Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5MAYIS2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Uzun mücadeleler sonucu kazanılan sosyal haklar, küreselleşmenin bashsı altında bulunuyor
'Avrapa modeliuygulanmalı'
DUZYAZI
YÜCELTOP
TT"~Y konominin çok hızlı bir bi-
Ay çimde küreselleştiği, buna
* -J karşılık dünya ölçüsünde ye-
terlı sosyal korunma mekanizmalan-
nın oluşturulamadığı koşullarda Av-
rupa Birliği gibi bölgesel yapılaşma-
lann, varsa sosyal modellerin sözû-
nü ettiğımız küreselleşme içinde bi-
rer model olup olamayacaklan sık
sık tartışılan bir konudur. Küresel-
leşme dediğimiz olgunun özellikle
sosyal alanda ortaya çıkardığı sonuç-
lar kuralsızlaştırma ve istihdam kay-
bı olarak görûlmektedir. Küreselleş-
miş bir ekonominin sosyal haklar ko-
nusunda zaten pek de hevesli olma-
yan kimi çevrelere bir kaytarma fir-
satı verdiği açıktır. Çûnkü günümüz-
de her şey rekabetle ölçülmeye baş-
landığı için rekabet edebilir bir işye-
ri olmanın bırinci koşulu onlara gö-
re sosyal haklann asgari düzeyde tu-
tulması ve mümkünse hiç olmama-
sıdır. Diğer yandan dünya ölçüsünde
faaliyet gösteren şirketlerin çeşitli
üretim ünitelen arasında yaptıklan
üretim kaydırmalan ile ulusal ve böl-
gesel planda kazanılmış haklan ne
denli etkilediği bilinmektedir. Böyle
bir ortamda herhangi bir uluslarara-
sı şirkeün ekonomik olarak büyüme-
sı o şirketlerin çalışanlan üzerinde
doğrudan olumlu sosyal sonuçlar do-
ğurmamaktadır.
Ulusal haklar baskı altında'
~T~ Tlusal düzeyde ve uzun
I I mücadeleler sonucu kaza-
K^s nılan sosyal haklar eko-
nomının küreselleşmesiyle büyük bir
baskı altına alınrruş durumdadır.
Makro düzeyde büyüyen ekonomı
karşısında sosyal alanda da makro
örgütlenmelerin gerekliliği açıktır.
Yanı makro ekonomi karşısına mak-
ro sosyal tezler ile çıkılması gerek-
mektedir. Oysa küresel planda ne
Dünya Ticaret Orgütü içerisinde ne
de Uluslararası Çalışma Orgütü içe-
risinde, ulusal planda kazanılmış
haklarla kıyaslanabilecek haklar ne
> debırhaklannkomnmamelcanızrna-
lanna benzer mekanızmalar henüz
oluşturulabilmiş değildir.
Buna karşılık bölgesel planda
oluşmaya başlayan ekonomik işbir-
liği örgütlenmeleri (AB, ALENA,
MERCOSUR vs.) içerisinde sosyal
alanda kimi adımlann atıldığı göz-
lenmektedır. Bu anlamda AB ince-
lenmeye değer bir örnek teşkil et-
mektedir. Bu örneğin önemini belir-
tebilmek ıçin Avrupa Sendikalar
Konfederasyonu ve sosyal alanda
oluşmuş bulunan Hükümetler Dışı
Örgütlerin (NGO) AB zirvesine su-
nulmak üzere hazırlamış olduklan
belgelerin ve bu belgelerin kabulü
ıçin 2000 yıh içinde yapacaklan bir
dizi eylemin dikkate alınmasında ya-
rarvardır.
Sosyal Haklar Avrupa Şartı
-r% ilindiği gibi 1999 Hazi-
r £ ran'ında yapılan Avrupa
J-J Zirve Toplantısı esnasında
"Sosyal Haklar Avrupa Şarö" oluş-
turulrnası kararîaştınlmıştır. Çünkü
tek pazann ve para birliğinin gerçek-
leştirilmesinin kimi olumsuz sonuç-
lan Avrupa Birliği entegrasyonu ko-
nusunda Avrupa Birliği yurttaşlan
arasında olumsuz yargılar oluştur-
maya başlamıştrr. "Avnıpa"ya olan
güvenlerini kaybeden Avrupa yurt-
taşlanna bu güveni yeniden verebil-
mek için AB Projesinin sosyal boyu-
tunun yeniden vurgulanması ve Av-
rupa düzeyinde temel haklann ko-
runmasının önemi AB entegrasyonu
için olmazsa olamaz bir koşul olarak
kendini göstermektedir.
Sorun, hazırlanmakta olan bu sos-
yal şartın mahiyetinin ne olacağıdır.
Bu şart sadece genel ifadeleri içeren
bir sözleşme mi olacaktır yoksa sağ-
lam biçimde yasal çerçeveleri çizil-
miş ve AB içerisinde insan haklannı
geliştirmeye ve korumaya yönelik
somut bir sözleşme mi olacaktır? AB
yöneticileri arasında görüş farklılık-
larından dolayı söz konusu zirve top-
lantısında bu imzalanacak olan yeni
sözleşmenin konumunun daha sonra
tartışılmasına karar verilmişti. Aym
yılm, yani 1999 yılının ekim ayında
Finlandiya'nın Tampere kentmde
toplanan Avrupa Konseyi bu söz ko-
nusu haklarla ilgili sözleşmeyi orta-
ya çıkarabilmek için hükümet tem-
silcileri, Avrupa Parlamentosu üyele-
ri ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin
^ulusal parlamenterlennin katılımıy-
la bir çalışma grubu oluşturdu. Bu
ıa grubu 2000 yıh boyunca çe-
şitli toplantılar yaparak sivil toplu-
mu en geniş biçimde temsil eden ör-
gütlerle temas ederek 2000 yılının
ekim ayında bu yeni şartı ortaya çı-
karacak. Ortaya çıkan bu taslak 2000
yıhnın aralık ayında Fransa'nın dö-
• Ankara Sözleşmesi, Kopenhag kriterleri, Maastricht ve
Amsterdam zirvelerinin ortaya çıkardığı sonuçlarla Türkiye,
dayanışma ve özgürlükler üzerine oturan bir modeli kabul etti.
Türkiye'nin önünde bulunan sorun, bu model ve ona bağlı
olarak ortaya çıkan koruma mekanizmalan için yapılacak
takvim ile bunlann hangi sırayla yapılacağıdır.
Başbakan Bülent Ecevit, Helsinki'de yapılan Avrupa Birliği zirvesinde diğer ülkelerin liderlerryle fotoğraf çektirmişti.
nem başkanlığında Nice kentinde
toplanacak olan Avrupa zirvesinde
kabul edilecek. Son yıllarda AB içe-
risinde temel haklann önemini vurgu-
layan ve kabul eden dikkat çekici ge-
lişmelerkaydedildi. Amsterdam Söz-
leşmesi "AB'nin özgûrlûk, demokra-
si, insan haklan ve temel özgüıiükle-
re saygı ve hukuk devleti ilkeleri üze-
rine oturduğu"nu öngörüyordu.
Amsterdam Sözleşmesi bir yandan
Avrupa Birliği'nin biraz önce bahsı
geçen sözleşmeye, diğer yandan da
üye devletleri demokrasi, özgürlük-
ler, temel özgürlükler ve insan hakla-
nna saygı ve hukuk devleti prensip-
lerine uymaya zorlamaktadır. Ams-
terdam Sözleşmesi'nın AB'yı oluştu-
ran bu temel ilkelerin ihlali halinde
öngördüğü tedbirler hukuki olmak-
tan çok politiktir. AB'yı oluşturan
sözleşmenin 7. maddesi Konseye,
Birliğin ilkelerine uymayan üye dev-
letlere karşı kimi yaptınmlar gerçek-
leştırme hakkı vermiştır. Örneğin
Konsey herhangi bir üye devletin oy
hakkını askıya alabilir. AB'nin ön-
gördüğü bazı haklar şöyle:
Slyasal ve Slvll Hafclar
• Kimse idama mahkûm edilemez.
• Kimse işkence ve ınsanlık onu-
runa uymayan muameleye tabi tutu-
lamaz.
• Düşünce özgürlüğü, inanç öz-
gürlüğü, açıklama ve iletişım özgür-
lüğü kutsaldır, dokunualmaz.
• Orgütlenme özgürlüğü, mahalli,
ulusal ve Avrupa düzeyinde kendini
temsil etme özgürlüğüne dokunula-
maz.
• Yaşama hakkı ve özel hayatın
gizliliğine dokunulamaz.
• Herkes AB metinlerinde bahse-
dilen haklan aynma tabi tutulmadan
kullanma hakkına sahiptir ve herkes
yasa önünde eşittir.
• Herkes cins, ırk, sosyal ve etnik
köken, dini ınanç, sakathk ve yaşh-
lık ve cinsel tercihlerinden dolayı ay-
nma tabi tutulmadan diğer şahıslar-
la eşit şans hakkına sahiptir.
Yurttaşlıfla lllşkln Haklar
• Her AB yurttaşı AB topraklan
Temelhaklann korunmasıMaastricht ve Amsterdam söz-
leşmeleri AB içerisinde temel hak-
lann korunması konusunda önem-
li ilerlemeler kaydettiler. Bu bağ-
lamda:
• Avrupa Topluluğu'nu ohıştu-
ran sözleşmenin cinsiyet, ırk veya
etnik köken, dini inanç veya görüş,
sakatlık. yaş veya cinsel tercih ko-
nusunda her türlü aynmcıhğa kar-
şı mücadeleyi öngören 13. madde-
si
• 1989 yıhnda kabul edilen, iş-
çilerin temel sosyal haklanna iliş-
kin Avrupa Topluluğu şartı ve
1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı'nı
AB'yi oluşturan temel metinler
arasında kabul eden 130. madde
• Avrupa yurttaşhğını kabul e-
den, Avrupa yurttaslannın serbest
dolaşımlannı, onlann mahalli ve
Avrupa Parlamentosu seçimlerin-
de oy kullanmalannı ve dilekçe
haklannı garanti altma alan 17,18,
19,20,21 ve 22. maddefer,
• AB'ye yoksulluk ve sosyal
dışlamaya karşı mücadele yetkisi
veren 137. maddeleri yineleyebili-
riz.
Bu temel haklar Avrupa sosyal
modelinin geliştirilip korunması
ve AB'nin sosyal modelinin güç-
lendirilmesi için vazgeçilmez bir
faktördür. Bahsini ettiğimiz söz-
leşmelerin AB'yi oluşturan temel
metinler içerisinde kabul edilme-
leri de Birliğin genişlemesinin ba-
zını teşkil edecektir. AB Konseyi,
AB'nin insan haklan konusunda
kararlı ve tek bir ses haline dönüş-
mesinı istemektedir. İnsan haklan-
na saygı AB'nin taleplerinin ve an-
gajmanlannın aynhnaz bir parça-
sı olurken AB'nin ve üye ülkeleri-
nin dı§ ve uluslararası ticaret iliş-
Jrijerinde de belirleyici rol oyna-
malan gerektiği vurgulanmakta-
dır. İnsan haklan bölünmez bir bü-
tündür. Bu baktmdan AB içerisin-
de sivil toplum örgütleri sivil, po-
litik, ekonomik, sosyal, kültüreî ve
sendikal haklann AB temel metin-
leri içerisine entegrasyonlannın
taröşılmaz bir biçimde gerçekleş-
mesini istemektedirler. Bu haklar-
dan genel bir biçimde bahsedilme-
si yeterli görülmemektedir. Böy-
lesi genel bir ifadenin AB yurttaş-
lan nezdinde oluşan güvensizlik
duygulannı ortadan kaldırmaya-
cağı açıktır.
Avrupa Topluluklan Adalet Di-
vanı, uygulamalannda BM'nin, I-
LO'nun ve Avrupa Konseyfnin
yetkili organlannın ahnış oldukla-
n kararlan dikkate almalıdır. Böy-
lece adalet divanı herhangi bır hak-
km uluslararası planda yüksek dü-
zeyde uygulama olanağı çıkması
halinde bu durumu kendi uygula-
malanna yansıtabilecektir.
Avrupa Sendikalar Konfederas-
yonu ve sivil tophım örgütleri,
AB'yi oluşturan temel metinler
içerisine yukanda bahsedilen hak-
lann entegrasyonunu;
• Birleşmiş Milletler'in 1948 ta-
rihli İnsan Haklan Evrensel Be-
yannamesi ve bununla bağlantıh
olarak 1966 yılında kabul edilen
ekonomik, sosyal, kühurel, sivil ve
politik haklarla ilgili sözleşmeler.
• Avrupa Konseyi'nin 1950 yı-
lında kabul ettiği İnsan Haklan Av-
rupa Sözleşmesi.
• Avrupa Konseyi'nin 1968 yı-
hnda kabul ettiği Düzeltihniş Av-
rupa Sosyal Şartı.
• AB'nin 1989 yılında kabul et-
tiği Avrupa Topluluğu Işçilerin Te-
mel Sosyal Haklan Sözleşmesi.
• Uluslararası Çalışma Orgü-
tü'nün 1998 yıhnda yapmış oldu-
ğu deklarasyonunda bahsedilen ve
bu örgütün sözleşmelerinden işçi-
lerin temel haklanna ilişkin olan-
lan.
• Birleşmiş Milletler'm 1979 yı-
lında kabul ettiği kadmlara karşı
her türlü aynmcılığın ortadan kal-
dınlmasına ilişkin sözleşme.
• Birleşmiş Milletler'in 1989 yı-
hnda kabul ettiği çocuk haklanna
ilişkin sözleşme.
• Birleşmiş Milletler'in 1951 ta-
rihli siyası sığınmacılann statüsü-
ne ilişkin sözleşme ve onun 1967
tarihli protokolü çerçevesinde ger-
çekleştirilmesini istemektedirler.
Sendika ve STÖ'lere göre, AB
üyelerinin bu haklann içeriği ve
uygulamalanna ilişkin ortak ve
karşılıklı sorumhıluklan vardrr.
AB metinlerine girecek olan hak-
lan AB'nin bütün topraklan üze-
rinde geçerli ohnalı ve bu haklar
AB topraklannda kabul edilen as-
gari haklar olmalıdır. Bu haklar
AB'nin bazı üye devletlerinde da-
ha yüksek düzeyde elde edilmiş
haklann aşağı çekilmesı için bir
gerekçe olmamahdır. Herhangi bir
uluslararası sözleşmeyle sözü edi-
len asgari haklann tabanı yüksel-
tılmışse bunlar AB içerisinde de
yükseltilmelidir.
Bu haklar AB yurttaşlanna uy-
gulandığı gibi herhangi bir AB ül-
kesinde bulunan üçüncü ülke yurt-
taşlanna da tamamen ve eşit bi-
çimde uygulanmalıdır.
AB ve Avrupa Topluluklan Söz-
leşmelerinde geçecek olan bu hak-
lann tümü aşağıdaki ilkelere göre
kollektif veya bireysel başvuru
hakkıyla garanti edihnehdir.
• 0ye ülkelerin iç hukuklan an-
cak bu haklann herhangi bir AB
sözleşmesi tarafindan korunma-
ması halinde yetkili olmalıdır. Bu-
nunla birlikte insan haklannın cid-
di biçimde ihlali halinde AB'nin
siyasi tedbir alma yetkisini engel-
lememelidir.
• Avrupa Topluluklan Adalet
Divanı bu haklarrn AB içerisinde
ve üye ülkelerde uygulamalan ile
ilgili yakmmalarda yetkili organ
ohnalıdır.
• Avrupa Topluluklan Adalet
Dîvanı serbest dolaşım ve ulusla-
rarası sendikal haklann uygulan-
masında yetkili organ ohnalıdır.
üzerinde serbestçe dolaşma, kahna
ve çalışma hakkına sahiptir. Bu hak-
lar AB topraklan üzerinde yasal ola-
rak ikamet eden üçüncü ülke yurt-
taşlanna da eşit biçimde uygulanma-
lıdır.
• Avrupa yurttaşlığı, AB'nin ku-
rumlanna doğrudan veya dolaylı ola-
rak katılma hakkı verir. Yasalarca be-
lirtilen bir sürenin geçmesinden son-
ra üçüncü ülke yurttaşlan da mahal-
li ve Avrupa Parlamentosu seçimle-
rinde oy kullanma hakkına sahiptir-
ler.
• Tüm kararlann prosedürü say-
dam ve tüm yurttaşlar bilgilenme öz-
gürlüğüne sahıp olmalıdır
• Heryurttaş kendisini ilgilendiren
belge ve bilgilere serbestçe ulaşabil-
melidir. (Bu kurahn istisnalan yasay-
la belirtilebilir.)
• Her yurttaşm Avrupa Parlamen-
tosu önünde şikâyet hakkı vardır.
• AB kurumlannın tasarruflanna
karşı her yurttaşın tek ve birlikte
mahkemelere başvurma dahil, giri-
şimde bulunma hakkı vardır.
Sosyal ve Ekonomik Haklar
• Herkes cinsiyet, ırk, dil, etnik
köken aynmına tabi tutulmaksızın iş
yaşamının her alanında eşit muame-
le görme ve şans eşitliği hakkına sa-
hiptir.
• Herkesin sosyal, hukuki ve eko-
nomik korunma hakkı vardrr.
• Herkes konumu ne olursa olsun
kendisini ve ailesini insan onuruna
yaraşır biçimde yaşatacak ve sağhğı-
nı ve kışılığını garanti altına alacak
gelir hakkına sahiptir.
• Herkesin, işsizlik halinde sosyal
güvenlik hakkı vardrr.
• Herkesin, sosyal ve tıbbi yardnn
hakkı vardır.
• Herkesin özel hayatının korun-
ması hakkı vardır.
• Her çocuk BM Çocuk Haklan ta-
rafindan belirlenmiş haklara sahip-
tir.
• Her çocuk kişiliğini, sağhğını,
egitimini geliştrrecek haklara sahip-
tir. AB ve üye ülkeler çocuklann kı-
şiliği, sağlığı ve moralleri üzerinde
etkı yapacak bütün çalışma biçimle-
rini yasaklayacak tedbirler alırlar ve
ILO'nun 138 ve 182 sayılı sözleşme-
lerinde belirtilen çocuklann calışma-
sıyla ilgili kurallara uyarlar.
1$ İle Hglll Haklar
• Bütün işçiler serbestçe orgüt-
lenme, birlikte toplusözleşme yap-
ma, uluslararası dayanışma eylem-
leri ve grev dahil sendikal haklara
sahiptir.
• Herkes özgürce seçtiği bir işle
yaşamını sağlama olanağma, eşit iş
koşullanna, yeterli sosyal güvenlik
ve ışsızlığe karşı korunma hakkına
sahiptir.
• Herkes hiçbir aynmcıhğa tabi
tutulmadan eşit işe eşit ücret hakkı-
na sahiptir. Bütün işçiler ışyerlerin-
de işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkı-
na sahiptir.
• Bütün işçiler ulusal ve Avrupa
düzeyinde işleri ve işyeriyle ilgili
bilgilenme, danışma ve katıhna hak-
kına sahiptirler.
Türfclyeye model
G
örüldüğü gibi Avrupa
Birliği içerisinde alt sını-
n net bir biçimde belirtil-
miş haklar ve özgürlükler üzerine
oturan bir model vardrr. Kuşkusuz
bu haklann Portekiz'deki uygulama-
sı ile örneğin Isveç'teki uygulama-
lan arasında fark vardrr. Ancak bu
farka rağmen temel ilke her yerde
aynıdır: AB ve üye ülkeleri dayanış-
ma üzerine oturmuş topiumlardır.
Bu gerçek Avrupa'da var olan sosyal
modeli ABD veya Japonya'dakin-
den farklı kıhnaktadır.
Bu durumu vurguladıktan sonra
baştaki sorumuza dönebiliriz. Avru-
pa Sosyal Modeli Türtdye'ye model
olabOirmi?
Türkiye'nin AB adaylığı gerçek-
leştiğine ve bu konuda önemli adrm-
lar atıldığına göre bu soru Türkiye
açısından artık anlamsızdır. Çünkü
AB sosyal modeli bizim için bir zo-
runluluktur. Ankara Sözleşmesi'yle,
Kopenhag kriterleriyle, Maastricht
ve Amsterdam zirvelerinin ortaya
çıkardığı sonuçlarla Türkiye, daya-
nışma ve özgürlükler üzerine oturan
bir modeli kabul etmiştir. Bizim açı-
mızdan sorun, bunun takvimi ve sı-
rasıdır.
Bu modelin ve ona bağlı olarak
ortaya çıkan koruma mekanizmala-
nmn siyasal, sivil, sosyal ve ekono-
mik haklar açısından topluma getir-
diği yeni olanaklar dikkate alındı-
ğında ekonomisi küreselleşmiş bir
dünyada böylesi bölgesel örgütün
sosyal bir model olarak dikkate alın-
ması gerektigi görüşündeyim.
ORHAN BtRGtT
Süleyman Bey
Ne Yapacak?Kamuoyu, görev süresini on bir gün sonra ta-
mamlayacak olan Süleyman Demirel'in yedi yıl-
dan bu yana ilk kez, 17 Mayıs sabahı Güniz So-
kak'taki evinde uyanacağını biliyor. Ama o güne na-
sıl başlayacağını ve dahası, ondan sonraki günler-
de ne yapacağını merak ediyor.
Bu merak, kamuoyunda iki yönlü tartışmaya
yol açıyor.
Birgrup, cumhurbaşkanlığı görevine, politikanın
dikenli yollanndan gelen Demirel'in, yeniden ey-
lemli particiliğe döneceği görüşünde. ikinci grup-
ta olanlara göre, cumhurbaşkanlığı makamında
oturmuş olan birisinin, o makamdan ayrıldıktan
sonra eylemli politikaya dönmek yerine "bilge kı-
şi" görevini üstlenmesi daha doğrudur ve Süley-
man Bey de öyle yapmalıdır.
Cumhurbaşkanlığı yapmış kışiler, daha sonraki
yaşamlannda kendilerini o makama getiren mer-
divenlerin att basamaklanna dönmeliler mi?
77 yıllık cumhuriyetimizde dokuz başkan görev
üstlendi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün,
ilk çok partili yaşam denemesinde, gericiliğin hort-
lama ginşımlerini görünce, Ismet Inönü'ye cum-
hurbaşkanlığından ayrılarak Cumhurıyet Halk Par-
tisi'nin genel başkanlığını fiilen üstlenme isteğin-
den söz açtığı biliniyor.
Inönü, 14 Mayıs 1950'de partisinin iktidardan
aynlması ile cumhurbaşkanlığını bırakmak zo-
runda kaldı. Ama eylemli siyaseti bırakmak şöy-
le dursun, önce muhalefet lideri, daha sonra ik-
tidar partisinin genel başkanı ve başbakan, son-
ra yine ana muhalefet lideri olarak politikanın
hem en ön saflannda savaşım verdi, hem de "bil-
ge kişi'Mk yaptı.
Turgut Ozal'ın, yaşasaydı görev süresinin ta-
mamlanmasını beklemeden cumhurbaşkanlığın-
dan aynlacağı ve kuracağı yeni bir partının başın-
da önce TBMM üyeliğine dönmek, daha sonra da
o partiyi iktidara getirmek ıçin savaşım vereceği
söylenir.
Bizim dokuz cumhurbaşkanımız arasında, bu
görevde bulunurken yaşamdan aynlanların dışın-
da, Korutürk ve Evren politika yapmadı. Ikisi de
asker orijinliydi ve ikisinin de güncel siyasetle ilgi-
leri yoktu. Aynı kategoride olması gereken Celal
Bayar, cumhurbaşkanlığına politikanın ilk basa-
mağından hrmanarak geldiği halde, o görevden 27
Mayıs ihtilali ile alındı. Uzun yargılama ve tutuklu-
luk süreleri, cezaevi günlerinden sonra, eski poli-
tik tabanı rahmetli Menderes ile kendisı arasında-
ki sessiz kavganın etkisiyle parçalanmış olmasay-
dı, sağ kesimde bir bilge kişi olarak olaylara yön
verme yerine kollannı sıvar ve alana çıkardı.
öyle bir deneme isteğini, destekleyicısi olduğu
Demokratik Parti girişiminin başansızlığı gen çevır-
miş olmalıdır.
Demirel, bütün bu uzak ve yakın geçmişin ya an-
latılanlan ya da yaşanılanları içinde 16 Mayıs 2000
Salı günü saat 17.00'yi bekliyor.
Gazetelere yansıyan son konuşması ile "dört
gözte". Ve o konuşmasında, 17 Mayıs 2000 Çar-
şamba sabahı için bellegindeki ajandaya kayde-
dildiği anlaşılan küçük ipuçlanna rastlamak olası.
Tarafsızlığı biteceği için kendisini savunmaya
başlayacağını söylüyor. Tabii, elli yıllık politika biri-
kimi ile, siyasette de tıpkı askertikte olduğu gibi en
iyi savunmanın taarruz stratejisine dayandığını el-
bette unutmayarak.
Tuhaftır.
Mesela ABD Başkanı Clinton'ın birkaç gün ön-
ce bizim kamuoyumuzu da yakından ilgilendiren
ünlü görüntülerini, tatlı bir kıskançlıkla değerlendi-
rip "Bizim başkanlanmız niçın böyle biryaşama so-
yunmazlar" diye sorgulayanlanmız, şımdi Süley-
man Bey yeniden 196O'lı yılların koşullarında polı
tika yapacak mı denildiği zaman, "Canım, olurmu
öyle şey?" diyoriar.
O ne yapmayı düşünüyor, bilmiyorum.
Ama niye olmasın. Kendisinde yeniden ilk basa-
maktan tırmanabilmenin enerjisini görüyorsa, de-
mokratik oyunun asıl kuralı, 17 Mayıs sabahı ken-
di siyaset dünyasının ilk günüymüşçesine işe baş-
lamanın planlannı yapmak bence ne ayıptır ne de
yakışıksız bir hareket.
öylesi, olsa olsa merkez sağın aynasında her
sabah kendilerini "lider" diye görmeye alışanlan te-
dirgin edecektir.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgit(a do.net.tr.
13 Mayıs'ta İstanbul'dalar
Küba Parlamentosu
Esenyurt'a geliyor
tstanbulHaber Servi-
si-Esenyurt Belediyesi,
13 Mayıs'ta Küba Par-
lamentosu'nu ağırlaya-
cak.
Küba Parlamentola-
rarası Grup Başkanı,
mılletvekili ve Kü-
ba'nm ilk Türkiye Bü-
yükelçisi Ramon Pez
Ferro'nun da aralannda
yer aldığı Küba Meclis
Heyeti'nin ziyaretıne,
DSP Istanbul Milletve-
kilı Rıdvan Budak ve
diğer parti temsilcileri
de katılacak. Esenyurt
Belediye Başkanı Dr.
Gürbüz Çapan, Jose
Marti ile Atatürk hey-
kelini, Esenyurt'taki
Havana Parkı'na dike-
rek iki ülkenin özgüriük
ve bağımsızhk savaşla-
nnın liderlerini buluş-
turmuştu.
CHP'h Esenyurt Be-
lediye Başkanı Çapan,
Küba parlamento heye-
tini ağırlamaya hazırla-
nıyor. Küba heyetı, 13
Mayıs'ta Esenyurt Be-
lediyesi'ne yapacağı zi-
yaret kapsamında Esen-
yurt'taki Havana Par-
kı'nda bulunan Jose
Marti anıtını da ziyaret
edecek. Dr. Gürbüz Ça-
pan, Havana Belediye
Başkanı "nın gönderdiğı
Jose Marti heykelı ile
Atatürk heykelini Esen-
yurt'taki Havana Par-
kı'na dikerek iki ülke-
nin özgüriük ve bağım-
sızhk savaşlannın lider-
lerini buluşturmustu. _
Gürbüz Çapan daha ön-
ce de Havana'ya bir
Atatürk heykelı gönder-
miş ve heykelın açılışı,
üst düzey bürokratlar ve
büyükelçı tarafindan
yapıhnıştı
Esenyurt Belediye _
Başkanlığı'nı ziyaret—.
edecek Küba heyetinde,
Küba Parlamentosu Ka-
dın Komisyonu Üyesı .
Nicves Almany. Kültür
Komisyonu Üyesi Pab-
k) Berges ve milletveki-
lı Ada Martinez de yer
alıyor