Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 IVIAYIS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Okul
Içel'in Mut
ilçesinde bir imam hatip
lisesi var... Lisenin
hazırlık sınıfına bu yıl
sekiz öğrenci kaydını
y_aptınyor...
Oğrencilerden yedisi
daha sonra okula
devam etmiyor...
Hazırlık sınıfında bir
öğrenci kalıyor...
Öğrencinin adı Ati... Ali,
Türkiye'nin en şanslı
öğrencisi olmalı...
Çünkü sınrfta tek başına
kaisa da haftada 35
saatlik ders programı
hiç aksatılmadan
uygulanıyor; bütün
öğretmenlertekkişilik
sınıfa girip Ali'yi
eğrtiyor... Güneydoğu'da
okullar öğretmen
beklerken, Mut'taki
öğretmenler Aii için
seferber oluyor...
Istanbul'da öğrenciler
50 kişilik sınıflara
bkılırken, Mut'taki Ali
koca sınrfta tek başına
oturuyor... Mut İmam
Hatip Lisesi'nin öteki
sınıflannda da durum
farklı değil... Birinci
sınrfta 3, ikinci sınrfta 4,
üçüncü sınrfta 13
öğrenci eğitim görüyor;
Ali'yle birlikte okulun
öğrenci mevcudu 21
oluyor. Okuldaki idareci,
öğretmen, memur ve
hizmetti sayısı,
oğrencilerden daha
fazla... Dünyanın en
zengin adamı bite
çocuklan için böyle bir
okul açamaz ama
Türkiye'de Milli Eğitim
Bakanlığı bunu
başanyor...
Bektrontk posta: dmizsomOcun4iuriyeLcom.tr Teh 0.21Z512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Tansu Çilter, hükümeti
Osmanlı'ya benzetmiş...
"Hürrem SultanlıŞa
özenmis olmasınl"
irleşmiş Milletler gözetiminde Cenevre'de
yürütülmekte olan ve hükümetlerin katılı-
mıyla gerçekleştirilen "Tütün Kontrolü Çer-
çeve Sözleşmesi" görüşmelerini izleyen si-
vil toplum örgütlerinin gazetesinde Türkiye ile ilgili
bir yazı yayımlandı. Sue Lavvrence imzalı ve "Bü-
yük sigara firmaları Türkiye'yi fethediyor" başlıklı
yazıda özetle şöyle deniliyor:
"Türkler, birzamanlann fatihleri, şimdi Philip Mor-
ris korsanlan tarafından fethediliyor... Philip Morris,
Türk parlamentosunda bir çok lobi faaliyeti yürüte-
rek tütün ile ilgili kanunlann yazılmasında ve kabul
edilmesinde etkin rol oynamıştır. Tekel, sigara fiyat-
lannı 1991 yılına kadar kontrol edebiliyortfu. O yıl güç-
lü lobi faaliyeti ile Philip Morris kendi fiyat belirleme
yetkisine ve dağıtım ağına sahip oldu ve böylece Türk
pazarının kapısına ayağını dayadı. Amaç Türk tütün
monopolü Tekel'i yok etmekten başka bir şey de-
ğildi. Philip Morris'in rekabetinin sıcaklığını hisse-
Fetih
den Tekel, Ingiliz-Amerikan sigarafirmasıBATile Sam-
sun ve Yeni Harman lisanslı satışı için anlaşmaya ça-
lıştı. Tekel BAT ile ortaklığın Philip Morris ile yapa-
cağı rekabet yanşında gücünü arttıracağınıdüşün-
dü. Oysa iki çok uluslu sigara firmasının vahığında
Tekel'in ömrünün uzun olmayacağı açıktı.
Bu yılın başında, zorlanan Türk ekonomisi bir ge-
cede ani bir düşüş yaşadı. Çok kısa bir zamanda Türk
LJrası değerini yüzde 30 kaybederek Dünya Banka-
sı ve IMF danışmanlığına ihtiyaç duydu... Türk eko-
nomisinin talihsiz durumu ile hükümet, manevra ola-
nağı kalmadığı için Dünya Bankasıve IMF önerisi 15
yasayı yürürlüğe koymaya başladı... Böylece, çok ulus-
lu sigara firmalan Türkiye'de kendi dağıtım ağlannı
kuracaklar ve Tekel de eski halinin bir gölgesi ola-
rak kalacak. Sigara gelirieri daha fazla Türkiye'de kaJ-
mayacak, büyük kısmı çok uluslu firmalann gene) mer-
kezlerine akacak. Daha kötüsü, tütün politikaları
bundan sonra Türkiye'de çok büyük olasılıkla çok
uluslu sigara firmalannın bir şekilde temsilci bulun-
duracağı bir tütün kurulu ile düzenlenecek.
Birkaç yıl önce sigara karşrtlan Türkiye'de önem-
li bir zafer kazandı ve hükümet her türtü sigara rek-
lamını yasaklayan bir kanun çıkardı. Bu kanun bu-
gün de uygulanmaktadır. Ama daha ne kadar süre?
Sigara mücadelecileri yasanın çok yakın zamanda
tahrip edileceğinden korkuyorlar. Korkulannda hak-
lılar. Çok uluslu firmalar tütün kuruluna davet edil-
mişler. Tütün kurulu ile hükümetin resmi reklamcı-
ları olacaklar. Kesinlikle, ilk isteyecekleri reklam ya-
sağının yeniden gözden geçirilmesi olacaktır.
Türkiye için artık çok geç olabilir ama Tütün Kont-
rolü Çerçeve Sözleşmesi" bu konulan tartışıyor.
Başka ülkeler için geç olmayabilir."
SESSÎZSEDASIZ(Î) NVRÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku a yahoo.com
"Büyûmüş de küçülmuş," bir ekonomi bizimki!
Karasu'nun yolunu kim yapacak?
Sakarya'nın Karasu ilçesinde Kay-
makamlığın giriş katına şelaleli bir ha-
vuz yapılıyordu... Havuzun parasını
Kamu Hizmetleri Derneği veriyordu...
Köy Içme Suyu Birliği de kaymakam-
lığa çift kabinli 626 Mazda kamyonet
almıştı.. Oysa Karasu'da halk devlet-
ten yatınm bekliyordu!
Karasu Kaymakamı Aydın Teti-
koğlu aradı ve kendisine haksızlık
yaptığımızı söyledi. Şelaleli havuz
olmadığını, dereden toplanan çakıl
taşlarıyla binanın giriş katındaki çirkin
görüntünün düzeltildiğini belirtti. Kam-
yonetin de geçen yıl alındığını anlat-
tı. Sıra, Karasu'daki kamu yatırımla-
rınagelince, "Belediye, adımı bircad-
deyeverdi" dedi, Karasu'da neter ger-
çekleştirdiğini ise söylemedi.
Karasu Belediye Başkanı Ahmet
Genç'e, ilçenin hangi büyük sorunu-
nu kamu adına çözdüğü için kayma-
kamın adının bir caddeye verildiğini
sorduk...
Depremzedelere gösterdiği yakın
ilgi nedeniyle verildiğini söyledi.
Karadeniz kıyısındaki turistik ilçe-
nin çözüm bekleyen en büyük so-
rununu sorduk:
"Nüfus kışın 20-25 bin ama ya-
zın 200 bin oluyor ve Adapazan'na
yolumuz yok. Kanalizasyona 2 trilyon
lira verildi, 50 kilometrelik Adapaza-
n-Karasu yolu için aynlan para 650 mil-
yar lira oldu."
Kim bilir belki de devlet Karasu'yu,
serbest bölge yapıp holdinglerin eii-
ne teslim etmek istiyordur!
'Bağımsızlık'tan Sıkılmak!..
MJgRİÇ VELİDEDEOĞLU
Geride bıraktığımız nisan
ayında kutlanan 'Laiklik Gü-
nü* dolayısıyla bir sivil toplum
örgütünün gerçekJeştirdiği top-
lantıda, yeni bir anayasa ha-
zıriama çalışmalan ve tasarla-
nan bu anayasanın 'dinamik-
leri' ele alınmıştı.
Konu, bir anayasa uzmanı
olan öğretim üyesince ayrın-
tılı bir biçimde ortaya konul-
muş, yapılan çalışmalann gel-
diği nokta anlatılmış; ardın-
dan toplantının karşılıklı ko-
nuşma bölümüne geçildiğin-
de, konuşmacıya 'Devrim Ya-
salan' ile 'tam bağımsızlık ilke-
si' üzerine bir soru sorulmuş;
sayın öğretim üyesinin, yanı-
tına oldukça sıkkın birses to-
nuyla "Bırakın artık canım şu
tam bağımsızlığı!" diye baş-
laması, soruyu yönelteni şaşırt-
mış ve son derece üzmüştü.
Oysa o sıralarda 'bağımsız-
lıktan ve 'ulusalegemenlikten
sıkılan yalnızca bu öğretim
üyesi değildi. Dokuzuncu
Cumhurbaşkanımız Süley-
man Demirel de artık "Ulusal
egemenlikkavramı aşındı" di-
yerek bu söyleme katıldığı gi-
bi, 20 Nisan günlü Cumhuri-
yet gazetesi de, ANAP lideri
Mesut Yılmaz'ın Anayasa'da-
ki 'egemenlik' ılkesinın değiş-
tirileceği müjdesini (!) veren
haberini yayımlamaktaydı.
Öte yanda aynı gün Bursa
Uludağ Üniversitesi'nin kültür
merkezini dolduran 1200 üni-
versiteli ve liseli genç, Musta-
fa Kemal'in yapıtı Söylev'den
alınan kimi bölümlerin, yüz-
lerce dia eşliğinde okunma-
sıru büyük ilgi ve coşku için-
de dinliyordu.
Bu bölümlerin içinde yer
alan, ülkenin kurtuluşu olarak
düşünülen 'mandacı' görüşe
karşı Atatürk'ün, "Baylar, bu
durum karşısında birtek karar
vardı. O da ulus egemenliği-
ne dayanan bağılsız, koşulsuz,
bağımsız yeni bir Türk devle-
ti kurmak" biçimindeki yanıtı
gençlerin dikkatinden kaçmı-
yordu.
Ardından Ingiliz güdümün-
de ısrar eden bir Osmanlı pa-
şasına Mustafa Kemal'in,
"Amacımız ulusal sınırianmız
içinde toprakbütünlüğümüzü
ve ulusal tam bağtmsızl/ğını
sağlamaktır" diyerek bildirdi-
ği kesin karan, 1200 gencin il-
gisini bu konuda yoğunlaştı-
rıyordu.
Hele Fransız hükümetinin
anlaşma sağlamak üzere Ana-
dotu*ya gönderdtği eski ba-
kanlardan Franklin Bouillon,
görüşmeler sırasında Sevr
Antlaşması'nı ortaya sürme-
si üzerine Mustafa Kemal'in
Sevr'i kesinlikle yok saydığı-
nı bildirmesinin ardından, Tam
bağımsızlık, bizim bugün ûze-
rimize aldıgımız görevin özû-
dür. (...) Tam bağımsızlık de-
mek, elbette siyasa, maliye,
iktisat, adalet, askehik, kültür
gibiheralanda tam bağımsız-
lık ve tam özgürlük demek-
tir..." diye belirttiği ünlü görü-
şünün son sözcüğü söylenir
söylenmez, salonda uzunca
bir süre dinmeyen bir alkış se-
li koptu, aktı.
Izlencenin sonunda üniver-
siteli ve liseli gençler Söylev
ekibinin çevresini sanp, soru-
lan art arda sıralamaya başla-
dılar: Ekonomik bağımsızlık
yitirildi, sıra siyasi bağımsızlık-
ta mı? Bunun sonu Sevr'e da-
yanır mı? Mustafa Kemal'in
ortaya koyduğu bu ilkeler gü-
nümüzde geçerliğini gerçek-
ten yitirdi mi? Yitirmişse, yet-
kililerneden 'Atatürk ilkeleri'ni
övmekten kendilerini alamı-
yorlar? Neden dara düştüter mi
Atatürk'e ve ilkelerine sığını-
yoriar?..
Gerçekte bu sorulara -özel-
likle son soruya- yanıtı Mus-
tafa Kemal, Söylev'de vermiş,
şöyle demişti:
"Saygıdeğerulusuma şunu
öğütlerim ki; bağnnda yetişti-
rerekbaşının üstüne dek çıka-
racağı adamlann kanındaki,
duyuncundakiözmayayı çok iyi
incelemeye dikkat etmekten
hiçbir zaman gen kalmasın!"
Bursalı gençlere bu yanıt
anımsatıldı...
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇlZGÎLİK KÂMtL MASARACl
TARİHTE BUGÜN MvmAZARiKAN
^^-—^ı**^k
(Sonra 6ü-
//[fff'V
•İli
KÜTAHYA ANTIASMASI
1833'TE 8UGUM, OSMANU DeVLBTt, MtSrK YALJUGİ
İLE "KÜTAHYA AMTLAÇMASI*Hl İMZALAPt. İN-
6H.TEİS.E, FRAMSA V€" ÜUSYA'NtN, BHS. SASKJMLA
NAVAÜİN'Pe OSMAKJU -MlSlB- DONAMMASfkll
YAKAAAS/NMU SOKHBA, ORAPAHI yA&C>tA/ltj4e.t
IÇ/AJ MlS/g, £IA2/ /STBtO.€SDe &ULUAIMUŞTU:
suRJre vfiAYerı KEMPILEEIUE vERiiMeu'YPf.
OSMAULI PADlÇAHI H.MAHMUT, tCESJPi VALİSİ
KAVALALI MEHMET AU PAÇA'YA ACA/EŞI OfSPU
eÖNPEHMBK pueuA/llMJCtf £ALP'. ANCAK OS-
fA/VJU OBPUSU YEfJİLPi VE~ KAVALAU 'NIM OSUI
ILBISJ^£P/. BURAPA, MUSTAFA BFŞITEf^MPı W
OSMAAJL/ D£VLETI APtHA KUTKHYA AtJTlA$MA£t-
Hl /MZAIAP/ VE MISIB İS7EKLE/ZJNB KAVUfTZJ..
Kjxvolal(
4 Mayıs
M
•PWrW
a İLAN
T.C.
GAZİOSMANPAŞA SULH HUKUK
| HAKİMLIĞt'NDEN
1998/1288 Esas
' Davacı Neriman Içli vekili Av. Şevki Caner tarafından davalılar Ön-
•der Içli, Özer Içli, Metin tçli ve dahili davalılar Salih Meriç, Hamdi
:
Meriç, Salım, Ekrem ve Hikmet Içli aleyhine mahkememıze açılmış
|bulunan Gaziosmanpaşa, Yıldıztabya Mah. 124 pafta, 1698 ada, 1
jparsel sayılı taşınmazın taksimi olmadığı takdirde izaleyı şüyu yolu
ile satılarak giderihnesine ilişkin davada dahili davalılar Rabia Içli
;adına ve M. Ali Içli adlanna Tekirdağ ili 100. Yıl Mahallesi, Zincir
, Sokak D: 3 adresine yapılan tebligatlarm tebliğ edilemedıği ve yapı-
jlan araşatırmalarda adresleri tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve
!duruşma gününûn ilanen tebliğine karar verilmiş olup,
I 17.5.2001 günü saat 09.30'da yapılacak dunışmaya davalı Rabia Iç-
,1i ve Mehmet Ali Içli'nin bizzat gelmeleri veya kendilerini bir avukat
jvekil ile temsil ettırmeleri ve ibraz etmek ıstedikleri belgelenni gön-
jdermelen, duruşmaya geçerli bir özür bıldirmeksizın gelmedikleri ve-
jya kendilerini bir avukat vekil ile temsil ettirmedıklen takdirde yok-
luklarında cereyan edecek işlemlere ıtıraz edemeyecekleri
~HUMK'nin213. 509. ve510. mad. uyannca dava dilekçesi ileduruş-
|ma günü ve satini ihtiva eden davetiyenın davalılara teblıği yerine ge-
çerli olmak üzeTe ilanen tebliğ olunım 27.4.2001
Basuı: 24007
ÇAMELt ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 2000/42
Duruşma günü: 10.5.2001
Davacı: Duran Kurtyemez Hüseyin ve Düriye oğlu 1968 do-
ğumlu, Çameli ilçesi Karabayır köyü nüfusuna kayıtlı ve otunır.
Davalı: Fatma Kurtyemez Abdullah ve Zeynep kızı 1965 do-
ğumlu, Çameli ilçesi Karabayır köyü nüfusuna kayıtlı.
Dava: Haysiyetsiz yaşam nedeni ile boşanma
Dava tarihi: 09.06.2000
Davacı Duran Kurtyemez tarafından davalı Fatma Kurtyemez
aleyhine açılan haysiyetsiz yaşam nedeni ile boşanma davası açıl-
mış olup, davalının açık adresi tespit edilemediğinden dava di-
lekçesi tebliğ edilememiştir. Davacı dava dılekçesinde ve duruş-
madakı beyanmda; davalının müşterek evı terk ettiğıni ve Sadik
Büyükkorkmaz isimlı şahısla birlikte1
olduğunu, davalı ile yeni-
den bir araya gelmelennin mümkün olmadığını belırterek davalı
ile boşanmalanna, müşterek çocuk Abdullah Kurtyemez"in vela-
yetinin kendisine ve müşterek çocuk Mesule Kurtyemez'in vela-
yetinin davalıya verilmesıne karar verilmesini talep etmiş, ken-
disi ve müşterek çocuk Abdullah Kurtyemez lehine nafaka iste-
mediğini belirtmiştir. Işbu ilan metninin yayımlanmasından iti-
baren 7 gün sonra davalıya tebliğin yapılniış sayılacağı, 7201 sa-
yılı yasanın 28 ve devamı maddeleri gereğince ilan olunur.
4.4.2001 Basın: 19693
İLAN
T.C.
SİNCAN ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2000/530
Davacı Nevin Sayant vekili Av. Hüseyin özbaş tarafından
davalı nüfus müdürlügü ve dahili davalı Ismet Sayant aleyhine
açılan nüfustaki mükerrer kaydın iptali davasının mahkeme-
mizde yapılan açık yargılaması sonunda;
Mahkememizden verilen 13.3.2001 tarih 2000/530 esas
2001/147 karar sayılı ilaını ile davanın kabulü ile Samsun ili
Ayvacık ilçesi Gürçam köyü cilt: 66 kütük sıra: 101'de nüfusa
kayıtlı, Ismet oğlu Nevin'den olma, 7.7.997 doğumlu Mehmet
Sayant kaydının mükerrer olduğu anlaşıldığmdan iptaline daır
karan dahili davalı Ismet Sayant'ın Gürçam köyü Ayvacık-
Samsun adresine tebliğ edilemediğinden duruşma gününûn de
gazete ılamı ile davalıya tebliğ edilmesıne karar verildığinden
ve karann da gazete ilanı ile tebliğ edilmesi gerektiğuıden ıla-
nm gazetede yayımlanmasından itibaren 15 gün sonra karar
tebliğ yerine geçerli olmak üzere tebliğine, tebliğinden itibaren
15 gün içinde dahili davalının karan temyiz etmemesı halinde
karann kesinleşeceği tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olu-
nur
12 4.2001 ,
Basın: 23977
ANKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Alabalıklara Selam
önceki gün Genco Erkal aradı, dost sesiyle yü-
reğimi okşadı. 1990 yılında bir nisan akşamına
döndürdü beni. Yaşamıma yeni boyutlar katan bir
yıldönümüne. Mesleğimde 40 yıtı kutluyorum o
akşam. Görkemini sevgiden, dostluktan, ortak
anılardan alan birfikteliği yaşıyorum. Kaç yıl geçti
aradan, sevgili Genco o saati unutmadı, bana ses-
lenmekten geri kalmadı hiç.
Ne güzel dostlarım var.
İyi ki var onlar. Yoksa yaşama sevinci çoktan so-
lardı. 40 yılı da onlarla yaşadım ve paylaştım.
Suna Kan ile konuşuyorduk bir gün. 40'ıncı yıl-
da ortak bir kutlama özlediğimi söyledim. Gözle-
ri parladı, Schubert'i anımsadı. Bana alabalıkla-
nn şarkısıyla seslenmekten söz etti.
- Senin için şarkı da söyleyebilirim ama alaba-
lıklann şarkısı ortak bir ürün, müzik dalından bir de-
met.
Gözlerim yaşardı. önümüzde bayram var. Tatil
başlryor ama Suna her şeyi düzenledi, tatil dönü-
şü de doğru Hilton'a, konser salonuna. Birkaç sa-
at prova, akşam unutulmaz bir konser. Beşlide iki
devlet sanatçısı var. Kemancı Suna Kan, piyanist
Gülay Uğurata, ötekiler de CSO üyeleri. Vıyolacı
Sumru Güner, vtyolonselist Funda Karmukoğlu
ve kontrbasçı Ayla Çınar. Kimi dostlarım soruyor
bana, o beşli çalmayı sürdürecek mi?
Yok, sürdürmeyecek. 40 yılda bir konser için, 40
yıllık bir dostluğun esintisi ile oluştu o beşli. Bir sev-
gi ürünü, yaşamımı onuriandıran birarmağan ba-
na. Aslında tüm sevdiklerim sevgiyle katıldı 30 Ni-
san akşamına. Alabalıklarla Edremit Körfezi'nin
maviliği, kuşlar, kediler, çiçekler de ressam dost-
lanmın ortak sergisinde buluştu. Duvardaki dost-
larım diye adlandırdık o sergiyi. Orhan Peker,
Eren ve Bedri Rahmi Eyuboğlu, Avni Arbaş, Ci-
hat Burak, Turan Erol, Abidin Dino resim dalının
yeni ustalanyla birlikte söyledi alabalıklann şarkı-
sını. Bundan güzel kutlanır mı 40. yıldönümü? Sev-
diklerimi sevdiklerimle kucaklamanın mutluluğu-
nu yaşadım o akşam. Kütahyalı çini ustası Srtkı
Otçar'ın mavi kuşlan, Mehmet Aksoy'un, Meriç
Hızal'ın, Seyhan Topuz'un yontulanyla Hilton Sa-
lonu'nda bir sevgi galerisi oluştu. Turan Erol, Is-
met Akdeniz, Yalçın Gökçebağ ağır işçiler gibi
çalıştı kaç saat. Başkentli ressamlar en güzel ve
en yeni tablolanyla katıldı o sergıye. Mustafa Ayaz
sergisini erteledi birkaç gün, Orhan Taytan Doku'da-
ki sergisine gitmeden önce beni kutlamaya geldi.
40 yılımın konuklannı hep birlikte ağırladık böyle-
ce. Hiç kimse konuk değil, herkes ev sahibi. Her-
kesi yanımda hissettim. Sevginin, dostluğun sıcak-
lığını duydum her kucaklaşmada. örneğin Meh-
met Ali Aybar otobüsten indi, doğru bana geldi.
Beni kucakladıktan sonra otobüse binip belki de
aynı otobüsle Istanbul'a döndü. Kimi dostlanm
üzüntüsünü belirtiyor, 50. yıldönümünü kutlama-
dım diye eleştiriyor beni. Galiba en doğruyu yap-
tım, içimden geleni. Bu tür olaylar bir kez yaşanı-
yor ancak. Belleğimize saplanıyor, kalıyor sonra.
Dahası 1990 yılında yaşanan bir olay, 2000'li yıl-
lara ulaşamıyor artık. Acı ama gerçek bu. Zaman
içinde her şey soldu biraz.
•••
Hâlâ düşünürüm, Franz Schubert 1819 yılında
bestefiyoralabalıklan. önce bir lied, ardından beş-
li oluşuyor. 1990 yılında da beş Türk çalgıcı mü-
ziksever, bir gazeteciye armağan ediyor o beşliyi.
Müzik devrimi olmasaydı bunlar yaşanamazdı.
Balıklann şarkısını dinleyemezdik değil mi? Döne
döne aynı gerçeğe ulaşıyoruz. Çokseslilik, çok
renklilikle boyutlanıyor yaşam. Yoksa kireç kuyu-
su! Sessizliğe saplanıyoruz, öz sesimize de kapa-
nıyor kulağımız. Eski seslerie derinleşiyor sağıriı-
ğımız. Yeni seslere açılmak dayanılmaz bir özlem
oluyorgiderek. Ses kirienmesinden annmanın öne-
mi ve önceliği yadsınabilir mi bu durumda.
Ne dersiniz, bu gürültüde, bu kirlenmede yeni
bir şarkı söylenebilir mi ülkemizde? Yeni bir şarkı
için yeni bir atılım, devrim gerekiyor belki de.
• • •
Sevgili Genco Erkal'ın telefonuyla nerelere gel-
dim. En iyisi burada durmak, alabalıklarla şarkı
söylemek galiba.
Yeni sarkılar dinlemek umuduyla.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Dışa doğru 1
fon çekilerek
yapılan saç 2
modeli. II 3
Aşınşişman...
Bir sınav şek-
li. 31 Yıkanı-
lanyer... Der-
viş selamı. 4/
Akıl... Akde-
niz yöresine
özgübitkitop-
Iuluğu.5/Sütkatılan
meyaneninmuhalle- 1
bi kıvamına gelince- 2
ye dek pişirilmesiyle 3
eldeedilenbeyazsos. .
6/ Özellikle atletizm 5
pistlerininkaplanma- c
sında kullanılan plas-
1 2 3 4 5 6
8
tik döşeme gereci...
Molibden elementi-
nin simgesi. 7/ Israil
yapımı bir tür tabanca... Divan edebiyatında man-
zum bilmece. 8/ Bir siniri oluşturan uzun liflerin
her biri... Bir nota. 9/ Bazen üzerine un bile seri-
lir... Bir malın cinsini ve fiyatuu gösteren küçük
kâğıt.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sıkıntı, üzüntü, keder. 2/ Asık suratb... Osman-
lı ordusunda ve donanmasında hafıf piyade as-
kesi. 3/ "Şimdi uzun karlıkJarda bir Lapon kıza-
gı/Önünde — geyiği" (B. Necatigil)... Dört te-
kerlekli ve yaylı bir at arabası. 4/ Ululuk... Tav-
lada "üç" sayısı. 5/ "Aptal, budala" anlamında
argo sözcük. 6/ Bir gıda maddesi... Yasaya uy-
gun. II Metalleri birbirine tutturmakta kûllanı-
lan, kalay ve kurşun alaşımlannın genel adı. 8/
"Başını taştan urup gezer avare — " (Fuzuli)...
Belirti. 9/ Bilgisiz, kültürsüz kimse... Tuvaletler-
de bulunan bir sıhhi tesisat.