22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 EYLÜL 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA İ. U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKlNCİ Sözde Ermeni soykınmı tasarısma tek yanıt: Anadolu Uygarlık Tarihi Dosthiğun tarihsel tatnldarıKendi siyasal kökleri "Kızılderili soykınmına" dayanan ABD Temsilcı- lerMeclisi'ndeki "insanHaktanAKKo- misyonu" üyeleri, sözde Ermenı soy- kınm tasansını 21 Eylül 2000 günü kabul ederlerken, acaba gerçekten "in- san haklan" için mi oy kullanmış ol- dular?.. Aynı kararabağlı olarak tasanyı "bu- gün" (28 Eylül 2000) oylaması bekle- nen "Uhısiararası Üişkiler Komhesi" de yine ABD'nin soykınmlara karşı "has- sas* (!) olduğunu mu kanıtlayacak?.. Bütûn bir 20. yüzyıl boyunca, dûn- yanın dörtbirköşesinde yaşanan savaş- larda ınsanlar üzerine en ağır ve en acı- masız "tophı imha" silahlanyla saldır- manın öncülüğünü ve şampıyonluğu- nu yapanlar için bu sorulann yanıtını vermek elbette ki zor değil. Hiroşima ya da Nagazaki için 2. Dûn- ya Savaşı koşullan bir "mazeret" (') gi- bi hâlâ ileri sürülse bile, daha dün Bağ- dat'a yağdınlan bombalar nasıl unutu- labilirki?.. Yine birçok ûlkede sayısız insanı iş- kencelerden geçirip toplu öldürmeler- le siyasal egemenliklerini sağlayan ABD destekli "ırkçı-faşist darbeler" de nasıl bir kenara bırakılabilır ki?.. Amaç: Sürekli gerilim Bütün bunlar için ınsanlıktan "özür dBemek" gerekirken şimdi kalkıp söz- de Ermeni soykınmına karşı Türki- ye'yi "insanhaklantaıihi" kapsamın- da "sorgulama" anlamına gelen bir oy- lama "gösterisi" içine girmenin, (tngi- lizceye nasıl çevinrler bilemıyorum ama) hiçbir "kıymeti harbiyesi" yok- tur... Nitekim sözde bir soykınmı mah- kûm etme adına devreye sokulan bu tür kararlann da temelde "banş ve insan sevgisi" için falan değıl, tam tersine "düşmanhktann ve savaşm daha da kö- rûkknmesi" ıçın gündeme getınldıği de açıkça gözlenebiliyor... Tûrkiye ile Ermenistan arasındakı siyasal soğukluğun, hem her iki ülke- deki kimi gerilim yanlısı siyasetçile- rin, hem de tûm uluslararası politika- sını "sürekfisavaşortannyarataıa'' üze- rine kurduğu bilinen ABD'nin "öz- lemlerine" uygun bir şekilde daha da "urmanmasma" yönelik tutumlar ser- ^adece 200 yıllık geçmişleri bile "Kızılderili soykınmıyla" başlayan ABD'li siyasetçilere binlerce yıllık uygarlık tarihimizin "ortak kültür birikimleriyle" yaratıldığını anlatmak zor olabilir... Ancak bizler bunun bilinci içinde davranmah ve soykırım tartışmalarına "şovence reflekslerle" değil, dostluk ve kardeşlik geleneklerimizi daha da güçlendirerek yanıt vermeliyiz... Karstavaktiyte Ermenikrin yapıp kullandıklanverandauevkrve bu "dost kültürün' mekimlarmdabüvüyüpgeleceğe haznianan Karshçocuklar_ (sokia) Kay seri'de TavukçuMahallesi'ndeki Ermeni konutnıimarisiörnekleri Anadolu kültürleriarasmda aynmy^pınayan t uh^yas«l«nmi7Lı'kf>ruınaaltında-.Bue\leri>ayitnıak ise sözde soykınm polemiğine en uygarca yanıt olacak— (sağda) (Fotoğraflar: OKTAY EKlNCI) gileniyor. • Üstelık bu tür tutumlann, 20. yüzyı- lın başlannda azgınlaşan "emperyalist kaptşma" sürecinde, Anadolu'daki ta- nhsel dostluklan "sömürgecilik" önün- de engel gören ve bu nedenle yüzler- ce yıl aynı topraklarda "kardeşçe uy- garüklar" yaratmış değışık kültürler- den halklan. H diL din ve inanç farkı gö- zeterek birbirierine kin ve nefret duy- gulanyla düşman lahp saldırtmış" si- yasal tutumlarda da "aynı" olduğu ıs- rarla gızleneTek... Yani, bir anlamda bugünkü TCK'nin "312. maddesine" giren suçlann. ta- rihte yoğun olarak "işlenmesinden" kaynaklanan büyük toplumsal dramlar- daki "gerçeksorumhılar" ile yine şim- diki sözde Ermenı soykrnmı tasansı- nın peşine düşerek benzer dramatik gelişmelere "gerekçe" yaratanlann, bir bakıma "aynı siyasal soydan gekükle- ri" unutularak ve unutturularak... Sezer'in 'uyana^ tşte bu nedenle ne ABD'li "tasanhay- ranlan", ne Ermenistan'da bu tasanyı sürekli "gündemde tutarak" politika yapmayı yeğleyenler, ne de Türkıye'de aynı tasannm oylanmasını "bahane" ederek Ermenistan'a yönelik düşman- lığı daha da körükleyenler, Cumhurbaş- kanımız Ahmet Necdet Sezer'in BM liderlerinin 3. bin yıl buluşmasında di- le getirdığı "Tarihi tarihçilere bıraka- hm" sözündeki derin anlamı ve "uya- rryı" kavrayabiliyorlar... Çünkü geçmışe sadece "siyasal re- ferans kaynağT olarak bakan sıyaset- çiler, toplumlann değıl "kendi gelecek- lerini" güvenceye abnaya dönük tek yönlü ve aldatıcı bir siyasal tarih söy- letnini de hep etkin ve belirleyici kılı- yorlar... Buna karşın tarihe "insan uygarhğı- nuı birUdmlerini" günümüzün ve ge- leceğin "ortakinsanyaratıcıhğuıa* ar- mağan etmek üzere toplumbilimin reh- berlığiyle bakmasını bilen tanhçıler ise siyasetçılerin değil halklann gele- ceğıni güvenceye almaya ışık tutabile- Kars'uı 'banşpmjelerini kavrayabümek "KafkasIstikrarPaktına Doğru" sloganı altın- da 28-30 Hazıran 2000 günlerinde düzenlenen Kars Kent Kurultavı. toplanhya Ermenıstan'da- lri Gûmrü kentınden katılmak isteyen ıkı Erme- ni beledıyecinin "sDurdışı" edıbneleriyle kamu- oyunda duyulmuştu... Oysa, bu tür talihsizlikle- rin de arük sona ermesini sağlayabilecek önem- li kararlann ahndığı Kars Kent Kvırultayı'na ba- sınımız tüm yönlenyle ilgi göstermeli, sadece polisia dıkkatsizliğıni değil, 3 gün süren geniş ka- tılımlı tartışmalann zengin içeriğini ve hedefıni de önemmsemeliydi... tşte bu eksıklık nedeniyle kamuoyunda hâlâ pek büinmeyen, ancak ABD Uluslararası Ilişkiler Ko- mitesi'nde bugün oylanması beklenen sözde Er- menı soykınmı tasansına karşı da Türkıye'nın ve- receği en "uygarca*' yanm oluşturabilecek "üd biyükproje'', Kars Kent Kurultayı kararlan ara- stnda tüm banş ve dostluk yanlısı kesimlerin ıl- gisinı bekliyor. Birincisi, "SankamçTarihveBanş Pakn"pro- jesi... Ikincisi ise tarihi "Ani" kentının, Tûrkiye, Ennenistan,Gürcistan ve Azerbaycan tarafından ortak bir Kafkasya mirası olarak "birHkte" ve iş- birliği içinde korunup, yaşatılması... Bu projelerle ilgili Kunıltay Bildirgesi'ndeki (6. madde) \oirgulamalar özetle şöyle: 1) Sankamış Banş Farkı: Kunıltay katüımcı- lan, Kafkasya'da çatışma ortamının sona erme- si ve "kaha bir banş külturünün"' tüm toplum- lan kucaklaması için de Kars ilinin öncü ve sim- gesel bir adım atması gereğıne inanmakta ve bu yönde AüahüekberDağjan'nda 20. yüzydın baş- lannda şehit düşen Anadolu gertçlen ve komu- tanlannın anısına dikilmiş Abide'nin daha kap- samlı bir "Sankamış Tarih ve Banş ParkT dü- zenlemesi içinde bölge halklanna ve insanlığa ar- mağan edihnesini, bu bölgenin "tarihi StT" üan edılerek aynı SÎT'ın bir müzesinin de yine San- kamış'ta gerçekleştırilmesıni tüm ilgılilere öner- mektedirler.. 2) "Ani" için ortak girişim: Kabhmcılarm ay- nı amaca dönük bir başkâ acil ve önemli dileği de Ani kentinin, öncelikle bu kentle "kfiMrel ba^an" olan Kafkas ülkeleriyle "ortaklaşa pro- jekr" geliştirilerek ve yine ortaklaşa çalışma ve finans programlan üreterek, bölgenin bır tarih ve kültürmerkezi şeklinde Anadolu, Kafkasya ve Dünya mirasına dönüku kültürve inanç turizmi- ne" kazandınlmasıdır... Bakalun, Kars Befediyesi'nin ev sahipliğinde- ki tarihi buluşmada gelıştirilen bu düşünceler, sözde Ermeni soykınmı tasansına karşı neredey- se aynı siyasal üsîupla, adetatt nüsffieme"yapmak- tan öteye geçmeyen ve içeriksız ve sonuçsuz "şo- venist tepküerin" yenni ne zaman alacak?.. Karslı Âşık Zûlaü'nin, kimilerince "Ermeni kenti" sayılarak adeta yok oluşa terkedilen "Ani" hakkmdaki daha 1800'lerin başlannda yazdığı Ani Destanı'nda dile getirdığı dostluk duygula- rmı gerilim düşkünü şu sözde tarihçilere bir' belgesi'' olarak sunuyorum... Destandan iki kıta şöyle: "Neden böyle harap, >iran kalmışsın; Sebebini var mı soranm Ani?_ Nice yü şahlara takgah olmuşsun; Nefer görmûş taşjn, toprağm Ani?_ Kimin şerri, tacm-tahon devürdü; Kimin bed-duaa ah-üst çevüntû?- Kimin od'a dfişüp, kfilfln savurdu; Yandı mı gütsanm, hoş baglann AHİ?_" Türkrye-Ermenistan smınnı otuşturan Arpacay ûze- rindeki tarihi Ani kenti farkh küMrlerüi ortak uygar- hk aıutianyla bezeti_ cek "kükürelkazanımlan" savaşlardan, krallardan ve padışahlardan çok daha önemli ve "değerti" görüyorlar... Böyle olunca da tarih gerçekten "ta- rihçilere", yani binlerce yıllık bir geç- mişin öncelikle "üretenler", "yaratan- lar" ve zengin bır "yaşamaküİtürünü" bugünlere miras bırakanlar tarafından yazıldığını bilenlere bırakıldığında, onu okuyanlar da düşmanhk yerine dostluk duygulanyla donanıyor, fark- lı kültürlere kin ve nefret yerine, "sev- gi ve hayranhk" içinde kucak açıyor- lar. '«-i '\hrttashgiii' tanıklan '"* Bütün bunlan ise 200 yıllık geçmi- şiyle "uygarlık tarihinin" ne demek olduğunu kavramakta sürekli zorluk çeken ABD'deki sözde Ermeni dostla- nna anlatmak elbette ki pek mümkün değil... Aynı şekildeTürkiye'debugün de sürmekte olan Türk ve Ermeni *yurt- taşlannuz" arasındaki dostluk ve kar- deşlık duygularmın temelmde yatan "ortaktarih ve kültür binncinin" nasıl bir geçmişten kaynaklandığını da... Bu geçmişın "tanıklan" ise sadece siyasal beklentılere göre yazılmış söz- de tarih kitaplan değil, yine ortak ya- şama külturünün ürünleri olan şarkılar, türküler, yemekler, gelenekler ve aym yaşam zenginliğıyle kimlik bulan "ta- rihi kentier" ile mimarlık ve sanat mı- rası değil midir?.. Özellikle "kentselvemimari miras", örneğin Kayseri'deki birTavukçu Ma- hallesı'nden, Gaziantep'tekı Ermeni evlenne ya da Istanbul'dakı Kavafyan Konağı'ndan Kars'taki "Ani" yerleş- mesine kadar Tûrkiye'nin birçok yö- resinde sayısız ömekle tarihteki "ba- nş küftürünü" geleceğe de taşımak is- teyenlenn ılgısini ve kendilerine "sa- hip çıkümasını" bekliyor... Çünkü bu zengin mirası yıkıma ve yok oluşa terk eden sözde ımar politi- kasıyla, aynı değerleri ortaklaşa yarat- mış halklar arasında sürekli gerilim yaratılmak istenmesinin de "aynısiya- sal çevrekrden" kaynaklandığım artık görmek gerekiyor... Sözün kısası, ABD'de bugün yapı- lacak oylamaya verilecek en güzel ya- mt, soykınm tartışmalanndan çıkan olan savaş ve gerilim yanlılannm kar- şısrna Anadolu'daki tüm kardeş kül- türlerin ortak uygarlık mirasını "dost- hığun tarihsel tanıklan" olarak koru- yan ve geleceğe taşıyan bir ülke ola- rak çıkmaktır. 'Sanal güzeller' ünlü oyunculara karşı Al Pacino'nun yeni rol arkadaşı Simone. Kültür Servisi - Yaşlanmıyor, yönetmenlere kapris yapmıyor, oynadığı film başına 20 mılyon dolar istemiyor, istemrse göğüsleri büyüyor. ba- caklan uzuyor. Yapımcılann sihirli parmaklan ile istendiği an gülüp istendiğı an ağlayabiliyor... Bilgisayarla sinemanın iç içe geçtiği bir dönem- de ortaya çıkan sanal karakterler artık ünlü oyun- culann yerini almaya hazırlanıyor. Böylece, Hollyvvood'un isteklerine ve ihtiyaç- lanna göre şekillendirebildiği 'sanal gûzeuer', bir saniye yüzünü göstermek için tonlarca para alan Sharon Stone veya Juüa Roberts gıbı ünlülerin pa- bucunu dama atacağa benziyor. Şimdiye kadar he- men her istediklerini kabul ettıren Hoüyvvood yıldızlannı hayli rahatsız edeceğe benzeyen bu sa- nal kahramanlar, sessiz filmden sesliye, siyah-be- yazdan renkliye geçiş dönemleri gibi, sinemada köklü bir degişim yaratacak. Simone şu anda gündemde olan sanal karakter- lerden biri. Bilgisayar karakteri Lara Croft'un sinema filminde başrol oynayacak. Senaryoya uygun olarak, bilgisayar tarafindan yaratılmış Si- mone çok seksi, çok güzel ve daha da önemlisi, tıpkı gerçek bir insan gibi. Gözlerinin ve elleri- nın hareketinden mimiklerine kadar insan özel- likleri taşıyan Simone, bir insanm olamayacağı kadarkusursuz birvücuda sahip. 'Truman Show'un senaryosunu yazan, 'Gattaca'nın yönetmenı And- rew Niccol'un üstlendiği projede, Al Pacino'nun canlandırdığı biryapımcının hikâyesi anlatılıyor. Aralannda çıkan tartışma sonucu baş kadm oyun- cusunu kaybeden ve çözümsüzlük içine giren film yapımcısı, onun yerini sanal kahraman Si- mone ile dolduru>or. Bir anda ortadan kaybolan kaprisli yıldızı ise VVınona Ryder canlandıracak. Sanalla gerçeğin birbiri içine girdiği film, as- lında geleceğin günümüze bir saldınsı. Özel efekt- ler, bilgisayarlahareketlendirümiş sahneleriyle bil- gisayarla kuşatılmış bir dünyaya övgüler yağdı- nyor. Fibn, çekimlerine daha başlanmamış olması- na karşın şimdiden tartışmalar ve polemiklere yol açarak adından söz ettirmeyi başardı. Hatta reklam şirketlerinin ücret politikasına karşı grev başlatan oyunculara kurulan bir komplo olarak bi- le görülüyor. Özellikle 'eski düzen' yanlılannın büyük tepki gösterdiği Simone, bilgisayarlara bağlı geleceği simgeleyen bir karakter olarak yo- rumlanırken bunun, dünyanm, sanatm ve sinema- nın sonu anlamına geldiğini savunanlar da bu- lunuyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Bir Festival ve BirGörev... UkJsJararasj Eskişehir Festivali, bu yıl 7-15 EkJm tarihleri arasında altıncı kez gerçekleştiriliyor. Kı- sa süre önce bu saytalarda yayımlanan program- dan da anımsanacağı gibi, festival yine çok zen- gin bir etkınlikler yelpazesıyle karşımıza çıkıyor. Viyana Filarmoni Orkestrası gibi dünyaca ünlü bir toplulukla yapılacak açılışı, yine yerli ve yaban- cı sanatçılann katılımıyla çeşitli tiyatro, konser, ser- gi ve atötye çalışmalan gibi etkinlikler izleyecek. Festival, 15 Ekim Pazar günü Anadolu Üniversi- tesi Senfoni Orkestrası'nın konseriyle son bula- cak. Uluslararası Eskişehir Festivali, bundan altı yıl ön- ce Zeytinoğlu Eğitim, Bilim ve Kültür Vakfı ta- rafından gerçekleştırılen bır proje sonucu dpğ- muştu. Daha ilk yıldan başlayarak Anadolu Üni- versitesi'nden de geniş destek gören, boylece ti- yatro ve konser salonları ile sergi mekânlan ve sosyal tesisler bakımından bir sorunla karşılaş- mayan festival sayesinde Eskişehir, heryıl ekim ayın- da canlı bir sanatçı trafiği yaşadı. Uluslararası Es- kişehir Festivali, programlannın zengin içeriğiyle Es- kişehir'in bir üniversite kenti olma niteliğinin de ta- mamlayıcısı oldu. Kentin kendisi de bu festival aracılığıyla sanat bağlamında bir dünyaya açılışı, dünya sanatıyla ilişki kurma sürecini yaşadı. Festival etkinliklerine Eskişehir halkının ve üni- versite öğrencilerinin gösterdikleri ilgi, festival dü- şüncesinin aslında çok verimli bir toprağa serpil- miş birtohum olduğunu da kanıtladı. Çoğu etkin- liklenn biletleri, günler öncesınden tükendi. Festi- val çerçevesinde düzenlenen sergiler de hep yo- ğun bir ilgiyle karşılaştı. Yukanda anlatılanlar, eğitimin ve sanatın birtop- lum açısından taşıdığı önemin bilincinde olan bir aile eliyle, Zeytinoğlu ailesi tarafından kurulmuş bir vakfın bugune kadar gerçekleştirdiği etkinlik- lerin partak bilançosuydu. Bundan sonrası için ise Eskişehır'e bu festiva- lın devamı bağlamında çok önemli görevler düş- mekte. Çünkü bilinen nedenlerle Zeytinoğlu şirket- lerinin geçirdiği sarsıntı, destek bağlamında vakfı da bazı güçlüklerie karşı karşıya bırakmış durum- da. Burada kendilerini gerçekten Eskişehirli sayan- lan ve kentlerinin sanat bağlamında da bir "büyük kent" olmasını içtenlikle dileyenlerin bilmek zo- runda olduklan bir tarihsel gerçek var: Batı'nın gü- nümüzde sanat ve kültür merkezleri sayılan, öyle ünlenmiş kentlerinin en önemli sanat, eğitim ve kül- tür kurumlannın büyük çoğunluğu, sivil girişim- ler eliyle gerçekleştirilmiş süreçlerin birer sonu- cudur. Başka deyişle, bu gibi kurumlar Batı'da çok geniş kesimlerce sürekli desteklenen vakıf- lann birer ürünudür. Dünyanın ünlü üniversiteleri, konser salonlan, kültür merkezleri, sanat eğitimi veren kurumlan ve nihayet her yıl düzenlenen çe- şitli uluslararası festivaller, bu sivil girişimlere ör- nek gösterilebilir. iı Batı'nın "kentlilik" anlayışına göre, başta bir kentteki güçlü ticari kuruluşlar (şirketler, odalar vb.) olmak üzere, bütün sivil kesimlerin böyle gi- rişimlere destek vermeteri, artık reklam amacından da öte, kentJiliğin kimlik karh anlamını taşımak- tadır. Bir başka açıdan ise sivil kesimlerce sanat ve kültür alanındaki girişimlere destek venlmesi ve süreklilik kazandınlması, kentsel uygarlık düze- yine varmış olmanın en önemli göstergelerinden biri sayılmaktadır. Şimdi Eskişehir ve onun sivil kesimleri, Ulusla- rarası Eskişehir Festivali'nın bundan sonra da sü- rebilmesi bağlamında, böyle bir sınavla karşı kar- şıyadır. Yaklaşık sekiz yıldan bu yana kendimi Istanbul- lu olduğum kadar Eskişehirli de saydığımdan, ya- ni bu kentteki bir ünıversitede ders vermekle ye- tinmeyip, kenti de her yönuyle yaşadığımdan bir eleştiri yöneltme hakkını kendime tanıyorum. Sa- nat ve kültür alanındaki girişimleri sahiplenmek ve bu sahiplenişi kentliliğin bir göstergesi saymak bakımından Eskişehirlilerin bugüne kadarki karne- si, ne yazık ki pek parlak değildir. Örneğin Eskişe- hir kendi içindeki bir üniversiteden, Anadolu Üni- versitesi'nden mezun olan bir avuç yetenekli ide- alist genç sanatçının kurduğu bir özel tiyatroyu, Es- kişehir Tiyatora Kumpanyası'nı yaşatamamış- tır. Bunun gibi Eskişehir, yakın geçmişte yine bir avuç idealist insanm büyük özverilerte on beş gün- de bir yayımlamaya başladıklan, bir eşine daha bü- yük kentlenmızde bile rastlamanın zor olduğu bir bültene de destek vermemiştır! Uluslararası Eskişehir Festivali'nın ileri yıllarda da sümnesi, yalnızca ve yalnızca Eskişehirlilerin kent- liliklerini kanıtlamalan koşuluna bağlıdır! e-posta: ahmetcemaKd superonline.com acem2CKa hotmail.com Beyoğhı Fransız Sarayı'ndan antîka halı çalındı • İSTANBUL (AA) - Fransa'nın tstanbul Başkonsolosu'nun konutu olarak da kullanılan Fransız Sarayı'nda bulunan yaklaşık 200 bin dolar değerindeki antika halı, esrarerıgiz bir şekilde kayboldu. Beyoğlu Nuri Ziya Sokak 22 Numara'da yer alan ve koruma altında bulunan Fransız Sarayı'nın duvannda asılı 6 metrekarelik antika halı, bu ayın başında muhafaza altma alınması amacıyla indirildi. Bir süre sonra halının kaybolduğu fark edildi. Yapılan inceleme sonucu, Fransız Sarayı'nın kapı, pencere ve duvarlannda herhangi bir tahribat ohnadığı belirlenirken antika halınm hırsızlık yöntemiyle çalındığına dair bir bulguya da rastlanmadı. Polisin, Fransız yapımı halmm akıbetini belirleyebilmek amacıyla başlattığı araştırmalar sürüyor. BUGÜN • 2. AYA İRİNİ BACH GÜNLERİ'nde saat 19.30'da Alexander Rudin'in çello konseri yer alacak. (251 56 00) • BABYLON'da saat 22.00'de Urban Grooves by Radio O»-gen \oL 5 dinlenebilir. (292 73 68) • tTALYAN KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 18.30'da Hülya Tunçağ'ın 'Türk Caz Bestecileri ve Sorunlan' adlı söyleşisi yer alacak. (293 98 48)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear