Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H i l V U l 1 Ui?JJ. / ekonomirn cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLERDEN
• SWISSOLOGICAL
Kozmetik Serisi,
gehştirdigi üriin ile
bayanlaruı cildini
koruyacak ve
nemlendirecek
Echinacea'nı saüşa
sundu.
• LUFTHANSA,
sevgililer günü için özel
bir paket hazırladı. 10
Şubat-14Şubat2001
tarihleri arasında Paris,
Roma, Ajnsterdam,
Londra veya Berlin'e iki
kişi410USDödeyerek
seyahat edebilecek.
• SUN
MICROSYSTEMSve
COMMERCE ONE,
global e-market
çözümleri sunmak için
stratejik ortaklık Uan
ettiler. Sun'ın internet
platformlan için optimize
edibniş Commerce
One'metkUiB2B
e-ticaret çözümleri ile
e-market pazan
hedeflenivor.
• MILLER Jet Tour
USA kapsamında, 8
Ocak-8 Mart 2001
tarihleri arasında
düzenlenen kampanya
sonucunda belirlenecek 6
çifti New York, Los
Angelas^San Francisco
veChicago'ya '
v
"
eğlenmeye götûrecek.
• TÜRKJYEÎŞ
BANKASI tarafindan
Sakarya Üniversitesi
Merkez Kampusu'na kız
öğrenci yurdu yapünldı.
Depreme dayanıklı
olarak inşa edilen yurt,
çift kişilik 43 odadan
oluşuyor.
• BAT1 SİGORTA,
Arama Kurtarma
Demeği'nin (AK.UT)
toplam değeri 522 milyar
olan araç ve depo
malzemelerini ücretsiz
sigortaladı.
• PROFtLO tarafindan
çıkanlan Delifişeklik adlı
kitap, piyasaya sunuldu.
Stockhotm lktisat
Okulu'nda görevli Kjell
A. Nordström ve Jonas
Ridderstrale tarafindan
kaleme ahnan kitap,
yaşadığunız dünyayı ek
ahyor.
• GARANTf
BANKASI, Türkiye'nin
ilk sanal kredi kartı
uygulamasını başlattı.
Sanal kredi kartı,
kullanılmadan önce
kullanılabilir limiti
kullanıcı tarafindan
yükseltilerek güvenliği
sağlanıyor.
• LC W:\lKlKl, 2000-
2001 yıh kış indirimini
başlattı. Farklı üriin
gruplannda yüzde 20 ile
50 arasında indirim
yapıhyor. Bonus Card
sahipİeri 4 taksit
avantajından
yararlanabilecek.
• MÜ lngilizce
Ekonomi Bölümü,
ekonomi ve fınans
programı düzenliyor.
Temel program, her biri
sekiz hafta sûrecek olan
iki ayn dönemden
oluşuyor.
Yerli sanayici, yatınmlannı başta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere yurtdışına kaydınyor
Yabancı belderken yerlisi kaçtı
• Işçilik ve enerji gibi yüksek girdi
maliyetleri, faiz, kur politikası, kota
yetersizliği sorunlanndan bunalan hazırgiyim
ve tekstil yatınmcısı, Bulgaristan, Romanya,
Özbekistan, Ukrayna hatta Afrika'ya
yönelmeye başladı.
ÎSTANBUL (AA) - Türkiye,
yatınmcılar açısından
'Dimyat'a pirince giderken
evdelrî bulgurdan oluyor'.
Işçilik ve eneıji gibi yüksek
girdi maliyetleri, faiz, kur
politikası, kota yetersizliği
sorunlanndan bunalan
hazırgiyim ve tekstil
yatınmcısı, Türkiye'de yeni
yatınmlar yapmak bir yana,
mevcut yatınmlannı
özellikle Bulgaristan,
Romanya, Özbekistan,
Ukrayna hatta Afrika'ya
kaydırmaya başladı.
İTKİB Başkanı dertfi
Istanbul Tekstil ve
Hammaddeleri Ihracatçılan
Birliği (ıTKİB) Başkanı
Oğuz Saücı. Türkiye'nin
daha fazla yabancı sermaye
çekmek için çabalarken
kendi sermayesini ve
yatınmcısını ihraç edecek
duruma geldiğini söyledi.
Satıcı, "Türk tekstil ve
konfeksiyon ihracatçısı yine
yollara düştü. Ama bu kez
mallannı satmak için değil,
maDannı dünyada rekabet
edecek şartlarda üretmek
için yer aramak üzere.
Sektördeki herkes
arayışlannı sürdürüyor.
Önceükle Bulgaristan,
Romanya ve Türk
cumhuriyetlerinde mevcut
işlerini nasıl sürdürebiliıier
diye çalışma içindeler" dedi.
'Çahşan sayısını azalthk'
Oğuz Satıcı, iplik, kumaş, ev
tekstili ve dış giyim alanında
faaliyet gösteren kendi
şirketi Teksfil'de bir yıl
içerisinde çalışan sayısını
850'den 480'e indirmek
zorunda kaldıklannı ve 2000
yılında kâr edemediklenni
belirtti.
En büyük sorunlannın
kumaş satacak ihracatçı
konfeksiyon üreticisi
bulamamak olduğunu
vurgulayan Satıcı, düşiik
enerji ve istihdam maliyeti,
lojistik açıdan uygunluk,
ihracata verilen destekler
Türk tekstil ihracatçısı bu kez iiretecek mekan aramak için yoliarda.
nedeniyle yatmm için Istanbul Tekstil AŞ Yönetim
Romanya ve Özbekistan'ı
seçtiklerini kaydetti.
Kurulu Başkanı Faruk Ariti
de. 2.5 vıl önce
Bulgaristan'da kurduklan
konfeksiyon fabrikasma bu
yıl 1 milyon dolarlık
büyütme yatınmı
yapacaklannı söyledi.
Ucuz işçilik maliyeti ve
ABD kotalanndan
yararlanmak için
Bulgaristan'da Amerikah bir
ortakla tesis kurduklannı
açıklayan Ariti,
2000 yılında 10 milyon
dolarlık ıhracat yaptıklannı
ve2001yılmda 17-18
milyon dolarlık ihracat
hedeflediklerini
ifade etti.
Hükümet ilgisiz
Türkiye Giyim Sanayicileri
Derneği Başkanı (TGSD)
Güngör Keşçi de, hükümeti,
hazırgiyim ve tekstil
sektörüne son derece ilgisiz
kalmakla suçladı.
"Pbütik istikrann,
kararnnguı olmadığı bir
yerde hiç Idmsenin yatmm
yapması bekknemez" diyen
Keşçi, "Anadolu'ya
yaönm yapanlar,
pişman bir şekilde komşu
ülkelere doğru
kaymaya başladı. Bırakın
yabancı sermaye girişini,
yurtdışına sanayici
ihraç eder duruma geldik"
diye konuştu.
ANLASMAZL1KLAR 6 AYDA CÖZÜMLENİYOR
Bu da İTO'nun tahkimiEkonomi Servisi - Istanbul Ticaret
Odası (ITO) Tahkim, Uzlaştırma ve Ha-
kem Bilirkişilik Müessesesi, işadamla-
n arasında doğan yurtiçi ve yurtdışı ti-
cari anlaşmazhklan, mahkemelere git-
meden 6 ayda çözüme kavuşturuyor.
Hakem kararlan kesin _ _ _ ^
ve genel mahkeme karar-
lan gibi icra ve infaz olu-
nuyor. Davalara bakacak
hakemlerin tespit edildi-
ği listelerde, mesleki ba-
şanlanyla tanınan hu-
kukçulann yanında, an-
laşmazlık konusuna göre
uzmanlar ile tarafsızlık-
lanyla tanınmış isadam-
lan ve tacirler bulunuyor.
2000 yılı içinde İTO — — —
Tahkim, Uzlaştırma ve Hakem Bilirki-
şilik Müessesesi'nde 5 dava açıldı. Bun-
lardan kusurlu, ayıplı mobilyalann de-
ğiştirilmesi ve amfi tiyatro işletmecili-
• ITO bünyesinde
yapılandınlan bir
birim, işadamlan
arasında doğan ticari
anlaşmazhklan,
mahkemelere
gitmeden 6 ayda
çözüme
kavuşturuyor.
ğı konulannda olan 2 dava, firmalann
aralarında uzlaşmalanyla kısa sürede
çözümlendi. Bir diğer dava ise daha ön-
ce tahkim müessesesinde görülen dava-
nın karan sonucu fiımanın tahsil etme-
si gereken alacağının faizinin tahsili için
^ _ _ _ ^ _ ycniden dava açılmasıyla
ılgıli. Nisan ayında açılan
dava eylül ayında sonuc-
landı. Diğer reklamcılık
ve komisyon alacağı ko-
nulanndaki iki dava ise
sonuçlanma aşamasına
geldi. Ihtilaflann oda tah-
kim sistemine göre çö-
zümlenebilmesi için, işa-
damlannın yaptıklan
sözleşmelerde, "ihtilaf
" " " ^ ^ " ^ ^ halinde anlasmazlık tTO
Tahkim. l /Jaştırma \e Hakem Bilirkişi-
lik Yönermeliği uyannca kunılacak ha-
kem mahkemesi tarafindan çözümlene-
cektir" şeklınde bir madde gerekiyor.
SAY 2000i TEMMUZDA YAŞAMA GEÇECEK
Vergi kaçakçılarına kıskaç
ANKARA (AA)- Dev let. Web Taban-
lı Saymanlık ütomasyon Sistemi ola-
rak adlandınlan Say 2000i ile vergi ka-
çakçılannı da yakın takibe alacak.
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel
Müdürlüğü bünyesinde yürütülen pro-
je kapsamında merkezdeki ^__^___
sistemin kuruluş çalışmala-
rı tamamlandı. 1658 say-
manlıkta da sırayla \ertes-
limi yapılmaya başlandı.
Halen İzmır-Konak Mal
Müdürlüğü ile Bayındırlık
ve Iskân Bakanlığı Merkez
Saymanlığfnda pilot uygu-
laması devam eden Say
2000i temmuz ayı başında
tüm Türkiye'de hayata geçı-
rilecek.
Yıl sonuna kadar hem yenı sıstem,
hem de eski sıstem birlikte götürülecek
ve 2001 sonunda eski sıstem tümüyle
devre dışı kalacak.
Projenin oluşturulacak gelirayağı ile
vergi kayıp ve kaçağı ile de daha etkin
mücadele olanağı yaratılacak.
Say 2000i. Gelirler Genel Müdürlü-
ğü'nün Vergi lstihbarat Merkezi ile ko-
ordineli işletılecek ve kişi bazında ver-
_ _ _ . _ _ _ gi izienir hale gelecek.
Sistem uyannca yur-
dun herhangi bir yerin-
de devlete iş yapan
müteahhitler ile diğer
kişi ve kuruluşlara ya-
pılan ödemeler, vergi
ıstihbarat merkezine
aktanlacak. Burada da
söz konusu kişi ve ku-
ruluşlann devlete ver-
gi ödeyip ödemediği
ya da ne kadar ödediği-
• Vergi kayıp ve
kaçağı ile mücadele
olanağı yaratacak
SAY 2000i, Gelirler
Genel
Müdürlüğü'nün
Vergi lstihbarat
Merkezi ile
koordineli işletılecek.
ne bakılacak. Diğer yandan gümrük say-
manlıklannın da projeye dahil olmasıy-
la gümrüklerden mal girişi yapanlarla il-
gili bilgilere rahatlıkla uiaşılacak.
DÜNYA E K O N O M Î S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLL LONDRA ergin.yildizogluCabtmtemet.com
II. Bush, başkanlığa olaylı başlıyor.
20 Ocak'ta yemin etmek için VVashing-
ton'a gelecek olan II. Bush'u, 1973'te,
Nixon ikincı kez göreve başlarken ger-
çekleştirilen savaş karşıtı protesto gös-
terilerinden bu yana en büyük kalaba-
lığın karşılaması bekleniyor. Ameri-
ka'da bir süredir küreselleşmeye karşı
yükselmekte olan sol muhalefet, bu
kez de II. Bush'un seçimlerde çoğun-
luğun oyunu elde edememesine rağ-
men başkanlığı ele geçirmesini ve ata-
dığı aşırı sağcı militarist kabineyi pro-
testo etmek için sokaklara dökülecek.
Seçlmlerl sol kazanmıştr
Amerika'da, başkanlık seçimlerini
solun kazandığı, giderek bilinçlere da-
ha belirgin bir biçimde çıkıyor. Başlan-
gıçta, sonuçlara saygı göstererek II.
Bush'u destekleyeceğini açıklayan
Clinton bile, bu ruh halinin etkisınde
kalarak bir başkanın ortalıkta önceline
karşıt kamuya konuşmama geleneğini
bozdu ve geçen salı günü, Al Gore'un
seçim kampanyasının yöneticisini kut-
larken, "Başkan Yardımcısı Gore'ubü-
yük bir başanyla zafere götürdü" dedi
ve sonra devam etti... "Sonunda bizim
adayımız çoğunluk oylannı almıştı, se-
çimleri kazanmalannın tek yolu Flori-
da 'da oy sayımını durdurmaktı." (New
York Tımes 10/01). Clinton'ın bu söz-
leri Cumhuriyetçi basını fena haJde si-
niriendiredursun (örneğin Dina VVest'in
yorumu: Executive sore loser - Was-
hington Times, 12/01) muhafazakâr
çevrelerde de bu gerçeği açıkça kabul
edenler yok değil: Hıristiyan-sağcı
Hudson Institute'den Marshal Witt-
man'a göre "Bu seçimleri sol kazandı.
Eğer Nader/n oylannı Gore'unkilere
eklerseniz, çoğunluk elde edersiniz.
Üstelik sol birçok muhafazakâr sena-
törü de koltuğundan etti." (Washing-
tonPost 10/01).
The Nation'un 29 Kasım sayısında,
seçim sonuçlarını değertendiren yo-
rum, seçimlerin esas galibinin kim ol-
duğunu açıkça sergiliyor ve demokrat
çevrelerde direniş ruhunun güçlenme-
sine yol açan "//. Bush Darbesi" teori-
sinin haklıhğını ortaya koyuyordu: Go-
re ve Nader, birlikte toplam oyun yüz-
de 52'sini aldılar; bu, Lyndon John-
son'un Goldwater karşısındaki zafe-
rinden bu yana, merkez solun ulaştığı
en yüksek oy oranı. Campaign For
America's Future adlı kurumun seç-
II. Bush Göreve Başlarkenmen arasında yaptığı bir anket, seçme-
nin yüzde 54'ünün Gore'un sol-popü-
list politikalarını desteklediğini ortaya
koydu; Gore beceriksiz ve sönük bir
kampanya yürütmesine karşın, "kam-
panya sihirbazı" Clinton'ın hiçbir za-
man ulaşamadığı oranda oy topladı.
Bu sol inisiyatif, kendini eyalet düze-
yinde de gösterdi. Örneğin, seçmen
California ve Michıgan'da II. Bush'un
sosyal hizmet yardımlarında kupon
verme politikasını reddetti. Silah lobi-
sinin geleneksel olarak güçlü olduğu
Oregon ve Colorado eyaletlerinde,
seçmen silah denetiminden yana
duğu kabine kaygı yarattı. Çünkü bu
kabine doğrudan doğruya silah ve pet-
rol şırketlerınin, radıkal Hırıstıyan hare-
ketin saflarından gelen son derecede
bağnaz sağcı-militarist kadrolardan
oluşuyor. II. Bush'un uzlaşmaya yöne-
lık ılımlı kadrolar yerıne bunlan seçmış
olması da ABD solunun protesto eyle-
minın bir diğer nedenini oluşturuyor.
AFL-CIO sendikalar konfederas-
yonu 9 Ocak'ta, yeni kabine şekıllenır
şekıllenmez, yayımladığı bildiri üç isim
üzerınde özellikle durdu, bunlan des-
teklemediğini, atanmalarını engelle-
mek için elinden geleni yapacağını
Clinton bile sessizüğini bozarak yeni başkan Bush'un atadığı aşın sağcı kabineyi eleştirdL
adayları destekledi. California'da seç-
men, uyuşturucu kullanımına yönelik
cezalandırıcı politikalan reddetti; önle-
yici, tedavi edici politikalan destekle-
di. Seçim kampanyasıyla oy verme sü-
recinde, Demokratların doğal tabanı
sendikalar, siyah gruplar, kadın hakla-
rı gruplan uzun süredir görülmedik bir
canlılık içindeydiler. Tüm bunlar sol
muhalefetin yükselmekte olduğunu
gösteriyor ve bu muhalefetin şimdi
Cumhuriyetçilerin yönetimine direne-
ceğini düşündürüyor.
Cerici kadroya geçit yok
Dünya ekonomisi bir duraklama dö-
nemine, hatta büyük bir olasılıkla bir re-
sesyona giriyor. Böyle dönemlerde
' uluslararası soruniar yoğunlaşma eği-
limi kazanır. Bu yüzden, ABD devlet
başkanlığını ele geçiren II. Bush'un kur-
açıkladı. AFL-CIO'ya göre Başsavcı
John Ashcroft, içişleri/çevre bakanı
Gale Norton ve yasadışı göçmen ışçi
çalıştırmış olduğu ortaya çıkınca ısmi-
ni geri çekmek zorunda kalan, Çalış-
ma Bakanı adayı Linda Chaves'in, ka-
mu hizmetlerindeki geçmiş deneyleri,
vatandaşlık, işçi ve kadın haklanna ve
çevre koruma gereksinimlerine karşı
olduklannı gösterıyordu. ABD'deki de-
mokrat ilerici kamuoyuna göre, bir
başka kaygı venci gelişme de petrol lo-
bisine yakın General Powell'in yanı
sıra, Reagan döneminde Yıldız Savaş-
lan Projesi'nin, şimdi de bunun bir baş-
ka versiyonu olan Ulusal Füze Savun-
ma Kalkanı Projesi'nin savunucula-
rından Donald Rumsfeld'ın savunma
bakanlığına getirilmesı. Nıtekim, The
Nation, yorumunda Rumsfeld için
"Yıldız savaşçısı geri geldi" derken
(19/12). International Herald Tribu-
ne, (12/01) Rumsfeld'in Çin, Kuzey Ko-
re gibi ülkeleri rakip olarak gördüğünü,
Avrupa Savunma inisiyatrfi karşı çık-
tığını ve büyük çaplı ek savunma har-
camaları yapmaya hazırlandığını bildi-
rıyordu.
Sendikalardan, kadın haklannı, azın-
lık haklarını savunan gruplara, Yeşille-
re kadar çok geniş bir sivil toplum ör-
gütleri yelpazesi bu adaylann atanma-
sını engellemek için hareketegeçti. Bu
temelde, anarşist, sosyalist sol grup-
lardan demokrat partinin tabanına ka-
dar çok geniş bir kitleyi kapsayan bir
cephe oluşuyor. Associated Press'in
aktardığına göre birçok analist, bu mu-
halefet dinamiğinin yeni bir "toplumsal
hareket" yaratmaya başladığını düşü-
nüyor(9/01).
20 Ocak protesto gösterileri bu ha-
reketin doğum yapabilmesi açısından
önemli biradım olacak. Diğertaraftan,
ABD'de siyasi kutuplaşmanın gittikçe
arttığını, sağın da boş durmadığını
gösteren başka gelişmeler de var. 20
Ocak günü, esas olarak radikal sağcı-
lardan oluşan bir grup, Vatansever Yü-
rüyüşü adı altında II. Bush'u destekle-
mek için gösteri yapacak. Cumhuri-
yetçi Parti'nin en sağ kanadının sesi
VVashington Times bu yürüyüş için
"Siyahlar giymiş, garip kuklalar salla-
yan bu Amerika düşmanı çocuklaha
tam bir tezat oluşturan biryürüyüş ser-
gileyeceğimize eminiz" diyor.
Özetle, Cumhuriyetçi Parti ve II.
Bush (petrol ve silah tekellerinin tem-
silcileri) ABD ve dünya ekonomisinin
gerılemeye başladığı, bu yüzden ser-
mayenın rekabetçi eğilimlerinin, insan,
ışçi, kadın ve azınlık haklanna ilişkin el-
de kalan son kazanımlara yönelik sal-
dırılarının zaten artması beklenen bir
dönemde, seçimlerde elde edemedik-
lerı ıktidarı yasalara dayanarak "gasp
ettiler." Ancak, bu yönetim, içerde gi-
derek güçlenen bir ilerici muhalefet ha-
reketiyle, dışanda ABD hegemonyası-
na (tek kutuplu dünya projesine) karşı
artan uluslararası bir direnişle karşıla-
şacak. Önce, 20 Ocak'taki protesto
eylemi başanlı olur ve muhalefet hare-
keti ivme kazanarak yükselmeye de-
vam ederse II. Bush yönetiminin meş-
ruiyeti daha da zayıflar. Meşruiyeti za-
yıf bir II. Bush hükümetinin daha uzlaş-
mact ve dışarıda da daha az macera-
cı davranma olasılığı yüksek. Aksi hal-
de, bu, soğuk savaş artığı kadrolar yal-
nızca ABD halkının değil dünya halk-
larının da başına birçok bela açabilir.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Yerel ile Evrensel
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Şeyh Ede-
bali'nin sözlerini gündeme getirmesiyle başlayan
tartışma sürüyor. Bu konuda çok sınırlı da olsa kimi
noktalara değinmek gerekiyor.
• • •
Toplumlann, özgeçmişlerini irdelemeleri ve oradan
geleceklerini beslemenin yollannı aramalan doğal-
dır. Doğal olmasının ötesinde bu alanda uluslara-
rası bir yanştanda söz edilebilir. Örneğin, birAlman
ya da Fransız bilim tarihi çalışmasında Alman ve
Fransız bilim adamlarının buluşlan ve bilime katkı-
lan öne çıkanlır. Aynı buluş ve katkılann, daha ön-
ce ya da aynı yıllarda, Çin, Japon ya da Rus asıllı
bilim insanlannca yapılmış olması durumu değiştir-
mez. İlk kez biz bulduk ya da ilk kez biz yaptık di-
yebilmenin genç kuşaklara vereceği özgüven duy-
gusu, toplumsal gelişme açısından önemlidir.
Aynı yaklaşım, daha dar kapsamlı konularda, ör-
neğin örgütlenme ve düşünce alanlannda da kural
olarak benimsenir. Sol siyasal partilerin toplumla-
nnın tarihsel gelişimini kendi düşünceleri açısın-
dan yorumlamalan ve o düzleme taşımaları da çok
doğaldır; en aşın soldan en ılımlısına dek, dünya so-
lunun tarihi bunun ömekleriyle doludur.
Ancak, 'so/'un geçmişe bakışı sağ gibi olmaz;
'sağ'a benzemez. Sol, geçmişe dönülmesini, eski al-
tın günleri göklere çıkararak önermez; sol gelece-
ğe bakan ünlü deyişle, aynı derede iki kez yıka-
nılamayacağını ya da Mevlana'nın deyişiyle şim-
di yeni şeyler söylemek gerektiğini biiir. Eskiye
dönüş özlemi dinci ya da ırkçı sağın dünya görüşü-
dür.
Sosyal demokrasi ya da aynı anlama gelmek üze-
re demokratik sosyalizm, emekçilerin ekonomik ve
siyasal kazanımlannı demokratik hak ve özgürlük-
lerin genişlemesi düzleminde görür; nrteliğt gereği
evrimcidir. Sol, evrensel olduğu kadar yerlidir ae.
Kaprtalizmin, son onyıllaırdaki evrimi, emek ve ser-
mayenin yanında teknolojik yeniliklerin de üreti-
me büyük bir katkı yaptığını, üretim fazlası ya da
artığı yarattğını kanrtlıyor. Böyle olunca dayalnız-
ca üretim araçlannın özel mülkiyetine dayalı sınıf an-
layışı giderek zayıflıyor; özgürtük, eşitlik ve daya-
nışma ekseninde insan değerinin öne çıkanlması
önem kazanıyor.
Sol düşüncenin başyapıtlannda "Bütün dünyanın
işçileri biheşiniz" denilmesine bakmayın, esas ola-
rak uygulamada sol, kendi toplumsal ve ekonomik
yapısına ve bunlann tarihsel gelişimine özgüdür;
yerlidir ve de ulusaldır. Şu sırada yönetimde bulu-
nan Yunan sosyalist partisinin adı Panhelenik diye
başlar.
• • •
Türkiye'de, sol düşüncenin, özellikle 1945 sonra-
sındayaşanan 'SoğukSavaş' nedeniyle sağlıklı ge-
lişemediği bilinmektedir. Sürekli yasaklar, baskılar,
ökJüımeler, işkencelerveyoketmeler ortamındasol
düşünce, kaçınılmaz olarak çok sığ kaldı; araştır-
ma ve tartışma özürlü oluştu. Ne solun düşünsel
kaynaklan doğru dürüst değerlendirilebildi, ne de
bunlara toplumsal gelişimin, tarihsel evrimin ve dü-
şünsel birikimin temel öğeleri eklenebildi. Türki-
ye'de sol düşüncenin en önemli eksiklerinden biri
de bu köksüzlüğudür.
Genel Başkan Baykal, CHP'nin düşüncesinin, -
asırlar öncesinde Anadolu'da oluşan düşüncelerden
yararlanabileceğini, Şeyh Edebali örneğiyle, öneri-
yor. Hiç kuşkusuz Edebali'ye. Yunus Emre, Mevla-
na, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Suttan Abdal vb. ekle-
nebilir. Önemli olan böyle bir anlayışın benimsene-
bilmesidir.
Anadolu'nun asırlar öncesinin insancıl düşünür-
lerinin kimi görüşleri, Sosyalist EnternasyonaFin ev-
rensel belgelerinde de yer alan günümüzün sol dü-
şüncesiyle örtüşüyor; insana değerveren, eşitlik-
çi, banşsever ve dayanışmacı anlayış, çağdaş ve
evrensel demokratik sosyalist düşünce, büyük öl-
çüde uyumludur. CHP, evrensel ile 'bize ait olan'ı
birieştiriyor.
Baykal'ın, bu yaklaşımıyla, CHP'nin düşünsel te-
mellerini oluşturan Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve son-
rasının, başta laiklik olmak üzere alt ok ile simge-
lenen Atatürk ilke ve devrimlerini göz ardı eden,
onlan bir yana bırakan bir tutum sergilediği öne sü-
rülemez. Tam tersine, 21. yüzyıla uzanan çizgide ve
AB üyeliğine giden yolda, CHP'nin tarihsel işlevini,
Anadolu düşüncesinin evrensel boyutlar kazanan
pınanndan da beslenerek daha etkin bir biçimde
yerine getireceği vurgulanıyor. Kuşkusuz CHP ile-
riye bakıyor. Bunu yaparken var olan düşünsel ha-
muruna ek olarak kendi kültür ve düşünce birikimi-
mizden de yararlanmak istiyor.
CHP, bu yaklaşımıyla, programında da vurgulanan
emek en yüce değerdir ilkesinden uzaklaşmıyor;
işsizlerin, yoksullann, işçilerin, memurlann, çiftçile-
rin, emeklilerin, küçüklü büyüklü üreticilerin yanın-
da yer almayı, ülke sorunlanna çağdaş sol çözüm-
ler üretmeyi elbette sürdürüyor.
• • •
Hiç istemesem de düşünce ortamının acımasız-
lığı nedeniyle, sanınm özel bir noktayı eklemem ge-
rekiyor. CHP yöneticisiyim; MYK üyesiyim; yani ta-
rafım. Ancak, yazdıklanmı izleyenler; örneğin ilk
baskısı 1983te yapılan Türkiye Ekonomisi adlı
çalışmamın bölüm başlıklarını görenler bu görüşle-
ri çok önceden benimsediğimi bilirler.
e-posta: yakup(o metu.edu.tr
Atölyeye zorunlu özelleştirme
'Belki onlar
pazar bulabilir'VAN (AA) f-Van'ın
Başkale Kaymakamlığı,
üretime hazır konfeksi-
yon atölyesini özelleş-
tjrme karan aldı.
Başkale Kaymakamı
Mustafa Çögün, istıhda-
mı arttırmak için 1998
yılında kurulan ve 30
kişinin çalıştığı konfek-
siyon atölyesini, pazar
bulamadıklan gerekçe-
siyle kapattıklannı söy-
ledi.
Yeniden istihdam
sağlanması amacıyla
söz konusu konfeksiyon
atölyesini özelleştire-
ceklerini belirten Kay-
makam Çögün şöyle
konuştu: "Atölyemizi,
talip olan tşadamlanmı-
za çok cazip bir fıyada
devredebiliriz. Daha ön-
ce, korucu elbisesi, ço-
cuk giyimi, pantolon ve
eşofman gibi giysiler
üretiliyordu. Ancak pa-
zar bıilamadığımız için
üretilen giysilerelde kal-
dı. Özel sektörün pazar
bulacağını tahmin edi-
yoruz. Bu nedenle özel-
leştirme yoluna gidece-
ğiz. Bizim bu atölyeden
bir beklentimiz yok.
Açılsın ve istihdamı sağ-
lasın yeter. Atölyeye ta-
lipli oJana ber türlü ko-
la> lığı göstereceğiz."