23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2000 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI ** GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ve eğitimden bahsetmedım" dıyor. Ya, ne yapmış temsilci? Yetkili çevreler "birey- sel haklar çerçevesinde herkesin anadilini konu~ şabilmesini ve bu dilde yayın yapabilmesini" is- tediğini doğruluyor. Oysa, "herkesin anadilini konuşabilmesi ve bu dilde yayın yapabilmesi"nden Verheugen'in neyi murat ettiğini kestirmek için uzman olmaya ge- rekyok! Türk vatandaşı Kürtleri amaçladığı besbeHL Ortada resmi bir yazı yok, ama Verheugen'in bir yazı bıraktığı artık yadsınmıyor. Yazı vardı, yoktu tartışmalannı vesile sayarak AB kaynaklı kimi kaygıları dile getirenleri AB düş- manlığı ile suçlamak günün modası. Doğrusu suçlama kuruntunun daniskası. Sorun, bugün tartışılan konuyla sınırfı değil. Sorun, AB'nin ufaktan başlayıp daha sonraki aşamalarda Güneydoğulu insanlanmıza azınlık hakları tanınmasını dayatıp dayatmayacağıyla il- gili. Üniter devlet yapısını değiştirmeye yönelecek böylesi olası gelişmelerin olup olmayacağını bu- günden araştırmanın, Batı'da zaman zaman su üstüne çıkan çeşitli Kürt senaryolannı dikkate ala- rak gereken önlemleri bugünden saptamanın eleştirilecek yanı acaba nedir? Yoksa aramızda, daha uçuk istekleri gerçekleş- tirmenin yolunu Kürtlere bireysel haklarla açma- yı düşleyenler mi var? Yetkililerin tutumu, onca gürültünün yaşanma- sına neden oldu. Başbakan Ecevit önce "Yazılı metin yok" de- di. Sonraki demeçlerinde Verheugen'in KürtçeTV ve eğitime ilişkin önerilerinin varlığını, "Getirdiği önehler arasında bu da var" diyerek doğruladı. Dışişleri "bu konudaki haberferiyalanladı". Yalanlamada neyalanlama... Verheugen, Kürt- lere haklar demiyormuş da "bireysel haklar" çer- çevesinde herkesin anadilini konuşabılmesineve yayın yapabilmesine oianak sağlanmasını istiyor- muş! Bir başka sorun, Ecevit'in "Kürtçe yayın konu- sunun zamanı olmadığını" ifade eden son deme- cinden kaynaklanıyor. Demek kı, Başbakan'ın kafasında "Türkiye'de- ki duyarlılıklan göz önünde tutarak saptadığı 'bir zaman' var!" Hesaplı hareketler Üstelik AB'yi ne sulandıran var ne de yadsıyan. Aslında bu türden yazılar, söylemler AB'nin Tür- kiye ile ilgili düşüncelerini irdelememizi engelliyor. Verheugen gıbi siyaset adamları yakın veya uzak bir gelecekte birlikte olacaklan ülkeye gel- diklerinde, "Canım, kimi düşüncelerimi içeren şöyle bir kâğıt bırakayım" gibi basit bir davranış sergilemezler. Her hareketleri hesaplı. Bizimkiler istedikleri kadar aksini söyleyip ka- muoyunu inandırmaya çalışsınlar. Verheugen'in bıraktığı kâğıda dilerseniz "tas- lak", dilerseniz hiçbir yaptırımı olmayan "kâğıt parçası" deyin, gerçek değişmeyecek! Başbakan, "Kimi konularda duyariılığımızı bili- yorfar" diyor. Adam, duyarlı olduğumuz konuda Kürt sözcüğünü kullanmaktan dikkatle kaçınıyor. Bireysel haklar diye ha Ali ha Veli hesabı kafasın- dakini duyuruyor. "Katılım Ortaklığı Belgesi"r\\n hazırianması aşa- masına gelindiğınde AB, Verheugen'in bugün yet- kililerin değersız diye nitelediği "kâğıt parça- s/"ndakı bütün öğeleri bir bir önümüze koyacak. Bu olasılığı Dışişlerimiz bılmez mi? Bilir. Ama? Amasını zaman gösterecek, bekleyeceğiz. "Bireysel haklar" işin garnitürü. Baksanıza, ken- dini Hazreti Musa'ya benzeten AB'den sorumlu Başbakan Yardımcımız Mesut Yılmaz; "yakında hükümetin önüne ıdam, af, düşünce ve ifade öz- güriüğü sonjnlannın geleceğini" söylüyor. Tam üyeliğe geçmek için on yıl, yirmi yıl konu- şacağımız konular... âvrapalı heyetin incelemeleni • tstanbul Haber Servisi - Kartal Cezaevı'ni gezen Avrupa Konsevı tşkenceyı Önleme Komitesi üyeleri, şeriatçı terör örgütü tBDA-C lıderi Salih tzzet Erdış'le görüştüler. Sıyası tutuklu ve hükümlülerin cezaevi koşullanndan memnun oltnadıklanm komite üyelerine ilettikleri öğrenildi. halya ile istihdam anlaşması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile Italya arasında dıplomatlann ve idari-teknik personelin aile bireylerinin, görevli olduklan ülkelerde istihdam edilmelerine ilişkin anJaşma imzalandı. DaMulıç'ın rekoru • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanhk Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, dalgıç Yasemin Dalkıbç'ın kırdığı rekora açıklık getirerek 'rekorun sportif açıdan geçerli" olduğunu bildirdi. Özgür Radyo'dan başvuru • tstanbul Haber Servisi - RTÜK'ün, toplumu şiddet, terör ve etnık aynmcılığa sevk ettiği ve toplumda nefret duygulan oluşturacak yaymlar yaptıgı gerekçesiyle 1 yıl kapatma cezası verdiği Ozgür Radyo, kapatma karannda yürütmeyi durdurmak için mahkemeye başvurdu Cezaevme suçlama • İstanbul Haber Servisi - Halkın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada, 5 Temmuz tanhinde Burdur Cezaevı'ne düzenlenen operasyonda kafasına isabet eden bomba nedeniyle ağır yaralanan Sadık Türk'ün, tedavi amacıyla götürüldüğü Antalya Devlet Hastanesi'nde tedavısı tamamlanmadan Antalya Cezaevı'ne götürüldüğü belirtıldı. BESAM'da görev dağılımı • Haber Merkezi - Kısa adı BESAM olan Bilim ve Edebiyat Eseri Sahıplen Meslek Birliği'nin ilk genel kurulunda yönetım kurulu üyeliğine seçilen yazar ve bilimciler ılk toplantılannda görev bölümü yaptılar. Yapılan görev bölümüne göre başkanlığa Alpay Kabacalı, ikinci başkanlığa Zeynep Aliye, genel sekreterliğe Sabri Kuşkonmaz getırildi. Halkla Hişkiler'e yeni yönetim • Haber Merkezi - Bu yıl 28. yılını kutlayan Halkla llişkıler Derneği'nin olağan genel kurulu sonucunda 2000-2002 yıllan arasında görev yapacak yönetim kurulu üyelen belirlendi. Derneğuı Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Meral Saçkan seçilirken başkan yardımcılığı görevine Özer Yelce getirildi. Ipek Özgüden ise genel sekreter oldu. Zehir gemisi demîr almıyor• Baştarafı 1. Sayfada baca külü ile terk eden UUa ge- misinin 1248 ton yûkünün, ts- panya-Cezayir-Türkiye arasında kaybolduğu da ortaya çıkmıştı. Gemi tskenderun'a geldikten sonra Gümrük Müdürlüğü, ka- çakçılık yapıldıgı ıddıasıyla ge- mi ve yükûne el koydu. Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesi, Güm- rük Müdürlüğü 'nün başvurusu üzerine gemının yükü ile birlik- te Türk karasulan dışına çıkanl- masına karar verdi. Mahkeme, geminin yükünü Türk karasulanna dökmesini ön- lemek amacıyla Sahıl Güvenlik Komutanhğı ve Gümrük Muha- faza Müdürlüğü ekiplerinin ge- miye eşlik etmesini de kararlaş- tırdı. Mahkeme karan sonrası "anza var, yapüracağızn gerek- çesi ile denize açılmayan MV UUa gemisi tüm girişimlere kar- şm limandan aynlmıyor. Gemi- nin Iskenderun'daki acentesi Mavi Denizcilik, daha sonra "Gitmek istiyoruz, göndermi- yortar" açıklamasını yaptı. ODTU Çevre Mühendisliği Bölümü'nce hazuianan analiz raporunda, geminin yükünün tehlikeli atık niteliğinde olduğu belirtildi. Raporda, "Elde edi- len sonuçlar,analizyapılan örne- ğe ait sızuın suyunda bulunan crom (IV) derişiminin tehlikeli anklar için tanımlanmış sınır de- ğerleri içerisinde bulunması ne- deniyle aöğm tehlikeli nitelikte olduğunu gösternûştir" görüşü- ne yer verildı. Tartışmalar sürerken Çeyre Bakanlığı Çevre Kirliliğini Ön- leme ve Kontrol Genel Müdürü Serpil Bağcı, Ispanya hükümeti- ne 29 Mayıs 2000 tarihinde gön- derdiği yazıda, Türkiye'nin 1994 yılında taraf olduğu Basel Söz- İeşmesi'nin 9. maddesine göre tehlikeli atıklann smır ötesi taşı- masının yasadışı trafık olarak kabul edıldığıne dikkat çekerek yükün geri alınmasını istemişti. Greenpeace Akdeniz Ofisı de toksik madde taşıyan MV Ulla gemisinin üzerine pankart asa- rak Ispanya hükümetini protesto etti. Gemi yükünün konşımento- da "baca kfilü" diye açıklandığı- nı ancak Yatağan Termik Santra- lı külleri benzeri ise radyoaktif madde içereceğıne dikkat çeken DAÇE Ortak Sekretaryası Oktay Demırkan, bu durumda TA- EKın devreye girmesi gerektiği- nı belırterek şunlan söyledi: "Yükü, radyasyonlu-tehlikeli anklar ile ilgili > önermeKklere gö- re ele almaya kalkrığınızda, bu- nun rutacak yanı olmadığını gö- rürsünüz. Hükümetin, yükü bir an önce karasulan dışına çıkar- ması lazun. Bunlar sadece Türki- ye'nin, Ispanva'nın sorunu değil, arnk dünyanın meselesi. Gemiyi yalnız başına karasulan dışınaçt- kamıak da onu kontrolsüz bırak- mak olur. Uluslararası kurulla- rm olaya müdahale etmesi, gemi- yi ve yükü ülkesine iade edip onu üreten firmanın sorumiuluğuna vermesi lazun. Firnıa o arjğı na- sıl üreüyor, onu yok ermek de o- nun görevi olmaİıdır." Uluslararası atık ticaretinin, uyuşrurucu ticaretinde olduğu gibı oidukça özel bır maryanın elinde olduğunu ifade eden De- mirkan, "Bu nedenk sanayi te- sisleri inşa edilirken hazuianan ÇED raporlannın, üretim sıra- sında oluşacak aüklar ve bunla- nn nasıl izole edildiğinin yetkili- lerceincelenmesi lazundır" dedi. Ahcısıkayıp Iskenderun Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Canpolat ise yükün Isken- derun'a gelmesinin tesadüf ol- madığını, olaym basında yer al- masuun ardından alıcısının or- taya çıkmaya çekindiğini öne sürdü. Iskenderun'a, benzer yükün daha önce de girdiği duyumla- nna dikkat çeken Canpolat, "Bu yükün çimento yapınunda katkı maddesiolarak kuUanılmakiçin geimediğine ve olayuı bir katı aük ticareti olduğuna inanıyo- rum. Bu ticaret ülkemizde ve dûnyada bir şekilde yapılıyor. Hükümet daha hassas olmalı" diye konuştu. y^f I f f tw^r»ı#fl FP'u ktan bulBü>iiksehirBelediyesi'nintçerenköy'de54gecekonduyuyıkmagi- \StttyU f£{£\s%st(01UlW ylKUTll rişimiyurttaslarcaengellenmekistcndi.Mahkemeninsonuçlanmadığını,yıkımın •^ ö J hukuka aykın olduğunu savunan yurttaşlardan bazılan çaülara çıkarak polisin üzerine kiremit atülar. Gecekondu sahiplerinin avukaü Füsun Ocal, Büyüksehir Befediyesi'nin Danıştay'ı aMarfjğuu öne sürerek "Yurttaslara 'Hilal Konudan'nda yer verdik' diyoriar. Aslında vermiyor, daireleri saüyoriar. Yarguun sonucu bekienmiyor" dedi. Yaklaşık 500 potis ve zabıtanın görev yapüğı \ikunda, belediye yetkilikri gecekondu sahiplerinden, "Hilal Konutlan'ndan kendile- rine bir konut tahsis edilmiş olup evin anahtan elden teslim edihnişfir'* yazuı kâğıtlan imzalamalannı istedi.Yetkililer, anahtarlann Hilal Konutlan'nın site yönetiminden alınabileceğini söylediler. Kâğıtlan imzalamayan bazı yurttaslar, u Bizi kandınyoriar" diye ya- kmdılar. 54 gecekondudan biri, mahkemenin ihtiyati tedbirkaran olduğu için yıkıhnadı. (Fotoğraflar: SENEM ÖZTÜRIC YEŞtM GÜL) Sirmen: Afet bölgesi ilan etmemek âyıp Yiırt Haberteri Servisi - Izmit Büyüksehir Belediye Başkanı Se- fa Sirmen, 17 Ağustos depremin- de 300 bin konutun yıkılıp yakla- şık 30 bin kişinin yaşamun yitir- mesıne karşın Yalova, Izmit, Ada- pazan'nın "sanayi kenfleri" ol- duklan gerekçesiyle afet bölgesi kapsamına almmamasını siyasi ik- tıdann bır ayıbı olarak niteledi. CHP Yalova il örgütünün dü- zenlediği "17 Ağustos Depremi- nin 1. Yıhna Doğru, Komşulann Gözûyle Yatova" konulu toplan- tıda konuşan Izmit Büyükş^hir Belediye Başkanı Sefa Sumen, depremden büyük zarar gören Yalova, Izmit, Adapazan'rıın afet bölgesi kapsamına ahnmamasını eleştirdi. Uç kentin sanayi kentı olması nedeniyle afet bölgesi kapsamı dışında tutulduğunu be- lirten Sirmen, şöyle konuştu: "Bu uygulama siyasi iktidann büyük bir ayıbıdır. Bugüne kadar ülkemizin bazı bölgelerinde yaşa- nan sel felaketleri sonrasuıda o bölgeler afet bölgesi ilan edildiler ve halen afet bölgesi kapsamında- dırlar. Şimdi buradan hükümete sesleniyorum. Deprem bölgesinin afet bölgesi kapsamına ahnması için tamamen yıküması mı gere- kiyordu? Lnurulmasın ki Kurtu- luş Savaşunızda 5 bin yurttaşımız yaşamını yitirmişti." CHP İl Başkanı Muharrem İn- ce'nin yönettiği panelde konuşan eski SHP Genel Başkanı Murat Roma'da 2000-2001 Haute Couture moda gös- t e r f l e r i k a p s a m ı n d a ^rçeMeşririlen etkinlikle Jean Paul Gaultier, Pino Lancetti ve RaffaeDa Curiel gibi ünlü modacüann koleksiyonlanna yer verildL Gösterilerin son gününde özürlüler için hawri^nan özel koleksryon modaseverlere tanıtddı. Mankenlerin tekerlekn sandahyeJer uzerinde sunduklan koleksiyon, 18 modacııun imzasını taşryor. Karayalçın da, 17 Ağustos depre- minden sonra gündeme gelen prefabrike ve kalıcı konutlann yapımında ranta yönelik çeşitli spekülasyonlar yaşandığını, ka- lıcı konutlann yapunihda tanm alanlaruun tercih edümesinin son derece yanlış olduğunu söyledi. Karayalçın, "Birinci derecetanm alanlannm kamulaşönlarak bu- raya kalıcı konutlann yapılması, yeni facialara davetiye çıkartmak demektir" dedi. Iran'dan Şahab-3 açıklaıııası ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-ABD'nin, Iran'm test ettiği 3 binkılometre menzilli Şahab-3 fü- zelerini Türkiye için tehdit olarak değerlendinnesi üzerine tran'ın Ankara Büyükelçiliğı açıklama ya- parak füze denemelerinin her ülke- nin doğal hakkı olduğunu' savun- du. Büvukelçılıkten yapılan yazılı açıklamada, tran'ın Şahab-3 fuze denemesine ilişkin yapılan bazı açıklamalann gerçek dışı olduğu belirtildi. Açıklamada, savunma amaçlı olduğu sürece her ülkenin bu tür denemeler yapabıleceği be- lirtilirken tran'da kımyasal, biyolo- jik ve nükleer sılahlann kullanunı- nayönelik donanım araçlannın bu- lunduğu iddialan da yalanlandı G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bu filmin en çok izlendiği yer, cezaevleri... Konu- nun Meclis'ten Içişleri Bakanlıgı'na, Adalet Bakan- lığı'rtdan tutuklu-hükümlülere kadar çok geniş bo- yutu var. 1 - Cezaevlerinin bugünkü durumu kabul edile- mez. Doluluk oranı yüzde 105.72 bin kapasiteli ce- zaevlerindetutuklu-hükümlü sayısı bu rakamın üze- rinde. Koğuş sisteminin sağlıklı olmadığı, genel ka- bul gören bir gerçek. Koğuş ağalığından örgüt bas- kısına kadar hukuk dışı her şey var. 2- F tipi cezaevlerinin yukandaki sorunu aşmak için gündeme getirildiği söyleniyor. Ancak cezaev- lerindeki tutuklu ve hükümlülere yönelik uygula- malar bunun inandıncı olmadığını gösteriyor. Ada- let Bakanlığı'nın konuyla ilgili üst düzey bürokrat- lan "tehlikeli kişi-tehlikesiz kişi" biçimınde özetle- nebilecek bir sınıflama yapryorlar. Bunun hukuksal temeli nedir? Tehlikeli-tehlikesiz kişileri kim sapta- yacak? Bu sorulann yanrtı kişilere bırakılınca, ortaya Ulu- canlar ve Burdur cezaevlerinde yaşanan olaylar ÇH kıyori 3- Psikolojik durumu bozuk olduğu için iki psi- kolog gözetimi attında tutulan, haftalık harcaması 500 milyon lirayı geçen kişiler de bizim cezaevleri- mizde; ölümcül hastalığa yakalandığı halde tedavi olanaklan kısrtlanan kişiler de... Ikili yaklaşım devam ettiği sürece F tipi cezaev- lerinin sağlıklı çözüm olduğunu söylemek zor. Bu- günkü yönetim anlayışıyla, bu cezaevlerine mafya üyeleri girerse, bir hükümlüye üç oda verilir; "teh- likeli kişi" olarak tanımlananlar girerse bir kişilik odaya üç kişi konuri 4- Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün hukuk bilimine bağlılığından hiç şüphemiz yok. Ancak yil- lann getirdiği birikim, bizde kişilerden bağımsc, ga- rip bir cezaevi yönetim kültürü oluşturdu. Şevket Ka2an, bakanlığı döneminde açlık grevi yapanlar için "Onlar gizli gizli yiyohar" demiş, ertesi gün ölümler başlamıştı. 12 kişinin ölümünün ardından çözüme gidilmişti. Bu kez de benzer bir sürecin ya- şanmamasını dileyelim. Işkence görme suçu 5- Burdur Cezaevı'nde 5 Temmuz günü meyda- na gelen olaylarda 61 kişi yaralandı, 1 kişinin kolu koptu. 26 Ekim 1999'da Ankara Ulucanlar Ceza- evi'ndeki olaylarda 10 kişi yaşamını yitinmiş, bura- da hayatta kalmayı başaranlar Burdur Cezaevi'ne nakledilmıştı. Burdur'da da benzer olaylar yaşan- dı, ölüm olmaması teselli! Içişleri Bakanlığı'nın Burdur olaylanylailgili önce- ki akşam yaptığı açıklamaya göre, Veii Saçılık'ın kolu, iş makinesine saldırdığı için koptu! Cezaevinde iş makinesinin ne aradığı yine açık- lamada yer alıyor. Tutuklular mahkemeye çıkmayı reddettiği için üzerierine gaz bombası atılmış, du- var da iş makinesiyle delinmiş! Cezaevinin etrafı güvenlik güçleriyte çevrili. Dev- let, kontrolü altındaki binanın duvarlannı deliyor! 6- Cezaevlerinde ve gözaltında işkence konusu, Ankara'nın da sürekli gündemınde. TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt, çiğ süt emmemiş biri olmalı ki, işi pişkinliğe vurmadan gerçek neyse onun üzerine gidiyor. Pişkinsüt, baş- larına bir şey gelmesın diye, işkence gördüğü için şikâyette bulunan kişilerin adını savcılaravermryor. Acıklı güldürüye bakın; işkence gören kişi, ortaya çıkmaktan korkuyor! 7- Cezaevi isyanı, gözaltında işkence her ülkede yaşanıyor. Bizim ana sorunumuz, bu olumsuzluk- lar karşısında sorumlulann durumu. Dünyanın her ülkesinde işkence var. Ancak, bu ortaya çıkanldığında sorumlular yargı önünde he- sap veriyor. Bizde ise ne yazık ki, işkence yaptığı için ceza alan kişilerden çok, işkence gördüğünü söyiediği ve sorumlulann yargılanmasını istediği için başı der- de giren kişiler konu ediliyor! Cezaevlerinde çözüm lüks binalardan değil, hu- kuk devleti ilkeleriyle bağdaşan yönetimlerden geçiyor! balbay@cumhuriyetcom.tr Anayasa Mahkemesi'ne başvuru FPy Yetki Yasası'nuı iptalhn istedi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - FP, hükü- mete pek çok konuda Kanun Hükmünde Ka- rarname (KHK) ile dü- zenleme yapma yetkisi veren yasanm iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Baş\iıruda yürürlüğü durdurma isteminde de bulunulurken yasanm uygulanması durumun- da demokratik hukuk devleti açısından gıderil- mesi olanaksız zararlar doğacağuıa dikkat çekil- di. FP liden Recai Kutan ımzasıyla dün Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuruda, hükümetin TBMM'nin tatile ginne- sınden hemen önce çı- kardığı Yetki Yasası'nın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istendi. Başvuruda yasanın yü- rütme organına amaç ve kapsamı bellı ohnayan suıırsız bir şekilde KHK çıkarma yetidsi verdiği- ne dikkat çekilerek böy- lelikle yasama organının görev alanının daraltıldı- ğı vurgulandı. Başvu- ru'da, Anayasa'nuı ön- gördüğü 'kiıvveflerayn- uğı' dengesinın zedelen- diği görüşüne yer verildi. Hakatı Şükür'ün umudu türbeler SÜRT (Cumhuriyet) - Siirt'in Aydınlar (Til- lo) ilçesindeki "Hz.Fa- kirulbh'' ve Baykan'da- ki "Veysel Karani" tür- beleri ünlü futbolcula- nn ziyaret merkezleri haline geldi. Galatasa- raylı Emre'den sonra ünlü futbolcu Hakan Şûkür de önceki gün gizlice ikı türbeye gide- rek dua etti, sabır ve di- lekdiledi. Bitlis, Siirt ve Bat- BOGAZİÇİLİ'den istanbul'un her yennde her düzeyde tngilizce dersi veriür. TEL: 0532 782 85 67 man yöresindeki bazı eski bakanlarla millet- vekillerinin de sık sık ziyaret ettiği türbelere son bir ayda iki ünlü fut- bolcu da geldi. Yaklaşık bir ay önce bölgeye Ga- latasaraylı Emre gel- mişti. Önceki gün iki türbe- nin konuğu ise ünlü fut- bolcu Hakan Şükür ile eşi Beyda oldu. Bat- man'a gelen Şükür ve eşi buradaki yakınlany- la birlikte Siirt'in Ay- dınlar ilçesinde bulunan Fakirullah ve "Sultan Memduh" türbelerine giderek başan ve gele- cek için dua etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear