23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAVFA 6 CUMHURİYET 16 EYLÖL 2000 CUMARTESİ 20. YILEVDA 12 EYLUL Darbeden kaçışmöyküsü 'Önce babam için geldiler' Ozan ( evhun Avnıpa Pariamentosn'nda miflrtvekiIL • Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun, 12 Eylül ile açılan dönemi ve çıkış karannı nasıl aldığını anlattı. Yeşil politikacı, Pinochet'yi omek göstererek hukuk devletinin, bunamış da olsa diktatörlerden hesap sorrnası gerektiğini hatırlattı ve böyle durumlarda aklına önce hep Kenan Evren'in geldiğini söyledi. GÜRSEL KÖKSAL BRİÎKSE1VFRANKFURT - Avrupa Par- iameııtosu milletvekili, Birlik 90/Yeşiller üye- si Ozan Ceyhun, 19 yaşında karşı karşıya kaidığı! -' FylüJ iktıdannı nasıl karşıladığını Cuınhuriyet'e şoyle anlattı: tiKvhin^Kahatubirimeviakapsçjı- lndLKiipıyıbeni)çtınLİkİ9vilşaIiB,bana 'Siz Demirtaç Ceyhun musuııuz' diye sordu ve beıı cuntaıııu bana değil. bahama karşı yapd- ınakta olduğunu da tespit eftniş oldum. O gün vakd zaten hazır oian babaıu gjtti. 12 Marftan bu kuııuda 4>ey deneyi vanfa. Ama sonra ge- riye kabın ev ahatisı oiaı ak bizier de 'Acaba nereyr zötiirdüieı şnnısuna cevap aramaya baştadık. Herneyse, M ay sonrada babam ge- ridöodü. BenisegaIbal98uYiidimarahkayıi)da,te- sadüfen DBHI evegümekteobn kıabanan gör- vede oturmaya devam ettim. Ne zaman ki kahvenin kapnı açfch ve bir ytkmnn içeri gir- <ti) n M I M I I MJİhaHar^ İMUIg» — » t f I» hfamı evin orada okhüdannı ksvradun. O günden itibarea, daha sonra vefat eden anneannemin evinde kafanaya baştednn. Ancak orada kal- mam da pek akdbca ofanadığındaıı, bir sabah anneannenıie beraber bir betediye otobüsü- ne binip başka bir akrabamıznı evine geçtim. O belediye otobüs yokuhığuiHi hiç unutamı- yorum. Anneannem ve beu ayakta duruyor- dok. Birden anneanııem acayip yüz hareket- leri ik bir şeyler anlatmaya çababdı. Ben de panigekapıldıınve'Neoluyor?' diyeonabak- tıın. Bana arkasmda duran bir adamm kas- ketini gosterdi. Meğer anneannem. arkasm- da duran belediye zahıtasını potis sannuş» Neyse sorun çözüldü. Gitnğim o akraba evin- de yurtdtpna çdancaya kadar kakhm. AP seç- meni oian akrabalanm bana sabip çıktılar. O ev de ünlarla birlikte dönemin cuntaa genera- M Evres'in 'Bunlan asmayalun da. besleye- lim mi?' diye abuksabuk konuştuğu ünhl mi- ting nutuldanm canh yaymda dinlerken dog- günfi daha önce ahmş oîduğum kendi pasa- portumla Kapikule Suur kapısından bizzat yüz ve pasaport kontrohinden geçerek çık- tnn. Belki de bugün bulunduğum yere getişi- mi etldleyen 12 Eylül cuntasını hiçbir zaman unutmadım ve unutmav acağnn. Şffifi dfldatör Ptnochet, İngiltere'de gözaltına ahndığında da akhma ilk gelen bir başka dikta hevesisi Irişinin adı Evren'di. kim bifir, beDd bizfer de günün birinde ŞiliB anneterin, dul kadınbnn ve çocuklann kaybolan kıdannı, oğuUarnu, se> gUüerini, kocalannı ve babalannı hatnia- yarak sevindikleri gibi sevinme olanağma sa- hipoluruz? Hukuk deviederi. bunayanlardan da hesap sorabiMyor." SÜRECEK Prof. Ibrahim Kaboğlu 12 Eylül darbesiyle özgürlüklerin azaltıldığını söyledi • Prof. tbrahum Kaboğlu. 12 fcyiül ün hukuk kültürünü aşındırdığmı belirterek "Darbeyle daha çok devlet ve otorite daha az demokrasi ve hukuk anlaytşı geldi r dedi. Kaboğlu. 12 Eylül hukukun bıreye yasak getırdiğinı. egeraenlere ayrıcalik tanıdığını vurguladı. Hukukta 12 Eylül Seçilmiş yerine * darbed - <, ağdaş ve özgürtükçü 1%1 Anayasası silah zoruyla kakhrridı. Cunta lideri E.vren. 1961 Anayasası için "Millete bol geldi, içinde oynamaya başladık" dedi. - Iüm seçilmişler mahalle muhtanna varmcaya kadar görevlerüıden ahndı, yerierine emekli askerleratandı. ~ CHİzaltı süresi dünyanuı hiçbir yerinde görülmemiş şekilde 90 güne çıkanldı. Darbe hukukunu kahcı kılacak şekilde, yeni bir anayasa ile siyasi partiler kanunu. sendikalar kanunu, toplusözleşme ve grev kanunu gibi yeni yasaiaı vikaJildı.- - 82 Anayasası :! onayiatnazsaui2 gitmeyiz mesajlan ile halk tehdit edflerek kabu) t'ttirildi. O\lama Öncesi anayasa metnini eleşbrenler tutuklandı. Oylamada şeffaf /arflar kullanılarak seçnıen baskı altma atandu (uınhurbaşkanı , seçimi anayasa oylaması ile birleştirilerek darbe lideri Lvren'in cumhurbaşkanı olması sağiandi. - Anayasaya eklenen geçici 15. madde ile darbecilere dokunulmazhk zırhı giydirildi, darbecılerin çıkardığı kanunlann ayıklanmasinın önü kapatıldı ••••e darbe hukuku kurumlaştmldı TTf abaca baküdığmda i 2 E;•- * y lül rcjiminin, bir yasak- J. X. lar dizisi şeklinde kend'- ne özgü mevzuat sistemini bera- berinde getirdiği göriilür. Buna "12 Eyiül hukuku r da demieb - lir. Fakat sadece "vasakiar üste sT olarak niteleroek, konuyu faz laca basite indirgemek olur. Zira yasakiar çizelgesi biı blok oluş- turmamaktadır. Aslında k sistem ç",liskiler vTnantık örgü- 3Ûnü vaûsıtmaktadır. 1' Fvifli'ün tophunsal ilişki- ieri düzenleyeu kuraiiaı mın özel- Uği vasakçı' ohışuduı. Düzenle- nıe hiçiıui, ic'iet-birey iiişkile- rincie tek yanlı ht görünüm kazan- mıştır. Zira ynıetenlertam yetki- U kjiırurken bcili ölçüierde hu- kuktarıbağışık lucıurıııışlaıdır. Bu- k h k b i y i u e dahaazöz- gürlük - daha sıkı düzen reva gö- rûlmüşrûr. Kısacası, daha çok oto- rite - daha az özgûrlük anlayışı, "yönetenler vt yöoetiJenlerin ay- nhğmı" derinleştirmıştır. Hukuk sistemi, sosyal devlet anlayışından uzaklaşüğı ölçüde fırsat ve olanak eşıtsızlıği artmış, bunun sonucu olarak toplumsal sı- nıflar arasmdaki uçurum büyü- müştür İşte ıkınci ya da toplum 1982 Aııayasası lAİamasında şeffaf zarflar kııllaıularak seçraene hzskı kuıuldu. BöyieceEvren, cumhurbaşkanı oldu. içerisindeki çeüşki, hukuk önün- de eşitlik iikelesini de zedelemiş- tir. Topluma uygulanan hukuk ku- rallan özgûrlük kategonlenne gö- re de farklılaştınlmıştır. Bireyle- rin düşünce ve örgûtlenme ala- aındaki özgürlükleri dar kabpla- ra hapsedildiği halde, (kışılentı ve ekonomik güçlerin) doğa-çev- re ve eşya ile ilişkileri "kaym- tan" alanlar olmuştur. Fikri özgür- iükler - iktısadi özgürlükler kar- şıtlığmı yansıtan hukuk düzeni(!) deprem nedeniyle onbinlerce ki- şinin ölümü karşısmda sorumlu bulamazken, yargıçlanna ente- lektüelleri yargılatmada katılığı- nı sürdürmektedir. Bir yanda gev- şek ve istikrarsız kurallar (imar ve yapı mevzuatı gibi), öte yanda sı- kı ve donduruhımuş kurallar ge- çerli. (Anayasanm geçici 15. mad- desi daha çok düşûnce ve örgût- lenme özgürlüklerini dûzenleyen yasalann denetlenemezliğini ön- görmektedir). Çofclu hufcuMu ddnem Oniter devletin belirgin niteh- ğı oian hukukun teklığı ilkesinden de uzaklaşılmıştır. Ülke sathında olağan ve olağanüstü olmak ûze- re, iki ayn yönetim ve hukuk sû- rekleştirilrniştir. İşte bu da ikili hukuk çelişkisıdır. Başlıcalanna değinilen bu çclişkiler, 12 Eylül rnevzuatuun ıskeletını oluşturan "devletin ülkesrvie ve miUeti\1e böiünmez bütûninğü 1 ' ilkesuıuı asıl bozucu etmenlerini ohnuş- lardır. Daha çok devlet ve otorite - daha az demokrasi ve hukuk, zaten zayıf oian "hukuk kühü- rö"nü iyice aşındumıştır. Devlet için, daha baştan reddedilen hu- kuk, toplumda da etkıli kılınama- rnış, sonuç olarak iktisadi-dinsel ve sıyasal (bürokrarik) eksenli ya- sadışı örgûtlenme ve gruplaşma- lar, otorite temelinde yapılandın- lan devleti çökertme noktasuıa getirmiştir. Yasafcçı yapı sürüyor Düşündûrücü oian, 1982 son- rası "halkm oyu" ile iktidara ge- len " hukukyaptatarTnın 12 Ey- lül hukukuna uyum sağlanuş ol- malandır. Beş Mecüs'terı üçüncü- sûnûn 1995 anayasa değişiklikle- rinde, (siyasal, fikri ve örgütsel alanda) 12 Eylül'ün u >isakçıy»- pnk" sürdürrue yönündeki diren- a hanrlardadır. Bunakarşılık 5'in- cisi 99 değişikliklerinde iktısadi dizgınleri daha da gevşetmek için pek kararlı davrandı. Hiçbir Mec- lis ikili hukuk düzenini tekil ha- le getiremedi. Kısacası beşi de beş generalin eseri oian mevzuat örgüsünü esasta aşamadı. Yapılması gereken Türkiye çağdaş bir hukuk sis- temi kurmak istiyorsa, değinilen çelişküere son vermelidir. EvTen- sel hukuk, karşıthklar üzerinde değil, bütüncül ve nesnel özgür- leştirici ve eşit kurallar üzerinde kurulabilir. Bunun için işe, altya- pısını 12 Eylül mevzuatının oluş- turduğu 82 Anayasası'nı aşmak- la başlamak gerekiyor. Şu üç ana- yasal evre izlenebüir: -1982 Ana- yasası'nm hukuk devleti, demok- rasi ve özgûriükJeri zedekyen ya- sakcı hükümferini hemen atmak. - A\TU nitelikte kımi hükümle- ri en kısa zamanda iyıleştirmek. - Yeni bir anayasa yapnn çahş- maJarma /aman geçirmeden baş- lamak. Mümkün mü? Evet, buna uy- gun düşen irade varsa eğer, 12 Eylül'ün 20. yılında!.. Cezaevi anıları Ecevit'in ikinci tutulduluğu Ecevit masanın başında yanın- da oturan Türkeşe dönerek. "Za- tı ahniz iyi görünüvorsunuz" de- di. Türkeş sıkıntılı bir yüzle, "Te- şekkfir ederim, fakat pek iyi degi- mn. kalp suüDtüanm dev am edi- JBT" cevabmı verdı. Bu konuşma, 10 Nisan 1982 öğleden sonra Dil Okulu'nun TV sevTedilen ve ye- mek yenen salonunda geçiyordu. Ecevit'in Dil Okulu'ndaki ilk sa- atleri böyle başlamıştı. Salonda birbjrine birişikflcima sanın etraftnda tutukevinin son kalanları oturuyorduk. Bir san- dalyede Ecevit. hemen yanında Türkeş, karşısında Doğu Perinçek yeralıyordu MHP'li YaşarOku- yan, müteahhit Mehmet Badur, TÎKPTi Çamkn-an. TKP davasin- dan yargılanan emekli öğretmen Haşiın Kanar'la birlikte, Ecevit'e geçmiş olsun dileklerimizi bildır- mek amacıyla masanın çevresin- de, merakla Ecevit'i izliyorduk. Ecevit'in Dil Okuluna getirile- ceği, sabahm erken saatlerinde belli olmuştu. Cunta lideri Kenan Evren'in birkaç gün önce yaptıği sert konuşma, günlerin yeni şev lere gebe olduğunu gösteriyordu. O sabah tutukevinde hazırlıklar başladı. Başçavuş yamnda asker- lerîe birlikte Dil Okuhi'nun en üst katuıdaki dip odalarından birini temizletti. Saat 1030da havalan- dırmada top oy- narken Merkez Komutalığı nıza- miyesindebiraraç konvoyu gözüktü. Ortalannda sivil mavı Mercedes görününce gele- ninkesinlikle Ece- vit olduğunda bır- leştik. Arabalar arka- dan dolaşarak Dı! Okuhı'nun kapı- sına dizildi. Önce askerler ındıler. Biz de top ojoınu- nu bırakıp kapıya ve arabalara gözlerimizi diktik. Ecevit, mavi Mercedesten sivil polislerin ara- sında eünde paltosu ve fötr şap- kasryla indi. Bizlere gülümseye- rek ve dostça el sallayarak görev- lilerin eşüğınde tutukevırıin kapı- sından içeri gjrdi. Ecevit'in geldiğinin duyulma- sıüzerine Ece\it üzerine sohbet- lerhızkazandı. MHP'lilerin ımamı. MHP Ge- nel Saymanı ve Kayseri Millet- vekili Mehmet Doğan, yaıundakı lere "Tabi tutuklarbr. Türfcnc'nin 12 Ev1ül> gehnesinin en büvük sorunüusu bu adamdır. Şinıdi he- sabmı bizden sormx)riar" diyurdu. Mehmet Doğan' ın saldırgan üslu- bu Yaşar Okuyan"ın hoşuna gitme- di. "Ne dttyor bu adamr dercesine yüzünü buruşturdu. Türkeş, kori- dorda karşılaştığı Perinçek'e esp- rili bir dille takıldı. "Doğu bey. ar- ok yeni bir genel başkan tutukia- ddar. bizleri bu-aksmlar." Öğleye doğru Ecevit minibüs- le mahkemeye götüriildü. İki bu- çuk sıralannda da geri getirildi. Yaşar Okuyan, Ecevit'e tutu- kevi yönetimin gösterdiği ılgıden hoşlanmadığını bellı eden bir ta- vır içindeydi. Etrafindakilere du- yuracak şekılde söyleniyordu: "Kardeşinı bunefl0.hu ne telaş. Daha öocede burada gend başkan- lar vsarĞL Şimdi de \-ar. Hiç biri- sine bu kadar ügi göstermediler. Mesela Erbakan ikinci kez rutuk- landığında. biliyorsuını/ kendisi- ni koca oda> a. on kişinin ortasına verdler. Çarşan ve ııevıvsiıni de VB- tağmın üzerine atm gittikr. Ben Erbakan") hk, sevmem. Ama ol- maz ki açıkça bir eşitsiztik yapd- d^ı beDi üelin. Ecev it için haâr- bnan odav a bakm. Herkese eşit muamefc edikin."" TKJ* da\ asından yargılanan Ha- şinı Kanar'ın telaşı ise başkaydı. Bızlen MHP'lılerkonusımdauyar- mak ıhtıyacını hıssetti: " Aman Oral bey, MHPHer EcevKe k&- tü bir şev söylemesinler, nuuri ota- tan." Haşırri Hoca'nın endişesi- nin gereksiz olduğunu söyledim: Bu konuşmalar sürerken Ecevit ülindc valı/ıyle ve yarunda asker- !e içeri girdi Herkesle el sıkışıp merhabalaştıktan sonra odasına yöneldi. Ecevıt ın odasına ılk hoş- geldın ziyareti yapan tahırtın'efdi- lebîleceği gibi Okuyan oldu. Eşyalartnı odasuıabırakaKBee- vit salona dnndü, hal hatır sorarak sohbete basladı. Neden geldiniz so- rusıma \eıdıği cevap ilginçtı: "td- dia ediidiği gîhi bir demeç verme- dim. saMilar da anlatnkiaruna inandılar. Bir Norveçfi gazeteci yazmış. hj», benim üslubunı değO. Y\ı-eıı I riin avıihğı falan da soz konusııedimiş. Benbukonudaso- kaktaki v^landaştan fa/Ja bir şe>' hilmiyonını ki. Ortahktaki söy- lentileri ben de duydum. Ancak bu rüt söylentiler en çok titizfa'k gos- teniiginı konulardr. Ashndabray- du demeç N'ermeme karannday- dm. Czerimdeepey- ce ceza tehdidi var. Yeterbu kadar. Sa- y ın Sıkıy önetim Ko- mutanı'nada söyle- miştim. eğer konuş- mamı islemiyorsa- nız. benimle göritş- mek isteyenlere izin vermeyin. Ama ba- na geien insana fi- kirierimi söy leme- me>i kişiügime a>- kın görürüm." Ec«vıt'ın>enıbır açıklaması nedeniy- le gözaltına alındı- ğını sanıyorduk. Özellikle Ev- ren'in nisan ayının başında De- mire! ve Fcevit'i sert bir şekilde hedef alan konuşmasından sonra Ecevit yeni bir demeç vermiştir, bu \uzden ıçerıye alınmıştır diye düşünüyorduk. E,cevit pek bizirn beklediğimız hava ıçınde değıldı. Bıı süre susmayı daha uvgun gör- düğü anlasılıyordu. Gözaltı. artaıı siyasi tansıyon Ecevır ırı ^mrlerini oldukça etki- lemışe benzıyordu. Gergin bir gö- rünüşü vardı. Ha) hatır sorduktan sonra salonun penceresinden Dik- men sırtlanna bakarak esprili bir dille konuştu: "Burası fena değfl- miş, oldukça aydınhk bir yer." Yaşar Okuyan. Ecevit'in bu söz- lerinden alındığını belli edecek şekılde "Efendim 20 ay yaünca hjçdegüzrieöninmüyor^dedı Ya- nm saat kadar süren ilk sohbetten sonra. Ecevıt salonda oturan tutuk- lulara döndü ve "Dün geceden be- ri uvunıadım. müsaadt ederseniz biraz uyumak istiyonım" dedi. Çok geçmeden yeniden salon- da elinde eşyalanyla göründü. Bizlerle vedalaşnıak zorunda ol- duğunu söyledi: "Efendim, Ala- haısmarladık. beni herhalde baş- ka bir yere götürüyorlar'' dedi ve yanındakı askerle birlikte kapıya yöneldi Ecevit'i Dil Okıılıf mm gîriş kaundaki tek kişilik odaya gö- türdüler ve tııtukevindeki ilk ge- cesine orada başladı. ORAL ÇAIJŞLAR (LAdetier Hapıshanesi. Çağdaş Yayınları)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear