01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2001 SAU [email protected] enter AltaVista'da200 kişinin işineson verildi ı MEHMET SUCU ntemet arama şirketle- rinden Alta Vista da on- line reklamcılığın gel- " diği noktadan nasibini aldı. Alta Vista, kadrosunda yüz- de 25'lik kesintiye giderek 200 çabşanının işine son verdi. Şir- ketin çoğunluk hissesine sahip olan internet geliştirme şirketi CMGI Inc'in sektörün kötü gi- dişatından büyük yara aldığı be- lirtüiyor. CMGI'nin en önemli şirketlerinden Alta Vista, geçen sene Yahoo! Inc. gibi büyük bir içerik portah olmak için yeniden yapılanma sürecine girmişti. Ancak, înternet sektöründe ya- şanan olumsuz gelişmelerin ar- duıdan Alta Vista, arama motu- ru olmakla yetinmek durumun- da kalmıştı. Alta Vista, kısa bir süre önce ise Intemet Search ve Search Software olmak üzere iki işkoluna aynlmıştı. Alta Vis- ta, bu sayede arama teknoloji- lerini başka şirketlere satarak reklam gelirlerindeki düşüşü karşılamayı amaçlıyor. Şirket, şimdiden Amazon.com ve Nordstorm'un dahil olduğu 1100 müşteriye arama altyapı- sı servisi veriyor. Ancak, bu ge- lişmeler şirkette personel indi- rimine gidilmesini engelleye- medi. 18 Ocak'ta yaşanan işten çıkanlmalann ardmdan Alta Vista'nın kadrosu 600 kişiye düştü. ' Superonline'a ISO 9001 Superonline, Türkiye'nin ilk ISO 9001 kalite sertifikası alan intemet servis sağlayıcısı oldu. Superonline Genel Müdürü Savaş Ünsal, "Superonline olarak altyapıraızı sürekli güçlendirerek aboneierimize dünya standartiarında kahteli hizmetvermeyi hedefledik. Bundan sonra teknoloji ve insan kavnaklannı geliştirerek, muşteri memnuniyetini ön planda tutarak, sunduğumuz firün ve hizmeüerde hızb, güvenilir ve sürekli olmayı kalite konusundaki pontikamız olarak beKriedik. Son bir yüda Superonline, gerek insan kaynaklan, gerek vönetim biçimi ve altyapı ilişkilerinde ciddı bir yeniden yapılanma içine gjrdi AMiğunız bu kalhe standardı rüm bu çahşmalann sonucndur" dedi. Medya, içini internete öt • ktüeçen hafta medya dedikodula- n ve protestolan, internette yo- ğun bir trafik yaşanmasına ne- den oldu. Büyük çapta bir iş- ten çıkarmanm yaşandığı gazeteler ve te- levizyonlarda çalışanlar işkollan ile ilgili bilgileri ya mail gruplanndan ya da elekt- rorük yayınlardan öğrenmeye çalıştı. Ba- zı yazarlar ve gazeteciler de işten aynlma veya kovulma nedenlerini internetle dile getirdiler. Can Atakfa da bunlardan birisiy- di. Chivi.com'da Can Ataklı ile yapılan söyleşinin ana başlıklan şöyle: "Zafer Mutlu'va göre gazetecitiğin ilke- syok." Zafer'e gazetecilik ahlakından, basın il- kelerinden, insan hak ve özgürlüklerin- den, ilkeli olmaktan bahsettikçe açıkça söylerdi; "Bunlann hepsi boş laf, bu işin flkesi falanyoktur. Şu an Türidje'deçok bü- yük bir oyun oynanıyor. Bu oyunda da her- kesebir rol dağmJmış dunımda, yanbş yer- de olursan gidersin'' diyordu. "Hıncal Uluç yalan söylüyor." Hıncal Uluç, Dinç Bey giderken "Böy- lebirpatrongörmedik*" diye yazdı. "Breh breh"dedi. "böyle bir şey daha Türkiye'ye gebnedi. En harikasıdır,bana hiç kanşma- dı." Yalan söylüyor tabıi. Sonra Murat Vargı'ya methiye düzdü. Ardmdan, nere- den estiyse baz istasyonlannın ne kadar za- rarsız olduğunu yazmaya başladı. "Bizde aptal bir basın ahlak yasası var, bir de Basın Konseyi diye sapır saçma bir şey var." Ne yapabilir kı? Oktay Ekşi ge- lecek, Aydın Doğan'ın aldığı bir karan ya da Dinç Bilgin'in bir söylediğini eleştire- cek. Hiçbir şey yapamaz. Patronlara dokun- mayan konularda görüş bildirir onlar sa- dece. "Doğan'm amacı. Karamehmet'i bu pi- yasaya sokmamak." Çünkü sadece gazete değil ki bu. Arka- smda enerji, telefon. bankacılık var. Bun- lar yaymcılık dışı işler. "Can Ataklı öhnedi, öhnez." Şunu bilin ki; Can Ataklı ölmedi, öl- mez. Bugün Sabah gazetesinden aynlan Can Ataklı, hiç kuşkunuz olmasın ki 15-20 gün sonra daha büyük bir grupta olacak. Işte o zaman ne Vakko kalacak, ne Power FM benim için. "Yeni Şafak'ta, Aldt'te yerim yok." Açıkça söyleyeyim, Yeni Şafak'agitmem. Aynı zamanda Akit'e, Zaman'a, Türkiye'ye de gitmem. Cengiz Çandar Yeni Şafak'ta yazabilir. Ama onunla benim dünyaya ba- kış açım aynı değil. Benim için Türkıye'de öncelikli konulardan birisi. laiklik. "Hasan Mezarcı ile kafa bulmakkolay." İŞARET PARMAĞI envertopaloglu(g hotmafl.com Emek ve gönül işi iki yayın eçen hafta içinde de edebiyat ve sa- nat içerikJi, birçok sayfayı, siteyi ziya- ret ettim. Elektronik mektup- la bildirilen adresleri gördüm. not aldım. Emekle, özenle ha- zırlanmış tüm sayfalann site- lerin adresını olanaklar çerçe- vesinde ileteceğim. Gördük- lerim içinde intemet ortamın- da hazırlanıp yayunlanmış bir de şiir antolojisi vardı. Edebi- yat, şiir çevrelerinde yayımla- nan her antoloji eleştirileri, tar- hşmalan da beraberinde geti- rir. Acaba, dedim kendı kendi- me, internet ortamında yayım- lanan antolojiler de eleştirile- ri, tartışmalan sanal ortama sıçratır mı? Bekleyip görmek gerekiyor. www.cs.rpl edu/sibel/poetry adresınden ulaşılan Türkçe şi- ir antolojisinin girışinde ziya- retçiiere bir not var: "Bu say- fa hepimizinşiirsevgisinin ürû- nü, şiir sevgjsiyle kuruldu ve okurlann desteğivle bugünlere geldi. Bu sayfa bir nıaddi amaç için kurulmadı ve de bakıcısı- na güzel sözlerden başka hiç- bir gefirsağlamadu sağlamaya- cak da. Hepimizin alın terini şiirokur-severlerearmağan edi- yorum.M Savfanın son güncel- leştirme tarihı 29 Ekim 2000. Antolojide yer alan'şiirleri In- gilice okumak da olası. Göre- nin memnun olacağı bir çalış- ma... Sözetmek istediğim bir baş- ka adres de bir dergıye ait... Dil ve düşünce dergisi alt başlığıy- la yayımlanan Araf'ın, ilk sa- yısının yayın tarihi Ocak 1995. Sadece internette yayımlanan derginin 23. ve son sayısının larihi ise Ocak 2001. tlk sayı- sında yayın gerekçesi ve hede- fini açıklayan sunuş yazısında şöyle deniyor: "Araf dergisi, deneyseJveimeceyedayalıekkt- ronik bir topluluğun yayın or- ganıdır. Araf topluluğu, deği- şik kültürel birikünlerden gö- nüDü üyderdenoluşan,dfl \¥ dü- şüncenin verimlibir karşılaşma içersndedöllenmesmiveyazma ediminin va>^mlaşmasmı amaç- lajan bir Uk-tasanm çerçeve- sinde oluşmuş/oluşnıaktadır." Eskı sa>ılara dergırun kutüpha- nesinden ulaşmak mümkün... Araf'ın son sayısında Alfred Hitchcock'la yapılmış söyleşi varki atlamayın derim... Son sa- yının 'kapak grafığini' (dergi- lerin basıldığı dönemin termi- nolojisiyle kapak mı diyece- ğiz, yoksa internet ortamının mantıgına uygun olarak giriş sayfası mı; düşünmek gerek- siz mi)Atilla Aydoğdu hazırla- mış... Aydoğdu'nun grafıği. günü- müzün gerçek dünyasında sü- rüp giden kaos ve krizin bire- yin iç dünyasına yansıması ola- rak da okunabilir... Araf'la il- gili söyleceklerimi bir alıntıy- la bitirmek istiyorum: "Aslan- lar keoditaribçilerinesahipoia- na kadaravcıhköykûleri her za- man avcıyı yücertecektir, denir. Aslanlarkenditarihçüerine be- nüz sahip olamadılar, ama av partilcriniherkesmizleyebflece- ği Arafiyan alrvapLsında şekil- lenen Araf gibi bir elektronik dergrv'e sahip oJdular." Adresı: Kâğıt kaplanlar kâğıt bebeklere karşı aftanın önemli tepkilerinden bi- risi de lletişim öğrencilerinden geldi. Gazetecilerin dıkkatine!!! Sizler belki bulunduğunuz konuma ge- lebilmek için tahmin ettiğimizden çok da- ha fazla çalıştınız; verilecek en ufak fır- satı kolladınız: adlıyelerde, karakollarda koşuşturdunuz; sokaklarda sabahladınız; sizinle birlikte bu yolda yürüyen arkadaş- lanmzla rakip oldunuz; birlikte dayak ye- diniz. küfür işittiniz; haber atlayınca üzül- dünüz... Bizim sayabildiklerimiz hiçbir şey de- ğil. Neler yaşadınız siz biliyorsunuz. Hep daha doğru. daha yeni ve daha ilginç ha- beri yakalamaya çalıştınız. Peki şimdi ne oldu? Birileri bir süredir gazetelerin en güzel köşelerinde, ekranlarda belirmeye başladı; sizin zamanuıızı, enerjinizi ve ha- yatımzı adadığmız mesleğinize tecavüz ediyor. Bu birileri yani mankenler, şarkı- cılar; biz gazeteciyiz diyorlar... Kim bu birileri, nereden geliyorlar, kim getiriyor, en önemlisi nasıl geliyorlar; gazeteciliği nereye götürüyorlar? "Gazeteci" sıfatını ta- şunak bu kadar kolay mı? Peki siz onlarla aynı sıfatı taşımaktan memnun musunuz? Biz Istanbul Üniver- sitesi lletişim Fakültesi Gazetecilik Bölü- mü öğrencileri olarak üzgünüz, kızgınız. Gazetecilik öğrencisi olmak için uzun ve yorucu bir yoîdan geçtik. Şimdi gazeteci olabilmek için doğru bildiğimiz, inandı- ğımız yoldayız. Bütün olumsuzluklara rağ- men bu kutsal mesleğin akademik eğiti- mini aldığımız için gururluyuz ve aynca- lıklı olduğumuza inanıyoruz. Sizin geçti- ğiniz yollardan geçmek; en doğru, en ye- ni, en ilginç haberi yakalamak için; istek- li, kararlı, eğitimli ve yetkiliyiz! Ve bili- yoruz ki fırsat önceliği bizim hakknruz. Ama nedense birileri bu hakkı görmezden geliyor, aylarca ücretsiz çalışrırdıklan staj- yerlere "gülegüJe" deyip mankenlere, şar- kıcılara, "hoş geldiniz" diyorlar. Gazete köşelerine, ekranlara eğitim, emek ve tec- rübe yolundan geçtıkten sonra gelinmeli. Biz emeğe, eğitime ve "gazetecinge" saygı duyuyoruz ve saygı duyulmasıru is- tiyoruz; saygı duyulması gerekir. Türk medyası ve çalışanlan zaten sancılı ve tar- tışmalı bir dönem yaşarken bir de nereden ve nasıl geldiği belli olmayan, toplumun ruh sağhğıyla oynayan bu kişilere tepki- mizi duyurmanızı istiyoruz. Bir istediği- miz de sizlerin de tepkinizi göstermeniz; mesleğinize, kendinize, birbirinize, yürü- düğünüz yola sahip çıkmanız. Sahip çıkalım. tstanbui Üniversitesi jbetişün Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğrencileri Geçen gün 14 dakikalık bir haber ver- diler. Oturdum saydım, 14 tane cümle yok- tu haberde. Ama 14 dakika aynı görüntü- leri çevirip çevirip verdiler. Bu adamlann herhangi bir haber hakkmda yorum yapa- bilecek ne kapasiteleri var ne de yürekle- ri. Hasan Mezarcı ile kafa bulmak kolay, başka konular hakkında da konuşsana! "Ben özgürüm.Özgürohnayangazetepat- ronlan." Dedim ki, ben özgürüm kardeşim. Her şe- yi söylüyorum. Yazdım da. Yazmayanlar da yüreği yetmediğinden yazmadı. Yazabilirdi, kimse bir şey yapmazdı. Özgür olmayan, artık gazetenin patronu... Çünkü onun öde- yeceği bedel çok ağır artık. Sonunda Can Atakh söyleyeceklerini di- le getirecek bir yer bulmuş şimdi, sıra Ah- met Vardar'da. Ataklı ile yapılan söyleşi- nin tamamını Chivi.com'da bulabilirsiniz. Gazeteciler kaça ayrılır? Sevgili meslektaşımız Adil Korkut da Balka- ner'in gazetecileri habennden yola çıkarak bir sı- nıflama yapıp elektronik mektup olarak gönder- miş. Kendisine telefonla ulaşamadığım Adil Kor- kut'un bu sınıflamasını sizinle paylaşıyoruz. Gazeteciler "çok"a aynur. '"'"^Eğitimi açısından: '' "•»"'-•"*•"" a) Mektepli ' b) Alayh 2-Genetik açıdan: a) Aileden b)Sokaktan 3- İnsan kaynaklan açısından: a) Cins-i latif olanlar b) Suya sabuna dokunmayanlar c) Akademik etıket sahipleri d) Dedikoducular e) Ajan ve provokatörler f) Yalakalar g) Meslek aşkıyla yanıp tutuşanlar 3- Uzmanlık alanı açısından: a) Sıyası b) Ekonomi c) Spor d) Magazın e) Polıs/Adliye OKent g) Uzatmayalım vs. 4- Statü açısından: a) Muhbirler b) Muhabirler c) Redaktörler d) Yazarlar e) Gazeteci-yazarlar (ne demekse) f) Araştırmacı gazeteciler (ne haltsa) 5- Gelir düzeyi açısından: a) Yalıda oturanlar b) Tripleks villada oturanlar c) Stüdyo dairesı olanlar d) Kunta Kinteler 6- Sosyal güvenlik açısından: a) Işsizler b) Sigortasızlar c) 1475'liler d)212'liler e) Her şeyliler 7- lyelik eki açısından: a) Kendinden menkuller b) Şefin adamlan c) Yayın yönetmeninden torpilliler d) Patronun yalakalan e) Siyasilerin yakınlan f) MIT'in adamlan g) Darbeciler h) (Sanki yeni çıkmış gibi) Balkaner'inkiler. Koç'unkiler, Sabancı'mnkiler, Boyner'inkiler, kileroğlukiler... 8- Kişilikleri açısından: a) Vefahlar b) Unutkanlar c) Muz kabuğu koyucular d) Fırsatçılar e) Hacıyatmazlar f) Kavgacılar g) "Ben özgürünı''cüler 9- Ömürlen açısından: a) Üç günlükçüler b) Basın kartı alıncaya kadarcılar c) Emekli oluncaya kadarcılar d) Ömür boyucular e) Öldürülünceye kadarcılar 10- Beklentileri açısından: a) Küçük mutlululdann insanlan b) Sınıf atlamaya çalışanlar c) Ülke yönetmeye kalkanlar d) Zaten her şey olanlar SAU ORHAN BURSALI Açıklıyoruz: ANAP'a Casuslar Sızdı! ANAP Başkanı MesutYılmaz, Enerji Bakanlığı'nda- ki rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalannı çok geniş bir cephede karşıladı. Yiğitçe ve kahramanca! Acaba "çevremde ne oluyor?" diye bakıp, soruştur- manın gelişimini izleyecegine, önce bu söylentilerin ve soruşturmanın "Siyaset Kunımunu" yıkmak ve yerine askeri yönetim kurmak amacını taşıdığını söyledi. Ni- hayet, beklenen ikinci adımı da attı ve "ANAPta rüş- vet ve yolsuzluk olmaz!" dedi. Biz türkler, saflığımızı ve temizliğimizi aptatlık dere- cesine vardırdığımız için, bugüne kadar bu gerçeği na- sıl fark edemediğimize oturup yanmalıyız... Ortahkta dolaşan söylentilere nasıl inandığımızı sorgulamalı- yız... Başbakanlıktan tutun bir dizi bakanlık yapmış ve t devlet büyüğü derecesineyükselmiş bir liderkonuşun- caya kadar nasıl kandınldığımızı düşünüp dizlerimizi dövmefiyiz!... BüyükTürk büyüklerimizin dediklerini genellikle doğ- ru kabul ederiz. Bazı Türkler, hinoğlu hin ve art niyetli olup, dış dün- ya ile, özellikle Türk düşmanlanyla çok sık temaslann- da dönüşüm-başkalaşım geçirdikleri için, ortalıkta do- laşan, hatta savcılıklara verilerek gerçekmiş süsü ve- rilen şeylere hemen inanırlar. Bu gibiler, Türklük, bü- yüklük, devlet, ülke, millet vb inançlannı çoktan kay- betmişlerdir. Çİok şükür ki bunlann sayısı bu güzel va- tan topraklannda asla fazla olamayacaktır ve her za- man azınlıkta olacak, • Türkiye ilelebet Türk kalacak- tır... Bayındırlık gibi yerlerde Bakanlık yapmış, hakkında haksız ve asılsız söylentiler çıkartılmış, diğer bir Türk büyüğü Yaşar Topçu da, bankalar operasyonlannın yanlış ve haksız yapıldığını, Murat Demirel ve mille- timize sürüngen ve kan emici olarak tanıtılan diğer mümtaz Türk evlatlannın haksız yere heba edildiğini söylediğine göre, kafası kanşmış biz saf ve bakir Türk- lerin her şeyi oturup yeniden değeriendirmesi ve öze- leştiri yapması şart olmuştur... ••• Düşünüp taşınıp, içinde bulunduğumuz çıkmaz ve karmaşadan bir çıkış yolu bulmalıyız. Bu yolda dü- şünmeye başladığımızda beyinlerde ilk ışıklar hemen yanacak ve gerçeğin meşaleleri parlarnaya başlaya- caktır... Böylece Türk büyüklerimizin ne kadar doğru söyle- diklennin kanıtlannı, beyni dumura uğramamış, at göz- lüğü takmamış, vizyonu geniş ve damannda Türk ka- nı dolaşan herkes hemen görebilecektir... Hemen düşünelim: Halis muhlis Türklerin harcan- maya başlanması ve şimdi de büyük Türk partisi ANAP'ın, seçkin bürokrat ve bakanlannın bu "kryma makinesi"n\n içine atılması ne zaman başlamıştır? Hadi söyleyin ne zaman? Tam Türkiye kalkınırken..." ve milli gelirde ve diğer alanlarda "tam Isveç'ıgeçiyorken..."değil mi? Üsteliktam bölgesel birgüçolurken... CHrrton, dün- yanın en büyük ülkelerinden biri haline geldigimizi tam söylemişkaa.. Türkiye, büyük adımlaria köşeyi dönecekken tam... Birtakım ne idüğü belirsiz, Türk büyüğü sıfatını bile henuz kazanamamış T'ler M'ler ortaya çıkıyor ve ül- kemizi dünyanın en gelişmiş ülkeleri safına yüksettmek için canla başla ekonomik ve siyasal faaliyette bulu- nan, bu çorbada tuzu biberi değil yağı soğanı olan, hat- ta çorbanın kendisi olan safkan Türklerimizi, banka- lannı, şirketlerini, ailelerini, ariodaşlannı ve bu topye- kûn kalkınmada payı olan bütün destekçilerini içeri atı- yor ve töhmet altında bırakıyorlar... Alçaklığın böylesi ne görülmüştür ne de duyulmuş- tur... Türkiye en büyük iç ve dış düşmanlann saldın- sıyla karşı karşıya değil de nedir?! • • • Işte size üzerinde tartışmasız fikir birtiğine varaca- ğımız ikinci büyük gerçek: Mesut Bey "ANAPta hiç kimse yolsuzluk yapmaz" ve arkasından "Her şey ANAP'a komplo düzenlemek amacıylayapılmaktadır" dediğine göre, MfT, CIA, kontrgerilla, JİTEM vb. ANAP'a ajanlarını sokmuş demektir. Mesut Bey, açıklayamryorama biz açıklıyoruz: ANAP Nığde milletvekilliğine seçilmiş, Mesut Bey'in bakan yaptığı, şimdi Beyaz Enerji operasyonunda başrolde tutuklu bulunan Birsel Sönmez bir ajandır! Yıllardır ANAP içine sızdınlmış ya MİT ya da CIA ya da siyaset kurumunu ve ANAP'ı yıkmak isteyen askerlerin ajanı- dır. Ajan Sönmez, bakanlığa kadar yükselmiş, saf ve bakir, üstelik tiril tiril Türk bakanlık bürokratlannı ta o zamandan örgütleyerek kanına girmiş ve suça teşvik etmiştir. Bu MIT'in, polisin ve bilinen bütün diğer giz- lı ve açık casus örgütlerinin tipik numarasıdır.. Suça teşvik et ve sonra yakalat! Sönmez, sadece bunun\a kalmamrş, kurduğu bu yolsuzluk ve rüşvet ağının içine ANAP'ı ve siyasetçi- leri de bulaştırmaya girişmiş ve Mesut Bey'in ve diğer parti liderierinin haberi olmadan, ANAP'ı rüşvet batak- lığının içine çekmeye çalışmıştır!... Ajan Sönmez'in aldığı ileri sürülen rüşvetlerin önem- li bir kısmını Anavatan Partisi'ne verdiğinden şüphe edil- mektedir... Savcılann ANAP muhasebesini didiklemeleri ve ge- lirlerin kaynaklannı araştırmalan halinde de, ilk kez bu- rada ifşa ettiğimiz bu büyük komplo ortaya çıkartıla- cak ve ne kadar haklı olduğumuz görülecektir! Sönmez'in kendisini ANAP'lı göstererek, ANAP'ın ve liderierinin altını oyma çalışmalan, aslında tam zama- nında ortaya çıkartılmıştır. Mesut Bey'in "ANAP'takimseyolsuzlukyapmaz" di- yerek, aslında Sönmez'in bir ANAP'lı değil bir casus olduğu gerçeğini dile getirdiğini görmeliyiz! • • • Cumhuriyet'ten kırk yıllık arkadaşım, Milliyet gaze- tesinde yazan Meral Tamer'in de, eski Şişli Belediye Başkanı Gülay Atoğ adlı insanı, eski Savunma Baka- nı Ercan Vuralhan ve eski Meclis Başkanı Mustafa Kalemli'yi ANAP'lı gösterme çabası da boşunadır... Tamer, Türk ve ANAP düşmanlannca yanıltılmaktadır. Bunlarda, durumun yeniden muhasebesi karşısın- da, açıktır ki, ANAP'lı olamazlar. Kısa biraraştırma, bu isimlerin de ANAP'ın içine sız- mış ajanlar olduğunu gösterecektir. Zaten Gülay Atığ faş olunca MİT ve/veya diğerleri tarafından hızla yurt- dışına kaçınlmış. ve diğer büyük ajan kocası da yanı- na gönderilerek, yaptıklan büyük hizmetlerin karşılığı olarak kendilerine vaat edilen rahat bir hayat olanağı- na kavuşturulmuşlardır. Ercan Vuralhan ve Mustafa Kalemli'nin ise, şimdilik ajanlıklan unutturulmaya ça- lışılan, kendileri ileride başka büyük görevlere hazııia- nan siyasi kılıklı ajanlar olduklanna da hiç şüphe yok- tur.. ANAP Türk'tür ve Türk kalacaktır. Büyük Türk bü- yüğü Mesut Bey'in bütün bu komplolan boşa çıkar- tabilecek dirayete, liderliğe, karizmaya ve güce sahip olduğuna kuşku yoktur. Bu çok kesindir...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear