24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3O AĞSUSTOS 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA JvLJijJ. LJ.K. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU Bir klasik müzik ıkramı üzerine• Ünlü piyanistimiz Hüseyin Sermet, son yıllarda dinlediğim en saydam, en müzikal Rahmaninof yorumunu sundu. Genç orkestra şefımiz Alpaslan Ertüngealp, solistle güzel bir uyum sağlamıştı. Büyük gösterilerden kaçınmasıyla, net vuruşlan ve müziğin özünden ödün vermeyişiyle dikkati çekiyor Ertüngealp. lş Bankasf nın lstanbul'a taşın- ması ve gökdelenlennın açılması üç gecelik görkemlı törenlerle kut- landı. Yeme ıçmenin yanı sıra gör- sel ve işitsel ikramlar sunuldu. Işık- lann şöleni bır yana, ilk iki gece- de klasik müzik konseri verilme- si, ince ve aydın düşüncenin gös- tergesi idi. fngiliz Kraliyet Filarmoni Or- kestrası gibi geleneğe sahip bir top- luluk çağnlmıştı. Genç orkestra şefımiz Aipasian Ertüngealp'in yö- netimınde ve ünlü piyanistimiz Hü- seyin Sennet'in solistliğindeki kon- ser, biz Türkler açısından gurur ve- riciydi. (Her şeyden önce, bu açı- hş konserlerinin ikinci gecesini iz- ledigimi belirtmelıyim. Çünkü top- luluğun ilk gece ile ikinci gece ara- sında farklı nitelikteki seslendiri- si dikkatleri çekti). 1946'dan bu yana Avrupa'nın seçkin orkestralan arasında anılan Kraliyet Filarmoni'nin binnci ça- lıcılan değildi lstanbul'a gönder- dikleri sanatçılar. Sahneye gınş ve çıkışlanndakı düzensizlik inanılmaz boyutlardaydı. Özellıkle üfleme çalgüanndaki tonlama bozukluğu, ritmik aksaklıklar ve anlatım yok- sunluğu böyle bir orkestranın ünü- ne yakışmıyordu. Yaylı çalgılardan zaman zaman orkestranın geleneğini anımsatan dolgun ve oturmuş yorumlar yük- selse de koskoca "Royal Fflarmo- Hüseyin Sennet'in yorumu net, incenkn, yarabcry dı. Alpaslan Ertüngealp, solistle güzel bir uyum sağladı. ni"yi kurtaramadı. Bizim yerli or- kestralanmız arasından daha nite- liklı bır dinleti sunacaklar buluna- bilirdı. Hem de bilgelik taslamadan şef- le ve solistle daha iyi ilışkıler ku- rarak! Hüseyin Sermet'i dinlerken acaba Rahmaninof da salonda bir yerlerden onu ızlıyor mu, dedım. Son yıllarda dinlediğim en saydam en müzikal Rahmaninofyorumuy- du. Bu ıkıncı konçertoyu her pıya- nist kendine göre değışikliklere uğratır, çoğunlukla da ağdalı bir havaya sokar. Oysa Hüseyin'in yo- rumu net, inceiikli, yaratıcıydı. Mutlaka Rahmaninofda dinlediy- se, son elli yıldır kendisine en ya- km yorumu bulmakla mutlu ol- muştur! Genç orkestra şefımiz Alpaslan fl! 9h i Ertüngealp, Rahmaninof konçer- tosunun eşliğinde solistle güzel bir uyum sağlamıştı. Çaykovski'nın RomeoveJüfiyet fantezı uvertürün- de orkestrayı iyice egemenliğine aldı ve kendi yorumunu ortaya çı- karttı. Yeni heyecanlar getiren, ka- ranlık ve ışık karşıtlığında abartı- ya kaçmayan bir yorumdu. Büyük gösterilerden kaçınmasıyla, net vu- ruşlan ve müziğin özünden ödün vermeyişiyle dikkati çekiyor Er- tüngealp. Leyla Gencer Şan Yanşması başhyor Ülkemizin en seçkin şan yanş- ması iki yılda bir yapılan ve Yapı Kredı tarafından düzenlenen Ley- la Gencer Şan Yanşması'dır. Geçen yıl deprem nedeniyle ertelenen ya- nsmaya böylece üç yıl ara verilrniş oldu. Bugün dünya üstünde önem- li sahnelere çıkmakta olan kimi genç operacının özgeçmışinde bu yanşmaya katılmış olmanın onu- ru yazılı. 1995 'ten beri düzenlenen ve bü- yük sanatçımız Leyla Gencer'in adını taşıyan yanşmanın halka açık yan fınali 2 Eylül Cumartesi saat 18.00'de yapılacak. Final ve ödül töreni 4 Eylül Pazartesi akşamı sa- at 18.00'de. Aynca 7 Eylül Per- şembe gecesi saat 20.00'de bir Ga- la Konser verilecek. Bu etkinlikler Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yer alıyor. Şan ile doğrudan ilgilenmese bile tüm müzikseverlerin, ülkemizde çok enderyaşanan biryanşma heyeca- runı tatması için bu olayı ızlemesi gerek! evini@boun.edu.tr Operanın yenl müdürü: Birseyimden açıkmektııp ARZUKARAMANt Gala gecelerinde salonlan dol- dunıp bravo sesleriyle eserlen ayakta alkışlayanlaradır sözüm. Opera ve bale temsillerinin kapa- lı gışe oynamasını sağlayan seyir- ciyedir aynı zamanda... Ben de on- lardan biriyim. Unutmayalım lütfen, Yekta Ka- ra'ya borcumuz var! Sayesinde ciddı prodüksiyonlar izledik, çok paralara mal olan. Ça- lıştığı kuruma aynlmış olan para- nınyetersizliğini bildiğınden, biz- zat kendi uğraştı ve sponsorlar bul- du, seyirciye doğru dürüst prodük- siyonlar sunabilmek ıçin... Sayesinde Giancark» del Mona- co gibi, Michael Scott gibi dünya- ca ünlü sanatçılar, ürettiklerini aya- ğımıza kadar getirdiler. Sayesinde Istanbul Devlet Ope- ra ve Balesi yurtdı- şında sahneye çıktı ve bize de sadece övünmesi düştü. Sayesinde genç kız rollerine çıkan ama gerek ses per- fonnansı, gerekse fizıki kondisyon açısından müzik dîaleyicisini doyur- maktan uzak, sade- ce saygı geregi aDaş alan sanatçılarla ye- tııiTiek zorundakal- madık; genç ve ba- şanlı seslerin önü- mh açıldığını gör- dûk Sayesinde Spuiaküs gibi bır bae eseri seyrettik, ÖDce 'ne cesaretle gLJşti' dedik, ama es.Tİ seyrettikten scnra canı gönül- deı 'bravo' diye ba- ğıırken "Gördûn n o bak, bu eldp bi- leakı çahşırsa birlikte dans etme- yiKcerebinyonnnş'' diye düşün- dfc. Sayesinde ilk kez kendi sah- ramızde Wagner dinleyebildik. E3 da cesaret işiydi. Biz hem ce- sreti, hem de mükemmel yorumu aiışladık. Sayesinde bir kurumun uyukla- raktan kurtulup önce ülkesinde, snra da sınırlar dışında sesini na- s duyurduğunu gördük. Sayesin- «) ilk kez, yurtdışından gelen «emlı zevata, bu halkın üretebil- • Üzerine terini akıttığı bu sahneye bir parça saygısı olan sanatçı, Yekta Kara'nın arkasında olmalıdır. dıği tüm güzellikleri bir arada su- nabilen, etkileyici ve ilginç bir eser sunabildik. Bununla da övünüp durduk. Hâlâ övünüyoruz! Bu saydıklarımız, Yekta Ka- ra'nın sadece sanatsal görüşüyle değıl, bir kurumu adından her yer- de olumlu bır şekilde söz ettırebi- lecek düzeye taşıyan yöneticilik politikasının kalitesiyle ilgilidir. Bu, önce Yekta Kara'nın sonra da Kültür Bakanlığı'nın başansıdır. Ama Bakanlık, bu başanyı kendi- ne çok görmüşe benziyor! Üzenne terini akıttığı bu sah- neye bir parça saygısı olan sanat- çı, Yekta Kara'nın arkasında olma- lıdır. Çünkü aıt olduklan kurumun her başansı, önce yöneticilerinin, sonra kendilerinin eseridir. Küçük hesaplaryerine, sanatsal üretimle- rinin düzeyinin hesabını yapabil- meyı başaran her operacı, her ba- lecı, bu kurumun Yekta Kara saye- sinde nereden kalkıpnereyegel- diğini gayet iyi bilmektedir. Düş- manlık, bu süre- cin önemini kav- rayamayanlardan kaynaklanmakta- dır. SamsonwDa- Ula'mn gala ge- cesiydi; son al- kışlardan sonra, ağırağırinenper- denin uçlan yere değdiğı anda, sahneden seyirci- lere kadar yansı- yan sevinç çığhk- ları kulaklanm- dan gitmiyor. Bir- lıkte altından kal- kılmış ve sonucu başanlı olmuş bir işin tezahürüydü o çığlıklar. Kıs- kanılacak kadar güzeldi. En az eserin kendisi kadar etkileyiciy- di, seyircilere ulaşan bu ses. Işte bu sesti Yekta Kara'ya tüm mut- luluklan bir anda sunan, kariyeri boyunca onu sanp sarmalamış olan. Bu, üç-beş kuruşun verdiği mut- lulukla ölçülemez. Bunu da, bir sahne adamı olarak Yekta Kara'dan iyi kimse bilemez! Üç-beş kuru- şu mutluluk zannedenlerse, bun- dan hıçbır şey anlamazlar! Sedat Öztoprak Yurtdışında nice yıldırba- şanlı bir kariyer yürüten az sayıdaki sanatçılanmızdan birisi de bariton Sedat Öz- topraktır(1959). Geleneksel müzik kültürü olan bir aile- den gelir. Udi Sedat Öztop- rak'ın adını taşıması bu ge- leneğin göstergesidir. Ken- dini dünya ölçütlerine göre kanıtlamış, aranan ve baş- vurduğu sahnelerde kabul gö- ren bir savaşçı. Avrupa'nın en önemli şan yanşmalann- dan birisi olan Avusturya'nın Belvedere Yanşması'nda (1990 yüında) ikincilik ve kendi kategorisinde birincılik kazandıktan sonra ona nice opera sahnesının yolu açılmıştı. BelktsAran'ın öğrencisi olan Öz- toprak, master derecesini Italya'da tamamlamış ve Istanbul Devlet Operası'nın solist sanatçısı olmuştu. Neredeyse on yıldır Ahnanya, Hollanda, Isviçre, ltalya gibi ülkelerde 400'e yakın opera temsilınde belli başh bariton rollerini üst- lenerek Don Pasquale, Macbetn, Rigoletto ve Don Giovan- ni gibi rollerle özdeşleştı. Bu arada istanbul operasındaki görevinden aynlmak zorunda kaldı. Ve onu bu süre içinde ancak birkaç resıtalle duyabildık İstanbul'da. Her söyleşimizde yurtdışındaki Türk sanatçılannuı nasıl unutulduğundan yakuur ve genç Türk şancılannın elinden tutmaya, onlara kendi deneyimi doğrultusunda yurtdışında yol göstermeye hazır olduğunu belirtir. Geçen yaz bugün- ler yaptığımız bir söyleşide şöyle diyordu: "Çevreme bakı- yorum: ArjantinlL, Romen. Fransız, tspanyol bep kendi ül- kesinden birflerini getirmiş peşindea, onlara destek olmuş. Ben de arnk edindiğim cevre ve dene\imlerle gençlere el uzatmaya hazmm. Türk operas aduun, yurtdışında çoğal- ması gerek." Değişik sahnelerde, değişık dönemlerin operalannı ce- şitli rejisörlerin yönetiminde oynayarak da ayn bir deneyim kazanmıştı Aynı söyleşide değişen reji sanatına değiniyor- du: "Sahnelemede büyük yenflikler yaşamyor. Hayat gficü- nün sonu yok arok. Örneğin Sıgfhed sahneye Porche araba fle geliyor! Benim bir Don Giovanni temsiHmde rejisör ilk düetimi bir küvet içinde yıkanırken gerçekleştinnemi, rest- tatifte bir basket potasının dibinde basket oynamamı (pota- ya her basket atışimda halk alloslrvordu), son sahnede ise ta- butun içinde süindir şapka, eUmde puro ve konyak, bir şiş- me bebekle sevisme sahnesi canlandmnamı tstedL İyice ger- çeküstü ve erotik!" §imdi İstanbul Devlet Opera ve Balesi 'nin çiçeği burnun- da müdürü Sedat Öztoprak. Bunca yıllık yurtdışı deneyim- leri ışığında, içinde kalan Türk operasını yüceltme, Türk bes- tecilerini ve genç şancılan destekleme gibi amaçlanna ulaş- masını dileriz. Bir de iyi şanslar! IZDSO'nun yurtdışı turnesi ÖNDER KÜTAHYALJ tZMİR- IZDSO'nın Japonya ile Malezya'ya oldukça kapsamlı bır dinletı gezisi yapacağım birkaç ay önce yazmıştık. Kurumun Müdürü Sayın Kenan Gökkaya'nın geçen hafta yapüğı basın toplantısı. hem bu konudakı son gelişmeleri hem de 2000-2001 dinleri mevsimine ilişkin bilgileri içermekteydi. Gezi konusuna girmeden önce hemen belirtelim; yıllar süren bekleyişten sonra T.C. Kültür Bakanlığı, kuruma yeni kadrolar verdi ve iki ay önce yapdan sınavla orkestramız 14 sanatçıyı bünyesine aldı. Böylece bir senfoni orkestrasının standart sayısı olan 120'ye epey yaklaşıldı. "Hayffh olsun" diyerek, genç sanatçılara başanlar dileriz. 1926'da Büyük Atatûrk'ün Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası'nı, genç cumhunyetın tamtımı amacıyla düzenlenen "Seyyar Sergi'' ile Avrupa'ya göndermesinden sonra hem CSO hem de ÎDSO, çeşitli tarihlerde yabancı ülkelerde dinletüer verdi. tZDSO da Sayın Prof. Hikmet Şhnşek'in sanat sorumlusu olarak kurumun başında bulunduğu dönemde, 1978'de Kuzey Kıbns'a, 1983'tedeltalya'yave Almanya'ya gitti. Bu gezide topluluğun Münih Radyosu'nda doldurduğu nefıs bantm plağa dönüştürülememiş ohnası sadece orkestramız açısından değil, müzik tarihimizin geneli bakımuıdan da en üzücü olaylardan buidir. Hikmet hocanın planladığı son ışler arasında bu banttan CD yapıknası da vardır. Orkestramızın 1996'da çıktığı Güney Kore ve 1998'deki Brüksel gezileri de başan yönünden kurumun taribindeki altın sayfalardır. Japonya gezısinin önemini vurgulamak için ise Sayın Şimşek'in yıllar öncesine uzanan bir değerlendirmesini anımsamak gerek: Sanatçıya göre orkestralanmızın dış ülke gezileri, Türk hükümetlerince ve kültür propagandası amacıyla İzmirDevlet SenfoniOrkestrası'nm, MalezyaveJaponya gezilerinde orkestrayı Osawayöoetecek. düzenlenmektedir. Başka bir açıklamayla, her gezi bizden gelen isteğin sonucudur. Başanmn gerçek ölçüsü ise bir orkestranın yabancı kuruluşlardan çağn alabümesi ve onu çağıran kunıluşun düzenlemeleri doğrultusunda dinletüer verebilmesidir. lZDSO'nun Malezya ve Japonya gezilen bukurammbir uygulamasıdır. Şef Yöshinao Osawa'nın izin vermesi ve İzmir - İstanbul gidiş-dönüş uçak biletleri için ödenek sağlamasıdır. Böylece dinletiler, Japonlann istekleri doğrultusunda bazı özellikler taşımaktadır. Çeşitli kentlere ve dinleyici topluluklanna göre dört ayn program hazırlanmış: a) Yoshida: "Tokyo" Senfonik Süiti, Çaykovski: Senfoni No: 6 (Path'etique). b) Yoshida: "Tol^o" bizim şeflerimiz kanlmıyor. Yerli ya da yabancı solocular yok. Çağdaş Türk bestecüerinin yapıtlanna yer verilmiyor. Böylesi özellikler eleştiriye açıkto; ama belli ki her şey, gidilen ülkenm ısteklenne göre düzenlenmiş. Böylece IZDSO, bütünüyle evrensel bir kimliğe bürünecek ve Japon halkınrn beğenisini doyurmaya çalışacak. Öte yandan Tokyo • Şef Yosbinao Osawa'nın girişimi olan ve aynntılannı 'Japon Konser Organizasyon Komitesi'nin beliriediği gezide orkestramız Tokyo başta olmak üzere 11 kentte 14 dinleti verecek. Bunlann içinde okul dinletileri de var. Aynca Malezya'da, başkent Kuala Lumpur'da çalacak ve Kuantan'da Malezya Sultanı'na özel bir dinleti sunacak. girişimi olan ve aynntılannı " Japon Konser Organizasyon Komitesi"nm beliriediği gezide orkestramız, dünyanın önemli sanat merkezlerinden sayılan Tokyo başta olmak üzere 11 kentte 14 dinleti verecek. Bunlann içinde okul dinletileri de var. Aynca Malezya'da, başkent Kuala Lumpur'da çalacak ve Kuantan'da Malezya Sultanı'na özel bir dinleti sunacak. Bu gezide işveren Japonya'dır. T.C. Kültür Bakanlığı'nın katkısı, sadece orkestranın orada çalmasına Senfonik Süiti, Çaykovski: Itaryan Kapriçyosu, Respighi: "Roma Çamlan". c) Yoshida: "Tokyo" Senfonik Süiti, Çaykovski: Senfoni No: 5. d) (Okul Konseri) Suppe: "Hafif Sûvari" Uvertürü, Sibelius: "Karelia'' Süiti, Bizet: "Cannen" Süiti No. 1, Ketelbey: "Iran Pazannda", J. Strauss: "Pizâcato Polka", Brahms: "Macar Danstan" No. 1, No. 5, "EfesusBrass" ve daha başka oda müziği topluluklaruun çalacağı yapıtlar. Görüldüğü gibi dinletilere dinletisinin bant kaydmdan yapılacak olan CD, orkestramızın bu dev boyutlu gezisini belgeleyecek. Sayın Kenan Gökkaya'nın belirttiğine göre "Bu konser turnesinin gerçekleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin külirtire ve sanata verdiği önemin yaıunda, dünya ülkeleri arasmdaki sevgi, banş ve dosthığun pekişanhnesi açısından da büyük önem taşımaktadır." Orkestramıza başanlar dileriz. IKûJtür Servisi - Osmanlı Bankası, yeni adı Bankalar Caddesi olan 'Voyvoda Caddesi'nin 19. yüzyılda başlayan ve gûnûmüze kadar gelen tarihsel süreçteki değişimini, bir sergi ile gûnümûze taşıyor. Kuratörlüğûnü Edhem Eldem'in, tasanmını Bülent Erkmen'in üstlendiği 'Bankalar Caddesi' adlı sergi, Osmanlı Imparatoriuğu Ue Türkiye Cumhuriyeti'nin mali ve ekonomi dünyasına yön veren Bankalar Caddesi'nin belli başh binalannı ele alacak. Caddedeki tarihi binalann, gelip geçerken fark edibneyen detaylannın gözler önûne serileceği sergide, cadde sakinlerinin geçmişinden kesitlere ve bu mekânı yaşamış kişilerin ilginç anılanna da yer verilecek. Tarih Vakfı'nın işbirliği Ue ekim ayının sonunda, Osmanlı Bankası'nın Karaköy'deki binasında açılacak sergi, dört ay süreyle gezilebilecek. lO.SamiGünerfotoğraf yanşması HKüHür Servisi - Bursa Belediyesi'nce fotoğraf sanatçısı Sami Güner anısına düzenlenen yanşmanın bu yıl 10'uncusu düzenleniyor. Bu yıl ulusal düzeyde gerçekleştirilecek yanşmanın konusu, 'Kentli Yaşam, Kentli Insan' olarak belirlendi. Yanşmaya katıhm için son tarih 19 Ocak 2001. JB 3. Dans ve Tekno Festivaii I Kültür Servisi - Türkiye'nin ilk elektronik müzik festivah, 'JB Dans ve Müzik Festivaii' 2 Eylül'de başhyor. Mydonose Shovvland'da gerçekleşecek olan festivalde Cassius, Basement, Jaxx, Indian Ropeman, Jimi Tenor, Jungle Brothers, Roger Sanchez gibi pek çok yabancı DJ ve müzik gnıbunun yanı sıra MC FU, Nefret, DJ Turbo/Statik, Fresh B gibi Türk bip hop sanatçılan da yer alacak. JB sponsorluğunda, HIP Productions tarafından düzenlenen festivalde, Les Asteroides Grubu da bir dans gösterisi sunacak. (0212 335 9 335) tzmir 6. Uuslararası Sanat Günleri • İZMÎR (AA) - '69. İzmir Enternasyonel Fuan' kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen '6. Uluslararası Sanat Günleri' Izfaş Sanat Galerisi'nde başladı. 'Sanat Gûnleri'ne Türkiye'den 21 ressamın yanı sıra Moldova, Rusya, Kazakistan, ltalya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Sudan, Güney Kore ve Slovakya'dan da sanatçılar katıhyor. Açılan sergide çeşitli tekniklerde yapıhnış resim, fotoğraf ve halk sanatı üzerine çalışmalar sunuluyor. MaxImflHan ScheH'hı sağhk ^ * dupumu ağıp • RIGA(AFP)-Oscar ödülü sahibi Isveçli aktör Maximillian Schell'in sağlık durumunun ağır olduğu bildirildi. Pankreasında meydana gelen bir hastalık yüzünden cumartesi günü tedavi altma alınan oyuncunun I doktoru, Schell'in bir diyabetik olduğunu ve 12 yıldır insülin tedavisi gördüğünü açıkiadı. 69 yaşındaki Schell, Fransız oyuncu Catherine Deneuve ile onur konuğu olduğu 'Baltık Pearl Film Festivali'nin açdış töreninde bayılmışü. Sanatçı, törende dünya füm endüstrisine katkılanndan dolayı 'Milenyum Aktörü' ödülünü aldı. Salmakis Çeşmesi, ıMuslararast seminente tartifikyor • ANKARA (AA) - Danimarkalı bilim adamlan, antik yazarlann sözünü ettiği, Helenistik çağa ait 'Salmakis Çeşmesi'ni konu alan bir semineT düzenleyecek. Bodrum Kalesi'ndeki Ingiliz Kulesi'nde, bugün başlayacak ve 3 gün sürecek seminerde, Danimarkalı, Italyan, Ingiliz ve Türk bilim adamlan, 'Salmakis Yazıtı ve Helenistik Halikarnas' konusunda bildiriler sunacak. 1995 yılında Bodrum Kaplan Kalesi'nin eteğindeki burunda yer alan yapı ve duvanndaki yazıtı gören Danimarkalı bilim adamlan yapılan epigrafık inceleme ve çeviri sonucunda yapının, antik yazarlann sözünü ettiği 'Salmakis Çeşmesi' olduğunun kesinleştiğini bildirmişlerdi. '. Vang Gogh'la yüz yüze • KüMr Servisi - Empresyonizmin en önemli \ sanatçılaruıdan Van Gogh'un bütün portreleri, Boston Museum of Fine Arts'ta 'Face to Face' (Yüz yüze) sergisiyle izleyicilerin karşısında. 24 ; Eylül'e kadar devamedecek sergi, ressamın ilk ^ portre sergisi olma özelliği taşıyor. 70 resim ve çeşitli çizimlerden oluşan sergide yer alan yapıtlar, özel koleksiyonlardan ve dünyanın farklı müzelerinden toplanarak bir araya getirildi.Sergi 22 Ocak'tan itibaren Philadelphia Museum'da devam edecek. Everest Yaymlapı'ndan postmodern hesaplaşmalar \ • Kültür Servisi - Everest Yayıncılık tarafından * 21. yüzyıl düşüncesinin temellerini atan düşünür • ve bilim adamlannın, fıkirlerini ortaya koyan on J kitaplık 'postmodern hesaplaşmalar' başlıklı bir \ dizi oluşturuldu. Dizinin ilk beş kitabı olan | Baudrillar4 Nietzsche, Foucault, Derrida, Z Einstein yayunlandı. Çevirilerini Kaan H. İ Ökten'in yaptığı kitaplar, söz konusu bilim ve .* düşünce adamlannın özellikle pratikle olan ^ ilişkilerini, yaşayan dünyaya etkılennı farklı bir % format içinde sunuyor. % BUGÜN •BEYOGLU StNEMASrnda 'Genç Sinemacılar- dan Seçmeler' kuşağında David Lynch'in 'Kayıp Otoban' adlı fıhni izlenebilir. (251 32 40) :
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear