23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2001 PA - 14 < KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr i Rumeli Hisan Akşamlan 12 Temmuz'da, Açıkhava Konserleri 19 Temmuz'da başlıyor YddızLarm altmtla melodiler I • Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda ilk konseri verecek olan Goran Bregoviç, Most Production'ın gişe garantisi haline gelmiş durumda. Rumeli Tanıtım'ın düzenlediği konserler ise Sertab Erener ile başlayacak, TeomanMa sürecek. CUMHUR CANBAZOĞLU Haziranda 29. Lluslararası Istan- bul Festivali, ardından 8. (Jluslara- rası Caz Festivali'nin etkinliklerine ev sahipliği yapan Harbiye Açıkha- va Tiyatrosu temmuzun ikinci ya- nsında kapılannı Most Producti- on'ın artık gelenekselleşen konser- lerine (8-27 nıilyon TL) açmaya ha- zırlanıyor. 12. Açıkhava Konserleri (Sekiz yıl Rumelihisan'nda yapıimıştı) adıy- la, Renault'nun sponsorluğuyla dü- zenlenenetkinliğın ilkkonserini 19 Temmuz'da Goran Bregoviç verecek. Türkiye'de hatın sayılır bir dinleyi- ci kitlesine sahip olan sanatçı, Most'un gışe garantisi haline gel- miş durumda. 20 Temmuz'da ise Kayahan var programda. Büyük Ustadan Gönül Şarkılan adı verilen konserden bir gün sonra bu kez Tiirk sanat musi- kisinin iki dev ismi Emel Sayuı- Muazzez Abacı. Kutlu Payaslı'nın yönetimindeki 25 kişilik bir saz he- yetiyle bırlikte aynı sahneyi payla- şacak. 1) Goran Bregoviç, 2) Sertab Erener, 3) Melanie C, 4) Tarkan, 5) Yılmaz Erdoğan, 6) Kayahan, 7) Teoman. Son fiç konser Nilüfer'in 22 Temmuz, son dönemin flaş ekibı Kardeş Türküler adıyla tanı- nan Boğaziçi Cösteri Sanatian Top- luluğu'na aynlmış. Anadolu'nun çeşitli yörelerinden aldıklan ezgi- leri kentlı kulaklara ileten topluluk, yaz organizasyonlannın gözde isim- lerinden. 23 Temmuz Athena konsennden sonra sıra Ya\uz Bingöl'e gelecek. Bir süredır yapıtlarını büyük orkestra ile yorumlamayı deneyen Bingöl, bu deneyi bir kez de Açıkhava sah- nesinde gerçekleştirecek (24 Tem- muz)... Daha önce stüdyoda birlik- te işler üretmiş Leman Sam ile Grup Gündoğarken bu kez işbirüğini Açık- hava sahnesine taşıyorlar. Program üç gece üst üste rock'a yakın işler üreten üç isme ev sahip- liği yapacak: 26 Temmuz'da Te- oman, 27 Temmuz'da Mazhar-Fu- at- Özkan, 28 Temmuz'da da Mir- kelam. 29 Temmuz ise bozlak ustası Ne- şet Ertaş' a aynlmış. Bozkıruı Teze- nesi adı verilen konserin tamtım broşürüne ustaya özel ritm sazlan- nın eşlik edeceğı notu düşülmüş. Bir günJük aradan sonra 31 Tem- muz gecesi Timur Selçuk, 35 yıla ulaşan kariyerinin en iyilerini 60 kişilik senfoni orkestrasıyla yorum- layacak. Erkan Oğur'la Djivan Gaspar- yan'ın konseri ise 1 Ağustos'ta. Son üç konser ise yeni albümü 'BüyükAşkun'la büyük çıkış yapan Nilüfer'e aynlmış durumda... Tek yabancı Melanie C Rumeli Hisan Akşamlan adıyla düzenlenen Rumeli Hisan konserle- ri (Rumeli Tanıtım organizasyonu) ise Sertab Erenerkonserleriyfe (12- 13-14 Temmuz) açılıyor. Bu yazı konserlerle geçirecek Teoman'ın ge- celeri ise 15-16-17 Temmuz. Programda Serdar Ortaç (18-19 Temmuz) ve Ebnı Gündeş'ten (20- 21 Temmuz) sonra organizasyonun tek yabancısı Melanie C'ye gele- cek sıra. Bir süre sanatından çok skandal- lanyla gündemde kalan Haluk Le- vent'in müziğe dönüşünü belgele- yen konserlerden biri de 23 Tem- muz'da Rumeli Hisan'nda. Yeni Türkü (24 Temmuz), halk müziğınin yeni seslennden Burçin (25 Temmuz), MuazzezErsoy, Hül- ya Avşar (28-29 Temmuz), Bebek adli albümüyteiigteferde yükselert İzel (30 Temmuz), DünyaTatiısTnın remiksleriyle yazı geçıren Zerrin Özer'le (31 Temmuz) devam eden organizasyon ağustos ayına tbra- him Tathses'le (1-2 Ağustos) baş- layacak. Sibd Can (3-4 Ağustos), Kayahan (5-6 Ağustos), Yıhnaz Erdoğan (7- 8-9 Ağustos), Yeşim Salkını (10-11 Ağustos), Ayna (12 Ağustos), Yıl- dız Tîlbe (13 Ağustos), Beyaz (14 Ağustos), Levent Yüksel (15-16 Ağustos). Tank (17-18-19 Ağus- tos), yeni komedyenlerden Ata De- mirer (20 Ağustos), Yavuz Bingöl (21 Ağustos), Nilüfer (22-23-24- 25 Ağustos), Sertab Erener-Levent Yüksel(26-27 Ağustos), Yaşar f28- 29 Ağustos), Mustafa Sandal (30 Ağustos), Tarkan (31 Ağustos, 1- 2 Eylül) Rumeli Hisan'nın diğer konuklan... Big Bad Voodoo Daddy } nin üyelerifarklı geçmişlerine rağmen swing ve cazla bir araya geldi ir gün, çok eğlendiğim bir blues konserine gitmiştim. Sahnede Albert Conz vardı. Muhteşem bir geceydi. Duvardan afişini yırtıp soluğu Albert' ın yanında almıştım. Posteri Big Bad Voodoo Daddy olarak imzalamıştı, bu çok hoşuma gitmişti. Daha sonra kurduğum topluluğa bu ismi verdim.' Dinleyicinin zihninde resim çiziyorNENAÇALtDtS Big Bad Voodoo Daddy, cazın en ilgi çeken yüzlennden svvingi günümüzde sürdüren do- kuz kişilik bir topluluk. 8. Uluslararası Istanbul Caz Festivali 'ne ko- nuk olan Big Bad Voodoo Daddy önce Esma Sultan'da. sonra Babylon'da iki konser verdi ve buradan da birçok yeni hayran kazanarak ül- kesine döndü. 'Hepinıiz birimiz, birimiz hepi- miziçin' mantığıyla hareket eden topluluk adı- na. söyleşıleri söz yazan. gitarist ve birinci vokal Scotty Andrew Morris ile trompetçi Glen Thomas Marbevka ya da arkadaşlannın tak- tığı lakapla Kidsgerçekleştiriyor... Trank Sinatra için parça yazdüV - Topluluğunuzun adı ilginç. Özel bir anlamı varmı? SCOTTYANDREVVMORRIS-Bir gün, çok eğlendiğim bir blues konserine gitmiştim. Sah- nede Albert Conz vardı. Muhteşem bir gecey- di. O büyülü hava içinde topluluğun afişini duvardan yırtıp soluğu Albert'ın yanında al- mıştım. Posten Big Bad Voodoo Daddy ola- rak imzalamıştı, bu çok hoşuma gitmişti. Da- ha sonra kurduğum topluluğa bu ismi verdim. - Caz Festivali için ilk kez Istanbul'a geldiniz. Festivallerin mesleki gelişim açısından nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz? GLENTHOMAS MARKBEVKA -Festival- lere, genellikle müziği çok seven insanlar ge- liyor. Bu mutluluk verici. Tek tek konserlere oranla çok daha kalabalık ve keyifli oluyor. Her yaşta insanlann karşısında çalmak topluluk olarak bizi çok heyecanlandınyor. Yaptığımız ilginç bir müzik ve çoğu zaman dört kuşaklık izleyici kitlemiz oluşuyor. - Yaptığuuz müziği yaymak için ne gibi yol- lar izkdiniz? MORRİS - Şu ana kadar hep canh çaldık. Bu tabii ki büyük bir keyif. Hiçbir za- man maddi kaygı taşımamamız da olumlu ilerlememizi sağlıyor. tn- sanlann ayaklanna kadar gidip çalmak ve yaptığımız müziği ta- nıtmaktan çok mutluyuz. - Şarkı sözJerinizi yazarken "Dinleyicinin zihninde resim çi- ziyorum' diyorsunuz~. MORRIS- Yazdıklanmm izleyicinin isteği- ne uygun olması gerektiğini düşünüyorum. Bir araya geldiğimizde önemli olan, yaptığı- mız eserin hepimiz tarafindan benimsenmesi. Ortaya çıkardığımız uyum ve tecrübeyi dinle- yiciyle paylaşmak istiyoruz. Onlarla aynı çiz- gide olduğumuzu hissetmek çok güzel. - Pek çok parçanıa birilerine ithafen yaa- yorsunuz. Bu son albümünüzde Frank Sinat- ra ve kızınız için yazdığmız parçalar var. Bu parçalann hikâyesi nedir? MORRİS - İki yıl boyunca rurnedeydik ve bu sırada FrankSinatra vefat etmişti. Daha son- ra Sinatra'nm kızı. bizden babası için bir par- ça yazmamızı istedi. Nancy ile birlikte stüd- yoya girdiğimizde bize babasıyla ilgili hikâ- yeler anlatmaya başladı. Ben de bu parçalan yazdım. Hepimizin bir ailesi var ve turneler ne- deniyle uzun süre ayn kalıyoruz. Turne kap- samında bir kez çocuklanmızı bir yıla yakın bir süre hiç görememiştik. Kızım bu süre bo- yunca uyumadan önce söyledi- ğim parçayı hiç dinleyememiş- ti. Amacımız. onların yanında ol- madığımızda seslerimızi dinle- melerinı sağlamak için özel bir şey yapmaktı. - Topluluğun geçmişine bakıl- dığında hepinizin farklı müzik- ierleilgilendiği görülüyor. Sizi bir araya getiren ortak payda neydi? MORRİS - Hepimizin farklı geçmişi vardı. Fakat hepimizi bir yerde birleştiren, svvıng ve iyi caz dinleyicisi olmamızdı. Zaman içinde ba- zılanmız punktan orkestralara kadar uzanan ge- niş bir çalışmaya yönelmişti. Çalmaya başla- dığımızda ABDde Nirvana gıbi topluluklar dinleniyordu . O sırada bir kulüpte çalışıyor- duk ve yaptığımız müzık farklıydı. Insanların yanımıza gelip 'çokgüzeTdemelen. işimizden daha çok zevk almamızı sağladı. -Gerck konserlerinizdegerekalbüm kapak- lanmzda fes ve hilal motifleri kullanıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı? MORRİS - Albüm çalışmalanna başladığı- mızda menajerimiz bize hilal ve fes motifle- rini getirmişti. Bunlar hoşumuza gitmişti. Do- ğu ile Istanbul 'u düşündüğümüzde aklımıza eg- zotik ve farklı bir şeyler geliyor. Bunun için tercıhimizi bu yönde kullandüc. Aynca yaptı- ğımız müzikle bu motiflerin çok uyduğunu da düşünüyoruz. Zaten web sitemizde de aynı sembolleri kullandık. 'Bifl Clinton cazdan çok zevk ahyor' - Bill CHnton'ın karşısında çalmışsuuz... MORRİS-Ülkemizin başkanının önünde çal- mak öncelıkle bir onurdu. Kanyerimizin ge- lişimini etkılediğıni söyleyemesem de müzik- lerimizin bu kadar önemli bir isım tarafından dınlenmesi çok hoşumuza gittı. Clinton zaten saksofon çalıyor ve müziği de iyi bilen bin. Onunla oturup konuştuğumuzda cazla ne ka- dar çok ilgilendiğini ve zevk aldığını görünce şaşırdık. -tstanbul'u nasıl buldunuz? MORRIS-MARBEVKA - En favori içece- ğimız burada rakı oldu. Istanbul şehir olarak muhteşem. Bu şehrın gecelerini \e rakısını çok sevdik. OKUMALAMBAJ ENİS BATUR Ataç'ın Koltuğu Nurullah Ataç'ın "Ararken"\ ilk defa 1954'te yımlanmış. O küçümen kitaptaki denemeler bu yazılmış, yayımlanmış, yayımlanacak olsalar, s, rım yer yerinden oynardı. Bir koşulla: Ataç'ın ye bambaşka, kimsenin daha önce duymadığı bir c isim yazılması durumunda toza dumana bürünü ortalık. Zamanında böyle bir etkisi olmamış mı? Ofm tur herhalde, Ataç efsanesi doğdu ve büyüdü> "Ararken"'\n denemelerinin bunda az payı olr mıştır. Bugün neden etki yaratmayacak aynı denemel Birkere, "Ataç'tır, yazmıştır, söylemıştır"dıyenlet kacaktır. ikincisi, daha önemlisı, büyük olasılı okunmayacaktır o kitap. Genci yaşlısı ıçın bildik, lindik, tanınan bir yazardır Ataç, bir de onu okus lar, yeniden okusunlar mı? Yeniden okumak, sözün gelişi. Öylesine vakit g miştir ki ilk okumanın üzerinden, okunacak olsa, lında bir 'ilk okuma' gerçekleşecektir gene -ama, ı dim ya, okunmayacaktır nasıl olsa. Neye dayanarak, yer yerinden oynardı duşun sini öne sürüyorum, "Ararken"in denemelerıne I kıp? Yaralayıcı bir kitap bu. Bütün yerleşik deC lendirme biçimlerini, kalıplaşmış yargılan, otum görünen kanılan sarsıyor, ne sarsması, tepetaklak ( yor Ataç. Üstelik, şiirte ve şairleıie, yazınla ve ya adamlarıyla sınırlı bir fırtına ortamı degıl yaratt Başta Istanbul olmak üzere her türden klişeleşt miş ulusal "kıymet"e yükleniyor. Sonralan, özellikle de "Prospero ile Caliban"\ leyen yıllarda bir ölçüde durulduğu göze çarpr Ataç'ın. Huyu değişmemiş şüphesız, okları körl- memiş, gelgelelim öznelliğini enikonu dınlendım olgunlaştırmış zaman içinde. Burada, 1954'e g« siye, daha çok tozkoparan yanı ağır basıyor -sar genellikle diklenmeye ayarlamış stratejisini: Kim lir, okunuriuğunu ve etkisini belki de bu yoldan s; lamış, pekıştirmiştir. Herkes payını alıyor bu denemelerde: Yahya ¥ mal'den, Hâşim'den Sait Faik'e, Tanpınar'a. Kiı lerinı düpedüz tepeliyor Ataç: Tevfik Fikret'i, V mid'ı, Necip Fazıl'ı. Gençlere biraz daha yumu^ çıkıyor (örnegın Oktay Rifat'ı beğeniyor), ama çı şıyor gene de. Söylenemeyeni söyleyebilmesi, Ataç'ın özellik rinden birisi. Gelgelelim, "Ararken"dönemınde, t na kalırsa, "kimsenin söylemeyı aklından geçirrr yeceği"r\i söylüyor olmaktan pay çıkarıyor kendı ne. içten degilmiş, demıyorum tam, öyle görunrr yi ış edinmiş biraz. Keşke, kendıliğinden yanı ağır k sabilseymiş. Bugün bu duruşu taşımak mümkün müdür, Tı kiye'de? Dünya edebiyatında, kültürunde artık bc le yargıçlara yer kalmadı aslına bakılacak olursa işi, bir 'yer'e gelmiş şairler, yazarlar yapıyorlar aı dabir, bunu da iyice öznel yazı alanlarında gerç« leştiriyorlar -güncelerinde orneğın. Eleştirmenl kuramcılar neredeyse otuz yıldır, yargrçlığı bir ya bıraktılar, yorumlama/çözümleme eksenınde yoğı laştırdılar üretimlenni. Bir tek Harold Bloom bö] bir çıkış yaptı, "777e VVestern Canon "ında (1,^). o n yaklaşımı belli bıryankı doğurdu gerçı, amayayg laşabileceği konusunda hıçbır belırti gorülmedi. G ne de, Bloom'un kitabı, Antoine Compagnon' "Kuramlar Neye Yanyor Olabilir?" (1998) başlı sarsıcı sorgulama çalışması yeni bir dönemin işan leri olarak görülebılir de. Türkiye'ye dönecek olursak, Ataç'ın koltuğu oturma hevesi duyanlar bugün de çıkıyor karşır za. Ne ki, en savlılan bıle üzerine yazdığı ya da Ü2 rinde sustuğu yazın adamları tarafından önemse miyor pek. Ataç'ın sım oradaymış: Cıddîye alınn yazdığı dönemde, bu sım alıp götürmüş, yazdıkl bugün dünkü kadar etkıli olamıyorsa, gerekçeyi iç ri'den çok dışan'da aramalıyız, dıyorum ben. Diyorum ya, bu altı üstu benim görüşüm. Düşüncemizi böyle koymayı bile Ataç'tan öğre medik mi -öte yandan? Küratör Hanru Türkiye'de • Kültür Servisi - Osmanlı Bankası'nın çahşmalannı sürdürdüğü güncel sanat projesi kapsamındaki ilk etkınlik, küratör ve eleştirmen Hou Hanru'nun 'Küratörlük Etkinlikleri ve Şehır' konulu konferansayla gerçekleştirilecek. 12 Temmuz Perşembe günü saat 18.30'da başlayacak konferans, Osmanlı Bankası'nın 'Nakden Tarih' ve 'Tarihten tzler' sergilerine de ev sahipliği yapan Beyoğlu binasında düzenlenecek. Bugüne kadar New York, Paris, Londra, Berlin. Viyana, Amsterdaı Madrid, Johannesburg, Glasgow ve Pekin gibı dünya kentlerinde sergiler gerçekleştirilen Hou Hanru, Şangay Bienalı ve 4 My Home Is Yours, Your Home Is Mıne' gibı son dönem projelerinden örnekler sunacak. limuçin Şahin'in başarısı • Kültür Servisi - Hollanda'da "Dutch Jazz Competition'a katılan Timuçin Şahın, 95 müzi grubu arasında yapılan yanşmada fınale kalan müzık grubunun içinde 'On The Lıne" adlı grubuyla ilk sırada yer aldı. Henüz 28 yaşında olan gitarist ve besteci Şahın, 12 Temmuz'da Denhaag'da yapılacak yanşmaya katılacak. Timuçin Şahin, 1992 yılında Rotterdam Caz Konservaruvan'na girdi, modern caza ilgisi nedeniyle Amsterdam Hilversum Caz Konservaruvan'na geçti. Daha sonra Güney Hindistan müziği üzerine master yapma hakkı kazandı. Şahin, master öğremmini sürdürürken Amsterdam Caz Konservatuvan'nı temsilen Nevv Orleans'ta Dünya Caz Sempozyumu'na katıldı ve konserler verdi. Amsterdam Kültür Sanat Fonu. Şahin'in yapıtlannı başanlı bularal 'Noctambulism' adlı yapıtını ödüllendirdi. Napstep'ın uygulamasında soru • Kültür Servisi - Geçen yıl dünvanın en büyü plak şırketleri tarafından da\a edilen Napster. eski programlannın kullanılamayacağını ve kullanıcılann yeni çıkan programı kaydetmeler gerektiğini söyledıkten sonra, bu programı da çalıştıramaz hale geldi. Napster, bütün dosyalannın transferini. yeni programda çıkan sorunlar sebebiyle engellediğinı açıkladı. Programın yaratıcısı Shawn Fannıng. bu sorunı en kısa zamanda çözüleceğini, ama kesın bir tarih söyleyemeyeceklerini ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear