Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8TEMMUZ2001 PA2
HABERLER
DUNY4DA BUGUN
ALİ SİRMEN
ABD'de Eşcinsellep
Sevgili,
24 Haziran Pazargünü Manhattan birâtem-
di. Kentin ünlü beşinci caddesi, her yerden
gelen erkek ve kadın eşcinseller, biseksüel-
ler. travestıler tarafından doldurulmuştu.
Ozel hazırlanmış kamyonlar üzerinde, mü-
zik eşliğinde gösteri yaparak geçen eşcin-
seller, izlediğim kadarıyla, çevreden hiçbir
olumsuz tepki görmediler. Daha sonra ha-
berierde de bu yönde bir bilgiye rastlamadım.
Aradan kısa birsüre geçtikten sonra, Belg-
rad'da polis ve halktan dayak yiyen "hem-
cinsleri"n\n durumu göz önünde bulunduru-
lursa ABD'de eşcinsellerin nasıl başka yerler-
deki benzerlerini kıskandıracak bir özgürlü-
ğe ulaştıklarını görmek mümkün.
Olumsuz tepki bir yana, onların büyük
sponsorları da vardı; Taquerey cin firması,
bir-iki rom firması, ünlü bir prezervatif firma-
sının sahibi kuruluşlar sponsor olmuşlardı.
Zaten aynı gece Hudson Nehri üstünde ya-
pılan ve benim de New Jersey'in Hobbokan
kentindeki Stevens Üniversitesi'nin kale mey-
danından izlediğim, 15 dakikayı aşan, bağım-
sızlık günü olan 4 Temmuz şenliklerini andı-
ran muhteşem havai fişek gösterisi de, cin-
sel tercihleri kendi cinslerine yönelik olanla-
nn ne denli büyük bir ekonomik güce eriştik-
lerini gösteriyordu.
Bizim maçolar bu gösteriyi izlemiş olsalar-
dı, ağız birliği etmişçesine,
- L.lerde para bol, derlerdi.
•••
Eşcinseller rengârenk bayraklarıyla geçer-
ken kimi kiliselerin de kendilerine destek ver-
dikleri görülüyordu. Kiliselerin sloganlan ara-
sında en ilgi çekeni şuydu:
- Tanrı'nın bütün evlatlarına kucağımız açık.
Akşam Hobbokan'ın VVashington Cadde-
si'nde, rengârenk bayrağı ve bu sloganı as-
mış bir kilisenin önünden geçtim.
Eşcinsellerin hrç değilse o günkü en doğal
müttefikleri ise bir pazar günü için hiç umma-
dıkları, belki de bir haftada yapabilecekleri
satış düzeyine erişmiş olan seyyar satıcılar-
dı.
Onları görünce, Melih Cevdet Anday'ın
bir dolmuşta rastladığı kokoreççi öyküsü gel-
di aklıma.
Yetmişli yıllarda geçen konuşmada, Sulta-
nahmet'te kokoreç satan adam, en çok Bü-
lent Ecevit'i sevdiğini, çünkü en büyük ha-
sılatı onun kalabalık mitinglerinde elde ettiği-
ni söylüyordu.
Beşinci Cadde üzerinde, gösteriyi izlerken
bir de siyasi broşür verdiler elimize, bu,
"1995'ten itibaren gay evliliklerine izin veril-
mesi için mücadele eden" belediye başkan
adayı Alan Hevesi'nin seçim broşürüydü.
Kiliselerden, ticari kuruluşlardan, politikacı-
lardan destek alan eşcinseller, artık ABD'de
arkalarını sağlama almış görünüyorlar.
•••
Politikacılann desteği zaten eskiden beri
vardı; 1970'li yıllarda, Türkiye için de lobi ya-
pan New York Temsilcisi Stephan Solarz,
eşcinseller için de lobi yapardı.
Ama o yıllarda eşcinseller henüz toplum ile
uzlaşma sağlamış degîîlerdi; öyle görünüyor
ki, aradan geçen zamanda büyük AIDS fela-
ketine karşın, bu uzlaşma büyük ölçüdesağ-
lanmış durumda.
Bu durum onların da saldırganlıklarını azaft-
mış, cinsel tercihlerini çekinmeden bir kimlik
olarak ortaya koyan bu insanlar, artık daha
sakin.
Sayılan da, tahminlere göre25 milyona yak-
laşıyor, yani dünyanın birçok ülkesinin nüfu-
sundan daha kalabalıklar.
Sevgili, olaya yalnız eşcinsellik açısından
değil, ABD'de insanlann kimlik arayışındaki
ve beyanındaki özgürlükleri açısından bak-
makta yarar var.
Gerçi ABD'nin, kendi temel felsefesine kar-
şı olanlara aynı hoşgörüyü göstermemiş ol-
duğunu biliyoruz. Ama sistemi sarsmadıkça
herkes özgür.
Hani "fırsatlarülkesi" diyorlarya, ABD, eş-
cinseller için de bir fırsatlar ve özgürlükler ül-
kesi.
Tarhan Erdem:
Siyasetçinin halka
söyleyecek sözü yok
Istanbui HaberServi-
si - Eski CHP Genel
Sekreteri Tarhan Er-
dem. Türkiye ekonomi-
sinin teslimiyet aşama-
sında olduğunu belirte-
rek doğrulann halka
güvenilir siyasetçiler
tarafından anlatılması
gerektığini söyledi.
Türkiye Sosyal Eko-
nomik Siyasal Araştır-
malar Vakfı (TÜSES)
tarafından "2001 Tür-
kiyesi'ndeNasıl Bir Sos-
yâl Demokrasi" paneli,
Dedeman Otelı'nde
gerçekleşti. Panelde ko-
nuşan Tarhan Erdem.
knzin 5-10 yıl içinde
oluşmadığını belirterek
"1965 yınndan beri du-
vardan taşlar sökülme-
ye başlanmışhr~dedi.
Türkiye'deki siyaset
adamlannın halka söy-
leyecek hiçbir sözü kal-
madığını söyleyen Er-
dem, siyasetçilerin Tür-
kiye'yi teslimiyete itti-
ğini söyledi.
Gazeteci Hasan Bü-
ientKahraman, yaşanı-
lan sorunlara sosyal de-
mokrasinin kendini ye-
nileyerek çözüm bul-
ması gerektiğini belir-
terek "özgürlükçü,ade-
mi merkeziyetçiliği sa-
vunan ve yatay örgüt-
lennıe ile örgütlenmiş"
bir sosyal demokrat
partiye ihtiyaç olduğu-
nu söyledi.
GazeteciAhmet In-
sel de sosyal paylaşımı
adaletli bir biçimde
sağlayacak, ücretlile-
rin haklarını savuna-
cak bir sosyal demok-
rasiye ihtiyaç olduğu-
nu belirtti
Yasayı yeniden çıkaracaklarmı bildiren Ecevit, Cumhurbaşkanı'nm veto karannı siyasi olarak nitelec
Sezer'e tütünsuçlamasıANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Başbakan Bülent Ece-
vit, Tütün Yasası 'nı geri gön-
deren Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer'i hukuksal değil,
siyasal içerikli davranmakla
suçladı. Ecevit, siyasal açıdan
Tütün Yasası'nı belirlemenin
Bakanlar Kurulu'nun görevi
oldufunu belirtirken "Sayın
Cumhurbaşkanı siyasal anla-
yışına göre yasalan geri çevir-
meyedevam ederse partiier us-
tü bir parti konumuna gelmiş
olur" dedi. Ecevit, Tütün Ya-
sası'nın yeniden çıkanlacağı-
nı da bildirdi.
• Siyasal açıdan Tütün Yasası'nı belirlemenin Bakanlar Kurulu'nun görevi
olduğunu belirten Başbakan Ecevit, "Sayın Cumhurbaşkanı kendi siyasal
anlayışına göre yasalan geri çevirmeye devam ederse partiier üstü bir parti
konumuna gelmiş olur" dedi.
Ecevit, Cumhurbaşkanı Se- olduğunu kaydeden Ecevit, şöyle konuştu:
zer'in kendisine sunulan her
yasayı onaylamak zorunda ol-
madığını, bir yasayı geri yol-
lama hakkının bulunduğunu,
ancak Bakanlar Kurulu'nun
da geri gönderilen yasada di-
renme hakkı olduğunu belirt-
ti. Hükümetin Tütün Yasa-
sı'nda dırenmesı durumunda,
bu durumda cumhurbaşkanı-
nın yasayı imzalamak zorunda
"Tütün Yasası da öyle bir işlem
görecektir. TBMM gerek gö-
rürse Sayın Cumhurbaşka-
nı'nın önerileri doğrultusunda
konuyu yeniden göriişecektir
veya gerekgörmezseyasada di-
renecektir" dedi. Ancak, Ece-
vit, Tütün Yasası *nın yeniden
görüşülmesi için TBMM'nin
toplantıya çağnlıp çağnlma-
yacağma ilişkin soru üzerine
"Buna gerek olursa yani ba-
n değişiklikler yapılması ge-
rektiğini düşünürsek elbette
TBMM'yi yeniden toplantıya
çağınnz. Ama, sonuçta TB-
MM kabul eder etmez, bunu
şimdiden söyleyemem. Benim
tahminim, umudum, Tütün
Yasası'nın zedeienmeden yü-
rüriüğe girnıesidir. Bu son de-
rece de önemli bir yasadır."
Cumhurbaşkanının yasar
tütün ekicisini mağdur edec
ğini sandığını belirten Ecev
"Ben siyasal ömriim boyun<
tütün üreticisini destekledin
dedi. Ecevit. bu açıklamalaı
nın bundan sonraki süreçtey
ni yasalarda yeni kriz anlam
na gelip gelmediği sorusur
şu yanıtı \erdi: "Hayır, hay,
kesinlikle olmaz. Anayasal kı
rallariçinde zaman zaman hi
kümetle cumhurbaşkanı an
sında göriiş aynlıklan da ola
bilir. Ve bu göriiş aynüklan d
yine demokrarik hukuk devie
ti kuralları içinde çözülür."
1986'da eleştirdiği Özal'ın tütün politikasını daha ileri boyutlanyla yasalaştırdı
Ecevit kendisiyle çelişti
• 1986yılmda "Tütün yetiştirilen arazi başka
ürünlerin yetişmesine elverişli değildir" diyen Ecevit,
2001 yılında ise "Tütün üretimi yapılamayan
bölgelerde hükümetimiz tütün üreticilerine daha kârlı
üretim imkânlan sunacaktır" diyor.
SERTAÇEŞ
ANKARA - Başbakan Bü-
lent Ecevit, 1986 yılında eleş-
tirdiği TurgutÖzal'ın tütünpo-
litikalannı, daha ıleri boyutla-
nyla kendi döneminde yasalaş-
tırdı. Özal döneminde tütün te-
kelinin kaldırılması üzerine
"Tekel'inyerini tröstler alacak.
Tütün konusu ideolojik farkb-
laşmalan aşan bir önem taş>
maktadır" şeklinde eleştiren
Ecevit. bu sonuçlardan daha
ileri uygulamalara neden ola-
cak Tütün Yasası'nın yasalaş-
masını sağladı. Ecevit, I986'da
Türk tütününün kıraç toprak-
larda yetiştiğini, bu arazilerin
başka tanma uygun olmadığı-
nı söylerken dünkü toplantısrn-
da kendini yalanladı. Ecevit bu
toplantıda, tütün üretimi yapı-
lamayan bölgelerde mısır, fa-
sulye ve soya üretimi ile besi-
cilik veya meracılığın teşvik
edileceğini söyledi. Ecevit,
I986'da tütündeki devlet teke-
linın kaldınlmasının döviz,
dışsatım, istihdam ve tanm açı-
sından 'sakıncalı' olduğunu sa-
vunmuştu.
Yeniden Müdafaa-ı Hukuk
dergisi, Ecevit'in, tütün sektö-
rü konusunda daha önceki dü-
şünceleriyle tamamen çelişti-
ğini ortaya koydu. Dergi yazar-
lanndan Çetin Yetldn, 1986 yı-
lında Özal'ın farklı bir yasanın
içine ekleterek tütün tekelinin
kaldınlması üzerine Ecevit ile
yaptığı söyleşiyi yayımladı.
Tütün piyasasının yabancı
sigara tekellerine açılmasını,
tütün üreticilerinin işsizliğini
ve Tekel'in özelleştirilerek iş-
levsizleştirilmesini gündeme
getiren yasa tasansını IMF'ye
verilen vaatler kapsamında
çıkmasmı sağlayan Ecevit'in,
bugünkü uygulamalanna 1986
yılında şiddetle karşı çıktığı
belirlendi.
Ecevit, Tekel'in yerini ya-
bancı sermaye tekelinin veya
tröstünün alacağına dikkat
çektiğı demecinde, bugün çe-
lişkiye düştüğü ve uygulamak
istediği bu politikanın sakın-
calannı şöyle dile getiriyor:
"Türkhe'de önemli bir yatı-
nnı konusu olan sigara fabrika-
lan ya aöl duruma düşecektir
ya da düşük kapasitede çalışır
duruma gelecektir, işsizlik so-
rununu yaratacaktır. Bir ülke-
ye \ irginia tütünü ahşkanhğı
girdiği vakit, o, Doğu tütünü
alışkanbğmı ve zevkini kısa sü-
rede eritir veya alt eder. Böyle-
ce sigara piyasası yabancı ser-
mayenin eline geçnıiş olacaktır.
Bu, Türkiye için gereksiz döviz
kaybuıa neden olacakür. Daha
önemüsi, tütüncülüğümüzün
yiyeceği darbedir. Türk tütünü
genellikle kıraçtopraklarda ye-
tişir. Bu arazi başka ürünlerin
yetişmesine elverişli değildir.
Tanmsal üretim açısından da
Türkiye bir israfla karşı karşı-
ya kalmış olacaktır. Ote yan-
dan tannı alanında işsizliğe de
yol açacaktır."
MecH afyası değişti
Yasama dönemindeki 9 ay içinde bir siyasal parti kapatıldı, 12
milletvekili partisinden aynldı, 2 milletvekili yaşamını yitirdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Yasama
dönemi içinde yaşanan
2 krizin ardmdan
IMF'nin istediği
yasalan gece gündüz
çahşarak çıkaran
TBMM; gergin
oturumlar, genel
kurulda ölüm olayı,
istifalar, ihraçlar ve
FP'nin kapa&lmasının
ardından yeniden oluşan
sandalye dağılımıyla da
önemli gelişmelere
sahne oldu. Ekim
2(KK)'de 5 partiyle
yasama yılına basîayan
TBMM'de ta'tile
girilirken 4 parti kaldı.
Geçen yasama
döneminde toplam 12
milletvekili
partüerinden aynhrken 2
milletvekili yaşamını
yitirdi. Uzun süredir
tedavi gören DSP Konya
Milletvekili Toran B i ^
29 Ocak'ta yaşamını
yıtirirken 30 Ocak
2001VleMeciisîçtuzüğü
değişikliği göriişmejeri
sırasında yaşanan ve
yumruklaşmaya varan
kavga sonucu DYP
Şanlıurfa Milletvekili
Fevzi Şıhaniıoğfu öldü.
Savcthğın sorustunnası
sonucu MHP Chmaniye
Milletvekili Mehmet
Kundakçı iie Içel
Mılletvekiii Cahit
Tekeüoğhı "kastuı
aşdması suretiyle adam
(adürme"
1
suçundan
açılan davada
yargılamyor. TBMM,
144 yasa tasansından,
57'sini 44 ayn
duzenleme olarak
yasalaştırdı, 7'sini
hükümete iade efti.
Bunlardan 45 tasan
Meclis gündeminde 42'si
ise iigili komisyoniarda
bulunuyor. Mecfis. yasama dönemi bovnnca sık sık yaşanan kavgalara da sahne oklu.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Sezer'e büyük destek
Sosyaldevletin ve
hukukun mferi
• Türkiye
Ziraatçılar Derneği
Başkanı Yetkin,
" Türkiye'nin bir
muz cumhuriyeti
olmadığı gösterildi"
derken TZMO
Başkanı Ergin de
veto karannın Türk
halkı adına
sevindirici olduğunu
söyledi.
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Se-
zer'in, tütün üretimini or-
tadan kaldıracak yasayı
veto etmesi, toplum ke-
simlerince "hukukun ve
sosyal devletin zaferi"
olarak değerlendirildi.
Türkiye Ziraatçılar Birli-
ği Genel Başkanı tbra-
him Yetkin, "Cumhur-
başkanı'nın tavn, Türki-
ye'nin bir muz cumhuri-
yeti olmadığuu açıkça or-
taya koymustur" dedi.
Türkiye Ziraat Mühen-
disleri Odası (TZMO)
Başkanı Prof. Dr. Gürol
Ergin de, "Karar Türk
çiftçisi kadar, Türk halkı
için de sevindiricidir" di-
ye konuştu. Eğit-Der Ge-
nel Başkanı MustafaGa-
zalcı da, veto nedeniyle
Sezer'e birkutlama mek-
tubu gönderdi.
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, Türki-
ye'nin uluslararası şirket-
lerin çıkarlan yerine ulu-
sal yararlannı gözeten
yeni bir politikayı ortaya
koyması gerektiğini söy-
ledi. Baykal, "Bizibaşka-
laruun bizim için yönet-
mesine izin vermeyece-
ğjz" dedi.
IMF istemleri doğrul-
tusunda Meclis'ten geçi-
rilen Tütün Yasası'mn
Çankaya engeline takjl-
ması, demokratik kitle
örgütlerince memnuni-
yetle karşılandı. Yasamn
veto edilmesini değerlen-
Cumhurbaşkanı Sezer.
dıren Türkiye Ziraat Mü-
hendisleri Odası Başkanı
Prof. Dr. Gürol Ergin.
"Sayın Cumhurbaşkanı.
doğru bir kararverdi. Ve-
to gerekçesinde,konunun
sos>al bo\ urunun da de-
ğerlendirümesi. Türk çift-
çisi için olduğu kadar.
Türk halkı için de sevin-
diria'dir
w
dedi.
Türkiye Ziraatçılaı
Derneği Genel Başkanı
fbrahım Yetkin de.
karann Türkiye'nın "ka-
ranlıkortanıı içinde bir u-
mut ışığı" olduğunu be-
lırtti. Sezer'ın. okullarda
ders olarak okutulacak
nıtelikteki veto gerekçe-
leri ışığında, hükümetin
yaptığı yanlıştan dön-
mesi gerektiği vurgula-
nan açıklamada şöyle
denildi: "Gerek kamu-
oyunun tepldsi, gerek de
Cumhurbaşkanunızm
tavn Türkiye'nin bir
'muz cumhuriyeti' ol-
madjğını açıkça ortaya
koymuştur. Tütün Yasa-
sı, uluslararası sermave
lehine yapüan baskınm
önemli bir parçasun
oluşturmaktadır."
Gazetemiz ekonomi
yazarı Sadullah l'sumi.
Tütün Yasasfnın Cum-
hurbaşkanı Sezer tara-
fından veto edılmesiyle
milyonlarca tütün üreti-
cisi ve Türk halkının
şimdiHk' tehlikeyi atlat-
tığına ancak söz konusu
tehhkenin henüz geçme-
diğine işaret etti.
oralcalislar@yahoo.com
Kıbns'ta Magosa yakınlanndaki
Salamis Oteli'ndeyiz. Deniz güzel,
kum güzel, hava güzel. 1974 Kıbns
müdahalesinden sonra Türklerin
elinde kalan bu büyük ve haşmetli o-
tel, yakın dönemde geçirdiği bir ona-
nmdan sonra yeniden turizme açıl-
mıştı. 15-20 kilometre güneyinde,
Rum kesiminde 2 milyon turistin
ağırlandKjı Kıbns'ın güzelim kuzey
koylannda turist, sayılacak kadar az-
dı. Bölgeyi iyi bilen bir araba kirala-
ma şirketi sahibi, durumu şöyle dile
getirdi: "Magosa'nın kilometrelerce
uzayan sahillerinde şu anda topu to-
pu 80 yabancı tuhst bulunuyor."
Kıbns, Türkiye'deki krizin de etki-
siyle ciddi bir ekonomik bunalımda.
Kıbnslı geleceğinden endişeli. Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti Işadamları
Derneği (İŞAD) Genel Sekreteri Me-
tin Yalçın, heyecanlı birdille son yıl-
larda yaşadıklannı anlatıyor. Genç bir
üsteğmen olarak geldiği Kıbrıs'ı va-
tan kabul eden Yaiçm, askerlikten is-
tifa edip işadamı oluyor. 20 yılı aşkın
birzamandırçalıştırdığı işyerinin, tıp-
kı diğerleri gibi tehlike sinyalleri ver-
Kıbnslı îşadamlanyla
diğini söylüyor..
Kıbns'taki ilk gecemizde Kıbrıslı
işadamlanyla bir araya geldik. İŞAD
Başkanı Salih ÇeJiker, Genel Sek-
reteri Metin Yalçın ve Kıbns'ın köklü
ailesi Dedezadeler'den Asım Dede-
zade ile Kıbns ekonomisinin geçmi-
şini ve geleceğini konuştuk.
Kıbnslı ışadamları, ekonomiden
çok psikolojiyi önemser bir havaday-
dılar. Türkiye'nin, Kıbns gerçeğini an-
lamadığını söylediler. Asım Dedeza-
de, Türkjye'ye yönelik hayal kınklığı-
nı şöyle anlattı: "Toplumun birkesi-
mi, Türkiye'nin Kıbns'/ kasıtlı geri bı-
raktığı gibiduygusalbirtepkiiçinde.
Ben bu duyguyu tehlikeli görûyo-
rum; onlara Türkiye sankikendiyurt-
taşına daha mı iyi davranıyor diye
karşılık veriyorum." •,
• • • "
Kıbns-Türkiye ekonomik ilişkileri-
nin çokjnişli çıkışlı bir tarihi var.
1984'te Özal döneminde uygulanan
teşvik politikalan Kıbns'ta küçük sa-
nayi üretiminin gelişmesini sağlamış.
Bu canlı dönem, 1989'da, Türki-
ye'nin gümrük birliği konusunda Av-
rupa'ya verdiği birtaahhütle sona er-
miş. 1989'a kadar sıfır gümrükle Tür-
kiye'ye mal gönderen Kıbnslı üretici,
o tarihten sonra fon, vergi ve bürok-
rasiyle yüz yüze gelmiş.
Bu uygulama bir anda 16 fabrika-
dan 13'ünün kapanmasına neden ol-
muş. Herne kadarTürkiye, bu fon ve
vergilen iade etmeyi kararlaştırmışsa
da, iade sürecini işleten bürokrasi
ekonomik olarak yıkımlanna neden
olmuş. 1994'te ise bir başka ilginç
gelişme yaşanmış. O tarihe kadar,
Avrupa'ya tanm ürünü ihracı sırasın-
da sağlık kontrolü mührü olarak, el-
lerinde kalan eski Kıbns devleti müh-
rünü kullanmaya devam etmişler.
1994 yılında, güç gösterisi olarak
KKTC mührüne geçiş yapılınca olan-
lar olmuş, bu mührü kabul etmeyen
Batılılar, tanm ürünlerini geri gönder-
mişler. Bu gelişme de Kıbrıs'ta tan-
mın sonunu getirmiş.
•••
Kıbnslı işadamları, "Türkiye bir ka-
rar vermelidir. Burası bağımsız bir
devlet midir, yoksa Türkiye'nin bir
bölgesi mi? Bağımsız devletsek ba-
ğımsız devlet gibi muamele görmek
istiyoruz. Yok, bir bölgeysek o za-
man bölgesel kalkınma planlan çer-
çevesinde birplanlama yapılsın" di-
yorlar.
"Türkiye'nin Kıbns'a bakış açısını
yansıtan bir ilginç olayı aktaralım.
Türkiye'de Başbakanlık Kıbns Işleri
Müsteşan Salih Zeki Karaca Kıb-
ns'a yönelik bütün yardımlan plan-
layan, kimin ne kadar para alacağı-
nı düzenleyen en yetkilı kişi. Geçen-
lerde Kıbns'ta bir hükümet krizi çık-
tı. Başbakan Yardımcısı Mustafa
Muncı'nın lideri olduğu TKP hükü-
metten ekarte edilmek istendi ve bu
amaçla Derviş Eroğlu başkanlığın-
daki hükümet istifa etti. Henüz isti-
fası kabul edilmeden, yenibirkoalis-
yon ortada yokken Salih Zeki Kara-
ca şöyle biraçıklamayaptı: 'Kıbns'ta
yeni kurulan UBP-DP koalisyonu ba-
şanlı olacaktır.' Yeni hükümet ger-
çekten de Karaca 'nın dediğişekilde
kurulmuş durumda. Biz bağımsızbir
ülke miyiz?"
•••
Işadamları, burada çok tartışılan
'askeri kantinler' konusunu da an-
lattılar. Kıbrıs'ın dört bir yanına ya-
yılan askeri kantinlerin halka da sa-
tış yaptığını, diğer market ve bakkal-
ların yok olma noktasına geldiğini
söylediler. "Askeri kantinler kira
ödemiyortar, nakliye parası vermi-
yoriar, personel giderleri yok, vergi
vermiyorlar, Türkiye'den mal geti-
rirken fon ödemiyohar, bu yüzden
her şeyi çok ucuza satabiliyörlac
Aradayüzde 60'lıkbirgiderfarkı var.
Böyle giderse, askeri kantinler pa-
zara tamamen egemen olacaklarve
Kıbns'ta ticaret iyice ölecek. Bunu
defalarca anlattığımız halde kimse
aldırmıyor."
Kıbnslılar endişeliydiler, ama
umutlannı da korumak istiyorfardı.