23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2001 PAZAR 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 38. Antalya Film Festivali jürisinin dengeli ve akılcı bir seçim yaptığı görüldü ağımsız sinemanın zaferiVECDİSAYAR 38. Antalya Film Festivali geride ka- lırken sınemamıza kazandırdıklannı tartışmakta yarar var. Yanşmaya ka- tılan on bır film ıçinde farkh sinema anlayışlannın varlığını sinemamız adına bir sağlık işareti olarak değer- lendirmiştim, önceki yazılanmdan bınnde. Dramla -hattatrajediyle- ko- medınin, toplumsal temalarla, bırey- sel temalann ve farkh sinema dili ça- balannın yan yana yer aldığı yanş- madakı çeşıtlilik, Türkiye sineması- nın tek boyutlu bir anlayıştan uzak- laşıp, çoğulcu bir arayışı seçtiğini gösteriyordu. Tahmrnlerimizi büyûk ölçüde doğrulayanjürinın kararlan da bu çeşıtliliği olumlayan bır tablo çiz- dı. Ilk üç ödül içinde. iki bağımsız ya- pım, Handan Ipekçi'nın "Büyük Adam KüçükAşk"ı (binncılık) ve Ze- ki Demirkubuz'un "YazgTsı (üçün- cülük ödûlü), yer alırken, ikincilik ödülü sınemamızın yeni ve güçlü ya- pımcılanndan Filma-Cass'ın oldu, Banş Pirhasan'ın "O da Beni Sevi- yor" adh fılmi ile. Elberte, bu üç film de klasık Yeşilçam çizgısinin dışın- da yapımlardı. Tören çıkışı, eski ku- şaktanbir yapımcı "Kaybettik!'' der- ken bir gerçeğin altını çıziyordu. 38. Festival, ele aldığı temalar ve anla- tım özelhkleri açısından sinemamı- zm son yıllarda yaşadığı hızlı deği- şimin vitrini gibiydi. Bir yandan ba- ğımsız sinema (kendi olanaklan ile filmlerini gerçekleştiren yapımcı- yönetmenlerin sineması) güçlenir- ken, eskı Yeşilçam sineması da ken- dinı yenıleme çabasına girmişti. Dengell ve akılcı bir seçtm Ödül listesinde on bir filmden be- şi yer alırken jürinin pek çok kate- goride dengeli ve akılcı bir seçim yaptığı, farklı sinema anlayışlann- dan birini dışlamadığı görülüyordu. Handan Ipekçi'nin "Büyûk Adam Kûçük Aşk"ı beş dalda ödülle son yıllann en parlak başansmm sahibi oldu: en ıyi film, senaryo (H. lpek- çi), yardımcı erkek oyurtcö (tsmail Hakkı Şen), yardımcı kadın oyuncu (FüsunDemird) ve küçük oyuncu Di- lan Erçeun'e verilen jüri özel ödü- lü. Zeki Demirkubuz, birbirindenba- şanh ikı filmle katıldığı yanşmada, "YazgT ile dört ödül kazandı: En iyi yönetmen, en iyi üçüncü film, en ıyi sanat yönetmeni ve başrol oyun- cusu SerdarOrçin'e verilen jün özel ödülü. Demırkubuz'un "YazgT ka- dar başanlı bulduğum "itiraT'ı lis- tede yer almadı her nedense. "Yaz- gTya daha önce değinmiştik. "ttiraP ise bir başka yazının konusu olacak. Banş Pirhasan'm, özenli çalışma- sı "O da Beni SevTyor"u ise üç dal- da Ödül kazandı: ikincilik, kurgu (Adnan EKal) ödülleri ve genç oyun- cu Ece EkşTye verilen jüri özel ödü- lü. "Vnontete" de yanşmadanüç ödül- le çıkan fılmlerden. Altan ErkekH en iyi erkek oyuncu ödülünün sahibi olurken Demet Akbağ en iyi kadın oyuncu ödülünü paylaşan iki kişiden Festivakk Ud bağunaz yapua, Handan tpekçi'nin 'Büyük Adam Küçük Aşk'ı en iyi film ödülü ve eniyi yönetmen seçilen Zeki Demirkubuz'un'Yazgı'sı üçüncülük alırken Banş Pirhasan'ın 'O da Beni Seviyor'u ikind oldu. En iyi erkek oyuncu ödülü Altan ErkekH'ye veriklL En iyi kadın oyuncu ödülü ise Yeşim Salkunve Demet Akbag arasuıda paytaştınku. AhanErkekli biri oldu (Akbağ'ın rolü başrolse, "Büyük Adam Küçük Aşk"taki Fü- sun Demırel'ın rolü neden yardım- cı rol sayılıyor, pek anlaşılamadı). Yanşmada son gün gösterilen Er- sin Pertan'ın "Şarkıcrsının kazan- dığı üç ödülden biri olan en iyi gö- rüntü yönetmeni ödülü (Ertunç Şen- kay) genel bir onay görürken labo- ratuvar ödülünün hangi ölçütlerle bu fılmde -dolayısıyla Fono Film'e- verildiği anlaşılamadı. Ama, kuşku- suz en çok tartışılan, kadın oyuncu dalında Yeşim SaDam'a verilen ödül oldu. Başak Köklükaya (ltıraf) gibi bir aday dururken oylannı Salkım'dan yana kullananjüri üyelerinin bu se- çimi, fesrivalin en tatsız sürprizini oluşturdu. Farklı arayışlara yönelen dört filmin ödül listesinde yer alma- sı, değerlendirmenin en olumlu ya- nıydı. Keşke, Kazım Öz'ün "Fotoğ- raf"ı da bu listede yer alabılseydi. Bana göre, jürinin "Vizontele''yi küçük bir bütçeyle gerçekleştiril- miş, gişe kaygısı taşımayan Zeki De- mirkubuz filmlen ile aynı potada değerlendirilmesinde ve ödüllendir- mesinde bir yanlış yok. Sanatın öl- çütlen çağlar boyunca değişmedi çünkü: Bütünlük, tutarhlık, yalınlık gibi sözcükler henüz unutulmadı. Esprller bütunlüğü zedeiemlş "Büyük Adam Küçük Aşk" ve "Vizontele" gibi birbirinden çok farklı iki filmi -zaaflanna karşın- başanlı bulmamızın, bu fılmlerin "MaruTtan, "Hemşo"dan, «Dan- söz"den, "Dava"dan daha iyi oldu- ğunu iddia etmemizin nedeni, işte bu sihirli sözcükler. "\Tzıontde"yi iyi bir film olmaktan alıkoyan da aynı kurallar. Yıbnaz Erdoğan-Omer Fa- ruk Sorak ikilisinin, fılmde uçan kamerakullanmalan kendibaşına bir eleştiri konusu yapılamaz. Ama bu tercih, fılmin öz-biçim tutarlığına za- rar veriyor bana göre. Senaryodaki bazı anektodlar ve espnler kendi başlanna çokhoş olmalanna karşın, fılmin bütünlüğünü zedehyor. Omer Uğur'un "Hemşo"su, "töre" ve "öte- ld" temalannı işleyen sevimli ve iş- levsel bir komedi olabilecekken abartıh finali, ucuz espnleri ve ge- reksiz yere uzatılmış sahneleri yü- zünden tutarlılığmı yitiriyor. Midyat'taki Süryani cemaatinin törelerinden \e söylencelerinden yo- la çıkarak Shakespeare'yen bir rra- jedi kuran Serdar Akar'ın "Ma- ruT'unun başansızhğını nedeni de aynı: Çok fazla öğenin aynı fılmin içine nkıştınlması. Edebiyattan folk- lore, polmkadan psikolojiye ne arar- san var bu filmde. Hedef daha be- lirgin, anlatım daha yalın olsa, etki- leyici bir film olabilirdi. GaniRüz- gar Şavata da "Dava"da pek çok şe- yı bırden anlatmaya soyunmuş. Ama başından sonuna filmi sürükleyen bir tema yok. Film, yan yollarda kay- bolup gidiyor. Geriye, klasik Yeşil- çam "Eastern"lerini aratan bir üs- lup karmaşası kahyor. Tıpkı, Savaş Ay'ın "Dansöz"ünde olduğu gibi. Ay, yakından tamdığı çmgenelerin yaşamına bir belgeselci yalmlığı ile eğilse, melodramdan yakasını kur- tarabiise, farklı bır filmle karşılaşa- bilirdik belki. Ersin Pertan'ın "Şar- laa"sı da, sağlam öyküsüne ve Ber- han Şimşek' in özenle çizilmiş kom- pozisyonuna karşın, ticari kaygıyla uzatılmış "şarküT bölümlerine kur- ban gitmiş. Yaratıcılık, özgünlüfc, cesaret On bir fihn içinde, kompozısyon bütünlüğü açısından tutarlığını ko- ruyan ve ntmi aksamayan sayısı ol- dukça fazlaydı, 38. Antalya Film Festivali'nde. Ama ış bu kadarla bıt- miyor. İyi kotanlmış, "düzgün" filmler, geniş seyırci yığınlannı et- kilese de sinema tarihinde ız bırak- maya yetmiyor. Sanatın başka sihir- li sözcükleri de var: Yaratıcılık, öz- günlük, cesaret gibi. Yani, "zena- at"m sınırlannı zorlayan sözcükler. Antalya jünsinin, Türkiye açısın- dan hayatı önemi taşıyan bir konu- ya büyük bir duyarlıkla yaklaşan Handan tpekçi'nin "Büyük Adam Küçük Aşk"ını en ıyi fihn seçme- sini ve Zeki Demirkubuz'a verdiği en iyi yönetmen ödülünü bu yüzden önemsiyorum. Genç yönetmenlerimiz, özgün, yaratıcı ve cesur bir sinema yapma çabalannı, piyasanın tüm olumsuz koşullanna karşın sürdürüyorlar. Masallarla seyirciyi uyutmak yeri- ne, toplumun ve bıreyin yalın ger- çekleriru sorguluyorlar. YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ'NDE bu hafta9Ekim200l. 18.30 Salı Toplantıları Ozyaşamoyküm Doğan Kuban ° II Ekim 2001, 18.30 Sermet Çıfter Araştırma Kütüphanesı ^ . .. _ . .. Müzıklı Soyleşıler Bılinmeyen Laz Müzığı Birol Topaloğlu Sermet Çıfter Araştırma Kütüphanesı Sergiler 19 Eylul - 3 Kasım 2001; Kazım Taşkent Sanat Galensı Üçü Birlikte: Fahrelnisa - Aliye - FüreyaTopiu Sergisi 19 Eylul - 3 Kasım 2001; Sermet Çıfter Araştırma Kütüphanesı Sergı Salonu Bir Usta Bir Dünya: Halikarnas Balıkçısı Arçrv Sergisi 3 Ekım - 28 Aralık 2001, Vedat Nedım Tör Muzesı Alâeddin'in Lambası: Anadolu'da Selçuklu Çağı Sanatı ve Alâeddin Keykubâd Sergsı YAPINTKRED1 KÜLTÜR SANAT YAY1NCIUK Istiklal Caddesi, No:285/287, Beyoğlu, Tel: (212) 252 47 00 DOekBirdraç Bâim-Sanat-Tasarını buhısması Kühür Servisi - Marmara Ünivershesi Güzel Sanaüar Fakültesi, 4 Ekım'de 'Su-Us- Yolculuklar' başlıklı, 11 sergiyle açıldı. Aynı gün, yazar, bilim adamlan ve sanatçılann metinleri ile öğrenci yapıtlannı buluşturan bir katalog-kitap yayımladı. Güzel Sanatlar Fakültesi, disiplinler arası bir eğitim ortarru oluşturma yolundaki bu sergi ve yaymla ülkemizde bir ilkı gerçekleştiriyor. Fakültenin tüm bölümlerinde ortak bir konu olarak eğitimin içinde ele ahnan SU / US, taşıdığı simetri, çeşitli benzerlikleri ve birbirleriyle ilişkileriyle fakültenin Resim, Heykel, Seramik, Grafik, Tekstil, Iç Mimarlık, Endüstri Ürünleri Tasanmı, Sinema TV, Geleneksel Türk El Sanatlan ve Fotograf bölümlerinde öğrencilerin sanat çahşmalanndan oluşan zengin bir sergiyle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen ve bilimin de katkısıyla zenginleşen bu sanatsal projenin katalog kitabında, Sunav Akın, Erdal Atabek, Prof. Dr. Burhan Aytuğ, Cengiz Bektaş, Canan Beykal, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çetiner, Prof. Dr. İale Erzen, Prof. Mehmet Z. Saçlıoğlu, Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Uğur TanyeH, Prof. Dr. Nenni L'ygur, Tahsin Yücel ve Prof. Dr. Ahmet Yürür'ün makalelen yer alıyor. 26 Kasım'a dek sürecek olan sergirun amacı, bir konuyu farklı bakış açılanyla değerlendinp, aynı konuda resimler, heykeller, afişler, tekstiller, seramikler, filmler, fotoğraflar, vb. üretmek ve bir konunun birleştiriciliğinde fakültenin öğretim üyeleri ve öğrencileri arasmda bir disiplinler arası ılişki kurmak. OKUMA LAMBASI ENİS BATUR ashi Sözlük Ekshi Sözlük, intemet ortamının en dinamik si- telerinden biri hiç şüphesiz. Gerçekten de bir "s/- fe" bu: Birkaç bin nüfuslu, kimbilir kaç "dışlan- mış"\ ve periferi izleyicisi ile yabana atılamaya- cak bir yer-leşim birimi. Günde bin "giriş"\ aşan bir akış sağlıyor sakinleri. İki yılda bir başına top- lam bin girişi aşan, dolayısıyla "sakin" katego- risine sokmakta güçlük çekilebilecek tiryakileri olduğu göze çarpıyor. Belli sayıdatohuma kaç- mış üyesi vardır heıtıalde, gene de yaş ortala- masının 25'i aşacağını sanmıyorum: Kısacası genç bir kürsü. Bır tür "sözlük" gerçekten de; ama sözcük- lerle, kavramlarla sınırlı değil kapsamı, daha çok sonsuza açılmış bir ansıklopedik sözlük bu: Ki- şiler, konular, olaylar etrafında öznelliğin son ker- tesine teğet görüş, yorum, çıkma, değinme, en çok da dokundurmatürü ifadelerie örülüyor. Ba- şı nerede tam bilemiyorum ama, ucu uzakta: Durdurulması güç bir söz ve düşünce çağlaya- nı. Ekşi olmasına ekşi de, başka tonlara da açıl- mış yolda, alabildiğıne: Şakacı, öfkeli, zırzop, eleştirel, alkışçı yaklaşımîar bir arada özel do- kusunu yaratıyor. Bir aktar dükkânı, bir baharat- çı bu haliyle: Tuz, biber, kekik, nane, fesleğen ko- kuyor dörtbir yanı. Ahlâkçı girişlerle ahlâksız olanlar komşu. Siyaseti cıva kadarolmasa da oy- nak. Gene de belli bir çizgi çıkıyor sonuçta, or- taya: Devrimcileri muhafazakârtann törpülediği bir ortalaması var site dilinin. Dikkat kesilmeyi gerektiren bir ifade kanalı Ekshi Sözlük. Katılımcılan geneltikle başka or- tamlarda susturulan, en azından yeterince söz hakkı verilmeyen, sık sık dilegelişleri kısrtlanan ktşiler. Gerçi burada da bir denetim mekanizma- sı çalışıyor, ama söylenenler başka bir yerde ko- layca söylenebilenler değil. öyle ya, Türkiye, çok genç nüfuslu olmasıyla övünen, ne ki o geniş kesiti genellikle ifade düz- leminde alabildiğine sınıriayan bir ülke değil mi? Evde, okulda, geleneksel medyalarda söz al- mayı diledikleri oranda söz alamayan bu insan- lar deli gömleği içinde dolaşsın isteniyor. Kim- se onları dinlemeye yatkın değil. Sitede yazılan- lar, bu toplumun sindirmeye henüz hiç hazır ol- madığı bildiriler, görüşler içeriyor. Baskının gücü özgün, özgür, derin bir düşün- ce-duygu eksenınin gelişmesini nasıl engelliyor, bu da görûnüyor Ekshi Sözlük'te. Destursuz atanlar, diline vuranlar, belden aşağı vuranlar az değil. Kendi alanımla, küttür bağlamıyla ilgili gi- rişlerin bır bölüğüne baktım: Basmakalıp ikti- darda. Papağan kanılanyla tıkabasa dolu Söz- lük, belli ki 'şahsi ve muhterem' görüşleri sanı- yorlar onlan, oysa peşpeşe dizildiğinde kanaat notlan, ortalama içerik müthiş genelgeçer. Bu ya- zımı okuyacak kimi ekshi sözlük madde yazar- lan, eminim içeıieyip çanıma ot tıkama lüksleri- ni kullanacaklardır; varsın olsun, benim kimsey- le iyi geçinmeye niyetim yok zaten, iadeşiz ta- ahhütlü canlan cehenneme diyorum peşin pe- şin. Bir kitap projesi üzerinde çalışıyor kimi Ekshi Sözlük'çüler. Kendi payıma, işin özüne-aykırı bir fıkir gibi göründü bana bu, şundan: Ekshi Söz- lük bir bütün, önemi ve özgünlüğü çözülür, in- dirgenip bır seçme yapıldığında diye düşünüyo- rum. Görebildiğim kadan, asıl yapılacak işin, sıte- nin dıkkatle izlenmesi olduğu kanısındayım; ön- celikle. Sonra da, ehil çözümlemecılerin üzerin- de çalışmalannı beklemek, ummak gerekir. Top- lam, neresi eleştirilirse eleştirilsin, alternatif bir yaklaşım içeriyor bir yanıyla. Türkiye'nin nabzı- nın attığı yerierden biri. Bir gazetenin (diyelim Mh- liyet'in), bır televizyon kanalının (diyelim Show 7Vnin) temsil ertıği değerlerin, onlann etrafında kurduğu dil örgüsünün çözümlenmesi burada olup-bitenlerin, yanna yönelen eğilimlerin çö- zümlenmesi açısından ne denli önem taşıyorsa, Ekshi Sözlük'ün irdelenmesi de en az o denli önem taşıyor bana kalırsa. Tahsin Yücel birsöylem çözümü, Aydın Uğur bir iletişim modeli irdelemesi, Oruç Aruoba bir düşünsel ortam dikiş-söküş dersi, Faruk Birtek bir toplumbilimsel cemaat oluşumu okuması, Çağlar Keyder bir ekonomik kesitleme, Boz- kurt Güvenç bir kültür antropologyası röntge- ni ile Ekshi Sözlük'ü kuşatacak olsa, Türkiye'nin fokurdayan bir anatabakasını anlamamızı ko- laylaştıracak bir bütünlük ortaya çıkanrlardı. Belki de yanlış yerlere bakıyoruz. 2. KİTAP DÜNYASI RIJim'NDA Büfiftl • 12.00-13.00 'Çarmıha Gerilen Divan: Terapi Şeysi'. Konuşmacılar: Cem Mumcu, Yüdınm B. Doğan. Düzenleyen: Okuyanus Yay. • 13.0S-13.55 'Hipnoz'.Konuşmacı: Dr. Tahir Özakkaş. Düzenleyen: Gizem dergisi. • 14.90-16,00 'Orhan Kural Ue Mini Bir DünyaTuru'. Konuşmacı: Prof. Dr. Orhan Kural. Düzenleyen: Gezginler Kulübü. • 16.00-18.00 'Türk Edebrvaöna Yeni Soluklar'. Konuşmacı: Aylin Süer Haüd Eşber, Hakan Akdoğan, Karin Karakaşh. Düzenleyen: Doğan Kitapçılık. • 18.15-19.15 'Arap Kavmakam Türk Başbakan' Konuşmacı: Orhan Koloğlu. Düzenleyen: Aykrn Yay. • 19.20-20.00 'Ketime Haznesini Artirmanın YoUan'. Konuqşmacr. Abdülkadir Akgündüz. Düzenleyen: Genç Beyin. (Tüm etkınlikler Dolmabahçe Kültür Merkezi 'nde / 0 212 258 55 44) BUGÜN • TOKER YAYINLARI'nda saat 14.00-16.00 arasinda Mualla Orhon ve Yalçın Toker'in imza günü yapılacak.fO 212 522 33 09) • AKBANK11. CAZ FESTÎVALİ'nde Babylon'da saat 22.00'de ErikTruffaz&tlhan Erşahin Project konsen ve Hiltonsa'da saat 21 .ÛO'de Joseph Bovvie's Defunkt konseri yer alacak/0 216 454 15 55)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear