26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC İmfiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya> ın Yonetmenı İbrahim Yıküz • Yazıışlen Mudurü Saiiın Alpaslan # Sorumlu Mudur Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdûriı Hakan Kara Ibtıhbarat Cengiz V ıldırım • Ekonomı Özlem Yü- zak 9 Kultür Egemen Berköz # Spor Abdülka- dir V ücelman 0 Makaleler Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah Vazıcı 9 Bılgı-Belge Edibc Buğra 9 \ urt Haberlerı Mehmet Faraç 9 Avrupa Temsılcısı Güra\ Öz YayınKurulu İJhanSelçukfBaş- kari I, Emre Kongar (Damşman). Orhan Erinç. Hikmet Çetin- ka\a. Şükran Soner, İbrahim Y lidız. Orhan Bursalı. Musta- fa Balba\. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balba\ -\taturkBulvan\o 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara fel 4195020 C hat). Faks 419502791zmırTemsılcısı Serdar Kınk. H Zıva Bl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220 Faks 44191 P 9 Adana Temsılc/sı Çetin Y iğeooğlu, înonu Cd 119 S No 1 Kat 1. Tel 363 12 11. Faks "61 12 15 se Muduru Erol Erkut 9 Koordmator Ahmet Korulsan 9 Mu- hasebe Bulent \ e n e r 9 Jdare Hüse\in Gurer 9 Satıs Fazilet ku/a REKHM P.M. Lld. Şti. • Genel VfudurGulbın Erduran#Koondınatör Reha Işıtman % Genel Mudurü rd Se\da Çoban 0 Fınansman Mudüru ÇetınErduranTel 0212 51407 53-513 8460-61 Faks 0212 M1 8463 ^aumla^aD ^en Gun Haber \janM Basın ve \a>iDCilık A Ş Bassn: Sabah \ a\ıncılık \ Ş TuriocajıCad '9 41 fagaiojlu'4"4 istanbul PK 246 Sıriceo ''441': Lıanbu! Tel (0212)31205 05(20 hal) Faks (0 212ı 51'85 9> www cumhunyet com rr 29 EKÎM 2001 îmsak:4.56 Güneş624 Öğle: 11.55 Ücındı 14.44 Akşam 17 13 Yatsı: 18.34 Türkiye hayranı çift, çoğıı sözlü olaıı Türk halk hikâyelerini Ingüizce'ye çevirerek arşiv olıışturduAmerikalılar NasreddinHoca okuyor Jf fftf) Tanınmış ressam Günseii Kato'nun, 7. yüzyıl Arap kabileleri arasında yaşanmış bir aşk hikâyesinden yola çıkarak 'Bir Aşk Hikâyesi' adını verdiği resim sergisi, 12 Ekim'de Esma Sultan Valısı'nda açûmıştı. Resimler Mercan Dede'nin ney performansı \e Kato'nun doğaçlama figürieri eşliğinde göriicüye çıkmıştı. Kato'nun resimleri 20 Kasun'a kadar Eyüboğlu Eğitim Kurumİaru Bedri Rahmi Eyüboğlu Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Minyatür sanatını Japony a'daki eğitiminden sonra yeni yorumlan >e Japon teknikleriyle birleştiren Kato'nun 13 tablo ve Japon skreanleri l mraniye'deki galeride merakluannı bekliyor. Oscar törenini terör korkusu sardıNE W YORK (AA) - Aktörlenn terör korkusu yûzünden, 2002 yılında yapılacak Oscar ödül da- ğıtım törenının ıptal edılebıleceğı öne sürüldü. Aynı gerekçeyle Emmy ödüllen törenı de bu yıl iki kez ertelenmıştı Ertelenmedıgi takdırde, Os- car ödül törenının 24 Mart 2002 gecesı yapıl- ması öngörülüyor. New York Post gazetesının habenne göre, Hollyvvood yıldızlannı en çok ıntıhar komando- lan ıle şarbon saldınsı olasılığı korkutuyor Sa- natçılann bırçoğu, "24 Mart gecesi aynı çaü al- tmda bulunmak istemediklerini" ıfade ettıler Şarbon \ e ıntüıar saldmlan yûzünden Heather Graham \ e Drew Barrymore gıbı yıldızlar New • New York Postgazetesinin habenne göre Oscar törenine kaülacak HolJpvood yüdıdanm en çok intihar komandolan ile şarbon saldınsı korkutuyor. Buyüzden 2002'deyapılacak ödül töreninin iptal edilebüeceği öne sürülüyor. York'tan kaçarken RosieO'DonneD de şarbon mık- robu bulunan NBC bınasında yapılacak şo\a katılmayı reddetmıştı "HoUywood stüdyolannın şu veya bu şekilde tehdit altmda buhınduğunu" hatırlatan Jeannet- te VValIs adlı reklam ajansı sahıbı. "Hoüy^o- od'unen seçmeisimlerini aynıgünaynıyerde top- lamak iyi bir fîkir gibi gözükmüyor" dedı. Os- car hakkında kitap yazmış olan Tom O'Neıl de "Bugünkü kriz de%-am ettiği takdirde, Oscarödül töreninin ertelenmesi >a da iptal edilmesi şansı yüksek" dıye konuştu. Bununla bırlıkte Hollyvvood stüdyolannın bır- çoğunun, Oscar ödüllennın ongorülen tanhte dağıtılacağını göz önüne alarak hazırlık yaptık- lan bıldınldı Bununla bırlıkte studyolann bu yıl, Oscar ön- cesı yaptıklan gıbı, uyelen v ıdeo bombardıma- nına tutmak ya da gazetelere sayfa boyu ılan \ ermek gıbı uygulamalara gınşmedıklen dıkkat çekıyor NEW YORK (AA) - Türkiye hayranı Amenkah bırkan-koca, Türkiye'de bulunduklan süre ıçınde derledıklen Türk halk hıkâyelennı Ingılızceye çevirerek Amenkalılann araşrırma ve beğenısıne sundu Türkiye'ye 1961 yılından bu yana aralıklı olarak gelip gıden EKzabeth ve VVarren VValker çıftı, "aralannda Nasrettin Hoca fikralannm da bulunduğo Türk halk hikayeierine merak sardıklannı ve çoğu sözlü olarak anlaoian bu hikâyeleri derieme yoluna gjttikkrini" söyledıler Walkerlar'ın oluşturduğu Türk halk hıkâyelen arşıvının, dünyada, kendı turündekı en genış arşıv olduğu belırtıldı Halk hıkâyelennı "Sözlü Türk hikâyeleri Arşivi" (ATON) adı altında toplayan Amenkalı kan-koca, oluşturduklan arşıvn, tüm Amenkalılann yararlanabilmesı amacıyla Teksas Teknık Üniversıtesı kütüphanesıne bağışladı Ünıversıtede, Ehzabeth VValker denetırrunde oluşturulan arşıv ın tüm yıl boyunca mcelemelere açık tutulduğu behrtılıyor Prof. Ahmet Uysal'ın yardımlanyla toplanan masal, hıkâye, destan, anekdot \ e fıkra türundekı Türk halk hıkâyelennın sayısının 30O0'ı bulduğu ve bunlann 2 bın 211 'ının Ehzabeth v e Warren Walker tarafindan Ingılızceye çe\Tildığı öğrenıldı. Türk halk hıkâyelen 73 cıltten oluşuyor. e-posta: [email protected] Sorun, soruşturun, araştırın. İyi bir yatakta olması gereken özelliklerı öğrenın, yatağınızı ona göre seçin. Ama öyle bir özellik var ki, onu öyle her yatakta bulamıyorsunuz. Yatağınız alev almayacak, kolayca tutuşmayacak. Boyle bir yatak var mı, demeyın Artık var, Istıkbal FLARET. FLARET'ın sadece kumaşı değil. süngeri, elyafı da alev almıyor. "aievlenmeyı onler" _ M D n m i M ı ı FLARETözelliği İstikbal'in; 00 361 5551 I Imagine. Comfort, Cosiflex Futura. SL Optimal, Paradise Ultra, Paradise Norma modellerinin tek ve ikız yatak çeşitlerınde bulunmaktadır. www.istikbal.com tr I FLARET Teknolojisi; mobilya testleri konusunda dünyanın lider kuruluşu İngiliz FIRA tarafindan test edilerek onaylanmıştır. • R a h a 111 g ı n I d ı SÖYLEŞİ A-TTİLÂİLHAN İlginç Bir 'Mukâyese'! George Sand var ya, hanı canım şu unlu ro- mancı, şu erkek gıyınıp 'tebdıl' gezen; hem Alfred de Musset, hem Friedricrt Chopin, hem de unlu aktrıs Marie Dorval ıle 'aşklar' yaşamış, kadın; obırbarones't, yânı 'soyiu takmı'rdan, ger- çek adı da, Amantine Aurore Lucille Dupine, Mme de la Baronne Dudevant Soyluydu ya, ya- nılmıyorsam 1848 Devrimi'nde, ateşlı yazılarya- yınlamıştır Louis Philippe Yonetımı o kadar kö- tu, 89 Ihtilâli'nın eskı muttefiklen Burjuvazi ıle Proleterya arasındakı gerılım, oylesıne yuksektı kı, sonunda ısyan patlak venyor; o ısyana katılan bir başka soylu da, bılır mısın kımdı? Elbette Alp- honse de Lamartine, hem de hızlı bir 'cumhun- yefç/'sıfatıyla! Ahmet Refik, ışın o faslını, bakınız nasıl ozetleyıvermış " Fransa Va döndüğü zaman vatanını pe- rişan birhalde buldu: Louıs Philippe Yonetımı'ne karşı isyan başlamıştı. Mücadele Fransa Cum- huriyeti ıçındı. Lamartıne'de ise cumhunyet fık- ri, bütün fikirlerin üstünde idi. 'Fransa yakın- da yeni fikiriere kavuşacak' diyor, Cumhun- yet yönetimini övüyordu..." Bundan ne mı çıkar, şu Osmanlı saltanatı dö- neminde, Türkiye'yi ziyaret edip, zamanın pa- dîşah ve sadrazamlan ile dostiuklar kuran La- martine, 'Histoire de la Turqie'yi (Türkiye Ta- rihi) yazarken, olaylara baktığı mercek, bir sa- raylı merceği değil; 'Aydınlanma yandaşı' cum- huriyetçi bir yurttaş (crtoyen) merceği idi. Şu yaptgımıztesprtın ıçerdıgı vahameö, (çapanoglu'nu), ılerde nasıl oisa goreceğız ya; ıster mısın/z 'mu- maıleyh'm 'genleme'run nedenlenne daır soyle- dıklenne, şoyle bir goz atıverelım 'Poğu' Doğu'dur. Batı da Batı mı? ". Batı'lılar, fethetmekyerine,yönetmeyiöğ- renmeye, büyük çaba harcamışlardı. Avru- palılar arasında, iyi yönetimde, tanm ve sa- nayide, sanat ve ilimde, ış bolümünde, deniz- cilikte, yeni topraklann ve kıtaların keşfedil- mesinde, ordulann disiplininde ve silahlandı- nlmasında, savaş tekniğinde sürekli rekabet vardı; Hıristiyan Batı bu alanlarda güvenli adımlarla ilerlerken; Doğu'da insanlarköleleş- tiıiliyorya dayok edilryordu. Avrupa ülkelerin- de iç savaşlarbitmiş ve unutulmuştu. Ortodoks mezhebi ile olan çatışma, artık bıkkınlık ver- diğinden terk edilmek uzereydi. Ittifaklarsis- temiile Avrupa dengesi, büyük ve küçük dev- letlerle konfederasyon kurulmasını sağlayan, genel bir hukuk ve diplomasi yaratmıştı. Ba- tı'daki bu konfederasyon içinde, her ülke, öte- kinin bağımsızlığına kefil oluyordu..." (a.g.e. Cılt 2, s, 551/552) Pekı, ya Doğu 9 Cumhunyetçı Lamartıne'ın Os- manlı tesört'ı şoyle "... bu koca imparatorluk, şöyle yönetilirdi: Sanki asker bir valiye, sıkıyönetim altında bir ülke teslim edilmişti. Buyetkilerin, hükümda- nn denetim ve gözetiminden uzakta, tevek- külden başka sığınacakyeriolmayan halkı, ta- mamen keyfiolarakyönetmesindekisakınca- lar, rahatlıkla kavranabilir. İmparatorluk, sü- rekli fetihlerle merkezden uzaklaştıkça;yasa- lar, edebiyat, sanatlar, gorkemli yaşantı, şan ve politıka alanları da gelişiyor, buna karşılık yönetim sıstemi, o dereceyozlaşıyordu..." "... süreklifâtin ve bağımsız aşiretlerolarak yaşamalanyûzünden, Osmanlı ırkınınyönetim a/anındaki en büyük kusuru ortaya çıkmıştı. Ömeğin IçişleriBakanlığıyoktu. Yanimillîya- şamın hiyerarşik ve düzenli çalışmasını sağ- layacak, binlerce çark olmasına karşılık, bir bü- yük yayyoktu. Yönetim alanında ileıiemek ve yenilikleri uygulamak, hemen hemen olası değildi. Yönetim biçimi, tamamen, yönetici- lerin kişiliğine bağlıydı..." "... işte Osmanlı Imparatorluğu, ordu ve baş- kentolarak, enyükseknoktasına erişirken; eya- letlerinde, millet olarak nüfuzu azalıyor, verim- sizleşiyor, fakirleşiyor ve geıilemeye başlıyor- du. Bu toplumda din, adalet, hukuk, savaş yeteneğigelişirken; Batı'lı milletterin özelliği olan düzen, birlik, hiyerarşik sorumluJuk, yazgısınt günümüze kadar etkiliyordu; elinde çok büyük toprak, sayısız insan ve yeraltı zenginlikleri toplamyor, fakat bütün bunlardan yeterince yararlanamıyordu..." (a.g e cılt 1 s. 475) llgınç bir 'mukâyese' değil mı? Asya'lı blr kavlm otmalc!- Niye kötü? Osmanlı nın 'Inhitat devri'nde hangı fikırden olursa olsun, Osmanlı aydınlannın bırçoğu da, 'dıyâr'ı kufr ıle dıyâr'ı Islâm' arasındakı bu gelış- mışlık farkını gormuş, 'tesbıt etmış', hatta nasıl gı- denlebıleceğı uzenne kafa yormaya gırışmıştı; 'Batı'ya Benzemek' fikrı, o kadar etkılı oluyordu kı, 'Şark mefkûresi'ne karşı 'Garp mefkûresi' us- tun gelıyor, zaten Tanzimat-ı hayriyye de. bu amaçla ılân olunup, uygulamasına geçılıyordu. Yânı acaba Alphonse de Lamartine, 'Türki- ye Tarihi'nde bu gerı kalmışlığın •Aydınlanmayı' benımseyıp, Osmanlı'nın 'musbet. muterakkı ve mutefennın' bir devlet olması sayesınde, aşılabı- leceğını mı tesbıte ve telkıne çalışmıştı? Hayır, onun teşhıs, tesbıt ve telkını tamamıyla farklı, hat- ta karşıt bir mantığa dayanmakta ıdı: Aslında Av- rupa/merkezci egoizmi, zalimliği ve emper- yalizmi içeren bu mantıktı ki, Doğu/Batı ilişki- lerinin altından çıkan, o kahrolası 'çapanoğ- lu'yu karşımıza dikiyordu. Şaşacak, belkı kızacaksınızama, Lamartine'ın, Osmanlı'nın başansızlığına, temel neden gös- terdiği nitelik; onun, hepimizin medâr-ı rftiha- n olan hoşgörüsü, başka kavim ve toplumla- nn geleneğine göreneğine, dinine diyânetine saygısı, kısacası 'insaniığı'dır; inanılır gibi de- ğil ama, bu bir gerçek! İnsan, soylu ama 'cum- huriyetçi' Lamartine'de bile bu zihniyeti fark edince; Asya'lı bir kavim olmanın, insanlık ka- tında ne büyük bir mazhariyet oluşturduğunu, daha iyi anlıyor. Çok mu buyuk konuştum?. Heleçapanoğlu lyıce ortaya çıksın, karan o zaman venrsınız. e-mail:tilahanf" isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear