Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURtYET 12 NİSAN 2001 PERŞEMBE
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Zorunlu Bir Yanıt-1
Prof. Dr. KemaJ ALEMDAROĞLU /rte»to// tfm.
S
ayıq Toktamış Ateş'ın
Cumhuriyet gazetesin-
dekı 'Arayış' köşesınde
ikı yüı aşlan süredirdur-
maksızın şahsunı hedef
alan ve gerçeklerle bağ-
daşmayaffyazılar yazmasını hayret-
le ızlemekteyım. Sayın Ateş, ardı ar-
dına ve bırbirinı tekrarlayan yazüar-
la IÜ yönetimine ve şahsıma yönelik
karalamalannı sürdürmekte, kişisel
sorunlan ve olumsuz duygulan ile
gûndem yaratmaya çalışmaktadır.
Sayın Ateş'in karalama kampan-
yasuıa bugüne kadar yanıt vermeyi-
şimin nedeni, Istanbul Üniversite-
si'nin iki öğretim üyesinin kamuoyu
önünde tartışarak kurumu yıpratma-
lannı önlemektir. Ancak Sayın Ateş,
eleştiri sınırlannı aşan ve doğrudan
Istanbul Üniversitesi'nin ve aynı za-
manda kendi fakültesinin öğretim
üyelerini hedef alan gerçek dışı id-
dia ve ithamlannı sürdürdükçe, üni-
versitemizin daha fazla yıpratılma-
ması için bazı gerçekleri kamuoyu ile
paylaşmak zorunluluğu ortaya çık-
mışör. Cevabımı fazla uzatmamak
için kısa başlıklarla sunacağım:
1. Uhısalahk Konusu
Sayın Ateş bir yazısında IÜ Sena-
tosu'nun Fransız Parlamentosu'nun
kabul ettiği Ermeni Soykınm Yasa-
sı ile ilgili olarak aldığı Fransa ile "bi-
fimsd ffişkaerm kesflmesT karannı kı-
namakta ve ûniversitelerin görevi-
nin Ermeni iddialan ile ilgili yalan-
lan ortaya çıkaran araştırmalar yap-
mak oiduğunu vurgulamaktadır.
ÎÜ yönetimi, Senato karanndan
sonra Fransa Cumhuıbaşkanı'na ko-
nu ile ilgili bir mektup göndermiş ve
yasa cumhurbaşkanınca onaylanma-
dan önce kendileri ile Istanbul dev-
let ûniversiteleri rektörleri adına, Dı-
şişlen Bakanlıgı aracıhğı ile bir gö-
rüşme talebinde bulunmuştur. Üni-
versitemizde bu konuda yıllardır sü-
ren çahşmalardan Sayın Ateş'in an-
laşılan hiçbir bilgisi ve ilgisi yoktur.
Aynca 24-25 Mayıs 2001 tarihinde
uluslararası nitelikte 3O'u aşkın Türk
ve yabancı bilim adamlannın da ka-
tılımı ile Ermeni sorunu irdelene-
cektir. Istanbul Üniversitesi tktisat Fa-
kültesı Sıyasi Tarih Ana Bılım Dalı
Başkanı bir öğretim üyesi olarak,
kendisinin de bu konuda bilgi ve hat-
ta katkı sahibi olması gerekirdi.
Sayın Ateş, bir siyasi tarih öğretim
üyesi olarak acaba bugüne kadar ko-
nu ile ilgili hangi araştırmayı yapmış-
tır? Sosyal Bilimler Enstitüsü'nce
kapaülan"Ortadoğu,BafcuıbrveAs-
ya Getişmeteri" yüksek lisans prog-
ramında bugüne kadar Ermeni soru-
nu ile ilgili kaç tez hazırlatılmıştır?
Hazırlanan tez var ise, neden kamu-
oyu ile paylaşılmamıştır? Bir üni-
versite rektörünün görevi kuşkusuz
konu ile ilgili bir araştırma yapmak
değil, araştıncılara kaynak sağla-
maktır. Istanbul Üniversitesi Araştır-
ma Fonu, araşnrmacılarakaynak sağ-
lamak bakımından Türkiye'nin tüm
üniversiteleri içinde en büyük mad-
di olanaklara sahiptir. Araştırma pro-
jelerinin içeriğine göre araştırmacı-
lara hiçbirüst sınırolmaksızın her tür-
lü destek benim rektörlüğüm döne-
minde sağlanmıştır. 4.6 trilyonluk
yıllık gelıri olan Araştırma Fonu'na
bugüne kadar Sayın Ateş veya bölü-
mündeki öğretim elemanlan bir pro-
je önerisinde bulunup ret cevabı mı
almışlardır? Bilim alanı sosyal bilim-
ler ve siyaset bilimi olan birbilim ada-
mının, bu konuda hiçbir araşnrma ya-
pılmadığı gerekçesi ile rektörü suç-
laması hangi mantıkla bağdaşmak-
tadır? Ulusalcüık, köşe yazılannda
sadece kişisel nefretini kusmak ye-
rine, ülkenin temel sorunlanna ya-
pıcı ve kalıcı çözümler üretmek ol-
malıdır.
Ulusalcüık, her türlü bölücü ve ge-
rici teröre karşı açık ve kesin tavır al-
mayı gerektirir. Sayın Ateş,
14.12.2000 tarihli köşe yazısında ve
aynı günlerde bir televizyonda yap-
tığı konuşmada, teröristierce şehit
edilen polislerin cenazesine katıldı-
ğım için benı eleştırmiştir. Teröre
karşı tavır almak ve şehitlerin cena-
zesine katılmak ulusal görevdir. Bu
törene katılışımı, şehitlerin polis ol-
ması nedeniyle eleştirmek, ancak
güvenlik teşkilatına karşı peşin hü-
kümlü kin ve nefret besleyenler için
geçerlidir. Sayın Ateş'in şehitleri-
mize karşı kin ve nefret duygulannı
taşıdığını düşünmek istemiyorum.
Aynca aynı gün polislerin gerçek-
leştirdiği yasadışı yürüyüş ve tavır-
lan da cenazede öğrendim. Yasadı-
Şi yürüyüş ve davramşlan hiç kimse
için düşünemediğim gibi emniyet
görevlilerine yakışürmam ise hiçbir
zaman söz konusu olamaz ve de ol-
mamıştır.
2. Demokrasi-Hoşgörû
Sayın Ateş, demokrat ve hoşgö-
rülü kişiliği ile kendini tanıtma gay-
reti içindedir. Hatta o kadar ki, geç-
mişte el ele kameralara poz verdiği
FethuDahGükn ile ilgili gerçekler or-
taya çıküktan sonra bile aynı engın
hoşgörüsünü sürdürmüş, şimdi olsa
yine aynı davramşlan sergileyeceği-
ni, bundan hiçbir pişmanlık duyma-
dığını açıklamış, Gülen grubunca çı-
karüan dergilerde yazı kurulu üye-
liği yapmayı sürdürmüş, AdnanHo-
cacdara aynı hoşgörü mantığı için-
de "temizveAtatürkçü gençler" ola-
rak destek vermiş ve yargıda aklan-
malannı sağlamıştır.
Her ortamda ve her firsatta farklı
düşuncelere olan saygısım yinele-
mekten kaçınmayan Sayuı Ateş, her
nedense kendi bölümü içinde terör
havası estirmekten kaçınmamakta,
yaş ve unvan bakımından kendinden
küçük olanJan, kendi emir ve buy-
ruklanna uymadıklan zaman ceza-
landırmakta, kendisine aykın gelen
söz ve davranış sergileyenleri haka-
rete varan sözcüklerle aşağılamaktan
kaçınmamaktadır.
Kendi bölümündebulunan biryar-
dımcı doçentin süresini uzatmamak
için elınden geleni yapmış, süre uza-
tımı olayından bilgim olması üzeri-
ne taranmdan uzatılma yapıldığı için
de beni o hoşgörülü, demokrat kişi-
liği ile eleştırmiştir. Kendi bölümün-
deki bir başka yardımcı doçentin,
ÖDP Genel Başkanı Sayın Ufiık
Unıs'ın son milletvekili seçimlenn-
de seçilemeyip üniversıteye geri dön-
meyi istemesı üzenne, kabul yazısı-
nı aylarca bekletmiş, bu durumun dü-
zeltilmesi de yasanuı gerekleri doğ-
rultusunda tarafımdan yapılmıştır.
Aynca daha önceleri de yanında ye-
tişen bu genç bilim adamı ile yüz yü-
ze konuşmak yerine onu gazetedeki
sütununda yerden yere vurmuştur.
Bölümündekı ikı yardımcı doçen-
tin Türk cumhuriyetlerine araştırma
yapmak üzere gitme taleplerini bö-
lüm başkanı olarak önce kabul etmiş
ve görevlendirme yazısını dekanlı-
ğa göndermiş, bu konuda rektörlük-
ten izin çıkmca, bu defa da kendi
görevlendirme yazısından 11 gün
sonra, bu elemanlara ders vermek
için gereksinimi oiduğunu ileri sü-
rerek, gitmekten vazgeçmeleri için
çok ağır baskılar uygulamış, gitmek-
te ısrar etmeleri üzerine bölüm baş-
kanlığından istifa etmiş ve onlan
göndermeyerek bilimsel gelişmele-
rini engellemiştir.
Aynı fakülteden bir öğretim üyesi-
ni, YÖK başkanuun konuşmacı ola-
rak katıldığı bir toplantıda uluslara-
rası ılişkıler eğitımi konusunda yap-
nğı ve kendi özgür düşüncesini yan-
sıtankonuşmasındandolayı, 3.2.2001
tarihli köşe yazısında "utanmaziılda"
suçlayarak hakaret etmıştir.
Yine çok demokrat ve hoşgörülü
kimliğinin bir uzantısı olarak şahsı-
ma yönelik konularda kendisini uya-
ran ya da şahsımı öven herkesi ağır
biçimdeeleştirmiştir. 3.7.1999'daîş-
çi Partih gençler, 13.11.1999'da CHP
îstanbul II Başkanı, 13.6.2000 tarih-
li yazısında ise DSP'li milletvekille-
ri bu ağır eleştirilerden paylanna dü-
şeni alnuşlardır
Her firsatta Üniversite Yönetim
Kurulu ve Üniversite Senatosu'nun
seçkin üyelerini dalkavukluk ve ki-
şiliksizlikle suçlayan Sayın Ateş,
kendisi ile aynı fikirde olmayan ve
özellikle üniversite yönetimine sahip
çıkanlara karşı adeta savaş açmış,
Fetbullah Gülen'e gösterdiği hoşgö-
rüyü kendi üniversitesinin öğretim
elemanlanndan esirgemiştir.
3. Üniversitede Yeniden
Yapılanma-Görev Bitinci
Istanbul Üniversitesi'nde rektör
seçildikten hemen sonra başlattığım
yeniden yapılanma süreci, tüm Türk
üniversitelerinde uygulanmakta olan
veya hazırlığı başlatılmış bir yenileş-
me hareketidir. AB'ye üye ülkelerin
üniversitelerinde de benzeri süreç
başlatılmış ve AB'ye uyum progra-
mı kapsarmna alnımıştır. Bu sürecin
ilk aşaması olan yanyıl sistemi, kre-
dili sistem, bağıl not değerlendirme-
si, teorik ders saatlerinin azaltılma-
sı, uygulamalı ders saatlerinin arttı-
nlması, yaz okulu, yabancı dil hazır-
lık sınıflannın açılması, derslerin bö-
lünerek küçük sınıflarda yapılması,
öğretim üyelerinın öğrencilere da-
nışman olarak atanmalannı sağla-
yan, aktif, öğrenci merkezli eğitim-
dir. Ancak Sayın Ateş tam olarak in-
celemediği bu sistemi yazılannda
her nedense yermektedir. Bağıl de-
ğerlendirme sistemmi eleştirdiğini
zannederken aslında sistemden ta-
mamen farklı olan Çan Eğrisi uygu-
lamasını eleştirmekte, üniversitede
yapüanlan kaynağından öğrenmek bir
öğietim üyesi olarak görevi olduğu
halde, kolayı seçerek duyum ve de-
dikodulara dayanan yazılar yazmak-
ta ve tüm bunlan tek bir amaçla, ya-
ni sadece ve sadece beni eleştirmek
amacı ile kaleme almaktadır.
Bu yazılan ile ydlardır var olan
bir gerçeği de, yani bir öğretim üye-
si olarak kurumu ile olan bağlannın
zayıflığını da gözler önüne sermek-
tedir. Çünkü Sayuı Ateş, 7.1.1995
tarihli yazısında da açıkça ifade et-
tiğı gıbı derslere gırerek öğrencile-
rinı Atatürkçülük konusunda aydın-
latmayı yıllarca cıddi bir külfet ka-
bul etmiş, her türlü ricaya, öğrenci-
Ierinin kapısında beklemelerine ve
hatta yalvarmalanna aldırmayarak
bir ders yılında sınıflan ancak birkaç
kez şereflendirmiş. Ancak benim
rektörlüğümle birlikte, derslerin boş
geçmemesi konusunda fakülteler ön-
lemler almış, üç kez üst üste maze-
retsiz derse gehiıeyen öğretim üye-
leri için fakülte dekanlan tarafindan
işlem başlatılmıştır. Fakültesinin yö-
netimi, bu konudakı düzenlemeleri
yapmakla birlikte yine alıştığı bi-
çimde derslerine girmeyen Sayın
Ateş hakkında da işlem başlatarak
kendisine uyanda bulunmuştur. Bu
konuda ifade vermekten kaçman
Ateş, 24.3.2001 tarihli köşe yazısın-
da "30 küsur yılhk bir öğretim üyesi
olarak bir başka öğretim üyesinin
odasına çağnlarak ifadesinin alm-
masmın", bölümünün ıtibannı sars-
tığmdan söz etmiştir. Oysa bir eği-
tim kurumunun itıbannı gerçekte
sarsan, yıllardır öğrenci ve ailelerin-
ce derslere girmediğinden şikâyet
edilen öğretim üyeleridir ve bu ko-
nuda da ne yazık ki geçmişte ilk sı-
rada Sayın Toktamış Ateş bulunmak-
tadır.
Devaımyann
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Kazan Kaldırma Gibi!
Siz hiç 'esnafın hak arama yürüyüşlerine çıkbğını
gördünüz mü? Hem bir tek yerde değil.. Konya'da,
Bursa'da, Ankara'da, daha birçok yerde!.. Esnaf, ku-
rulu düzenin en baş savunucusudur. Ne olursa olsun
işini bozmak istemez! Sözlükteki karşılığı da bu ger-
çeği iyice belirtir: "Küçük çapta ticaretleya daelsa-
natlanndan biriyle uğraşan kimselere verilen ortakad."
Ya tek başına, ya aılesıyle birlikte, ya da bir iki ÇH
rakJa ışını gören kışı! Sattığı mal, yaptığı ış karşılığın-
da para alır. Çok kazanmaz, ama sağlamdır getiri gi-
deri. Politikayı izler, orda burda, özellikle, mahalle
kahvelerinde en gerçekçi yorumlan yapar. önemii
olan önce kendisidir, işidir. sonra öteki insanlar, 6te-
ki meslekler...
Hem anımsanz, öğrencilerin hak arama mrtingle-
rinde, emekçilerin, memurlann hükümet karşrtı gös-
teriierinde kolluk güçlerinin en büyük destekçiteri ol-
duklannı... Hele sol gösterilerden hiç .hoşlanmazlar!
Yerleşmiş düzene karşı çıkanı kim olursa olsun elle-
riyle yakâlarlar. Kimi zaman döverler, polise teslim
ederek yurttaşlık görevini yaptıklanna inanırlar...
Hiçbir parti esnafa güvenemez. Ama hiçbir parti de
onlarşız olamaz. Oy deposudurlar. Tuttuklan politika-
cıyı bir noktaya kadar desteklerler.. baktılar ki işteri-
ne gelmeyen birtakım davranışlara, kararlara kalkışt-
yor, hemen değişirler. Bu kez işlerine kim geliyor, kim
onlann çıkanna dokunmuyorsa, odur güvendikleri,
destekledikleri...
Bir parti kursalar, belki de ıktidan alırlar! Fransa'da
bir kırtasıyecı çıkmıştı, kurduğu "esnaflar" partisi se-
çimde büyük sayıda milletvekili elde etmişti. Her ül-
kede "esnaf" ağırlığını duyurur. Her ne kadar markei-
ler, süper, hiper marketler esnaf kesimini epeyce hır-
palamışsa da, özellikle bizim gibi geri kalmış ya da
bırakıimış ülkelerde hâlâ güçlüdür, etkindir.
Bu yüzden politika esnafları bu önemii oy kayna-
ğını gözden uzak tutmazlar, -çünkü onlar da bir çeşit
"esnaf olduklanndan(!)- içtensizlikle de olsa, halk
dalkavukluğu, laf kalabalığıyla bu kesimden ilgilerini
esirgemezler!
Osmanlı döneminde de 'esnaf, toplumun en güç-
lü kesimtydi. Nedeni de Yeniçerilerin 'esnaHaşmasıy-
dı... Genleme döneminde Yeniçeri iyıden iyiye yozlaş-
mışt, hemen hepsi mal, mülk, dükkân, tezgâh sahi-
bi olmuştu. İşlerine gelmeyen bir uygulamada pala-
lan çekip meydanlara doluşuyoriardı. 'Kazan Kaldır-
ma' deyjmi o günlerden kalmadır. O kazan bir kalk-
maya görsün! Vezirleri, sadrazamlan, hatta padişan-
lan bile devirir, yenisini tahta çıkanrdı:
Şimdilerde de kazanlar kaldınldı! Gerçi ortalıkta ka-
zan-mazan yok, bağnşmalar, çığlıklar, cop patrtılan
var ama.. bunlar hiç de iyi haberier değil! Cumhuri-
yet tarihinde pek çok gösteri, yürüyüş yaşadık, ama
böylesini ilk kez görüyoruz. Bilmem Ankara'nin sa-
ğıriaşmış kulaklan bu sesleri hâlâ duymuyor mu?
DÜZELTME: 10 Nisan Salı günü çıkan "Aç Mide-
lerden" başlıklı yazımda yer alan Faruk Nafiz Çam-
lıbel'inşiirindeki "kalacaktır" sözcüğü "kalabalıktir"
diye çıkmış. ÇamlıbeJ'in o dörtlüğünü bir kez daha
okurianma sunuyonım:
"Bir kavmi uykusundan uyandınr bu haller/ Do-
ğar aç midelerden nur topu ihtilaller/ Bir diyarda al-
mazsa herkes irfan hakkını/ Her çekilen hançerin boş
kalacaktır kını."
PENCERE
Ali Sinmen'in
Nostradamus'u
Esnaf ülkenin her yanında ayakta, eylemlerde,
meydanlarda!.. Ankara'da Tandoğan Meydanı'nda
esnaf polisle çatıştı, öfkeli, kızgın; çünkü bıçak ke-
miğe dayandı...
Olayı televizyonda izledim, esnaf bir zamanlann
öğrencisi ya da işçisi gibi burnundan soluyor...
•
Cumhuriyet'in ilk döneminde Cemal Nadir, Ra-
miz, Orhan Ural 'Akbaba' ya da 'Karikatür' der-
gilerinde esnafı nasıl çizerdi?..
Kömürcü, oduncu, bakkal ya da kasap, dükkâ-
nın önüne attığı iskemleye kurulmuş; posbıyıklı,
acımasız, keyfi gıcır, ayak ayak üstüne atmış...
Memur, emekli, dar gelirli kılığında bir adam,
süngüsü düşmüş, bir deri bir kemik denecek cılız-
lıkta, elındekı çantayla esnafın önünden geçiyon
mahcup, çekingen, ürkek, yere bakarak...
Neden?..
Çünkü esnafla ilişkisi veresiye defterinde kayıt-
lı borç üzerine!..
Esnaf nereden nereye geldi?..
•
Cumhuriyet kurulduğunda fabrika şınanay, ser-
maye yok, burjuva sınıfını ara ki bulasın!.. Ali Sir-
men'in son günlerin özel sohbetlerinde yinelediği
gibi tarihin en büyük falcısı Nostradamus'un pa-
bucunu dama atan Lord Curzon'un Lozan'da Is-
met Paşa'ya söyledikleri bugün geçerii...
Ne demişti Lord Curzon:
- Paşa, istediklerimizin hiçbirini vermiyor, 'evet'
demiyorsun; hepsini cebime koyuyorum, sende
para yok!.. Para birbende, birde bu yanımdakin-
de var, bunu bilesin!..
Lord'un yanındaki, Amerika'nın Lozan Konfe-
ransı'ndaki temsilcisiydi.
Lord lâfını şöyle sürdürmüştü:
- Paşa!.. Başaramayacaksınız, dönûp dolaşıppa-
ra için yine bize geleceksiniz, şimdi cebime koy-
duklanmı birer birer çıkanp önüne koyacağım;
hepsini size ödeteceğim; frtilfitilburnunuzdan ge-
tireceğim.
Curzon'un Paşa ile konuşmasını abartarakyine-
ledim; çarpıcı olsun diye...
•
Çok partili rejimle birlikte iktidara geçen karşı-
devrim yandaşlan Türkiye'yi soyup soğana çevir-
mekle kalmadılan dışanya da sattılar!.. öyle bir
noktaya geldik ki karşıdevrimin iliğini kemiğini tü-
ketmediği sınıf ve katman kalmadı gibi...
Memur tükendi, esnaf eridi, sanayici hükümetin
açık kapı politikasının bugün ulaştığı noktada şir-
ketterini, fabrikalannı, yabancıya ucuza satmak zo-
runda, bankacı teslim bayrağını şimdiden çekmiş
durumda...
•
Attilâ llhan'ın yeni şiir kitabının adı:
"Kimı Sevsem Sensin"
Kemal Derviş şimdi dışardaki çeşitli yabancı
kişi ve kurumlaria ilişkilerini sürdürüyor; ama Der-
viş kimden yardım isterse istesin, her konuştuğu
Curzon'dur.
Biz Lord Curzon'lara muhtaç oldukça, adam ce-
bindekileri birer birer çıkanp önümüze koyuyor va
koyacak... a»
Cumhuriyet
kitap kulübü
Tadilat nedeniyle
kapahyız.
Taksim
Serçp Salonu:
Istiklal cad Zambak Sok. 4/1 Beyoğlu
NOVITAS Turizm
GAP (19-23 Nisan)
Adana, Karatepe, Antakya, Gazıantep. Zeııgma. L'rfa,
GAP. Kemrut, Kâhta, Dıyarbakır
(L'çakla 4 gece 5 gıtn)
SAFRANBOL U - AMASRA
(21-23 Nisan)
Tanhin capcanh yaşadığı açıkhava mıızesi
Safranbolu ve tıpık Ceneviz lıman kenti Amasra 'da
unutulmayacak bir haftasonu, 2gece 3 gım
Tel:(0212)25I 2808-09
e-mail : novitas^novitas com tr web : \vw\\ novıtas com tr
MODA HEMŞEHRİLER DERNEĞ1
OLAĞAN GENEL KURUL ÇAĞRISI
Genel Kurul toplantısı 06 Mayıs 2001 günü saat
11.00'de, çoğunluk sağlanamadığı halde
13 Mayıs 2001 günü aynı saatte, aşağıdaki gün-
demle Neşet Ömer Sok. No: 13/2 Kadıköy
adresinde yapılacaktır.
1- Başkanlık divanının seçimL
2- Faaliyet raporlannın okunması,
3- Bütçenin ibrası ve yeni bütçe,
4- Kurullann seçimi
5- Dilekler
Yönetim Kurulu
Nüfus cûzdanımı kaybettım, hükümsüzdür
ŞEVKETYAZAR