yönelik ger-
çekleştirilen operasyonda örgü-
te yardım ve yataklüc etmek su-
çundan yakalandı. tlk sorgusun-
dan sonra tutuklanan Akbaş hak-
kında Erzurum DGM'de 12 yıl
hapis istemiyle dava açıldı. Yar-
gılamanın ardından tutuksuz yar-
^eriatçı terör örgütüne yardım ve
yataklıktan yargılanan imam Mehmet
Akbaş, kendisinin de örgüt
üyelerinden birisinin kızkardeşiyle
evlendirilmek istendiğini söyledi.
gılanmak üzere serbest bırakı-
lan Akbaş, mahkemeye verdiği
ifadesinde örgütle ilgili olarak
şu bilgileri verdi:
"1994te Ağn İmam Hatip U-
sesi'nde okurken, sonradan Er-
zurum'daki bir operasyvnda öl-
dürülen Hizbullah müitanı Mu-
ratGök iletamştmtGök, 1999 yı-
hnda örgütten kopmamam için
yine örgüt üyesi Ilyas Tunç'un
kız kardeşi ile evienmemi söyte-
di Bunun içinTaşfcçay 'da Hikmet
San 'nm evine gjttik. Bura-
da ismini dahi öğreneme-
djğun tesettürtü laza 'Ce-
maat tarafindan gönderil-
dim. Ikimizi bırbirimize
uygun görmüşler. Benim-
le evlenmek ister misin?'
dedim. Kız da bana 'Ma-
dem cemaat göndermiş, başım
gözüm üstüne' dedi Ancak da-
ha sonra ktabegenmediğimive
bueviiliğiv^pınayacağunıbildir-
dim. tnsanlan örgüte bağlamak
için böyle bir taktikkuEanınyor."
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Hiç böyle düşünmemişim.
Ama genç akademisyen, çelebi-
ce bir gülüşün ardından ekleyin-
ce kafama dank etti:
- Engin abi, Kıbrıs, dünyanın
en eski sorunudur...
Boş bulundum. Düşünmeden
itiraz ettim:
- Yokcanım, abartıyorsun...
Tınmadı bile. Yine çelebice
güldü:
- öyledir... Dûşün bakalım dün-
yada Kıbns 'tan daha eski ve hâ-
lâ çözülememiş hangi sorun
var?..
Çocukluğumdan beri adlannı
ezberledığim "sorunlar" belle-
ğımde geçit töreni yaptılar:
Süveyş Kanalı? l-ıh, çözüldü.
Vietnam? l-ıh, çözüldü.
Tibet? Çözülmedi. Ama Kıb-
ns'tan daha kıdemli değil?
Keşmir? l-ıh. Onun da kıdemi
Kıbrıs'tan düşük.
Falkland Adası... l-ıh, çözül-
dü. Biraz kanlı çözüldü ama çö-
züldü.
Tamiller?.. Korsika Adası?..
Kosova?.. Makedonya?.. Bos-
na?.. Sırbistan'daki Macarazın-
lık?.. Macaristan'daki Romen
azınhk? Bask bölgesi?..
l-ıh!..
Kimi çözüldü, kiminin kıdemi
tutmuyor.
Dünyanın En Kıdemli 'Sorun'u
Genç akademisyen haklı:
Kıbrıs, dünyanın en kıdemli
sorunu!..
Ada halk(lar)ının, Ingiliz ege-
menliğine başkaldırısından bu
yana Kıbns dünyada bir sorun
ve bugüne dek çözülemeyen,
tersine gitgide düğümden kördü-
ğüme terfî eden bir sorun...
Ama genç akademisyen bu
vurguyla da yetinmedi ve ekledi:
- Biliyor musunuz Ingiliz ege-
menliğinden buyana, hangiyö-
netimgelirsegelsin Kıbnslı Türk-
le hiç adam yerine konmadı.
Onlara sormadılar. Onlann söy-
lediklerine, istediklerine kulak
vermediler...
Söyleyecek laf bulamadım:
öyle mi, çok tuhaf!..
Geri adım atmadı:
- Tuhaf değil. Acı...
• • •
Kıbns'ta ikinci günümdeyim. İki
günde "dünyanın en kıdemli so-
n/nu"nu ayrıntısıyla kavramak
mümkün değil. Gelip en az on
gün kalmalı. İlgili, ilgisiz, yetkili,
yetkisiz olabildiğince çok kişiy-
le konuşmalı, okunacakları oku-
malı, sorulacakları sormalı ki bu
"kıdem"\n nedenini kavrayabi-
lelim, neden olanlan tanıyabile-
lim.
Ama iki yoğun gün boyunca ko-
nuştuklanmdan da bazı sonuç-
lar çıkarmak mümkün ve bu so-
nuçlar genç akademisyenin ya-
zının başındaki yargısını doğru-
luyor:
- Kimse Kıbns Türkünü adam
yerine koymuyor.
Kanrt mı ?
Buyrun sizeikj gün boyuncayü-
rütülen sohbetlerden bir seçki:
• • •
Türkiye'den benimle birlikte
gelen ve Kıbns konusunda "res-
mi" görüşü benimseyenlerle bir
"Kıbns gerçeği"üs\üne konuşu-
yoruz. Çalışan nüfusun yarısın-
dan çok daha fazlasının kamu-
dan maaş alarak geçindiğini; üre-
ticilikten uzak, devletten (kamu
kaynaklarından) beslendiklerini
söyledim.
Resmi tezleri benimseyen,
"Kıbns'ın Rum'a asla teslim edi-
lemeyeceğini"söyleyenlerin su-
ratı küçümsemeyle, hatta haka-
retle buruştu:
- Bizim paramız... Hepsi bi-
zim paramızla geçiniyor bunla-
nn...
Allah Allah, bir yandan 'Kıbrıs
bizim canımız, feda olsun kanı-
mız" türküsünü söyle, bir yandan
Kıbrıs Türklerini bizim sırtımız-
dan geçinen asalaklar" olarak
nitele.
Çok tuhaf.
Yoksa tuhaf değil acı mı de-
meli?
• • •
1974'ten sonra Kıbns'a göç
et(tiril)mişlerden bir Karadeniz-
liyle konuşuyoruz. Kıbns Türk-
lerinden "yeriiler" diye söz edi-
yor. Kovboy filmlerinde Kızılde-
rililer için kullanılan terim gibi:
Yeriiler...
Ama devamı van
- Bunlann hepsiRum'ayatkın-
dırbey. Sınınkaldır, hepsi Rum'la
sarmaş dolaş olur? Haindirbun-
larhain...
Itirazı denedim:
- Hepsi mi?
Biraz durdu ve ısrar etti:
- Aslında hepsi. Bugün ağzı-
nı açmayanlar varsa, devletten
maaşlan kesilmesin, avantalan
bitmesin diye bey. Biz veriyonjz
bunlann nzkını biz...
"Biz" dediği, kendisı ve ken-
disi 23 yıldır Kıbrıs'ta yaşıyor.
Maaşlan "onun" nasıl verdiğini çı-
karamadım ama tartışmanın da
pek âlemi yoktu. "Çok tuhaf"
deyip lafı noktaladım.
Yoksa çok acı mı demeliydim?
• • •
Galiba üç günlük tatil yapan bir
Ingiliz turist Girne kıyılannı kap-
layan kebap ve lahmacun koku-
lanndan yakındı ve fakat fatura-
yı Kıbns Türklerine kesti:
- Ben bu kıyıyı çocukluğum-
dan beri bilirim. Güzelim kıyı
meyhaneleri arasında şu Arap
yemekleriyakışıyor mu ? N'ola-
cak, Kıbnslı Türklerbirerikişerbi-
zegeldiler, Londra'da bizim dev-
letin sosyal yardımlannın keyfi-
ni çıkanyorlar. Bu kıyılan bu he-
riflere terk edip berbat ettiler...
Hayatı gitmiş bayatı kalmış In-
giliz kocakanya, Ingiliz sömürge
imparatorluğunun Kıbns'tan alıp
götürdüklerinin yanında, Ingilte-
re'ye göçmüş Kıbns Türklerinin
alabildiği sosyal yardımlann de-
vede kulak kalacağını eklemek
vardı ama üşendim...
"Ya çok aa" diye mınldanıp yü-
rüdüm.
• • •
Acaba Kıbns'ın "Dünyanın en
kıdemlisorunu" oimasmda Kıb-
ns Türklerini adam yerine koyma-
manın payı var mıdır?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Ateşlenen Ruhlar...
Sığ sulanndaydık, kan ısısındaydık, kara bir bal-
çıkta lacJvert esen kuzey rüzgârianna teslim ol-
muştuk...
Sen derin bir uykudaydın o sıralar!..
Sesin ve sesinin vurgusu, isyancıl birtutkuyu, kış
güneşinin yüzüne vuruşunu görmeye, tanımaya
çalıştığım günlerdı!..
Uslu bir bakışla ateşlenen ruhlan, denizleri, ırmak-
lan, ovalan, ormanlan, bozkırian anlatmaya başlıyor-
dum sana...
Ben sana Angolalı şairAugustino Neto'nun 'Ay-
nlık öncesi Veda'sını okuyalı yıllarolmuştu...
"AnacığımJ
öldürdüler evlatlannı senin
Ve sabretmeyi öğrettiler sana
Anacığım!
Yıllan senin yaşamının
benziyor birbirine
mezar taşlan gibi,
Ve acı çekmeyi öğrettiler sana
umut bağlayıp göklere."
Sen çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yü-
zünden yoksundun...
Türkülerinle tutuşturduğun sonsuzluğunla yaralar
veışıklariçindeydin!..
Pablo Neruda'nın dizeleri soğuk ay ışığı altında
güney denizlerini aşıp Nâzım'a ulaşırken ellerinde
işkence izi vardı!..
Sefaletin romanını mı yazmak zordu, yoksa şiirin mi?
Istanbul'un göbeğinde ölen iki çocuğun öyküsü, bi-
liyorum beni de seni de derinden vurdu...
Erdal ve Serdal...
Biri 13, diğeri 10 yaşındaydı...
Ikisideöldü!..
Beş kişilik yoksul birailenin yaşadığı üç katlı ev gü-
pegündüz çöktü!..
Anne Evrize, kızlan Kader ile Aynur kurtuldu...
Baba Ramazan Yılmaz, çökük altında kalan Er-
dal ve Serdal'ı kurtarmak için çırpındı...
Yılmaz ailesinin öyküsünü, inan ki anlatmak çok
zor...
Onlann ekmekleri taş gibi katı, geceleri uykusuz-
du!..
özeti bu!...
• • *
Yüreğimin ateşini dinledim sabaha dek!..
Nâzım'ı, Pablo Neruda'yı düşünürken kafam ka-
nştı, bir duygu seli beni soğuk iklimlere taşıdı...
Dün sabah Eminönü'nde çöken üç katlı ahşap
ev, derin bir sessizlik içindeydiL
Bir kareli deftere yıllar önce yazılmış mektup, yal-
nız kadının öyküsünü anlatıyordu:
"Hep yalnızken kadın, hep hüzünlüyken çıkıpge-
lirdi uzaklardaki dost sesi.
0 sese kulak verirdi kadın...
Orada yalnızlık vardı, hüzün vardı...
Herkes susar, o konuşurdu...
Onunla yolculuğa çıkardı kimi zaman...
Zaman ağır ağır ilerierdi...
Sevdiği ve sığındığı gece uzardı..."
Boy veren tutkular Augustino Neto'nun öfkeli ağa-
cında tomurcuklanırdı:
"Biz ki dünün
Köieleri; • "
çıplak ırgatlar
kahve plantasyonlannda;
Biz ki aç her zaman,
her zaman susuz,
biz ki aydınlıktan
yoksun;
kör cahil,
ve bildiğimiz tek okul
efendilerimizin buyruğu..."
•••
Masmavi birsabahın içindeyim...
Hüzünlüyüm!
Evrize Yılmaz'ın hıçkınklannı duyuyorum, baba
Ramazan Yılmaz'ın gözyaşlannı görüyorum...
Kafam kanşık!..
Ne yazdığımı bile bilmiyorum!..
Kaç kişi öldü ölüm oruçlannda?
Başımj öne eğiyor, hiç konuşmuyonjm...
Erdal 13, Serdal 10 yaşındaydılar...
Göçük altında kalıp öldüler!..
Bir başka kareli defterde, bir genç annenin çocu-
ğuna yazdığı şiin
"Güneşli bir çocuksun sen/ Günebakan duruş-
lul Ellerinden ebem kuşakian çıkan/ Ince pembe du-
daklann/ Düğme gibi birburnun var/ Seni doğuru-
yorum her gün/ Kasıklanmdan ışık fışkınyor/ Sana
sancıyorum her gün/ Bilmiyorsun./ Heryanım süt
ve kan/ Yaz günü gibisinl Haziran kokulum, temiz
kiraz çiçeğim/ Sanl boynumaJ Gümüş bir atın ya-
nında/ Sıcak denizlere gideliml Kimselere yenil-
meyelim."
Dün sabah kar yağmamıştı. Güneş yüzünü gös-
termişti.
Kareli defterin sayfalannı çevirirken kadınlann sı-
ğındıkları geceleri, yolculuğa çıktıklan günleri anım-
samaya çalıştım!..
hikmetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Eyüp'te trafik kazası
Ahmetthtiyaroğlu ve
7Jdşiyaraİandı
tstanbul Haber Servi-
si- Eyüp"te meydana ge-
len trafik kazalannda,
aralannda Istanbul Or-
ganize Suçlar Şube Mü-
dür Yardımcısı Ahmet
Ihtiyaroğhı ile kardeşi-
nin de bulunduğu 8 kişi
yaralandı.
Eyüp Hal Yoluüzerin-
de dün meydana gelen
trafik kazasında, Ahmet
Ayyıkhz'ın kullandığı 34
JU 159 plakalı otomo-
bil, yolun kaygan olma-
sı nedeniyle kontrolden
çıkarak tbrabim Çarpraz
yönetimindeki 34 YH
0620 plakalı otomobile
çarpa. ÜzeyirÇakşkan'ın
kullandığî 34 TDP 76
plakalı ticari otomobil
de durmayı başarama-
yınca kaza yapan araçla-
ra çarptı. Kazada, sürü-
cülerden Ayyıldız ile
Çarpraz ve otomobiller-
de buhman Istanbul Em-
niyet Müdürlüğü Orga-
nize Suçlar Şube Müdür
Yardımcısı Ahmet îhti-
yaroğlu, kardeşi Musta-
fa thtivaroğlu ile Engin
Kalkan, Nezir Incir ve
Aydm Çakar yaralandı.
Istanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'ne
kaldınlan yaralılardan
Incir'in hayati telıükesi
bulunduğu, diğerlerinin
ise sağlık durumlannın
iyi olduğu belirtildi.