23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 HAZİRAN 2000 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERtV DEVAM 19 Hayvancılık Kongresi Sezer: Tarımda dışa bağımhlık üzüntü verici ANKARA (Cumhuriyrt Bürosu) - 20 yıl sonra top- lanan Türkiye Hayvancılık Kongresi'nde, Türki- ye'nin hayvancılık politi- kasında da IMF'ye tesbm olduğu vurgulandı. Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sczer, Türkiye'nin bazı ürünlerde dışa bağımlı du- ruma gelmesinin üzüntü verici oldugunu vurgular- ken; CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, "Ekonomik çöküntü, sek- törlerin çöküntüsü yanın- da, insanlann ODurİan ik oynandığı kanaatimiz var" dedi. Türk Veteriner Hekim- leri Bırliği Merkez Konse- yi ile Veteriner Odalan ta- rafından düzenlenen "8. Türkiye Hayvancılık Kongresi" dün başladı. Cumhurbaşkanı Sezer, kongre nedeniyle yayım- ladığı mesajda, tanmda yapısal reformun mutlaka gerçekleştinlerek sektörün endüstri haline getirilmesı gerektiğini vurguladı. Se- zer, bazı ürünlerde dışa ba- ğımlı hale gelmenın Tür- kiye için üzüntü verici ol- duğunu belirtti. Hak-lş Genel Başkanı Saüm Uslu, konuşmasın- da, kongreye hükümet temsilcilerinin katılmama- sını eleştirerek "Yfaıe ken- dimiz söyleyip kendimiz dinleyeceğiz, sokak defile- si olsa daha fazla haber ve Ugi olurdu. Bu, ülke yöne- ticilerinin, medy asının ül- kenin sorunlanndan uzak- hğmı gösterir* dedi. Uslu, Türkiye'de hayvancılık po- litikalannm IMF tarafın- dan belirlendigini kaydet- ti. Uslu, sorunlar için siya- sılerden umut beklemek yenne, yetişmiş insanlann bir araya gelmesı gerekti- ğini söyledi. EBK ve SEK'in özelleştinlmesi nedeniyle üreticinin üretti- ğıni satamaz hale geldıği- ne dikkat çeken Uslu, özelleştirilen EBK kombi- nalannın arsasına plazalar yapıldığını ileri sürdü. CHP'li Selvi de hükü- meti temsil eden bakanla- nn bu tür kongrelere ve iş- çi konfederasyonlannın toplantılanna katılmadığı- na işaret ederek şunlan söyledi: "Çünkü gcldikle- ri zaman yapacaklan hiç- bir şey olmadığmı onlar bi- liyor. Ama vatandaş kavra- yamadı; hâlâ bakanın, baş- bakanın peşinde koşuyor. Memurlar, emeklfler ken- dileri ve gelecekleri için meydanlara çıkınca. ilgi- lensin diye polis, biber, su vıe köpekgöndermckle me- seieyi hallediyorlardı. Me- mura, işçiye, çiftçiye ne ka- dar verüeceğini, Cottarel- lı, Başbakan'dan daha et- kili açıkladı. Cottarelli, buğday arüşı için yüzde 28 uygundur dedi, yüzde 27.5 venüTer." 'Tartm bitiritiyor' • Baştarafi 1. Sayfada "Niyet mektubunun 40. maddesinde yer alan 'dcs- tek maliyetinin azaltılma- sı' ifadesi de amacuı tan- mın gefişmesi değiL mali sorunun çözûmü için des- teğin kalkması okhığunu açıkça ortaya koy muştur. Oysa Türkiye tanmmın getişmesi. yeniden yapn lanması. radikal yapısal ^eformlan gerçekleştir- mesi zorunludur. Bu zo- runluluk hiç kuşkusuz uy- gulanan destekleme pou- likalannın aynen devam ?ttirilmesini degü, yeni rasyonel-siyasi rant yeri- ne sektörün gelişimine yö- nelik Ukeli destekleme programlannı gerektir- mektedir." Desteklerin maliyetinin •azalmasını öngören temel yaklaşımın, yeni maliyet- 4er açısından bütçeye şım- dikinden daha fazla yük getireceği vurgulandı. Ta- puyu esas alan doğrudan gelir desteğı yöntemiyle tanm toprağı tapusu olan herkese yardım yapılma- smın maliyet azahnası ye- rine artışını beraberinde getireceği kaydedildi. Türkiye tanmına geliş- miş ülkelerde uygulanan destek yöntemlerinin önerilmesinin gelişmiş ülke tanm destek yön- temlerine endekslenme- sinin yanlış olduğu belir- tildi. Türkiye'nin önerilen destek yöntemlerini uy- gulaması için öncelıkle tanmsal yapısını iyıleşti- rip güçlendrrmesi, topra- ğrnı, suyunu koruyarak verimli kıhnası, ileri ül- keler düzeyinde bir üre- tim yapması gerektiği an- latılan çalışmada. "Bunu gerçekleştirmek için de yeni desteklemeterin gün- deme getirürnesi zorunlu- dur. Bu yapılmadan ileri ülkdere endeksli, onlann bugürj yaptıklannı öne- ren programlar gerçekçi değUdir1 " denildi. Programdakı, "Destek- lemelerin daha çok zen- gin çiftçflere yaranğr* görüşünün yanlışlığına dikkat çekilendeğerlen- dirmede, "Ülkemizde destek uygulamalannda, şeker pancanndan ayçi- çeğine, hububattan tütü- ne, findığa kadar birçok alanda üjretici genel profi- K küçük üreticidir. Dola- yısıyia destekler büyük çiftçüer yanında küçük üretkflere de yönelmek- tedü-r denildi. "Bizdeste- ği yoksula vereceğiz, oysa destekler tümüyle zengi- ne yanyor" varsayırrunın bu nedenle gerçekçi ol- madığı belirtildi. - Dünya fıyatı ile ileri ül- kelerde hububat üreten- lenn eline geçen fiyatm aynı olmadığmı vurgula- yan TEMA, ABD ve AB'nin tanm üreticileri- ne "eşikfiyat-taban fıyat- dünya fry^ö" gibı düzey- -lonn..uz«nnde..ve ütetiti"' refahı'ıçın gıderici öde- me, prim gibi değişik yöntemlerle destek öde- melen yapıldığına dikkat çektı. TEMA'nın değerlen- dirmesınde şu uyanlar yer aldı: "Program bun- lan hiç dikkate almadan, Türkiye üreticisine, ileri ülke üreticilerinin akhğı- nı değiL, ihracat sübvansi- yonlarryla düşürühnüş sı- nn" fiyatlannı empoze et- mektedir. Kanımızca, bu anlayış da haklı değildir ve Türkiye hububat üre- ticisinin üretimini sür- dürmesini engeUemekten başka bir sonuç yaratma- yacakür.*" Program gereği 2002 yılında TMO buğday fi- yatı açıklamayacak, şe- ker fabrikalan pancar alı- mı yapmayacak, TEKEL ve Çaykur özelleşecek, pamuk, soya ve ayçiçe- ğindeki prım uygulaması sona erecek. Raporda. gelecek 2 yıl sonunda üreticiyi bekle- yen tehlikelerle ilgili ola- rak "2002 yıhnda tüm ürün destelderi kakhnla- cak ve tanmsal üretim bütünüyle serfoest piyasa- nın o arada geaşmiş uhıs- lararası pİAasanın koşul- lanna terk edilecektir" denildi. Çalışmada, bu prog- ramlan dayatan gelişmiş ülkeler dahil dünyanm hiçbir ülkesinde tanm desteklemelerinin tü- müyle kaldınlmadığı kaydedildi. Tanmsal üre- timin desteği gerektirdiği belirtilerek "Çünkü in- sanhgın gıda güvenBğinin sağlanması açısından stratejik önemi olan ta- nm, desteklenmek zo- randada-" uyansında ba— lunuldu. Doğrudan gelir desteği yönteminin, uy- gulama zorlugu, maliyet artışı, amacın dışmda kuUanıma yol açması ve üretimde düşüşe neden ohnası nedeniyle sakın- calı olduğu belirtilirken, yöntemin tapuyu esas al- ması nedeniyle bir yan- dan tapusu olmayan çok sayıda küçük üreticinin yararlanamayacağına, ta- pusu olan fakat tanmla uğraşmayan kesimlere de kaynak aktanlacağına dikkat çekıldi. Ydmaz SEKA'yı atlaltıANKARA(CumhuriyetBüro- su)- TBMM Genel Kurulu'nda dün yapılan görüşmelerde, ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz'ın Yüce Divan'a sevkine karar veren SEKA soruşturma komisyonunun raporu 172'ye karşı 215 oyla reddedildi. Yıl- maz'ın Yüce Divan'a sevkine ge- rek ohnadığına karar verilen Türkbank soruşturma komisyo- nu raporu görüşmeleri suasında FP'lilerin verdiği Yüce Divan'jr sevk önergesi de 124'e karşı, 239 oyla reddedildi. DYP mületve- killerinin katıbnayarak Yümaz'a dolaylı destek verdiği oylamalar- da, FP'nin yanı sıraiktidarparti- leri de bölündü. MHP lideri ve Başbakan Yar- dımcısı DevtetBahçeB'nin de ge- nel kurulda bulunmasuıa karşın oy kullanmaması dıkkati çekti. Başbakan Büknt Ecevh oylama sonuçlannı "Onımhı bir sonoç" diye değerlendirirken Bahçeli, "Mesut Yılmaz Beyefendi Yüce Divan'a ghmeyecek. Hükümet devam etmeu" dedi. TBMM Ge- nel Kurulu'nda, hakkındakı 5 so- ruşturma komisyonu raporunun dün görüşülmesiyle rahatlayan Yıhnaz'ı, gelecek hafta da Yüce Divan'a sevkine karar verilen Turkcell-Telsim soruşturma ko- misyonu raporunun oylaması bekliyor. İlk aklama Kul'a Hükümet ortaklan arasında büyük gerginlik yaratan ve Baş- baîcan Ecevit'ın, "Yümazaklan- sa bfle arök hiçbir şey esldsi gibi olamaz" açıklaması yapmasma yol açan Yüce Divan gerginliği hesaplaşması dün genel kurula taşındı. Genel kurulda dün 5'i Yılmaz'la ilgili olan 7 soruştur- ma komisyonu raporu görüşül- dü. Ilk olarak, 1996 yıluıda özür- lülerin memurluğa alınması için açılan smavda mevzuata aykın işlemler yapılmasına göz yuma- rak görevini kötüye kullandığı savıyla eski Çahşma ve Sosyal Güvenlik bakanlanndan Musta- fa Kul hakkında kurulan ve Kul'un Yüce Divan'a sevkine gerek olmadığına karar veren so- ^rûşturrnk'komisyöriu raporu gör rüşüldü ve benimsendi. Genel kurulda ikinci olarak, eski Çalışma bakanlanndan FP'li Necati Çelik hakkında personel smavmdaki usulsüzlük savlan nedeniyle kurulan ve Çelik'in Yüce Divan'a sevki yönünde ka- rar veren komisyon raporu ele alrndı. Çelik, "Vereceğiniz karar ne ohırsa okun bu iş benim için şereror" dedi. Yapılan oylama sonunda Çelik'in Yüce Divan'a sevkine ihşkin rapor 130 kabul oyuna karşılık, 249 oyla redde- dildi. 23 milletvekili de oylama- da çekimser kaldı. MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, genel kurul salonunda bulunmasına karşın oy kullan- madı. Başbakan Ecevit ve ANAP lideri Yılmaz da Çelik'in Yüce Divan'a sevk edilmemesi yönün- de oy kullandılar. MHP'den 91, DSP'den 38 milletvekili Yüce Divan'a sevk yönünde oy kullan- dı. ANAP'lı Cengiz Alönkaya da aynı yönde oy verdı. DYP'li 79 milletvekili oylamaya katılmadı. Çekimser kalan milletvekilleri- nin çoğunluğunun MHP ve D- SP'liler olması dikkati çekti. Yümaz'la ilgili komisyon ra- porlanndan, ilk olarak POAŞ'la ilgili olarak kurulan komisyonun raporu görüşüldü. Genel kurul, komisyonun Yüce Divan'a gerek olmadığına ilişkin raporunu be- nimsedi. Türk Ticaret Banka- sı'nın satışı ihalesiyle ilgili sav- lar üzerine Yıbnaz ve eski Dev- let Bakanı Güneş Taner hakkın- da kurulan ve Yüce Divan 'a sev- ke gerek olmadığına karar veri- len komisyon raporuna sıra gel- diğinde salondaki gerilim arttı. DYP'li Oğuz Tezmen, anayasa değişikliği yapılarak TBMM'nin siyasal hesaplaşma aracı ohnak- tan kurtanlması gereğini vurgu- ladı. FP'li Altan Karapasaoğhı, "Yümaz mafyayı yanına ahnış, işadamına randevu vermektebe- is görmüyor. Bunun adı suç or- fakhguiır V ılmaz açığuu bikliği işadamuun medya desteğini kul- fauımak istiyordu. Yılmaz, Vığit medya grubunda atamalan bile yapmaya başladL Yiğit'in insan kaynaklan müdürü gibi davran- dı" dedı. MHP'lı Basri Coşkun, "Bir basbakanın ihalekomisyonu baş- kaıugibi davranması dfldtat çeki- d. Kono Türk adaleti taranndan ele ahnarak bu iüşküerin suç ohış- rurup olu$turmadığı açıkbğa ka- vııştururmalıdır. MHP'H arka- daşlar Ydmaz'm Yüce Dfvan'a giderek aklanması gerektiği yö- nünde eğttim taşımaktadır" gö- rüşünü dıle getırdı. FP'li Nazh lucak. "Yılmaz'ın shaseten suç- lanması değü, srvaseten aklanma- sının söz konusu oldugunu" vur- guladı. Yıhnaz'm Yüce Divan'da yargılanmak istediğıne ilışkın sözlerini anımsatan Uıcak, "Ge- ün hep birlikte Sayın Ydmaz'a yarduiKi olalım. Mgit'in arkasm- da Çakıcı var. Ydmaz himayesin- deki mafya sadece ihaleye değü, med> a> a da girmiştir. Bir gazete sanşı bile Yümaz'dan habersiz ya- pılamamışnr" dedi. Türkbank önergesine ret ANAP lideri Yılmaz ıse "Türkbank'ın satışmdan haraç almak isteyen şahsın, ihale bede- iinin düşük tutulmasun sağlama- yz çahşöğını'" vurgulayarak "Bu şahıs için kendi yüzdesi önemHdir. Vücut kinıvasının bozulmasm- dan korkanlar belki bu şekilde davranmakta hakhdır. Ama biz olayuı bu yönünü görmezden ge- lemezdik" dedi. Yılmaz ihale sü- recinde "başbakan olarak" yap- tıklannı da şöyle anlattı "BirincisL ihaleye kanumın en- geüenmesini önlemek için çaba harcadım. İhaleye katümak iste- yen herkese açık ve adil bir ihale için güvence verdim. tkincisu iha- leye kaülanlara fiy atarrbrmama- lan yönünde yapılan baskıyi ön- lemek için diledikleri gibi fiyat artnrabilecekleri armosferi sağ- ladun. Korkmadanfiyatarttıra- bileceklerini söyledim. İhale be- detinin belirlenenin altında olma- sı durumunda de\ ir onay ının ve- rümeyeceğini söyledim. İhaleyi kazanan kişiye kanunsuz işlere bulaşmış şahsın etkisini önleye- mediğimiz için ihale işlemlerinin durdunılması talimatını verdik, suç duyurusunda bulunuldu. Kaybolan bilgi norundan sö/ edil- di. Bu notiann yargısal işlemler- de bağlay ıcılığı yoktur. İlgili kişi- nin ihaleye ginnesini bir bügi no- ruyla engellemek açık bir suç olurdu. Hukukve ahlak anlamın- da en küçük bir olumsuz davra- nışım söz konusu değikiir.'" FP'İîlerin TCK'nın 240. mad- desi uyannca yargılanmak üzere Yılmaz'm Yüce Divan'a sevk edılmesine ilişkin önergesi de 124'e karşı 239 oyla reddedildi. Oylamada 18 milletvekili çekim- ser kaldı. Oylamada 51 MHP ve 68 FP milletvekilinin yanı sıra DSP'li lluçGürkan, Ah'Araba- o, Sadık Kırbaş ve Ismafl Aydm- h da Yüce Divan'a sevk yönün- de oy kullandı. DYP'den oylamaya katılan tek milletvekili olan KamerGençde Yılmaz'ın Yüce Divan'a sevki için oy kullandı. Oylamada MHP'den 48, DSP'den 104 mil- letvekili de Yüce Divan'a sevke gerek olmadığı yönünde oyunu kullandı. MHP'li Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu ile Ulaştırma Bakanı Enis Ok- süz'ün de Yılmaz'ın Yüce Di- van'a sevki yönünde oy kullan- ması dikkati çekti. Oylamaya 23 DSP'h, 15 MHP'li milletvekili katılmadı. FP'li Mukadder Ba- şeğmez ise Yılmaz'm Yüce Di- van'a sevk edilmemesi yönünde oy kullandı. 172'ye karşı 215 oy Yılmaz. SEKA arazisinin tah- sisi nedeniyle kurulan ve Yüce Divan'a sevkine karar verilen so- ruşturma komisyonu raporu gö- rüşmeleri sonunda da söz aldı. Yılmaz, "Hukuki savunma yap- mak niyetinde değilim. Tahsis iş- lemi Bakanlar Kurulu karanyla yapüdı. Kimse devletin mahnı kimseye peşkeş çekmedi. 'Bedel- sizi bedava 7 zannetmekyanhşma düşülüyor. Bağış ya da hibe söz konusu değüdir" dedi. Hükümet olarak görevlerini yerine getir- diklerini savunan Yılmaz, "CHP'nin şerrinden korkup bu yannmı Türkiye'ye kazandırma- say dık asü o zaman hesap sorma- mz gerekirdL Yabancı sermayeyi sömürgeleşme aracı olarakgören CHP'Uleri anlamakta zorluğu- muz yoktur. Ama bizim anla- makta zortuk çekriğimiz husus, bu zihniyetle taban tabana zıt partilerde de aynı yaklaşımı gör- memizdir. CHP mantığryla başb- tüan bu dosyayı savunmak ve bi- zi suçlamak ashnda bize degfl, ba ülkeye kötülüktür" diye konuştu. Yapılan oylamada, Yüce Di- van'a sevk yönündeki komisyon raporu 172'ye karşılık 215 oyla reddedildi. 6 milletvekili de oy- lamada çekimser kaldı. OMMUNICATIO,- ORMERGR \ Hattın iki ucu arasındaki en hesaplı yol! Ericsson F151 Cep Terminali Şirketinizin telefon faturalarında % 55'e varan tasarruf! İşyerinizdeki sabit telefonunuzdan, dışandaki bir cep telefbnunu aradığınızda, Ericsson C e p T e r m i n a l i sayesinde %55'e varan MobîlŞîrkenhdırimînden yararlanıfsmız. Fî 5^t Cep Terminali görüşmeyi Turkcell GSM hattına yönlendirir. Böylece, yapılan görüşmenin, daha ucuz olan cep telefonları arası görüşme gibi ücretlendırilmesini sağlar. Eğer Corbuss MobilŞirket abonesiysenız ayrıca grup içi görüşme indirimi de kazanırsınız. Grup üyeleri ofıs dışından şırketi aradıklannda F151 Cep ^Terminairsayesiııde aynı iııdiıiıııdeıı yaraılarar. Bricsson F151 Cep Terminali nin size kazandırdıkları sadece bunlarla sınırlı değil. Ericsson Şirket Çözümleri, Corbuss ve CPG işbirlıği size birbirinden değerli avantajlar sunuyor. Ericsson F151 Cep Terminali ve size özel kampanya alternatıflerı hakkında detaylı bılgi için; Ericsson Miişteri Hızmetleri: (0212) 286 86 86 CPG. (0212)290 31 70 . Corbuss: (0212)313 0 313 ' .• G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada . %, •_ . nımını ürettiler. Son yıllarda bir de "hidro-politik" kavramı kulla- nılır oldu. Zamanla suyun öneminin petrolü aşaca- ğını düşünenler, gelecekte su paylaşımının savaş nedeni olacağını iddia ediyorlar. Almanya'nın bölgemizte ilgili planlannın adı da "ost-politik*\\r. Yani, Doğu politikası! Şimdi bunlara yepyeni bir kavram daha ekleni- yor ZcM>politik! Bilindiği gibi zooloji hayvan bilimi anlamına ge- liyor. Yunancada "zoon" hayvan demek! Bizim, demokrasiden kent yaşamına kadar her şeyi "Türk tipi" yapmakta üstümüze yoktur. Şim- di siyaset bilimine giren bu kavramın aynntlanna geçeiim. 57. hükümetin kuruluşu aşamasjnda üç partinin ambleminin de hayvan içermesi aklımıza ilk, La Forrtaine'i getirmişti. Jean de La Fontaine, hay- vanlann davranışlanndan insanlara ders çıkaran, 17. yüzyılda yaşamış, Fransız edebiyatının ölüm- süzyazan... Son bir yıl içinde kurt, güvercin ve annın davra- nış biçimlerine bakınca, doğrusu La Fontaine'in U- le "bu kadanna pes" diyecegi dersterle karşılaş- tık. Son atışma ise önümüzdeki günlerde bu alan- daki ders verimliliğinin daha da artacağını göste- riyor. Devlet Bahçeli, "hazır Tokat şehrine gelmişken güvercine bir tokat atayım" dedi ve devam etti: "Hiç gûvercinin kurdu yediği görûlmûş müdür?' Buna DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit karşılık verdi: "Kurdun gûvercinin seviyesine çıkma ihtimsâ yoktur. Madem doğadan ömek veriyortar, ben de devam ettiriyorum..." Bülent Ecevit duruma açıklık getirdi: "Rahşan Hanım doğa bilıminden söz ediyor. Si- yasetle ilgisi yok!" Kurtla güvercin Irasındaki bu atışmaya an ve kı- rat da usul usul ekleniyor. Zco-politiğe yeni dallar da eklenebilir. Dört ilke Sözümüz tamamen" yukandaki açıklamalardan veTBMM'den dışan, bizzoo-politiğin bilimsel içe- riöine açıklık getirelim. Dört temel ilke şudur Içgüdüsel hareket Kanıtlanması en koiay ilke budur. Zoo-politik deyince aklınıza gelen ülke han- gisiyse/oradaki mecliste bir oylama mı yapılacak? Vekiller içgüdüsel olarak genel başkanlanna bakar- lar. O hangi yönde hareket ediyorsa, o yönde oy çıkar. Buna zoo-politik de, içgüdüsel oylama ilke- si de denir. Toplu dolaşjm: Yine aynı ülkede vekiller genel olarak tek başJanna hareket etmezler. Eğer böyle hareket eden bir kişi çıkarsa hemen şu soru soru- lur - Arkasında kim var? Çünkü, zoo-politikte tek başına hareket çok güç- tür. Bir hamlede kendinizi meclisın dışında bulur- sunuz. Açık-gizli tavtr. Zoo-politiğin açıklanması en zor ilkelerinden biri budur. Bunun temeJ nedeni, Meclis üyelerinin gizli oylamada nasıl hareket et- tiklerinin bir türlü ortaya çıkanlamamasıdır. Bu ko- nuda çeşitli Ar-Ge kuruluşlan araştırmalar yaptlar, ancak sağlıklı birsonuca ulaşamadılar. Bu yüzden liderler olabildiğince açık oylama yapılmasını ister- ler. Çünkü bu tür oylamada işgüdüsel hareket ağır basar ve sonucu görmek kolay olur. Serbest bırakma: Zoo-politiği en iyi aniatan il- ke budur. üderter pazariık güçlerini arttırmak iste- dikleri zaman şunu söylerier - Biz grubumuzu serbest bıraktık! Bunun Türkçesi, vekillerin istediği gibi oraya bu- raya gitmesi, hareket sahasının geniş olmasıdır. Ancak karşı tarafın adamlan bu serbest bırakma- yı samimı bulmazlar, "grubuna hâkim ol" diye çı- kışıriar! Zoo-politiğin öteki ilkeierini yaz boyu anlatma- ya devam edecegiz. Peşrevimiz şu olacak: Kurt, güvercin bir de an Ele geçirince iktidan... . • . balbay@cumhuriyetcom.tr 'Üretici örgütLenmeli9 URKCELL ERİCSSON ANKARA (Cumburi- yet Bürosıı) - Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlgndırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfi (TEMA), tanmsal geliş- merun olmazsa olmaz bi- rinci koşulunun örgütlen- mek oldugunu vurguladı. Üreticinin emeğinın hak- kını alması ve üretime şevkle sanknasının ör- gütlenmesine bağlı oldu- ğu vurgulanırken Türki- ye tanmına küçük işlet- mecilik yapısınm ege- men olduğu belirtildi. TEMA'nın Türkiye Tarunı ve Üretici Örgüt- lenmesi konulu çalışma- sında, Türkiyetanmmda örgütlenme flkzeyinin çok düşük olduguna dik- kat çekildi. 19^9 yılı veftterine g5- re 5 bin 422 tanmsal kal- kınma kooperatifinde 564 bin 148, 2 bin 351 sulama kooperatifinde 154bin297,388suürün- leri kooperatifinde 16 bin 923 ortak bulunduğu, oy- sa ABD 'de kooperatif or- tağı sayısınm 60 milyon, Japonya'da 44 milyon, •AB topluluğunda 65 mil- yon olduğu vurgulandı. Üretici pazarda yok Tanm üreticisinin pa- zarda ohnadığı ve spekü- latif pazar rantlan nede- niyle tüketıcinin ödediği fiyatm ancak yüzde 25- 30'unun üreticinin eline geçtiği vurgulanan de- ğerlendirmede, "Çoksa- yıda ve dağmık tanm iy- letmeterine devlet biz- mederieddnBİdegideme- mektedir. Devlet mzmct ve desteklerinin sektöre kolayukla ulaşmas ve amacına uygun knlland- ması bakımmdan örgüt- lenme bir çüaş noktası- dır" denildi. TEMA'nın, tanm üre- ticilerinin örgütlenme- siyle elde edileceğini be- lirledıği bazı kazanımlar şöyle: "Türkiye tanmmm çağdaşlaşması, dış koşoi- lar karş^smda ayakta du- mp rekabet edebfflr ö w t lik kff7jnt "^q Vertmriz geçinıliköletınelerm, mo- dem-optimam-ekono- mik işletme yapısına dö- nüşmesi Üretimin iç ve dhş pazar eğflim ve talep- lerine göre yömendirfl- mesL Küçük üreöcflerm küçük tasamıilaruun birkşerek tanmm geüşl- mine vetanmla flgfliyaa- nmlara döoüşmesL Pfy*- saya, borsaya, dt)pa2xra erişim. Tanmsal destek-' lerin gerçek üretidyen-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear