23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 1 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sezefiıic yabana konuğu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ilk yabancı devlet başkanı konuğu olarak Nijerya Devlet Başkanı Olusegun Obasanjo'yu ağırlayacak. Nijerya Devlet Başkanı Obasanjo, resmi bır ziyaret kapsamında 23-25 Temmuz tarihleri arasında Türkıye'ye gelecek. Sezer, Obasanjo'yu Çankaya Köşkü'nde konuk edecek. "Devtete gölge a •• •• aa . duşünıyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye Barolar Birliği (TBB) Başkanvekili Avukat Burhan Karaçelik, 5 Temmuz günü Burdur Cezaevi'nde meydana gelen şiddet olaylanna tepkı gösterirken "Ceza ve tutukevlerinde iddia edilen olaylann sık sık meydana gelmesi devletimizin itibar ve saygınlığuıa gölge düşürmektedir" dedi. Karaçelik, Adalet Bakanlığı'na da gönderdiği yazılı açıklamada, ceza ve tutukevlerinde düzenin ve dısiplinin sağlanması gerektiğini, ancak bunun Prof. Dr. Faruk Erem'in "Suçluyu kazıyınız altından insan çıkar" sözünün kılavuz kabul edilerek yapılması gerektiğini söyledi. Karaçelık, Burdur Cezaevi'ndeki olaylann "savusturulacak" olaylar olmadığını vurgulayarak "Devlet bu iddıalan mutlaka araşnrmah, gereksız müdahale yapanlan tespit ederek yasal işlemler süratle başlatılmalıdır." görüşûnü aktardı. ABOveHarthtş anteştı I ANKARA (ANKA)- Harb-lş'ın Adana, Ankara ve Izmır'de örgütlü bulunduğu yabancı askeri işyeTİerinde çabşan 1800 üyeyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uzlaşma ile sonuçlandı. Üç ay süren görüşmelerin ardından, işçilere ortalama yüzde 20 oramnda zam yapıldı. Hilton Oteli'nde gerçekleşen törende toplu iş sözleşmesini Harb-tş Genel Başkanı Orhan Atay ile ABD heyeti adına Albay Richard Price imzaladı. 17'ncidönem 2000-2002 toplu iş sözleşmesine göre, en düşük işçi maaşı 502 milyon lira, en yüksek işçi maaşı ise 2 milyar lira oldu. Sözleşme, 1800 işçiyi kapsıyor. Yerelbasın seniineri • MUĞLA (Cumhuriyet) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Konrad Adenauer Vakfi işbirliğiyle düzenlenen "Yerel Gazetecilikte Meslek Içi Eğitim Semineri" Muğla'da başladı. Seminerin açıhşında konuşan Muğla Valısi Lütfî Yiğenoğlu, basının yasama, yürûtme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olarak kabul edıldığinı. toplumu bügilendirme ve aydınlatma gibi görevleri yerine getirdiğini belirtti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli, yerel yönetimlerin, demokrasının ılk basamağmı oluşturduğunu, yerel basının da halkın kendilerini yönetenleri tanımalan açısuıdan önemli bir görevi yerine getırdığini söyledi. Lobici FP'liler, Erbakan'ın 'kanlı mı, kansız mı' konuşmasına yönelik sorularla karşılaştılar FP'y e Baü'dan destek yokSEBAHATKARAKOYUN ANKARA - Anayasa Mah- kemesi'nde devam eden kapat- ma davası ve kapatılan RP'nin lideri Necmettin Erbakan hak- kındaki hapis cezası nedeniyle Avrupa'da siyasi partiler ve ba- zı sivil toplum örgütleriyle gö- rüşerek lobı yapan FP'liler um- duklanm bulamadılar. Göriiş- meler sırasında Erbakan'ın REFAHYOL iktidanndan önce RP grup toplantısında yaptığı "tktidara kânh ya da kansız ge- feceğjz" konuşmasıyla ilgıli so- rularla karşı karşıya kalan FP'liler sıkıntıya düştü. Konuş- manın yanlış yansıtıldığını sa- vunan FP'liler bu kez de ko- nuşma metni istenince zor du- rumdakaldılar. FP Genel Mer- • Erbakan'ı savunmakta zorlanan FP'liler, konuşma metnini yabancı dillere çevirterek Avrupa'da kulise devam karan aldılar. kezi'nin önümüzdeki günlerde konuşma metnini yabancı dil- lere çevirterek yurtdışına gön- dereceği belirtildi. Erbakan'ın hapse girmesini ve partilerinin kapatılmasını önlemek ıçin dışanda kamu- oyu yaratma çabası içinde olan FP'liler, bir süreden beri bazı Avrupa ülkelerinde, aralannda radikallerin de bulunduğu ba- zı siyasi partiler ve sivil top- lum örgütleriyle görüşmeler yapmaya başladılar. Alınan bıl- giye göre, FP kurmaylan düş kınklığı yaşadılar. Sık sık "Türldye'dea, Erbakan'ın kur- duğu partDerin şiddetyanhsı ot- duğu yönünde açddamalar ge- Kyor. RP'nin de bu nedenie ka- patıldığı beürtiliyor. Erba- kan'ın bir konuşmasında ikti- dara kanla gehnekten söz etti- ği vurgulanıyor. Bunlar doğru mu" yönündekı sorularla kar- şılaşan FP'liler köşeye sıkıştı. Erbakan'ın. RP'nin atak yaptı- ğı yerel seçimlerin ardından gelen tepkiler üzerine grup toplantısında yaptığı bir konuş- manın yanlış yansıtıldığını öne sürerek savunmaya geçen FP'liler, bu kez de konuşma metnınin talep edilmesı nede- niyle zor durumda kaldılar. Yurtdışından bazı parti ve ör- gütlerden resmi olarak da söz konusu konuşma metniyle il- gili taleplerle karşı karşıya ka- lan FP'lıler, konuşma metnini yabancı dillere çevirterek gön- derme karan aldılar. FP'liler görüşmelen sırasın- da TCY'nın 312. maddesinin değıştırilmesı için destek arar- ken, bu maddeden sadece ken- dilerinin değıl sol kesimden pek çok düşünür ve yazann da zarar gördüğüne dıkkat çekti- ler. Erbakan'a kuşatma Bu arada hapis cezasının ke- sinleşmesinden sonra yaptığı toplantılarda mahkemenin de- lil olarak değerlendirdiği kase- tin düzmece oldugunu öne sü- rerek savunmaya geçen Erba- kan'm bu tavn parti içinde ra- hatsızlıklara neden oldu. Hem bazı genel merkez yönetıcileri hem de yenilikçilerin, söyle- nen sözlerin suç olmadığının belirtilerek bir savunma yapıl- masuıın daha doğru olacağı görüşûnü savunduklan öğre- nildi. Bazı genel merkez yöne- ticilerinin, karar düzeltme baş- vurusunun da anlamlı olmadı- ğını ve sonucu belli olan bir gi- rişimin yararsız oldugunu Er- bakan'a da ilettikleri belirtildi. Yenilikçi kanattan bazı isım- lenn ise Erbakan'a "Hapsegir- meniz Ecevit hûkûmetini zor durumda bınüar. Hapisten mağdur ve kahraman olarak çıkarsuuz" mesajı gönderdik- leri savunuldu. CHP LİDERİ ALTAN ÖYMEN 'Kürtçe yayının sakıncası yok' MUSTAFA YOLVAPAR ÇORUM -CHP Genel Başkanı Altan Öymen, yasalar çerçevesinde Kürtçe yaym yapılmasının sakıncası olmayacağını söyledi. öymen, Kürtçe yayının yasaklanmasını "Nasrettin Hoca Tfirb«si''ne benzeterek "Türbenin her tarafi açık, bir kapısı var, o dakünÜ"dıye konuştu. Altan öymen, Çorum gezisinin ikinci gününde Boğazkale ve Alacahöyük ören yerlenni gezdi. Alacahöyük Belediye Başkanlığı'nı da ziyaret eden öymen, burada yaptığı açıklamada, AB Komısyonu üyesi Gûnter Verbeogen' in temaslanmn ardından yeniden gündeme gelen Kürtçe yaym tartışmalannı anunsattı. Bu konudaki tartışmalara girmek istemediğini anlatan Öymen, şöyle konuştu: "Küıtçe tetevizyon konusuna geiince Türkiye'nin beryermde söyrayorum, Türkiye'de tetevizyoolar şn diOerde yaym yapsm veya yapdmasuı şekfinde kanunlar ofanaman lazım. Kanununvar ohnasınm hiçbir faydası yokrur. Çünkü Türkiye'de, dünyadaki genşmeteri. uydu anteniyle bütün teievizyonlan izleyebiliyorsunuz. NHekhn Kürtçe teievizyon seyretmek isteyenJer de çanak anten vasıtasryta Avrupa'da Kûrtçe yaym yapan tetevizyonlan izfiyoriar." Türkiye'de de yasa çerçevesinde, Kürtçe yaym yapılabileceğinı söyleyen öymen, Kürtçe yaym yasağını "NasrettinHoca" türbesıne benzetti. öymen, "Kürtçe yaymı yasaklamak, Nasrettin Hoca'nın türbesine benzer. Türbenin her tarafi açık, bir kapısı var, o dakffiüi''dıye konuştu. Demokrat devlet Türkiye'dekı demokfatikleşme ~* "** çabalanrun AB'nin şart koşması nedeniyle değil yurttaşlann istemesi nedeniyle yapılması gerektiğini savunan öymen, CHP'nin AB söz konusu olmadan 1970'lerdenbuyana Türkiye'nin demokrat bir devlet olması için elinden geleni yaptığını söyledi. "1961 Anayasası'nm çok daha demokratik" oldugunu belirten öymen, şöyle devam etti: U 1982'de budeğJştirOdL Türkiye'de insan hjddan ohnahdır. Dünyada yaşanan demokrasi, Türkiye'de de uygulanmahdır. Türk insanı bona layıkbr. Türkiye'de yaşayan insanlar, Pbrtekizve Ahnanya'daki üısanlardan daha geri değildir. Türkiye'de dünya demokrasis) uygulanmahdır." nim DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, tstanbul Şoförier ve Otomobikiler Odası'nı ziyareti sırasında teisiz odasından takskilere seslendL DYP lideri Çiller: tktidarda bilgisizler var 'Sonbaharda kaçaca/dar' İstanbul Haber Servisi- DYP Genel Başkanı Tansu Çffler hükümeti eleş- tirerek, "Dedikleri gibi errafgüllükgü- Kstankk değjL Sonbaharda saklana- cak köşe de kahnayacak, Ondan son- ra yeniden kırat gelecek. Ya sandıkta, ya azin gücünüzle getecek" dedi. Çütçilerin sonmlannı dinlemek üzere gittiği Catalca'da parti otobüsü- nün üstünde ve Çatalca Kültür Mer- kezi'nde yurttaşlara seslenen Çiller, "Bıraknğımız Türkiye nire, şimdiki Bire. Mületi unutrular. Bügisizter var iktidarda.'Millete zulüm edersek enf- lasyon düşer' zannediyorlar. Öyte ol- sa, Rusya enflasyona en düşük ûlke ohırdu" dedi. tstanbul'un son secim- lerde 'kıratm yemini vermediğini' anımsatarak "Size yine de haksız de- mem. Sizi de biraz yanıttnlar, aktatb- iar" diye konuşan Çiller, istikrann yanhşta ısrar etmek anlamına gelme- diğini, hükümeti desteklemenin milli görevmiş gibi gösterildiğini belirtti. AB'nin Türkiye için doğru hedef oldugunu ıfade eden Çiller, "AB'ye etbette şreceğiz. Ama Türkiye, kendi kimiiği Ue büyük bir ülke olarak gjre- cek. Ancak eger Türkiye bir büyük devlet ohnaktan çıkanlarak, devanüı yaramaz çocuk muameksiyle köşede tek avakta cezalı halde tutuhırsa, bu- nun bir büyük devlet otmak nhen^i kalmaz" dedi. Bugün, belkı bilgisizlık, belki de dış güçlerin etkisiyle tamnm tasfrye edildiğinin altını çizen Çiller, fatura- nın köylüye çıkanldığını ve köylüyü adeta açlığa mahkûm etmenm moda oldugunu savundu. ŞEHtT ER MSB tazminat için devrede TRABZON (Cumhu- riyet) - Asken aracın dev- rilmesi sonucu 20 Mayıs 1995'te şehit olan er Se- dat Özdemir'üı ailesine, aleyhine 54 milyar liralık tazminat davasının Mali- ye Bakanlığı tarafından açıldığı, Milli Savunma Bakanlığı'nın davanın gözden geçirilmesi için girişımlerde bulunduğu bildınldi. Söz konusu trafik ka- zasmda Sedat özdemir ve iki asker şehit ounuş, 13 asker de yaralanmışn. Olayda yaralanan Necati Akbudak tarafından Mil- li Savunma Bakanlığı aleyhine tazminat davası açılmış ve mahkeme, Ba- kanlığı 49 milyar lira taz- minat ödemeye mahkûm etmiştı. Açılan başka bir davada da yine Bakanlık 5 milyar lira tazminat ce- zasına çarptınlmıştı. özdemir'in mırascısı olan ailesi aleyhine rûcu davası açılmış ve tazmi- nat davalanyla ödenen bu paralar Özdemir'in aile- sinden istenmişti. Haberin Cumhuri- yet'te yayımlanması üze- rine bir açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreter Vekili Yarbay Seiami Boz, dava- nın, Hazine'nin zarara uğratılması nedeniyle Maliye Bakanlığı tarafin- dan açıldığını bildirdi. Şoför şehit er özdemir'in kusurhı bulunmasınakar- şın askerlik hizmeti ya- parken şehit olduğu ve olayda kasıt bulunmadı- ğını bildiren Yarbay Boz, tt Rücu keyfıyetinin göz- den geçirimıesi için MaU- ye Bakanhğı nezdinde gt- rişimde buhmukhığunu" açıkladı. IRMIKIAYDEN ENGtN aengin@donık.net.tr. Çürüyen Bir Şeyler Var rini, getir Türkiye'ye, "Danimarka sarayı" yerine "medya plazalar"\ koy, çıksın sana Türkiye medyasının Shakespeare diliyle tab- losu... önceki gece Kanal 7'nin anahaber bülteninde Ahmet Hakan Coşkun'a konuk oldum. Haberler başladı. Stüd- yoya giımeme daha vakit var. Konuk odasında haberieri izliyorum. Aaaa, birinci haber medya üstüne. Ufuk Güldemir Intemette bir haber sitesi açmış. Haber sitesini, haber ye- rine medya dedikodulan ile ya da yo- rum desem yorum değil, inceleme de- sem hiç değil, çok öznel birtakım de- ğeriendirmelerle doldurmuş. Bunlann arasına bir de "Uğur Dündar araştır- macı-gazeteci filan değildir, hatta ga- zeteci de değildir" diye özetlenebile- cek bir kişisel nesaplaşma oturtmuş. Uğur Dündar, bu Internet sitesine ser- vis veren şirkete, kişilik haklanna sal- dın olduğu gerekçesiyle mahkemeye gideceğini bildirmiş. Şirket de Gülde- mir'in sitesini kapatmış. Anlaşılan bun- dan sonrası yargıda çözülecek. Haber bültenı sürüyor. Aaaa, ikinci haber de medya üstü- ne. Rekabet Kurulu, Hürriyet, Milliyet, Sabah gazetelerine ve onlan dağrtan şirketlere ceza yağdırmış. Cezalar tril- yonlaria ölçüldüğünden, yani benim gibi bir Cumhuriyet çalışanının kavra- ma sınınnı aştığından, çok mu, az mı, anlayamadım. önemli de bulmadım. Ama Rekabet Kurulu karan, yazılı med- ya dağıtım sektöründe "tekel oluştu- ğunun" tescili anlamına geliyor. Bu önemli. Çünkü, medyada tekelleşme- nin sonuçlan ticari bir sorundan ibaret değil. Medyada tekelleşme, halkın ha- ber alma hakkının, toplumun saydam- laşabilmesinin önünde gerçek bir teh- dit ve engel. Saydam toplumsa de- mokrasinin önkoşulu. O yüzden bir anahaber bülteninin ikinci haberinin bu olması doğıu. Ama ilginç de. Ilk iki haber medya üstüne. Haber bülteni sürüyor. Aaaa, üçüncü haber de medya üs- tüne. Konu, RTÜK'ün yeni bir marifeti; üs- telik bu kez tüy diken bir marifeti. öz- gür Radyo'ya bir yıl daha kapatma ce- zası verildi. "Daha" deyişimiz haklı; çünkü eskiden verilmiş bir yıllık "sus- furma'cezası yeni bittiydi. Şimdi bir yıl daha. Besbelli ki bir yıl geçince, yeni bir Danimarka Sarayında... "bir yıl daha" gelecek. RTÜK, Özgür Radyo'ya kestirmeden "Suyumu bulandınyorsun" diyor. Öz- gür Radyo "Nasıl olur, ben derenin da- ha aşağısındayım" dedikçe, RTÜK "Olsun, ben seniyiyeceğim " deyip ce- zayı basıyor. Bu kez kapatma gerekçesi... (Bura- da duraksadım ve "yürekler acısı" mı, yoksa "kasıklan tuta tuta gülünesi" mi desemde kararsız kaldım. Siz bunlar- dan birini seçip cümleyi tamamlayrve- rin.) Özgür Radyo'da bizim Ataol Beh- ramoğlu'nun bir şiirinden iki dize okunmuş: "... öldükçe çoğalıyoradamlar/Ben tükenmekteyim öldürdükçe!" Ardından bu ülkede neredeyse elli yıldır, alanlarda, salonlarda söylenege- len bir marş, Avusturya.lşçi Marşı ça- lınmış. RTÜK de Behramoğlu'nun dizeleri ve Avusturya İşçi Marşı'nın sözleriyle "...Toplumu şiddet, terör ve etnik ay- nmcılığa sevk eden ve toplumda nef- ret duygulan oluşturacak yayınlara im- kân vehlmemesi ilkesinin ihlal edilmiş olduğu Üst Kurulumuzca tespit edil- miştir" deyip bir yıllık kapatma cezası- nıbasmış. Yani Ozgür Radyo bir kez daha "RTÜK'lenmiş". Bu da doğal olarak Kanal 7'nin anahaber bülteninin üçüncü ha- beri olmuş. Haber bülteni sürüyor. Beni de stüdyoya aldılar. Konu- muz?.. Tabii medya Hürriyette patlak veren "öteki Türkiye" tartışmasını konuşu- yoruz. Üretmeden kazanmaya karşı çı- kanlann kulağının nasıl ve neden çekil- diğini yorumlamaya çalışıyoruz. ••• Vaybe! Haberciliğe önem veren bir teieviz- yon kanalının sıradan bir gündeki ana- haber bülteninin ilk üç haberi medya üstüne. Birde bizim söyleşiyi katın, et- ti dört. Bir kez daha vay be! Bizim meslekte ustalanmızın altın öğütlerinden biri şöyte der "Eğer gazetecinin kendisiya da ga- zetesi haber olmaya başladıysa mes- lekte bir bozukluk, biryanlışlık var de- mektir." Ah, "bozukluğa, yanlışlığa" razıyım. Meslekte utanılası bir çürüme var, çürüme! O yüzden yazının başlığı Hamlet'in dizelerinden seçildi... POLITİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Rant Kavgası... Bugün büyük kentierdeki ünıversitelerde bir 'rant kavgası' yaşanıyor; çıkar grupları, trilyonluk bütçeleri elinde bulunduran üniversitelenn vakıf şır- ketlerinden pay almak için YÖK'ü devreye soku- yor... Ege Ünrversitesi Güçlendirme Vakfı'na bağlı şirketlerdeki yolsuzluk savlan ayyuka çıkarken; YOK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün Ege Üniversite- si Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı olan kardeşi Doç. Dr. Yüksel Gürüz'ün adı yolsuzluk olaylanna kan- şıyor ve bu olaya suskun kalan medyamız salt 'rek- tör atarpalan' konusuna eğiliyor... Ege Üniversitesi'ni babaîarının çiftliğine dönüştü- renler ise tüm bu olup bıtenlenn karşısında ılgınç bir yaklaşım sergilıyorlar: "Üniversiteler bilim yuvalandır, demokrasiye ge- rekyok!.." Eğer, yolunuz düşerse Izmir'de, bir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesı'ni, bır de Ke- mal Gürüz'ün kardeşi Yüksel Gürüz'ün dekan yar- dımcısı olduğu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Has- tarvesi'ni gezin; farkı göreceksiniz... Dokuz Eylül'ün hastanesi çağdaş, temiz; Ege Üni- versitesi hastanesi ise çağdışı, bakımsız ve pislık- ten geçilmiyor.. Büyük üniversitelerde yolsuzluk savlannın ortaya atıldığı ve tartışıldığı bir dönemde gözlenn Dokuz Eylül Ünıversitesı'ne çevrilmesi nedendir? Sorunun yanıtı çok açık: "Dokuz Eylül Üniversitesi'ni de rantçılara peşkeş çekmek!.." Bu peşkeşe izin vermeyen iki isim var Dokuz Ey- lül Üniversitesi'nde: Birisi Tıp Fakültesi'nin eski dekanı Emin Alıcı, öteki de Rektör Fethi Idiman. Ikisi de en yüksek oyu almış. Yaklaşık bin oyun 838'ıni Alıcı ve Idiman top- lamış. Faik Sanalioglu'nun aldığı oy ise 142... Alıcı ve Idiman'ın aralan açık... Ikisinin yönetim anlayışlan farklı. Çıkar ilişkisinden Ikisinin ortak özelliği ise dürüst olmak; ihaleleri bir- takım rantçılara komisyon karşılığı peşkeş çekme- mek... ••• Şimdi gelelim Ege Üniversitesi'ne: Biliyorsunuz, Ege Üniversitesi'ndeki yolsuzluk savlannı TBMM YOK Araştırma Komisyonu üye- leri derinliğine inceledi... Komisyon üyesi DSP İstanbul Milletvekili Masum Türker'le konuştum. Türker, "DSP mılletvekillerı olarak YÖK Araştırma Raporu 'nu engellemış değı- /ıiz"deyip ekledi: "TBMM'nin YÖK Araştırma Komisyonu günde- min birinci sırasındadır. Ilk denetim bırleşimınde görüşülmekzorundadır. Ancak, YÖK raporu, Millet Meclisi adına hazırianırken bir suç duyurusu ve ce- za tayinindeyetkimiz olmadığını belirttik. Suçlama- lann gereği için ilgili kurumların ıncelemesin'den geçmesini istedik." YÖK Araştırma Komisyonu'nda DSP'lilerin muha- lefet şerhlerinin gerekçesi de şu: "Ege Üniversitesi'nde yolsuzluk savlanyla ilgili her bir konuda önce Maliye Bakanlığı ve Sayıştay Başkanlığı denetçilerinin inceleme yapması gere- kir. Bunun sonucuna göre yetkililer tarafından ge- reği yapilır." Peki, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay Başkanlığı denetleme görevını yaptı mı? Hiç sanmıyoruz!.. Ege Üniversitesi hâlâ yolsuzluk savlanyla çalka- lanıyor. Görev süresi dolan, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refet Saygılı'nın, TBMM YÖK Araştırma Komis- yonu'nu umursadığı yok?.. Saygılı, giderayak, üniversitenin bazı bolümlerının onanlması ve yenilenmesi ıçin ihale açmadan, emanet usulüyle yine bilinen firmalara 700 mityara yakın iş kapısı açtı... Bugün üniversitelerde üç işten birisinin yapımının eski YÖK Başkanı Ihsan Doğramacı'nın şirketi 'TE- PE'nin alması rastlantı mıdır? Ege Üniversitesi Saymanlığı, son emanet usulü iş- lerle ilgili olarak ödenek vermekten çekıniyor; ancak, siyasi baskılar da artıyor... ••• Ege Üniversitesi Refet Saygılı döneminde yolsuz- luk savlanyla çalkalandı ama kimse bu olayın üze- rine gitmedi... Saygılı, giderayak Tıp Fakültesi Radyoloji Bölü- mü'nün havalandırmasını Form-Tepe Grubu'na, Bil- gisayar Mühendisliği eski binasını Övgü Inşaat'a 177 milyara, Gastroenteroloji Kliniği restorasyonu- nu Hedef Inşaat'a 180 milyara, Anestezi Kliniği res- torasyonunu da 175 milyara Tepe Grubu'na ihale açmadan verrne yetkisini bulabiliyor... Gördüğünüz gibi bunlar oluyor Türkiye'de... Rektörler, dekanlara, ana bilim başkanlanna şöyle diyebilir mi: - "Bölümlerinizin işlerini şu firmalara yaptıracaksı- nız!.." Çıkar gruplan işbaşında... Eski YOK Başkanı Doğramacı ne diyordu: "Ben tek oy almış adayı rektöryapardım! Çünkü, o hiçbirgruba bağlı değildir!" Doğramacı doğru söylüyor!.. Öyle bir rektöre her şeyi yaptırabilirsıniz! Nasıl olsa Doğramacı'ya baglıdır; işlen tıkırtıkır yü- rütür!.. Yürütür, hem de nastl!.. hikmetcetinkayafo cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Belçika için tehlikeli' bulundu Fehriye Erdal tutuklu kalacak BRÜKSEL(AA)-Sa- bancı suikastı faillerin- den Fehriye ErdaL tutuk- suz olarak yargılanmak üzere kefaletle serbest bırakılmasını engelleyen Belçika Içişleri Bakanlı- ğı aleyhme açöğı davayı, Gent Temyız Mahkeme- sı'nde kaybetti. Kraliyet Savcısı Jo- han Dehnulle ve Içışlen Bakanlığı'nın avukatla- n,Erdal'ın"Belçikadev- leti ve ülkenin iç güvenü- ği acısından tehUke oluş- turan bir şahıs oldugu- nu" belırterek Erdal ın siyasi sığınma başvuru- su yanıtlanıncaya kadar tutuklu kalmasım ıstedı- ler. Sanık avukatlan ise, bu yaklaşımın yasal ol- madığını ılen sürdüler ve Erdal'ın Belçika'da ışledığı silah taşımak, patlayıcı bulundurmak ve sahte kımlik kullan- mak gıbı suçlardan tu- tuksuz yargılanmak üze- re kefaletle serbest bıra- kılması gerektiğini sa- vundular. Avukatlarm bu taleplen, geçen hafta, Bruges Mahkemesi'nde reddedilmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear