Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2000 CUMA
DİZI
Erbakan emir verdi: GülenHocamızasahipçıkut, onun etrafindabukııuıihyardma ohtn
Erbakan-GülenyakınlaşmasıCemaatten kopmalar, aynlmalarol-
masınaragmenTürkiye'nın en güçlü,
en etkili cemaati Yeni Asya'cı Nurcu-
lardı. Bütün 'ağabeyler' oradaydı ve
cemaati ayakta tutmaktaydılar. Nur-
cuların bir başka avantajı sen halde
kitap yayımlamalanydı.
Kitaplan, MSP'lıkr dahil bütün di-
ni kesimlerce okunuyordu. AhmetŞa-
hin'ın sahabelennın hayatlannı anlat-
tığı dinı kitaplar, NiyaziBirinci"nın ço-
cukhıkâyelen, NecmeddinŞahiner'in
Said-i Nursı hakkında araştırmalan,
Yavuz BahadıroğhTnun tarihı roman-
lan ve elbette aynlmış olsa da başlan-
gıçta bu camıanın en gözde yazan
olan Hekimoğlu İsmaüın hâlâ korsan
olarak sırf hızmet maksadıyla basılan
Minyelı Abdullah romanı her kesime
tİ>-t N U R S İ ' D E N B U G Ü N E
- 6 -
• MSP'liler her yerde Fethullah Gülen'in
propagandasını yapıyorlardı. MSP'lilere göre
Fethullah Gülen, dığer Nurcular gibi değildi,
aslında MSP'liydi, ama açıkça siyaset
yapmıyordu. Hep İslamı anlattığı için, onu
dinleyenler AP'liyse bile MSP'li oluyorlardı.
MSP'liler, Fethullah Gülen'in vaazlarını
dinleterek pek çok AP'liyi MSP'li yaptılar.
hıtapedeneserlerdı YenıAsya'nınkı-
tap yayıncüığındaki tekelcıliği fazla
uzun sürmedı. Hekimoğlu tsmail,
TÜRDAV'ı kurdu. MSP'ye yakın ya-
yınevleri bırbiri ardına açıldı. Binler-
ce din kitabı Türkiye'nın her tarafın-
da satılmaya başladı. Mesut Yıimaz'ın
Beyazıt'takı Beyaz Saray bmasının
zemın katmda, Cağaloğlu'ndaki Üret-
men Han'da ve başka yerlerde küme-
lenen yayınevleri bir sektör oluştur-
du. Mehmet KurJular'ın idaresindeki
Yeni Asya'nın AP bülteni gibi çıkma-
sı cemaatte yeni arayışlara neden ol-
du. Kutlular eleştirilere sert karşüık
vermekteydi. Gazetenın idan müdürü
Rahmi Erdem bu yüzden gazeteden
aynlmak zorunda kaldı. Yeni Asya ce-
maatınin gazeteden başka bir de 'Köp-
rû' dergisi vardı. Dergide, cemaatin
dışında kalan çevrelere ve MSP'ye
eleştiriler yapılıyor, AP ve Demirel ise
övülüyordu. Bu durum da eleştiri ko-
nusuydu. Nurcular, bılımsel dergıler
MSP teşkilatian Fethullah Gülen cemaatinin genşmesine büyûk destek verdiler. Erbakan'ın isteğiyle Fethullah Gülen'in verdiği vaazlara insanlar akın etti.
M
SP dışmdaki dini ce-
maatlenn onlara yö-
nelik eleştirileri, sal-
dınlan bu yüzden artık pek et-
kili olmuyordu. Necip Faal Kı-
sakürek ve Mehmet Şevket
Eygigıbı, MSP tabanının üze-
rinde bir dönem büyük emek-
leri olan yazarlann MSP aley-
hindeki çok ağır eleştirileri, bu
kesimde ilgısizlikle karşılan-
dı. Bu yazarlar artık 'demode'
olmuşlardı, devırlennı ta-
mamlamışlardı. Zaten Erba-
kan a laf eden kım olursa ol-
sun MSP'lilerin gözünden
düşmeye mahkûmdu. Gözden
düşen ve aforoza uğrayan da
artık iflah olmuyordu.
Erbakan'ı yerden yere vu-
ran Mehmet Şevket Eygi'nın
çıkardığı haftalık 'Büyük Ga-
zete', geçmiş günlerin hatınna
genelde MSP tabanının satın
almasına rağmen, Erbakan'a
yönelik sert tutumunu sürdü-
rünce, okuyucular tarafından
eleştirilere uğradı. Okuyucu-
lar, hem eleştiri hem de gözda-
ğı mektuplan göndermeye
başladılar.
Tehdltler gellyor
"MSP hakkında kapah ten-
khkrde buhınuyorsunuz. Bin-
diğiniz data kestiğinizin farkın-
da mısınız? Ben poütikaya gj-
remem diyorsunuz, size politi-
kaya gir diyen yok. Siyasi görii-
şünüzü mertçe ortaya koyma-
hsınız. Üzülerek söylmorum,
bundan bö>1e gazetenizin iade-
leri artacaktır. Okuyucular şû-
rasında neşredilen mekruplar
çeşitü dedikodulara sebep ol-
maya başladı. Büyük Gaze-
te'ye abone olmayı düşünenler,
ahp dağıtanlar. bundan sonra
okîımamaya kararlı görünü-
yoıiar.'' (Nesimi Kitabevı - Er-
zurum, Büyük Gazete, sayı 13,
• sayfa2)
"MSP aleyhinde mevzulara
- temas etmemerari acizane isti-
yorum. Bizinı Beygir partisiy-
İe, AHıkazık partisindeve ben-
zerlerinde zaten düşmanlan-
nnz çok. Siz bari düşmanhk et-
• meyiniz. Bugün gazetesi döne-
minde MNP'yi göklere çıkan-
yordunuz. unutmayahm." (Dr.
Mehmet Turhan - Eskişehir,
Büyük Gazete, sayı 13, sayfa
15)
"Gazetenizi büyük bir ilgry-
le okuyan, yaşatan kitlenin si-
yaset davasına ihanet ediyor-
sunuz. Ehven-i şer di>e tuttur-
muşsunuz. Müslümanlann
arasına nifak tohumlan saçı-
'Erbakan, zor zamanlarda neredeydin?^
MSP'liler, Necip Fazıl. Mehmet Şevket
Eygi gibi îslamcılar için idol yazarlann
ve diğer cemaatler ile tarikatlam
Erbakan'ı çekemedıklenni
düşünüyorlardı.
Bu düşüncelerde aslında gerçeklik payı
vardı. Yülarca emek harcayan, kitleleri
peşlerinden sürükleyen, çile çeken, bir
sözle veya bir yazıyla dini kesimlere
yön veren kışilerken, liderlik postuna
birden Erbakan oturuvermişti. En acısı,
kendilerinin yetiştirdiği gençler, dini
kitleler, Erbakan'ı kendilerine tercih
etmişlerdi. Erbakan'a kızgınhklannm
temelinde bu duygular vardı. Bu
duygular yazılanna da aksetmişti.
Mehmet Şevket Eygi'nin
"Neredeydin?-" başlıklı yazısı bu
duygulann en açık itıraflanndan oldu.
"Neredeydin?
Müslümanlar hapishanelere tikıhrken
neredeydin, hiç sesin çüanıyordu o kara
günlerde-
Şeriat, hilafet, ümmet demenin ağır bir
suç sayıkhğı zulüm devhierinde senin
nam-u nişanın yoktu.
Sen kara günlerin adamı değflsin_ Sen
Allah yoiunda dayak yemeyi sevmezsin,
laldn Islam davas ugrunda baklava,
börek, kayroak ve kuzu kızartması
yemeye bayıhrsın. Nerede Allah yotuoda
bir külfet, meşakkat varsa sen orada
bulunmazsın. Ama mukaddes davayı
istismar ve istihdam ederek ocuz
nimetler peşinde koşaran.
Sabıkasız birisin sen!.
Şimdi ortalık günlük güneşfik ve sen
ağustosböceği gibi örüp dunryorsun.
Kendi haMne bakmıyorsun da. bu
davanın çüesini çekmiş Müslümanlara
çamur aüyorsun. Onlar dava haini, sen
büyük dava adamı ve mücahhmişsn!-"
yorsunuz. Üstat (Saıd-i Nursi)
yeri geldiğinde seve seve hapse
girip mahkûm olurken siz se-
lameri yurtdışına kaçmakta
buhıyordunuz. Yeri gelüıce Be-
diüzzaman Hazretieri'nin ar-
kasında ne de güzel saklanabj-
nvorsunuz?" (Recai Değerli -
Ankara, Büyük Gazete, sayı
14, sayfa 2)
"Hakkmda verilen hapis ce-
zasını memleket hapishanele-
rinde çekmeddn. Korkak bir
haingibi cihadı bırakıp yurtdv
şına kaçün." (Isım ve adresi
mahfuz, Büyük Gazete, sayı
14, sayfa 2)
"Büyük Gazete'nin okuyu-
cusonun yüzde sekseni MT-
TB'li ve>a MSP"Bdir. Hiç düşü-
nebiliyor musun ki, bir CHP'B
yahut bir Be\ girist Büyük Ga-
zete'yi alsuı okusun. Gazeteni-
zin gerçekten büyük gazete ol-
masuıı istiyorsanız MSP'vi tut-
masanız bile aleyhinde atmayv
nız." (Alı Arslanoğlu - Erzu-
rum, B. Gazete, sayı 14, sayfa 2)
"Biz sizin siyasi görüşünüzü
beğenmiyoruz. Gazetenizdeki
ihnihal bügilerini de kitaplar-
dan okuyabiliriz. Onun için si-
yad fıkrinizi değJştirinceye ka-
dar gazetenizi okumayacağız
ve çevremizde okunmaması
için gayret sarf edeceğiz."
(Karabük'ten bir okuyucu, B.
Gazete, sayı 15, sayfa 9)
Yumuşama mesajlan
Bu tür eleştiriler ardı arduıa
gelince Mehmet Şevket Eygi
zaman zaman MSP'ye yumu-
şak mesaj veren yazılar da
yazmak zorunda kaldı. "Bü-
yük Gazete'nin MSP aleyhin-
de olduğuna dair devamh de-
dikodu yapddığı, bu yersiz de-
dikodulann bazı temiz kalpli
kardeşlerimizi şüpheye düşür-
düğüne dairhaberier almakta-
yız. 'Müslümanlar, Bolşevik-
lerle, mürtetlerle işbirliği ya-
pamaz!' demek MSP aleyhin-
de bulunmak demek değfldir.
MSP'li ohnamak, MSP düş-
manı ohnak manasma geİ-
mez." (Biz MSP düşmanı de-
ğiliz, M. Şevket Eygi, B. Ga-
zete, sayı 16, sayfa 2)
Fakat bu tür yazılar da gaze-
teyi kurtaramadı vebaşlangıç-
ta yirmi bin kadar satan gaze-
te kapanmak zorunda kaldı.
Mehmet Şevket Eygi gibi Ne-
cip Fazıl Kısakürek de
MSP'lilerin aforozuna uğradı.
Necip Fazıl Kısakürek, baş-
langıçta MSP'li iken AP'li ol-
muş, sonra da MHP'ü olduğu-
nu açıklamıştı. MSP'lilerin
gözünde bütün lslamcılann,
hatta sağ kesunın üstadı olan
Necip Fazıl tutarsızdı, kendini
çok beğenmişti, dönekti.Ne-
cip Fazıl, kendini Islam dava-
sımn miman olarak gördüğü
için MSP yöneticileri kendini
aforoz etse bile, tabarun ken-
dine sahip çıkacağını, hele is-
tese gençliği MSP'den kopa-
np alabilecegini düşünüyordu.
Bunu uygulamak için, MT-
TB'de topladığı gençlere uzun
bir konuşma yaptı ve MSP'yi
bırakıp kendisiyle birlikte
MHP'ye geçmelerini emretti.
"Beni seven arkamdan gel-
sm!J
n
dedıği toplantıdan çıkar-
ken MTTB'den bir kişi dahi
peşinden gitmedi.
çıkarmalan gerekirken siyasi bir der-
gi çıkarmışlardı. Cemaatin içinden,
Adapazan'ndan bir grup, bu düşün-
ceyle Zafer adında bır dergı yayımla-
maya başladı. Bu dergi siyasetten
uzak, daha çok dini konulara yer ve-
ren, bol resimb bir dergıydı. Bu dergı
Adapazan gibi bir yerde çıkmasına
rağmen, cemaatin asıl dergisi olan
Köprü'den daha çok satmaya başladı.
Kutlular başta olmak üzere Musta-
fa Sungur, Mehmet Fırmcı, Bayram
Yüksel,Bekir Berkgıbı ağabeyler, Za-
fer dergısının kapatılmasını istediler.
Ama Zafer dergisinı çıkaran Sakarya
grubu bunu kabul etmedi. Tartışma-
lardan sonra Zafer dergisinı çıkaran
Sakarya grubu, ayn bir grup halıne
dönüşerek Yeni Asya grubundan ay-
nldı. Yeni Asya cemaatinin ya-
şadığıbuolaylan, MSP'li-
ler ve Yeni Asya cemaati için-
de bulunan Fethullah Gülen
grubu yakından ızlıyordu.
Cülen partıyor
MSP'den sonra Yeni Asya
cemaati en büyük dim gruptu.
Fethullah Gülen ise Yeni Asya
cemaatinin içinde, adeta bır
uçbeyi gibiydi. Gülen, bağım-
sızlığını ilan etmek için uygun
zaman kollayan bir küçük
grubun lideriydi. Yeni Asya
cemaatinin yıprandığıiu,
MSP'nin ise gün geçtikçe güç-
lendiğini ve siyasi yönden de
etkin olduğunu gözlüyordu.
Kafasındaki hedeflere ulaşa-
bilmek için MSP'nin atak,
keskin ve hareketli gençlenne
ihtiyacı vardı. MSP'ye yakm-
laşmak, uzun vadede Fethul-
lah Gülen için daha yararlı ola-
caktı. Bu düşünceyle MSP
çevresme adarnlan vasıtasıyla
mesajlar gönderdi. Yeni Asya
cemaatıni tenkit etti, MSP'nin
gayretini övdü. Böylece MSP
ile Fethullah Gülen arasında
bir yakınlaşma başladı. 1973
seçimlerinde Fethullah Gülen
ve çevresi MSP'ye oy venncc
yakınlaşma adeta bütünleşme-
ye dönüştü.
MSP'liler de bu dunımdan
memnundu. Çünkü Yeni Asya
cemaatıni Fethullah Gülen va-
sıtasıyla bölmek, zayıflatmak
mümkündü. Erbakan, kur-
maylarınaemirverdı: "Fethul-
lah Gülen Hocamıza sahip çı-
km, onun etrafinda bulunun,
yarduncı olun."
İşte bu yakınlaşmayla Fet-
hullah Gülen'in yıldızı parla-
maya başladı. Temelmı attığı,
altyapısuıı oluşturduğu cema-
at bir anda hareketlendi. Izmır
Bornova Camii'ne her taraftan
akın akın insanlar geldi, cuma
vaazlan veren Fethullah Ho-
ca'yı dinledı. Vaazdan sonra
dinlemeye gelenler ve getıri-
lenler, Fethullah Gülen cema-
atine ait dershanelerde ağırlan-
dı, misafır edildi ve teyp kaset-
lerinden yine Fethullah Ho-
ca'nın önemli vaazlan dinle-
tildi. Yeni Asya ileri gelenlen
Fethullah Gülen ve cemaatinı
tamamen kopmaması için Fet-
hullah Gülen'in vaazlanndan
bazılannı 'Hhabet Çiçekleri'
adıyla kitaplaştırdı. Fakat arzu
edilen yakınlık kurulamadı.
Bunun üzenne Mehmet Kır-
kmcı, Mustafa Sungur, Musta-
fa Bayram gibi ileri gelenler
Fethullah Gülen'i ziyaret etti-
ler. Ama artık kemikleşmiş bır
çevre oluşturmayı başaran Fet-
hullah Gülen, kendi hareket
tarzmda ısrarlıydı. Kemikleş-
miş taban MSP'lilerden oluş-
muştu. Mustafa Birtik, Kemal
Erimezgibi, Nurculuğuyla ta-
nınmış güçlü kişiler de Fethul-
lah Gülen'in yanındaydı. MSP
teşkilatian Fethullah Gülen ce-
maatinin gelişmesinde hayli
etkindi.
YARIN
Kııtlular-
lslamcı kesim içinde kav galar sürerken Nurcular boş durmuyordu. Açüklan kamplarda küçük yaşlardaki çocuklan eğioyorlann.
Fethullah Gülen
tartışması
• Gülen cemaatine
zenginler nasıl
kazandınldı?
• M. Şevket Eygi:
"Islami kesimdeki
radikal ve köylü
kültürlü kişiler
devlet düşmanlığı
yapıyor, hata
ediyorlar."
BtRBAKIMA
SERVER TANtLLl
MînaUrgan'ın
Arkasından...
Yaşamımı onca etkileyen Murat Sanca'nın çev-
resinde tanıdığım iki insanın hem kişilikleri hem de
dostlukları benim için ayn bir değer taşıdı hep.
Onlardan biri Berna Moran, öteki de Mîna Ur-
gan'dı. Kişilikleri çarpıcı, dostlukları yapıcı oldu;
çok şey de öğrendim kendilerinden. Yaşamın akı-
şına ne diyebiliriz ki? önce Murat Sanca çekiltp git-
ti, sonra Berna Moran, şimdi de Mîna Urgan.
Çevrem gitgide daralıyor mu ne?
Ama hayır böyle sorular yersiz. Dünya, kalan
dostlarla da anlamlıdır. Hatta düşmanlarta! Yani
"daha ınsanca bır dünya" adına verecegıniz kav-
gayla! Onu sürdürmeye bakmalı. "Evvelgidenah-
baba selam olsun erenler" dıyerek...
•
Mîna Urgan'ı, herkes gibi ben de, akademik ça-
lışmalanndan tanıdım. Istanbul Üniversitesi Ede-
biyat Faküttesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün
bu saygın hocası, arkasında yüklü ve değerli bir
miras bırakmıştır. Shakespeare'siz, Thomas Mo-
re'süz, D. H. Lav/rence ve Virginia VVootfsüz,
Graham Greene'le Aidous Huxley'siz edeme-
yeceğinize göre, bu miras size çok şey kazandı-
racaktır. Dilimizde ilk kez dikilmiş ciddi bir anrt ola-
rak, beş cittlik Ingiliz Edebiyatı Tarihi'ne sırtıruzı
vererek ve alabildiğine güven içinde atınızı istedi-
ğiniz gibi koşturabilirsiniz.
Başka hıçbir şey yazmasaydı da, sadece bu ça-
hşmalanna dayanarak, Mîna Urgan küttürümüze
yaptığı katkıdan dolayı saygın bir yere otururdu.
Ne var ki o başka şeyler de yazdı.
Ingiliz edebiyatı meraklısı bir çevrenin dışında
bütün bir ülkenin hemen her çevreden binler, on
binlerce okurunu arkasından çekip götürmesi de,
onlarla oldu.
Bir Dinozonın Anı/an'yla yaptı bunu.
Dünyayı gezerken edındiği gözlemlerde önem-
liydi; onlan da Bır Dinozonın Gezileri adlı son bir
kitabında okurlanna ulaştırdı.
Büyük yankılan oldu bu kitaplann; hele hele bi-
rincisinin.
Neydi yaptığı aslında?
Yazdıklanna gösterilen ilgiye şaştığı oldu: Bu
topluma onca aykın olduğu halde nedendi bu il-
gi? "Çok saf;yorum, acaba çok mu bayağı yazı-
yonım" diye sordu da.
Ama olan şuydu gerçekte: Cumhunyet tanhinin
pek görkemli ve onurlu bırdönemi yaşanmıştı. Ne
var ki, arkasından, özellikle de 50'lerie beraber bir
ihanetle de karşılaşmıştı rejim. Bir parça nefes al-
dıran 27 Mayıs'tan sonra, savrulma, hele hele 12
Eylül'le ayyuka çıkmıştı. Hayasız bir liberalizm po-
litikası, Cumhuriyet'in ilkeleri tasfiye edilirken, top-
luma "yükselen değeher" adına, soygunu, köşe
dönmeciliği, gemisini kurtaran kaptan bireycilıği-
ni şınnga ediyordu. Bütun bu yapıianlarla aynı za-
manda belleği ığdiş edilen topluma, birinin çıkıp
lıatırlatmalarda bulunması, FerkJun Andaç'ın de-
yimiyle "beUeğe dönüşü" sağ\amas\ gerekiyordu.
Mîna Urgan işte bunu yaptı.
Yaşadığı dönemi anılanna dayanarak belgeledi.
Çarpıcı bir ironi ile, bir "dinozor"du karşımızda
konuşan.
Canlı ve kalıcı bir şey vardı söylediklerinde; top-
lum, çürümüşlüğü ve kokuşmayı yaşadığı için, di-
ri olanı fark etmekte gecıkmedi. Tıpkı yaşadığı gi-
bi yazdıklannda da içten ve dürüst olduğunu gör-
dü okur. Yaşama bakışı ve insansal özellikleri ilgi
çekiciydi. Topluma "aykın" olduğu anlarda bile bir
dürüstlük vardı. Kimi kadın politikacıların alçatttı-
ğı, bilinçsiz türbanlı takımının ise yobazlığa boyun
eğerek düşürdüğü kadın imgesine karşı, sağlam
değerleriyle ayakta kalan kadını da temsil ediyor-
du. Bir aydın, bir hümanist, bir laik cumhuriyetçi,
birdemokrat, birsosyalistti karşımızdaki. O bütün-
lüğü de ortaya koyuyordu. Bütün bunlan da zen-
gin bir bilgi birikimi ile yapıyordu.
ûzetle, Mîna Urgan'ın son yıllarda, büyük okur
yığınlannca birden kucaklanmasında ne bir rast-
lantı vardır bana göre, ne gelgeç bir heves. Dip-
ten gelen bir dalga, bir için için bekleyiş, sonunda
okurla yazannı buluşturmuştur. Mîna, tam zama-
nında gelmiş ve alabildiğine cesaretle putlan kır-
mıştır. Aramızdan aynlıp giden de en başta işte bu
cesur insandır.
"Giden" dedim, hayır, bu toplumda, yobazlığa,
gericiliğe, ırkçılığa, sömürücülüğe karşı kavga sür-
dükçe, Mîna Urgan da hep aramızda yaşayacak;
sosyalizmden, sevgiden, kardeşlikten, aydınlıktan
yana kalemı ve düşünceleriyle, bize hep daha iyi-
yi, daha guzelı, daha özgür ve daha insanca olanı
hatırlatacak...
Annem Hayriye Ayyıldız'ın uzun rahatsızlığı
süresince hekimlik ilgisıni esirgemeyen ve yapûğı
başanlı amehyatla onu yenıden eskı sağlığına
kavuşturan
Prof. Dr.Vedat DURGUN'a
ameliyat cerrahi ekıbinden Doç. Dr. Salih
PEKMEZCt'ye, anestezıstler Uzm. E>r. Tamer
SALtHOGLU'na, Uzm. Dr. Güniz
MEYANCI'ya, aynca Cerrahpaşa Hastanesi'nin
Genel Cerrahı Topuzlu Servisı ve Acil Servis
doktor, hemşire ve personeline içten
teşekkürlerimi sunanm.
"* Der>aAYYILDIZ
ANKARA BtRİNCt ASLİYE
TtCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI'NDAN
EsasNo- 1999/124
Davacf Mustafa Ekmcı
Vekılr Av Sınan Kılıçkaya
Davalı: 1- Cemal Yığıt - Pınarbaşı Mah. Akarsu Sok.
No 19/10 K.Ören/Ankara (ılanen tebhgat) Davacı vekıli
tarafindan davalı Cemal Yığıt aleyhıne açılan sözleşme-
nın feshı davasının yapılan yargılamasında;
Davalı adına çıkanlan dava dılekçesı, yenıleme dılek-
çesı ve dunışma gunune aıt tebhgat bıla tebhğ ıade edıl-
mış olup, yapılan emnıyet araştıımasuıda da davalının
adresi tespıt edılemedığınden adına dava dılekçesı, yeni-
leme dılekçesı ve dunışma gûnünûn ılanen teblığıne ka-
rarvenlmış,Durusma, 12 7 200OgûnüsaatO9.55'etalık
edılmış olup, HUMK'nın 213 maddesı gereğınce dunış-
mada hazır bulunmadığmız takdırde yargılamaya yok-
luğunuzda devam edıleceğı hususu keyfiyeten ilanen
tebhğ olunur Basın 33595