25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EYLÜL2000SAU CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Mspanyolfotoğraf çı IsabelMunoz'un ^Karşılaşma Anı' adlıfotoğrafsergisiBilgiAtölye'de Matador ilepehlivanın dansıESRA ALİÇAVUŞOĞLU Yağlı gûreş ve boğa güreşi... tki fark- lı kültüre aitmiş gibi görûnen, ancak bi- r a 2 incelendiğinde birçok benzerlikler taşıyan bu îkd geleneksel spor şu gûn- lerde bir serginin içeriğıni oluşturuyor. ICöklen Girit'e kadar giden, bu figür- lere freskler ve seramiklerde de rast- lanan boğa gûreşı, Ispanya denilince ilk akJa gelen spor kuşkusuz. Matador ile boğanın yüzyıllardır süren ve bitecek- miş gıbı görünmeyen mücadelesi, in- sanoğlunun kendinden güçlü 'doğaya' karşı açtığı bir savaş da aynı zamanda. Ilk kez antikçağın Yunan ve Roma'sın- da karşımıza çıkan, şimdi ise Kırkpı- nar'la özdeşleşen yağlı güreş, her yıl meraklılanru alanlara çekiyor. Savaşlann azalmasından sonra sa- vaşçılann formlannı korumak için sür- dürdükleri yağlı gûreş, yağlarla parla- tılarak 'gözaba' bir hale getınlen iki er- kek vücudunun dans edercesine dö- güştüğü tek spor belki de. Ünlü Ispanyol fotoğrafçı IsabdMu- mra'un, tstanbul Bilgi Oniversitesi'nin Taksim Bilgi Atölye 111 'de sergiledi- ği fotoğraflar işte bu iki gûreş biçimi- ni karşı karşıya getiriyor. Sergi hem boğa gûreşi ile yağlı güreşi hem de bunlann kendi içlerinde karşılaşma an- lanm veriyor. Her ikisi de ritûellerden ohışuyor. Matadorun bir gelini kıskan- dıracak biçimde sûslü ve alımlı kıya- feti belki de başlı başına bir araştırma konusu. Yağlı güreşçilerin kıspeti ise kuşku- suz erkek vücudunu ön plana çıkanyor matadorun aksine. Isabel Munoz bu sergisinde, siyah- beyaz fotoğraf koleksiyonundan, yûz- yıllar boyu dönüşûme uğramakla bir- likte bugün hâlâ lspanyol ve Türk kim- liğinin önemli bir parçası olan boğa gûreşi ve yağlı gûreşe yakından baka- rak iki temel Akdeniz geleneğini ele alı- yor. 1951'de Barcelona'da doğan Isabel Munoz, 1970'tenbuyana Madrid'de ya- şıyor ve çalışmalannı burada sûrdürü- yor. 1984-1987 yıllanarasındaABD'de değişik fotoğraf teknikleri üzenne eği- tim alan ve 1986 yılından bu yana ça- lışmalan başta Tokyo, New York, tspan- Larşılaşmalar'da siyah- beyaz fotoğraf koleksiyonundan çahşmalan sergilenen Isabel Munoz, iki temel Akdeniz geleneğini ele alıyor. Sanatçı, boğa güreşi ile yağlıgüreşi bir 'dans' olarak görüyor; boğa ile matador arasında gerçekleşen bir dans... Ve bu da fotoğraflanna iki dansçının hareketleri olarak yansıyor. Sanatçıya göre her iki güreşte de bir güç savaşımı değil ortaya çıkan; zekânın, dürûstlüğün izdüşümleri. ya ve ttarya'nın çeşitli şehirleri olmak ûzere dünyanın pek çok yerinde birey- sel ve toplu sergilerde yer alan Isabel Munoz, fotograflannı, plaün tekniği kullanarak, kontrplak baskı yöntemiy- le ve fotoğrafa farklı bir doku kazan- dırarak gerçekleştiriyor. Genel olarak siyah-beyaz fotoğrafi yeğleyen Isabel Munoz, bunu, yaşamın gizini en iyi bi- çimde yansıtıyor olmasına bağlıyor. "Sryah-beyaz fotoğraf her zaman da- ha gizeınti görünmüştür bana. Belkide siyah- beyaz, renkb bir fotoğrafta far- kedem ediğitniz aynnülan daha betir- gin kılryor. Renkh'fotoğrafda sevryonım ama tercihimi özellikle siyah- beyaz- dan yana kullanryonım." Sanatçı bu sergısınde olmasa da di- ğer çalışmalannda özellikle gözleri vurgulamaya çalışıyor. Çok klişe gibi görûnse de Munoz'a göre gözler insan vücudunun en fazla şey söyleyen bö- lümü. Sanatçı insan vücudunu duygulan açıkça ifade etüği, cinsiyetı ve farklı kül- türieri çok açıkbirbiçimde yalansız yan- sıttığı için özellikle kullanıyor. "Ben- ce duygularm sınuian yok. Yakaladı- ğıminıgelerintekbirduygııyuanlatına- suu istiyorum ve yakaladığım aynnö- lann hikâyelerini başkalarryla paylaş- maya çahşıyorum. İnsanlarla sadece tekbir anı payiaşmaya çahşryonım. tn- sao vücudu belki de her şeyden daha çok şey söylüyor size." Sadece yaşam hakkında konuşmak istiyor Munoz ve bundan dolayı yaşa- mımızdan aynntılan sunuyor bizlere. Munoz'un dikkat çektiği bir diğer öğe ise bu iki güreşin birçok kişi tarafın- dan vahşet gibi adlandınlmasına kar- şınbunu biı 'dans' olarak görmesi. Bo- ğa ile matador arasında gerçekleşen bir dans... Ve bu da Munoz'un fotoğ- raflanna iki dansçının hareketleri ola- rak yansıyor. Munoz'a göre her iki gü- reşte de bir güç savaşımı değil ortaya çıkan; zekânın, dürûstlüğün izdüşüm- leri. Munoz'un bu iki sporu seçmiş olma- sına neden ise Ispanya ve Türk kültü- rûnün birçok benzerlik taşıması. Gerek boğa güreşi, gerekse yağlı güreş in- sanlann birbiriyle yakın temasını gös- teren Akdenize ait en önemli gösterge- lerinden bıri. Ilk sergisini Mimar Sinan Üniversi- tesi'nde beş yıl önce açan Isabel Mu- noz'un fotoğraflannda dikkat çeken birdiğer özellik ise kullandığı platin tek- niği. Bu teknik ilk fotoğrafçılar tara- fından 19. yüzyıl sonu ve 20. yûzyıl ba- şındakullanılıyordu. Sanatçuun fotoğ- raflannda herhangi bir müdahale söz konusu olmadan gCTçekleştrrdiğı ça- hşmalanna ise kontak baskı yöntemi adı veriliyor. 30 Ekim tarihine dek açık olacak 'Karşılaşma Anı' adlı sergi, THY, Ibe- na Hava Yollan, Ispanya Büyûkelçili- ğı'nın destekve karküanyla tstanbul Bil- gi Üniversitesi ve Türkiye'dekı etkin- liklerine çok yakında başlayacak olan lspanyol Kültür Merkezi Cervantes Enstitüsü'nün ortaklığıyla gerçek- leşiyor. Dokuz Eylül üniversitesi 4. Uluslararası Seramik Sempozyumu Kültür Servisi - Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü tarafından bu yıl dördüncü kez düzenlenecek olan 'uluslararası Seramik Sempozyumu' 29 Eylül'e dek gerçekleştinlecek. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Seferihisar'daki dinlenme tesislerinde workshop -atölye çahşmalan 10-28 Eylül tarihlerinde sürecek. Sempozyum, workshopta ortaya çıkan yapıtlarm sergilendiği 29 Eylül-21 Ekim tarihleri arasındaki tzmir Resim ve Heykel Müzesi'ndeki serginin açthşıyla son bulacak. İlk olarak 1997 yılmda DEÜ Seramik Bölümü'nce Prof. Sevim Çizer öncülüğünde düzenlenen sempozyuma bu yıla kadar 14 ülkeden 23 yabancı 12 yerli, toplam 35 sanatçı katüdı. Bu yıl 4. kez düzenlenen ve iki yıldır Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle sürdürülen sempozyuma Pakistan, lngiltere, Avustralya, Mısır, Yunanistan, ttarya, Japonya, Arjantin, ABD ve Türkiye'den olmak üzere 11 ülkeden 16 sanatçı katılacak. Uluslararası Seramik Sempozyumu kapsamında düzenlenen serginin ardından sanatçılann üretnkleri yapıtlar Narlıdere'deki Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü sergi salonunda sergüenecek. 1997 yılından beri biriken yapıtlann uzun süreli görülebilmesi için tzmir çağdaş seramik sanatı müzesinin kurulması için girişimler devam etmekte. Sempozyuma katılacak sanatçılar ise, Pakistan'dan Rıffat Arvı tngiltere'den Mıck Brettie, Avustratya'dan Jacqueline Claytos, Türkiye'den Sadö Diren, Yüksel Gnoer, \%dat Kaçaı; Mebem Kaya, Tüzûm Kndcaa, Mısır'dan Mohk FJ Dm Hussein, Yunanistan'dan Thomais Kondu, ttalya'dan Annie Lambert, Japonya'dan Akfto Morino, Arjantin'den Jaly Vasquez Amerika'dan Nick J. De Vries Avusturya'dan Vahraırt Gschki olarak belirlendi. Ferzan Özpetek yeni filminde yaşamını, yaşadıklarını dile getiriyor Gözyaşı vegiilümsemebirarada ELVANUYSAL ROMA - Güzel bir cumartesi sabahı Ro- ma'nın en eski ve otantik mahallelerinden Trastavere'deyiz. Piazza di San Cosimato'da brr sokağın köşesınde güzel bir ttalyan kadın yoldan geçenleri, 'Özür dileriz, çeküm var, ge- çemezsiniz' dıyerek durduruyor. Her şey sade ve iddiasız görünüyor. Ferzan Ozpetek'in üçüncü fılmi 'Le Fate Ignorante'nin son çe- kimleri yapılıyor. Son çekimler ama filmin so- nu değil, başlarda hikâyenın anahtar noktası olan bir trafik kazası çekılıyor. Ortalıkta ölen kalan yok henüz. Birbırlerine doğru giden ara- balar, sonra da duran arabalara hayretle bakan kafe müşterilerini görüyorsunuz. Çünkü öz- petek bu sahneleri dijital ortamda, dramatik bir ölüm sahnesi haline getirecek. Tıpkı Tita- nic'teolduğugibi... Oyunculann hemen hepsinin ttalyan oldu- ğu, ttaryan Fransız ortak yapımıfilmde(Marg- heritaBuy,StefanoAccorsi,GabrielGarko,Eri- ca Blanc) Koray Candemir ve Serra Ydmaz da rol alıyor. özpetek filmi için, "bir yas hi- kâyesi, kocasuu kaybeden bir kadımn yeni bir hayat bulması ve oturduğum mahalle Ostien- se'de gasometre (gazhane) yakınlannda bir apartmanın hikâyesi" diyor. Kabaca böyle özetlenebüecek olan fılmde tabii kı fazlası var! tlk iki filminde olduğu gibi 'Le Fate Ig- norante' de bir iç yolculuk fttmL Ama bu kez daha farkh" diyor. Serra Yıbnaz'm ttalya'ya taşınan bir Türk kadınmı canlandırdığı karakteraı dıyaloglann- dan bir örnek veriyor: "Ben Istanbul'dan Ro- ma'ya hayatmudeğiştirmeye geldim, ama ha- yatnn birinci kattan dördüncü kata tuz istemeye gi- dince değiştL Esas seyahat o oldu. Yaıumızdaki bir komşu bile hayatmuzıdeğJştirebüir.*1 Fılmde tek ha- yatı değışen Serra Yılmaz değil. Ünlü ttalyan oyun- cu Margherita Buy'un canlandırdığı Antonia, yu- kanda çekimine tanık olduğumuz sahnede eşini kaybediyor. 15 yıllık evliliğinde çocuk çoluklany- la mutlubir hayatı olduğunu düşünen Antonia, ölen eşinin arkadaş grubuyla tanışınca hayatunn bir ya- nılsamadan ibaret olduğunu anlıyor: Antonia'nın yıllardır aynı evi paylaştığı ve herkesten yakın ol- duğunu zannettiğı kocası bir eşcinsel... Önce ölü- mün, sonra da bu tuhaf gerçeğin şoku altında ezi- len Antonia'ya kocasının eşcinsel arkadaşlan ve ya- şadıklan apartmarun sakinleri kucak açıyorlar. Var olduğunu sandığı şeylere asla sahip olmadığım gö- ren Antonia, 'yeni ailesiyk' yeni bir yaşama başlı- yor. Apartman sakinleri arasında bir de AIDS hasta- sı eşcinsel var. Ölüm bir gölge gibi filmin etrafın- da dolaşsa da hikâyenın genel havası bir trajedı de- ğil. Özpetek, "Gözyaşı ve gülümsemeler bir arada. Tıpkı nonnal hayat gibi... Yaşadığnn şeyleri anlaü- yorum" diyor. Filmin isminin ilham kaynağı Margherita'm bir tablosu. özpetek, bir gün Galatasaray'da bir arka- Ferzan Ozpetek'in üçüncüfilmitamamen ltarya üzerine. daşrnın evinde Margherita'in LaFataIgnorante tab- losunu görüyor. Bu tablodaki periler günlük ya- şamlannda yalan söyleyen, ne yapacağmı bileme- yen insanlan çağnştınyor. Buy'un canlandırdığı Antonia karakteri de kocasmın yaşamında ustaca gizlediği dûnyasmı evindeki bu tablonun ışığında yeniden keşfediyor. Antonia'mn yası, düş kınklık- lan ve tüm bunlann üzerine kurduğu yeni dünyayı anlatan hikâye, melodramla komedi arasında gidip geliyor. Yaşamı da tesadûfler üzerine kunılu Yardımcı yönetmen olarak çalıştığı otuza yakın filmin çoğu komedi olan Özpetek, fılmlerini bu tür üzerine kurmayı tercih etmiyor. Daha çok göz- yaşlanna kahkaha, kahkahalara da gözyaşı bulaş- trrarak hayatın içinden hikâyeler anlatıyor. "Ha- mam" ve "Harem Suare* fılmlerinin senaryosu- nu da yazan yönetmen, 'Le Fate Ignorante'nin se- naryosunu Giani RomoK'yle birlikte yazmış. Fümlerinde fıziksel ya da içsel bir yolculuk sa- yesinde kişinin kendini keşfetme sürecini öyküle- yen Özpetek'e göre sineması "iç keşif, hnkânsız aşklar, özlemler. geleceğe, imkânsıza olan öztemler, eümizde oLmayacağun bildiğinuz halde öidem duy- duğumuz şeyler"den ibaret. " Harem Suare'de cocukhığumdan çok şey vanh. Hamam'da ve bu fîhııde ise kendi ha- yaomvar." Filmlerinde, beklenmedik tesadûfler sonu- cu yaşamlan tamamen değışen insanlan an- latan yönetmenin yaşamı da filmlerine özgû tesadûfler üzenne kunılu. 23 yıl önce Ame- rika'ya yerleşmeye karar veriyor. Yeni dûn- yaya yolculuğuna on gün kala, eski bir dün- yanın, Roma'nın büyüsüne kapılarak düme- ni ttalya'ya çeviriyor. tlk iki filminde çocuk- luk aşkı fstanbul'u anlatan özpetek, son fil- minde ikinci aşkı Roma'nın bir başka yüzü- nü aktanyor perdeye. tster Roma ister lstan- bul'da geçsin filmlerinde değişmeyen 'yaşa- dıklannı' anlatması. Ama üçüncüfilmitama- men ttalya üzerine kunılu bir hikâye. özpe- tek, aynca bu filmin diğerlerinden daha ya- lın olduğunu belirterek, "Efimde her türlü teknoioji okluğu hakk kuDanmadım. Diğer fihnlerde olduğu gibi kamerayı da çok fazla aşağı yukan hareket ettirTnedim" diyor. Türkıye ve özellikle tstanbul'a olan tutku- sunu her firsatta dile getiren Özpetek, yakm- da yeni bir Türkiye macerasına girişmek üze- re. Fransızlann büyük bütçeli bir projesini > önetmek için teklif alan Özpetek, senaryo- da birkaç değişiklik yapılu-sa çekimlere baş- layacağını söylüyor. PierLoti'nın "Azjyade" romanı üzerine kurulan fılm için "Çokbüyük bir proje, senaryosunu okudum, gemiler, sa- vaşûr- Anormal bir fDm" diyor. Yine Tür- kiye üzerine kunılu 'Anadolu Çiçeği' ve baş- rolünde oyuncu olarak çok beğendiği Hülya Avşar'ı oynatmak istediği bir fikn projeleri arasında. Savaş sırasmda îtarya'nın Hollywood'u sayılan Cinecitta'run duvarlanna Mussoftni'nin yazdırdığı "Sinemaen güçhlordndur" sloganına kesinlikle ka- tılıyor "HamamsırasmdaTürkijeninbunufark etmemiş olması çok kötu. Türldye'ye düşkünlüğüm büyiik bir rutku ve filmlerde ortaya cıkryor. Aman turist gitsin drve yapmadım, ama ülkenin imajmda büyük etkisi oldu. Sadece İtaiya değil. tngiltere, Fransa. nereyegiderseniz bu etkryi hissedi\orsunuz. Bu benim hoşuma giden bir şey, ama neyse-." Türk ızleyıcısınin ılgısınden memnun ama "Ha- mam daha az skandal obaydı, daha çok izleyki ta- rafından kabol edilirdi' 1 diyor. Türkiye'ye kesin dönüş yapmaya niyeti yok, iki ay tstanbul, üç ay Ro- ma'da hayat daha güzel! Son filmi 30 fılm arasın- dan ttalyan Kültür Bakanlığı'ndan destek almayı başarmış. "Ben 23 yıl önce başka bir ttalya'ya gel- miştiın.Türldereçokbüyük birDgivanh. ama o hoş- hık Papa'ya suikasttan sonra değiştL Göçmen yok- tu, kendüeri eöçmendi. Türkiye'ye kafa olarak da- ha yakın bir ItaKa'ya gehniştim.Ama şimdiTürki- ye'de de göçmenlere karşı bir tavn- var." •LeFateIgnorante' 2001 'in Şubat aymda Italya'da göstenme giriyor. Peki Türkiye'de? Özpetek biraz sitem, biraz şakayla kanşık "Hiç beOi ohnaz, belki gjrmez büe" diyor. Orhan Kemal Öykü Yarışması • ADANA (AA) - Bir süredir ara verilen Orhan Kemal Öykü Yanşması bu yıl yeniden yapılacak. Adana Seyhan Belediyesi'nce düzenlenen Orhan Kemal Öykü Yanşması'na katıhnak ısteyenler, 15 Kasım'a kadar başvuruda bulunabılecekler. Yanşmanın seçıcı kurulunda Fikret Otyam, Tank Dursun K, Burhan Günel, Öner Yağcı ve Zafer Doruk bulunuyor. Yönetmenlerden işbinliği • Kültür Servisi - Beyazperdenin ünlü yönetmenlen, yeni bir proje ıçın güçbirliği yaptı. Sinemamn harika çocuğu Steven Spielberg'in yapımcılığmı üstleneceği 'Into the Setting Sun' adlı filmi, Martin Scorsese yönetecek. \ Spielberg'in DreamWorks aracılığı ile yapımcılığını üstleneceği filmin senaryosunu 'Legends of the Fall' ve 'The Perfect Storm' filmleriyle tanınan Bıll VVittliff kaleme alacak. TJrnut 2000 Çocuk Korosu'nuı ilk konseri İzmiTte ; • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Burdur i Belediyesi, Akyurt, Celal Bayar Üniversitesi, ı Gölçük Barbaros llköğretım Okulu, Mersin Devlet Opera ve Balesi ile Polıfonik Korolar \ Derneği çocuk korolanndan oluşan 'Umut 2000 ( Çocuk Korosu' ilk konserini 30 Eylül'de tzmit'te ı verecek. Çocuk Korosu, Marmara depremi ~\ nedeniyle başlatılan 'Umut 2000' kampanyasına'o katılma karan doğrultusunda, Mersin Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu Şefi Reyhan • î Bezdüz'ün gınşimiyle oluşturuldu. Projeye, -; Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersin Fılarmoni Derneği de katkıda bulundu. Umut < 2000 Çocuk Korosu, ilk konserini 30 Eylül'de deprem bölgesi tzmit'te verecek. Richard Gere'den bifim kurgu I Kültür Servisi - Richard Gere, 'The Mothman Prophecıes' adlı yeni filminde uzaydan gelen davetsiz misafirleri' araştıran bir gazeteci rolûnde izleyiciyi karşısına çıkacak. Yönetmenlığini Mark Pellıngton'm üstleneceği bılim kurgu yapım, John A. Keel'ın aynı adlı kitabından beyazperdeye uyarlandı. Lakeshore Entertaınment'ın finanse edeceği filmin çekimlerine önümüzdekı yılın şubat aymda başlanması planlanıyor. Fılmde, hayata küsmüşken Batı Vırgınia'da bulunan küçûk bir kasabadaki esrarengiz ve olağanüstü birtaknn olaylan araştırmak ıçın tekrar mesleki heyecana kapılan Gere, burada UFO ve uzaylılann peşine düşecek. Türkiye'mn arkeolojik . :,;-.- envanteri çıkarılıyor • SELÇUK (AA) - Türkiye'nın sahip olduğu arkeolojik zenginlığın envanteri çıkanlıyor. tstanbul Üniversitesi Edebıyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dah'ndan Dr. Mihriban Özbaşaran ve 6 kişiden oluşan ekip, Anadolu'yu adım adım dolaşarak 'Türkiye Arkeolojik Yerleşmeler Dev Envanteri 'ni hazırlıyor. Kısa adı 'TAY' olan Türkiye Arkeolojik Yerleşmeler Projesi'nin fikir babası olan öğretim üyelerinden Oğuz Tan, gerçek anlamda, Anadolu ve Trakya'nın. insanoğlunun ılk yerleştığı dönemlerden günümüze dek derli toplu ve aynnhlı bir yerleşım ve kültür envanteri olmadığım belirttı. Proje, Türkiye kültür mirasımn elektronik olarak korumaya alma ve aydınlatmayı amaçlıyor. Kore Film Haftast7 26 Eylül'de İstanbufda başlıyor • Kültür Servisi - Tünc askerinin Kore Savaşı'na katılmasının 50. yılı nedeniyle 22-26 Eylül tarihleri arasında Ankara'da düzenlenen 'Kore Film Haftası' 26 Eylül'den itibaren lstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi sinema salonunda gerçekleştinlecek. Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği'nin işbirliğiyle yapılan etkinlik 1 Ekim'e dek sürecek. Kore Film Haftasf nda 'A man with three coffins' - Üç Tabutlu Adam, 'Spring in my hometown' - Memleketimde Bahar, 'Christmas in August' - Ağustosta Noel, 'To the starry Island' - Yıldızh Adalar ve 'The -" power of Kangwon prowince' - Kangwon ", Eyaletinin Gücü adlı fılmler yer alacak. -j Roman Polanski yeni filmi için oyuncu anyor • Kültür Servisi - Yönetmen Roman Polanski. yeni çekeceği 'The Pianist' adlı filmi için erkek oyuncu anyor. Guardian gazetesindeki habere göre, 25-35 yaşlanndaki erkek oyuncuda deneyim aramayan Polanski, bu oyuncunun karizmatik ve duygulu bıri olması gerektığini belirtti. Yönetmen, Nazi toplama kampmda ölümden kurutlan Polonyalı besteci Wladyslaw Szpilman'm otobiyografisi üzerine kurduğu filmin çekimlerine ocak ayında Varşova'da başlayacak. BUGÜN • 2. AYA ÎRİNİ BACH GÜNLERİ'nde saat 18.00'de Evin llyasoğlu'nun 'Bach'ın Imge Gücü Ve Dramatik Sanan' adlı konferansı; saat 19.30'da şef Alesander Rudin yönetimindeki Moskova Akademik Oda Orkestrası 'Musica Vrva' konseri yer alacak. (251 56 00) MİTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00 da Kent Mete, Yaz BaltactgU ve John Jenkins'in caz konseri izlenebilir. (244 98 48)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear