25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 HA2İRAN 2000 ÇARŞAMBA 8 DIZI Fethullah Gülen, başörtülülerin eylemlerini eleştirince RP tabanından büyük tepki ald Fethullah Gülen. başörtülülerin evlemkrini eJeştirdi. Bu eykmi yapan kişilerin arasuıda anarşi çıkarmak isteyen sokıı erkeklerin bulunduğunu iddia etti. Bu sözlere tepki göstereo RP tabaıu, Gülen'e 'sinsi yüan', "zmldayan hoca', "ajan" gibi suçlamaJarda bulundu. Gülenve Şevki Yılmaz'ın kasetleri satışta IttD-I N U R S İ D E N B U G Ü N E Bilinmeyen İSLAM r/ -ıı- 3RAL CALISLAR . TOLGA ÇELİK • ERGUN GÜMRAH Tk 7"ecmettın Erbakan ve MSP yöne- / V tid'eri Ankara'da Merkez Ko- A. V mutanlığıTutukevı'ndeonaytu- tuklu kaldılar. Yargılandıktan sonra da beraat ettiler. Erbakan hapisten çıkar çık- maz kollan sıvadı ve ev toplantılan dü- zenlemeye başladı. Tıpkı Fethullah hoca- nın konuşmalan gıbı konuşmalar yapı- yordu özel toplantılarda. Çevresini hare- ketlendirdi ve bır grup arkadaşına Refah Partisi'nı kurdurttu (19 Temmuz 1983). Ama RP, MGK'den aldığı veto yüzün- den 6 Kasım 1983 seçimlerine gıremedi. MSP'lilerin çoğu da Kenan Evren'ın o konuşmasından sonra tepkiyle ANAP'a oy verdi. Birkısmıda ANAP'tagörev al- dı. Özal'ın modern, gınşımcı ve liberal görünmesıne rağmen. el altından dini ke- simleri kalkındırması Erbakan'ı mutlu ediyordu. "Özal bizirn tarlamıza tohum auyor,bizeürün veriyor" şeklınde değer- lendinneler yapıyordu. Özal'ın dinı kesımlere sağladığı ko- laybklar, RP'lilerin de işıne yaradı. RP'li- ler vakıf, şirket gibi faalıyetlere ginşti. MSP dönemınde Kombassan'la başlayan şirketleşmelere yenilen katıldı. Yimpaş gibi fırmalar hızla büyüdü. Ahmet Tekdal lıderligindeki RP, 25 Mart 1984 yerel seçimlerde yüzde 5 oy aldı. Şanlıurfa ve Van beledıyelenni RP kazandı. Yüzde 5 küsur oran, normal MSP'nin geleneksel oylannın yansıydı, ama bu yüzde 5 Erbakan'm deyımiyle çekirdek tabandı, bınanın sağlam teme- liydi. Çekirdek, meyvelen bol ağaç hali- ne gelecek, temelin üstüne de zamanla büyük bina kurulacaktı. Bu yeni dönem- de Erbakan eskisinden farklı bir çalışma tarzı izledı. RP kesimınde güçlü bır ser- maye birikimi oluşmuştu. Erbakan, ANAP'a yönelen tarikat ve cemaatler üzerinde fazla durmuyor. asıl hedef ola- rak sokaktakı vatandaşı alıyordu. Sadece cemaatlerle ılgılenmek bir sü- rü kavgaya, karşılıklı sertleşmeye sebe- biyet vermişti. Hem o kadar uğraşılsa bi- le kendini "en iyi Müslüman" gören bır Nurcu, Süleymancı fiknnden caymıyor. eleştirici tavnnı sürdürüyordu. Onlarla harcanacak zaman boşunaydı ve onlarla ilgilenildiği kadar sokaktaki vatandaşla, meyhanedeki sarhoşla ılgılenilse, onlar daha kolay kazanüacaktı. Bu iki temel strateji üzerine yeni dö- nemde partinın hatıplenne büyük görev düştü. Hatiplerve yıllardır Avrupa'da ha- zır kıta bekleyen Mıllı Görüş Teşkılatı mensuplan bu dönemin mımarlan oldu- lan Bununla bırlikte durgunlaşmış kıtle- Şevki Yılmaz ve Recep Tayyip Erdoğan, yapoklan ateşli konuşmalaria RP teşkilatlannın canlamnasında önemli rol oynadı. ler harekete geçti ve bir zaman sonra ce- maat ve tankatlar da bu hareketlilikten et- kilendıler. RP'nın gerçekten de an gibi çalışan teşkılatlan ve yüzlerce-binlerce çok iyi konuşan hatipleri vardı. Bunlann başın- da da Bülent Annç geliyordu. şevki Yılmaz: RPyl canlandıran adam Bülent Annç, daha MNP zamanında tanınan, parti teşkilatlannm bildiği bir ısimdi. Erbakan'dan sonra en iyi hatip olarak bılinmekte ve Erbakan'dan sonra Mılli Görüş hareketinin liden olacak gö- züyle bakılmaktaydı. Bülent Annç'ın RP tabanındakı diğer ismi "Küçük Erba- kan"dı. Küçük Eıbakan diye tanımlan- masına rağmen Bülent Annç'ın konuş- malan Erbakan'ın konuşmalan gibi de- ğildi. Onun kendine has çok akıcı, se- vimli, cana yakın ve ınandıncı bir hitap şekli vardı. Saatlerce konuşması zevkle dinleniyordu ve onu dinleyenlerin çoğu Bülent Annç'ın herkesten güzel konuş- tuğunu düşünmekteydi. Bülent Annç, RP'nin ilk zamanlann- da şehir şehir, köy köy dolaşıp konuşma- lar yaptı, konferanslar verdi ve dağılan eski MSP'lileri toparlamaya çalıştı. Ege Bölgesi'ni kanş kanş dolaşıyordu. Zamanla Bülent Annç gibi tanınmış hatıpler ortaya çıkmaya başladı. Bunlar- dan birisi Istanbul RP tl Teşkilatı'ndan Recep Tayyip Erdoğan'dı. Recep Tayyip Erdoğan, fstanbul ve Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere her tarafa giden, her taraftan istenen bir hatipti. Onun da ken- dine has sert ve heyecanlı bir konuşma tarzı vardı. Recep Tayyip Erdoğan'ın bir başka yönü. halkla iç içe olmasıydı. Teş- kilat arkadaşlanyla kahvelere, balıkçıla- ra, meyhanelere, genelevlere gıdip RP'ye oy ıstiyordu. Yanında Mukadder Başeğ- mez gibi isimler vardı. Fakat RP'nin hi- tabetteki asıl stan Almanya'dan çıktı: AbduüahMüftüoğlu. Gerçekadıyla Şev- ki Yılmaz-. Şevki Yılmaz'ın konuşma tarzı Bülent Annç ve Tayyip Erdo- ğan'dan daha çok ılgı gördü. Başlangıç- ta herkes Abdullah Müftüoğlu'nun kım olduğunu merak etti. Bir zaman sonra Abdullah Müftüoğlu, gerçek adı olan Şevki Yılmaz ismiyle lanse edildi. En sevilen, en çok etkileyen ve kitle- leri coşturan, köylülere bile giden Şevki Yılmaz, RP'nin dağınık tabanının topar- lanmasında ve yeni RP'lılenn kazanıl- masında büyük katkıda bulundu. Kasetter plyasada Şevki Yılmaz öyle rağbet gördü ki Türkiye'nin her tarafına adeta koşmak zorunda kalıyordu. Fethullah hoca da da- hil, diğer ünlü hatiplerin pabucunu dama atmıştı. O günlerde televizyonlar renkli yayına geçmiş ve video kasetler yaygın- lık kazanmıştı. Bu yeni dönemde pomo ve karate fılmleri videolarda salgın bir hastalık haline gelmişti ve video sinema- nın yerini almıştı. Ama bu fılmler kadar revaçta olan Fethullah Gülen, Şevki Yıl- maz, Bülent Annç ve Tayyip Erdoğan kasetleriydi. Bu kasetler, cemaatlerin ve partinin propagandası için önemli bir rol oynuyordu.Fethullah hocanın ağlayarak kendini paralayarak cemaati ayaklandı- rarak yaptığı hisli konuşmalar, şimdi vi- deo kasetleri sayesinde televizyon ekran- lanndan evlere hitap ediyordu. Artık in- sanlann Fethullah hocayı dinlemek için konuşmayaptığı camiye gitmesine gerek yoktu. Sadece camide onu dinleyenler değil, çok geniş bir kesim Fethullah ho- canın konuşmalanyla tanıştı. Video ka- setleri yoluyla teyp kasetlennden daha fazla taraftar ve para kazanıldı. Ama video olaymda en etkin olan RP teşkilatlanydı. Teşkilatlar sinema seyre- der gibi çağırdıklan misafirlere Şevki Yılmaz'ın, Tayyip Erdoğan'ın, Bülent Annç'ın konuşmalannı dinletiyorlardı. Özellikle ev toplantılan düzenlenip ko- nu komşunun kasetleri izlemesı sağlan- dı. Kısa zamanda RP teşkilatlan canlan- dı, hareketlendi ve kannca gibi çalışma- ya başladı. Bu çalışmalar Fethullah ho- canın MSP tabanını Fethullaştırma ça- balannı engelledi, tam tersine, cemaatten tekrar RP'ye yönelenler oldu. Fethullah Gülen'in video kasetleri, Şevki Yılmaz, Bülent Annç ve Tayyip Erdoğan gibi üç rakibi karşısında yetersiz kaldı. Zaten Şevki Yılmaz kendi başına Fethullah Gü- len'e büyük fark atıyordu. Kaldı ki RP'li- ler Fethullah Gülen'in kasetlerini de RP için kullanıyor ve bu kasetler sayesinde insanlan RP lehine etkiliyorlardı. Çünkü Fethullah Gülen hep sahabelerden ve i- man konulanndan söz ettiği ve ağlayarak dinleyenleri etkilediği için onu dinleyen ınsanlann çoğu RP'li olunması gerekti- ğini düşünüyordu. Fethullah hoca RP'lilerle bir kez daha çatışıyor Fakat Fethullah Gülen, o günlerde ba- şörtülülerin eylemlerini eleştirince birde aralanndabaşörtüsü giymiş solcu erkek- lerin olduğunu, maksatlannm anarşi çı- kannak olduğunu ıddia edince RP taba- nından yme büyük bir tepki aldı. "Sinsi yılan", "zınklayan hoca", "devletin bes- lemesi", "ajan" gibi suçlamalara maruz kaldı. Fethullah Gülen, bir kez daha dev- letin yanında yer almıştı. Devletten yana tavır koyan Fethullah Gülen, o zamandan beri bu tavnnı sürdü- recekti. Ama bu devletten yana tavn, "devlete karşı" Islamcüardan tepki al- dığı gıbı cemaatten kopmalara ve cemaat içi tereddütlere yol açacaktı. Türldyegazetesûiin önkmeıneyenyiikseüşi Tûridye gazetesi Özal'ın Enver Ören'e verdiği destekle atilıma başladı. Ülke çapuıda abone seferberüğine girişildi. Her yerde Türldye gazetesi bürolan açddı. Milli Gazete'nin yeterti alamayan kÎP 1 ' çalışanlan başta olmak üzere, çeşitii gazetelerden elemanlar transfer edildi. Türldye gazetesi zamanla niç ldmsenin aklına gelme\ecek kadar büyümeye ve tiraj ahnaya başladı. Büyüme gazete ile kalmadı, şirkeüer oluşturuldu. Bu şirkeüer birleştirilerek İhlas Holding kuruMu. İhlas Holding'in temelinde hiç şüphesiz ld, Ozal'm devlet eli\1e sağladığı büyük destek ve Enver Oren'in girişimci ruhu \-ardi. İhlas Holding inşaatçdıktan takvimrilipp- haher ajansından ev aletleri pazarlamacıhğına kadar faaliyetierde bulundu. Zamanla basuı ve is dünyasmın sayıb kuruluşlan arasuıda yer aldL Türldye gazetesinin büyümesi, o zamana kadar sağuı en güçlü gazetesi Tercüman'm Ozaleliyie zayıflaolmasıyla mümkün ounuştu. Yıllardn- AP tabamna hitap eden Tercüman, yeni dönemde AP tabanryla ANAP arasmda bocalamış, Demirel'i tercih eden yönü ağır basuıca, Özal bu gazete üzerinde yoğun baskılar kurarak zayıflamasuıa neden olmuştu. Gün geçtikçe tiraj, itibar ve yazar kaybeden Tercüman gazetesi aradan bir gazetehaMne dönüşmüştü. Yazarlan başka gazetelere transfer oldu. Bu çöküşten en büyük payı Türldye gazetesi aldı. Tercüman'la semboüeşen Ahmet Kabakh, Ergun Göze gibi isimler Türldye gazetesine geçince pek çok okuru da peşlerinden sürükkdiler. OzaL, Milli Gazete ve Yeni Nesil gibi gazetelere de kredi vermek istedi, ama bu Ud gazete kabul etmedl Milli Gazete Erbakan'ı, Yeni Nesil Demirel'i tutmayı sürdürdü. Özal'dan kredi almayı, "bugün borç alan yann emir ahr" gerekçesiyle reddettiler. YARIN • RP'lilerin partisizlere etkisi • Fehmi Koru ve ekibi Milli Gazete'de • ANAP'taneski liderlere"no!" • 'Sen — ^ Akşemseddin'sin, bendeFatih'im!..' • Fethullah Gülen cemaati Zaman gazetesini satın alıyor . . Özal, Fethuüah ; Hoca'yı kurlarıyor Özal, maddı manevi cemaatleri desteklemeyı hep sürdürdü. Hatta emniyet güçlerince aranan Fethullah Gülen yakalandığında devreye girip serbest bıraktırdı. Özal, Islamcı kesimden yargıyla başı dertte olanlara da yardım etti. Onlann aklanmalan için girişimlerde bulundu. Çıkardığı kanunlarla cemaatlerin hizmetlerinı yaygmlaştırdı ve para kazanmalannı sağladı. Cemaatlere vakıf kurma ve vakıf adma kurban denleri toplama imkânı verildi. Bu, cemaatler ve tarikatlar için bulunmaz bir nimetti. Bütün dinı cemaatler vakfa dönüştü, vakıflann bünyesinde şirketler , kuruldu. Cemaatler paraya ••;»» «•» kavuştu. İmam hatip okullan mezunlanna ilahiyat fakülteleri dışındaki üniversıtelere de geçme hakla tammnca her tarafta yoğun bir imam hatip okulu açma faaliyeti başladı. imam hatip okullan yapmak için para toplanıyor, dernekler kuruluyordu.. Bir anda çoğu kimsenin fark etmediği bir faaliyet ülke çapında hareketlendi. Camiler, imam hatip okullan, Kur'an kurslan, yurtlar, dini eğitim veren özel okullar, kolejler ardı ardına faaliyete geçti. Muhafazakâr kesimler çocuklarmı imam hatip okullanna gönderdiler ve imam hatip okullan kısa zamanda en gözde okullar haline geldi. Bu fırsattan en iyi yararlanan Fethullah Gülen oldu. Fethullah Hoca, Özal sayesinde kurtanldıktan ve hakkında açılan takibatlardan sıynldıktan sonra artık istediği yerde itibarh bir hoca olarak vaazlar venneye başladı. Bır zaman sadece tzmir Bornova Camii'nde konuşan Fethullah Gülen artık bir emekli imamdı, ama yoğun talepler nedeniyle Süleymaniye, Fatih, Sultanahmet, Selimiye. Kocatepe camilerinde vaaz veriyordu. Geleceğe umutla bakan Fethullah Gülen, coşkulu konuşmalannı şimdi büyük camilerde yapıyor, eskisinden daha formda vaazlar veriyordu. Kınk bir mızrap olduğumuzu söylüyordu Fethullah Hoca. Maneviyat sazunızm telleri kopmuş, mızrabı parçalanmıştı. Oç yüz yılı aşkm bir süredir kınk mızrabı paslı tenekelere çalmışlardı. Ama o paslı tenekelerden çıkan nagmelere bile kulak verilmemişti. Bir kuyunun içine atılmışlann mahremiyeti sarmıştı yürekleri. Güneşi görmez, bahar kokulannı hissedemez ve kuşlann cıvıltılanm duyamaz hale gelinmişti. Fizikle on ikiden vurmuşlardı bizi, kimya ile diz çöktürmüşler, müzik ve sporla aklımızı başımızdan almışlardı. Televizyonla manevi hayata sabotaj yapılmıştı. Edebiyat, . > Fethullah Hoca, Özal sayesinde hakkında açılan takibatlardan sıynldıktan sonra itibarh bir hoca olarak vaazlar vermeye başladı. Özal'ın yardımlanyla okullar, kolejler açma dönemine girildi. kültür ve sanatla yere sermişlerdi. Bir kâbus bızı adım adım taldp ediyordu. Biz bahara özlem duyarken güneşi silmek isteyenler vardı. Üç yüz senedir tepemize atılan ağlann kapamnda çırpınsak da gün gelecek bu ağlar yırtılacaktı. Kelebeklerin ışıklara koştuğu gibi tüm insanlık Hakk'a koşturacaktı. Üç yüz senedir başımıza yıkılan enkazın altında yannlan kurtaracak bir nesil saklıydı. Firavun döneminde sepete saklanmış Hz, Musa gibi bir altın nesil saklanmıştı. O altın nesil, Fethullah Hocanın cemaatindeki gençlerdı Peygambenmız sahabelerini, ümmetini sevdiği kadar, belkı daha çok, bu gelecektekı ümmeti olan Fethullah Hoca'nın etrafındaki cemaati sevmekteydi. Hz. Muhammed, "Benden sonraki kardeşlerime selam söyleseydim'* demıştı. Bir gün ayağa kalkmış, gözle görünmeyen gelecekteki ümmetini karşılamış ve "Kardeşlernn geunişler" diye sanlmıştı. Bu manzarayı gören sahabe. "Biz senin kardeşin değil miyiz ya Allahın Resulü" dediklennde Peygamber Efendimiz onlara dönmüş, "Hayır" demişti. "Siz benim ashabımsınız. Sizler beni gördünüz, benimle birlikte yaşadınız. Ama beni görmeden bu dava için mücadele edecek kardeşlerim olacak. En kötü zamaniarda bensiz mücadele edeceklerdir. Işte onlara selam obun." Peygamberin selam gönderdikleri, Fethullah Hoca'yı gözlen yaşh dinleyen cemaatti. "Ey Allahuı Resulü!" diye Peygambere hitap ediyordu Fethullah Gülen. "Ondörtasır geçse bfle senin zamanındaki ashabının hissiyanyla mücadele eden kardeşlerin var, onlara selam verebilirsin. Onlan kardeşün diye kucaklayabilirsin. On dört asır arkanda cemaat olmuş ümmetini, kardeşlerini görüyorsundur. BeBd .\rs-i A/am'da perdeyi sıyınp baktığın gibi bakıyorsundur onlara. Onlann aûnlannda pariayan nurdasm. Dillerinden eksik etmedikleri kelime-i tevhidlerdesin. Kalplerindeki Selat-ı selamlarda yakabyorsundur onlan!_" Daha konuşma başlarken caminin çeşith köşelennde ağlamalar başhyor. Fethullah Hoca coşunca ağlayaniar divaneye dönüyordu. Kendik-nni yerden yere atanlar, ayıhp bayılanlar, üstünü başını parçalayanlar vardı. Camiye yeni gelenler de bu atmosfere ayak uyduruyorlardı. Cemaat ve seraıaye bu konuşmalaria daha da arttı, büyüdü ve sadece Türkiye'de değil, Türk cumhunyetlen başta olmak üzere dünyanm çeşitii bölgelerine Özal'ın yardımlanyla okullar, kolejler açma dönemine girildi. Fethullah Hoca cemaati, dini cemaatlerin en büyüğü ve en güçlüsü olmuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear