23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6AĞUSTOS2OO1PAZAR CUMHURİYET SAYFA DtZÎ ROBOTEK TURHAN SELÇUK V DMJSî BÎA1U &BBİİLCANBAZ HARİKULÂDS MACÎRALAR1 KIS1M ÎEKMİLİ Kıbnshn Kuvayi Milliyesi rolündeki Türk Mukavemet Teşkilatı 43yıl sonra kitaplaştırıldı Asbndahiç kimseuyumuyordutstanbul Haber Servisi - Emekli Albay tsma- ilTansu, "Kıbns'ın Kuvayi Miffiye'si" rolünde- ki Türk Mukavemet Teşkilatı'nın (TMT), 1974 Kıbns Banş Harekâtı'na gıden süreçte verdığı mücadeleyi 43 yıl sonra tüm aynntılanyla an- lattı. Tansu, "Ashnda Hiç Kimse Uyumuyordu" adlı kitabında, terör örgütü EOKA'mn, şiddetı- ni yönelttiği Türk halkının sorusuna yanıt ver- di: "EOKA karşısında bizûiüdler ne yapıyor? Uyuyorlar mı?'" 28 Şubat 1997'de düzenlenen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında sıyasal lslamcıla- nn rejım aleyhtan eylemleri tartışıhrken KKTC Bakanlar Kurulu'ndan da Türkiye ve Kıbns'ın ortak tanhı için önemh bir karar çık- tı. 1960'lara doğru Kıbns'ta Türk halkına yö- nelik şıddet uygulayan terör örgütü EOKA'ya karşı yeraltında örgütlenen ve 1974 harekâtına giden süreci hazırlayan Türk Mukavemet Teş- kilatı (TMT) tarihinin yazılması kararlaştmldı. KKTC Bakanlar Kurulu'nun verdığı karar üzenne, kuruluşundan ıtıbaren örgütün ıçinde yer alan Emekli Albay Ismail Tansu, "Asunda Hiç Kimse Uyumuyordu" adlı kitabında Kıbns Milli Mücadelesi'nin Kuvayi Milliye'sı olarak tanımlanan TMT'yı anlattı. Tansu, 1955 yılın- da kurulan terör örgütü EOKA'nın, Ingıliz yö- netımi ve Türk halkına yönelttiği şıddet eylem- lennin 1957 yılına doğru gıttıkçe yoğunlaştığı- nı vurgulayarak, kitabında Türkiye ve Kıbns'ta yaşayan Türkleri endışelendiren şu sorunun ya- nıtını verdı: "Bizimkilerneyapıyorlar? Uyuyor- lar mı?" TMT fltcrlnln doğuşu _~ * 1957 yıh sonuna doğru Kıbns Türk Toplumu lıden Dr. Fazü Küçük ve Kıbns Türk Kurum- lan Federasyonu Başkanı Rauf Denktaş Kıb- ns'ın sorunlannı görüşmek üzere Ankara'ya geldiler. Dönemin Dışışlen Bakanı Fatin Rûş- tü Zorlu ile görüşen Denktaş ve Küçük, EO- KA 1 nın Türk halkı ıçm tehhke oluşturduğunu anlattılar. Toplumun can güvenhğınm eli sitah tutanlar tarafindan korunması ıçın sılah yardı- mı yapılmasını istedıler. Zorlu, hassasiyeti ne- deniyle yanıt vermekten kaçındığı konuyu ın- celeyeceklerim ifade eder. Bu sıradaTürkiye'de "Ya taksim ya ölünT sloganımn dıllendınldiğı mitmgler yoğunlaşmaktadır. Siyasi arenada bu gelişmeler yaşanırken. 1958 yıh başında Genelkurmay 2. Başkanı Or- general Salih Coşkun. Özel Harp Daıresı Baş- kanı Tümgeneral Daniş Karabelen'i yanına ça- ğınr. Tansu ıkisı arasında gehşen diyaloğu ki- tapta şöyle anlatıyor: Coşkun. Karabelen'e şunlan söylüyor: "Kıb- ns'taEOKA'yakarşısflahlıbirörgütübizdeku- rabinrmiyizdiyonar.Dairenizinfonksiyonuma- lum, ancakben sizinle görüşmeden cevaplamak istemedim. Sizdeyannakadardairerüzdekonu- yu gözden geçirin, ne yapabileceğinizi bana bil- dirin." Karabelen. Orgeneral Coşkun'a cevaben "Emredersiniz Paşam, biz bu işi başannz ama, emirbuynrduğunuzgibi,konuyu arkadaşlanm- • Emekli Albay îsmail Tansu, Türk Mukavemet Teşkilatı'nın (TMT), 1974 Kıbns Banş Harekâtı'na giden süreçte verdiği mücadeleyi 43 yıl sonra tüm aynnttlanyla anlattı. • Tansu, "Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu" adlı kitabında, terör örgütü EOKA'nın, şiddetini yönelttiği Türk halkının sorusuna yanıt verdi: "EOKA karşısmda bizimkiler ne yapıyor? Uyuyorlar nnV la görüşmemde yarar var, yann detayh cevabı- mızı arz ederim* dıyor. Danış Paşa, Genelkurmay'dan döner dönmez benı yanına çağırdı ve Salih Coşkun Paşa'nın söyledıklenni bana anlattıktan sonra şöyle ko- nuşmuştu: *Bu söyledikkrim aramızda kalacak, kimse- ye açıklamayacaksın. Şimdilik dairemiz perso- netinededuvurulmayacak. Şinıdisöyle bakalım, bu görevi üsüenirsek başarabflir miyiz? Başar- mak için neler yapmauyız, nelere ihtiyacınuz olur? Bu konudaki düşüncelerin nedir? Paşa'nın sorulannı şöyle yanıtlamıştım: ''Pa- şam, yülardan beri Kıbns davamızın gklişatuu özelolarakarkadaşlanmızla yakından izliyoruz. Bu da\ada bizlere de görev düşmesinin havalle- rini kuruyoruz, Bu konu hep düşlerimizde; IÜ- çin Kıbns'ta EOKA gibi bir örgüt kurmamız emrolunmuyor diye üzulüyoruz, kendi aramız- da hükümeti eleştiriyoruz. Paşam, bumilfigöre- vi başarmakiçin gereklisilahve para tenün edil- diğj, Kıbns'a göndermek için seçeceğjmiz su- baylara süresiziân verümesinin onayianmasıve hükümetin herkademesinde, başvurmamız ha- linde isteklerimizinyerinegetirileceğikabuledil- diğitakdirde, bizbu göreviyurtiçindeveyurtdı- şında, kimse farkına \annadan başarmak için her türlü imkân, bilgive personele sahibiz. Bili- yorsunuz, Türkiye'de bu göreviyalnız biz yapa- biliriz. Dairemizin bütün subaylanbu konunun uzmanı. Bize teşkilatı kurmasa haydi başlayuı denilirse, bu başta zahâluüzin olmak üzere, da- iremiz için büyük bir şerefolacakür. Genelkur- may'a lütfen olumlu cevap vermenizi istirham ediyorum, bizlere güvenebilirsiniz." Karabelen ve Tansu, bu konuşmalann ardın- dan 4 ay süreyle "Harekete geçebilirsiniz" em- nnı beklerler. Sürecek RUMLAR SALDIRIYOR, TÜRKLER ÇAREStZLİKLE BEKLÎYOR X GÜNÜ'NE KADAR GİZLİLİK Menderes ransu, Kıbns'ta yaşanan olaylann hükümeti bir karar vermeye zor- layacak biçimde geliştiğini anlatıyor: Bunlara duyarsız kalınamazdı. Sür- dürülen diplomatik müzakereler çık- maza gkmiş, hiçbir sonuç vermıyordu. Rumlar saldmyor, Türlder çaresizlik içinde bekliyordu. Hükümetin uzun süren kararsızhğı- nın nedenini aylarca sonra uygun bul- t duğumbir sırada Dışişleri Bakanı Zor- {în'ya sormuş ve onun bızzat kendisin- • den öğrenmiştim. Uygun bulduğum an, ona, "*Bir gece önce Kıbns'a 20ton süah ve cephane çıkardığımızı" rapor ettiğim bir andı. Çok sevinmiş ve ne- şelenmişti ve bizi kutlamıştı, teşekkür ^in etmişü. Soruma; "Sana açıklanıaktan sakmcagörmüyorum" dedıkten sonra şöyle konuşmuştu: "Türkiye Vünanistan'la 1SATOiçin- de müttefik. Tûrk-Yunan dostluğuna önem veriyoruz. Kıbns sorununu dip- lomatik müzakerelerie banşçı yoldân çözmeye gayret ediyoruz. Rusya'nın Akdeniz'einmetehnkesine karşıbölge- miziN1\TO çerçe\esinde Yunaıüstanla birükte koruyacağız. Aynca Yunaıüs- tan Başbakanı Karamanlıs, Başbaka- rumız Menderes'in kişisel dostudur ve ona güvenmektedir. Bu nedeokMende- res Kıbns'ta silahh bir örgüt kurdura- raksflahhçaüşmalarayolaçümasından endişe etmekte idi. Bu çatişmalann, kararsızlığı Âda hajkına güven Kıbns içinyapdan müzakereleriolum- suz yönde etkileyeceğM düşünüyordu. Sonunda, \ünanlılaragüvenihneyecegi hakkındaki görüşkrimi paylaşan Baş- bakan. siyasetimizi kuvveüe destekle- mekiçinörgütünkurulmasını kabulet- ti. Aynca örgütün elimizde kozolacağı- na dair telkinkrinı onu etkikdi ve Lzin verdiSizdebuişibaşardınız. Buyılson- bahardaki Birleşmiş Milktler Genel Kurul toplantısında Kıbns konusunda nasıl sert konuşacağun göreceksin, ba- sından takip et" 4 ay boyunca heyecanlı bekleyişını sürdürürken fülen hazırhkyapamay an Tansu, Karabelen'in onayıyla, kurula- cak örgütü, planlamaya başlar. / smail Tansu. TMT'nin kuruluş projesini "Kıbns'ı İstirdat (ge- ri alma) Projesi" (KÎP) olarak ad- landınr. TMT fikrinin oıtaya çık- tığı andan itibaren "gSzKlik" ilke- sinden ödün vermeyen Tansu, yi- ne bu ilke gereği çahşmalannı tek başma yürütür. Gizlilik ilkesinin son derece kusursuz işlediği, TMT'nin 21 Aralık 1963 yılına kadar varhğmın bilinmemesiyle kesmleşır. Projenin hedefi ve gö- revleri şöyleydi: • TMT'nin hedefi ük aşamada ve en kısa sürede eğitilmiş ve sı- lablanmış olarakmevcudunu 5 bin kişiye ulaştırmaktır. Bu mevcut kademeh olarak kadıtüann da ka- tılımıyla 10 bin ve 15 bin kişiye yükseltilecektir. •NbrmalşartlardaTMT'nin as- li görevı Kıbns Türk halkının gü- venliğini sağlamak ve TC Hükü- meti'nin izlediği Kıbns politika- sma destek vermektir. • (X) Günü olarak varsayılan ve EOKA'nın ENOSlS'i gerçekleş- tirmek içinAda'da gırişeceği geniş çaptaki harekâta karşı TMT yeral- todan çıkacak, süratle karşı saldı- nya geçecek, Ada'nın her bölge- sınde, Rum savunmasmı çökerte- rek duruma hâkim ohnaya çahşa- caktır. PAZAR ORHAN BURSALI Yakayı Sıyıraiak Son 10 yılda iktidardaki konumu ve ağırlığı ne- deniyle, başta ekonomi olmak üzere bugünkü durumun bir numaralı sorumlusu ANAP ve Baş- kanı Mesut Yılmaz, siyasi bakımdan yakayı sı- yınyor mu? Şimdilik öyle gözüküyor. Gümrüklerden tutun, maliyeye kadar Türki- ye'yi kangren gibi sarmış ahlaksız işadamı-bü- rokrat-siyasetçi üçgeninin soygunlannın üzerine, kendı partisinin bile gözünün yaşına bakmadan giden, hele Beyaz Enerji ile Türkiye'ye nefesini tutturan Tantan'ın saf dışı bırakılması, ANAP'ı ve Yılmaz'ı kurtarmanın ilk adımıydı. Yılmaz, bunun için jandarmayı ve orduyu he- def aldı. "insan hakları ve siyasetin askere üs- tünlüğü" konularını ön plana çıkardı. Siyasi geç- mişinde bu konularda hiç de olumlu bir sicili ol- madığı halde! Türk toplumu, basını ve güzide yazarian, her zaman sapla samanı birbirine karıştınr. Yıllardır "Temiz toplum temiz siyaset" için davul ve ten- cere çalanlar, Yılmaz'ın bu yemine çok güzel ta- kıldı. Ve temiz toplum düşleri elbirliğiyle gömüldü. Bakın, pıs siyaset, parmağı bulunan bütün operasyonları temize çıkartacaktır. Dünün vurgunculan, yannın muteber işadam- lan diye karşımıza geleceklerdir. Hem de "hak- sızlığa uğramış ve mağdur edilmiş" kimseler olarak! • . • • • '' ' Mesut Yılmaz, aynı taktiği ANAP kongresinde de sürdürdü, Genel Kurul öncesinin, ANAP'ı se- çimlerde durmadan küçültmüş başarısız lideri- nin oltasındaki yem, "milli güvenlik" yaftası al- tında bu defa Genelkurmay'dı. Bu konu büyük tartışma yaratırdı ve Genelkurmay'a "apriori" karşrt olanların da büyük desteğiyte bu işten sıy- nlabilirdi! Bütün bunlaroldu. Bugün ANAP ve Yılmaz, Beyaz Enerji sendro- munu sanki att etmiş, toplumun kirienmesinde- ki bütün sorumluluklarından sanki kurtulmuş, başarısızlıklarını sanki unutturmuştur. Üstelik, Turizm Bakanı'nı da hallederek parti- sinde kendisine karşı çıkanlann uğrayacaklan akıbet hakkında geride kalanlara da bir gösterı sunmuştur. Yılmaz, sahne ışıkları attında, sanki pınldamak- tadır! Kötü, başarısız bir siyasetin ve geçmişin, "sol- culann" biletapınabilecekleri birliderliğedönü- şebileceğinın güzel yazılmış bir senaryosunu iz- liyoruz. - ;. - -^ • • • * BayındırlıkBakanlığı'ndapatlakveren"Ma- estro Operasyonu" da, sonunda ANAP'ın Be- yaz Enerjı'sine denk özelliktedır. ANAP elindeki kozlan şimdi buna yönelterek, Beyaz Enerji ile MHP'ye kaptırdığı oy, prestij ye seçmenini geri almak, en azından iki parti arasında borutan "dengeyi" yeniden oluşturmak umudundadır. Bayındırlık Bakanlığı en büyük yatırım bakan- lıklarından biridir. Bu bakanlığın, Türkiye'yi saran yolsuzluk ve devletin-milletin paralarını yağma- lama politikalarının dışında kalması beklenemez- di. Aslında devletin hiçbir bıriminin, bileşik kap- lar kuralı gereğince, temiz kalabileceğini ileri sür- mek mümkün değıldır. Bayındıriık'ta aslında Beyaz Enerji'den de bü- yük bir soygunun sürdüğü bilınmektedir. Deprem evleri inşaatlanndaki politikalanyla, MHP'li baka- nın da eski bakanlık pol'rtikalarından farklı birçiz- gide olamayacağı görülmüştü. Bakan Koray Aydın, "Soygun Marksistlehn işi" sözleriyle, hangi türde ve kıratta politikacı ol- duğunu gösterdi. Bu kıratta politikacıylaülkemiz kaynıyor, MHP'ye gerek mi vardı!? Ozetle Mesut Yılmaz, rakiplerinin içine düştü- ğü bu durumdan yararlanarak, puan ve itibar toplamaya çalışacaktır. MHP çokdüzgün bırtutum alabilir, olayın için- deki siyasi ayağı da bünyesinden temizleyip ata- bilir ve Yılmaz'ın bu umutlarını boşa çıkartabilir mi.. yoksa, Beyaz Enerji'deki Yılmaz gibi mi dav- ranır? - * • • • Konumuza dönersek: Yılmaz, her zor durum- da, orduya karşı söyleminin en azından görünüş- te, geçici olarak da olsa, Türkiye'de tutacağını gördü. Ama öte taraftan, en güvenilir kurumların na- bız yoklamalarında, Yılmaz gibi siyasetçilerin en attlarda seyretmesi, panldar gözüken yıldızlann aldatıcı olduğunun da işaretlerini veriyor. Bazı yazarlann dediği gibi, Yılmaz "büyükstra- tejist" izlenimini veriyor. Ancak, bu, kaygan ze- minde şimdilik ayakta kalma başarısıdır. Bu görüntünün üzerindeki yaldızın düşmesi ve gerçek durumun ortaya çıkması için kısa bir süreye daha gereksinim var... obursali (i bilimmerkezi.org.tr Acılardan daha büyük bir yer yoktur Bir tek evren var, o da kanayan bir evren. P Neruda NECATİ KULAKOÛLU 1956-... Sevgili arkadaşımız Necati'yi kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Annesine, babasına, kardeşlerine, Fatma'ya, Cihan'a ve Nihan'a sabır ve kuvvet dileriz. Arkadaşları
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear