Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3O AĞSUSTOS 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
JvLJijJ. LJ.K. kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU
Bir klasik müzik ıkramı üzerine• Ünlü piyanistimiz
Hüseyin Sermet, son
yıllarda dinlediğim en
saydam, en müzikal
Rahmaninof yorumunu
sundu. Genç orkestra
şefımiz Alpaslan
Ertüngealp, solistle
güzel bir uyum
sağlamıştı. Büyük
gösterilerden
kaçınmasıyla, net
vuruşlan ve müziğin
özünden ödün
vermeyişiyle dikkati
çekiyor Ertüngealp.
lş Bankasf nın lstanbul'a taşın-
ması ve gökdelenlennın açılması
üç gecelik görkemlı törenlerle kut-
landı. Yeme ıçmenin yanı sıra gör-
sel ve işitsel ikramlar sunuldu. Işık-
lann şöleni bır yana, ilk iki gece-
de klasik müzik konseri verilme-
si, ince ve aydın düşüncenin gös-
tergesi idi.
fngiliz Kraliyet Filarmoni Or-
kestrası gibi geleneğe sahip bir top-
luluk çağnlmıştı. Genç orkestra
şefımiz Aipasian Ertüngealp'in yö-
netimınde ve ünlü piyanistimiz Hü-
seyin Sennet'in solistliğindeki kon-
ser, biz Türkler açısından gurur ve-
riciydi. (Her şeyden önce, bu açı-
hş konserlerinin ikinci gecesini iz-
ledigimi belirtmelıyim. Çünkü top-
luluğun ilk gece ile ikinci gece ara-
sında farklı nitelikteki seslendiri-
si dikkatleri çekti).
1946'dan bu yana Avrupa'nın
seçkin orkestralan arasında anılan
Kraliyet Filarmoni'nin binnci ça-
lıcılan değildi lstanbul'a gönder-
dikleri sanatçılar. Sahneye gınş ve
çıkışlanndakı düzensizlik inanılmaz
boyutlardaydı. Özellıkle üfleme
çalgüanndaki tonlama bozukluğu,
ritmik aksaklıklar ve anlatım yok-
sunluğu böyle bir orkestranın ünü-
ne yakışmıyordu.
Yaylı çalgılardan zaman zaman
orkestranın geleneğini anımsatan
dolgun ve oturmuş yorumlar yük-
selse de koskoca "Royal Fflarmo-
Hüseyin Sennet'in yorumu net, incenkn, yarabcry dı. Alpaslan Ertüngealp, solistle güzel bir uyum sağladı.
ni"yi kurtaramadı. Bizim yerli or-
kestralanmız arasından daha nite-
liklı bır dinleti sunacaklar buluna-
bilirdı.
Hem de bilgelik taslamadan şef-
le ve solistle daha iyi ilışkıler ku-
rarak! Hüseyin Sermet'i dinlerken
acaba Rahmaninof da salonda bir
yerlerden onu ızlıyor mu, dedım.
Son yıllarda dinlediğim en saydam
en müzikal Rahmaninofyorumuy-
du.
Bu ıkıncı konçertoyu her pıya-
nist kendine göre değışikliklere
uğratır, çoğunlukla da ağdalı bir
havaya sokar. Oysa Hüseyin'in yo-
rumu net, inceiikli, yaratıcıydı.
Mutlaka Rahmaninofda dinlediy-
se, son elli yıldır kendisine en ya-
km yorumu bulmakla mutlu ol-
muştur!
Genç orkestra şefımiz Alpaslan
fl! 9h i
Ertüngealp, Rahmaninof konçer-
tosunun eşliğinde solistle güzel bir
uyum sağlamıştı. Çaykovski'nın
RomeoveJüfiyet fantezı uvertürün-
de orkestrayı iyice egemenliğine
aldı ve kendi yorumunu ortaya çı-
karttı. Yeni heyecanlar getiren, ka-
ranlık ve ışık karşıtlığında abartı-
ya kaçmayan bir yorumdu. Büyük
gösterilerden kaçınmasıyla, net vu-
ruşlan ve müziğin özünden ödün
vermeyişiyle dikkati çekiyor Er-
tüngealp.
Leyla Gencer Şan
Yanşması başhyor
Ülkemizin en seçkin şan yanş-
ması iki yılda bir yapılan ve Yapı
Kredı tarafından düzenlenen Ley-
la Gencer Şan Yanşması'dır. Geçen
yıl deprem nedeniyle ertelenen ya-
nsmaya böylece üç yıl ara verilrniş
oldu. Bugün dünya üstünde önem-
li sahnelere çıkmakta olan kimi
genç operacının özgeçmışinde bu
yanşmaya katılmış olmanın onu-
ru yazılı.
1995 'ten beri düzenlenen ve bü-
yük sanatçımız Leyla Gencer'in
adını taşıyan yanşmanın halka açık
yan fınali 2 Eylül Cumartesi saat
18.00'de yapılacak. Final ve ödül
töreni 4 Eylül Pazartesi akşamı sa-
at 18.00'de. Aynca 7 Eylül Per-
şembe gecesi saat 20.00'de bir Ga-
la Konser verilecek.
Bu etkinlikler Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda yer alıyor. Şan
ile doğrudan ilgilenmese bile tüm
müzikseverlerin, ülkemizde çok
enderyaşanan biryanşma heyeca-
runı tatması için bu olayı ızlemesi
gerek!
evini@boun.edu.tr
Operanın yenl müdürü:
Birseyimden
açıkmektııp
ARZUKARAMANt
Gala gecelerinde salonlan dol-
dunıp bravo sesleriyle eserlen
ayakta alkışlayanlaradır sözüm.
Opera ve bale temsillerinin kapa-
lı gışe oynamasını sağlayan seyir-
ciyedir aynı zamanda... Ben de on-
lardan biriyim.
Unutmayalım lütfen, Yekta Ka-
ra'ya borcumuz var!
Sayesinde ciddı prodüksiyonlar
izledik, çok paralara mal olan. Ça-
lıştığı kuruma aynlmış olan para-
nınyetersizliğini bildiğınden, biz-
zat kendi uğraştı ve sponsorlar bul-
du, seyirciye doğru dürüst prodük-
siyonlar sunabilmek ıçin...
Sayesinde Giancark» del Mona-
co gibi, Michael Scott gibi dünya-
ca ünlü sanatçılar, ürettiklerini aya-
ğımıza kadar getirdiler.
Sayesinde Istanbul Devlet Ope-
ra ve Balesi yurtdı-
şında sahneye çıktı
ve bize de sadece
övünmesi düştü.
Sayesinde genç
kız rollerine çıkan
ama gerek ses per-
fonnansı, gerekse
fizıki kondisyon
açısından müzik
dîaleyicisini doyur-
maktan uzak, sade-
ce saygı geregi aDaş
alan sanatçılarla ye-
tııiTiek zorundakal-
madık; genç ve ba-
şanlı seslerin önü-
mh açıldığını gör-
dûk Sayesinde
Spuiaküs gibi bır
bae eseri seyrettik,
ÖDce 'ne cesaretle
gLJşti' dedik, ama
es.Tİ seyrettikten
scnra canı gönül-
deı 'bravo' diye ba-
ğıırken "Gördûn
n o bak, bu eldp bi-
leakı çahşırsa birlikte dans etme-
yiKcerebinyonnnş'' diye düşün-
dfc. Sayesinde ilk kez kendi sah-
ramızde Wagner dinleyebildik.
E3 da cesaret işiydi. Biz hem ce-
sreti, hem de mükemmel yorumu
aiışladık.
Sayesinde bir kurumun uyukla-
raktan kurtulup önce ülkesinde,
snra da sınırlar dışında sesini na-
s duyurduğunu gördük. Sayesin-
«) ilk kez, yurtdışından gelen
«emlı zevata, bu halkın üretebil-
• Üzerine terini
akıttığı bu sahneye
bir parça saygısı
olan sanatçı,
Yekta Kara'nın
arkasında
olmalıdır.
dıği tüm güzellikleri bir arada su-
nabilen, etkileyici ve ilginç bir eser
sunabildik. Bununla da övünüp
durduk. Hâlâ övünüyoruz!
Bu saydıklarımız, Yekta Ka-
ra'nın sadece sanatsal görüşüyle
değıl, bir kurumu adından her yer-
de olumlu bır şekilde söz ettırebi-
lecek düzeye taşıyan yöneticilik
politikasının kalitesiyle ilgilidir.
Bu, önce Yekta Kara'nın sonra da
Kültür Bakanlığı'nın başansıdır.
Ama Bakanlık, bu başanyı kendi-
ne çok görmüşe benziyor!
Üzenne terini akıttığı bu sah-
neye bir parça saygısı olan sanat-
çı, Yekta Kara'nın arkasında olma-
lıdır. Çünkü aıt olduklan kurumun
her başansı, önce yöneticilerinin,
sonra kendilerinin eseridir. Küçük
hesaplaryerine, sanatsal üretimle-
rinin düzeyinin hesabını yapabil-
meyı başaran her operacı, her ba-
lecı, bu kurumun
Yekta Kara saye-
sinde nereden
kalkıpnereyegel-
diğini gayet iyi
bilmektedir. Düş-
manlık, bu süre-
cin önemini kav-
rayamayanlardan
kaynaklanmakta-
dır.
SamsonwDa-
Ula'mn gala ge-
cesiydi; son al-
kışlardan sonra,
ağırağırinenper-
denin uçlan yere
değdiğı anda,
sahneden seyirci-
lere kadar yansı-
yan sevinç çığhk-
ları kulaklanm-
dan gitmiyor. Bir-
lıkte altından kal-
kılmış ve sonucu
başanlı olmuş bir
işin tezahürüydü
o çığlıklar. Kıs-
kanılacak kadar güzeldi. En az
eserin kendisi kadar etkileyiciy-
di, seyircilere ulaşan bu ses. Işte
bu sesti Yekta Kara'ya tüm mut-
luluklan bir anda sunan, kariyeri
boyunca onu sanp sarmalamış
olan.
Bu, üç-beş kuruşun verdiği mut-
lulukla ölçülemez. Bunu da, bir
sahne adamı olarak Yekta Kara'dan
iyi kimse bilemez! Üç-beş kuru-
şu mutluluk zannedenlerse, bun-
dan hıçbır şey anlamazlar!
Sedat Öztoprak
Yurtdışında nice yıldırba-
şanlı bir kariyer yürüten az
sayıdaki sanatçılanmızdan
birisi de bariton Sedat Öz-
topraktır(1959). Geleneksel
müzik kültürü olan bir aile-
den gelir. Udi Sedat Öztop-
rak'ın adını taşıması bu ge-
leneğin göstergesidir. Ken-
dini dünya ölçütlerine göre
kanıtlamış, aranan ve baş-
vurduğu sahnelerde kabul gö-
ren bir savaşçı. Avrupa'nın
en önemli şan yanşmalann-
dan birisi olan Avusturya'nın
Belvedere Yanşması'nda (1990 yüında) ikincilik ve kendi
kategorisinde birincılik kazandıktan sonra ona nice opera
sahnesının yolu açılmıştı. BelktsAran'ın öğrencisi olan Öz-
toprak, master derecesini Italya'da tamamlamış ve Istanbul
Devlet Operası'nın solist sanatçısı olmuştu. Neredeyse on
yıldır Ahnanya, Hollanda, Isviçre, ltalya gibi ülkelerde
400'e yakın opera temsilınde belli başh bariton rollerini üst-
lenerek Don Pasquale, Macbetn, Rigoletto ve Don Giovan-
ni gibi rollerle özdeşleştı. Bu arada istanbul operasındaki
görevinden aynlmak zorunda kaldı. Ve onu bu süre içinde
ancak birkaç resıtalle duyabildık İstanbul'da.
Her söyleşimizde yurtdışındaki Türk sanatçılannuı nasıl
unutulduğundan yakuur ve genç Türk şancılannın elinden
tutmaya, onlara kendi deneyimi doğrultusunda yurtdışında
yol göstermeye hazır olduğunu belirtir. Geçen yaz bugün-
ler yaptığımız bir söyleşide şöyle diyordu: "Çevreme bakı-
yorum: ArjantinlL, Romen. Fransız, tspanyol bep kendi ül-
kesinden birflerini getirmiş peşindea, onlara destek olmuş.
Ben de arnk edindiğim cevre ve dene\imlerle gençlere el
uzatmaya hazmm. Türk operas aduun, yurtdışında çoğal-
ması gerek."
Değişik sahnelerde, değişık dönemlerin operalannı ce-
şitli rejisörlerin yönetiminde oynayarak da ayn bir deneyim
kazanmıştı Aynı söyleşide değişen reji sanatına değiniyor-
du: "Sahnelemede büyük yenflikler yaşamyor. Hayat gficü-
nün sonu yok arok. Örneğin Sıgfhed sahneye Porche araba
fle geliyor! Benim bir Don Giovanni temsiHmde rejisör ilk
düetimi bir küvet içinde yıkanırken gerçekleştinnemi, rest-
tatifte bir basket potasının dibinde basket oynamamı (pota-
ya her basket atışimda halk alloslrvordu), son sahnede ise ta-
butun içinde süindir şapka, eUmde puro ve konyak, bir şiş-
me bebekle sevisme sahnesi canlandmnamı tstedL İyice ger-
çeküstü ve erotik!"
§imdi İstanbul Devlet Opera ve Balesi 'nin çiçeği burnun-
da müdürü Sedat Öztoprak. Bunca yıllık yurtdışı deneyim-
leri ışığında, içinde kalan Türk operasını yüceltme, Türk bes-
tecilerini ve genç şancılan destekleme gibi amaçlanna ulaş-
masını dileriz. Bir de iyi şanslar!
IZDSO'nun yurtdışı turnesi
ÖNDER KÜTAHYALJ
tZMİR- IZDSO'nın Japonya
ile Malezya'ya oldukça
kapsamlı bır dinletı gezisi
yapacağım birkaç ay önce
yazmıştık. Kurumun Müdürü
Sayın Kenan Gökkaya'nın
geçen hafta yapüğı basın
toplantısı. hem bu konudakı
son gelişmeleri hem de
2000-2001 dinleri mevsimine
ilişkin bilgileri içermekteydi.
Gezi konusuna girmeden
önce hemen belirtelim; yıllar
süren bekleyişten sonra T.C.
Kültür Bakanlığı, kuruma
yeni kadrolar verdi ve iki ay
önce yapdan sınavla
orkestramız 14 sanatçıyı
bünyesine aldı. Böylece bir
senfoni orkestrasının standart
sayısı olan 120'ye epey
yaklaşıldı. "Hayffh olsun"
diyerek, genç sanatçılara
başanlar dileriz.
1926'da Büyük Atatûrk'ün
Riyaseticumhur Filarmoni
Orkestrası'nı, genç
cumhunyetın tamtımı
amacıyla düzenlenen
"Seyyar Sergi'' ile Avrupa'ya
göndermesinden sonra hem
CSO hem de ÎDSO, çeşitli
tarihlerde yabancı ülkelerde
dinletüer verdi.
tZDSO da Sayın Prof.
Hikmet Şhnşek'in sanat
sorumlusu olarak kurumun
başında bulunduğu dönemde,
1978'de Kuzey Kıbns'a,
1983'tedeltalya'yave
Almanya'ya gitti.
Bu gezide topluluğun Münih
Radyosu'nda doldurduğu
nefıs bantm plağa
dönüştürülememiş ohnası
sadece orkestramız açısından
değil, müzik tarihimizin
geneli bakımuıdan da en
üzücü olaylardan buidir.
Hikmet hocanın planladığı
son ışler arasında bu banttan
CD yapıknası da vardır.
Orkestramızın 1996'da
çıktığı Güney Kore ve
1998'deki Brüksel gezileri de
başan yönünden kurumun
taribindeki altın sayfalardır.
Japonya gezısinin önemini
vurgulamak için ise Sayın
Şimşek'in yıllar öncesine
uzanan bir değerlendirmesini
anımsamak gerek:
Sanatçıya göre
orkestralanmızın dış
ülke gezileri, Türk
hükümetlerince ve
kültür propagandası amacıyla
İzmirDevlet SenfoniOrkestrası'nm, MalezyaveJaponya gezilerinde orkestrayı Osawayöoetecek.
düzenlenmektedir.
Başka bir açıklamayla, her
gezi bizden gelen isteğin
sonucudur. Başanmn gerçek
ölçüsü ise bir orkestranın
yabancı kuruluşlardan çağn
alabümesi ve onu çağıran
kunıluşun düzenlemeleri
doğrultusunda dinletüer
verebilmesidir. lZDSO'nun
Malezya ve Japonya gezilen
bukurammbir
uygulamasıdır.
Şef Yöshinao Osawa'nın
izin vermesi ve İzmir -
İstanbul gidiş-dönüş uçak
biletleri için ödenek
sağlamasıdır. Böylece
dinletiler, Japonlann istekleri
doğrultusunda bazı özellikler
taşımaktadır. Çeşitli kentlere
ve dinleyici topluluklanna
göre dört ayn program
hazırlanmış:
a) Yoshida: "Tokyo"
Senfonik Süiti, Çaykovski:
Senfoni No: 6 (Path'etique).
b) Yoshida: "Tol^o"
bizim şeflerimiz kanlmıyor.
Yerli ya da yabancı solocular
yok.
Çağdaş Türk bestecüerinin
yapıtlanna yer verilmiyor.
Böylesi özellikler eleştiriye
açıkto; ama belli ki her şey,
gidilen ülkenm ısteklenne
göre düzenlenmiş. Böylece
IZDSO, bütünüyle evrensel
bir kimliğe bürünecek ve
Japon halkınrn beğenisini
doyurmaya çalışacak.
Öte yandan Tokyo
• Şef Yosbinao Osawa'nın girişimi olan ve aynntılannı
'Japon Konser Organizasyon Komitesi'nin beliriediği
gezide orkestramız Tokyo başta olmak üzere 11 kentte 14
dinleti verecek. Bunlann içinde okul dinletileri de var.
Aynca Malezya'da, başkent Kuala Lumpur'da çalacak ve
Kuantan'da Malezya Sultanı'na özel bir dinleti sunacak.
girişimi olan ve aynntılannı
" Japon Konser Organizasyon
Komitesi"nm beliriediği
gezide orkestramız, dünyanın
önemli sanat merkezlerinden
sayılan Tokyo başta olmak
üzere 11 kentte 14 dinleti
verecek. Bunlann içinde okul
dinletileri de var. Aynca
Malezya'da, başkent Kuala
Lumpur'da çalacak ve
Kuantan'da Malezya
Sultanı'na özel bir dinleti
sunacak.
Bu gezide işveren
Japonya'dır. T.C. Kültür
Bakanlığı'nın katkısı, sadece
orkestranın orada çalmasına
Senfonik Süiti, Çaykovski:
Itaryan Kapriçyosu,
Respighi: "Roma Çamlan".
c) Yoshida: "Tokyo"
Senfonik Süiti, Çaykovski:
Senfoni No: 5.
d) (Okul Konseri) Suppe:
"Hafif Sûvari" Uvertürü,
Sibelius: "Karelia'' Süiti,
Bizet: "Cannen" Süiti No. 1,
Ketelbey: "Iran Pazannda",
J. Strauss: "Pizâcato Polka",
Brahms: "Macar Danstan"
No. 1, No. 5, "EfesusBrass"
ve daha başka oda müziği
topluluklaruun çalacağı
yapıtlar.
Görüldüğü gibi dinletilere
dinletisinin bant kaydmdan
yapılacak olan CD,
orkestramızın bu dev
boyutlu gezisini
belgeleyecek.
Sayın Kenan Gökkaya'nın
belirttiğine göre "Bu konser
turnesinin gerçekleştirilmesi,
Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti'nin külirtire ve
sanata verdiği önemin
yaıunda, dünya ülkeleri
arasmdaki sevgi, banş
ve dosthığun pekişanhnesi
açısından da büyük önem
taşımaktadır."
Orkestramıza başanlar
dileriz.
IKûJtür Servisi - Osmanlı Bankası, yeni adı
Bankalar Caddesi olan 'Voyvoda Caddesi'nin 19.
yüzyılda başlayan ve gûnûmüze kadar gelen
tarihsel süreçteki değişimini, bir sergi ile
gûnümûze taşıyor. Kuratörlüğûnü Edhem
Eldem'in, tasanmını Bülent Erkmen'in üstlendiği
'Bankalar Caddesi' adlı sergi, Osmanlı
Imparatoriuğu Ue Türkiye Cumhuriyeti'nin mali
ve ekonomi dünyasına yön veren Bankalar
Caddesi'nin belli başh binalannı ele alacak.
Caddedeki tarihi binalann, gelip geçerken fark
edibneyen detaylannın gözler önûne serileceği
sergide, cadde sakinlerinin geçmişinden kesitlere
ve bu mekânı yaşamış kişilerin ilginç anılanna da
yer verilecek. Tarih Vakfı'nın işbirliği Ue ekim
ayının sonunda, Osmanlı Bankası'nın
Karaköy'deki binasında açılacak sergi, dört ay
süreyle gezilebilecek.
lO.SamiGünerfotoğraf
yanşması
HKüHür Servisi - Bursa Belediyesi'nce fotoğraf
sanatçısı Sami Güner anısına düzenlenen
yanşmanın bu yıl 10'uncusu düzenleniyor. Bu yıl
ulusal düzeyde gerçekleştirilecek yanşmanın
konusu, 'Kentli Yaşam, Kentli Insan' olarak
belirlendi. Yanşmaya katıhm için son tarih 19 Ocak
2001.
JB 3. Dans ve Tekno Festivaii
I Kültür Servisi - Türkiye'nin ilk elektronik müzik
festivah, 'JB Dans ve Müzik Festivaii' 2 Eylül'de
başhyor. Mydonose Shovvland'da gerçekleşecek
olan festivalde Cassius, Basement, Jaxx, Indian
Ropeman, Jimi Tenor, Jungle Brothers, Roger
Sanchez gibi pek çok yabancı DJ ve müzik
gnıbunun yanı sıra MC FU, Nefret, DJ Turbo/Statik,
Fresh B gibi Türk bip hop sanatçılan da yer alacak.
JB sponsorluğunda, HIP Productions tarafından
düzenlenen festivalde, Les Asteroides Grubu da bir
dans gösterisi sunacak. (0212 335 9 335)
tzmir 6. Uuslararası Sanat
Günleri
• İZMÎR (AA) - '69. İzmir Enternasyonel Fuan'
kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen
'6. Uluslararası Sanat Günleri' Izfaş Sanat
Galerisi'nde başladı. 'Sanat Gûnleri'ne
Türkiye'den 21 ressamın yanı sıra Moldova,
Rusya, Kazakistan, ltalya, Çek Cumhuriyeti,
Fransa, Sudan, Güney Kore ve Slovakya'dan da
sanatçılar katıhyor. Açılan sergide çeşitli
tekniklerde yapıhnış resim, fotoğraf ve halk
sanatı üzerine çalışmalar sunuluyor.
MaxImflHan ScheH'hı sağhk ^ *
dupumu ağıp
• RIGA(AFP)-Oscar
ödülü sahibi Isveçli
aktör Maximillian
Schell'in sağlık
durumunun ağır olduğu
bildirildi. Pankreasında
meydana gelen bir
hastalık yüzünden
cumartesi günü tedavi
altma alınan oyuncunun I
doktoru, Schell'in bir diyabetik olduğunu ve 12
yıldır insülin tedavisi gördüğünü açıkiadı. 69
yaşındaki Schell, Fransız oyuncu Catherine
Deneuve ile onur konuğu olduğu 'Baltık Pearl
Film Festivali'nin açdış töreninde bayılmışü.
Sanatçı, törende dünya füm endüstrisine
katkılanndan dolayı 'Milenyum Aktörü' ödülünü
aldı.
Salmakis Çeşmesi, ıMuslararast
seminente tartifikyor
• ANKARA (AA) - Danimarkalı bilim adamlan,
antik yazarlann sözünü ettiği, Helenistik çağa ait
'Salmakis Çeşmesi'ni konu alan bir semineT
düzenleyecek. Bodrum Kalesi'ndeki Ingiliz
Kulesi'nde, bugün başlayacak ve 3 gün sürecek
seminerde, Danimarkalı, Italyan, Ingiliz ve Türk
bilim adamlan, 'Salmakis Yazıtı ve Helenistik
Halikarnas' konusunda bildiriler sunacak. 1995
yılında Bodrum Kaplan Kalesi'nin eteğindeki
burunda yer alan yapı ve duvanndaki yazıtı gören
Danimarkalı bilim adamlan yapılan epigrafık
inceleme ve çeviri sonucunda yapının, antik
yazarlann sözünü ettiği 'Salmakis Çeşmesi'
olduğunun kesinleştiğini bildirmişlerdi. '.
Vang Gogh'la yüz yüze
• KüMr Servisi - Empresyonizmin en önemli \
sanatçılaruıdan Van Gogh'un bütün portreleri,
Boston Museum of Fine Arts'ta 'Face to Face'
(Yüz yüze) sergisiyle izleyicilerin karşısında. 24 ;
Eylül'e kadar devamedecek sergi, ressamın ilk ^
portre sergisi olma özelliği taşıyor. 70 resim ve
çeşitli çizimlerden oluşan sergide yer alan
yapıtlar, özel koleksiyonlardan ve dünyanın farklı
müzelerinden toplanarak bir araya getirildi.Sergi
22 Ocak'tan itibaren Philadelphia Museum'da
devam edecek.
Everest Yaymlapı'ndan
postmodern hesaplaşmalar \
• Kültür Servisi - Everest Yayıncılık tarafından *
21. yüzyıl düşüncesinin temellerini atan düşünür •
ve bilim adamlannın, fıkirlerini ortaya koyan on J
kitaplık 'postmodern hesaplaşmalar' başlıklı bir \
dizi oluşturuldu. Dizinin ilk beş kitabı olan |
Baudrillar4 Nietzsche, Foucault, Derrida, Z
Einstein yayunlandı. Çevirilerini Kaan H. İ
Ökten'in yaptığı kitaplar, söz konusu bilim ve .*
düşünce adamlannın özellikle pratikle olan ^
ilişkilerini, yaşayan dünyaya etkılennı farklı bir %
format içinde sunuyor. %
BUGÜN
•BEYOGLU StNEMASrnda 'Genç Sinemacılar-
dan Seçmeler' kuşağında David Lynch'in 'Kayıp
Otoban' adlı fıhni izlenebilir. (251 32 40) :