16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 28AĞUSTOS2001SAL Çok özellikli televizyonlara -ileri teslimde- çok özel taksitler ve indirimli seçenekler! Geieceğın teknolojisini yarâtan îelefunken'den çok ö?el kampanya. DVD'h VCD'li ve Now&Next ö:ellikli Tefefunken televizyonlar şimdi tercihinize göre Ekim, KdsıiT) ya da Aralık ileri teslimli ve indirimli taksit seçenekleriyle. O L A Y L A R V E G O R U i Ş L E R [email protected] TLF 37 EKRAN COMBI-VCD TV Aral/k teslim. Ayda 47.700.000 TLx10 taksitle TLF51SUPERS0NICTX Aralık teslim. Ayda 39.200.000 TLx10 taksitle TLF 70 EKRAN COMBI-DVDTV Aralık teslim. Ayda 109.600.000 TLx10 taksitle İlEIBfUN Fiyatianmıztavsiyec - vatlardır. KİLİ SATiCILAKI'NPA TELEFUNKEN Laik Ülkenin Diyanet İşleri... Doç. Dr. Tonguç GÖRKER T ürkiye Cum- hurıyeti'nin olmazsa ol- maz yönetim ilkelerinden biri olan laiklik, 1950 yı- lında başlayan karşı dev- rim çabalanndan günü- müze, orasından burasın- dan çekiştirilip yıpratıl- mak isteniyor. Ata- tûrk'ün demokıasi dene- mesi olarak 1930 yılında kurulmasını sağladığı Serbest Cumhuriyet Fır- kası'nın neden olduğu olaylar, ülke tabanında sinsi bir bekleyiş içinde olan Irtica'nın her an di- rilmeye ve Cumhuriyeti yok etmeye hazır olduğu- nu göstermişti. Ömrü üç ay sürmesıne karşın, par- tinin kapatılmasından sonra da din satıcılannın eylemlen son bulmamış. kısa süre sonra Menemen olayı patlak vermişti. Hal- kın ortasında Teğmen Kubilay'ın kafasını kör bıçakJa kesen yobaz, yet- miş bin kişilik Hilafet Or- dusu'nun sının geçtiğini ve Anadolu'yu ele geçir- mek üzere olduğunu hay- kınyordu. 1950seçimle- nni kazanan fırsatçılar, bu gerçeği kullanma yo- lunu seçip, bılinçsiz kit- lelerin oylan peşine düş- müşlerdi. Ülkeyi nasıl bir karan- lığın içine sürüklemeye başladıklanna aldınş et- meden ve yalnızca ken- di iktidar hırsiannı do- yurma isteğinden vaz- geçmeden. 1950 yılında Demokrat Parti iktidarının başla- masıyla bu yolda daha nice adımlar atıldı. Na- maza çağn niteliğindeki Türkçe ezan, Türkçe ko- nuşan toplumda anlaşıl- maz Arapça bağırtılar du- rumuna getirildi. Tekke- ler ve dolaylı olarak tari- katlar hızla su yüzüne çıktı. Müslümanlıkla il- gısi olmayan Imam adlı bir mesleğin eğitimine hız verıldi. Sözde meslek olan imamlık eğitimi, bir sü- re sonra ülkenin temel orta öğretimi durumuna getirildi. Ülkenin tüm yö- netim kadrolanna imam- lar dolduruldu. Ve gide- rek dincilikle ilgisi ol- mayan çıkarcı politika- cının kozu elinden çık- maya ve oy pazan, ger- çek din tüccarlannın eli- ne geçmeye başladı. Ve bir ara din tüccarlan, dev- leti yönetmeye başladı. Artık laik yönetime ina- nanlann ismi "laikçi" ol- muştu. Oysa laiklik ilke- si, anayasanın değiştiri- lemez maddeleri arasın- da yerini koruyordu. Ve 28 Şubat uyansı ile gaf- let uykusu sona erdi. Ne var ki kokuşmuş yapı kolay değişemezdı. Laiklik vardı ama, uygu- lamaya niyetli yönetici bulmak sorunu da vardı. Hâlâ din yatınmına son vermemiş olan sağ eği- limli partiler, değişimi zaman içinde eritme he- saplan yaparken sol içe- rikli oiduğunu varsayan partilenmizden birisi Fet- hullah sempatızanı, öte- kısı Mormon hayranı gö- rünümünü benimsiyor, seçımlerde dinci kesimin EVET/HAYIR OKTAY AKB AL v Dost Mektupları' "Atatûrk'üm eğilmiş vatan haritasına I Görme- dim tunçyûzünde böylesine gecelerI 'Atatürk ney- lesin memleketin yarasına I Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler. Nerde Istiklalharbinin o mutlu günleriI Türiü düş- mana karşı kazanılan zaferi I Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tanyeri I Atatûrk'üm ben ölecek adam değildim der. Git hemşerim git kardeşim toprağına yüz sür I O'dur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür I Resim- lerinde bile melul mahzun görünür I Atatûrk'üm kabrinde rahat uyumak ister." Bu şiir 1947'de Varlık dergisinde çıkmıştı. Iktidar- daki CHP'nin Atatürk devrimciliğinden ödün ver- meye başladığı günlerde! Hasan Âli Yücel ba- kanlıktan uzaklaştınlmış, Köy Enstitüleri tehlikeli görülmeye başlanmış... Cahrt Sıtkı Tarancı da, iş- te bu şiiri yazarak duygulannı açıklamış! Tutulan yo- lun bir çıkmaza doğru gıttiğini!.. Yaşar NabiNayir'ın "Dost Mektuplan "(Varlık Ya- yınlan) kitabında Tarancı'nın mektuplan var. Daha kimlerin yok ki!.. Yazın tarihimiz açısından değerlı bir belgeler toplamı... 9 Nisan 1947 günü Tarancı bakın ne yazmış: "Variık'ın nisan sayısı çok beğenildi. Senin 'Sol- cu Kime Derter?' yazın tam zamanında yazılmıştır. Nurullah Ataç bu sayıdan çok memnun oldu, ama Ulus 'takı yazısında memnunluğunu yeter derece- de belirtmemiş... Benim şiiride beğendi. Diyorki 'Şimdiye kadar Atatürk hakkında şiir, mebus olmak için yazılırdı. Cahit inadına mebus olmamak için Ata- türk hakkında şiir yazmış.' " Tek partili yıllarda hemen bütün belli başlı şair- lermilletvekili olmuşlardır. Adlan saymakla brtmez. Ama 1940 sonrası şairlerinin Atatürk için yazdık- lan şiirlerçok daha değişiktir. Kuru övgü yoktur, ger- çekîer vardır, şişirme, büyütme yoktur, sevgi var- dır. Ata'nın gerçek büyüklüğü ancak bu şiirlerde or- tayaçıkar... Tarancı, Yaşar Nabi'ye bir mektubunda niye ye- ni şiirler yazmadığını şöyle anlatmış: Vahmin edemeyeceğin kadar iyimseriik için- deyim. Şimdilik sevdiğimi düşünmekten başka ne arzum, ne takatim ve hele ne de vaktim var." Zorlukla da olsa mutluluğa kavuşuyori Ama ne kadar zaman için? Bir iki yıl!.. Sonra hiçbir dergi- de ya da kitaplannda göremeyeceğiniz şu kısa şi- iri gönderiyorarkadaşına... Evlilik, aşk, bunca mut- luluk, işte sonuç: "Sözün doğrusu I Olacak şey değildi ama I Ol- du bir kere I Bahar vurdu başıma I Bir delilik et- tim I Tuttum evlendim I Ne söylesem az I Çeken bilir/Allah düşmanıma vermesin." Şiirin açıklamasını da şöyle yapmış: "Hemen ilave edeyim kı şikâyetım yengenden değil evlilik müessesesindendir. Yüklediği mesu- liyet ve mükellefiyetler şiir şevkimi ehtti, bitirdi adeta. Bana göre değilmiş vesselam." "Dost Mektuplan" başuc'u kitabım. Hisar'dan Ataç'a, Sabahattin Ali'den Sait Faik'e, Reşat Nuri'den Orhan Kemal'e... Yaşar Nabi'nin On- söz'den dediği gibi: "Sevinç ya da öfke, ama bir coşkun yaşama tut- kusuyladolusayfalarsayfalar. Birçoğu yok odost- lann. Yitip gitmişler er veya geç, ömürierini ta- mamlayarak. Biryığın heyecan dolu, tutku dolu söz yığını kalmış ardlannda..." Yaşar Nabi Nayır da o dostlarla beraber!.. Şim- di kim çıkacak da şairierin, yazarlann, 'dost mek- tüplannı' bir araya getirip geieceğın okurfanna su- nacak!.. oylannı hedefliyorlardı. Demokrasinin inanç öz- gürlügunü de içerdıği var- sayımı ıle ve her türde yoz davranışlarını de- mokrasiyi kalkan olarak kullanarak savunmakla. Demokrasinin her tür- lü inanca saygı gösterdi- ği doğrudur. Esasen de- mokrasinin varlığı için laikliğin ön koşul olma- sının nedeni de budur. Çünkü laiklik, her inan- ca saygılıdır. Isteyen is- tediği dine, ısteyen her biri ayn din olan istedi- ğı tarikata inanabılir. La- iklik buna engel değildir. Laik ülkede her vatandaş dinsel inancuıda özgür- dür. Aynı inanca başka- lannı zorlamamak, inan- cını topluma dayatma ha- line getirmemek koşu- luyla. Devlet yönetimine asla! Ancak devlet yöneti- minde din inancının ye- ri yoktur. Laik ülkede devlet, kışilerin inanma özgürlüğüne saygılı ola- cak, ancak ınançlann top- lum yönetimine kural ge- tirmesini önleyecektir. Devlet hangi inançta olur- sa olsun, her türde din ınancına sahip kişiye eşit yaklaşımda olacaktır. Ki- şinin din inancı olması veya olmaması devleti il- gilendirmeyecek, ancak toplum yönetimı için ko- nulmuş kurallara bağldı- ğı ve saygıyı her vatan- daşından bekleyecektir. Yaptınmlann suç saydı- ğı bir gırişım için dinsel inançlann mazeret ola- rak göstenlmesine mü- samaha etmeyecektir. Devlet hiçbir eğitim kurumunda, herhangi bir dine hitap eden eğitimde bulunmayacak, dinlere eşit uzaklıkta olacaktır. DeVletin eğitim kurum- lannda din eğitimi, an- cak akademik anlamda olabilir. Bu rür eğitimde, dinlerin tarihi, felsefesi, dağılunı, ortak yönlen, ayncalıklan öğretılecek, dın bilgini ismi venlebi- lecek kimseler yetiştirile- cektir. Bu kişiler bir dinin gö- revlisi değil, dinlere ba- kışlan tarafsız bilim adamları olacaktır. Bu eğitimin yeri de, reşit ol- ma yaşına ulaşmış öğ- rencilerin bulunduğu yükseköğretim kurumla- n olabilir. Laiklik ılkesini anaya- sa güvencesine alrruş bir ülkede, diyanet işleri ge- rekli midir? Bu gereksinim, Cum- huriyetin kuruluş yılla- nnda laikliğin toplum ke- simlerine din bilgileri olan aydm kişilerce anla- tılabilmesi düşüncesi ile düşünülmüştür. Çeşitli dinlerden olan vatandaş- lann ılişkilerinde sorun- lar olabileceği, böyle bir yönetimin uzlaştıncı ola- bileceği varsayımı ile, Şer'iye Vekâletinin kal- dınlması ile doğan boş- luğun Diyanet İşleri Baş- kanlığı ile doldurulması yararlı görülmüştür. Kar- şı devrimin başladığı yıl- lara kadar bu düşünce doğrultusunda bir işlev de görülmüştür. Ancak vatandaşın din duygulannı çıkarı için kullanmak isteyen yöne- timlerin başlaması ile Di- yanet Işlen Başkanlığı, Osmanlı dÖneminin Şey- hülıslamı gibi bir görünü- me bürünmüşrür. Kavuk ve sank takarak TV ek- ranlarında boy göster- mekte, kurbanm kaç aya- ğı oİacağına dair fetva vermekte, devletin din iş- lerinin değil, Sünni Müs- lümanlann temsilcisi gi- bi davranmaktadır. Ge- çen günlerde Alevilerin camilerde ıbadet etmesi- ni buyuran fetvası ise bar- dağı taşıran damladır. Sonuç Caminin kilise olma- dığını, Müslümanlann ibadet için bir mabede gereksinimlerinin bulun- madığım, her durumda ve her koşulda, hatta de- ve üstünde yolculuk eder- ken bile dua ederek na- maz blabileceklerini bil- memesi ile, Müslüman- lan temsil etmedığmı ka- nıtlamıştır. Laiklik ilke- sinden ise tam olarak ha- bersiz olduğu açıkça gö- rülmektedir. Verdiği fet- va, açıkça toplumu bö- lücüdür. Eğer diyanet iş- leri adlı bir kurum devam edecekse, bu kişi hemen görevden alınmalıdır. Diyanet işleri kurumu- na da artık gerekli dü- zenleme getirilmelidir. Devletin dinlere eşit yak- laşımda olduğu bir ülke- de, diyanet işlerinin gö- revlileri din adamı ola- mazlar. Din bilgisine sahip ol- duklan bilinen devlet me- murlan olmalıdırlar. Din adamı giysileri giyemez- ler. Devlet memurlan, kı- yafet yönetmeliği ne içe- riyorsa ona göre gıyın- melidirler. Vatandaş, Erdal Inö- nü'nün, Mümtaz Soy- sal' ın. YektaGüngör Öz- den'in, Zekeriya Temi- zel'in, Sema Pişldnsüt'ün birleşerek kuracakları Atatürkçü partıyi bekle- mektedir. NOVITAS Turizm 2001 YILI TURLARI DOĞU ANADOLU (15-20 Eylül) KJLİKYA-GAP (22-27 Eylül) ORTA ANADOLU (7-13 Ekim) TUR ABDIN (25-29 Ekim) SURIYE-LÜBNAN (19-28 Ekim) PRAG (26-30 Ekim) YUNANISTAN (5-10 Kasım) HINDISTAN-NEPAL (3-14 Aralık) Tel : (0 212) 251 28 08-09 e-ıtıail : no\ itasgnovitas com.tr : \v\vu.novitas.com tr KUITUK • SANAT (0212) 293 1*7* PENCERE Politikacı Olarak Tayyip'in PortresL Üç vurgulama: Futbolcu.. ' Imam-hatiplL Kasımpaşalı.. Her tutumundan, yürüyüşünden, oturuşundan, kalkışından, selam verişinden, saldırganlığından, utangaçlığından, kapalılığından, içine çekikliğin- den, sürekli savunmadaki konuşlanmasından, yü- rürlükteki düzene sığamayışından, tedirginliğin sar- malında yaşadığı belli... Soruyoıiar: - Değiştin mi?.. Ne anlamsız soru!.. - i Niçin değişsin?.. • Değişim evrenin yasası; insan doğar, büyür, ya- şam boyu değişir... Ancak Tayyip'e sürekli "değiştin mi" sorusunu yöneltenlere bir bak sen!.. Çoğu dönek.. Değişim ile döneklik arasında dünya kadar fark van değişen doğaldır; dönek gazeteye ilan verir "Kimliğimi yitirdim, yenisini çıkaracağımdan es- kisinin hükmü yoktur!.." Tayyip eski kimliğini karalayıp yenisini piyasada pazarlamayı kendisine yediremiyor. Tayyip dönemez.. Hele bir dönsün, görür gününü, burnundan fttil fitil getirirler... Şimdi iki arada bir derede kalmıştır, başa güreş- mek için soyunmuştur, ama, şu güne dek yaptığı prim öteden beri güdülendiği dincilik siyasetinden kaynaklanıyor; irticaya karşı çıktığı gün bitmiştir. Peki, dincilik dışında gradosu ne?.. Belli değil... Türkiye'yi içine düştûğü çukurdan nasıl çıkara- cak?.. Küreselleşme sürecindeki dünyada yeri ne olacak?. Ekonomide çözüm yollannı nasıl ürete- cek?.. Laik Cumhuriyet'teki konuşlanması nasıl olacak?.. Sorulann tümü şapkanın değil, türbanın altındadır, gün ışığına çıkanldığında takke düşecek, kel görünecek... . Tayyip dinci.. Yaötesi?.. Kravata karşı çıkıyor, ama, takıyor; pantofona karşı çıkıyor, ama, giyiyor; frenk gömleğine karşı çıkıyor, ama gömlek sırtındadır; Amerika'ya karşı çıkıyor, ama, oğlunu Amerika'ya okumaya yolluyor. Üstelik Tayyip kabadayı görüntüsüne karşın ka- badayı değil... • Kabadayılık ile külhanbeylıği arasında derin bir fark vardır; mert adamdır kabadayı, kestiği raco- na bağlıdır adam satmaz... Tayyip Hoca'sını sattı.. Ertüakan 28 Şubat'ta alaşağı edilince Tayyip bu- nu fırsat bildi; durumdan yararlandı... Necmettin Hoca'yı arkadan vurdu. Tayyip dönek değil; ama, fırsatçı, çıkarcı, kumaz, içinden pazarlıklı bir politikacı!.. "Yenilikçilik" eti- keti beladan kazadan kaçınmak için yakaya takıl- mış bir nazar boncuğu... • 27.08.2001 günü % ^ . . Prof. Dr. AHMET ÇALIŞKAN'ı sonsuzluğa uğurladık. Onu sevgiyle anıyoruz. İSTANBUL HP FAKÜLTCSİ NÖROLOJİ ANABtLtM DAU Otuz yıla yakın sanatçı olarak çalıştığım Devlet Opera ve Balesi topluluğundan emekli olurken, bu ayncalıklı ve onurlu uğraşı ülkeme çağdaşlığı taşıyarak bana armağan eden, yüzyıllann önünde yürüyen büyük insan, ölümsüz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e sonsuz teşekkürü borç bilirim SİBELÇETİN SANATÇI I.OfiLU AIKAZAR N.TA$I MOVIEPLEK (UtBEILİTAS MOVIEPLEK ALTUHİZADE CAPIT01 KADIKOY IKOADW*Y I 1 219 09 60 516 26 60 310 0616 346 14 81 12 00-1415-16 38-19 00 21 30 11 30-14 00-16 30)9 00-21 30 CUMA CUMAiml 23 45 11 30-14 00-16 30-18 45-21 00 12 00-14 30-17 00-19 30-2215 11 15-13 45-16 15-19 00-21 IS ACI KAYBIMIZ Rahmetli Nadire Kansu ile Nafi Atuf Kansu'nun oğullan, Tuğrul Atuf Kansu ve Ceyhun Atuf Kansu'nun kardeşleri, Rahşan Kansu'nun sevgili eşi, Aykut Kansu, Aydan Kansu Tanca ve Ertuğrul Tanca'nın babalan, Dersu ile Kansu'nun dedeleri ARMAN ATUF KANSUVu 27 Ağustos 2001 Pazartesi günü yitirdik. Cenazesi 29 Ağustos 2001 Çarşamba günü Hacı Bayram Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Başımız sağ olsun. AİLESİ Sosyal Sigorta kartımı kaybettim. Hükümsüzdür ÖZLEMGÜVEMLİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear