14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı İbrabim Yıldız • Yazuşlen Muduru Satim Alpaslan # Sorumlu Yludur Fikret İlldz • Haber Merkezı Muduru Hakan Kara İstıhbarat Cengiz >. ıldırım • Ekonomı Özlem \ üzak 9 Kultur Handan Şcnköken 9 Spor Abdülkadir Vücelman 9 Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı- Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç 9 A\rupa TemMİcısı Güray Öz Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,İbrabim Yddız, Orhan Bursalı, .Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No' 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 9 Jzmır Temsılcısı Serdar Kızık. H ZıyaBlv 1352 S 23Tel 4411220. Faks 44191179AdanaTemsılcısr Çetin Yiğenoğlu. Inonu Cd 119 S \o 1 Kat 1, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Muduru Erol Erkut 9 Koordınator Ahmet Korulsan 9 Mu- hasebe Bülent Vener9 Idare Hüseyin Giirer 9 Satış Fazilet kuza MEDV A C: • Yonetım Kun Ba^kanı - Genel Mudur CiiM Erduran 0 Koordmarör Re Işıtman 0 Gene! MüdürYardımcı SeMİaÇoban Tel 514 07 5 5 \3 95 80- S13846O61. Faks. 5IW \ avımla^an \e Basan: > enı Gun Haber ^jansı. Basm \e YavıocıbJt A S 7urWagitdd 19 4IC ağaloglu 14V<4 Utanbul PK 246 - Sıriecı U435 Uunbul Tel tO 212) 51205 05 (20 hal J wvwv.cumhunvet com tr 26AĞUSTOS2001 İmsak:4.42 Güneş:6.18 Öğle: 13.13 Ikindı: 16.55 Akşam: 19.56 Yatsı:21.2: Cruise ve Cruz müzelik oldu • ANKARA (AA)- Ingiltere'deki dünyaca ünlü Madame Tussaud Müzesi. önümüzdeki aylarda aktör Tom Cruise ile uğruna eşinden boşandığı IspanyoJ aktris Penelope Cruz'u balmumu heykeileriyle ölümsüzleştırecek. înternetteki 'peoplenews' sitesinin haberıne göre müze, gelecek ay sunmayı planladığı 'Tom ve Njcole' adlı heykelin açılışını iptal etti. Cruise ile Nicole Kidman'ın heykellerinin müzede yan yana yer almasmın doğru olmayacağına karar veren müze yetkılıleri, bunun yerine İspanyol aktris ile Tom Cruise"u temsıl eden heykellerı sunmaya karar verdı. /- Türk pizzası gözleme' • LONDRA/ ANKARATAVKA)- Financial Tımes, Türk yemek kültüründe önemli yer futan gözlemeyi Batıya "Türk pizzası" olarak tanıttı. Gazetede yemeklerden övgüyle; "piknik adetf'nden ise şaşkınlıkla söz edildı. Financıal Times gazetesinde, "Türk lokumu" başlığıyla verilen Anissa Helou imzalı bir yazıda, Türk yemekleri yaz mevsimi için ideal mutfak tarzı olarak sunuldu. Ziyaretçilerin rahatsız edilmesi ve betonlaşma yüzünden beldeden kaçanlar geri geliyor Turist, Kıışadası'ııı affetfiLA7İFSANSÜR KUŞADASI-Aşın betonlaşma. mafya ve turistın rahatsız edilmesi denildiğinde akla ilk gelen turizm merkezı Kuşadası, gelecekten umutlu. Art arda ya- şanan iki kötü sezondan sonra runzmciler. sivil top- lum örgütleri, yerel yönetımler ile devlet görev lıle- rinin birlikte hareket etme karan, Kuşadası'nda de- ğişimi başlattı. 2001 turizm sezonunda yıldızh te- sislerde yüzde 100 doluluk oranına ulaşan Kuşada- sı'nda şimdiden 2002 turizm sezonu için hazırlık- lar başladı. Bugüne kadar yapılan hatalann tekrarlanmama- sı gerektiğini söyleyen Türkiye Seyahat Acentalan Bırliği Kuşadası Yürütme Kurulu Başkanı Yılmaz Mola, "Geçen yülara baktığımızda 2001 turizm se- zonuna olumlu ve sağiıku bir - " • t potansivelle girdik. VASCO'nun3.yaş ye • Art ardayaşanan kötü sezonlann ardından Kuşadası 'nın yüzü gülmeye başladu Beldedeki doluluk yüzde 100'eulaştu Türkiye Seyahat Acentalan BirliğiKuşadası Yürütme Kurulu Başkanı Mola, bunun nedeninin turistegüvenli, ralıaU temiz, hiç rahatsız edilmeden gezebildiğibir yöre sunmalan olduğunu belirtti gnıbu hareketi nisan ayında başladı. Ondan sonra devanı eden hareketliük3,4 ve5 yıkuzlı tesislerde do- luluk oraıunı yüzde 90'lann üzerûıe çıkardı. Hiçbir lcsisin alrvapısı sürvkli yüzde 100 doluluk oranını kaJdıranıavacağuıdan bu rakamlaristikrarlı rakam- lardır. Kuşadası turizminin bu duruma gelmesinde sürekii ve ısrarh hata yapmadık. Ancak birikmiş ha- talann hepsini düzeJtmek de bir anda mümkün de- ğil. Kuşadası öncelikle kaliteye önem vermeli, kali- tedeki çıta v ükseltilmelT dedi. Bazı krıterlen yerine getiren turizm merkezleri- nin daha kolay alıcı bulacağına dikkat çeken Mola. "Tur operatöriine, seyahat acentesine güvenli, ra- haL temiz, turistin hiç rahatsız edilmeden gezebildi- ği biryöre sunduğunuzda onun bu v örev i satması çok hıziı ve düzenli olur. Esnaf paralı turist niye gelmi- yor, onian çekmenüz lazım diyor. Ne yazık ki, Kuşa- dası'nın dizayn edilişi ekonomik durumu iyi olma- yan turiste yönelik" dedı. Turist turisttir' Adakule Oteli Genel Müdürü İbrahim Bağcivan da Kuşadası'nın turizmde Istanbul'dan sonra en es- ki merkez olduğuna dikkat çekti. Yanlış değerlen- dirmelenn Kuşadası'nı geriye irtiğini, ancak bu yıl olumlu sonuçlar alınmaya başlandığını kaydeden Bağcivan, "Bu işbiriiğiıun olumlu yönünü gelen ta- leplerden anlayabiliyoruz. Kimi turizmciler bunu kalitesiz turistgeldi dive nitelendiriyor. Turist,turist- tir. Her kitleve hitap eden turist avTudır" dedi. Seksi, gösterişli gizemli 2001-2002 sonbaharkış modası şimdiden hazır. Tüm dünvadaki Moulin Rouge etkisi kadınlann giyimlerinde ve aksesuariannda kendini gösteriyor. Drapeli Muzlar, tüp etekler ve büsti>erlerle yürek hoplatan kadınlar, yüksek beUi kemerler, gösterişli kolyeler ve saUantüı küpeler, sonbahar-kış sezonunda Vakko'nun tasarımlanna da damgasını vurdu. Bu sene Vakko'nun tasanmlarında kahverengi hâkim. Kahverengi, pembe, mavi \e turuncuyla tanıamlanrvor. lYIodacılann vazgeçih mez rengi siyah da tabii ki > ine gözde. Tasanmlarda göze çarpan bir başka unsur da eteklerde ve trikolarda kullanılan asimerrik kesimler. Vakko erkeği ise önümüzdeki sezon spor şıklıkla dikkat çekecek. Klasik takımlann vazgeçilmez şıklığırun yanı sıra, erkekleri sonbaharda triko-deri kanşımlı monüar. balıkçı yaka kazaklar içinde göreceğiz. Sezonun erkek rengi ise kahverengi ve gri. Kravatlar ise sonbahar-kış sezonunda jakarlı ve küçük desenli. Renk olarak da kınnızı ve lacivert tonlan kravatlarda hâkim. JYIUĞLA 'DA GEÇMİŞÎYLE TANIŞTI Yunanlıbaşkan kökleriniartyor ÖZCAN ÖZGÜR MUCLA - Yunanıstan ile Türkiye arasında son zamanlarda esen banş ve dostluk rüzgân, 1922 mübadelesınde Yunanıstan'a gitmek zorunda kalan Rumlar'ın torunlannı Türkiye'ye taşımaya devam ediyor. Yunanistan'ın Selanik Belediye Başkan Yardımcısı Teodoros Aspasidis de bu rüzgâra kapılanlardan. Aspasidis, dedesınin papazlık. babasının eczacılık yaptığı Muğla'nın Rum mahallesı Saburhane'de geçmişı ile tanıştı. Saburhane Meydanf nda, geçmişte Rumlarla Türklerin yan yana yaşadıklan mahallenin yeni sakinleri ve özellikle yaşlılarla sohbet eden Aspasidis, burada Selanık'ten getırdiği kahveyi dağıttıktan sonra önce dedesinin mezannı aradı. Aynı zamanda, Kavala'nın eski valisı olan Aspasidis, mübadelelerden önce Saburhane'nin iki kilisesinden bırinde papazlık eden dedesi Teodor'un mezannı bulamayıp Rum Mezarhğı'nın bozulmuş olduğunu görünce çok üzüldü. Bunun üzerine dedesınin papazlık yaptığı kılisenin kalıntılannı gezen Aspasidis, Saburhane'nin daracık sokaklannda dolaşırken Muğla'nın ilk eczanesınin sahibi ve aynı zamanda Atatürk'ün Muhafız Aiayı Subayı olan babası ManoPun yaşadığı evi bulunca da çok mutlu oldu. Muğlalıiann konukseverliğinden çok memnun kaldığını belirten Aspasidis Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün'ü de ziyaret etti. Aspasidis. burada da "Babam 1973'teöMüğünde, mezanna Muğla'dan toprak getirtmiştik. Şimdi de babamın doğup bü\ üdüğü bu topraklarda izini anyorunı. Dedenün mezannı bulamadım. Mezarlık bozulmuş. Oradan aldığım toprağı dedemin mezanna götüreceğim M diye konuştu. Belediye Başkanı Gürün. Aspasidis'e Muğla'nın hemsehnlik rozetini taktı. Ön ödemeli kampanya! kazandırıyor! Şmd ArçeHcte kaçmlmayacak ftrsatlar sizi bekfiyor. Buzdolapbn, çamaşırve bulaşk makineteri, fmnlar, televizyonlar ve etektrikJi süpügeter çok ozd indirimlifiyatlariaön ödemefi kampanyada. Hemen gelin, ister 5 ister 10 taksitte ödeyin, Arabk'ta teslim atın. Bu fırsatı kaçırmayın. a AL GÖZÜiVI SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Körfezdekidurgun suya bir bak Körfez belediyelerınden Güre Belediyesi'nin dü zenlediği "Zeytinyağı, Yaşamda Kalite^ başlıklı pa nelde, Başkent Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetil Bölüm Başkanı Prof. Nevin Ciğerim, Karadenizlı kadmlara özgü o mizah dolu dobracılığıyla, çay bah- çesinde onu dinlemek için toplanan Gürelilere, yol- lan kahveye düşmüş yazlıkçılara ve zeytinyağı üre- ticilerine, "Sevinin", diyor. "sizin kalbiniz hastalan- mayacak ve uzun bir ömür süreceksiniz. Çünkü bes- lenmeniz sebze ağıruklı ve her türiü yemekte ze>1in- yağı kullanıv orsunuz. Benim sözüm size değil, benim sözüm zeytinyağuun kıv merini bilmeyenlere. Bu ara- da diğer sıv ı yağlann ürericileri beni, zeytinyağmı ko- nıyorum diye suçJav abilirier. Başıma türiü işler gele- bilir. Ama ne yapav ıın ki vapüan bilimsel araşbrma- lar bu gerçeği tüm açıkhğıyla ortava çıkanyor.^ Nevin Cığenm bu ülkede çok renkli ve değişik bir alanda hiç durmadan çalışanlardan biri, onun en bü- yük amacı, bu ülke yurttaşlannın daha iyi bir bes- lenme sistemine kavuşması. Gün oluyor, okulun bah- çesindeki ziraat alanına bir günde 400 adet gül diki- yor, onlardan gül şerbeti yapacak. gene okulun zira- at alanında sadece hayvan gübresiyle yetişen salata- lıklar. Ankara'nın büyük otellerine dağıtılıyor. Ozi- raatçı bir ailenin kızı. Ve şu sözleri söylerken göz- leri doluyor: "Bir zamanlar fındık üreticisi paşalar gibi yaşardı. Fuıdıklan olan babam o zamanlar kraldı. Haürlıyo- rum. genç kızuğımda bizim evde çocuklara ait bir ara- ba, babaına ait bir araba ve getir götür işlerini yapan şofore ait ayn bir araba vardı ve buniar gece olunca kapımızın önünde yan yana sıralanırdı. Şimdi fındık üreticisi her şev den yaka sUknuş durumda. Fındığın kilosunu bir mih/on altı yüz bine mal ediyor, bir mil- yon yedi>üz binesaoyor.' Yüz bin lira için ezıyet çek- meye değer mi?' diye düşünüvoriar. Bir ziraatçı gö- rüşü isterseniz, değmez." Işte belkı de bu gerçeği içine sindiremediği, bir za- manlar tanmın tarım olduğu. Türkiye'nin kendini bes- leyebilecek 7 ülkeden biri olduğu günleri özlediği için Nevin, Körfez'deki zeytincilenn ve zeytinyağı üre- ticilerin Nevin öğretmeni. Bu Edremit Körfezi, ne yapılırsa yapılsm yaban- cı turiste açılamıyor. Bu zeytin ülkesi sadece ikinci konut yazlıklarla dolu. Ve bu ikinci konutlar için de yüzlerce zeytin ağacı kesılmiş du- rumda. Ayrıca "yazükçılar" de- nilen bu grup, hiçbir biçimdeil- çe yönetiminde sorumluluk almı- yor. Ne vergi ve- riyorlar ne nüfus sayımında ilçeler- de bulunuyorlar. Sadece yiyip ıçıp kirletip bir de "Neden belediye- ler çahşmıyor", diye söylenip çe- kip gidiyorlar. Bir sonraki yaza ka- dar. Genye Kör- fez'in sahibi zey- tinciler kalıyor. Onlann da bugün ülkemizde tanm- la uğraşan herkes gıbi başlan dert- te. Eğeruluslara- rası standartlara geçmezlerse yok olup gidecekler. Çünkü Körfez ev- lerine bile çiçekyağı girmeye başlamış. Körfez'de zeytinyağı üreticisinin gerçek dostu TA- RjŞ. TARlŞ sadece zeytin üreticisinin değil; incir, üzüm. pamuk tanmında da üreticinin yanmda olma- yı ve bu ürünlerin kalitesini dünya standartlanna ge- tirmeye çalışıyor. Güre'deki panelde, masanın üstünde olağanüstü gü- zel bir şişenin içinde organik yöntemle elde edilmiş sızma zeytinyağı duruyordu. Mücevher gibi bir şey. Şimdi ben diyorum ki, Türkiye'den yurtdışına giden her kişi, bu mücevher şişesini alıp rahatlıkJa arma- ğan olarak götürebilir. Lokum ve kuruyemişle bir- likte gerçekten tam Türkiye'ye uygun bir armağan. Evet, 125 bin üreticinin ortak olduğu TARİŞ, ye- niden yapılanırken en çok kalite konusu üstünde yo- ğunlaşıyor. Zaten bugünlerde Türkiye'de çok derin- de gelişen bir şey var: Kalite! Eğer bu ekonomi düze çıkar, üretim başlarsa hiç kuşkunuz olmasm, insanm ve ürünün kalitelisi ya- şayacak. Para kazanacak. Yap kaç, yuttur devri bit- miş olacak. Tanmda da bu böyle. ' Artık kayısılan kükürtle erken olgunlaştmp ihraç etmek yok. Çünkü kapıdan geri dönüyor ve Eğitim Bakanlığı okullara genelge dağırmak zorunda kalı- yor: "Çocuklara özellikle kayısı yedirin." Evet Güre Belediyesi'nin 12. Sankız etkinliklerin- de Nevin Ciğerim konuşmasına devam ediyor. Bu zey- tinyağı gerçekten inanılmaz bir nimet. Yabancılar neyi merak ediyorlarmış biliyor musunuz? Üretici ülkeler arasında bizim zeytinyağı tüketiminde neden Tunus'tan, Fas'tan sonra geldiğimizi. Evet, birileri bunun nedenini bana anlatabilir mi? Yoksa "asri ol- duk" diyerek bir zamanlar süttozunu süte tercih et- tiğimiz ve gene "asri olduk" diye verem aşısını kal- du-dığımız gibi, asri olmak için hâlâ çiçekyağını mı kullanıyoruz? Bir bilebilsem. Not: Sevgili okurlar. bir süredir e-mail adresim ol- dukça sorunluydu. Şimdi yeni bir e-mail adresine geç- tim. Sizlere bildiriyorum: • seyreyle2002(a)yahoo.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear