14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA H i l V U l 1 Ui?JJ. / ekonomirn cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLERDEN • SWISSOLOGICAL Kozmetik Serisi, gehştirdigi üriin ile bayanlaruı cildini koruyacak ve nemlendirecek Echinacea'nı saüşa sundu. • LUFTHANSA, sevgililer günü için özel bir paket hazırladı. 10 Şubat-14Şubat2001 tarihleri arasında Paris, Roma, Ajnsterdam, Londra veya Berlin'e iki kişi410USDödeyerek seyahat edebilecek. • SUN MICROSYSTEMSve COMMERCE ONE, global e-market çözümleri sunmak için stratejik ortaklık Uan ettiler. Sun'ın internet platformlan için optimize edibniş Commerce One'metkUiB2B e-ticaret çözümleri ile e-market pazan hedeflenivor. • MILLER Jet Tour USA kapsamında, 8 Ocak-8 Mart 2001 tarihleri arasında düzenlenen kampanya sonucunda belirlenecek 6 çifti New York, Los Angelas^San Francisco veChicago'ya ' v " eğlenmeye götûrecek. • TÜRKJYEÎŞ BANKASI tarafindan Sakarya Üniversitesi Merkez Kampusu'na kız öğrenci yurdu yapünldı. Depreme dayanıklı olarak inşa edilen yurt, çift kişilik 43 odadan oluşuyor. • BAT1 SİGORTA, Arama Kurtarma Demeği'nin (AK.UT) toplam değeri 522 milyar olan araç ve depo malzemelerini ücretsiz sigortaladı. • PROFtLO tarafindan çıkanlan Delifişeklik adlı kitap, piyasaya sunuldu. Stockhotm lktisat Okulu'nda görevli Kjell A. Nordström ve Jonas Ridderstrale tarafindan kaleme ahnan kitap, yaşadığunız dünyayı ek ahyor. • GARANTf BANKASI, Türkiye'nin ilk sanal kredi kartı uygulamasını başlattı. Sanal kredi kartı, kullanılmadan önce kullanılabilir limiti kullanıcı tarafindan yükseltilerek güvenliği sağlanıyor. • LC W:\lKlKl, 2000- 2001 yıh kış indirimini başlattı. Farklı üriin gruplannda yüzde 20 ile 50 arasında indirim yapıhyor. Bonus Card sahipİeri 4 taksit avantajından yararlanabilecek. • MÜ lngilizce Ekonomi Bölümü, ekonomi ve fınans programı düzenliyor. Temel program, her biri sekiz hafta sûrecek olan iki ayn dönemden oluşuyor. Yerli sanayici, yatınmlannı başta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere yurtdışına kaydınyor Yabancı belderken yerlisi kaçtı • Işçilik ve enerji gibi yüksek girdi maliyetleri, faiz, kur politikası, kota yetersizliği sorunlanndan bunalan hazırgiyim ve tekstil yatınmcısı, Bulgaristan, Romanya, Özbekistan, Ukrayna hatta Afrika'ya yönelmeye başladı. ÎSTANBUL (AA) - Türkiye, yatınmcılar açısından 'Dimyat'a pirince giderken evdelrî bulgurdan oluyor'. Işçilik ve eneıji gibi yüksek girdi maliyetleri, faiz, kur politikası, kota yetersizliği sorunlanndan bunalan hazırgiyim ve tekstil yatınmcısı, Türkiye'de yeni yatınmlar yapmak bir yana, mevcut yatınmlannı özellikle Bulgaristan, Romanya, Özbekistan, Ukrayna hatta Afrika'ya kaydırmaya başladı. İTKİB Başkanı dertfi Istanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ihracatçılan Birliği (ıTKİB) Başkanı Oğuz Saücı. Türkiye'nin daha fazla yabancı sermaye çekmek için çabalarken kendi sermayesini ve yatınmcısını ihraç edecek duruma geldiğini söyledi. Satıcı, "Türk tekstil ve konfeksiyon ihracatçısı yine yollara düştü. Ama bu kez mallannı satmak için değil, maDannı dünyada rekabet edecek şartlarda üretmek için yer aramak üzere. Sektördeki herkes arayışlannı sürdürüyor. Önceükle Bulgaristan, Romanya ve Türk cumhuriyetlerinde mevcut işlerini nasıl sürdürebiliıier diye çalışma içindeler" dedi. 'Çahşan sayısını azalthk' Oğuz Satıcı, iplik, kumaş, ev tekstili ve dış giyim alanında faaliyet gösteren kendi şirketi Teksfil'de bir yıl içerisinde çalışan sayısını 850'den 480'e indirmek zorunda kaldıklannı ve 2000 yılında kâr edemediklenni belirtti. En büyük sorunlannın kumaş satacak ihracatçı konfeksiyon üreticisi bulamamak olduğunu vurgulayan Satıcı, düşiik enerji ve istihdam maliyeti, lojistik açıdan uygunluk, ihracata verilen destekler Türk tekstil ihracatçısı bu kez iiretecek mekan aramak için yoliarda. nedeniyle yatmm için Istanbul Tekstil AŞ Yönetim Romanya ve Özbekistan'ı seçtiklerini kaydetti. Kurulu Başkanı Faruk Ariti de. 2.5 vıl önce Bulgaristan'da kurduklan konfeksiyon fabrikasma bu yıl 1 milyon dolarlık büyütme yatınmı yapacaklannı söyledi. Ucuz işçilik maliyeti ve ABD kotalanndan yararlanmak için Bulgaristan'da Amerikah bir ortakla tesis kurduklannı açıklayan Ariti, 2000 yılında 10 milyon dolarlık ıhracat yaptıklannı ve2001yılmda 17-18 milyon dolarlık ihracat hedeflediklerini ifade etti. Hükümet ilgisiz Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı (TGSD) Güngör Keşçi de, hükümeti, hazırgiyim ve tekstil sektörüne son derece ilgisiz kalmakla suçladı. "Pbütik istikrann, kararnnguı olmadığı bir yerde hiç Idmsenin yatmm yapması bekknemez" diyen Keşçi, "Anadolu'ya yaönm yapanlar, pişman bir şekilde komşu ülkelere doğru kaymaya başladı. Bırakın yabancı sermaye girişini, yurtdışına sanayici ihraç eder duruma geldik" diye konuştu. ANLASMAZL1KLAR 6 AYDA CÖZÜMLENİYOR Bu da İTO'nun tahkimiEkonomi Servisi - Istanbul Ticaret Odası (ITO) Tahkim, Uzlaştırma ve Ha- kem Bilirkişilik Müessesesi, işadamla- n arasında doğan yurtiçi ve yurtdışı ti- cari anlaşmazhklan, mahkemelere git- meden 6 ayda çözüme kavuşturuyor. Hakem kararlan kesin _ _ _ ^ ve genel mahkeme karar- lan gibi icra ve infaz olu- nuyor. Davalara bakacak hakemlerin tespit edildi- ği listelerde, mesleki ba- şanlanyla tanınan hu- kukçulann yanında, an- laşmazlık konusuna göre uzmanlar ile tarafsızlık- lanyla tanınmış isadam- lan ve tacirler bulunuyor. 2000 yılı içinde İTO — — — Tahkim, Uzlaştırma ve Hakem Bilirki- şilik Müessesesi'nde 5 dava açıldı. Bun- lardan kusurlu, ayıplı mobilyalann de- ğiştirilmesi ve amfi tiyatro işletmecili- • ITO bünyesinde yapılandınlan bir birim, işadamlan arasında doğan ticari anlaşmazhklan, mahkemelere gitmeden 6 ayda çözüme kavuşturuyor. ğı konulannda olan 2 dava, firmalann aralarında uzlaşmalanyla kısa sürede çözümlendi. Bir diğer dava ise daha ön- ce tahkim müessesesinde görülen dava- nın karan sonucu fiımanın tahsil etme- si gereken alacağının faizinin tahsili için ^ _ _ _ ^ _ ycniden dava açılmasıyla ılgıli. Nisan ayında açılan dava eylül ayında sonuc- landı. Diğer reklamcılık ve komisyon alacağı ko- nulanndaki iki dava ise sonuçlanma aşamasına geldi. Ihtilaflann oda tah- kim sistemine göre çö- zümlenebilmesi için, işa- damlannın yaptıklan sözleşmelerde, "ihtilaf " " " ^ ^ " ^ ^ halinde anlasmazlık tTO Tahkim. l /Jaştırma \e Hakem Bilirkişi- lik Yönermeliği uyannca kunılacak ha- kem mahkemesi tarafindan çözümlene- cektir" şeklınde bir madde gerekiyor. SAY 2000i TEMMUZDA YAŞAMA GEÇECEK Vergi kaçakçılarına kıskaç ANKARA (AA)- Dev let. Web Taban- lı Saymanlık ütomasyon Sistemi ola- rak adlandınlan Say 2000i ile vergi ka- çakçılannı da yakın takibe alacak. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen pro- je kapsamında merkezdeki ^__^___ sistemin kuruluş çalışmala- rı tamamlandı. 1658 say- manlıkta da sırayla \ertes- limi yapılmaya başlandı. Halen İzmır-Konak Mal Müdürlüğü ile Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Merkez Saymanlığfnda pilot uygu- laması devam eden Say 2000i temmuz ayı başında tüm Türkiye'de hayata geçı- rilecek. Yıl sonuna kadar hem yenı sıstem, hem de eski sıstem birlikte götürülecek ve 2001 sonunda eski sıstem tümüyle devre dışı kalacak. Projenin oluşturulacak gelirayağı ile vergi kayıp ve kaçağı ile de daha etkin mücadele olanağı yaratılacak. Say 2000i. Gelirler Genel Müdürlü- ğü'nün Vergi lstihbarat Merkezi ile ko- ordineli işletılecek ve kişi bazında ver- _ _ _ . _ _ _ gi izienir hale gelecek. Sistem uyannca yur- dun herhangi bir yerin- de devlete iş yapan müteahhitler ile diğer kişi ve kuruluşlara ya- pılan ödemeler, vergi ıstihbarat merkezine aktanlacak. Burada da söz konusu kişi ve ku- ruluşlann devlete ver- gi ödeyip ödemediği ya da ne kadar ödediği- • Vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele olanağı yaratacak SAY 2000i, Gelirler Genel Müdürlüğü'nün Vergi lstihbarat Merkezi ile koordineli işletılecek. ne bakılacak. Diğer yandan gümrük say- manlıklannın da projeye dahil olmasıy- la gümrüklerden mal girişi yapanlarla il- gili bilgilere rahatlıkla uiaşılacak. DÜNYA E K O N O M Î S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLL LONDRA ergin.yildizogluCabtmtemet.com II. Bush, başkanlığa olaylı başlıyor. 20 Ocak'ta yemin etmek için VVashing- ton'a gelecek olan II. Bush'u, 1973'te, Nixon ikincı kez göreve başlarken ger- çekleştirilen savaş karşıtı protesto gös- terilerinden bu yana en büyük kalaba- lığın karşılaması bekleniyor. Ameri- ka'da bir süredir küreselleşmeye karşı yükselmekte olan sol muhalefet, bu kez de II. Bush'un seçimlerde çoğun- luğun oyunu elde edememesine rağ- men başkanlığı ele geçirmesini ve ata- dığı aşırı sağcı militarist kabineyi pro- testo etmek için sokaklara dökülecek. Seçlmlerl sol kazanmıştr Amerika'da, başkanlık seçimlerini solun kazandığı, giderek bilinçlere da- ha belirgin bir biçimde çıkıyor. Başlan- gıçta, sonuçlara saygı göstererek II. Bush'u destekleyeceğini açıklayan Clinton bile, bu ruh halinin etkisınde kalarak bir başkanın ortalıkta önceline karşıt kamuya konuşmama geleneğini bozdu ve geçen salı günü, Al Gore'un seçim kampanyasının yöneticisini kut- larken, "Başkan Yardımcısı Gore'ubü- yük bir başanyla zafere götürdü" dedi ve sonra devam etti... "Sonunda bizim adayımız çoğunluk oylannı almıştı, se- çimleri kazanmalannın tek yolu Flori- da 'da oy sayımını durdurmaktı." (New York Tımes 10/01). Clinton'ın bu söz- leri Cumhuriyetçi basını fena haJde si- niriendiredursun (örneğin Dina VVest'in yorumu: Executive sore loser - Was- hington Times, 12/01) muhafazakâr çevrelerde de bu gerçeği açıkça kabul edenler yok değil: Hıristiyan-sağcı Hudson Institute'den Marshal Witt- man'a göre "Bu seçimleri sol kazandı. Eğer Nader/n oylannı Gore'unkilere eklerseniz, çoğunluk elde edersiniz. Üstelik sol birçok muhafazakâr sena- törü de koltuğundan etti." (Washing- tonPost 10/01). The Nation'un 29 Kasım sayısında, seçim sonuçlarını değertendiren yo- rum, seçimlerin esas galibinin kim ol- duğunu açıkça sergiliyor ve demokrat çevrelerde direniş ruhunun güçlenme- sine yol açan "//. Bush Darbesi" teori- sinin haklıhğını ortaya koyuyordu: Go- re ve Nader, birlikte toplam oyun yüz- de 52'sini aldılar; bu, Lyndon John- son'un Goldwater karşısındaki zafe- rinden bu yana, merkez solun ulaştığı en yüksek oy oranı. Campaign For America's Future adlı kurumun seç- II. Bush Göreve Başlarkenmen arasında yaptığı bir anket, seçme- nin yüzde 54'ünün Gore'un sol-popü- list politikalarını desteklediğini ortaya koydu; Gore beceriksiz ve sönük bir kampanya yürütmesine karşın, "kam- panya sihirbazı" Clinton'ın hiçbir za- man ulaşamadığı oranda oy topladı. Bu sol inisiyatif, kendini eyalet düze- yinde de gösterdi. Örneğin, seçmen California ve Michıgan'da II. Bush'un sosyal hizmet yardımlarında kupon verme politikasını reddetti. Silah lobi- sinin geleneksel olarak güçlü olduğu Oregon ve Colorado eyaletlerinde, seçmen silah denetiminden yana duğu kabine kaygı yarattı. Çünkü bu kabine doğrudan doğruya silah ve pet- rol şırketlerınin, radıkal Hırıstıyan hare- ketin saflarından gelen son derecede bağnaz sağcı-militarist kadrolardan oluşuyor. II. Bush'un uzlaşmaya yöne- lık ılımlı kadrolar yerıne bunlan seçmış olması da ABD solunun protesto eyle- minın bir diğer nedenini oluşturuyor. AFL-CIO sendikalar konfederas- yonu 9 Ocak'ta, yeni kabine şekıllenır şekıllenmez, yayımladığı bildiri üç isim üzerınde özellikle durdu, bunlan des- teklemediğini, atanmalarını engelle- mek için elinden geleni yapacağını Clinton bile sessizüğini bozarak yeni başkan Bush'un atadığı aşın sağcı kabineyi eleştirdL adayları destekledi. California'da seç- men, uyuşturucu kullanımına yönelik cezalandırıcı politikalan reddetti; önle- yici, tedavi edici politikalan destekle- di. Seçim kampanyasıyla oy verme sü- recinde, Demokratların doğal tabanı sendikalar, siyah gruplar, kadın hakla- rı gruplan uzun süredir görülmedik bir canlılık içindeydiler. Tüm bunlar sol muhalefetin yükselmekte olduğunu gösteriyor ve bu muhalefetin şimdi Cumhuriyetçilerin yönetimine direne- ceğini düşündürüyor. Cerici kadroya geçit yok Dünya ekonomisi bir duraklama dö- nemine, hatta büyük bir olasılıkla bir re- sesyona giriyor. Böyle dönemlerde ' uluslararası soruniar yoğunlaşma eği- limi kazanır. Bu yüzden, ABD devlet başkanlığını ele geçiren II. Bush'un kur- açıkladı. AFL-CIO'ya göre Başsavcı John Ashcroft, içişleri/çevre bakanı Gale Norton ve yasadışı göçmen ışçi çalıştırmış olduğu ortaya çıkınca ısmi- ni geri çekmek zorunda kalan, Çalış- ma Bakanı adayı Linda Chaves'in, ka- mu hizmetlerindeki geçmiş deneyleri, vatandaşlık, işçi ve kadın haklanna ve çevre koruma gereksinimlerine karşı olduklannı gösterıyordu. ABD'deki de- mokrat ilerici kamuoyuna göre, bir başka kaygı venci gelişme de petrol lo- bisine yakın General Powell'in yanı sıra, Reagan döneminde Yıldız Savaş- lan Projesi'nin, şimdi de bunun bir baş- ka versiyonu olan Ulusal Füze Savun- ma Kalkanı Projesi'nin savunucula- rından Donald Rumsfeld'ın savunma bakanlığına getirilmesı. Nıtekim, The Nation, yorumunda Rumsfeld için "Yıldız savaşçısı geri geldi" derken (19/12). International Herald Tribu- ne, (12/01) Rumsfeld'in Çin, Kuzey Ko- re gibi ülkeleri rakip olarak gördüğünü, Avrupa Savunma inisiyatrfi karşı çık- tığını ve büyük çaplı ek savunma har- camaları yapmaya hazırlandığını bildi- rıyordu. Sendikalardan, kadın haklannı, azın- lık haklarını savunan gruplara, Yeşille- re kadar çok geniş bir sivil toplum ör- gütleri yelpazesi bu adaylann atanma- sını engellemek için hareketegeçti. Bu temelde, anarşist, sosyalist sol grup- lardan demokrat partinin tabanına ka- dar çok geniş bir kitleyi kapsayan bir cephe oluşuyor. Associated Press'in aktardığına göre birçok analist, bu mu- halefet dinamiğinin yeni bir "toplumsal hareket" yaratmaya başladığını düşü- nüyor(9/01). 20 Ocak protesto gösterileri bu ha- reketin doğum yapabilmesi açısından önemli biradım olacak. Diğertaraftan, ABD'de siyasi kutuplaşmanın gittikçe arttığını, sağın da boş durmadığını gösteren başka gelişmeler de var. 20 Ocak günü, esas olarak radikal sağcı- lardan oluşan bir grup, Vatansever Yü- rüyüşü adı altında II. Bush'u destekle- mek için gösteri yapacak. Cumhuri- yetçi Parti'nin en sağ kanadının sesi VVashington Times bu yürüyüş için "Siyahlar giymiş, garip kuklalar salla- yan bu Amerika düşmanı çocuklaha tam bir tezat oluşturan biryürüyüş ser- gileyeceğimize eminiz" diyor. Özetle, Cumhuriyetçi Parti ve II. Bush (petrol ve silah tekellerinin tem- silcileri) ABD ve dünya ekonomisinin gerılemeye başladığı, bu yüzden ser- mayenın rekabetçi eğilimlerinin, insan, ışçi, kadın ve azınlık haklanna ilişkin el- de kalan son kazanımlara yönelik sal- dırılarının zaten artması beklenen bir dönemde, seçimlerde elde edemedik- lerı ıktidarı yasalara dayanarak "gasp ettiler." Ancak, bu yönetim, içerde gi- derek güçlenen bir ilerici muhalefet ha- reketiyle, dışanda ABD hegemonyası- na (tek kutuplu dünya projesine) karşı artan uluslararası bir direnişle karşıla- şacak. Önce, 20 Ocak'taki protesto eylemi başanlı olur ve muhalefet hare- keti ivme kazanarak yükselmeye de- vam ederse II. Bush yönetiminin meş- ruiyeti daha da zayıflar. Meşruiyeti za- yıf bir II. Bush hükümetinin daha uzlaş- mact ve dışarıda da daha az macera- cı davranma olasılığı yüksek. Aksi hal- de, bu, soğuk savaş artığı kadrolar yal- nızca ABD halkının değil dünya halk- larının da başına birçok bela açabilir. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Yerel ile Evrensel CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Şeyh Ede- bali'nin sözlerini gündeme getirmesiyle başlayan tartışma sürüyor. Bu konuda çok sınırlı da olsa kimi noktalara değinmek gerekiyor. • • • Toplumlann, özgeçmişlerini irdelemeleri ve oradan geleceklerini beslemenin yollannı aramalan doğal- dır. Doğal olmasının ötesinde bu alanda uluslara- rası bir yanştanda söz edilebilir. Örneğin, birAlman ya da Fransız bilim tarihi çalışmasında Alman ve Fransız bilim adamlarının buluşlan ve bilime katkı- lan öne çıkanlır. Aynı buluş ve katkılann, daha ön- ce ya da aynı yıllarda, Çin, Japon ya da Rus asıllı bilim insanlannca yapılmış olması durumu değiştir- mez. İlk kez biz bulduk ya da ilk kez biz yaptık di- yebilmenin genç kuşaklara vereceği özgüven duy- gusu, toplumsal gelişme açısından önemlidir. Aynı yaklaşım, daha dar kapsamlı konularda, ör- neğin örgütlenme ve düşünce alanlannda da kural olarak benimsenir. Sol siyasal partilerin toplumla- nnın tarihsel gelişimini kendi düşünceleri açısın- dan yorumlamalan ve o düzleme taşımaları da çok doğaldır; en aşın soldan en ılımlısına dek, dünya so- lunun tarihi bunun ömekleriyle doludur. Ancak, 'so/'un geçmişe bakışı sağ gibi olmaz; 'sağ'a benzemez. Sol, geçmişe dönülmesini, eski al- tın günleri göklere çıkararak önermez; sol gelece- ğe bakan ünlü deyişle, aynı derede iki kez yıka- nılamayacağını ya da Mevlana'nın deyişiyle şim- di yeni şeyler söylemek gerektiğini biiir. Eskiye dönüş özlemi dinci ya da ırkçı sağın dünya görüşü- dür. Sosyal demokrasi ya da aynı anlama gelmek üze- re demokratik sosyalizm, emekçilerin ekonomik ve siyasal kazanımlannı demokratik hak ve özgürlük- lerin genişlemesi düzleminde görür; nrteliğt gereği evrimcidir. Sol, evrensel olduğu kadar yerlidir ae. Kaprtalizmin, son onyıllaırdaki evrimi, emek ve ser- mayenin yanında teknolojik yeniliklerin de üreti- me büyük bir katkı yaptığını, üretim fazlası ya da artığı yarattğını kanrtlıyor. Böyle olunca dayalnız- ca üretim araçlannın özel mülkiyetine dayalı sınıf an- layışı giderek zayıflıyor; özgürtük, eşitlik ve daya- nışma ekseninde insan değerinin öne çıkanlması önem kazanıyor. Sol düşüncenin başyapıtlannda "Bütün dünyanın işçileri biheşiniz" denilmesine bakmayın, esas ola- rak uygulamada sol, kendi toplumsal ve ekonomik yapısına ve bunlann tarihsel gelişimine özgüdür; yerlidir ve de ulusaldır. Şu sırada yönetimde bulu- nan Yunan sosyalist partisinin adı Panhelenik diye başlar. • • • Türkiye'de, sol düşüncenin, özellikle 1945 sonra- sındayaşanan 'SoğukSavaş' nedeniyle sağlıklı ge- lişemediği bilinmektedir. Sürekli yasaklar, baskılar, ökJüımeler, işkencelerveyoketmeler ortamındasol düşünce, kaçınılmaz olarak çok sığ kaldı; araştır- ma ve tartışma özürlü oluştu. Ne solun düşünsel kaynaklan doğru dürüst değerlendirilebildi, ne de bunlara toplumsal gelişimin, tarihsel evrimin ve dü- şünsel birikimin temel öğeleri eklenebildi. Türki- ye'de sol düşüncenin en önemli eksiklerinden biri de bu köksüzlüğudür. Genel Başkan Baykal, CHP'nin düşüncesinin, - asırlar öncesinde Anadolu'da oluşan düşüncelerden yararlanabileceğini, Şeyh Edebali örneğiyle, öneri- yor. Hiç kuşkusuz Edebali'ye. Yunus Emre, Mevla- na, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Suttan Abdal vb. ekle- nebilir. Önemli olan böyle bir anlayışın benimsene- bilmesidir. Anadolu'nun asırlar öncesinin insancıl düşünür- lerinin kimi görüşleri, Sosyalist EnternasyonaFin ev- rensel belgelerinde de yer alan günümüzün sol dü- şüncesiyle örtüşüyor; insana değerveren, eşitlik- çi, banşsever ve dayanışmacı anlayış, çağdaş ve evrensel demokratik sosyalist düşünce, büyük öl- çüde uyumludur. CHP, evrensel ile 'bize ait olan'ı birieştiriyor. Baykal'ın, bu yaklaşımıyla, CHP'nin düşünsel te- mellerini oluşturan Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve son- rasının, başta laiklik olmak üzere alt ok ile simge- lenen Atatürk ilke ve devrimlerini göz ardı eden, onlan bir yana bırakan bir tutum sergilediği öne sü- rülemez. Tam tersine, 21. yüzyıla uzanan çizgide ve AB üyeliğine giden yolda, CHP'nin tarihsel işlevini, Anadolu düşüncesinin evrensel boyutlar kazanan pınanndan da beslenerek daha etkin bir biçimde yerine getireceği vurgulanıyor. Kuşkusuz CHP ile- riye bakıyor. Bunu yaparken var olan düşünsel ha- muruna ek olarak kendi kültür ve düşünce birikimi- mizden de yararlanmak istiyor. CHP, bu yaklaşımıyla, programında da vurgulanan emek en yüce değerdir ilkesinden uzaklaşmıyor; işsizlerin, yoksullann, işçilerin, memurlann, çiftçile- rin, emeklilerin, küçüklü büyüklü üreticilerin yanın- da yer almayı, ülke sorunlanna çağdaş sol çözüm- ler üretmeyi elbette sürdürüyor. • • • Hiç istemesem de düşünce ortamının acımasız- lığı nedeniyle, sanınm özel bir noktayı eklemem ge- rekiyor. CHP yöneticisiyim; MYK üyesiyim; yani ta- rafım. Ancak, yazdıklanmı izleyenler; örneğin ilk baskısı 1983te yapılan Türkiye Ekonomisi adlı çalışmamın bölüm başlıklarını görenler bu görüşle- ri çok önceden benimsediğimi bilirler. e-posta: yakup(o metu.edu.tr Atölyeye zorunlu özelleştirme 'Belki onlar pazar bulabilir'VAN (AA) f-Van'ın Başkale Kaymakamlığı, üretime hazır konfeksi- yon atölyesini özelleş- tjrme karan aldı. Başkale Kaymakamı Mustafa Çögün, istıhda- mı arttırmak için 1998 yılında kurulan ve 30 kişinin çalıştığı konfek- siyon atölyesini, pazar bulamadıklan gerekçe- siyle kapattıklannı söy- ledi. Yeniden istihdam sağlanması amacıyla söz konusu konfeksiyon atölyesini özelleştire- ceklerini belirten Kay- makam Çögün şöyle konuştu: "Atölyemizi, talip olan tşadamlanmı- za çok cazip bir fıyada devredebiliriz. Daha ön- ce, korucu elbisesi, ço- cuk giyimi, pantolon ve eşofman gibi giysiler üretiliyordu. Ancak pa- zar bıilamadığımız için üretilen giysilerelde kal- dı. Özel sektörün pazar bulacağını tahmin edi- yoruz. Bu nedenle özel- leştirme yoluna gidece- ğiz. Bizim bu atölyeden bir beklentimiz yok. Açılsın ve istihdamı sağ- lasın yeter. Atölyeye ta- lipli oJana ber türlü ko- la> lığı göstereceğiz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear