25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2S MAYS 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 r> r A <•• Genç«rn, öğrencilerin geleceklerinden "korkuklan''na daha önce de değinmiştik. Geçei hafta Ankara lletişim Fakültesi 1. sınıf <grencileri ile söyfeştik. Daha şimdiden içlerirde filizlenen "Medyanın hali belli. Okulca dğrendiklerimizi ileride çalışmaya başlaiığımızda nasıl uygulamaya koyacağız" sorusu ile çatışmaya başlanışlar. Çanakkale 18 Mart Ünivesitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüks*<okulu Ambulans ve Acil Bakım Teknitertiği bolümü öğrencisi Nesrin AJtıncva da sorununu birmektup aracılıjıyla aktarmış bize. O da gelec<ğinden kaygılı: "Okuduğum bölürrün adını belki ilk defa duyuyorsunuz. Bunur nedeni, bu bölümû açmak için uğraşinların okulumuzu tanıtmak için çabatamamalanndan kaynaklanıyor. Resmi olarakbilinen tek gerçek Sağlık Bakanlığı tarafından 8 Temmuz 2001 tarihli Resmi Gazett 'de yayımlanan Ambulans HizmeJeri Yönetmeliği 'ne göre ambultnslarda ünivers/te mezunu ambulsns ve acil bakım teknikeri çalışması hakkı tanınması. Ancak, Maliye Bakanlığı, halen tize kadro açmıyor." Ah, ah... Yaşam ile eğitrn, beklentilerle gerçekler birtikte koşsa, gençlerin hepsi ipi goğüsleyecek... Iş yaratılırl Bir yanda işsizlik bunalımı, diğer yanda siyaseten iş yaratma... önce /tatürk'ün kurduğu Sümerbank'ı ikiye ayrdılar. Bankasım sattılar, alan batırdı. Ortada kalan Sümer Holding'in fabrikalannın ise çoğu çalışmıyor. Buna karşın söylenenlere bakılırsa siyaseten her dilekçegetiren taşeron işçisi olarak Sümer Holdinç'e giriyormuş. Genel müdürfuğünde 200 personel çalışıyorsa holdinge bir o kadar işçi statüsünde personel son 6 ayda alınmış. Nerede çalıştırılacaklarsa... ISIK KANSl ğjankara kulisi Huylu huyundan vazgeçer nHî1977 genel seçimleri öncesi. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in Diyarbakır konuşması sırasında yer yerinden oynuyor. Miting sonrası, konaklanacak yere geliniyor. Bülent ve Rahşan Ecevit üst katta dinlenmeye çeklliyor. Alt katta iğne atsan yere düşmüyor. Kalabalığı oluşturanlar, Ecevit ile görüşmek isteyenler, Diyarbakır ve çevresindeki yerel önderler. CHP'nin danışmanları Ecevit'e "Sayın genel başkan, aşağıda bekleşenler, önümüzdeki seçimde belirleyici olacak insanlardır. Canlannı dişlerine takmışlar, CHP için çalışıyorlar. En azından ellerini birer kez sıksanız" önerisinde bulunuyorlar. Ecevit, "Neden olmasın"gibi bir söz ettikten sonra Rahşan Ecevit'in de bulunduğu odasına gidiyor. Az sonra, koridorda Rahşan Ecevit'in bağıran sesi çınlıyor: "Danışmanlar da kim oluyormuş! Nasıl akıl verirmiş onlar! Bülent zaten yorgun!" Aşağıda saatlerce bekleşenlerin sayısı giderek azalıyor. Mitingde yaşanan coşkuyu paylaşmak isteyenler, elleri boğürlerinde evlerine dönüyorlar... Aradan 25 yıl geçmiş. Bülent ile Rahşan Ecevit, Başkent Üniversitesi'nin üst katında. Aşağıda da bakanlar, milletvekilleri ve "Şebinkarahisarlı olması nedeniyle hastalıklara dirençli" Rahşan Ecevit'in hemşerileri, Bülent Ecevit ile görüşmek için bekleşiyorlar... AKP; OECD, AB, Davos raporfan, çeşitli yabancı kaynaklan, BM Kalkınma Orgütü, Guiness verilerini taramış, "Türkiye'nin uluslararası Mobilize olmak haritasınıçıkarmış:' - Güven duyma konusunda, Filipinler'den sonra sondan ikinci sıradayız. - Rüşvet sıralamasında 52 ülke arasında üçüncü sıradayız. - Yolsuzluklar açısından Çin, Rusya ve Endonezya'dan sonra 4. sıradayız. - Sosyal güvenlikte OECD ülkeleri arasında sonuncuyuz. - Dünyada para birimi en düşük olan ülkeyiz. - Işsizlikte 45 ülke arasında 23. sıradayız. - Dünya enflasyon liginde Sudan'dan sonra ilk sıradayız. - Uyuşturucu kullanımındaki artışta son üç yılda yüzde 350 ile ön sıradayız. - Insani gelişmişlik düzeyi yönünden 162 ülke arasında 82. sıradayız. - Gelir dağılımı adaletsizliği yönünden dünyanın en kötü beş ülkesinden biri durumundayız. Nüfusun yüzde 25'i açlık, yüzde 50'si yoksulluk sınınnın altında. Itelesen de gitmez, tık nefes bir ülke tabiosu karşısında tek tesellimiz, Başbakanımızın "yan moö/7/ze"likten "tam mobilize" konumuna ulaşmasıdır. Buna da şükür. Ekmekçi'nin hazlnesi Mustafa Ekmekçl 5. ölüm yıldönümünde aramızdaydı. Gazetecilik anlayışı ile, insancı yaklaşımı ile. TRT'ye ve gazeteciliğe yıllannı vermiş Selçuk Altan'ın elinde bir hazine varmış, Ekmekçi'nin gecesinde onu da öğrendik. Oyle ya, gazetecilerin hazinesi telefon defterleridir. Onları habere, haber kaynağına ulaştıran, kargacık burgacık yazılmış, silinmiş, tekrar yazılmış, kenarları pörsümüş telefon defterleri... Mustafa Ekmekçi, iik kullandığı karman çorman telefon defterini temize çektikten sonra "Mutlaka birgün işine yarar" diyerek Selçuk Altan'a armağan etmiş. Altan, Ekmekçi'nin nasıl bir gazeteci olduğunun gizine o defterin sayfalannı karıştırırken ulaşmış: "Yargıtay başkanının da numarası vardı, ülkenin en uzak köşesinde görevyapan savcının da. Milli Eğitim bakanının telefonu da kayıtlıydı, öğretmenlerin de. Kendisini bir kamu iktisadi teşebbüsünün genel müdürüne ulaştıracak numara da yazılıydı, aynı genel müdürlükte çalışan gece bekçisinin de." Ekmekçi için konuşanlann ortak görüşünün kanıtıydı telefon defteri örneği: "Ekmekçi, halkın sesiydi, halkın gazetecisiydi." Çevremizde kaç Mustafa Ekmekçi kaldı ki!.. 'TİP'li Yıflar' SÖNMEZ TARGAN Son günlerde eski TİP Genel Sekreteri NihatSargın'ın kale- me aldığı ve iki cilt olarak Felis Yayınevi tarafından yayımlanan "TlP'li Yıllar" kitabını okuyo- rum. Kitap, TiP'in 1961 -1971 yıl- ları arasındaki politik yaşamırıın bir belgeseli adeta. Amacım kitabı tanıtmak de- ğil, ama okudukça 6O'lı yıllar- daki politik gençliğim bir sine- ma şeridi gıbi geçti gözümün önünden. Sargın kitabında, Türk siyasal tarihinin önemli kilomet- re taşlanndan biri olan Türkiye İşçi Partisi olgusunu, akıcı bir dille, tüm boyutlanyla büyük bir ustalıkla vermiş. Bugünkü göz- lüğümüzle, kitabın içinden 6O'lı yıllara geri dönüp baktığımızda nelerin doğru, nelerin yanlış ya- pıldığını daha iyi kavrayor in- san. O yıllarda keskin görünüp TlP'e saldıranlarımızın, solda yeni parti kurma arayışlarının yaşandığı bugünkü süreçte ne- relere savrulduğunu görünce acı acı gülüyor insan. 68 gençliğinin devrimci sava- şımdaki rolünü abartıp TlP'e saldırmayı keskin solculuk sa- yanlann önemli bir bölümünün daha sonraki yıllarda (70'lerin başlarında) kapağı CHP'ye atıp dağlara taşlara "Karaoğlan Ece- vit" yazdığı anımsanırsa, o yıl- lardaki özellikle öğrenci genç- lik arasındaki TİP düşmanlığı- nın gerisinde yatan nedenleri bulmak daha da kolaylaşıyor usumda. Nihat Sargın'ın TlP'li Yıllar ki- tabından kafamdaki bu sorula- ra da yanrt aramaya çalışırken TİP kadrolarının sınıf savaşımı- nın yanı sıra nelerle de uğraş- mak zorunda kaldıklarını bel- geleriyle görüyorum. Bugün akıldan ve bilimden yana herkesin birieşebileceği bir ortak doğru varsa, o da si- yasal erki ele geçirmenin biri- cik yolunun partileşmekten geç- tiği gerçeğidir. Bu gerçeğin altını bir kez da- ha çizmemiz gerekirse, sayısal büyüklüğü, moral üstünlüğü, fiziksel gücü ve kuramsal biri- kimi ne denli çok olursa olsun bir küçük burjuva katman ola- rak özellikle öğrenci gençliğin salt devrimci devinmelerle dev- rim yapmasına, siyasal erki eli- ne geçirmesine olanak yoktur. Yukarıda saydığımız ve biraz da doğasından kaynaklanan tüm bu özelliklerini bir parti ör- gütlenmesine akıtmayan bir gençlik devinmesi, gürül gürül akan ama debisi yüksek sula- rı bir barajda toplanmadığı için yatağını yiyip bitiren birdereye benzer. Bu nedenle olsa gerek, 12 Eylül askersel devinmesinin cunta şefleri, yaptıkları yeni ya- salarla siyasal partilerin genç- lik kollannın açılmasına olanak sağlamadılar. Gürül gürül akan bu derelerin bir barajda topla- nıp daha güçlü bir enerjiye dö- nüşmesinden korktular. TlP'te de bunun tersi olmuştu. Basın- da TlP'te dolan gençlik ateşi bu barajın patlatılmasıyla so- kaklara aktı... Işte bir ünlü po- litikacımızın "Sokaklar yürü- mekle aşınmaz" sözü, tam bu yeni sürecin üzerine gelip cuk diye oturdu. Yeni parti kurma çalışmalan- nın yoğunluk kazandığı günü- müzde gençliği dışanda tutarak siyasal bir varlık gösterilmesi ne denli güçse, gençliğin de si- yasal partiler dışında kalarak devrimcilik yaptığını sanması o denli boştur. Yazıya son noktayı koyarken genç bir nüfusa sahip olan ül- kemizde özellikle gençliğin Ni- hat Sargın'ın "TlP'li Yıllar 1961- 1971" kitabını okumalannı öğirt- lerim. Kaşarlanmış yaşlı politi- kacılann okumasında da ayn- ca yarar görüyorum. KİM KİME DLM DUMA BEHÎÇ AK behicak@turk.net ÇİZGtLÎK KÂMtL MASARACI HARBt SEMtHPOROY semihporoy@yahoo.com FATÎH1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2002/296 Mahkememizın 2002/296-355 Esas ve Karar sayılı 10.5.2002 ta- rihli karan ile Ist. Bayrampaşa, (1886), Orta, Cilt: 15. Hane: 65"te nüftısa kayıtlı bulunan Hilmi ve Akça kızı 20.8.1960 doğumlu A\nur Türker'in vasisi olan annesi vefat ettiğinden, hak ve menfaatlannı korumak ve temsil etmek üzere aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan kaıdeşi Hılmi ve Akça kızı 4.10.1963 doğumlu Nurten Türker'in va- si olarak tayinine karar verilmiş olup ke>fıyet ilan olunur. 10.5.2002. Basm: 31256 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 2SMayıs tSTANBUL 5. ASIİYE HUKUK HÂKtMLİĞİ'NDEN DAVALIDERYA AKBALIK'A DUYURU 2001-119 Davacı Aydın Kızılkaya vekili Av. Hasan Orak tarafından davalı- lar Deniz Akbalık ve Derya Akbalık'a velayeten kendi adına asale- ten Müne\'ver Akbalık, H. Avni Alpaslan aleyhlerine açılan tasarruf iptalı davası sebebiyle: Davacı vekili tarafından Eminönü ilçesinde kâin 687 ada, 13 parsel sayılı kâgir işhanının 40/1600 arsa paylı. 1. bodrum kat. 9 bağımsız bölüm numaralı büronun 1/2 hisseli taşın- mazın devrine ilişkin tasarrufun iptali ile gayrimenkul üzerinde icra takıp tarihi itiban ile 1.087.620.000.- TL alacağm takip talebindeki talepleri doğrultusunda failleri ile birlikte tahsilini teminen cebri ic- ra yetkilerin tanınması. yargılama gideri ve avııkatlık ücretinin dava- lılâra yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiş olmakla; davalı- lardan Derya Akbalık'ın Osmaniye. Sığırtmaç Cad. Öztürk Apt. No: 7'9 Bakırköy/lstanbul adresinden zabıta tahkikatına rağmen tebiıgata sarih adresi tespit edilememesi nedeni ile dava dilekçesinı ve duruşma gününün kendisine gazete marifetiyle ilanen tebliğine kanr verilmiştir. 12.7.2002 günü saat 10.30'da mahkememizdeki duruşmada hazır bulunmadığı, kendisini bir vekil ile temsil ettirme- diğı takdirde HUMK'nin 213-377. maddeleri uyannca duruşmaya yokluğunda devam olunacağı dava dilekçesinin özeti yerine kaim ölrnak ve ilan tanhinden 7 gün sonra tebligat yapılmış sayılacağı üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 31225 B/R GÜNDE ALTI REKORI. 1935'TE BUGÜN, 22 YAŞlhlPAICİ AMERİKALI AT- ' LET, TESSE OtVEA/S, ŞAŞKINLIK YARATfiN gİR PERFORMAAISLA, 45 MİCIKA İÇİMOE,AITI DUN- YA REJCORU K/RD//ALA8AMAL/ f/yAHAn£r,OU(O _ ÜNİVERSİTESİ İLE M/CMSAN ÜNİVEe£/7ESİ _ ARASMPAKİ SfOe YAR/ÇA4AS/AH>A,' 9,4- SANI- YEYLE 1OO YAROA GEKOGUNU, 2O£ SAUİYEY- LE 22O YARDA (VE 2OO METRE) REKORUhlU, Z2,S SAMİyEYLE 2ZO YARDA (VE2OOME7B0 ENGELLİ REKORUMU VE 8.13METRE İLE UZUN ATLAMA REZOGUNU KlRDl. Of/ENS, BİR YIL SONRAKİ SBRLİN OLIMPİ- yATLARt'HDA 4-ALT/N MADALYA KA2A- NARAK ÜSTÜNLÜĞÜMÜ BİR KEZ DA- HA ftAUtTLtYACAICTHZ.- j NAZİLLİASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2000/571 Davacı Şerefhur Kasap vekili tarafından açılan gaiplik davası dolayı- sıyla; Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 3.4.2002 gün ve 2000 571- 2002/178 esas ve karar sayılı ilamı ile Aydın ili Nazilli ilçesi Gedikaltı köyü. Cilt No: 35. Hane: 3'te nüfusa kayıtlı. 22.3.1955 doğumlu. Mehmet Ali ve Şerefhur'dan olma. Hüseyin Kasap'ın TMK/nin 45. maddesi gere- ğince (8 yıldan beri) 1992 yılından itibaren geçerli olmak üzere gaip ol- duğuna karar verilmiş olup adresi meçhul olduğundan; lşbu kararın yayım tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğin yapılmış olacağı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 30012 İLAN BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 2002/250 Mahkememızin 14.5.2002 tar. 2002/445 sayılı ka- rarla Nevşehır Derinkuyu. Özlüce, C: 9, H: 92'de nü- fusa kayıtlı Besim ve Cevriye oğlu 1970 doğumlu Oktay Aytuntaş hacır altına alınmış, kendisi babası Besim Alruntaş'ın velayeti altına konulmuştur. ltirazı olanlann kanuni süresinde itiraz etmeleri, aksi halde kesinleşeceği hususu ilan olunur. 20.5.2002. Basın: 31230 GORUŞ EMİN GÜRSES Bush'un Sıkınhsı, Putln'in Fırsatı ABD ve Rusya Federasyonu arasında nükleer silahlarda 10 yıl içinde üçte iki oranında indirim ya- pılması anlaşması dün (cuma) Moskova'da imza- landı. Moskova'yagitmeden birgün önce Alman- ya'ya uğrayan Bush Avrupalı liderlere seslenerek Saddam'ın tasfiyesi için elden gelen her şeyin ya- pılması gerektiğini hatırlatırken, Moskova'nın Iran'a nükleer silah yapımında teknoloji sağlamasını da eleştirdi. Cuma günkü Moskova ziyaretinde de Putin'le yaptığı basın toplantısında Bush aynı ko- nuyu yeniden dile getirdi. Bunun üzerine Putin di- ğer benzer ülkelerin de dikkate alınması gerekti- ğini ifadeederek ABD'nin Asya'daki en yakın müt- tefiklerinden Tayvan'ın kitle imha silahı geliştir- mekte olduğunu hatırlattı. Putin, Bush'a Mosko- va'nın eşitlik temelinde ilişki geliştirmeye yeşil ışık yakabileceği mesajını veriyordu bu karşı açıklama- sıyla. VVashington, Putin'inAsya'daveAvrupa'daba- zı ülkelerle ilişkilerini geliştirme çabasını ızlemek- teydi. Bu çabanın önünün kesilmesi gerektiği dü- Şüncesi yaygındır. Bush yönetiminde Rusya gibi ülkelerde etnik kışkırtmalar ya da bölgesel çatış- malarla bu amaca ulaşmak önemli riskler taşıdığı için bu yöntemler ikinci plana itildi şimdilik. ABD'nin bölgedeki etkinliği önünde engel olarak duran Moskova-Pekin dayanışmasının Asya'da katılım- larlagüçlenmesinin önünün kesilmesi ise bölge ül- keleriyle bire bir ilişki kurularak sağlanmaya çalı- şılıyor. VVashington yönetimi 11 Eylül sonrası Ta- cikistan, Kazakistan ve Kırgızistan'la kurduğu kar- şılıklı ilişkilerle etkinliğini arttırmayı sürdürüyor. Bu girişim Rusya ve Çin'in Şanghay Işbirliği Teşkilatı şemsiyesi altında bir savunma paktı kurma girişi- mini de sulandırmayı amaçlıyor. Rusya'yı Kafkasya'dan dışlama çabalan Putin'i Çin dedahil alternatif arayışlarına itmiştir. Mosko- va'nın Belarus, Kazakistan, Kırgızistan veTacikis- tan'la birlikte kurduğu Ortak Güvenlik Anlaşması'na Ermenistan'ı da alması, Kafkasya'da bir denge arayışında olduğunu gösteriyor. ABD'nin Azerbay- can ve Gürcistan kartına karşı Ermenistan'ı kullan- mayı hesaplıyor Moskova. Bush yönetiminin Eri- van'a, Iran'la geliştirdiği ilişkilerini bahane ederek baskı yapması da bu nedenledir. Putin, Almanya ve Iran'ı kurmaya çalıştığı ilişki zincirine ekleme ça- basını sürdürmektedir. Putin'in VVashington'dan gelen her hamleye, karşı hamleyle cevap verme- si sonucu, VVashington yönetimi ilişkilerde Mos- kova'ya öncelik vermek zorunda kaldı. Moskova alternatif ilişkiler geliştirerek VVashington'un ken- disine yaklaşımındaki tutumunu lehine çevirme hesabında başanlı. Alternatif güç merkezlerinin artması ve bu mer- kezlerin dayanışma içinegirmeleri Pentagon'u ra- hatsız ediyor. Mart 1992'de yayımlanan ve alter- natif güç merkezlerinin doğmasını engellemeyi ABD dış politikasında en önemli hedef olarak be- lirleyen Pentagon raporu da bu tür gelişmeleri ön- lemeyi amaçlıyordu. Bu plana uygun hareket edi- yor Bush yönetimi. Kissinger geçen yılki bir yazısında zamanla Al- manya'nın Avrupa'da lider rol talep edeceğini be- lirtiyordu. Almanya'nın etkinliği ve gücü arttıkça Rus- ya toparlanmasını sürdürdükçe Rusya- Almanya yakınlaşmasının gelişeceği ve bunun ABD'nin böl- gesel etkinliğini kıracağı riskinden söz ediyordu Dr. Kissinger. VVashington bazı tavizlerle Rusya'yı yanına çe- kerek bu riski savuşturmak ve Avrupa ile Asya arasında bir tampon devlet olarak tutmak hesabı- nı yapıyor. Bush yönetimi, AB öncü devletleri ile Asya öncü devletleri arasındaki ilişkinin ABD'yi her iki bölgeden de dışlama çabalarını işin başın- dan bozmakta başarılı olamazsa, ileride kendi tas- fiyesinin önünü açabilecek gelişmeleri engelle- mekte çok zoıianır. Putin yönetimi elindeki kartla- n, gelişmelerden azami ölçüde yararlanmak için kul- lanmaya çalışıyor. Bu arada üzerine yük olan faz- lalık nükleer silahlardan da kurtulacak ve kaynak- ları yeni alanlara aktaracak. VVashington ise kay- naklan, daha gelişmiş silahlar geliştirmeye yönlen- dirdi bile. E-posta: emingursesSyahoo.com Fax: 0212 513 85 95 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 1/Paralı asker. 2/Anadolu'da kurulmuşeski uygarük... Af- 3 yon'un bir il- 4 çesi. 3/Iskam- bilde bir kâ- b ğıt... "—Hal- 6 de Leman": 7 AttüâÜhan ın g romanı. 4/ Emirler, bey- 9 ler... "Ey vuslat, o âşıklan efsuna — et" (Yahya Kemal). 5/ Adlan sıfat yapan bir yapun eki... Bir kim- se ya da topluluğun başkalannda bırak- tığı izlenim. 6/ Dü- rüst iyi ahlakh... Yur- dumuzun kıyılarm- 8 dakışlayanıslıkçıör- 9 dek. 7/ Atın ayağında genellikle bileğe ya da di- ze kadar çıkan beyazlık... Bir çalgı. 8/ Bir Avru- pa ülkesinin başkenti... Bir etkinliğin geçici ola- rak durdurulduğu süre. 9/ Uçurum... Gümüşha- ne'nin bir ilçesi. YLTCARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Balda ve birçok meyvede bulunan bir tür şeker. 2/ Seyrek dokunmuş bir rür kumaş... Esld Mısır'da guneş tannsı. 3/Kaduılann bluz ya da gömlek üze- rine giydikleri yelek... Atlas Okyanusu'nda Porte- kiz'e ait takımada. 4/Tıp dilinde derinin kanlanma- suıa verilen ad. 5/Ateş... Amerikyum elementinin simgesi... Eyerin ön ve arkasındakı çıkıntılı bölüm. 6/lzmir'in Kemalpaşa ilçesinin eski adı... Gösteriş, caka. 7/tş yapabılme yeteneği ya da sığası... Utanç duyma. 8/"— Cabbar": Tiyatro oyuncumuz... Dik yokuş. 9/ "Tüylö Bçi" de denılen bir meyve.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear