Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2000 CUMA
J ^ » » l
O L A Y L A R V E G O R Ü Ş L E R [email protected]
S
ayın Bakan, bu mektubun
amacı ülkemizdekı inşaat
mevzuatı ile ilgili Bakan-
lığtmzın şimdıkı tavırve tu-
tumunun dışında ve AB
mevzuanna uyınnlu biryo-
la dikkatinjzi çekmektir. Bunun için ön-
ce son yönetmelik değişikliklerine kû-
çûk bir örnekJe değinip temel değişik-
lüc konusunda özet bir bilgi aktarmaya
çahşacağun.
Sayın Bakan, kamuoyu sizı deprem
felakennden sonra bir şantiye şefi gibi
sahada gece gündüz yûrüttûğûnûz öz-
verili çalışmalar ile tanıdı ve takdir et-
ti. Kişisel olarak çalışmalann basında-
ki, televizyonlardaki yansımalanndan si-
zin, bakanüğın bürokratik kadrosunca
yeterince desteklenemediğiniz kuşku-
suna kapıldım. Elbet bu bir izlenimdi;
yanılmış olabilirdim. Ancak depremin
verdiği derslerden yararlanmak, boş-
luklan gidennek adına 02 Eylül 1999'da
2804 sayılı Resmi Gazete'de yayımla-
nan "Tip tmar Yönetmelikleri değişik-
fiğj" içerdiği bazı "kara mizah" mer-
tebesine varan fahiş hatalar nedeni ile
bakanlık bürokratlannın, sizi yeterince
desteklemek biryana en hafif deyim ile
"iyi niyetli girişnnlerinizi baftalavTa"
olduklannı üzülerek belirtmek ısterim.
fiayındırlık Bakanı'na...
ŞÜkrÜ KOCAGÖZ Yük. Mimar (E.RF. Lozan)
Bu hatalann en belırgin ve kara mizah me.uyarmagörevleriniyapmak yerine mimar, öbürmühendislerleeşit bir kıs-
örneği inşaatiarda bulundurulacak sür-
veyan sayısı ile ilgili olan 58. madde-
sidır. Yaprnın her 80 milyarlık dilimi için
inşaat, tesisat ve elektrik sürveyanı ol-
mak üzere üç teknik eleman bulundu-
mlacağını söylemektedir. Örneğin
10.000 m2'lik basit prefabrike bir de-
po inşaaünda, 27 adet sürveyan gerek-
mektedir. Bu ise inşaatın pek çok aşa-
masında her isçiye birden fazla sürve-
yan bulundurulması gibi "kara mizahi1
'
bir durum yaratmaktadır.
Elbet 02 Eylül 1999'un size kadar
ulaşan eleştirilen oldu. Ve 31 Ocak
2000'de bir genelge ile bazı açıklama-
lar getırme gereksinimini duydunuz.
Böylece sondaj, peyzaj işlerine bazı
açıklıklargelirken (bazı belediyelerhâ-
lâ genelgenin yoruma açık biçemi (ûs-
lubu) nedeniyle öyle mı, böyle mi te-
reddüdü içindedir) yukandaki sürve-
yan sorunu hâlâ bütûn ateşi ile sürmek-
tedir. Duyumlanmıza göre bazı beledi-
yeler ise sizi şahsen arayıp bilgilendır-
belediye meclislerinden yönetmelik
maddesini by-pas etmek içinkararlaral-
maktaHır
Burada bakanlık uygulamalarının ya-
şamın gerçekleri karşısındaki yetersız-
lik ve gerçekdışılığıru sıralamaya kalk-
sak herhalde bu yazının çerçevesini çok
aşanz. Ancak sorunun temelini işaret-
lersek sanınm daha yararlı bir iş yap-
mış oluruz. Bugün en temel eksiğimız
devletin yapı yaptınnanm doğru ve ger-
çek yolunu unutmuş olmasıdır. AB'ye
uyum (entegrasyon) sürecinde bu daha
iyi anlaşılacaktır. Nitekim Dışışlen Ba-
kanımız uyum sürecinde bizi en çok
uğraştıracak mevzuat değişikliğınin in-
şaat sektörü ile ilgili olanı oldugunu bir
televizyon röportajında kısaca dile ge-
tirdi.
Bugün mevzuanmızın en büyük ek-
siği devletin yapım sürecinde miman,
baş yetkili ve sorumlu olarak tanıma-
masından kaynaklanmaktadır. Yine ni-
tekim bakanlığıo son genelgelerinde
mi sorumluluk içinde tanımlanmakta,
baş sorumlunun, koordinatörün kim ol-
duğu mesleksel bir mizah olarak orta-
da adressız kalmaktadır. Oysa AB mev-
zuatına geçildiğinde buna uygun bir
mimarhk yasası çıkacak ve devletin ve-
kilı olarak, özel şahıslann vekili olarak,
sorumluluğu sigortalanrruş bir mimar,
yapılan doğru dürüst yaptırmak zorun-
da olacaktır. Yine pek çok Avrupa ül-
kesinde olduğu gibi mimarlıkyasası ile
bir "Mesleğe Kabul KDmitesT oluştu-
rulacakür. Bu komitede devletin de bir
temsilcısı bulunacaktır. Giderek eğiti-
min de düzeyi sürekli büyüteç alünda
tutulacaktır. Aynca yurttaşlar ile mi-
marlar arasındaki uyuşmazhklar oda
bünyesindeki yetkılı ve bir de hâkimin
yeraldığı kurulca çözümlenecekür. Bü-
tün bunlariçinMimarlık Yasası, Mimar-
lar Odası'nın konumunu, kuruluşunu
yenıden tammlayacaktır.
Yukandaki iki paragraf elbet konu-
yu açımsamaya yeterli değiidir. Bu an-
layışm açıhmını kitaplar dolusu mev-
zuat olarakpek yakında önümüzde bu-
lacağız. Sayın Bakanım, bu mektubun
amacı artık Gordion yumağma dönmüş
çetrefil, çeüşkıli, çağdışı mevzuat, yö-
netmelik düzenlenmesı anlayışının terk
edilerek hepsinin çöpe atılması ve va-
kıt geçınkneden kapısında bulunduğu-
muz çağdaş yapı üretme sürecinin ça-
lışmalamun başlatümasıdır. Bu çalışma
yapıhrken şu yönetmelik değişiklikle-
rinde de, bürokratlannızın başvurmayı
düşünemedıkleri meslekle ilgili sivil
toplum örgütlen çahşmaya dahil edil-
meh'dir. Mimarlar Odası, Mühendisler
Odası, Türk Serbest Mimarlar Derne-
ği, müşavirlikle ilgili dernek ve kuru-
luşlar çalışmaya kanlmalıdır. Bu kuru-
luşlann pek çoğu bu doğrultuda çalış-
malan yıllar önce zaten başlatmışlardır.
Bu çalışmalar mesleğin bazı kesimle-
rinde bilinmekte, bu nedenle ne kadar
uzun bir yol almamız gerektiği çok iyi
duyumsanmaktadır.
Bu lasacık yazı ile de olsa size bakan-
lık bürokratlannın görüş ve uygulama-
lan, tavsiyeleri, yönetmelik yumaklan
dışında bir yolun ve asıl yolun varlığı-
nı aktarabildiysem mesleğim ve mes-
lektaşlanm adına mutluluk duyacağım.
E>erin saygılanmla.
ARADABİR
Dr. CENGİZ ABBASGtL
Asgari Ücret ve Kesintiter
En az ücret (asgari ücret) 2000 yılı için saptanarak ocak-
tan itibaren yürüriüğe girmiştir. Saptanan ücret ayda 109
milyon 800 bin liradır. Yani bir işçi btı ücretle ytyecek, gi-
yecek, kültürel gereksinmesini karşılayacak, kırada ise
bunu karşılayacaktir. DogaJdır ki, bu ücretle çalışan biremek-
çinin esi ve ikı de çocuğunun varlığı düşunuldüğünde on-
lann da gereksinmeleri bu ücret içerisinde giderilecektir.
En az ücretin saptanması yasal dayanağını, anayasarnı-
zm 49,55 veİş Yasası'nın 33. maddesinde almaktadır. Şim-
di bu yasal dayanaklan bir görelim: Anayasamızın 49.
maddesi, "Devtetçalışanlannhayatsevryesiniypkseftmek...
ekonomik bir ortam yaratmak için tedbirteri alır. Devlet
...işçi-işveren ilişkilerinde çalışma banşının şağlanması-
nı kolaytaştıncı ve koruyucu tedbirier atır." Ücrette Ada-
let Sağlanması başlığını taşryan 55. maddede ise "Dev-
let çalışanlann yaptıklan işe uygun adaletli bir ücret elde
etmelen ve diğersosyalyardımlardanyararianmalan için
gerekli tedbirieri alır." İş Yasası ise 33. maddesi yolu ile
Asgari Ücret Yönetmeliği ilkelerine göre saptamanın na-
sıl yapılacağını düzenlemiştir. YönetrneJik 1. maddesinde
tanımlarnayı yapmıştır. Buna göre en az ücret, işçilere
nonmal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçi-
nin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorun-
lu gereksinimleri Ohtiyaçlannı) günün fiyatlan üzerinden as-
gan düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir. Saptamada ise
sosyal durum, ekoncwnik durum, geçinme endeksleri, üc-
retlerin genel seyri gibi ilkelerin göz önünde bulundurul-
ması öngörülmektedir.
Yukanda sayjlan ilkeler göz önjine aiındığınöa sapta-
nan ücretirrI \%UMwy i'gerçekle^tinfnadiğiortaya şıkmak-
tadır. Saptanan ücret gıdayı mı, konutu mu, ulaşımı mı,
sağlığı mı, insan İÇı'ljyaşamsa^öoemi oJan kültür gâttt-
sinimini mi karşılayacaktir? Hele ücrette adaletten hiç söz
etmemek gerekir. Butün bu gerçekler ortada ıken bir de
bu ücretten, zorunlu tasarruf, sigorta primi, vergi ve
damga resmi kesıldiğınde 109 milyon 800 bin lira 80 mil-
yon 500 bin lıraya düşmektedir. Orta halli bir lokantada
dört kişilik yemek parasını ancak karşılayacak bu para ile
geçineceksin dernek işçiyi ailesi ile biıiikte açlığa mahkûm
etmekie eşanlamlıdır.
Bu bağlamda konunun öteki yüzü ortaya çıkmaktadır.
Bu ücretten kesirrti yapılmalı mıdır, yapılmamalı mıdır?
Sürekli tartışılan bir konu olan bu ücretin vergiden bağı-
şık olması savlan ise bize göre tartışma konusu olmamak-
lığı gerekmektedir. öncelikle saptama yaçnhrken kesinti-
lerin göz önünde tutulup tutulmayacaklan tartışılmalıdır.
Zira yasada bu konuda hiçbir açıklık yoktur. Saptanan üc-
ret en az olduğuna göre bunun attına inmeyi gerektirecek
kesintilerin de nazara alınması gerekir. Eğer bu kesintiler
de yapılacaksa en az ücretin altına inilmemesi için kesin-
tiler kadar eklemelerin de yapılması zorunludur. Asıl çö-
zülmesi gereken konu bu olmalıdır. Nitekim bunun ayır-
dına vanmış olan Sayın Fehim Üçtşık, konuya bu yönü
ile yaklaşarak Danıştay'da dava açmıştır. Dileğimiz, da-
vanın bir an önce çalışanlar yaranna sonuçlanmasıdır.
Ancak kesin çözüm bu degildir. Yaşadığımız yılda dört
kişilik bir ailenin zorunlu temel gereksınimlerinin 460 mil-
yonla karşılanabileceği istatistik verilerle saptandığından
bu gerçeğe göre hareket etmek zorunludur. En az ücret
saptanırken gerçekdişı verilere göre ince matematiksel he-
saplamalann yaran yoktur.
Assos'tan S.O.S. Sesleri!
Mehmet Aldf ÖZNAL Mimar GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi Başkam
B
ir ülkeye kimlığinı kazandıran güzergâh açılarakyapılacak yolun kamulaş-
değerlerinbaşında "DoğaJveTa- tırma genişliği 40 metredir. Yörenin doğal
rihsel Çevresi'' gelir. Binyıllar- SİT karakteri bu yol ile bozulunca, yapılaş-
dan bu yana uygarlıklara beşik- maya açılması kaçınılmaz olacaktır. Zeytin-
lık etmi$ Anadolumuzda birçok liklerin bazı kesınilerce satın alınmasının al-
değerlerin başında "DoğaJ veTı
rihsel Çevresi'' gelir. Binyıllar-
dan bu yana uygarlıklara beşik-
lık etmiş Anadolumuzda birçok
kültürûn binkimi ile olusmuş tarihsel çevre-
miz ile essiz güzelliklere sahip doğal çevre-
miz, ne yazık ki gündengüne yok oluyor. Kı-
yılanmızın ve kentlerimizin en güzel ve ka-
muya açık olması gereken yerleri, yerü ve ya-
bancı çıkar çevrelerinin acımasız dayatma-
lanna teslim olmakta, yağmalanmakta. Gü-
nümüz kuşaklan kadar, gelecek kuşaklann
da hak sahibi olduğu ve devlet eli ile korun-
ması gereken alanlar, akıl almaz uygulama-
larla "bınüan korunmayı" kaıledilmektedır.
Sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerle-
rin, "yokoluşsürecinr durdurması gereken
"d«v1et kunıinlan", bazen aksine bu süreci
hızlandıran uygulamalar yapabümektedir.
Bu yaklaşırnlardan "dûnya kenti" Edre-
mit Körfezı 'mizdenasıbinı almak üzere! Ça-
nakkale - tzmirkarayolunun, "Ayvaak-Kû-
çükkuvu'' kesimiflin, Assos üzerinden sahi-
le indirilmesi girişiminde kamulaştırma aşa-
masına gelindi. Bilindiği gibi Assos (Beh-
ramkale) ileKüçükkuyu arasında, gerek yö-
re halkınm gerekse bu bölgeyi ziyaret eden
jâ kirr'lrnp' karşılayan yeter-
li bir yol mevcuttur. Kuzey Ege'nın tek ba-
kir kalabilmiş eşsiz güzellikteki bu yöresi,
Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu'nun 20 Eylül 1991 tarih ve 2022 sa-
yüıkaranile
a
LDereceI>ogalSİTAlanı" ola-
rak tescü edihniştir. Yine bu bölgede "Lam-
poneia'' ve "Gargara" antik kentlennm ka-
lınülan, Sazh - Kozlu köyleri civarındadır.
ASSOS ise bölgemizin bilinen en önemli
antik yerleşimidir.
Sadece ulusal değil, evrensel sayıiabüecek
değerlere sahip, yemyeşil zeytin ağaçlan ve
masmavi denizi ile olağanüstü ekolojik den-
geye sahip bu eşsiz doğa parçasından geçi-
rilmek istenen yolun yaratacağı tahribat bu
dengeyi altüst edecektir. Mevcut yol "turis-
tikgezi karakteriT olup doğal SİT ile uyum-
lu, az araç yoğunluklu, yumuşak bir yoldur.
Yapılmak istenen yol ise; "transit ulaşımyo-
lu" karakterine sahiptir. Yoğun araç geçe-
cektir. Egzoz gazlannın zeytin ağaçlanna ve
"oksijen yoğunluğu" ile ünlü yörenin temiz
havasına büyük zaran olacaktır.
Gürültü kMiliği yöre turizmine büyük dar-
be vuracaktır. Karayollan'nın ıfadesine gö-
re 12 metresi asfalt, 20 metre genişlikte bir
tında yatan da, bu gelişme ile elde edilecek
"rant hesaptondn-". Tipık bir yağma süreci
yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Tabii gerek-
siz yere binlerce zeytin ağacı kurban edile-
cektir. Hatta bazı yerierde, yol "denizdoMu-
nılarak" genişletilecek. Oysa 11 Temmuz
1992 tarih ve 3830 sayılı Kıyı Kanunu'nun
1. maddesi; "Sahfl şeridi layı kenar çizgisin-
den rdbaren kara yönündeyatay olaraken az
100 metre genişüğinde alandır. Sahil şeridin-
de yapdacak vapüar kryı kenar çtzgisine en
£azla 50 metreyakUşabflir. Taşrt yoOan sahfl
şeridinin kara yönünde, yapı yaklaşma sını-
n gerismde kalkn alanda düzenknebiHr" di-
yor. Açıkça görülüyor ki, transit yolun gü-
zergâhı Kıyı Kanunu'na aykın!
Dikkati çeken birbaşka konu da, Bursa Ko-
ruma Kurulu'nun tutumudur. Kurul, önce
bölgeyi 1. Derece Doğal SlT alanı olarak
tescil ediyor. Aynı kurul, karayollannın ta-
lebi üzerine, "çrviçakürmam" dediği yöre-
de mevcut yolun 12 metre genişlikte asfalt
yol olarak genişletilmesine onay veriyor.
Zeytin ağaçlannı önce korumaya alıyor, son-
radan nedense "minimum düzeyde!" kesil-
mesinde salonca görmüyor. Üsteük 12 met-
relik yolu gerçekleştirmek için 20 metrelik
birgüzergâh açılacağı ortada ıken. Şimdi, bu
bölgede yetkili olan Edırne Koruma Kuru-
lu'nun, bu yanlışhğı düzeltecek bir karar al-
masını ümitle bekliyor ve göreve çağınyo-
ruz.
Aynca yapıhnak istenen transit yol, "zey-
tinük alanlan daralülamazveyok edflemez*
diyen, Zeytincılığin Islahı ve Korunmasına
Dair Kanun'a da aykındır. Hem, zeytincili-
ği korumak için kanun yapılacak, hem de dev-
let eliyle bu koruma anlayışına aykın ışlem!..
Yol standartlannm yükseltihnesine karşı
değiliz. Bu konuda seçenek önerim; Ayva-
ak- Küçökkuyu arasında halen mevcut olan
yolun, tırmanma şentleri eklenerek genişle-
tümesi, rampa ve virajlann teknolojinin ola-
naklan ile düzenlenmesidir.
Üstelik bu yolda her an eşsiz doğa güzel-
liklerine tanıklık ederek seyretmek çok ke-
yifli. Bu yolda daha önce Keşan - Koruda-
ğı, Çanakkale - Güzelyalı, Ezine rampa ve
virajlan nasıl düzenlendiyse, Nusrath ram-
pa ve virajlan da sorun olmaktan çıkarOla-
bilir. Teknoloji yeterlidir ve bu çözüm çok
daha ekonomiktir. Çünkü Ayvacık - Küçük-
kuyu arası bu yoldan 28 km.'dir ve sorunlu
kısım, Hasanobası ile Yeşilyurt arasmdadır.
Yani yaklaşık 15 km.'lik bir uzunlukta iyi-
leştirme yapılacaktu-. Oysa yapıhnak iste-
nen yenı güzergâh 40 km. civannda, tama-
mı yeni sayıiabüecek, maliyeti çok daha yük-
sek bir yoldur. Bu kadar anlaşılmaz bir ısra-
nn altında; bu yol sahilden geçmediği için
"yağmalanmaktan" bugüne kadar kurtul-
muş yöre için yapılan "rant hesaplan" yat-
maktadır.. diye düşünüyorum. Başka bir
açaklama yok, ne yazık ki!
Ida'nın eteklerinde, yemyeşil "kutsal zey-
tin ağaçlarmm'' masmavi Ege'ye sevdalıy-
mışçasına aktığı düşsel bir görsel şölen or-
tamuıda gidiiiyor Küçükkuyu'dan Assos'a.
Şimdi bu eşsiz güzellik katledilmek üzere.
Hem de "devletelivte''. Yörenin duyarlı köy-
lüleri, (tıpkı Bergamahlar gibi) savaşıma ha-
zu"lamyor. Bu dünyada var olan değerlerin
sadece bizlerin değil, gelecek kuşaklann da
oldugunu hatırlayalım ve geün bu yolun ya-
pılmaması için tüm gücümüzle bu savaşıma
katılaüm. Çevrenin "Atalanmızdan miras
değfl, çocuklarunızdan ödünç" oldugunu
unutmayahm. Onlara güzel bir gelecek ha-
zırlamaya çalışırken, en başta nefes alabile-
cekleri bir dünya armağan edelim.
Oağm taşm betonlaşünkhğı kıydannıızın,
henüz yrtirOmemiş bu eşsiz güzellikteki par-
çasmm "gereksiz birTOI"ve "onun kışkırta-
cağıvapdaşma" ile tahnp edilmemesi için her-
kes üzerine düşeni yapmalıdır.
GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi ve Ça-
nakkaleli çevre gönüllüsü dosüanmız, yöre
köylüleri ile birlikte ciddi bir savaşıma ka-
rarlıdır. Konuyu; doğal SlT kararlanna, Kı-
yı Kanunu'na, ZeytincUiğı Koruma Kanu-
nu'na aykınlıktan, hukuksal platforma taşı-
yacağız. Sesimizi duyurabilmek için birçok
etkinlik ve eylem düzenleyeceğiz. Yapıla-
cak çalışmalara, başta yörernizdeki yerel yö-
netimlerin başkanlan olmak üzere, ulusal
düzeyde destek bulacağımızı ümit ediyo-
rum.
Sayın Baymdırlık Bakanı'nı kendi döne-
mine ait ohnayan bu yanlış projeyi durdur-
maya, Saym Kültür Bakanı ve Saym Turizm
Bakanı'm konuyu izlemeye, Balıkesir ve Ça-
nakkale milletvekillerimizi de göreve davet
ediyorum.
Gelin, "ülkemizi ülke, bizi insan yapan
değerfere* hep birlikte ve hemen sahip çıkahm.
Yann çok geç olabüir ve yann artık bugün-
dür.
Annenize en güzel
hediyeyi almanın
püf noktaları
Bay Mango'nun Gereksiz Çabası
Dr. Şerafettin \AMANER Emekli Kurmay Yarbay
Eski ütünüzü getirin,
anneniıe dünyanm en müthiş
ütüferinden birini armagan edin.
««Kps^fetkHt Sattctlan sizrbefctiyör..r
B
ir süre önce bazı basın aracılığı
ile Türkiye'de tanıülmaya çalı-
şılan "Atatürk" kitabımn yaza-
n. sosyal bilimci Andrevv Mango, 2
Arahk 1999 günü Istanbul Üniversite-
si Fen Fakültesi'nde bir konferans ver-
mişti. Aslmda bu, bir konferans değil,
adı geçen kitabuı tanıtıknasuıa yönelik
küçük bir konuşma idi. Bay Mango,
otuz kırk dakika süren bu tanıtım ko-
nuşmasmda, Türkiye Cumhuriyeti ta-
rihini okuyan ve Atatürk'ü bilen her
Türk insanınm bildiğinden fazla bir şey
söylemedi.
Ancak, Ulusal Kurtuluş Mücadele-
si'nin antiemperyalist bir nitelik taşı-
madığını, bunun Türkiye ile Yunanis-
tan arasındaki ikili bir savaş oldugunu
iddia etmesi doğru degildi. Bay Man-
go, bu savaş sırasında Yunanlılann Ba-
ölı ülkelerden araç-gereç yardımı alnuş
olabileceğini, ancak bunun emperyalist
bir amaca hizmet olarak değerlendiri-
lemeyeceğini vurguladı.
Bay Mango'nun bu değerlendirme-
sine, ne yazık ki ülkemiz insanlann-
dan da katılanlar bulunmaktadır. Hem
Bay Mango'ya hem de onun gibi dü-
şünen kendi insanlanmıza şu sorulan
sormak gerekir:
Eğer Ulusal Kurtuluş Mücadelesi an-
tiemperyalist bir nitelik taşımıyorsa; 1)
Şark Meselesi ya da Doğu Sorunu ne-
dir? 2) Doğu Sorunu üzerine monte
edilmiş Sevr Projesi ve Sevr Ideolojisi
neye hizmet etmektedir? 3) Mondros
Mütarekesi'nin imzalanmasırun hemen
ardından, yangından mal kaçınrcası-
na, Anadolu'nun Baülı devletler tara-
findan işgal edilmesinin amacı nedir?
4) Mondros Mütarekesi imza edildi-
ğinde sınırlanmız içinde bulunan Mu-
sul ve çevresinin, mütarekenin imzasm-
dan üç gün sonra, haksız yere acele ile
işgal edimıesi ne anlama geliyordu? 5)
Osmanlı Hükümeti'ne Sevr Projesi'ni
imzalatmak için Yunanlılan îzmir'e çı-
kartıp Anadolu içlerine sevk eden aca-
ba kimlerdi?
Bay Mango ile onun değerlendirme-
lerine katılanlara, yani Ulusal Kurtuluş
Mücadelesi'nin antiemperyalist olma-
dığmı, bunun basit bir Türk-Yunan Sa-
vaşı oldugunu ileri sürenlere bazı tarih-
sel gerçekleri anımsatmak gereği var-
dır. Bunlardan en önemli ikisi, "Doğu
Sorunu" ve bu sorunu temel yapan
"Sevr Projesi'' ile bu projenın sürekli-
liginin öğretisi olan "Sevr İdeok»jisi''dir.
Kurtuluş Savaşunız öncesinde Tür-
kiye için Batıhlann gerçekleştirmek is-
tediği bu girişimlerinin emperyalist bir
düşünceden kaynaklanmadığını söyle-
mek olanaklı mı? Batıhlann bu giri=—
şimlerine karşı verilen mücadele basit
bir Türk-Yunan savaşına indirgenebi-
lir mi? Böyle bir değerlendinne, büyük
bir tarihsel yamlgı olmasının ötesinde
Atatürk'ü de küçümsemek anlamına
gelir.
Tereciye tere satJmasm. Bay Mango,
kendi ülkesinin liderlerinin yaşamöy-
küsünü yazsın, Atatürk'ü bize bnaksın.
Atatürk'ü en iyi biz biliriz.
PENCERE
Lunapark
Geçen gün bir lunaparktan geçtim; dönme do-
lap, atlıkannca ve salıncaklar...
Düşündüm:
Lunaparkj kim akıl etmiş?..
•
Adı:
Anatoliy Vasiliyeviç Uınaçarskiy...
1875'te Poltava'da doğuyor.
Soylu bir ailenin oğlu.
Hayatı bir roman.
Çocukluğu Kiev'de geçiyor, daha lisedeyken
devrimcilerarasına katılıyor, 1895'le 1898 arasın-
da Isviçre, Fransa, Italya'da felsefe ve estetik öğ-
renimi görüyor, 1899'da Rusya'ya dönüyor.
1905 Devrimi'ndetutukJanıyor, Fransa'ya kaçı-
yor.
Neyapsın Fransa'da?..
Yaratıcı bir kişiliği var Lunaçarskiy'nin, yazarlı-
ğının yani sıra devrimci eylemciliğinin itici gücü-
nediyecekyok!.. Yaşamı beyaz kâğrtüstündeso-
yutlanmamış, damarlanndan akıyor hayat...
ilk lunaparkj kuruyor..
Atlıkanncalan, saJıncakfan, dönme dolaplan ço-
cuklann sevincine sunuyor. , ,
Gurbet elde para kazanıyor. ' 2
• •• •
1917Devrimi.
"Dûnyayı sarsan on gün."
Bolşevik Devrimi, Lunaçarskiy'nin önüne yeni
ufuklar açıyor; o artık "halk komiseri"d\r.
Anatoliy Vasilyeviç'i Lunapark patronluğundan
devrimin öncü kadrosuna taşıyan hayat Rusya'yı
allak bullak etmiştir. Lunaçarskiy'nin bir büyük
kaygısı var Bu altüst oluşta sakın insanlığın ortak
malı sayılan sanat ve kültür hazineleri yağmala-
nıp yıkılmasın!.. Iç savaş sırasında Maksim Gor-
ki ile el ele vererek korumayı sağlryorlar.
Lunaçarskiy sanatta Marksist estetiği, sosya-
list gerçekçiliği savunuyor devlet tiyatrosunun
başına ünlü Meyerhold'u getiriyor, sinemada Ay-
zenştayn'ın yükselişi de bu dönemdedir.
Ya sonra?..
•
Sonra ölüm hoş geldi..
Sefa geldi.
1933 yılında Madrid Büyükelçiliği'ne atanan Lu-
naçarskiy yolda gözlerini kaparken hapishane
hücrelerinden tiyatro sahnelerine, devrimci ey-
lemlerden sürgünlere, lunapari<lardan devletin üst
düzeylerine dek gelgitlerde yaşanan birömre nok-
tayı koyuyordu.
1991'e değin dünyada olup bitenleri görebile-
cek kadar yaşasaydı, Sovyetler'in dağıldığına ta-
nık olacaktı. Beriın Duvan'nın ise yapıldığına ta-
nık olmamıştı ki yıkıldığını izleyebilsin.
Tarihin gelgrtterinde geleceğin öngörüsü yeter-
siz kalıyon çoğu insanın ömrü kısa oluyor; yaşa-
dığı zaman dilimi 'gel' ya da 'git' sürecinde eri-
yip gidiyor.
•
'Lunapark' deyince ister istemez isim babası Lu-
naçarskiy aklıma gelir.
Düşünürüm, rengârenk dönme dolabı Bolşevik
halk komiseri mi buldu?.. Atlıkanncayı devrimi dü-
şündüğü gibi mi tasariadı?.. Ya lunapark aynala-
nnı nasıl keşfetti?..
İnsan lunapark aynalannın dizildiği salona girdi
mi gülmeye başlar, aynada kendini gördükçe ba-
sar kahkahayı!.. Kiminin ise lunapark aynasına
bakmasına da gerek yok.
Onlann soytanlığını yansıtmak için düz ayna
yeter.
İLAN
KAKIAL 3. ASIİYE HUKUK
MAHKEMESÎ'NDEN
2000/109 Esas
2000/260 Karar
Davacı Fatma Servet Ensari tarafından davaJı Nüfus
Müdûrlüğü aleyhıne mahkememize ikame edılen isim
tashihi davasında:
Kadıköy-Göztepe H: 2757, C: 011 l'de nüfiısa kayıt-
h Ali Erdal ve Gülay'dan olma 21.7.1981 doğumlu Fat-
ma Servet Ensari'nin isminin Özlem Ensan olarak tas-
hih edildigi ilan olunur. 27.04.2000.
Basın: 23796
T.C.
KADIKÖY AHİCÂMI ŞAHStYE
DAVALAREVÂ BAKMAKLA GÖREVIİ
2. SULH HUKUK MAHKEMESt
1999/946 Vesayet
Yoğurtçubaşı Çıkmazı, Yosun Apt. No: 10 D: 7 Fe-
nerbahçe/Ist. adresinde ikamet eden, Fehmi oğlu, 1341
d'lu Ihsan Denizmen, M.K.'nun 355. maddesi gere-
ğince vesayet altına alingrak, kendisine, aym yerde ika-
met eden 1942 d'lu Nevin Kizir vasi tayin edilmiştir.
Keyfiyet ilan olunur. 4.4.2000.
Basın: 23861
ANKARA 28. tCRA MÜDÛRLÜĞÜ
B3.4.İİD.4.06.0028
1999/3600
Alacakh: T. Emlak Bankası A.Ş. vekili Av. Seval Çı-
nar
Borçlu: YusufAltanhan
A. Miktan: 724.751.911 TL. masrafsız
Müdürlüfümüzün yukanda yazıü bulunan takip dos-
yası müdürlüğümüzün 1995/5550 esasından yenilen-
mis olmakla müdürlüğünıüzün 1999/3600 sayılı esası-
na kaydı yapılmış olup borçluya teblıgat yerine kaim ol-
mak üzere keyfiyet üanen tebliğ olunur. 26.4.2000.
Basın: 24005
T.C.
ANKARA 28. İCRA MÜDÜRLÜĞtL
B3AÖD.4.06.0028
1999/3601
Alacaklı: T. Emlak Bankası A.Ş. vekili Av.
Borçlu: 1- Yusuf Altanhan, 2- Alan Teks. San. Tic.
LtlŞE
A. Miktan: 1.334.008.866 TL. masrafejz.
Müdürlüğümüzün yukanda yazılı takip dosyası ala-
caklı vekili tarafından yenılenmiş olmakla (1995/5551
sayılı esasından) müdürlüğümüzün yukanda esas sıra-
sına kaydı yapılmış olup borçlulara teblıgat yerine ka-
im olmak üzere ılanen tebliğ olunur. 26.4.2000.
Basın: 23999