16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-I EKİM 2001 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Gerilimli günler Körfez bunalımı sırasında Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD yandaşı politikası nedeniyle ülke bir oldubittiye doğru sürüklenirken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay'ın istifa etmesi olayıyla; ABD'ye yönelen saldırı sonrası Genelkurmay ikinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon'un çıkışları arasında benzerlik olduğu dile getiriliyor: "Her iki olayda da aşağı yukan aynı gelişmeleryaşandı. Her iki olayda da "~~~ hükümet edenler, alınacak önlemler konusunda ciddi refleksler göstermediler. Son olayda, iktidann izlediği yol şuydu: Amerika henüz bir adım atmadı ki biz tavnmızı belirieyelim. Aslında böylesi bir tutum, 'Amerika ne yapacak bir görelim, biz de onun dümen suyuna gireriz' anlamını taşıyordu. Daha da ileri gidilerek, tam destek, pazariıksız destek yönünde açıkJamalar yapıldı. Ekonomik zayıflık ' '* bahanesiyle Türkiye'nin jeopolitiûi, toplumsal gücü, silahlı gücü ve fnciriik git» Amerika ve Batı için hassas bölgelerinin stratejik önemi göz ardı edildi. Oysa, birçok ûlkenin yöneticileri, destek koşul ve sınıriannı beliriemekte gecikmediler. Niye yaptılar bunu? Deneyimler göstermiştir ki ülkeler arası ilişkilerde koşul ve sınırian siz kendiniz koymazya da koyamazsanız, diğer ülkeler koyar ve onlann peşinden sürüklenirsiniz." Orgeneral Büyükanıt ve Tolon'un t açıklamalarını irdeleyenlerin yorumu çok açık: "Harekete geçmesi gerekenler harekete geçmeyince, olaylann başından itibaren tam mesai ile gelişmeleri yakından izleyen, refleks gösteren unsuriar harekete geçmiştir." 28 Eylül'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısına değin geçen 17 günlük süreçte ulusal güvenlik stratejisinin oluşmasının perde arkasında epey gerilim vardı doğrusu. ISIKKANSü Ders Alınacak SatırlarEkonomi batmış, işsizlik almış başını gidi- yor, Dünya Bankası'ndan sağlanan borçla yoksul ögrencilere verilen §0 milyon liradan kamusal eğitim hizmeti karşılığı "bağış" ke- siliyor, milyonlarca emekçiye sağlık hizmeti veren SSK hastanelerinin özelleştirilmesi için girişimler sürüyor, tanm destekleri bir bir kal- dınlırken çiftçiler işsizlik ve açlıkla baş başa bırakılıyor, özel sigorta şirketleri sosyal gü- venlik "pazar'ına girmeye hazırlanıyor. Ge- çen hafta toplanan Yüksek Planlama Kuru- lu ise tutmuş, "devletin küçültûlmesi" için daha başka hangi önlemlerin alınabilecegi- ni tartışıyor... Prof. Dr. Server Tanilli, son 20- 30 yılda yaşadıklanmızı, tüm dünyaya daya- tılan yeni dünya düzeninin sonuçlannı akıcı birdille sorguladığı, Adam Yayınlan'ndan ye- ni çıkan "Değişimin Diya- lektiği ve Devıim" kitabın- da, Fransız filozof Jacqu- es Derrida'nın şu sapta- masına yer veriyor: "Yeryûzünde, hiçbir za- man bu kadar erkek, kadın ve çocuk kul-köle edilip aç bırakılmadı ya da yok edil- medi. Tarihin sona erdiğini söylemenin rahatlığı içinde, liberaldemokrasi ve kapita- list pazar ülkûsünün gelişi- ni şakımak yerine; ideoloji- lerin sona erdiğini, bûyük kurtancı sözlerin bittiğini kutlamakyerine, işte bu çar- pıcı gerçekliğıgözden uzak tutmayalım aslai" Tanilli, "LJberal çıkmaz- dan nasıl sıynlmalı" sorusunun tüm dünya- da artık mınldanarak değil, yüksek sesle so- rulduğuna da değiniyor "Uberalizmin hava- rileri, bir 25-30 yıl önce kazandıklan ve ala- bildiğine de çıkar sağladıklan savaşı, günü- mûzde kamuoyunda olsun, olaylar planında olsun gitgide kaybeder dunsmdadıriar. 'Da- ha az devlet' deyip o zinciri kırdıklannda, ha- rikaJar yaratacaklannı söylüyoriardı. Ama bir süredir olaylar kendilerini yalanlı- yor. Dizginlerinden boşanmış birkapitalizmin acı meyvelerini tadıp yüzlerini buruşturan in- sanlar, devletin müdahalesini istiyoriar. Piyasaya müdahale, bankacılığa müdaha- le, tanma müdahale, kısacası körü körüne bir ekonomizm ve kıran kırana rekabete müda- hale." * • * « .'«. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL 'Yaş Haddf Nedeniyle Emeklilikte Ek Gösterge Uygulaması SORU 657 Sayıiı Devlet Memurları Yasası'na bağlı olarak TC Emekli Sandığı kapsamında görev yapmakta- yım. Yakın bir gelecekte, "yaş haddinden" emekli olacağun. Yaş haddini doldurmadan 15 gûn önce ek göstergem 4.800'den 6.400'e yükselecek. Bir anlam- -. da, ek göstergem emekli olmadan 15 gün önce yük- selmiş olacak. Konuyla ilgili olarak bana, 6.400 ek '"' ' göstergeyi alabilmem için en az bir ay TC Emekli Sandığı'na bağlı olarak çaüşmam gerektiği söylen- dL Bu gerçekleşirse, 15 gün için 6.400 göstergeye yük- selemeyip 4.800 ek gösterge üzerinden emekli ola- cağım. Bu konuda yasalarda öngörülen uygulama böyle midir? (I.S.) YANU: 5434 sayıh TC Emekli Sandığı Yasası'nın 41. mad- desi uyannca, "Emekli, adi malullük ve vazife malullüğü ayhklarının hesaplanmasında" gerek 657 sayıh Devlet Me- murlan Yasası kapsamında, gerekse diğer personel yasalan kap- samında görev yapanlara uygulanan genel gösterge tablosun- daki göstergeler ile "personel kanunlarındaki ek gösterge- ler esas ahnır". 4 Nisan 1998 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 4359 sa- yıh yasa ile TC Emekli Sandığı Yasası'na Ek Madde 73 ek- lenmiştir. Bu madde ile ek göstergelere yeni bir uygulama ge- tirilmiştir. Bu uygulamada: "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı iştirakçilerinden ekgöstergeli veya daha yüksek ek göstergeli bir göreve ata- nanlara; atandıkları görevin ek göstergesi üzerinden emek- li aylığı, malullük aylığı bağlanması ve emekli ikramiyesi ödenebilmesi veya toptan ödeme yapılabilmesi için, atan- dıkları görevin ek göstergesi üzerinden, bu göreve başla- dıklan tarihten en az altı ay süreyle Türkiye Cumhuriye- ti Emekli Sandığı'na kesenek ve karşılık ödenmiş olması şarttır." Ancak bazı konumlarda olan iştirakçiler bu 6 ayJık bekleme süresınin dışında rutulmuştur: "Her türlü müşavirlik görevlerine atananlar hariç; Ba- kanlar Kurulu Kararı ile veya müşterek kararla atanan- lar, ilgili mevzuat uyannca mesleğe özel yanşma sınavı ile giren ve belirü süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda atanılan görevlerde bulunanlar, Emniyet Hizmetleri Sınıfı'na dahil olanlar, 2937 sayıiı Dev- let Istihbarat Hizmetleri ve Milli lstihbarat Teşkilatı Ka- nunu, 926 sayıiı Türk SilahJı Kuvvetleri Personel Kanunu, 357 sayıiı Askeri Hâkimler Kanunu, 3466 sayıh Uzman Er- baş Kanunu'na tabi olanlar ile yaş haddi, vazife malullü- ğü veya ölüm nedeniyle altı aylık süreyi tamamlayamayan- lar hakkında yapılacak emeklilik işlemlerinde" altı aylık süreyi doldurma koşulu aranmayacaktır. Yasanm bu anlatımından, "yaş haddi" nedeniyle emekliye aynlanlann, (ek göstergesi emekliye aynlmadan bir gün önce yükseltilmiş olsa bile), emeklilik işlemlerinde yükseltilmiş ek göstergenin göz önüne alınması ve emekli aylığı ile ikramiye- nin, yüksek olan yeni ek gösterge üzerinden hesaplanması ge- rektiği anlaşılmaktadır. Aynca, TC Emekli Sandığı Yasası'nın 41. maddesi uyann- ca: "Fiili ve itibari hizmet toplamındaki ay kesirieri tam ay sayılır." Son olarak, 657 sayıh Devlet Memurlan Yasası'nın 164. maddesinde şöyle denilmektedir: "Memurlara ayhklan her ayın başında peşin ödenir. Enıekliye ayrılma ve ölüm hallerinde o aya ait peşin öde- nen aylık, geri ahnmaz." Özetle, yasalardaki anlatımlardan "yaş haddi" nedeniyle eiüekliye aynlan iştirakçilerin, aylık ve ikramiyelerinin, ek göstergelerinin yükseltildiği tarihe bakılmaksızın, en son ve yüksek olan ek göstergeleri üzerinden hesaplamp ödenmesi ge- rektiği anlaşılmaktadır. Prestjj ODTÜ Modern DiilerBölümü öğ- retirq göreviisi ve çevirmen Dr. Hü- seyin Içen, Dil Derneği'nce düzen- lenen Dil Kurultayı'ndaki konuşma- st sırasında yazılı ve görüntülü ba- sındaki çeviri hatalanndan ömekler vererek dinleyicileri kırdı geçirdi: Bırbe)geseWen:örümcekarükısı- ramaz, ama saçları tehlikeli. (Saçlı örümcek olamayacağına göre, örümceğin kılı demek isteniyor.) Bir fılmden: Bay bilmem kim orkestra- nın önderidir. (Orkestranın başke- mancısı yani.) Silahlara Vedafilminden: Hemsi- re hastanın baştnda, dua ediyor Lütfen ölmesine izin verme Tannm! (Tannya lütfenli yalvarma biçemi!) Bir başka film: Zekâ aiansı (Zekâ ajansı meger CIA imiş. ingilizcede "intelligence" sözcüğünün zekâ dı- şında haberalma, casusluk anlamı da var). Dr. Hüseyin Içen, aynca ba- şından geçen bir olay aniattı: Çevi- risini yaptığı kitabı yayınevine ilet- miş. Aradan uzun zaman geçmesi- ne karşın çevirinin bedelini bir tür- lü alamamış. "Ne oldu bizim çevi- rinin bedeli" diye sorunca, yayınevi sahibi "Prestijiyeterhocam' demeye getirmiş. Dr. Içen, dalgasını geçti: "Paralar beyimize, prestij bize." Tanilli, "müdaha/e'isteyenleriçin "Hakstz- larmı" diyerek, biz yurttaşlar adına bir baş- ka soru işaretini imliyor "Demokrasi, onun genel oy ilkesi, iktidan yurttaşlann çogunluğuna verir. Yasalan yapan, zengin ya da yoksul, herkese uygulanacak kurallan saptayan o çoğunluktur. Devlet, iş- te onun yaptığı yasalar ve koyduğu kurallar- layönetilir. O çoğunluğun ise kendi içinde bir bölüm insanın işsiz dolaşmasına ya da dış- lanmasına razı olabileceği söylenemez. Bir sanayi ve maliye 'seçkin'lerinin, genel gö- nenci ve herkesin mutluluğunu sağlama adı- na ortaya çıkıp devletin bir kenara çekilerek 'kendi' işlerine kanşmamasını istedikten son- ra, binlerce işsiz üretmesihalinde, insanlar'Ne- dir, ne oluyoruz' diye devlete dönüp sormaz- larmı? Çünkü, ne demokra- si, ne de devlet, bir 'seçkin' azınlığın çıkanna hizmet ede- mez. Hele o azınlığın içindekiki- mi insanlann, siyasetçilerie kol kola girip adlan yığınla yolsuzluğa kanşmıssa, de- mokrasinin de devletin de 'teyakkuz' haline geçmesi doğal değil midir?" Oncelikli hedef olarak 'ser- best piyasa"yı ilke edinip sonra da "so/"da politika yaptıklannı ve yapacaklan- nı açıklayanlar, dünyayı ve Türkiye'yi algılamak istiyor- larsa eğer, Server Tanilli'nin birikimli satırlarından ken- dilerine ders çıkarmalılar. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] HÂRBİ SEMtHPOROY - • ' - - . • < - • ' ^ - -* . " • . . . * • semihporoyiqyahoo.com TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKA* 1 Ekim NÜRNBERG DURU$MAUWBfTTL 1944'PA 8UGÜM, NÜ8NB&İ6 OUI&ŞHALAKI SC*H 6&Dİ. S.&ÜNYA SAVAŞI SOUUUOA,GAÜP OEVUETUR,NAZİL&i't, ULUSIAR AGASl SAVAÇ KjUfiALlARINl HİÇE SAYA&MZ, /f- GAL £TTİKl£Kİ ÜUtELERİU SNİL HAUOfJA VEALMAAt- YA'DAKİ YAHUDİLSR'E KARŞl CANİCEUYGULAMAUIIlr NEDENİYIS YARGIIAMAK İST&4İŞLERDİ. A.8.D., İN6İL- TB8£,S.S.C8. VEFRAMSA'DAN SieeH YAesiÇ,MW- ÂC£M£ KueULUNU OU/fTUePü. OUBUŞMALAKM, SAMK IARIN ÇOĞU, ASKER OLDUKLARJ iç/AI AUMCLAtt EMİRLBR! üİGULADOCLAfHHI SÖYÜJYOGLARPI. HUfCÜ- Kİ TSMEU£G ZAYtFTl AMA, YAB6IÇLA&,8AZI FİLM- LB/2İ PCJ.İL GĞSTBRSeeK SONUCA &TTTlGe. OHSie SAUtK. HAICJilUOA ÖLÜM,DİĞ£/U£& /ÇİM PE çeÇİTLİ HAPİS CE2ALARJ VBRiWİG0BliH6 BU A2APA H4TİHAZ £p£C£K ineAztAfi ASILARAK Geeç£*i£frietL&ffr7g İZMİR AHKÂMI ŞAHSİYE 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN DosyaNo: 2001/91 Satış Mahkemece satışına karar verilen ve saüşı llK'nin ilgili hükümlerince yapılacak olan taşınmazlar; Izmir ili, Konak ilçesi, Bozyaka Mah., 11021 sayfa, 113 cilt, 30111 ada, 7 parsel sayıh 75 m2 miktannda kâgir ev ve arsa olarak ka- yrtlı bulıman taşınmaz 5731 Sk. No: 5 Karabağlar-Izmir adresinde bulunmaktadır. Taşınmaz 2 oda, bir hol basit mutfak, WC, banyodan ibaret bulunmaktadır. tmar durumuna göre 6 No'lu parselle tevhit edılıp yola terk ışlemı yapıldıktan sonra çatı katsız 2 kat imara açık- tır. . . . Muhammen bedeli: 7.000.000.000.TL Satış şartlan: İ2mir Ahkâmı Şahsiye 4. Sıılh Hukuk Mahkemesi Kalemi'nde yapılacaktır. Birüıcı ihalesi: 20.11.2001 günüsaat: 11.00-11.15 arasında yapılacaktır. Bu ihalede taşınmaz masraflan ile birlıkte muhammen bede- lin yüzde 75'i altında satılmayacaktır. Bu ihalede taşınmaz masraflan ile birlikte muhammen bedelin yüzde 75'ini bulamaz veya alıcısı çıkmaz ise taşınmazm ikinci ihalesi aynı yerde ve aynı saatte 10 gün sonraya bırakılacaktır. İkinci ihalesi: 30.11.2001 günü saat: 11.00-11.15 arasında yapılacaktu. Taşınmaz masraflan ile birlikte yüzde 40 altında satılmaya- caktır. Satışa girmek isteyenler her taşınmaz için muhammen bedelin yüzde 20'si kadar nakdi teminatlannı Türkiye Vakıfkr Bankası Ye- ni Adliye Sarayı Bürosu'na bu dosya adına açılacak satış hesabma yatırmak zorundadır. Alıcısı ihale bedelinden başka alım harcı, ihale damga vergisi ve katma deger vergisini yatırmak zorundadır. Ihaleye gırecekler satış şartnamesıni okumuş ve kapsamım aynen kabul et- miş sayılfflar. Satış şartnamesi ilan tarihınden itibaren herkese açıktır. llan olunur. 20/09/2001 Basm: 55103 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günluk Bizim Gazete Ülke sorunlanna ılışkın raporianyla, araştımıalanyla, köşe yaalanyla, tarafsız habertenyle sivil toplumlann gazetesı. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Teh 0^12.51106 75 HATAY SULH HUKUK MAHKEMESİ'I^DEN DosyaNo: 2001/1197 Davacı Maliyesi Hazinesi vekili Av. Hüda Abdulhayoğlu tarafindan açılmış bulunan işbu kayyım tayini davasuıın tensip karan gere- ğince, Dava konusu Antakya, 4. mıntıkada kaın 1470 parsel sayıiı taşınmaz maliki Kıllı Şeyih oğlu Ahmet ya da mirasçılannın kimler oldu- ğu, söz konusu şahıs ya da şahıslann yaşayıp yaşamadıklannın bilinmediği, bu nedenle söz konusu taşınmazda hak iddia edenlenn işbu ilan tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde mahkememıze müracaat etmelen, aksı takdirde söz konusu taşuunaza Hatay Defterda- n'nın 3561 sayıiı yasa geregince kayyım tayin edileceği hususu ilan olunur. Basın: 54459 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU Üstün Uygarlık' Hdimi "Ikiz kulelere yapılan saldınnın Batı'ya açılmış cl- hat olduğunu görmüyor musunuz? Bunun cihat ol- duğunu görmeyecek kadarkörmüsünüz, yoksa an- lamak mı istemiyorsunuz?" diye soruyor Oriana Fallaci "Com'ere della Sera" gazetesinde (29 Ey- lül) yayımlanan dört sayfalık "üstün Batı uygariığı" manifestosunda. 11 Eylül'den bu yana "köktendin- ci ve ılımlı Islam" arasına konmak istenen tüm fark- lan yok sayan yazar: "Söyleyin Tann aşkına," diyor, "Islam kûltüründe Muhammet ve Kuran'dan başka nevar?" Tahrik edici, ırkçı, küstah bir dil ve üslupla kaJe- me alınan yazı Berlusconi fikriyatını ve Le Pen ırk- çılığını taçlandınyor. Batı ülkelerindeki göçmen iş- çilerin "kiriilikyarattığını" söyleyen ünlü Italyan ya- zar: "(Ortak) Tann adına Papa niye onlan Vatikan'a almıyor?" diye polemik yapıyor. Arkadan ekJiyor. "Hem bu göçmenler Batı'ya nasıl geliyor? Bu ka- dar fakiıierse seyahat parasını onlara kim veriyor? Adam başı 5.000 dolan kim cebinden çıkanyor? Osama Bin Laden mi?". Hezeyan halinde kaleme alındıgı anlaşılan yazı {"So- ğuk, berrak, rasyonel bir öfke duyuyorum" diyor üs- tün Batı'nın entelektüel yıldızı) için okur mektupla- nna tam sayfa açmış bugün "Comere della Sera° gazetesi. Tepkilerini dile getiren 25 okurdan yalnız ikisi on yıldır kanserle cebelleşen Fallaci için: "Has- ta, kafayı yemiş" diyor. Gazetenin fakslannı ve te- lefonlannı krtleyen okurtann ezici çoğunluğu çok beğenmiş yazıyı. Fallaci'yi kucakladıklannı anlatıyor- lar. Okurtardan bin, bayıdeki tüm gazeteleri alıp yol- dan geçene bedava dağıttığını anlatıyor. Diğeri okul müfredatına alınmasını öneriyor. Bir başkası "Oh ni- hayet! Düşündüğüm, ama söylemeye cesaret ede- mediğim şeyleri artık söyleyebileceğim..." diye ke- yifleniyor. Kültür Bakanı Giuliano Urbani "ilk satırdan, son satıra" Fallaci'yi kuthjyor. Köktendinci bir Katolik papaz olan Beriusconi'nin baş sıyasi danışmanı Gi- anni Baget Bozzo, "Nihayet bin çıkıp gerçekleri ol- duğu gibı yazıyor" diye ellerini ovuşturuyor. Durum vahim anlayacağınız. Beriusconi'nin çıkı- şı anlaşılıyor ki bir gaf, dil sürçmesi, rastlantısal ka- za değil.. artık ciddi bir "vak'a". Italyan Başbaka- nı'nın yaygın bir düşünceye tercüman olduğunu görüyoruz. Cüretkâr polemiklerle ünlerine ün kat- mayı seven aydınlar da yavaş yavaş gemiye atlıyor. Fallaci manifestosunun kamuoyu ve aydınlar ara- sında Beriusconi'nin çıkışından çok daha etkili ola- cağı kesin. Tekelci bir medya patronunun işbaşına gelmesiyle Batı demokrasileri içinde yol aynmına gi- ren Italya'da, rejim yavaş yavaş meyvelerini veriyor. Başbakanın 26 Eylül'de Berlin'de yaptığı "ûstün Batı uygariığı" çıkışının tabanla uyum içinde hazır- lanmış olduğu belirginleşiyor. Italyan basını, Berius- coni'nin "Beriin deklarasyonundan" beş gün önce Brüksel'de 21 Eylül tarihinde yapılan AB hükümet başkanlan zirvesinde çıkışının ön provasını yaptı- ğını anlatıyor. Konu üzerindeki fikriyatını tüm çıplak- lığı ve basitliği ile AB ortaklanna anlatmış Italya Baş- bakanı. "ABD Batı uygariığını temsil ediyor. Bizim uygariığımız ortaçağda kalan Islam uygariığından üstün. Kendi uygariığımızı konımalıyız" demişBla- ir, Schröder ve Aznar'ın önünde. AB liderieri utançla birtîirierine bakmışlar. Biri si- multane tercüme kulaklığını çıkanp masaya bırak- mış. Diğeri toplantıyı teri< etmiş. Ancak Beriusco- ni'yi kimse susturmamış. "Üstün uygartık" çıkışına Avrupa başkentlerinden gelen tepkilere onun için şimdi bu kadar şaşıyor italyan Başbakanı. Ortakla- nnın kendisini niye savunmasız ortada bıraktjğını an- lamıyor ve hançeriendiğini düşünüyor. "La Stampa"nın "Kör(Berlusconi) ve Fırtına'baş- lığıyla yayımladtğı başyazısında Barbara Spinelli, AB içinde Italya'nın ciddi bir endişe kaynağına dö- nüştüğünü yazıyon "AB başkentleri soruyor" diyor Spinelli: "Beriusconi ne yapmak istiyor? Kafasında nasıl bir Avoıpa var? Partisininprogramı nedir? Ne- yin peşinde bu parti? Yanı başında Italyan Başba- kanı'na siyasi danışmanlık yapan insanlar kim?.. Beriusconi'nin 11 Eylül sabahında Manhattan gök- terinde yaşanan olayın çapını ve boyutlannı kavra- yamadığı anlaşılıyor. Tarihin yanından trajik biçim- de geçtiğinin farkında değil Italyan Başbakanı. Hal- kın hissiyatına tercüman olduğunu söylüyor hâlâ... Lideriik bu mu? Hükümet koalisyonuna mensup tüm bakanlar, milletvekileri şimdi otunıp düşünme- li. Yalnız Afganistan ve Sırbistan diktatöriüklerine değil (Roma'nın) yanlış seçimlerine de başkaldır- mak görevleri. 2000 şafağında geçen yüzyılın hata- lannı tekrariamak vahim olur..." Tekelci medya patronu Beriusconi iktidannın hü- kümetteki ilk yüz gününün bilançosu bu. nil.gün(5 superonline.com B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Sulak yerler- deyetişenbirtür çayır otu. 2/ Ya- 2 bancı... Yurdu- muzun en önemli kayak merkezi olan dağ. 3/ Gemile- rinyüklemebo- 6 şaltmayaptıkla- n yer... Kenar süsü. 4/ Kralı- 8 çe... Manisa'da heryıldüzenle- nen geleneksel şenliğe ve bu şenlıkte dağıtılan macuna verilen ad. 5/ Sı- vacı aracı... "Benim — oimuşdiJim/Nedesem 3 yâr incinir" (Türkü). 6/ 4 Duvar lambası. 7/ Bi- 5 linç... Nazipartisinin hü- cum kıtasını simgeleyen harfler... Tanntanımaz. 8/Yelkenligemilerdedi- 8 reklereçıkıfinasıiçinve- 9 rilenkomut... Eli iseyat- kın, becerikli. 9/ La Fontaine, Moliere, Racine, Cor- neille gibi edebiyatçılann temsücisi olduğu sanat akımı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dağın en yüksek yeri. II Suyu, sıcak olarak yerden çı- kan hamam... Tabut. 3/ Ayakyolu... Eski Mısır'da güneş tannsı. 4/Birmeyye... Birnoktanınuzaydakiyerinibul- maya yarayan çizgilerden yatay olanı. 5/ Istek ve tutku- larda ölçülü davranma erdemi... Bir resmi sulandmlmış renklerle boyama ya da gölgeleme biçimi. 6/ Yurdumu- zun bir bölümü... Iskambilde bir kâğıt. 7/ Şöhret... Gü- zel ötüşlü küçük bır kuş. 8/ Soylu... "Eve ekmekle — gö- türmeyı / Böyle havalarda unuttum" (Orhan Veli). 9/ "- — Mumcu'- : Gazeteci ve yazanmız... lçki meclisi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear