22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25TEMMUZ2000SAU 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN ^.FransızDevrimi'mi? PARİS - Fransız başkentinin sokaklan iyice tenhalaştı. Trafik, yılın başka zamanlannda gö- rülmemiş derecede açık. Üzerine kahvelerin, lokantaların masalarının konduğu, kestane ağaçlannın gölgesindeki kaldınmlardayürüyen- ler azaldı. Yerli halka hizmet veren lüks lokan- talann büyük bir bölümü ile kimi dükkânlar ka- pandı. Hatta bizim Conventıon Meydanrna ba- kan iki ekmek ve pasta satıcısından biri de bir ay süreyle kepenkleri indirdi. Dostum Hasan Kudar da gazete satış kulübesini kapayarak 1 Ağustos'ta 15 günlük tatile gidecek. Fransa turu da pazar günü Amerikalı Armst- rong'un zaferiyle sonuçlandı. Paris, Charies Aznavour'un ünlü şarkısında belirttiği gibi, ta- tile gidemeyenlerin hüzünleneceği ağustosa hazırianıyor sakin sakin. Ama aslında Fransa kaynıyor, belki de 'Ikinci Fransız Devrimi' yaşanıyor. Her şey Sosyalist Başbakan Lionel Jos- pin'in, yedi ay süren görüşmderden sonra açık- ladığı vedörtyıl içindeAda'yı 'özerkeyalet'sta- tüsüne sokacak, yerel konularda yasa yapma yetkisini bile kazandıracak Korsika Planı'nı ge- çen hafta perşembe akşamı açıklamasıyla pat- lak verdi. Açıklamanın üstünden iki gün bile geçme- den, aynı statünün kendilerine de uygulanma- sı için, Alsace'lılardan, Brötonlar'dan ve Bask- lar'dan talepler yağmaya başladı. ••• Jospin Planı başanya ulaşırsa, kaçınılmaz olarak, aynı statünün talep eden öbür etnik gruplara da verilmesi gündeme gelecek ve Fransa'nın 'tek ve bölünemezcumhuriyeti' şe- kil değiştirerek federal yapıya kavuşacak. Bu görüşe yandaş olsun olmasın, rıerkese "Bugünleri de mi görecektik" dedirten, nere- deyse devrim niteliğinde bir gelişmedir söz ko- nusu olan. Unutmayalım, 10 yıl önce, yine bir sosyalist olan o zamanın Içişleri Bakanı Joxe'un haarla- dığı ve Jospin'inkine göre çok daha utangaç olan Korsika ile ilgili yasanın 1. maddesi, Ana- yasa Mahkemesi tarafından 1958 Anayasa- sı'nın Cumhuriyet'in tekliği ve bölünmezliği il- kesine aykın bulunarak iptal edilmişti. AB'nin yerel dillerin korunması ile ilgili sözieş- mesini de aynı Anayasa Mahkemesi aynı ilke- ye aykın bulmuş, Cumhurbaşkanı Chirac da "Anayasa Mahkemesi'nin uygun görmediği bir sözleşmeyi imzalayamayacağını" söylemişti. Şimdi bu olayın üstünden bir yıl bile geçme- den, Başbakan'ın Korsika'da banşı sağlamak için kabule hazır olduğunu bildirdiği hususlar, geçmişten bugüne çok büyük değişikiik o)du- ğunun kanıtıdır. Bu değişikliklerin yaşama geçmesi için 1958 Anayasası temelden yenilenecek. ••• Bütün bu değişikliklerin yaşama geçip geçe- meyeceği henüz belli değil. Daha Fransa'nın sağı görüşlerini açıkJıkla ortaya koymadı. Ancak onlann da izlenimi, kamuoyunun hiç değilse şimdilik, bu değişimden yana olduğu. Ne var ki, onlar her şeye karşın, Fransa'nın u- lus devlet yapısında önemli değişiklik oluştura- bilecek böyle bir davranışa kolay evet deme- yecekler. Öte yandan sosyalistler içinden de muhalif sesler çıkıyor. Tabii, Korsikalılann ne yapacaklan, değişim için gerekli adımları atıp atamayacaklan da he- nüz belli değil. Aynca, öbür etnik gruplann, zaten bu karar açıklanırken öngörülmüş olması gereken talep- lerinin nasıl bir etki yapacağını söylemek için de vakit erken. Ama kesin olan bir şey varsa, o da Fransa'nın büyük bir değişimin eşiğine gelmiş olduğudur. O eşik aşılıp kapıdan geçilse de geçilmese de, artık Fransız modeli devlet eskisi kadar tartışıl- maz olmayacaktır. Bu gelişmenin, 77 yıl önce 24 Temmuz günü imzalanan Lozan Antlaşması'yla can bulmuş olan ve devletinin yapısı Fransız modelinden esinlenen Türkiye Cumhuriyeti'nı hiç ilgilendir- meyeceği düşünülemez. Ordu'da 34 yıllık kin bitti Kaıı davasına 250 altm teminat ERDOĞAN ERİŞEN ORDU - Ordu'nun Kumru ilçesinde iki ai- le arasında 34 yıldan bu yana devam eden kan davası, "kardeşlik ye- meği'' ile sona erdirilir- ken anlaşma gereği ba- nşı bozan taraf, mağdur tarafa 250 Cumhuriyet Altuu ödeyecek. Kumru'nun Küçü- kakçekese Köyü'nde Özyürek ve Seçen aile- leri arasında, 1966 yı- lında sınır anlaşmazhğı nedeniyle başlayan kav- gada, Ozyürek aüesin- den Dursun Özyü- rek'in, Seçen ailesinden de Rüştü Seçen ı öldür- mesiyle kan davasına dönüştü. 6 yıl cezaevin- de yatan Dursun Özyü- rek tahliye olur olmaz Seçen ailesi tarafından öldürüldü. Bu kavgada 1 kişi de yaralandı. Köyde 34 yıldır bü- yük huzursuzluğa yol açan kan davası, kentin önde gelenlerinin girişi- miyle önceki gün sona erdirildi. Banş anlaşması nede- niyle Ordu Vali Yardım- cısı Turgut Çelenkoğhı, FP Ordu Milletvekili Eyûp Fatsa, DYP Ordu Milletvekili Yener Ytf- dırun, DYP tstanbul Milletvekili Mehmet Pak, Kumru Kaymaka- mı Mehmet Sancan, Kumru Belediye Başka- nı Adil Karaoğlanoğ- hı'nun şahitliğinde Öz- yürek ve Seçen aileleri kardeşlik yemeğinde bir araya getirildi. Yemek- te, banş karan köy karar defterine de geçırildi. Kan davalı aileler ve şa- hitler de karara imza at- n. tmzalann atılmasın- dan sonra, her iki aile- nin bireyleri birbirleri- ne sanlıp öpüştükr. Beykoz'da ele geçirilen Hizbullah raporu: Uğur Mumcu cinayetini Murat Filiz biliyor UMUT'u başlatanrapor• Yusuf Karakuş'un akrabası Murat Filiz'in Hizbullah yoneticilerine anlattıklan örgüt arşivinde ele geçirildi. Bu anlatımlarda Mumcu suikastına katılanlara ilişkin ipuçlan bulunuyordu. ALPERBALLI ANKARA - UMUT operasyonunu başlatan Hizbullah'm iç değerlendir- me raporlannda, kanlı terör örgütü- nûn şeriatçı faaliyetlerinin yanı sıra îran'uı yönlendirmesiyle bölücü akımlarla da ilişki içinde olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yusuf Ka- rakuş'un akrabası MuratFîKz'ın Hiz- bullah yoneticilerine anlattıklan ör- güt arşivinde ele geçirildi. Bu anla- tımlarda Mumcu suikastına katılanla- ra ilişkin ipuçlan bulunuyordu. 17 Ocak'ta Beykoz'da Hüseyin Ve- Uoğhı'nun öldürüldüğü Hizbullah'a yöneük operasyonda çok sayıda dis- ket ve CD ele geçirildi. Uzmanlann yaptığı çalışmalar sonucu disketler çözüldü. Çözümler arasında Hizbul- lah'ın üst düzey yöneticilerinin lider Hüseyin Velioğlu'na gönderdikleri raporlar da yer aldı. Bu raporlarda Uğur Mumcu suikastı konusunda Yu- suf Karakuş'un bılgi sahibi olduğu id- dialan yer alıyordu. Istanbul emniye- ti Karakuş'u 3 Nisan'da gözaltına al- dı. Mumcu suikastına kanşmadığını savunan Karakuş'a suikast senaryosu ezberletildi ve cüıayeti üstlenmesi sağlandı. Ankara DGM Savcısı Ham- zaKeleş. Istanbul Emniyeti'nin yargı- yı yanıltma girişimini boşa çıkararak Karakuş'u suikast soruşturması dışın- da tuttu, ancak Karakuş'un anlatım- lan sonucu Tevhid örgütü lideri Ha,- san Kıbç'a ulaşıldı. Gözaltında bulunduğu sırada uzun süre ifade vermeyen Hasan Kıhç'ın anlatunlan sonucunda Ferhan Ozmen ile Necdet Yüksel'e ulaşıldı. Aralannda UğurMumcu, Prof. Ah- met Taner Kışlata, Prof. Muammer Aksoy ve Doç. Bahriye Üçok'un da bulunduğu Ankara'daki birçok faili meçhul siyasi cinayetlerin, suikastla- nn aydınlatılmasına neden olan ope- rasyonu başlatan "Dişçi Hüseyin'in Murat Filiz'in ziyareti hakkındaki ra- porda, Murat Filiz'in bazı bilgiler ver- mek için 24 Ocak I994'te Istan- bul'dan Batman'a gittiği belirtilerek Filiz ve Yusuf Karakuş'un 1 yıl önce Tevhid grubundan aynldıklan kayde- dildi. Raporda MurafFiliz'in örgütten ay- nlma nedenlerine de yer verildi. Fi- liz'in raporda yer alan anlatunlanna göre, Iran istihbaratı SAVAMA, Tür- kiye'deki istihbarat ve yataklık konu- larını da içeren bazı askeri çalışmalar için Tevhid grubunu kullanmak isti- yordu. Bunun için Tevhid grubunda yer alan Hasan Kılıç, Mehmet Şahin ve Nurettin Şirin ile bağlantı kurdu. Murat Filiz istihbarat sorumlusu ola- rak görev yapıyordu. Yusuf Karakuş da yapılanmanın ıçindeydi. Raporda Murat Filiz'in anlatımlan şöyle sür- dü: "tranhlar planladıklan eylemler için hiçbir maddi imkândan yoksun bırakrnryorlardı bizL Iran'dan gelen bu Müslûmanlann hepsinin adı AK i- di. Bunlara Ali grubu deniliyordu. Bunlar Yusufu fran'a götflriip bom- ba konusunda eğirtiler. Özellikle C-4 patlayıcısı konusunda Yusuf uzman olmuştu orada. Yusuf geldikten sonra ilk iş. olarak Abbas Gulamzade hak- kmda istihbarat çahşması vapok. Bi- ze 10 bin dolar gönderüdL Gulamza- de'yi kaçırdık. Ah'lere yolda testim et- tik. Kaçırmaolayında ikiAKdebizim- le birökteydL" Jak Kamhi'ye suikast eylemi için de istihbarat çahşmalan yürüttüğünü anlatan Filiz, hedefin arabası zırhlı olduğu için çok miktarda C-4 gerek- sinimi ortaya çıktığını ve güçlü istih- barat çalışmalanna ihtiyaç duyuldu- ğunu belirterek "Birazzamana ihti>aç vardL Ben bununla uğraşıyordum" dedi. Filiz şöyle devam etti: "Bir de öncedenUğurMumcu hak- kmda istihbarat yapmışük. Ali'ler ve Yusuf o işle meşguidüler. Ben isyerin- de iken sabahleyin Uğur Mumcu ola- yı oldu ve Ali'Ierdcn biri bana ondan yani olaydan sonra bir çanta bırakıp gitti. Daha sonra Yusuf çantayı istedi ve eve getirdik. İçinden biri kullanıl- maya hazır C-4 patlayıcısından 4 adet Tnfhilrnttfi Bwkoz'dadüzenlenenoperasy<)nsu-asmdaHizbuflah'aaMçoksayıdadis- lUlUinUUU ketveapekgeçirikJiUanantonıı yaptığı çahşmalar sonucu budfaket- ler çözüldü. Çözümler sırasmda Hizbullah üst düzey yöneticilerinjn, Hüseyin Vetioğhı'na gönderdikleri raporlar da yer aldı. Bu raporlarda Uğur Mumcu suikasb konusunda Yusuf Karakuş'un bügi sahibi olduğu iddialân yer alıyordu. tstanbul emniyeti Karakuş'u 3 Nisan'da gözaltına akh. Mumcu suikastına kanşmadıguu savunan Ka- raicuş'a suikast senaryosu ezberietildi ve cinayeti üstlenmesi sağlandL Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş, İstan- btdEmni\'eti'ıu^>arg]\iy-anıltmagirişimiıüboşaçıkararakKa^ A Karakuş ve Filiz'in Hizbullah yönetimine gönderdikleri özgeçmişleri ortaya çıktı 4 Polis ve mahkeme kültürüm fazla9 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Beykoz'daki operasyonda ele geçirilen disketlerin çözümü so- nucu Yusuf Karakuş ile Murat Filiz'in Hizbullah üstyönetimine gönderdikleri özgeçmişleri de or- taya çıktı. Özgeçmişler şöyle: Yusuf Karakuş Memleketi: Çorum/Osmancık- Tutuş köyü Okuduğu okuDan Fatıh Gün- gören tlkokulu Cemaate katdmadan önce baş- ka gruplara girip girmediği: Is- lamdan önceki hayatım 1977'den 1982'ye kadar ülkücülerle bera- berdim. Cemaate kanlma nedeni: Ül- kücülükten aynldıktan sonra okuyarak tslamı buldum. Önce- ki savunduğumuzun Islam ohna- dığını anladun. Cezaevinde Hiz- bullahi fikri aldıktan sonra bura- da okuduklanmızdan kaynakla- nıyor ve Osman Coşkun'un etkı- siohnuştu. 1989'dadışançıkrık- tan sonra kendi düşüncemizde olan insanlarla beraber ohnak is- • Beykoz'daki operasyonda ele geçirilen disketlerin çözümü sonucu ortaya çıkan özgeçmişlerde Karakuş, lkücülükten aynldıktan sonra okuyarak Islamı bulduğunu söyledi. yapıyla ilişkimiz olmadı. Ancak 1989 dan 1992'nin sonuna kadar Tevhid grubuyla birlikte üst dü- zeyde askeri birlikteliğimiz ve ça- lışmalanmız ohnuştur. 1993'ün başlanndan iribaren o yapıyı sert ve kan bir tavırla terk etmiş ve cemaatle birliktelik oluştururarak fslami mücadele- mizi sürdürmekteyiz. AilebOgisi: Babam 1988 "de ve- fatetti, gayrimeşrubirâlemivar- dı. Uyuşturucu kaçakçısı ve kul- lanıcısıydı. En sonunda eroin ko- masına girerek öldü. Annem, mazbut ve Müslüman bir kadındu-. Çile v e sıkıntı konu- sunda çok çekmiş ve bezgin bir kadındır. Halen Müslümanlan ta- nımakta. sevıp desteklemektedir: gelenekseldir, sonuna kadar bize ve Müslümanlara teslimiyet ha- lindedir. Sağolsun. tedik. Tevhid'le beraber olduk. Kısa bir süre de olsa bu insanla- nn insanlan aldatmacadan ibaret olduğunu anladık ve keskin bir tavır koyup ayrrldık. Cemaatten görev isteme konu- sunda: Görev ıstenmez \ erilir ka- nısındayım. Tevhid kanalıyla Iran'a gittik. 3 kişiydik. MuzafierDağdeviren, Fatih Aydm ve ben. Geldiğimiz- de Iran'da gördüğümüz şahıslar iki kere bizi ziyaret ettiler. Murat FiKz Memleketi: Diyarbakır Cemaate kanlmadan önce baş- ka gruplara girip girmediği: İ987 sonlanna kadar cahilane bir ya- şantıya sahip iken o tarihten iri- baren Islamı ve inkılabi bir anla- yışla bugünkü İslamı noktaya geldık elhamdulıllah. Allah'a şükür gayri Islami bir 6 kardeşim var, 3'ü kız 3'ü er- kektir. Ailenin en büyüğü ablam- dır. 1 kızı var, 9 yaşında. Eski eniştemin ahlaki problemlerin- den dolayı 3 yıldır aynlmış ve res- men boşanmışnr. Benimle birlik- te kahyorlar. Müslümanlan sevi- yor, kültürel ve ilim yapısı güzel- dir. Kendi bünyesinde 15 kişilik bir Kuran kursu vardır. Halen o işle meşguldür. Dayılanmdan biri devletçidir. ilişkimiz kesiktir. Diğeri ise ge- lenekseldir. Onlann dışmda ak- rabalanmın çoğu Müslümandır. Polisle sorunu olup olmadığj: Gayrimeşru ilişki ve çalışmalar- dan kaynaklanan problemlerden dolayı birkaç kez nezarethane ve mahkeme düzeyinde polisle sık sık karşı karşıya kaldım. Biri uyuşturucu bulundurma, birkaçı ise kaçakçılık konularında ol- muşrur. U>aışturucuyu babamın hesabına taşıdun \e bulundur- dum. Ailemin gayrimeşru işleri nedeniyle polis, karakol ve mah- keme kültürümüz fazladır. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR vardL Daha sonraki işimiz Jak Kam- hi'ydL Fakat Ali'lerin ve bizim habe- rimiz olmadan Jak Kamhi'ye suikast yapıkh. Yapılan evlem öylesine acemi, öylesüıe saçmav dı kL neresinden bakı- hirsa bakılsın birileri Uğur Mumcu olayından sonra san$as\on varatmak isrrvordu herhalde. O olavda yakala- nanlann olayla ilgjsi dahi yoktu. Bu- nu da Ali'lerin gözden çıkanhğı Meh- met Şahin, Hasan Kılıç ve Nurettin Şi- rin yapörmışlardi™'' İraıTla terör işbiriiği Hizbullah yönetıcisi. Murat Filiz ve Yusuf Karakuş'la 19 Mart 1994"te yaptığı görüşmeyle ilgili raporunda da özellikle PKK ile Iran destekli şe- riatçı terör arasındaki işbirliğine iliş- kin dikkat çekici anlatımlar yer aldı. Raporda, Tevhid dergisini "ÇetinDe- mirhan" adıyla yazı yazan ve dergi- nin politikasına yön veren kişinin PKK'li olduğu belirtilerek "PKK'ü olduğunu Tevhid'dckilcr de bihyor- muş. Çetin Demirhan, Leyla Zana'nın anıeüyat olduğu tarihlerde Nurettin Şirin 0e Leyla Zana vı telefonla görüş- türmüş ve Nurettin Şirin' Sızin müca- deletuzı Hüseynı yığıtlik olarak kabul ediyoruz' demiş" anlatımlanna yer verildi. Raporda, Yusuf Karakuş ile Mehmet Ali Şahin arasındaki konuş- ma Türkiye'ye yönelik yıkıcı faali- yetlerin ardmdaki Iran parmağını bir kez daha gözler önune serdi. Rapora göre, Yusuf Karakuş'un "Niçin Kûr- distan'a gitmryorsunuz ve Müslüman- lann dertleriyle ilgilenmiyorsunuz" sorusuna hedef olan Mehmet Ali Şa- hin'in yanıtı "Ben kendi başuna Kûr- distan'agkJemem,sorunu tran'mçöz- mesi lazundır. Iran bize ne derse biz öyle yapiyoruz" dedi. Raporda, yazar Aziz Nesin'e yöne- ük eylemlere ilişkin şifreler de anla- tıldı. Buna göre eylem yapılmayacak- sa "Kıstır, vollar çok bozuknır, sipari- şini verdiğimiz mallar şimdi kabm", önerilen 3 eylcm planından istedikle- rini yapma izni olursa "Sipariş verdi- ğimiz mallan gönderm, müşteriler bekuyor" mesajlannın iletilmesi is- tendi. ,. •ıfh* 'Örgütümüz İran çizgisine çekildi' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Tevhid örgü- tünün Hasan Kıhç'la bir- likte üst düzey sorumlula- nndan HakkıSelçuk Şan- t, toplumu tslam konu- sunda bilgilendırmek amactyla kurduklan yapı- lanmamn, Sincan gecesi- nin düzenleyicilerinden Nureddin Şirin'in baskı- sıyla Iran çizgisine çekil- diğini anlattı. Ankara emniyetindeki sorgusunda Adana Imam Hatip Lisesi'nden mezun olduğunu anlatan Selçuk Şanlı, Hasan Kıhç'la Ha- cettepe Üniversitesi 'nde okurken aynı yurtta kal- dığı için tanıştığını söyle- di. Hasan Kılıç"ın istedi- ği üzerine Nasır (Takipur) olarak bilinen franlı Sava- ma ajanıyla Türkiye'ye geldiğinde ılgilendiğini kaydeden Şanlı, daha son- ra Iran'a gittiğini aktardı. oralcalislar@yahoo.com Bu yıl turizmin patladığına iliş- kin çok gazete haberi okudum. Haberler böyleydi, ama gerçek neydi? Çünkü bazı yazar arka- daşlanm ise tam tersi gözlem- lerde bulunuyorlardı. Duygu Asena, Antalya'daki otellerin boş olduğunu dile getiriyordu. Buna benzer başka yazılar da vardı. Bodrum garajına geldiği- nizde turizmin patlamadığını anlamak mümkündü. Ortalıkta, bu aylarda görmeye alıştığımız yabancılann sayısı, geçmişe göre oldukça azalmış görünü- yordu. Bitez, Gümbet, Ingilizruristle- rin çok rağbet ettiği koylardan- dı. Bu koylardaki lokantalarda fiyatlar Ingiliz Sterlini'yle ilan editirdi. Bu altşkanlık şimdi de sürüyordu. Yemek listelerinin karşısında hâlâ Ingiliz Sterli- ni'yle saptanmış fiyatlar yer alı- yordu. Fiyatlar Ingiliz Sterli- ni'ydi, ama bu fiyatlan çözme- ye çalışanlar yerli turistlerdi. Bi- tez'deki otelcilerle "patlayan tu- rizm" üzerine yaptığımız soh- betten çıkardığımız sonuçlar, gazetelerin yazdığına pek ben- zemiyordu. Bodrum'da Patlayan Turizm(!) Otelcilerşunlan anlattılar: Ye- ni Turizm Bakanı Erkan Mum- cu'dan memnunuz. Dınamik, araştıncı ve gayretli bir şekilde turizmin sorunlanna eğiliyor. Geçmişten farklı ve umut verici bir tutum içinde. Ancak, baka- nın niyeti yığılmış sorunların çö- zümü için yeterii değil. Önce kı- sa vadeli, sonra uzun vadeli si- yasetlerin planlı bir şekilde ha- yata geçirilmesi gerekiyor. Böl- geye, hiç önü arkası düşünül- meden ha bire yeni oteller yapı- lıyor. Bu otellere gerçekten ihti- yaç var mı, yok mu, kimse dü- şünrnûyor. Türkiye'nin önümüz- deki yıllarda ne kadar turisti ağıriayacağı, bu konudaki pers- pektifleri nedir, bunlar bilinmi- yor. Çok turist alan ülkeler, sürek- li kendilerini yeniliyorlar. Turizmi canlandırabilmek için, yeni yol- larbuluyorlar: Kültür turizmi, ta- rih turizmi, doğa turizmi gibi. Bunlan çok bilinçli ve planlı ya- pıyorlar. Denedikleri tutmazsa yeni yollar anyoriar. Bu yıl yeni Turizm Bakanı sayesinde, bizde de bir dışa açılma oldu. Propa- ganda ve tanıtım tarzı geliştiril- di. Ancak gelin görün ki, en çok yabanct turistin gelmesı gere- ken bu mevsimde yabancı turist çok az. Ömeğın Bodrum, Ingi- liz ve Alman turistlerin rağbet ettiği yörelerimizden. Geçen yıl- larda otellerde yabancı turistler kapasitenin yüzde 80'ini, yerli turistler ise yüzde 20'sini oluş- tururlardı. Bu sene tam tersi, kapasite- nin yüzde 20'si yabancılardan, yüzde 80'i yeıiilerden oluşuyor. Bu değişim yaşanırken başlan- gıçta yertilere farklı yabancılara farklı fiyat uygulanıyordu. Bu se- zonun başında 4-5 yıldızlı otel- ler yabancı turizm firmalannın da zorlamasıyla sabah kahval- tısı ve akşam yemeği dahil gün- lüğünü 15 Aiman Markı'na ka- dar düşürdüler. Yani 4.5 milyon Türk Lirası'na. Yerli turistlere ise kapı 100 Alman Markı'ndan açı- lıyordu. Baktılar ki yabancı turist gelmiyor, onlar için de indirim yaptılar. En önemlisi, yurtdışından ge- lecek turistler için ulaşım. Şu anda Almanya'dan gelen uçak- larda 20 Ağustos'a kadar bir ki- şilik bile boş yeryok. Gelmek is- teyen turistler uçak bulamıyor- lar. Uçaklar dolu, oteller ise boş. Geçen yıllardaki kriz nedeniyle özel uçak firmalannın birçoğu çöktü veya gücünü yitirdi. Istan- bul Havayollan'nın 18 uçağı var- ken şimdi 5 uçağı uçabiliyor. Bazı uçak firmalan ise tamamen yok oldu. Bu durumda görev Türk Havayollan'na düşüyor. Türk Havayollan'nın normal ta- rrfesi ise çok pahalı. Üstelik yer de bulunmuyor. Ancak, şu ana kadar uçak so- runu çözülmüş değil. Geçmiş olsun, bu yıl bu nedenle turizm bitti. Turizm mevsimini bizler 7 ay olarak belirleriz. Yerli turist, okullar açılınca yok olur. Yaban- cı turistler bu açıdan da önem- li. Uçak olmadan onlan buraya getirmek mümkün değil. THY'nin, bu işe hızla çözüm bulması gerekiyor. Örneğin u- cuz charter seferlerinin örgüt- lenmesine gecikmeden girilmek zorunda. Ya da özel uçak firma- lannın desteklenmesine önce- lik verilmeli. Bodrumlu otelciler, bu yıl Ga- latasaray-Leeds United maçı öncesi iki Ingiliz taraftann Tak- sim'de bıçaklanarak öldürulme- sinin de Ingiliz turistlerin azal- masında önemli rol oynadığı inancındalar. Çünkü Bodrum'da görmeye alışt^ımız Ingilizturist- lerden neredeyse eser kalma- mış. Ingilizce konuşan birkısım turistin ise Ingiliz değil, Irianda- lı olduğunu söylediler. Bodrum'daturizmin patiama- dığını anlamak için uzun boylu araştırmaya gerek yok. Oteller- deki doluluk oranına ve yaban- cı turist sayısına bakınca, patla- mak bir yerine turizmin fosladı- ğını söylemek daha doğru. Umanz bu patlamayan son yıl olur. Turizmcilere kolay gelsin demekten başka bir şey gel- miyor elimizden. Şanlı, temas kurduklan tranlı ajanlar ve Kudüs Ordusu mensuplan hak- kında aynntılı bilgiler verdi. Şanlı, örgütün stra- tejisi konusunda bir soru- yu şöyle yanıtladı: "•Tevhid örgütienmesi- nin amacı mevcut Müshl- man ülkelerden y azarla- ruı kitaplaruıı tercüme et- mek suretiy le Türkiye'ye bazı khaplann kazanidınl- maa ve sohbetleıie toplu- mu tslanıi açıdan bilgilen- dirme idi. Daha sonra Nu- reddin Şirin'ûı kaühmıy- la çi/gimi/ İran rejimini propaganda eden bir çiz- giyc dönüştü. Bunun üze- rine dergide Şirin ve onu destekleyen arkadaşlarla aranuzda otorite çabşma- sı başladı. Biz dergkien ay- nldık." Şanlı, Ferhan Özmen'i çocukluğundan beri tanı- dığını belirterek birlikte Iran'a girtiklerini söyle- di. Iran'da eğitim aldıkla- nnı kaydeden Şanlı, şun- lan söyledi: "Karayoluyla İran'a girrim. Tahran yakınla- nndaki Ramtin oteline yerieştinı. Nasır'ı aradım. Nasır otele gelerek bizim- legörüştü. Otelde Ferhan Ozınen'le birlikte kalı- yordunı. Nasır beni otel- den alarak yan bodrum gibi bir binaya götürdü. Bana özgeçmişimle ilgili sorular sordu. Sonra iki- nıi/i alıp Tahran'ı gezdir- diler. Nasır 3. gün bizi Behram adh İranhyla ta- mştırdı." Şanlı, Iran'da Nasır'a silah eğitimi ahnak iste- diğini söylediğini aktara- rak "Bu isteğim üzerine Nasır otele Sait isimli bir kişivi getirdi. Batı Tah- ran'da açık havada bulu- nan bir atış poligonuna götürdü ve bana silah eği- timi verdi" dedi. Şanlı, Savama ajanla- rındarı İsmail Karacadağ- h'yla da tanıştığını, bu ki- şinin Iran Kültür Ataşeli- ği'nde çalıştığuıı söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear