23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel YayınKoordınatoru Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Mudunı Ibra- nim Yıraız • Sorumlu Mudur Fik- ret Ilkiz • Haber Meıkezı Müdûrii HakanKara IsUhbarat Cengiz Yüdınm • Ekonomı Özlem Yüzak»K.ultur Handan Şeaköken • Spor Abdâlkadir Yucelman • Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yancı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge EdibeBuğra#YurtHaberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu tlban Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkava, Şukran Soner,lbraium Yİİdız, Orhan Bnrsalı, Mnstafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 • îzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 23 Tel 4411220, Faks 4419117•AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd 119S No 1 Katl Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü C s t f i n Akmen • KoorıiM'OT Ahmet Korulsı» * Muhasebe Bülen(\'f«» er • Idare Huseyin ûürer • Satış FazüetK"za MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erdnran 9 Koordınatör Reha fşıtman 0 Genel MüdurVardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 3139580-5138460-61,Faks 5138463 Vavımlavan >e Basan Yenı Gûn Haber Aıansı Basın ve > avıncılık A Ş Turkocag. Cad W 41 Cagaloşlu W 1 4 lstanbul PK 246 Sırkeu 14435 lstanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 www cumhunyet com tr 21TEMMUZ2000 Imsak.-3.50 Güneş: 5.43 Öğle: 13.18 flcındı: 17.13 Akşam: 20.38 Yatsı: 22.23 SÖYLESİ ATTİLAİLHAN Brezilv«'daAmazonornıanlanıııngöbeğiiMJegerçekJesen tt ParintinsJung- ca çeşitii yanşmalar düzenlendL isimJerini öküzierden alan takımlar KızüderiM hikâyeleri ve yerd tarih gibi Uginç konularda yanşölar. 1913 yılında şariacdann sığır kostümleri gjyerek sokaklarda dans edip şarta söylemesiv le baş- layan karnaval, bugfinkü halini ise 34 yıl önce almış. (Fotoğraf: REUTERS) Annenin yalnız mucadelesi Tacizşikâyetine toplumsalbaskı e-posta: tan (a prizma. net tr ASUMAN ABACIOĞLU tZMtR - Bodrum'da 4 yaşındakı oğluna cinsel ta- cızde bulunduğu gerekçe- siyle komşusu hakkında şı- kâyette bulunarak kamu davası açılmasuu sağlayan Feryal Çeviköz, baskı al- tında olduğunu söylüyor. Oğlunu yalnız başına bü- yûten Çeviköz, bir yandan bugüne kadar örneğı sık görülmeyen bır konuda mücadele yürütürken, bir yandan da çevre baskısına göğûs genyor. Resmi kurumlardan ye- terlı destek bulamadığını belirten Çeviköz, çocuğu- nun olumsuz etkilenmesı pahasına, aynı olayın baş- ka çocuklann da başına ^elmemesıicin müçadele- yi sürdüreceğinı belırnyor. Davanın açılmasından sonra Gümüşlûk beldesı Çukurbük mevkıinde ki- rada oturduğu evın sahibi- nın evı boşaltması ıçın ken- disıne baskı yaptıgını be- lirten Çeviköz, ardmdan evinin elektnğinin kesildı- ğini söylüyor. Suyunun kesilmesı ve foseptığının kapatılması ıçuı bazı çevrelenn uğraş verdiğmı öğrendığinı be- lirten Çeviköz, "Buradan uzaklaşünlmam ve mfica- dekyi bırakmam için her şeyyapılıyor. Banayardjm- a otaiaya çabşan kişüerin ise ifadesi ahnıyor. Kısaca- s,çocuğumayöndikcinsd taciz, şündi başka alanlar- da sûrdûrûlûyor" diye ko- Emperyalizm'in Tahta Atlan' 'Ecnebi' bir Mission okulunda, 'ecnebibir dille eğitim görmûş, toplumbilımcı Engin Kurta/ın konuyu tartışırken ıten surduğu bir tez var ki, onu okurken ınsan ıstese de istemese de, J. M. AJbertkıi'nın, 'Azgeliş- mişiğinMekanizması'ndayazdığı, 'Kültûr- sûzleştirme' süreciyle ılgili 'tespitieri' hatır- Iryor. Ne demişti, Albertini? "...sömürücü yerii halkın, metropoldeki sömürgeci halka benzemesi amacıyla, es- ki anlayış ve kunıluşlara yeni bir biçim ver- meye çâlışır Ama yeriıleri aşağı bır dözey- de tutaraK tam bırbenzeriıkten kesınlıkle ka- çınır..." Iki ağızlı keskin bır kılıç, onlara benzese- niz bır türlü, benzemesenız bir turiü; her ikı hakje de, bır 'Kast' oluşuyon öyle kı, bu ka&- tın zırvesinde 'sömürücü' (yânı Bat'lı), ta- banrıda tsesomirulen (yânı uktsai birey) var- dın artric kendi (ükesi için fazla'dır, sömü- rücü Bat'lı ülke için ise, 'az'; bu çetrefil 'yabancıtaşmaya' alıştrmak için, onlar 'eğrtimi' daha Mission okulunda başla- byortar. 'Küçûğü ez, büyüfcten kork...' Tanık/4. Engin Kurtay, toplumbilimci. Sairrt-Joşephte okumuş, o bakımdan, olayı 'dışardân' değıl, 'içerden' anlatıyor; eğıtimin sisteminın neturlu 'ntüellerte, bir güdüm haline getınldığıne ışaret etmışt]; şim- di, 'kasthıyerarşısı'run nasıl 'telkın edıidiğı- ni' anlatıyor. "...kast hiyerarşisi (Küçûğü ez, büyük- ten kork). En basit Diçimiyle iteöşimin br- panianması, böytece biriik ve dayaraşma- ya geçtt verilmemesi; btreyselleşme ye- rine, atomlaşma; öğrencilerde, hem çev- relenne, hem kendilenne karşı (bu ikisi gerçekte birbirine bütünüyte bağhdır) ge- nel bir güven bunalımının yaşanmasına yol acar. Oersferfe ilgılı olan, benüğini ilgi- lendirmeyen kuramsal konularda bile, dü- şünmesinı savunmakbiryana, düşünce üre- temeyen insanlar, kişisei ilkelerini hiçbir bi- çimde savunamazlar. Zaten benlikiennde bu tür ilkeler gelıştirememışlerdir. 'Dobra- IrtC, 'DeUkanlriık', 'Özveri', 'Yüreklilik' gi- bi kavramlar tanmmaz. Bunlarm yerine 'işini görme', 'sıyırma', 'smşma' geçer- lidir. Bu davranış özellikten, sadıst/mazoşist bır kışılik yapısı oluşturarak, sıstemleşır ve kurumsallaşır. Kişi kendinı zayıfhissettiğin- desiner, güçlü Nssettiğinde ezer. Bu durum en iyi, devreler arası kopukluk ve düşman- lıkta göze çarpar herdevre, kendınden kû- çuklere 'petif dıye seslenır; kendınden bü- yüklere ise seslenmez, uzak durur. Okul ıçındekı düşmanlık ve yabanıllığın, okul dışındakı yaşamda süspaneıyonu ve tamamlayıcısı, eşcinsel izlekler taşryan bir Saint-Josephşovenlığıdir. Gerçekte buiki- sıarasında bırteşıkkaplarilışkısı vardır. Baş- ka okullarda okuyanlar, özellikle de dev- let liseterinde okuyanlar, hor görülür. Ka- lar daha da hor görülür ve nesne olarak algılanıriar. Aramızdan biri, okullann son yıllannda tanımış olduğu uzatmalı kızarka- daşını, hastanelıkedınceye kadardövmüş- tûr. Dış dünyaya karşı bu şovenlık, gelenek- glıkle, ve erkekokullannın daha eglencelı/sa- matalı olduğu gıbı tezlerle desteklenır. An- cak, bu 'eğlence' ve 'şamata' işbiriiği; dayanışma, güven, ortak hedeflere bir- likte varma coşkusu gibi, herhangi bir üretkenlik biçiminde ortaya çıkmaz. Tam tersine, insanlann açıklannı ve zayıflık- lamı kuHanan takmblı ve zorlamacı say- nl boşalımlarda; genedikle eşcinsel içe- rikli saJdırganiık ve alaylaria ortaya çıkar." 'Bağlı ve bağımlı oJma refleksi...' "...devlet lısesinde okuyan kendi yurtta- şına, akranına, tepeden bakan; ve ortaöğ- renimyıllannınpaylaşıldığıyaktn çevre ıçın- de, toplum olamayan bır topluluk (gürûh); ülkesı ve halkı düzeyınde, toplumuna karşı nasılsorumluluk duyar, ve bazı ortakılke ve amaçlann arkasında, nasıl örgütlenebilir? Bab'lılann, bu eğitbilim ölçûleriyle, bilim ve teknoloji üretmedikleri ve demokratik ya- şamlannı yapılandırmadıklan açıktır. Onla- nn eğıtbilimi, yukarda sözü edilen sonuçla- nn, tam tersını ortaya çıkanr. Yukarda bırör- neğinı verdiğim Mission okuUannm tezgâ- hmdan gecenler, sanılanm tersine, 'Ba- t'lı gibi düşünmeye', 'bilim ve teknoloji üretmeye' başlamaz. Bunun yerine, Ba- t'hnm düşündüğüne ve ürettiğine (bilim ve teknolojisine) ve küttürüne uyum sağ- lama, bağlı ve bağımlı olma reflekslerini edinir. 'Üretmek' ve 'ürüne uyum sağla- mak' birbirinden ayn ve genellikle karşrt şeylerdir. Çünkü 'üretmek' hem ekono- mik, hem siyasal hem de ideolojik bir güçtür 'ürüne uyum saglamak' isebu gü- ce boyun eğmektir..." "Kışısel deneyimlerden, makro düzeyde bırkuramı, destefdeyıo kanıttargkarmak, çok zordur. Hefe denetimli ve karşılaştırmalı goz- lemyapmanın olanaksız olduğu, sekızyıllık bırpsıkolo/ık ve ideolojik koşullandırma sü- recı, söz konusu ise... Pek çok ınsan, aynı ortamda farklı deneyimleryaşadığını; ya da, aynı deney/ n ' e ''n, kendisinde farklı sonuç- lardoğurdtğ unu ' ılerisûrebılır. Kaldı kı fop- lumsal sürtÇİerde, neden ve sonuçlar, etki ve tepkiler#as>nda, hiçbirzaman birebirbağ kurulamaz. Hermanipülasyon, içindeçalış- bğı toplum&l evreni, ancak belli bır oranla etkialtına alibilin veisteristemez, gerfyekar- şrteğilimlernyeşerebileceği, kimiaçıkalan- larbırahr. BJaçıkalanlar, ıdeolojiksavaşala- nının büyükoyunculannı, bıryandan efe ve- rirken, öbür yandan da, söz konusu mani- pülasyonu öznesızleştırmekyoluyla, kendi- lenni temize havâle eden, ıkıyüzlü gerekçe- leri oluştunjr..." 'Her şeyi açıklayan acı bir gerçek' "...herşeybıryana, herMission okulunun, kimı zaman duyumsamış olduğu ve hiç ya- bancı olmadığı, bırduygu vardır dilini bil- diği bir yabancı ülke yurttaşıyla karşılaş- tığında, o kişiyle gerekli gereksiz, konuş- mak ve jlgilenmek için çabalamak! Bu durtü, yalmzca oğrenmış olduğu yabancı dılınprattğınıyapmakarzusuylaaçıklanamaz Çok daha dennden gelen bırreflekstır ve ya- bancı dili ne kadar iyi konuştuğunu, do- layısryta kürtürüyte karsısındakine ne ka- dar yakın olduğunu gösterme ve bu yol- la beğeni toplama çabasıdır. Bu her şe- yi açıklayan çok acı bir gerçektir; tpkı efendisinin begenisinitoplamak için ko- mutiannı coşkuyla uygulayan bir köpek gibi... ve Mission okullannın emperya- lizmin tahta atiarmdan biri olduğunu gös- terir." Hadi, şımdi gel de J. M. Albertini'nin o müt- hiş 'fesp/r/'ni hatıriama! Sizce 'olayı' yaşa- yarak oğrenmış olan, Engin Kurtay'ın tes- piti'ne, eldıven gibi uymuyor mu? "...bu polıtıka ikı temel 'ırkçı' düşünce üzenne kurulmuştur, bu düşüncelere göre, 1/ Hiçbir insan için birAvrupalıya benze- mekten daha güzel bir şey olamayacağı için Afrika, Asya ve Latin Amerika halkı- na Bat uygarlığı aktanlmalıdır. 2/ Hiçbir uygartık, Avrupa uygarlığmdan üstün de- ğildir; bu arada Verli'nin daima aşağılık bir vaıiık olduğuna, hiçbir zaman düze- lemeyeceğine inanılmaktadır..." (J. M. Al- bertini, 'Azgelişmişlığın Mekanizması'.Çev. Dr. Muzaffer Sencer/ M. Kum, May Yayıne- vı, 1974. Ist.) http://www.prizma.netfr/AJLHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tn/ailhan Faks/0-212/2601988 9taksitle (peşin fiyatına) Keyifler aya varan vadeler pesm, ödemeler nakit ödeme indirimi taksıtle ucretsız eve teslim Şirinİer 8u kampanya, TC Sanayi Bakanlığı'nın 2505 1994 üntı ve 21940 sayılı teblığ hûkürnlenne uygun olarak yapılmaktadır 19 06 2000 tanhı ıtıbanyte ba$layan kampanya. uretım ve stok ımkanlanyla sıntrlıdır BOYTAŞAŞ OSB 8Cd No 14 38070 Kaysen Bellona, Boyta; A.Ş.'nin tescılli markasıdır ÛcretsizTüketiclHattı 0 800 361 8986 .-.—_ www.bellona.com.tr BELLONA 'Güzelyaşamak sanattır"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear