Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3O EYLÜL 2000 CUMARTESİ CUMHURtYET SAYFA
17
Çdişki Sezer'de
değil, Ecevlfler'de
Başbakan Bülent Ecevit ve
eşı Rahşan Ecevit, yakın çev-
reierine (!), "sosyaldevlet" ilke-
sını kemiren kanun hükmünde
kararnamelere geçrt vermeyen
Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'den yakınmışlar,
"Demirel'in yeniden cumhur-
başkanı olması konusundaki ıs-
ranmızda çok haklıydık" demiş-
ler. Ardından eklemişler: "Se-
zer'in, çalışma arkadaşlannı
CHP'ye yakın kişilerden seç-
mesi dikkat çekici."
Ecevitler, bir sağ partinin ge-
nel başkanlığını yapmış Demi-
rel'ın cumhurbaşkanlığını ya-
dırgamıyorlar. DYP lideriiği yap-
mış Demirel'in, "DYP'ye yakın"
değil, doğrudan DYP'de siya-
set yapmış kişileri Çankaya'ya
taşımış olmasını dayadırgamı-
yorlar. Beri yandan, Sezer'in,
CHP'ye "yakın" olduğunu var-
saydıkları danışmanlar ile ça-
lışmasını ise "içlerine sindire-
mıyoriar".
Bulent Ecevit, bazı çevreler-
ce DSP'nin "so/"cu kabul edil-
memesini eleştirmiş ve "Biz
neciyiz" diye sormuş.
Yanıt belli:
"Demirel gibi sağcı..."
IŞIK KANSU
rtyet.oom.fr.
Yüzde 8.5'in soaımlusu Deniz Bay-
kal, CHP Genel Başkanlığı'na yeniden
adaylığını koyarken 40 yıllık sağcı Sü-
leyman Demirel ile kendisi arasında
bağlantı kurdu: "Demirel de 6 kez gitti,
7 kez geldi. Ben niye gelmeyeyim?"
Deniz Baykal, bundan birkaç yıl ön-
ce her nasılsa araya Atatürk'ün de adı-
nı sıkıştırarak şu görüşü savunuyordu:
"InanıyorumjdAtatürk'ün, MenderesVn,
Demirel'in, ÖzaVın Türkiye'ye kazandır-
dıklan ilerlemelerin 2000'li yıllarda ya-
şanacak olanını sosyal demokrasi ger-
çekleştirecek."
Baykal'ın partiye egemen kıldığı bu çiz-
gı, CHP'yi, eski genel başkanı Htkmet
Çetin'i Demirel'e, Dünya Bankası uz-
manlannı da partiye danışman yapma
noktasına sürüklemişti zaten.
Deniz Baykal, niçin yeniden genel
başkan adayı olduğunu şöyle açıkladı:
"Kamu kurumlannı, eğitimi, sağlığı, sos-
yal güvenliği, adaleti çökertenler, yol-
suzluklan bazen himaye edip bazen ört-
bas edenler, yolsuzluklan karşılıklı akla-
yanlar hep aynı siyaset anlayışının kad-
rolandır. Bu siyaset anlayışının getirdiği
Baykal çizgisinokta, enerjiyetersizliğiyle karanlığa sü-
rüklenmekte olanlann Türkiye tablosu-
dur. Anadolu'da halk adaletsizliklerden,
sosyal adaletsizliklerden ıstırap içinde-
dir, ama Ankara'da sosyal adaletin kay-
nağı sahipsizdir."
Kamu kurumları nasıl çökertilmiş?
ÖzeHeştirmelerie... Deniz Baykal çizgi-
si ne önermiş? Işte size, yüzde 8.5'lik oy
oranına neden olan, CHP'nin 1999 se-
çim bildirgesindeki vaat: "Içborç stoku,
özelleştirilecek kuruluşlann hisseleriyle
azaltılacak." Eğitim, sağlık, sosyal güven-
lik nasıl çökertilmiş? Bütçede gerekli
pay aynlmayarak, egitimin özelleşmesi
sağlanarak... Deniz Baykal çizgisi ne
önermiş? Bundan birkaç yıl önce Bay-
kal'ın ANAP lideri Mesut Yılmaz ile yap-
tığı gönjşme sonrası, şunu: "özel eği-
tim kurumlan ile sağlık ya da sosyal gü-
venlik kuruluşlanndan hizmet satın alan
yurttaşlann bu giderlerini vergi almaya-
rak devlet karşılasın."
Demek ki Baykal çizgisi; eğitim, sağ-
lık ve devletin sosyal güvenlikten elini çek-
mesine, bu alanlann özelleştırilmesine ön-
celik tanıyonnuş. Ancak, eğitim, sağlık
ve sosyal güvenlik özelleştikten sonra bu
kuaımlardan hizmet satın alan "müşte-
ri"lere vergi indirimi sağlanmasını ön-
görüyormuş. Sosyal güvenlik nasıl çö-
kertilmiş? Emeklilik yaşı yükseltilerek,
sosyal güvenliğin sağlık ile emeklilik hiz-
metlerinin birbirinden ayrılmasına ve
emeklilikte özel sigortactlığın gelişme-
sine zemin oluşturularak... SSK'nin sağ-
lık hizmetierinin özelleşmesi, hastane-
lerinin "işletme"ye dönüşmesi için ya-
satasanlan, kanun hükmünde karama-
meleri hazırlayarak... Deniz Baykal çiz-
gisi neyi savunmuş? CHP'nin 1999 se-
çim bildirgesi ile adeta bugünkü iktida-
nnuygulamalannaışıktutulmuş: "Emek-
lilik, maluliyet ve ölüm sigortalan sağlık
sigortasından ayplacak. özel emeklilik
fonlannı, sistemin tamamlayıcı bir un-
suru olarak destekleyeceğiz."
Baykal çizgisinin, enerji yetersizliğiy-
le Türkiye'yi karanlığa sürüklediği kc-
nusunda eleştirdiği bugünkü iktidann
siyaset anlayışı ile ne yapılmış? Enerji ya-
tınmlan için Türkiye'ye milyarlarca do-
lartık yabancı sermaye girişi sağlanaca-
ğı gerekçesiyle anayasa değişikliği ya-
pılarak ulusal hukuk alanı daraltılmış,
uluslararası tahkim kabul edilmiş, ancak
anında gerçekleşeceği ileri sürülen o
büyükyatınmlar halen gerçekleşmemiş.
Peki, Deniz Baykal çizgisi neyi önermiş?
Yine CHP'nin 1999 seçim bildırgesine
başvuralım: "Tıkanma noktasına gelen
enerjiprojelerinde, uluslararası ünansma-
nın önünü açmak için gerekli çabalan
göstereceğiz."
Görüldüğü üzere, Deniz Baykal çizgi-
sinin, Türkiye'yi her alanda çökertmek-
le suçladığı bugünkü sağ politikalardan
hiçbirfarkı yoktur. Bu yüzden CHP lider-
Hğine yeniden soyunan Deniz Baykal, "S/-
yasetimizin amacı, kendimizi, profesyo-
nelsiyaset kadrolannı iktidara taşımak de-
ğil, halkın sorunlannı çözmek, halkın mut-
luluğunu sağlamaktır" derken samimi
değildir. "Ankara'dasosyaladaletinkay-
nağı sahipsiz" ise bunun sorumlusu,
CHP'yi sağa kaydıran Deniz Baykal çiz-
gisidir. Halkı sosyal adaletsizliklerin ıs-
tırabından kurtarma işlevini Deniz Bay-
kal çizgisi yerine getiremez. Çünkü, De-
niz Baykal çizgisinin yaptıklan, yapa-
caklannın teminatıdır.
Kuvayı Milliyeci Cevat Dursunoğlu, anılann-
da Mondros Ateşkesi sonrası Ermenilerin du-
rumunu incelemek üzere 1919'da Erzurum'a
gelen Amerikan heyetinden şöz eder.
Müdafaai Hukuk Cemiyeti üyeleri olan Dur-
sunoğlu ve arkadaşlan, General James G. Har-
bord başkanlığındaki ABD heyetine bölgede
eşlik ederler. Emperyalistlerin kışkırttığı Erme-
nilerin, Rus işgali sırasında Erzurum'daTürkle-
re dönük gerçekleştirdikleri katliamdan izlerta-
şıyan yerleri gezdirirler. General Harbord, Mür-
sel Paşa'nın evinin altında yanmış cesetleri gö-
Döner döner yine okurrünce "Yeter, yeter" diye bağınr. Amaç, Doğu'da
bir Ermeni devleti kurmak olduğundan, Arneri-
kalı generalin öğrenmek istediği, yörede 1914'ten
önceki Türk ve Ermeni nüfusunun oranlandır. Dur-
sunoğlu ve arkadaşlan, Ermenilerin 1914'ten
önce de Türklerin ancak onda biri olduğunu
uzun uzun anlatmaya çalışırlar. Ama asıl Erzu-
rum Belediye Başkanı Zakir Bey'in Harbord'a
Gez Mahallesi ve Kavak mezarlıklannı göstere-
rek yaptığı konuşma, araştınlan konuyu açıklı-
ğa kavuşturur: "Şu geniş taşlıklan görüyormu-
sun? Işte bunlar Türk mezariıklandır. Şehrin öbür
yanlannda, daha bunun on misli mezahıklanmız
var. Şimdiiyice bak. Şurada da etrafı duvaria çev-
rilmiş küçük bir mezahık var. O da Ermeni me-
zahığıdır. Şimdi Ermenilerin mi, Türklerin mi da-
ha çok olduğunu anladın mı? Bu keratalar ölü-
lerini yemedilerya!" Dursunoğlu'nun aktardığı-
na göre, Amerikalı generalin yanrtı da çarpıcı-
dır "Amerika 'dan çıkarken memleketınız hakkın-
daki bilgim, bir ilkokul öğrencisinin matematik
hakkındaki bilgisinden pek de fazla değildi. Şim-
diaşağı yukan lisenin son sınıfındayım. Zahmet-
lerinize çok teşekkûr ederim."
1919'dan, geldik 2000 yılına... ABD Temsil-
ciler Meclisi Uluslararası Operasyonlar ve Insan
Haklan Alt Komisyonu'nun Ermeni savlanna iliş-
kin karan, Amerikalılann ilkokulu hâlâ tamam-
layamadıklannı kanıtlıyor. Ne demişler? Benim
oğlum bina okur, döner döner yine okur...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMÎROĞLU
Az Sonra!
• CHP kurultayında şok ge-
lışme! Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in CHP Genel
Başkanlığı için aday olduğu id-
dta edildi! Siyasal çevreler, bu
soylentiyle hop oturup hop kal-
karken. asılsız iddianın "Sezer,
CHP'Iİ; o yüzden hükümete mu-
halefet yapıyor" söylemini güç-
lendirmek için bir grup DSP'Iİ
tarafından ortaya atıldığı öğrenil-
dı
1
Az sonrai
• Ecevit "Hata ettik!" dedi.
Başbakan Ecevit, uzlaşamadık-
larını söyledıği Cumhurbaşkanı
Sezer'i Köşk'e çıkarmalarının
buyük hata olduğunu dile getir-
dı. Ecevit şöyle konuştu: "Cum-
hurbaşkanlığına aday gösterir-
ken Sezer hakkında olumlu izle-
nımlerimiz vardı. Kendisinin ay-
nen bizim gibi kedileri, çayı, si-
garayı, güvercinlen, maviyi, res-
mı ve şıiriçoksevdiğiyolunda du-
yumlanmız vardı. Bu yüzden çok
uyumlu çalışacağımızı sanıyor-
duk. Fakat zamanla ortaya çıktı
kı, Sayın Sezer tam tersine kö-
pekleri, neskafeyi, puroyu, ka-
naryalan, kırmızıyı, çizgi romanı
ve düzyazıyı seviyormuş. Aynca
hıçbir şeyi imzalamıyor, bu yüz-
den dünya çapında imzası çok
ûnlü oldu; imzasını alabilmek için
dev bir turist kafilesinin getece-
ğıni öğrendik! Büyük hata ettik,
çokpişmanız!" Az sonra!
• Demirel "Oymak Babası"
yapılıyor! Köşk'ten indikten son-
ra, sürekli bir makam aranan,
ombudsrran yapılmak istenen,
Milli Olimpiyat Komitesi'nin ba-
şına getirılmesi amaçlanan, fa-
kat halen boşta kalan Süleyman
Demirel'e sonunda makam bu-
lundu! Demirel'in tüm ülke izci-
lerının babası nıteliğindeki "Oy-
mak Babalığı" görevine getirile-
ceği bıldirildi. Konu hakkında
açıklama yapan, adsız biryetki-
li "Demirel'in boşta kalması tüm
lıderleh tedirgin ediyordu. Adlen
bir makam aradık ve sonunda
bulduk. Koca Demirel'i sıradan
bir "Oymak beyliği" kesmeye-
ceğiiçin, "OymakBabalığı" adm-
da bir mevki beliriedik. Artık De-
mirel, isimlerin önemsizleştiği bu
çağda, tüm izcilerin önderidir"
şeklinde konuşmuştu. Öte yan-
dan gazeteci yazar Yavuz Do-
nat'ın artık aktif siyasete döne-
ceği öğrenildi! Az sonra!
• Küreselleşme zirvesi, Anka-
ra'ya taşınıyor! Muhalif gösteri-
cılerın "devrim ritmi" eşliğinde
yaptıklan protestolar sonucu ya-
rıda kesilen Prag'daki görüşme-
lerin Ankara'da tamamlanacağı
bildirildi! Bir IMF yetkilisi "Gös-
tencilere karşı dünya üzerinde
en sert tutumu Türkpolisialıyor,
zirveyi en rahatyapacağımızyer
olarak bu yüzden Ankara'yı be-
lirledik" dedi! Öte yandan Tür-
kiye'deki koalisyon hükümeti-
nin "Dünya Bankası'nın özelleş-
tirilmesi için" kanun hükmünde
bir kararname hazırladığı ileri sü-
rüldü! Az sonra!
• Yeni VIP listesi açıklandı!
Semra Özal'ın şarkıcı Fatih
Ürek'i Atatürk Havalimanı'nın
VIP (çok önemli kişiler) Salo-
nu'na almasıyla başlayan tartış-
ma sonucunda yeni liste acilen
belirtendi. Açıklamaya göre ülke-
mizin VIP listesine eklenen isim-
ler şöyle: "Fatih Ürek, Aydın,
Banu Alkan, Demet Şener, Eb-
ru Şa*, Ismai Türüt, Sibel Can,
Hülya Avşar, Ankaralı Turgut,
ÖmerÇavuşoğlu, Osman Tan-
buracı, Arto, AMo, Vıkto ve Le-
verrt Inanır.'" Az sonra!
• Clinton, Türkiye'ye yerieş-
meye karar verdi! Başkanlık sü-
resi dolduktan sonra Türkiye'de
yaşayacağını söyleyen Bill Clin-
ton bu karannı şöyle açıkladı:
"Dünya üzerinde Türkiye'den da-
ha ilginç bir ülke yok. Her an
sürprize açık bir ülke. Amerikalı
eşcinsel ttıristler önce Kuşada-
sı'na alınmadı, sonra Istanbul'da
yollanna kırmızı halı serilerek kar-
şılandı! Geçen yıl Başbakan Ece-
vit ikili görüşmede ben otururken
ayakta kalmıştı, bu yıl Cumhur-
başkanı Sezer oturmayı bırakın
bacak bacak üstüne attı! Son
olarak, şimdiye kadar tam bir
uyumla kayıtsız şartsız müttefik-
liğimizi kabullenen Türkiye, an-
cakson Ermeni tasansından son-
ra 'Kızılderili soykınmı'nı günde-
me getirmeyi akıl etti! Ben bu
sürprize açık, heran herşeyin ola-
bileceği ülkede yaşamak, haya-
tıma heyecan katmak istiyorum,
Hillary isterse gelmesin! Tek en-
dişem Bebek Erkan'd/r. Bumu-
mu öyle birsıktı ki, hâlâ sızlıyori"
Az sonra!
• Destek bulmak için Avrupa
turuna çıkan, fakat umduğunu
bulamayan FP Genel Başkanı
Recai Kutan "Türkiye'yeeliboş
döndüğümü düşünenler, yanılgı
içindedir" dedi!.. Kutan şöyle
konuştu: "Evet, belkiAvrupa'dan
siyasal destek bulamadım. Di-
nin siyasete kanştınlmasına tep-
ki gösterdiler. Ama bu, eli boş
döndüğüm anlamına gelmeme-
li. Çünkü Avrupa'dan Sayın Er-
bakan için iki valiz dolusu Ver-
sace takım elbise, kravat, göm-
lek, birsürü Italyan malı ayakkabı,
birkaç tane de sağlam ibrikakhm.
Bu açıdan Avrupa turu son
derece faydalı geçmiştir. Siyaset
her şey degildiıi" Az sonra!
• Baykal değişmeye devam
ediyor! Siyasetten uzak kaldığı
süre içinde çok değiştiğini iddia
eden Baykal, bu değişimi kanrt-
lamak istercesine, son basın top-
lantısını Sanskritçe olarak yap-
tı! Az sonra!
•Beşiktaş'tan Futbol
Federasyonu'na "altı yabancı"
dilekçesi! Başkan Serdar Bilgili
"Evet, federasyona dilekçe
vererekaltıyabana kuralının beşe
indirilmesiniya da yediye çıkanl-
masını istedik. Her nedense altı
rakamı camia olarak sinirimizi
bozuyor. Aynı başvuruyu Sayısal
Loto, Altılı Ganyan ve Kanal 6
için de yapacağsz. Ayriyeten Ful-
ya tesislerine Ankara plakalı araba
sokmayacağız" şeklinde konuş-
tu! Az sonra!
Aşk-ı Salacak
Şair Fatih Haznedar'ın son
kitabı "Aşk-ı Salacak" Çınar
Yayınlan'ndan çıktı. Sevgili
Haznedar'ın kitaba adını
veren şiirini sizinte paylaşmak
istiyorum:
"Ktz kulesinin aşkı
Günün ömrûyle orantılıdır
Gün uzadığında
Aşk uzayacak
Gün kısaldığında
Aşkı-ı salacaktır"
HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ lgulgec@yahoo.com
KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK behhak@turk.net
ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI
• .
K9 0
-
r
' , • ' > ' * - .
KEDt LEVO APTÜLİKA
A TSSok
W
1 T • " ^
i
BU KCM(U.İSTtERİ
MÜM-
KÜN DE6İL...
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 30Eylül
TEKMOrORtgUZUNMENZfLLI
1944'TE 8U6ÜU, TEK MOTOKLU AM&tİKAN SA-
VA% UÇAKCAPJ MUSTAUG P£1B'Y£,EK P£PO
TAKILMASlMA BAÇLANDl. S. DÜNYA SAMff'N/N
£N KUUAUfŞU SAt/Af UÇAnARlN&AN SAYI-
LAAJ MUSTAKJ6 'L&? (MAS7EM6')/ AYM 2* -
MANOA HIZU OLUÇLARIYLA C>A TANINIYOR-
PU. ANCAK, YAIÜT DePOVIRtUM FAZlA
8BN2.İN ALAMAMASI NeP£NİYLB UÇUÇ
MEUZİLLe&İ OU>UKQ* KlSAYPI. KAMfiT
ALTLA&tMA YUAAUBTA BİÇİMİ ıtd P€PO £<-
L£MEM MUZTANGLEIZ, AIZTIK AĞtR. BOM-
gABp/MAfJ UÇAKJLAHINA EŞÜKL EDECSK
PUR.UMA GELMİÇLE&Dl'. ÇOK &EÇMEPEN
BERLiM'i BOMgALAMAYA BAÇUYACAKLAZ
£>//... 1
GÖRÜŞ
EMlN GÜRSES
Prag Dersleri
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da
(Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası'nırv'
55'inci yıllık zirvesinde üye ülkelerden temsilciler^-:
maliyeciler, bankerler, iktisatçılar dünya ekonomh';
sini daha da liberalleştirmek, dünyada pazar eko- /
nomisinin yaygınlaştırılması önündeki engellerin*
kaldırılmasının yollannı görüşmek için toplandılar.; >
Bu toplantılar kapitalizm karşıtı gruplarca engel-'^
lenmeye çalışıldı.
Avrupa'nın betli başlı sanayi ülkelerinden sol'1
ve diğer radikal gruplar bu toplantılan engellemekj!
için Prag'a otobüs, tren seferieri düzenlediler ve"'
taraftarlannı buraya taşıdılar. Gösterilerde cam"-
çerçeve kırılmaya başlanınca protestolan organi-1
ze eden "Ekonomik Globalleşmeye Karşı Girişim \
adlı koalisyonda farklı gorüşler ortaya çıkmaya başv'
ladı. Birçok grup Prag'a IMF ve Dünya Bankası'nın .•
karartannı etkitemek için geldiklerini, fakat bazı grup-,,1
ların olay çıkardıktarını ve bu eylemleri onaylama-;,
dıklarını ifade ettiler. .;
Anarşistlerin önemli birtakviye ile Prag'da top-r)i
landıklannı biliyorduk. Bunlar her zaman olduğu-.
gibi kavga için buraya gelmişlerdi. Şimdi bir ta:
rafta IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası ka-";
pitalizmin temel kurumlarını revize ederek iyileş-^
tireceğini sanan gruplar, diğer tarafta her şeye';'
muhalif anarşistler. Ortada bir grup sosyalist kal-"
dı. Bunlann çoğu ise gelişmiş sanayi ülkelerinderf'
gelen profesyoneller, öğrenci ya da işsizlik maY
aşıyla geçinen gençlerden oluşuyor. Nerede eko-,
nomik globalleşmeden doğrudan etkilenen işçi-V
ler? Prag'da 1989'da on binlerce Çek ve Slovakij
emekçi toplanabilirken bugün Skoda ve Tatra gn
bi on binlerce işçinin çalıştığı iki dev şirkette ça-
lışanlardan bir ses yoktu. Bir eski "Çek ve Morav-
ya Komünist Partisi" üyesinin söylediği gibi bun> •_
lar, bu iki şirkete önemli oranda sermaye aktaran'
Alman kapitalizminin nimetlerinden yararianma-1
"
yı mı tercih etmişlerdi acaba? Gelişmiş ülke emek-1
1
çileri arasında az da olsa bir emekçi dayanışma-4
sına karşın can pazarındaki gelişmekte olan ül-N
kelerin namuslu emekçileri arasında dayanışma-^,.
1
dan söz etmek zor. j
Eski Dünya Bankası Başkanı (bu yılın başında,,
Asya krizinde IMF politikalannı eleştirmişti) Joseph]
Stiglitz, liberalleşme ve özelleştirmenin sadece0
bir azınlığın yaşam standartlarında daha da iyi-
leştirme sağlaması ve ekonomik globalleşmenin*
nimetlerinden geniş bir kitlenin yarariandınlması-T^
nın sağlanamaması halinde, bu politikaların gert
tepme tehlıkesi bulunduğunu ifade etmişti. Glo-'
balleşme sürecinde 500 şirketin dünya ticaretinirv
yüzde 70'ini, yabancı yatırımların yüzde 80'inj
kontrol ettiği bir manzarayla karşı karşıyayız. Bu
şirketlerin hegemonya çabalan kontrol edilemez-
se kapitalizmin ekonomik globalleşmesinin sonu-
nu, yine bu ekonomik globalleşmecilerin yaratıl-'
masına yol açtıkları yoksullaşma getirecektir.
Attilâ llhan 8 Aralık 1997 tarihli Cumhuriyet'te-
ki yazısında uluslararası sistemi kontrol eden güç-
1
lerin liberal sol cephe dümeniyle aydını işçiden ayır-^.
ma çabasından bahsediyordu. Gelişmiş sanayi &*<•
kelerindeki çabalaria karşılaştınldıgında özeltikle
gelişmekte olan çevre ülkelerde daha başanli;
olunduğu açıktır. Yoksullaşmaya karşı gelişmek-^
te olan ülkelerde doğabilecek muhalefeti bu ş&o
kilde bölebilmekte ve güçsüzleştirebilmektedirlery
"Zalimlerin globalleşmesi" bunun öncülerirtf!
bile tedirgin etmektedir. Globalleşme henüz o n ^
lann vaaz ettikleri, yoksullara da fayda sağlama,'
beklentilerini gerçeğe dönüştüremedi. Dışlanan,-
mazlumlann, yani namuslu insanlann global da-
d
yanışması yoksullaşmanın önünde önemli bir en*
gel oluşturabilir. Mazlum dayanışması global olur-,
sa bir anlam taşır ve etkili olabilir. "Zalimler" ya-'
ni emperyalistler arası dayanışma bir grup
yalistin direnişiyle kınlamaz. .
E-mail: emingurses(§ yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDANSAĞA:
1/ Kalabalık
korkusu.2/Es-
kiden "pasto- 2
ral" anlamın- 3
da kullanılan .
sözcük...Göz-
leri gönneyen. 5
3/Türkiye'nin 5
plaka işareti...
Hızısaattel20 '
km'yi geçen 8
çokşiddetlifir- g
tına. 4/ Yağ-
mur sulannı damlann
kenarlanna toplayıp
akıtan boru... Trab- 2
zon'unAkçaabatilçe- 3
sinde bir göl. 5/ Deri 4
üzerine uygulamaya 5
özgühamnrkıvamın- 6
da ilaç... Parlak yü- -.
zeyli bir kumaş. 6/ „
"Cahit—":Oyunya-
zanmız... Bir cetvel
türû. II Tolstoy'un bir romanı. 8/ Gördek balığınjv
verilen bir başka ad... Eski dilde aslan. 9/ Yolcu evi'..
;
Belirli bir iş için aynlan para. o
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Hareket sistemi ve omurga hastalıklannı inceleti
meyi ve tedavi etmeyi konu edinen hekimlik dalf.'
2/ Güneş sisteminin, 1993 'te keşfedilen onuncu g^.
zegeni... Uluslararası Çalışma Örgütû'nün simgek
si. 3/ Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Merkür gey
zegenine venlen bir başka ad. 4/ Içi boş ve çukut
olan... Ekmek ufağı. 5/ Gözdeki canlılık... Tabut
6/ Güvenlik. 7/ Orkestra şefınin orkestrayı yönetuş
ken kullandığı değnek... Pamuk kozası. 8/ YoksuP
lara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Romanya'nıi'
plaka işareti. 9/ Cinsel güçsüzlük.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlarıyla, araştırmalanyla,
köşe yazılarıyla, tarafsız haberleriyte sivil toplumlann
gazetesi. f
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.511 08 75 -