Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Özelleştirmeler
dupdupulmalı
Bankalann batışı, en son
yapılan Beyaz Enerji
operasyonu, hepsi hepsi
tek bir gerçeği gün ışığına
çıkardı: Özelleştirme eşittir
yolsuzluk, peşkeş,
birilerinin siyasetçilerin
eliyie kamu kaynakları
kullanılarak
varsıllaştırılması...
Batık bankalann Hazine'ye
yükü 11 milyar dolar. 10
termik santralın 20
yıllığına, 25 elektrik
dağıtım şirketinin de 30
yıllığına devrinden 4 milyar
dolar "gelir" elde edilmesi
hedefleniyor.
Kirlilik yaratan, işsizllğl
arttıran, kamu kaynaklannı
kemiren özelleştirmeler
durdurulmalı, iptal
edilmelidir. Başka çare
yok!...
IŞIK KANSU
însiföcumhurfyet.com.t
Dünya Bankası 600 milyon dolarlık
(yaklaşık 400 trilyon lira) tanm kredisi ve-
recekmiş. Başbakan Yardımcısı Hüsa-
mettin Ozkan başkanlığında bir doruk
toplanmtş, 400 trilyon lira alma karşılı-
ğında iktidann yapacağı işleri 5 ana baş-
lıkta toplamışlar:
Tekel özelleşecekmiş, tarım biriikleri
özerkleşecekmiş, TMO yeniden yapı-
landırılacak, şekeryasası yürürlüğe gi-
recek, tanm destekleri kaldınlarak üre-
ticiye doğrudan gelir desteği için kayıt
altyapısı kurulacakmış.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı
Prof. Dr. Gürol Ergin, bu "5 reform'un
anlamını yorumladı:
TEKEL'in özelleştirilmesi: Hem çift-
çiyi, hem işçiyi, hem de ülkeyi vuracak
bir uygulama. Çiftçiyi vuracak, yaban-
cı şirketler istedikleri yerde, istedikleri öl-
çüde üretim yaptıracaklar. Ama daha
çok ülkeye yabancı tütün sokulacak. Si-
gara üretimi tümüyle yabancılann teke-
line geçecek. Türk çrftçisi tütün tarlala-
Tarımda geleceğe ipotek
nndan kovulduğu gibi, sigarafabrikala-
nndaki üretim de dışlanacak.
Tanm biriiklerinin özerkleşmesi: Ya-
pılmak istenen özerkleştirme değil bir-
liklerin tümüyle siyasi iktidann denetim
baskısı altına alınması işlemidir. 4 yıllık
süre için öngörülen yönetim kuruluna
yalnız bir tek birtik temsilcisinin alınma-
sı, diğer tüm temsilcilerin hükümet ta-
rafından atanması bu savı kanıtlamak-
tadır. Kaldı ki, yapılmak istenen biriikle-
ri tamamen devlet desteğinden mah-
rum bırakarak sıkıntıya girecek birlikle-
rin fabrikalannı öze) kesime devretme ça-
basıdır.
TMO'nun yeniden yapılandınlma-
sı: TMO, çiftçi açısından bir güvence
olan düzenleme alımlan işlevini bıraka-
cak. TMO, bugüne değin üreticinin ürü-
nünü değerine satabileceği bir kurum ola-
rak görevyapıyordu. Bu işlevin yok edil-
mesi ile çiftçi, tüccar karşısında kade-
riyle baş başa kalacak. Aynca, üretici-
den ucuza mal kapatan tüccann tek sa-
tıcı olarak serbestçe fıyat belirteyip tü-
keticjyi ezmesi de söz konusu olabile-
cek. Omeğin, kamu kuruluşu olan SEK
özelleştirilmesi ile süt fiyatlan özel sek-
tör tarafından yüksek belirlenmeye baş-
landı. TMO'nun işlevinin değiştirilmesi
ile un ve unlu mamuller ile ekmek fiyat-
lan da aynı sonuçla karşı karşrya kala-
bilecek.
Şeker yasası: Temei hedef, şeker-
pancan üretimini baltalayıp Türkiye'de
yapay tatlandırıcı üretimini arttırmak.
Yapay tatlandıncı hammaddesi dışan-
dan geliyor ve mısırdan üretiliyor. Zaten
bugün Türkiye yılda 1.5 milyon ton mı-
sın dışandan alıyor. Yeni süreçte, daha
Emek Platformu, işçi ve memur
sendikalan ile çeşitli meslek ku-
ruluşlannın katılımıyla 9 Ocak'ta
bir araya gelip kamuoyuna bir bildiri
açıkiadı. Bildiri, son biçimi yeriJene
değin epey değişiklik geçirdi.
Omeğin ilktaslakta, Emek Platfor-
mu'nun sorunlannın "Türkiye Cumhu-
riyeti'nin bütünlüğünün, bağımsızlı-
ğtnın ve laik ve demokratik sosyal hu-
kuk devletinin özenle konınarak çö-
zülebileceği" vurgulanıyordu. Açıkla-
nan bildiride "bütünlüğünün'' ifadesi
çıkanldı. Çunkü, birileri "bütünlük"
sözcüğünü istemiyordu.
llk taslakta, "Türkiye'nin dışpoliti-
kasında ve özellikle Avrupa Birtiği ile
ilişkilerde ulusal çıkaıianmız herşeyin
üstünde tutulmalıdır" deniyordu. Bu
tümce tümüyle çıkanldı. Çünkü, biri-
Emek adına ulusala Tıayın' diyenlere.
leri böyle bir düşünceden yana değil-
lerdi.
llk taslakta, "ulus devlet" vurgusu
yapılıyordu. "Ulus devlet" son me-
tindeyeraimadı. Çünkü, birileri "ulus
devlet" sözüne muhalefet etmişler-
di.
Hatta bin'si çıktı, yüzünü bile kızart-
madan "Türkiye Cumtıuriyeti" geçen
bölümün "ülkemiz" diye değiştirilme-
sini de önerdi, ama bereket amacına
ulaşamadı...
Bu değişiklikleri yapanlar, öneren-
ler, değişiklikler gerçekleştirilirken
sessiz kalanlar kendilerini çok iyi bi-
liyorlar.
Emek adına ortaya çıkıp ulusal bü-
tünlüğe, ulus devlete, ulusal çıkara
"hayır" diyenler, hele hele "Türkiye
Cumhuriyeti"r\der\ rahatsızlık duyan-
lar ne istiyoriar? Yugoslavya'dakine
benzer bir bölünme mi, emperyaliz-
me tümden teslimiyet mi, kölelik mi,
manda mı, ne, ne?..
Bu uçuk tipleri, bundan birkaç yıl
önce söyteştiğimiz Prof. Dr. Cem Ero-
ğul'un sözleri ile baş başa bırakıyo-
ruz:
"Sermaye; paranın, malın, hizmet-
lerin serbest dolaşımından yanadır
da, işgücünün uluslararası serbest
dolaşımından yana değildir. Dolayı-
sıyla, bubeynelmilelciliğin birayağt ek-
siktir. O ayağı da nedir? Halktır. Baş-
ta emeğiyle geçinendir, işçi sı-
•• nıfıdır. Bunlar, enternasyonal-
leşme hareketinin dışındadır.
Bugün emekçiler, herülkede artık ulu-
sal sınırlann, yani ulus devletin baş ta-
şıyıcısı haline gelmişierdir. Temel ol-
gu işte bu. Durum böyle olunca, her
ülkedeyeralanyığınlann, sermayenin,
Atatürk'ün deyişiyle 'arsı ulusallaş-
masT karşısında buna karşı koymak
için kullanabilecekieri araçlarnelerdir,
buna bakmak lazım.
Bugün artık sermaye ulusal niteli-
ğiniyitirip entemasyonal bir hale ge-
lince, her ülkedeki emekçi yığınlann
elindekien önemli araç artık sendika-
lardeğil, ulusal devlettir. Çünkü, dün-
ya çapındaki bir saldınya, bir boğma
hareketine, ancak ulusal devleSerle
karşı çıkılabilir."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Yasalarda erginlik, çalışma
ve sosyal güvenlik yaşı
Yasalarda erginlik ve çalışma yaşı genel olarak 18 yaşın dolu-
muyla başlamaktadır. Bazı durumlarda erginlik ve çalışma yaşı da-
ha aşağı inebilmektedir.
Anayasanın 67. maddesi ile "Seçme ve halkoylamasına katıl-
ma" hakkı 18 yaşını dolduranlara tanınmjştır.
Yasalarda erginlik, çalışma ve sosyal güvenlik yaşı:
1) Türk Yurttaşlar Yasası'na göre (Türk Medeni Kanunu):
a) Erginlik yaşı:
(*) "Erginlik, onsekiz yaşın dolduruln^sıyla başlar, Evlen-
me kişiyi ergin kılar. (Madde 11)" " " . „ " • * "
b) Yargısal erginlik yaşı:
(*) "Onbeş yaşını dolduran küçfik, kendi istemi, ana ve ba-
basının onamı ile asliye mahkemesince ergin kılınabilir. (Mad-
de 12)"
c) Evlenme yoluyla erginlik yaşı:
(*) "Erkek onyedi ve kadın onbeş yaşını doldurmadıkça ev-
lenemez. Şu kadar ki yargıç olağanüstü durumlarda ve pek
önemli bir nedenle onbeş yaşını doldurmuş bir erkeğin ya da
ondört yaşını doldurmuş olan bir kadının evlenmesine izin ve-
rebilir. Madde 88)"
2) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'na göre:
"Genel olarak 18 yaşını tamamlayanlar devlet memuru ola-
bUirler."
Yargısal ergin olanlar, bir meslek ya da sanat okulunu bitirme-
leri koşuluyla, 15 yaşını doldurduklarında devlet memuru olabil-
mektedir.
3) 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'na göre:
T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 12. maddesi uyannca Emekli
Sandığı iştirakçisi olabılmek için, "Türk uyruğunda olmak ve
18 yaşını bitirmiş bulunmak" koşuldur. Ancak, yasamn Ek 21.
maddesinde, bir meslek ya da sanat okulunu bitirenlerden, yargı-
sal ergin olanlara bir ayncalık tanınmış ve bu konumda olanlann
Emekli Sandığı iştirakçisi olabilme yaşı 15'e indirilmiştir.
4) 1475 sayılı Iş Yasası'na göre:
tş Yasası'nın 67. maddesi "Çahştırma yaşı ve çocukları çalış-
tarma yasağı" ile ılgilıdır.
"15 yaşından aşağı çocuklann çalıştırılmaları yasaktır.
Ancak, çocuklann sağlık ve gelişmelerine. okul veya mesle-
ki eğirim ve mesleğe yönelrme programlanna devamlanna ya-
hut öğrefimden faydaJanma kabiliyetlerine zarar vermeyecek
nitelikteki hafif işlerde 13 yaşını doldurmuş çocuklann çalış-
tırılmaları mümkündür.
Okula gidenlerin iş saatleri, okul saatlerine engel olmaya-
cak şekilde dûzenlenir ve ders saatleri 7.5 saatlik çalışma sü-
resinin içinde sayılır."
5) 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'na göre:
Bağ-Kur Yasası'nın 24. maddesi uyannca, "18 yaşını doldur-
mamış olanlar", Bağ-Kur sigortalısı olamazlar.
6) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'na göre:
Iş Yasası'ndaki koşullara uygun olarak. en az 13 ve daha yuka-
ndaki yaşlarda çahşmaya başlayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumu
sigortalısı olmak zorundadır. Ancak, 13 yaşında çahşmaya başla-
yan bir çocuk işçinin, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan uygu-
laması yönünden sigortahlığı, 18 yaşını doldurduğunda başla-
maktadır. Konu. Sosyal Sigortalar Yasası'nın 60. maddesinde yer
almıştır.
"g) Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce ma-
lullük, yaşlılık ve ölüm sigortalanna tabi olanlann sigortalüık
süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir.
ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaş-
lılık ve ölüm sigortalan primleri, prim ödeme gûn sayılannın
hesabına dahil edilir."
Kısaca. 15 yaşını dolduranlar yasal olarak evlenip "çoluk-çocuk
sahibi" olabilmekte. 13 yaşını dolduranlar yasal olarak çalışabil-
mekte, ancak bu çocuklann SSK yasasına göre sigortahlık süresi,
18 yaşını doldurduklannda başlamaktadır.
(*) Kaynak: Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu: Türk Yurttaşlar
Yasası, Türk Dil Kurumu Yayınlan.
fazla mısır almak zorunda kalacak. Ya-
ni, yabancı ülkelerin çiftçisinin yaranna
bir uygulama devreye girerken Türki-
ye'nin şeksrpancan üreticisi yalnız bıra-
kılacak. Öte yandan, şekerpancarı tan-
mı yalnızca şeker üretimine yönelik de-
ğildir. En değerli hayvansal yem kay-
naklanndan biri şekerpancannın artık-
landır. Böyleceşekerpancan çiftçisi bir-
kaç yönden vurulacak. Hem geliri dü-
şecek, hem hayvancılıkta zaten yeter-
siz olan yem tedariki azalacak. Bunla-
nn üstünde şekerpancan tanmı buğday
üretiminin tam 7 katı işgücü istihdam
eder. Pancar üretimine vurulacak dar-
bejşsizliği arttırf cak.
Oreticiye doğrudan gelir desteği:
Tanm desteklemelerinin kaldınlması çift-
çiyi üretimden uzaklaştıracak, yoksullaş-
tıracak. Doğrudan gelir desteği, üretimi
arttırmak amacıyla değil, tam tersine
daha az üretim yapılması amacıyla kul-
lanılan bir yöntemdir. Örneğin çtftçiye
denmek isteniyor ki: "Üç ineğinden bl-
ririı kes, bunun sağlayacağı parayı ben
sana vereyim. Ya da bitkisel üretim için
100 hektaıiık tartanın 40 hektannı ek.
Onun getihsini ben sana doğrudan ve-
ririm." Bu önerilerin sonucu, üretimsiz-
liğe yöneltme ve dışa bağımlı kılmadır.
Oysa biz, tanmsal üretimi azaltmak de-
ğil çoğaltmak zorundayız.
Gürol Ergin'in bu değerlendirmeleri,
Dünya Bankası'ndan alınacak 600 mil-
yon dolar için derin derin düşünen Baş-
bakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın
önüne konulsa da, tıpkı AKTAŞ Elektrik
yolsuzluğuna ilişkin teftiş kurulu rapor-
lan gibi uzun uzun bekletilmesi büyük
birolasılık... Amayine de son uyanyı yi-
ne Gürol Ergin'e dayanarak yapmak
boynumuzun borcu olsun:
"Değil 600 milyon dolara, 600 milyar
dolara bile değmeyecek, ülkenin gele-
ceğini ipotek altına alacak kararlardır
bunlar."
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicaktaturk.net
KEDÎ LEVO APTÜUKA
$U 'BALKANSEAIGBCHH/'' DENıLBN '—^
VA> BAK • -• ABOj Bil-E B^-E URAHyurrtLUİ
HARBt SEMtH POROY semihporoy(a yahoo.com
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 15 Ocak
BRIT/SH MUSEUM..
HANS SLOAH'IN KOL£K£irOA/L4Gf OLUÇ-
İ?S9'M BUGÜN ÛNLÛ BRmSH MUSEUM (&RİTİ$
MUZİYtM) İLK K.EZ HALK4 AÇILMIÇTt. PÜHYAHIN
ÖNO£ &BL£N THIZİH ttAZiUELERıNDEM 8İG SÖ-
LÜMÜMÜ İÇ£&£M BU
Kll,
TÜgMUÇTV. SLO4Aİ, BİR TTP POKTORUYDU
İUSİSİ POĞA mHİH/'Nİ PC K4P£AAMK7XYPt.
Wtt*t>/<£r SirKt VE HAYt/AN ÖRME*U£Gİ 8O
8İN PA/eÇArt SULUrOGCKJ. SIİS UAHS SLOAN,
BU *JOLEKSr*VNU/
MAUttANESiyLE B/ÇÜKTE
175i yrLINDA OEVLETE SASfÇLAMtŞTt. LOfJPKA'
PAICİ 8LOOMS6URY SEMT7UDE BULUNAN BİAJA
I/B ARAZİ t>/*M SONKA AYNI YEHPE YAPILA -
CAK OCAN &ÜYÜK 8&TTSH MUSEÜM'A 7BMEL
SoMa itk t»»* Şârvfuyon
Av. EZGÎ ÇELİK
Üe
Av. YUSUF DEMİR
evlendiler.
Bakırköy Spor Tesisleri
13 Ocak 2001
ANKARA ;
25. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN ÎLANEN
TEBLİGAT
DosyaNo: 2000/251 . .
Davalı: Mustafa Başkaya
Davacı Vijdan Başkaya tarafindan, davalı Mustafa Başkaya aleyhine açılan nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda;
Adınıza çıkanlan davetiyeler PTT aracılığıyla tebliğ edilemedi ve adresiniz zabıta araşnrmasından da tespit edılememiş oldu-
ğundan ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir.
Aleyhinıze açılmış bulunan nafaka davasının yapılan açık yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulü ile dava tarihi
25.04.2000'den itibaren takdiren ayda 150. 000.000 TL tedbir nafakasının tarafınızdan alınmasına karar verilmiş olup, işbu ila-
nın gazetede yayın tarihinden itibaren başlamak üzere 7 gün sonra tarafınıza tebliğ edilmiş sayılacağı, tebliğ tarihinden başlamak
üzere 15 gün içinde temyiz etmediğiniz takdirde kesinleşeceği ihtar olunur.
Basın: 1202
GÖRÜŞ
ALPASLAN BERKTAY
3. Bin'lerde
İnsanlaşmak...
Bin yılda bir karşılaşılan bir olay yaşadık.
Takvimin 4 rakamı birden değişti. Taksimet-
redekini, sayaçlardakini andıran bu benze-
yişin ötesinde, değişen ne? Geriye yönelik
bir hesaplaşma ve ileriye açık yeni ufuklar,
yeni umutlar söz konusu olabilir.
Insan büyüdü, dünya küçüldü. Nasıl bir
büyüme? Insanoğlu nereye?
2. Dünya Savaşı bittiğinde, dünyanın ege-
menleri, Atlantik ötesinden "Hürdünya, hür
teşebbüs!" dediler. Böylece, özgürlüğü özel
girişime bağladılar. Dünya sofrası, iştahları-
na açıktı!
Bizdeki uzantıları da, onlara ayak uydurup,
"Her mahallede 12 milyoner yaratacağız",
"Programımız, programsızlıktır", "Plan değil,
pilav istiyomz" dediler, sonra da "Ben zen-
ginleri severim", "Devlet Baba yok artık",
"Borç yiğidin kamçısıdır" diye eklediler.
Bağımsızdık, bağımlı olduk. Osmanlı'yı ba-
tıran borç batağındayız. "Avrupa'nın Hasta
Adamı", dillerde.. Sosyal adaletsizlikte birin-
ciyiz.
Yarım yüzyd sonra, 2 yarı küre var: Sömü-
renlerin Kuzey'i ve sömürülenlerin Güney'i.
"Küreselleşme", "Hürdünya", bu mu? Ezen-
ler, ezilenler.. Güney'in açlanna Kuzey'intok-
ları silah satıp dövüştürüyor.
"Hür dünya, hür teşebbüs.. Plan değil, pi-
lav istiyoruz. Programımız, programsızlıktır.."
Yarım yüzyıl sonra, bunların sonuçlarını ya-
şıyoruz. Toplumculuktan, paylaşımcılıktan
uzaklaşıp bireycileşmenin sonu.. Gidiş, "özel-
leştirme" denilip, daha da hızlandırıldı. Fren-
ler patlamış, yokuş aşağı tam gaz!
Dünyayı, çevreyi tüketen sömürü, gelip bir
sınıra dayandı. Dünya hastadır. "Vietnam
sendromu", "Balkansendromu", "Egesend-
romu".. boşuna mı? ABD'nin el attığı her
yerde bir "sendrom".. Vietnam'dan Kara-
yibler'e, Irak'a, Somali'ye, Balkanlar'a.. De-
mokrasi ve insan hakları adına Balkanlar'a
yağdırılan binlerce ton sağlığa zararsız uran-
yum mermileri.. Böylece, öldürülenlerin sağ-
lıkları mı gözetiliyor. Ve aynı ABD'nin, biyo-
lojik ve kimyasal kitle imha silahları bulun-
durduğu gerekçesiyle ambargo uyguladığı
Irak'ta her ay 4000 çocuk ilaçsızlık ve besin-
sizlikten ölüyor. Yaşananların hepsi bir "Ame-
rikan sendromu" mu? Dünya bir tımarhane
mi?
Bu kaosa G.Bush "Yeni Dünya Düzeni!" adı-
nı taktı. Hitler de "Yeni Nizam" demişti. Bi-
ri yer, biri bakar. Mağara "ekonomi"s\.. Dün-
yayı bir vahşi hayvan aç gözlülüğü yönlen-
diriyor. Mağaraya dönüş! Vahşi kapitalizm
kendine bir düşman bulmak, yoksa, yarat-
mak zorundadır; taa Somali'deki çetefere, Bin
Laden'lere dek.. Insan, vahşi kapitalizmin vah-
şetinden kurtulmak zorundadır.
Isa'dan Insan'a.. Isa'dan 2000 yıl sonra in-
sanlaşmak zorundayız. Dünya, akılla, aklın
planlamasıyla kurtulabilir. "ki kurda kırdır-
mak" tan söz edenler, antropolojik gelişimin
belli bir aşamasını simgeliyor. Daha ilerisini
göremeyişleri, doğaldır. Insan insanın kurdu
değil, kurtarıcısı.. Boğazlaşan değil, daya-
nışan ortak çıkarların akılcı düzeni.. Bu da,
önümüzdeki 'Altın Çağ'\n doğal gereği.. Al-
tın Çağ, bilimsel birzorunluk.. Çünkü: Plan-
sızlık, vahşete dönüştür. Plansız ekonomi
dünyanın sonudur. Akılsız ekonomiyle 'Akıl'
Çağı'na girilmez. Ve tarihin geriye gittiği gö-
rülmemiştir. "Bütün yollar Roma'ya" değil..
Bütün yollar Insan'a.. Insan'a gidiş, akıla gi-
diştir. Insan kazanacaktır. Kazanmak zorun-
dadır. Bu, varoluşunun "olmazsa o/maz"ıdır.
3. Binyıl 'Insan Çağı' olacaktır.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/Organizma- -|
nın herhangi
bir noktasın-
da bulunan 3
hastalık olayı- 4
nın organiz- ,-
manın başka
biryerinesıç- 6
raması. 2/
Acele,tez... '-
- meyveyi ko-
pardılardalın-
1 2 3 4 5 6 7
G
U
L
Y
A
B
A
N
T
A,
•T
U
R
A
c
•M
L
A
•N
A
R
|
Tp
R
A
T
•K
0
V
A
B
E
N
•
1
1T
E
^R"
lAı
u_
z
•s
0
D
A
R,
A
|
O
L
E
•TT
D
•A
M
O
R
A
•0
A
Y
N
A
B
A
K
A
R
dan / Beni ayırdılar
nazlı yârimden" 1
(Türkü). 3/Evgiysi- 2
leri ve sabahlık yapı- 3
mında kullamlan dö- 4
kümlükumaş... Eski 5
Mısır'da güneş tann- g
sı. 4/ Hicap... Mina- 7
renin ezan okunan ye- „
ri. 5/Havadakisubu- g
han... Birçeşitbörül-
ce. 6/ Doğu Anadolu'da bir ırmak... Litvanya'mn
plaka işareti. II Bağışlama... Raflan olan kapak-
h ve taşınır dolap. 8/ Bürümcük görünüşlü bir tür,
kumaş... Japon lirik dramı. 9/ Din işlerini devlet
işlerine kanştırmayan... Bir görevin yürütülebil-
mesi için merkez olarak seçilen yer.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Gazete, dergi gibi yayınlarda sayfa düzeni. 2/
Üç dört yaşına kadar olan dişi manda... Tavuğun
istenilen yere yumurtlamasını sağlamak için ku-,
lanılan beyaz taş. 3/ "Ölür ise — ölür canlar öle-'
si değil" (Yunus Emre)... Eski dilde su... Rad--
yum elementinin simgesi. 4/ Adlan aynı olan-'
lardan her biri... Tekel idaresine eskiden verilen
ad. 5/ Sinema filmlerinin sanat, eğitim ve kül-
für amaçlan göz önünde rutularak toplandığı ve
korunduğu yer. 6/ Islam inancına göre kıyamet
günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yer. II
flenme, beddua... Hayat arkadaşı. 8/ Belirteç...
Gözün saydam tabakasına yerleştirilen mercek.
9/ Orkestra şefi.